Добірка наукової літератури з теми "Siyasi faaliyet"

Оформте джерело за APA, MLA, Chicago, Harvard та іншими стилями

Оберіть тип джерела:

Ознайомтеся зі списками актуальних статей, книг, дисертацій, тез та інших наукових джерел на тему "Siyasi faaliyet".

Біля кожної праці в переліку літератури доступна кнопка «Додати до бібліографії». Скористайтеся нею – і ми автоматично оформимо бібліографічне посилання на обрану працю в потрібному вам стилі цитування: APA, MLA, «Гарвард», «Чикаго», «Ванкувер» тощо.

Також ви можете завантажити повний текст наукової публікації у форматі «.pdf» та прочитати онлайн анотацію до роботи, якщо відповідні параметри наявні в метаданих.

Статті в журналах з теми "Siyasi faaliyet"

1

ÖREN, Mehmet Furkan. "Tarikat ve Siyaset: Hâlidîlik Üzerine Bir Değerlendirme." BEÜ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ 9, no. 1 (June 15, 2022): 1–28. http://dx.doi.org/10.33460/beuifd.1058097.

Повний текст джерела
Анотація:
Tarikat ve cemaatlerin siyasetle ilişkileri Türkiye’nin önemli tartışma alanlarından biridir. Hâlidîlik bu tarikatlar içerisinde özgün bir yere sahiptir. II. Mahmud dönemiyle birlikte yıldızı parlayan ve Nakşibendiliğin bir devamı/türevi olan Hâlidîlik, bugün Türkiye’de faaliyet yürüten başta İsmailağa ve Menzil olmak üzere pek çok grubun ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Hâlidîliğin çıkış ve yayılmasıyla ilgili yapılmış sistematik araştırmalar olmakla beraber, bu tarikatın siyasetle ilişkisine değinen çalışmalar sınırlıdır. Bu tür bir okuma ancak Hâlidîlikle ilgili yapılmış olan çalışmalar ve bu tarikat üzerinde oluşan literatür incelenerek yapılabilir. Hâlidîliğin siyaset ilişkisinin betimsel analizi, güncel anlamda tarikatlar ve siyaset ilişkisine yönelik bir çıkarsama yapma imkânına da katkı sağlayacaktır. Bu çalışma, Hâlidîlik örnekliğinde bir tarikatın politik manevralarını literatür ışığında analiz etmeye çalışan bir değerlendirme makalesidir. Çalışmanın literatüre dayalı olarak temel tezi tarikatların dinamik bir organizma gibi olduğu ve kimi zaman siyasal belirginlikleri artarken, bazen de pasif muhalefete yöneldikleridir. Çalışma, dinsel bir hareketin özsel bir şekilde ele alınmasının sorunlu olduğunu vurgulamakta, dini grupların sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel faktörlere bağlı olarak form değiştirip siyasi tavır alabildiğini Hâlidîlik özelinde tartışmaya çalışmaktadır. siyasi tavır alabildiğini Hâlidîlik özelinde tartışmaya çalışmaktadır.
Стилі APA, Harvard, Vancouver, ISO та ін.
2

ÖZASLAN, Kamil, and Abdurrahman Muhammet BANAZILI. "Siyasi Denetim Aracı Olarak Meclis Denetim Komisyonlarının Rolü: İstanbul İlçe Belediyeleri Örneği." Fiscaoeconomia 8, no. 1 (January 28, 2024): 18–37. http://dx.doi.org/10.25295/fsecon.1358240.

Повний текст джерела
Анотація:
Devlet denilen üst yapının birer parçası olan belediyeler yasalarla kendilerine verilen görev ve yetkilere uygun olarak faaliyet yürütüp yürütmedikleri, belirlenen amaçlara ulaşmak için uygun araçları tercih edip etmedikleri, imkân ve kaynakları hukuka uygun şekilde kullanılıp kullanılmadıkları gibi çeşitli açılardan birtakım mekanizmalarla denetlenebilmektedirler. Bu mekanizmalardan biri olan siyasal denetim, belediye faaliyetlerinin düzenlenmesi ve yürütülmesi süreçlerinin hukuka uygun şekilde yapılıp yapılmadığını anlamak için belediye meclisleri tarafından yürütülen bir denetim türüdür. Ancak yasama ve yürütme arasında kurulan bu denetim ilişkisi komisyonun oluşturuluş şekli nedeniyle meclisteki siyasi grupların ağırlığına göre işlerliğini yitirebilmektedir. Bu sorunsaldan hareketle çalışmanın amacı belediye meclislerinde siyasal denetim aracı olarak meclis denetim komisyonlarının ne denli işler olduğunu ortaya koymaktır. Bu çalışmada, evreni oluşturan İstanbul’daki belediyeler içerisinde maksatlı (amaçsal) örneklem yaklaşımı kullanılarak belirlenen, mecliste bir siyasi grubun yoğun olduğu iki farklı belediye ile siyasi grupların birbirine yakın sayıda olduğu bir belediye olmak üzere, üç ilçe belediyesinde görevli toplam 12 meclis üyesiyle görüşmeler yapılmıştır. Görüşmeler tematik analiz yöntemiyle analiz edilerek elde edilen veriler çalışmanın amacına uygun olarak yorumlanmıştır. Belediye başkanı ile komisyonun çoğunluğunu oluşturan üyelerin aynı partiden oluşması durumunda parti iradesinden çıkılamaması, dolayısıyla komisyon çalışmalarında reel ve etkin kararların alınamaması araştırmada sonucunda elde edilen başlıca bulgular arasında yer almaktadır.
Стилі APA, Harvard, Vancouver, ISO та ін.
3

Tayınmak, İlknur, and Aras Türkeli. "Kadınlarda Algılanan Ayrımcılık, Göreli Yoksunluk ve Kolektif Eylem Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi." Kadın/Woman 2000, Journal for Women's Studies 23, no. 1 (September 17, 2022): 19–40. http://dx.doi.org/10.33831/jws.v23i1.241.

Повний текст джерела
Анотація:
Dünyanın birçok bölgesinde kadınlar toplumsal cinsiyet rolleri ve algıları temelinde ayrımcılığa, şiddete ve fırsat eşitsizliğine maruz kalmaktadır. Kadınların maruz kaldıkları bu olumsuz tutum, davranışlar ve bunlara bağlı algılar, onların kolektif eylemlilikleri ile ilişkilidir. Bu bağlamda, mevcut araştırmada kadınların cinsiyet temelli ayrımcılık algısı, göreli yoksunluk algısı ve kadın hakları çerçevesindeki kolektif eylemleri arasındaki ilişkilerin ele alınması ve bu ilişkilerde siyasi görüşün rolünün incelenmesi amaçlanmıştır. Mevcut çalışmanın örneklemini Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden 328 gönüllü kadın katılımcı oluşturmuştur. Katılımcılara Göreli Yoksunluk Ölçeği, Ayrımcılık Algısı, Siyasi Görüş, Kolektif Eylem ve Kolektif Eylem Niyeti’ne ilişkin ölçeklerin yer aldığı bir anket formu uygulanmıştır. Yürütülen analizler sonucunda kadınların cinsiyetlerine ilişkin ayrımcılık algılarının göreli yoksunluk algılarını, göreli yoksunluk algılarının ise ilgili konuda faaliyet gösteren bir sivil toplum kuruluşuna üyelik niyetlerini pozitif şekilde yordadığı; bu ilişkilerde siyasi görüşün düzenleyici rol oynadığı bulgulanmıştır.
Стилі APA, Harvard, Vancouver, ISO та ін.
4

FİRUZAN, Esin, and Ali Rıza FİRUZAN. "TÜRK BANKALARININ LİKİDİTE VE KREDİ RİSK DEĞERLENDİRMESİ: DİNAMİK PANEL VERİ ANALİZİ." Business & Management Studies: An International Journal 5, no. 3 (December 19, 2017): 703–16. http://dx.doi.org/10.15295/bmij.v5i3.176.

Повний текст джерела
Анотація:
Karlılık hedefiyle faaliyet gösteren Türk bankacılık sektörü, Türkiye’nin bulunduğu coğrafi ve siyasi konjonktür, gelişmekte olan ülke konumunda olması ve sınırlı öz sermaye olanaklarına sahip bir ülke olması nedeniyle, hem iç hem de dış dinamiklerinde oluşan baskı ile bazı risklerle karşılaşırlar. Bu çalışmada bankanın istikrarını ve varlığının göstergesi olan iki riskten bahsedilmiştir: Likidite ve kredi riski. Bu riskleri etkileyen içsel ve dışsal değişkenler ele alınarak, bankalara erken uyarı niteliğinde gösterilebilecek değişkenler ortaya çıkarılmıştır. Çalışmada 2009-2016 yılları arasında faaliyet gösteren 16 bankanın içsel ve dışsal değişkenlerinin bu iki risk değişkenleri üzerindeki etkileri, Dinamik Panel Veri Modeli- Arellano-Bond GMM kestirici yöntemi ile ölçülmüştür. Yapılan analizde, likidite riski değişkeninin daha çok makroekonomik değişkenlerdeki hızlı değişimlerden etkilendiği, kredi riski değişkeninin ise içsel değişkenlerdeki değişimden daha hızlı etkilendiği görülmüştür.
Стилі APA, Harvard, Vancouver, ISO та ін.
5

SARIBULAK, Zekerya. "Maveraunnehir Bölgesinde Hanefî/Sünnî Kelamın Yayılmasında Ebu’l-Muin En-Nesefî’nin Katkısı." Scientific Journal of Faculty of Theology, no. 29 (December 26, 2020): 27–43. http://dx.doi.org/10.52754/16947673_2020_29_2.

Повний текст джерела
Анотація:
Maveraunnehir bölgesinin İslam topraklarına katılmasından hemen sonra Ebu Hanife’nin fıkhı ve itikadî görüşleri bizzat öğrencileri tarafından bölgeye ulaştırılmıştır. Özellikle akaide dair yazdığı risaleleri yazılı metinler halinde bölgeye taşınmıştır. Mezhebin bölgede yerleşik hale getirilmesinde ekol âlimlerinin birçok gayreti olmuştur. Fakat bazı âlimlerin gayreti mezhebin bölgede yerleşik hale gelmesini sağlamıştır. Bu âlimlerin başında kelamcı, müfessir ve fıkıhçı Ebu’l-Muin en-Nesefî gelmektedir. Onun bölgede faaliyet gösteren diğer dini gruplarla girdiği tartışmalar ve kelamda te’lif ettiği eserlerle mezhebin kelami yönünün sistemleşmesini sağlamıştır. Ayrıca bölgede hüküm süren siyasi idarelerin Hanefî fıkhına bağlı olmaları bu süreci daha da hızlandırmıştır.
Стилі APA, Harvard, Vancouver, ISO та ін.
6

ÖZER, Adem. "GÜNEŞ IŞIĞINDA GÖLGELER: (RUSYA’NIN) WAGNER GRUBU’NUN AFRİKA’DAKİ EYLEMLERİ BAKIMINDAN İSNAT EDİLEBİLİRLİĞİN DEĞERLENDİRİLMESİ." İmgelem 7, no. 12 (July 30, 2023): 127–46. http://dx.doi.org/10.53791/imgelem.1319252.

Повний текст джерела
Анотація:
Rusya, Wagner Grubu aracılığıyla, Afrika’daki kırılgan hükümetleri destekleme, isyanları bastırma, terörle mücadelede eğitim verme ve otoriter rejimleri koruma adına insan haklarını ihlal ederek, askeri müdahalelerde bulunmaktadır. Rusya, söz konusu hizmetlerin karşılığında, kıtada/bölgede ekonomik, siyasi ve askeri konumunu güçlendirecek konularda tavizler istemektedir. Rusya’nın bu hedeflere ulaşabilmesi için Wagner Grubu’nun faaliyet gösterdikleri birçok Afrika ülkesinde, savaş suçları işledikleri ve insan haklarını ihlal ettikleri kanıtlanmıştır. Amerika Birleşik Devletleri, Wagner Grubu’nu "ulus ötesi suç örgütü" olarak kabul etmiştir. Başta Avrupa Birliği’ne üye ülkeler olmak üzere, birçok devlet, Rusya’ya yaptırım uygulamıştır. Bu nedenle, Wagner Grubu’nun temel güvenlik yeteneklerinin belirlenmesi, hesap verebilirliklerini mümkün kılmak ve meşruiyet için esastır. Bu çalışma kapsamında, Wagner Grubu üyelerinin Afrika'daki eylemlerinin, devlet sorumluluğu prensipleri çerçevesinde Rusya'ya atfedilebilirliğinin tartışılması temel amaçtır. Rusya ile Wagner Grubu arasındaki organik bağa rağmen, sakin bir inkâr politikası sürdürülmektedir. Bu çerçevede devletlerin sorumluluğunu tayin için, Uluslararası Hukuk açısından şu soruyu cevaplamak önemlidir: Devletler, konvansiyonel orduları dışında faaliyet gösteren milisler tarafından gerçekleştirilen hukuka aykırı eylemlerden hangi koşullarda sorumlu tutulacaklardır?
Стилі APA, Harvard, Vancouver, ISO та ін.
7

KIYANÇ, Sinan. "The Greek (Rum) Population in Kars (1878-1920)." Journal of Universal History Studies 6, no. 2 (December 23, 2023): 191–212. http://dx.doi.org/10.38000/juhis.1326511.

Повний текст джерела
Анотація:
Bu araştırmada 1878-1920 yılları arasında Kars’ta Rum nüfusu ele alınmaktadır. Kars’ta ilk Rum yerleşimi 1865 öncesine dayanmasına karşın topluluğun yoğun olarak gelmesi, 1877-1878 Osmanlı Rus Harbi’nde (93 Harbi) kentin Çarlık Rusya işgaline girmesi ile başlamıştır. Çarlık Rusya yaklaşık kırk yıl süren işgal süresince kentten göç ettirdiği Müslümanlar yerine kendine sadık toplulukları yerleştirmiştir. Bu kapsamda Anadolu’dan ve Kafkasya’dan Rumlar kente göç ettirilmiştir. Rumların farklı coğrafyalardan olması aralarında bir ayrımı da beraberinde getirmiştir. Bu ayrım topluluk arasında sürekli olarak kendini hissettirmiştir. Kars’a göç eden Rumların büyük kısmı çiftçi olduğundan köylere yerleştirilmişlerdir. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan Rumlar, kendileri ile beraber getirdikleri keçi ırkının farklı topluluklar tarafından da yetiştirilmesini sağlamışlardır. Çiftçiliğin yanı sıra taş ustası olan Rumlar ise kentin imaret faaliyetlerinde çalışmak üzere kent merkezine yerleştirilmiştir. Ortodoks inancının yaygınlaştırılması için desteklenen Rum din adamları ise kent merkezinde olduğu gibi köylerde de etkin bir şekilde faaliyet yürütmüşlerdir. Yoğun olarak köylerde yaşayan Rumlar, kentten ayrılmadan hemen önce yaşanan siyasi gelişmelerde aktif rol oynamışlardır. Balkan Savaşları’na kadar Müslümanlar ile iyi ilişkiler kuran topluluk, onlarla kültürel etkileşim içinde bulunmuştur. Balkan Savaşları’nda Yunanistan için Rus yönetiminin desteğiyle yardım toplamışlardır. Türklerin bu duruma tepki göstermesi o güne kadar büyük oranda iyi şekilde sürdürülen ilişkileri bozmuştur. Birinci Dünya Savaşı’nın gergin ortamında ilişkiler iyice bozulmuştur. Bolşevik İhtilali sonrasında yaşanan siyasi boşlukta Rumların bir kısmı çete faaliyetleri yürütmüşlerdir. Kentin yeniden Osmanlı Devleti himayesine girmesi ile kentten ayrılan Rumlar, Tiflis ve Batum’a; oradan da bir kısmı Yunanistan’a göç etmiştir. Araştırmada Rumların, Kars’ın Çarlık Rusya’nın işgal yıllarında en kalabalık topluluklardan birisi olduğu, kente göç etmeleri, sosyoekonomik durumları, siyasal gelişmeler karşısında tavırları, kentte bıraktıkları izler ve kentten ayrılmaları birinci el kaynaklar başta olmak üzere araştırma eserleri çerçevesinde ele alınmıştır.
Стилі APA, Harvard, Vancouver, ISO та ін.
8

ÖZER, Çağlar. "SOĞUK SAVAŞ SONRASI REKABET VE İŞ BİRLİĞİ ÇERÇEVESİNDE TÜRKİYE RUSYA SİYASİ İLİŞKİLERİ." Akademik Hassasiyetler 10, Cumhuriyet Özel Sayısı (October 29, 2023): 152–71. http://dx.doi.org/10.58884/akademik-hassasiyetler.1356902.

Повний текст джерела
Анотація:
Bu çalışmada Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan günümüze Türkiye’nin Rusya’ya yönelik dış politikası incelenmiştir. Türkiye’nin Rusya Dış politikasının incelenmesinde kapsamlı bir literatür taraması yapılmış, Türkiye - Rusya ilişkilerini inceleyen kitap, makale ve bilimsel yayınlar taranmıştır. Ayrıca Rusya ile Türkiye arasındaki tarihsel süreç içerisinde yapılan anlaşmalar gözönünde tutularak kronolojik sıra ile dış politika süreçleri incelenmiştir. Bu kapsamda öncelikle iki ülke arasındaki ilişkilerin tarihsel arka planına yer verilmiş, ardından Birinci Dünya Savaşı sonrasında Türkiye’nin Rusya’ya yönelik dış politikası karşılıklı ilişkiler ve iş birlikleri nezdinde incelenmiştir. Müteakiben İkinci Dünya Savaşı süreci ve sonrasında oluşan Soğuk Savaş dönemi Türkiye’nin Rusya dış politikasına yer verilmiştir. Soğuk Savaş döneminin ardından farklı bir seyir izleyen Türkiye’nin Rusya dış politikası ise 1991-2002 ve 2002’den günümüze olmak üzere iki döneme ayrılarak incelenmiştir. Çalışma sonucunda; köklü devlet geleneğine sahip iki komşu ülke arasındaki dış politikanın yüz yıllık süreci kapsayan dönemin uluslararası ortamı doğrultusunda şekillendiği saptanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanından itibaren olumlu bir süreç izleyen iki ülke arasındaki ilişkiler İkinci Dünya Savaşı sürecinde olumsuz bir duruma evrilmiş, Soğuk Savaş sürecinde her iki ülkenin karşı kutuplarda yer almalarının etkisiyle genel olarak rekabet ve iş birliği ile devam etmiştir. Soğuk Savaş’ın bitmesinin ardından ilk dönem iki ülke arasındaki ilişkilerde dengeli bir dış politika yürütülememesine karşın 2000’li yıllardan sonra değişik bölge ve alanlarda rekabet, iş birliği ve faaliyet ortaklığına doğru yol alan dengeli bir dış politika yaklaşımı ile ilişkilerin ilerlediği değerlendirilmiştir
Стилі APA, Harvard, Vancouver, ISO та ін.
9

Özçelik Heper, Fatma, and Adnan Kayuk. "Sağlık Turizmi Kapsamında Medikal Turizmde Mevcut Durum Analizi: İstanbul Örneği." İstanbul Gelişim Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 11, no. 1 (May 16, 2024): 176–91. http://dx.doi.org/10.17336/igusbd.1142964.

Повний текст джерела
Анотація:
Tıbbi bakım hizmeti almak amacıyla sürekli yaşanılan ülke veya şehir dışına yapılan seyahat olarak tanımlanan medikal turizmde yaşanan talep artışı politika yapıcılarının, yatırımcıların ve akademisyenlerin dikkatini bu yönde yoğunlaştırmıştır. Yapılan bu araştırmada İstanbul’da bazı özel ve kamu hastaneleri ile medikal alanda faaliyet gösteren işletmelerin sorumlu yetkilileri ile yarı yapılandırılmış mülakat tekniği ile yüz yüze görüşülerek İstanbul’da medikal turizmin mevcut durumu ile ilgili veriler toplanmaya çalışılmıştır. Çalışma sonucunda uygun maliyet, uzman doktorlara sahip olmak, hastanelerde hijyen şartlarına uyum, uzun bekleme sürelerinin olmaması, İstanbul’un konum açısından avantajı, kamu hastanelerinin uluslararası standartlara uygun hale gelmesi, bu alanında yapılan uluslararası yasal düzenlemeler, medikal sağlık alanındaki malzemelerin diğer ülkelere göre daha ucuz olması ve kaliteleri sayesinde uzun süreli kullanılmaları İstanbul’un sahip olduğu fırsatlar olarak belirlenirken, tutundurma faaliyetlerinin yetersizliği, teknolojik altyapıdaki yetersizlik, siyasi politikalar, yabancı dil bilmeyen personelin fazlalığı, hastanelerdeki fiziki yetersizlikler de görüşmeciler tarafından bildirilen eksiklikler olarak tespit edilmiştir.
Стилі APA, Harvard, Vancouver, ISO та ін.
10

AVŞAROĞLU, Güliz Lerzan, and İrge ŞENER. "Examination of Populist Discourses on Tax Amnesty within the Framework of Changing Institutional Logic over a 100-year Period: 1923-2023." Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 23, Özel Sayı (October 23, 2023): 375–408. http://dx.doi.org/10.18037/ausbd.1307647.

Повний текст джерела
Анотація:
Tarihsel süreç içerisinde değerlendirildiğinde vergi kanunları ekonomik ve siyasi duruma göre yenilenirken zaman içerisinde devletin veya mükelleflerin karşılaştıkları zorlukların aşılması amaçlanmıştır. Cumhuriyet tarihi boyunca farklı alanlarda faaliyet gösteren mükelleflerin vergi cezalarının vergi afları müessesesi ile ödemesinin kolaylaştırıldığı veya azaltıldığı görülmektedir. Bu çalışmanın amacı, vergi aflarının kapsamlarının kurumsal rasyonalizm veya popülizm nedeni ile mi ortaya çıktığının tespit edilmesidir. Bu amaç doğrultusunda, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 1923-2023 yılları arasında sahip olduğu kurumsal mantık dönemlerinde, çıkartılan 40 vergi affının kanunlaşması sırasında kayda alınan meclis tutanakları, hükümetlerin vergi aflarına ilişkin popülist söylemlerinin belirlenmesi için içerik analizine tabi tutularak incelenmiş; vergi aflarının ait olduğu dönemin mantığını taşıyan popülist politikalar doğrultusunda çıkartıldığı sonucuna ulaşılmıştır. Bununla birlikte, devletçi mantık, liberal mantık ve serbest piyasa mantığı dönemlerinin her birinde üç farklı popülizm türü belirlenmiştir. Bu dönemlere ek olarak, mükellef odaklı piyasa mantığı olarak tanımlanan 2002 yılından sonraki dönemde çoğunlukla milli irade popülizmini yansıtan ifadelerin olduğu tespit edilmiştir.
Стилі APA, Harvard, Vancouver, ISO та ін.

Книги з теми "Siyasi faaliyet"

1

Sendikası, Türkiye Maden-İş. Derinden gelen kökler: Maden-İş tarihi çalışma grubu. İstanbul: Sosyal Tarih Yayınları, 2017.

Знайти повний текст джерела
Стилі APA, Harvard, Vancouver, ISO та ін.

Частини книг з теми "Siyasi faaliyet"

1

Çaha, Ömer. "Yeni Medya ve Değişen Toplumsal Hareketler." In Bilişim Teknolojileri ve İletişim: Birey ve Toplum Güvenliği, 213–28. Turkish Academy of Sciences, 2020. http://dx.doi.org/10.53478/tuba.2020.018.

Повний текст джерела
Анотація:
"Geleneksel medya radyo, televizyon ve gazete gibi görsel, işitsel ve yazılı iletişim araçları üzerinden gelişmiştir. Geleneksel medyanın belli başlı özellikleri bulunmaktadır. Etkilemek veya yararlanma anlamında iktidar odaklı olmak, belli sermaye gruplarının elinde bulunmak, hiyerarşik ve dikey bir yapılanmaya dayanmak, tek yönlü bilgilendirici bir özelliğe sahip klasik medyanın temel özellikleridir. Oysa dijital teknoloji üzerinden gelişen yeni medya araçları bazı yönleriyle klasik medyadan ayrışır. Sosyal paylaşım ağlarına sahip olması, ağlar üzerinden yatay ilişkilere dayanması, karşılıklı iletişim ve etkileşime açık olması, herhangi bir fiziki mekana ihtiyaç duymaması, bilginin ademi merkeziyetçi biçimde dolaşımına imkan sağlaması gibi özellikler sosyal medyayı klasik medyadan ayrıştırır. Yeni medya araçları siyaset yapma tarzında önemli bir değişim medyadan getirmiştir. Klasik anlamda siyaset iktidarı odaklı olup iktidarı paylaşmayı veya etkilemeyi amaçlar. Siyasetin ana aktörleri siyasi partiler ve sosyal hareketlerdir. Siyasi partiler doğrudan doğruya iktidara ortak olmaya talipken sosyal hareketler, kendi beklentileri ve değerleri çerçevesinde iktidarı etkilemeye çalışırlar. Klasik anlamda siyaset yapmanın yeri meclisler, kentlerin meydanları ve sokaklardır. Kamusal alan da fiziki mekanlar üzerinden gelişmiş ve siyasetin taşıyıcı mekanları olarak kabul edilir. Yeni medya araçları siyasetin hem niteliğini hem de yapılış tarzını değiştirmiştir. Bu tür medya araçları sosyal ağlar üzerinden siyasi olaylara ve bilgilere erişimi kolaylaştırdığı gibi siyasetin mizah ve hiciv üzerinden yapılmasını sağlayarak niteliğini değiştirmiştir. Sosyal medya, kamusal alanı dijital platformlara taşımış, böylece dijital aktivizm üzerinden yeni siyaset yapma tarzı geliştirmiştir. Yeni medya araçları sosyal hareketlerin niteliğini ve katılım tarzını da derinden etkilemiştir. Klasik sosyal hareketler ortak amaçları, değerleri olan oluşumlar olup, hiyerarşik bir yapıya sahipler ve belli liderlik yapıları bulunmaktadır. Oysa yeni sosyal hareketler kitlesel tarzda gelişen hareketler olup bu tür hareketler genel olarak sosyal medya üzerinden örgütlenirler. Yeni sosyal hareketler çoğunlukla tepkisel hareketler olup, birtakım politikalara karşı kentlerin sembolik değeri olan meydanlarında toplanarak iktidara karşı tepki gösterirler. Dijital teknolojiye dayalı medya araçları sadece klasik sosyal hareketlerin yeni sosyal hareketlere evirilmesine yol açmamış, aynı zamanda her tür sosyal hareketin mekandan bağımsız olarak dijital ortamlarda faaliyet yapmalarını mümkün kılmıştır. Kısaca dijital teknolojiye dayalı yeni medya araçları siyasetin niteliğine, yapılış tarzına ve derinliğine yeni bir boyut kattığı gibi sivil toplum için de yeni bir mecra ve platform sunmuştur."
Стилі APA, Harvard, Vancouver, ISO та ін.
2

Akan, Abdulkadir, and Utku Şendurur. "Büyükşehir Belediyelerinde Sürdürülebilirlik Raporlaması." In Güncel Gelişmeler Ekseninde Muhasebe ve Denetim. Özgür Yayınları, 2023. http://dx.doi.org/10.58830/ozgur.pub77.c125.

Повний текст джерела
Анотація:
Çalışma kapsamında, Türkiye’de hizmet veren 30 büyükşehir belediyesinin 2020 yılında paylaşmış oldukları yıllık faaliyet raporları ve varsa sürdürülebilirlik raporları incelenmiştir. Büyükşehir belediyeleri tarafından yayınlanan bu raporlardaki açıklamalar içerik analizi yöntemiyle değerlendirilerek sürdürebilirlik raporlaması puanları belirlenmiştir. Sürdürülebilirlik raporlaması puanları ekonomik, sosyal ve çevresel olmak üzere bu üç boyuta göre hem ayrı olarak hem de bu puanların toplamı alınarak hesaplanmıştır. Hesaplamalar sonucu elde edilen veriler, çoklu doğrusal regresyon, bağımsız t-testleri ve anova gibi istatistikî yöntemler kullanılarak, sürdürebilirlik puanları birbirleriyle karşılaştırılıp, aralarında bir ilişki ve belirlenen gruplar arası anlamlı bir fark olup olmadığı analiz edilmiştir. Analiz sonucu elde edilen bulgularda toplam sürdürülebilirlik puanı bağımlı değişkeninin, büyüklük bağımsız değişkeni ile orta düzeyde, pozitif ve anlamlı bir ilişkinin olduğu, siyasi yapı bağımsız değişkeni ile ise, güçlü düzeyde pozitif ve anlamlı bir ilişkinin olduğu görülmüştür. Misyon ve vizyon, kaldıraç oranı, likidite ve eğitim durumu değişkenleriyle ise anlamlı bir ilişki bulunamamıştır.
Стилі APA, Harvard, Vancouver, ISO та ін.
3

Tansü, Yunus Emre, and Gamze Tunçay. "Türkiye’de Öğretmen Sendikalarının Öncüsü: Türkiye Öğretmenler Sendikası(TÖS)." In Eğitim Bilimlerinde Güncel Araştırmalar. Özgür Yayınları, 2024. http://dx.doi.org/10.58830/ozgur.pub429.c1863.

Повний текст джерела
Анотація:
Bu çalışmanın kaleme alınmasındaki temel amaç, Türkiye’de 1961 Anayasası’nın kabulü sonrasında tanımlanan haklar çerçevesinde faaliyetlerine başlayan ve alanında ilk olma özelliğine haiz bulunan Türkiye Öğretmen Sendikası (TÖS) ve etkin bulunduğu 1965 ila 1975 yılları arasındaki söylem, eylem ve etkilerinin analiz edilmesidir. Fakir Baykurt öncülüğünde bir dernek olarak hayata geçip sendikalaşma yolunda adımlar atan Türkiye Öğretmen Sendikası da memur sendikaları arasında döneminde en çok üyeyi barındırma unvanına sahip olmanın yanı sıra siyasi açıdan çalkantılı dönemlerinde faaliyetlerini sürdürmüştür. Bu faaliyetleri sürdürürken yalnızca eğitim camiasının sorunlarına değil dönemin getirdiği buhranlara da etki etmiştir.1961 yılında kabul edilen ve diğer anayasalarla kıyaslandığında görece daha özgürlükçü bir anlayışa sahip olan yeni anayasa ile birlikte başlayan bu serüven 12 Mart 1971’in Muhtırasının ardından kapatılmıştır. Fakat alanında ilk olmasının da bir getirisi olarak söz konusu sendikanın fikirleri ve benimsediği ilkeleri kendinden sonra kurulacak olan farklı sendikal hareketler için örnek teşkil etmiştir. Özellikle eğitim sendikacılığında başat rol oynayan bu sendika hakkında yapılan çalışma kapsamında; Türkiye'de sendikal hareketlerin ortaya çıkışına dair genel bir çerçeve oluşturulmuştur. Ardından sendikanın kurucu genel başkanı olan Fakir Baykurt ve Türkiye Öğretmenler Sendikası ve sendikanın örgütlenme biçimi hakkında bilgi verilmiştir. Akabinde ise 1965-1971 yılları arasında sendikanın çalışmaları, boykotları, talep ve kazanımları değerlendirilmiştir. Son olarak 12 Mart 1971 Muhtırası ve ardından TÖS davaları kapsamında sendikanın kapatılma süreci işlenerek, genel bir değerlendirme ile çalışmaya nihayet verilmiştir. Bu makale dâhilinde, Türkiye Öğretmen Sendikası’nın faaliyet yılları hakkında ilgili kaynaklar ışığında bir analiz gerçekleştirilmiştir. Çalışma konusu kapsamında dönemin, resmi yayınlar, süreli yayınlar, sendikanın yayınları, akademik çalışmalar ve ikincil kaynaklar çalışmanın kaleme alınmasında kullanılmıştır.
Стилі APA, Harvard, Vancouver, ISO та ін.
4

Önalan, Gökhan Oruç. "Osmanlı Ekonomisi'nde Çerçeve Problem ve Zihniyet." In Sosyal Bilimler Üzerine Araştırmalar- V. Özgür Yayınları, 2023. http://dx.doi.org/10.58830/ozgur.pub168.c760.

Повний текст джерела
Анотація:
Tarih bir taraftan geçmiş dönemlerdeki zaman dizinsel olaylar bütününü ifade ederken diğer taraftan öznesini insan ve toplumların oluşturduğu bu olayları neden ve sonuç ilişkisi çerçevesinde açıklamaya çalışan bir bilimdir. İnsanların üretim-bölüşüm ve harcama ilişkilerinin pratikteki karşılığı ekonomi olarak adlandırılırken, iktisat bilimi bu maddî temellerin işleyişinden kaynaklanan sorunları çözmeye odaklanır. Bu doğrultuda, insanların iktisadî istekleri ile bu istekleri karşılamaya yarayan kaynaklar arasında dengeli bir karşılık bulmaya çalışır. İktisat tarihi ise tarih ve iktisat biliminin kesişim kümesinde yer alır ve geçmiş dönemlerdeki iktisadî faaliyetler ile bu faaliyetler üzerine inşa edilen kurumları uzun dönemli bir bakış açısı takınarak inceler. Burada uzun dönemli bakış açısının önemi, siyasî olayların kısa dönemli karakterine karşılık, iktisadî değişim ve eğilimlerin seyre oturabilmesinin uzun dönemde mümkün olmasında saklıdır. Ortak noktaların çokluğuna rağmen iktisat tarihi, tarihin zaman diziliminde iktisat biliminin karakteristiği çerçevesinde varlık bulan meseleleri incelediği için tarih biliminin değil iktisat biliminin bir alanıdır. Genel bir yaklaşımla dünya ekonomisinin tarihi yazılabileceği gibi coğrafya vb. gibi belirli alt kırılımlar gözetilerek öznel iktisat tarihleri de kaleme alınabilir. Osmanlı – Türkiye iktisat tarihi çalışmak da bu türdendir. Özellikle doğrusal yaklaşımcı iktisadî gelişme teorilerinin geçerliliğinin zedelenmesi Osmanlı - Türkiye iktisat tarihi çalışmalarının önemi daha da belirgin bir hâle getirmiştir. Türkiye iktisat tarihi araştırmalarının başlangıç noktası Anadolu Selçuklu Devleti (1075) dönemine kadar geri götürülebilir. Böylece Türkiye iktisat tarihi çalışmaları Osmanlı öncesi dönem, Osmanlı dönemi ve Cumhuriyet dönemi şeklinde üç ana kırılımda vurgulanabilir. Bu geniş zaman aralığında ağırlık Osmanlı dönemine ait olduğu için Osmanlı iktisat tarihine ayrı bir parantez açmak önemlidir. Osmanlı iktisat tarihi sahası hakkında çalışma yapmak, Osmanlı iktisadî sistemini anlamak ve bu sistemin çevresinde işleyen iktisadî pratiklerin karşı karşıya kaldığı problemleri ve bu problemleri ortadan kaldırmak adına gerçekleştirilen değişim ve dönüşümleri neden – sonuç ilişkisi bağlamında açıklayabilmekle mümkündür. Bu çalışmanın amacı birinci adıma yöneliktir. Çalışma, Osmanlı toplumunun maddî temellerine bütüncül bir bakış açısı ile yaklaşarak Osmanlı iktisadî sisteminin anahatlarını çerçeve, problem ve zihniyet meselesi bağlamında ortaya koymayı amaçlar. Bu amaç doğrultusunda maddî olarak temellendirilebilen tarihî olayların yorumlanmasında iktisat biliminin analiz araçlarından yararlanılırken tümdengelim akıl yürütme faaliyeti, erişilen bulgular yorumlanarak genel sonuçlara varılırken ise tümevarım akıl yürütme faaliyeti benimsenmiştir.
Стилі APA, Harvard, Vancouver, ISO та ін.

Тези доповідей конференцій з теми "Siyasi faaliyet"

1

HATİPOĞLU, Süleyman. "ADANA KUVA-YI MİLLİYESİ’NİN KAYSERİ’DE TEŞKİLATLANMASI." In 9. Uluslararası Atatürk Kongresi. Ankara: Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, 2021. http://dx.doi.org/10.51824/978-975-17-4794-5.77.

Повний текст джерела
Анотація:
I. Dünya Savaşı sonunda imzalanan Mondros Mütarekesi’ni takip eden günlerde Adana yöresi 1918 yılının Kasım ve Aralık aylarında önce Fransız-İngiliz; daha sonra da Fransız-Ermeni ortak işgaline uğramıştı. Bu dönemde Adana’daki Fransız-Ermeni işbirliği sonucunda Ermeniler, Türk halkına karşı eziyet, işkence ve katliama başlamıştır. Bu durum karşısında Adanalılar, Osmanlı Devleti’nden beklediğini bulamayarak nefs-i müdafaa durumuna geçmiş ve milis kuvvetler oluşturarak direnmeye başlamışlardı. Mustafa Kemal, Türk halkını teşkilatlandırmak amacıyla Anadolu’ya geçmiş ve bir dizi toplantılardan sonra Sivas Kongresi’nde yurdu kurtarabilecek Heyet-i Temsiliye genişletilmişti. Bu arada Adana’dan Sivas’a gelen bir heyet Mustafa Kemal ile görüşmüşler ve Mustafa Kemal’den aldıkları talimatla Kayseri’de “Adana Vilayeti Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti”ni kurmuşlardır. Cemiyetin tabelasını da bir otel odasına asmışlardır. Bundan sonra cemiyetin varlığını ve meşruluğunu Kayseri Valiliği’ne de onaylatmışlardı. Böylece Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin Adana Heyet-i Merkeziyesi Kayseri’de faaliyete başlamıştı. Kayseri’de faaliyete başlayan Adana Vilayeti Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, aktif olarak daha geniş bir şekilde teşkilatlanmanın yolunu aramıştır. Bu cemiyet Adana yöresinin düşman işgalinden kurtuluşu için Kayseri’deki yetkililer ile istişare ederek Adana’nın hem siyasi, hem de askeri açıdan örgütlenmesi konusunda program ve plan yapmıştır. Atatürk’ün Nutuk’u, TBMM tutanakları, Hatırat, yerel kaynaklar ve Yeni Adana gazetesinden yararlanılarak hazırlanacak olan bu bildiri ile Adana yöresinin Fransız-Ermeni ortak işgalinden kurtuluşunun ilk örgütlenmesinin Kayseri’de gerçekleşmiş olduğu üzerinde durulacaktır.
Стилі APA, Harvard, Vancouver, ISO та ін.
2

ÇETİN, Nurten. "EDİRNE’DE CUMHURİYETİN ONUNCU YILI KUTLAMALARI." In 9. Uluslararası Atatürk Kongresi. Ankara: Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, 2021. http://dx.doi.org/10.51824/978-975-17-4794-5.58.

Повний текст джерела
Анотація:
Cumhuriyetin onuncu yılına gelindiğinde, Atatürk’ün hedeflediği çağdaşlaşma yolunda önemli işler yapılmıştı. Zirai, ekonomik, siyasal, kültürel ve sosyal alanda gerçekleştirilen inkılâpların meyveleri toplanmaya başlanmıştı. Cumhuriyetin onuncu yılı kutlamaları, alınan sonuçların ortaya konulması, ulusça paylaşılması, halka yeni hedeflerin anlatılması, benimsetilmesi ve gelecek kuşaklara aktarılması açısından ayrı bir öneme sahipti. Bunun için TBMM’de 11 Haziran 1933 tarihinde kabul edilen bir kanunla Cumhuriyetin onuncu yıldönümünün üç gün süreyle kutlanması kararı alındı. Yurdun her tarafında olduğu gibi, kutlama hazırlıkları için Edirne’de de Vali’nin başkanlığı altında bir komisyon oluşturuldu. Bu komisyon, Ankara’daki yüksek komisyondan gelen tamimleri, broşürleri, duvar ve el ilanlarını derhal kazalara, nahiye ve köylere dağıttı. Bunun yanı sıra Halk Fırkası, Halkevi idare heyetleri hemen her gece toplanarak yoğun bir faaliyet gösterdiler. Hazırlıklara öğretmenler, ilk, orta ve lise öğrencileri de katıldı. Cumhuriyetin önemi ve kutsiyeti dile getirildi. Halk, Halkevi, CFH idaresi ve basın rehberliğinde hazırlıklara davet edildi. Hazırlıklar akabinde beklenen gün geldiğinde Edirne’de Cumhuriyet Bayramı o güne kadar görülmeyen bir şekilde büyük sevinç ve coşku ile üç gün kutlandı. Bu çalışmada, Cumhuriyetin onuncu yıldönümünde Edirne’de yapılan kutlama hazırlıkları, kutlama programı ve Cumhuriyetin burada üç gün boyunca nasıl kutlandığı, halkın bayrama katılımının ne oranda gerçekleştiği incelenmektedir.
Стилі APA, Harvard, Vancouver, ISO та ін.
3

KILIÇ, Aziz. "27 MAYIS 1960 DARBESİNE İLİŞKİN MEŞRUİYET ARAYIŞLARI." In 9. Uluslararası Atatürk Kongresi. Ankara: Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, 2021. http://dx.doi.org/10.51824/978-975-17-4794-5.07.

Повний текст джерела
Анотація:
Atatürkçülüğün askeri darbeler için bir meşruiyet kaynağı olarak kullanılmasının ilk ve özel bir örneği 27 Mayıs 1960 darbesidir. Askeri cunta demokratik olmayan yöntemlerle Demokrat Parti Hükümetini devirip iktidara geldiğinde hatırı sayılır bir meşruiyet sorunuyla karşılaştı. Bu nedenle 27 Mayıs rejimi, darbenin meşruiyetini ve aynı zamanda siyasal ve toplumsal destek sağlamak için geniş kitlelere ulaşabilecek her türlü yazılı ve görsel malzemeyi kullanarak yoğun propaganda faaliyeti yürüttü. Askeri yönetimin bu karşı propaganda faaliyetlerinin en çarpıcılarından biri ise darbenin Atatürk ilke ve inkılapları adına yapıldığıydı. Bu yöndeki propaganda faaliyetlerinde, Demokrat Parti liderlerinin Atatürk ilke ve inkılaplarına ihanet ettiği, 1950’nin karşı devrim olduğu argümanları darbenin meşruiyetinin sağlanması için geliştirildi. Buna karşılık 27 Mayıs hareketinin Atatürk’ün başlattığı devrimlere, onun bıraktığı yerden devam etmek amacıyla yapıldığı, 27 Mayıs’ın 19 Mayıs ile özdeş olduğu gibi temel argümanlar yaygın bir şekilde kullanıldı. 27 Mayıs ile başlayan yeni dönem İkinci Cumhuriyet olarak nitelendirildi. 27 Mayıs’ın bir şekilde Atatürk’le ilişkilendirilmesi daha sonraki, 1962-1980 arası dönemde gerçekleşen askeri darbe ve darbe girişimlerine de örnek teşkil edecek, Atatürkçülüğün bir darbenin gerekçesi olarak kullanılması alışkanlığının yerleşmesine yol açacaktır. Dolayısıyla bu çalışmanın amacı, 27 Mayıs döneminde darbenin meşruiyetinin sağlanması için Atatürk ilkelerinin ve Atatürk ile ilgili sembollerin ne şekilde propaganda konusu yapıldığını ele almaya çalışmaktır.
Стилі APA, Harvard, Vancouver, ISO та ін.

Звіти організацій з теми "Siyasi faaliyet"

1

Şehitoğlu, Betül Ok. TÜRKİYE’DE GÖÇMENLERİN ENTEGRASYONU: MEVCUT DURUM VE ÖNERİLER. İLKE İlim Kültür Eğitim Vakfı, December 2021. http://dx.doi.org/10.26414/pn035.

Повний текст джерела
Анотація:
Göç olgusu, içerisinde çeşitli değişkenleri barındıran bir kavram olarak son yıllarda Türkiye’nin gündemindeki yerini korumaktadır. 2011 yılında başlayan kitlesel göç sebebiyle göçün en fazla konuşulduğu ülkelerden biri haline gelen Türkiye, göçmenlerin entegrasyon süreçleri ve ortaya çıkan sorunlarla ilgili devamlı olarak politika üretme sorumluluğundadır. Bir araya gelme, birleşme, bütünleşme, uyum anlamlarına gelen entegrasyon, süreç olarak ilerler ve birçok faaliyeti, gündemi, değişkeni içerisinde barındırır. Göçmenlerin entegrasyon süreçleri oldukça zor aşamalar içerir. Bunun sebepleri arasında sosyal, kültürel, tarihsel, ekonomik, dinî, siyasi ve coğrafi farklılıkların olması, göçün her dönem yerel halk ile yabancılar arasında gerçekleşen gerilimli bir sahada vücut bulması ve dinamik süreçlerinin mevcut politikalar ve toplumsal gerçekliklerle çatışması olduğu söylenebilir. Entegrasyonun sağlanabilmesi için toplumsal kabul ve uyumun karşılıklılık ilkesi içerisinde bir arada gerçekleşmesi gerekir. Bu kapsamda elinizdeki metinde, belirli parametreler ortaya konularak Göçmen Entegrasyon Politikaları Endeksi (MIPEX) 2020 verileri bağlamında uyum süreçlerinin iyileştirilmesi, geliştirilmesi ve güncellenmesi için somut politika önerilerine yer verilecektir.
Стилі APA, Harvard, Vancouver, ISO та ін.
Ми пропонуємо знижки на всі преміум-плани для авторів, чиї праці увійшли до тематичних добірок літератури. Зв'яжіться з нами, щоб отримати унікальний промокод!

До бібліографії