Добірка наукової літератури з теми "Mimari, Selçuklular"

Оформте джерело за APA, MLA, Chicago, Harvard та іншими стилями

Оберіть тип джерела:

Ознайомтеся зі списками актуальних статей, книг, дисертацій, тез та інших наукових джерел на тему "Mimari, Selçuklular".

Біля кожної праці в переліку літератури доступна кнопка «Додати до бібліографії». Скористайтеся нею – і ми автоматично оформимо бібліографічне посилання на обрану працю в потрібному вам стилі цитування: APA, MLA, «Гарвард», «Чикаго», «Ванкувер» тощо.

Також ви можете завантажити повний текст наукової публікації у форматі «.pdf» та прочитати онлайн анотацію до роботи, якщо відповідні параметри наявні в метаданих.

Статті в журналах з теми "Mimari, Selçuklular"

1

SARI ÇETİN, Aysu. "Cami Mimarisi ve Detaylandırması." International Journal of Social, Political and Economic Research 7, no. 4 (December 23, 2020): 863–78. http://dx.doi.org/10.46291/ijospervol7iss4pp863-878.

Повний текст джерела
Анотація:
Günümüzde camiler toplanan değer yargıları çok önemli bir yere sahiptir. Müslüman ülkeler için ibadethanelerin olduğu yer kutsal sayılmaktadır. Camilerin tarihi süreçleri ile Hz Muhammed'in İslamiyeti yaydığı dönemlerde bu ibadet hanelerin mimari formunun Selçuklular, Osmanlılar ve Türkiye Cumhuriyeti dönemlerinde nasıl değiştiği, toplumlar hangi önemli değere sahip olduğu araştırılmıştır. Modern teknolojinin camilerin bu günlere kadar nasıl bir süreçten geçerek geldiği incelenmiştir. Bu geçiş dönemi Hz. Muhammed'in İslamiyeti yayılış tarihi bu güne kadar geçen sürede camilerin iç mekanların da olması gereken detayların aktarımı yapılmıştır. Geleneksel ve çağdaş mimari arasındaki form alıntılarının gösterdiği şekli,
Стилі APA, Harvard, Vancouver, ISO та ін.
2

Göher Vural, Feyzan. "Çeng Çalgısının Selçuklu Seramiklerine Yansıması." Belleten 82, no. 293 (April 1, 2018): 159–84. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.2018.159.

Повний текст джерела
Анотація:
Tarihsel müzikoloji, yazılı tarihi kaynaklar kadar, geçmiş dönemler hakkında ipuçları barındıran her türlü materyalden faydalanır. Araştırılan döneme ilişkin resim, heykel, mimari eserler gibi seramikler ve seramik dekorları da tarihsel müzikolojinin araştırma alanına girer. Bilhassa Büyük Selçuklulara ilişkin pek çok eser ve yazılı kaynağın tahribata uğradığı göz önünde bulundurulduğunda, bu seramiklerle günümüze taşınan bilgileri okumak, daha da önemli olmaktadır. Günümüzde kullanımı son derece azalmış olan, ancak Türk müzik tarihinde milattan önceki dönemlere kadar takip edebildiğimiz "çeng"in Selçuklu seramiklerinde yer alma durumuna ilişkin gerçekleştirdiğimiz bu araştırmada, dünyadaki çeşitli müze ve koleksiyonlardan edinmiş olduğumuz Selçuklu seramiklerinde yer alan çeng çalgıları tespit edilmiştir. Çalışmanın sonucunda, Selçuklu dönemi çenglerinin açık ve köşeli arplar sınıfına dâhil, kasnağı işlemeli ve farklı burguluk özelliklerine sahip bir çalgı olduğu görülmüştür. Çalgının incelenen dönemde son derece popüler olduğu, sıklıkla kadınlar tarafından icra edildiği, hükümdarın da bulunduğu eğlence sahnelerinde tek başına ya da ud, tef gibi diğer çalgılarla birlikte yer aldığı tespit edilmiştir.
Стилі APA, Harvard, Vancouver, ISO та ін.
3

Karaca, Nursel. "Kanuni Sultan Süleyman Türbesi Çinilerinde Yer Alan Tam Üsluplaştırılmış Çiçekler: Hatayi, Penç ve Goncagül." Korkut Ata Türkiyat Araştırmaları Dergisi, no. 15 (April 28, 2024): 1288–311. http://dx.doi.org/10.51531/korkutataturkiyat.1418886.

Повний текст джерела
Анотація:
Türk süsleme sanatları, yüzyıllar boyunca din ve inançların yön vermesi ve gelenek ve göreneklerin de etkisiyle üsluplaştırılmış ve olağanüstü estetik bir niteliğe ve son derece zengin bir yapıya kavuşmuştur. Türk süsleme sanatlarının en köklü alanlarından biri olan Türk çini sanatı da bu süreçte bünyesine her dönemde yenilikler katarak gelişimini sürdürmüş ve tarihi boyunca eşsiz örnekler ortaya koyarak günümüze kadar ulaşmıştır. Uygurlarla başlayan çini sanatı Anadolu’ya Selçuklular eliyle gelmiş, o dönemde çok güzel örnekler sunulmuştur. Osmanlı döneminde ise olağanüstü bir gelişme göstererek doruk noktasına ulaşmış ve üstün nitelikte eserler ortaya konmuştur. Süsleme sanatlarında desenin en temel unsuru motiftir. Türk süsleme sanatlarında varlıklar doğada oldukları şekilde taklit edilmemiş, üsluplaştırma yoluna gidilmiştir. Süsleme sanatlarında çiçek grubu geniş bir repertuvara sahiptir. Çiçekler de tam ve yarı usluplaştırılmış şekilde kullanılmışlardır. Bunlardan ‘Hatayi Grubu’ denilen hatayi, penç ve goncagül tam üsluplaştırılan çiçeklerdir. Klasik dönem İstanbul hanedan türbelerinden Kanuni Sultan Süleyman Türbesi, devletin çini sanatı da dahil olmak üzere her alanda zirve yaptığı 16. yüzyılda saltanatta olan ve batılı tarihçiler tarafından “Muhteşem”, “Büyük Türk” ve “Kanuni” şeklinde adlandırılan Kanuni Sultan Süleyman’a ait olması ve Mimar Sinan’ın en önemli mezar anıtı olması nedeniyle sanat tarihimizde mutena bir yere sahiptir. Türbenin giriş revakı ve iç mekanının duvarları 16. yüzyıla ait eşsiz İznik çinisi panolarla bezenmiştir. Bu çalışmada, Türk çini sanatında ve özellikle de Klasik dönem çinilerindeki desenlerde çok yoğun biçimde kullanılan tam üsluplaştırılmış motifler olan hatayi, penç ve goncagül motifleri, Sultan Süleyman’ın Mimar Sinan yapısı olan türbesi örneğinde incelenecektir.
Стилі APA, Harvard, Vancouver, ISO та ін.
4

GÖRECİ, Nur Efşan, and Didem ERTEN BİLGİÇ. "Anadolu Medreselerinde Mekan Biçimlenişinin Kubbe Kullanım Tercihine Etkisi." Kocaeli Üniversitesi Mimarlık ve Yaşam Dergisi, February 3, 2023. http://dx.doi.org/10.26835/my.1169485.

Повний текст джерела
Анотація:
Mekanın üzerini örtme amaçlı inşa edilen kubbeler zaman içinde gelişerek yapıya kimlik kazandıran mimari bir unsur olmuştur. Geniş açıklıkları kapatma olanağı tanıması ile işlevsel katkılarda bulunmuşken, yapının mimari kompozisyonunu biçimlendiren, inşa edildiği dönemin ya da adına inşa ettirildiği kişinin idari ve siyasi gücünü yansıtan biçimsel bir öğedir. Kubbe, pek çok farklı kültürde kendini göstermiş, özellikle İslam mimarisinde dini kuralların mekan biçimlenmesine yansıması olarak sembolik bir yer edinerek cami, medrese, mescit, türbe gibi dini yapılarda özenle kullanılmıştır. Bu yapılardan medreseler İslam dünyasının eğitim yapıları olarak Türk-İslam mimarisinde önem taşımaktadırlar. Selçuklular döneminde önemli yer edinen medrese yapıları Anadolu Selçukluları ile Anadolu topraklarında inşa edilmeye başlamış ve işlevini kaybettiği Osmanlı’nın son dönemlerine kadar mimari açıdan gelişim kaydetmiştir. En temelde eğitim verilen dershane birimi, öğrencilerin kaldığı hücreler ve avludan oluşan, eyvanlı plan tiplerine sahip medreselerde kubbe, dönemin imkanlarına, inşa edildiği coğrafyanın şartlarına, inşa ettiren kişinin gücüne, kullanılan yapı malzemesine göre farklı biçimlerde kullanılarak medrese mimarisini etkilemiştir. Zaman içinde değişik birimlerin üzerini kapatarak farklı dönemlerin izlerini yansıtmıştır. Bu çalışmada literatür taraması yapılarak, Anadolu Selçuklu Devleti’nden Osmanlı Devleti’ne Anadolu’da inşa edilen, plan bilgileri mevcut medreseler incelenerek, plan tipine, strüktürüne, bulunduğu coğrafyanın şartlarına göre değişen kubbe kullanımı irdelenmiştir.
Стилі APA, Harvard, Vancouver, ISO та ін.
5

KAYA, Mustafa. "GÜRCİSTAN’IN GURİA BÖLGESİ’NDE, AHŞAP ÇANDI CAMİ ÖRNEĞİ: ZOTİ CAMİİ (ზოტის მეჩეთი)". ANASAY, 26 серпня 2023. http://dx.doi.org/10.33404/anasay.1315491.

Повний текст джерела
Анотація:
Ahşap camiler, İslam’ın erken dönemlerinden beri inşa edilmektedir. Nitekim İslam mimarisinin ilk mabedi Mescid-i Nebevi (Miladi 654) hurma ağacından ahşap direkli olarak inşa edilmişti. Orta Asya’da, Türklerin İslam dinini benimsemesi ile ahşap camiler inşa ettiği bilinmektedir. Bu gelenek, Karahanlılar (9.-13.yy) ile başlayıp, Gazneliler (10-12.yy) ve Selçuklular (11. yy) döneminde anıtsal ve zengin örneklerini vermiştir. Anadolu’ya Selçuklu döneminde taşındığı bilinen ahşap camiler, Beylikler ve Osmanlı döneminde kendine has bir yorum ve kimlik kazanmıştır. Bu makale, sınır komşumuz Gürcistan’ın Guria Bölgesi kırsalında arazi çalışmamız ile tespit edilen Zoti Camii’ni içermektedir. Kitabesine göre, 1907 Çarlık Rusyası Dönemi’nde, Osmanlı geleneğinde inşa edilmiştir. Cami, özgün dokusunu önemli ölçüde korumaktadır. Yapı, mimari ve süslemeleri açısından Gürcistan’ın Acara ve Ahıska bölgeleri ile Türkiye’nin Doğu Karadeniz kırsalı camileri ile benzeştiği tespit edilmiştir. Cami, Karadeniz Bölgesi’nde uygulanan ahşap çandı cami geleneğindedir. Çalışmanın amacı, daha öncesinde sanat tarihi araştırmalarına konu olmayan Zoti Camii’nin, ahşap camiler içerisindeki konumu ve Türk-İslam sanatındaki yeri ve önemini ortaya koymaktadır. Bu çalışmada cami; plan, mimari ve süsleme özellikleri sanat tarihi disiplini çerçevesinde etraflıca tanıtılmış, görseller ve çizimlerle desteklenmiştir. Makalede, Zoti Camii ışığında yapının çağdaş ve yakın çevredeki örneklerle etkileşimleri ve farklılıkları belirlenmeye çalışılmıştır.
Стилі APA, Harvard, Vancouver, ISO та ін.
6

BAKIR, Abdullah, Ali MIYNAT, and Fatih DEMİR. "2020-2021 YILLARI ULUBORLU TÜRKİYE SELÇUKLU VE BEYLİKLER DÖNEMİ YÜZEY ARAŞTIRMASI SİKKE BULUNTULARI." BELLEK Uluslararası Tarih ve Kültür Araştırmaları Dergisi, November 14, 2022. http://dx.doi.org/10.52735/bellek.1191631.

Повний текст джерела
Анотація:
Uluborlu, coğrafi konumu itibariyle İç Anadolu'yu Batı Anadolu'ya bağlayan önemli askeri ve ticari yol güzergahlarından birisinin üzerinde Eski Çağ’dan Yakın Çağ’a kadar önemini yitirmemiş bir şehirdir. Tarihsel süreç içerisinde Apollonia, Mordiaion, Sozopolis ve Borgulu gibi isimlerle anılmış olmakla birlikte şehirde farklı medeniyetlerin izlerinin varlığı bölgenin zengin bir tarihi coğrafyaya sahip olduğunu göstermesi bakımından önemlidir. Geç Orta Çağ’da Türkiye Selçuklu-Bizans mücadeleleri sırasında hem Bizans hem de Selçuklular için önemli bir medeniyet merkezi konumundadır. Bölgede uzun yıllar Bizans’ın önemli bir sınır şehri, Türkiye Selçukluları döneminde meliklerin eğitim ve ikametgâh yeri olan Uluborlu, Hamitoğulları döneminde ise beyliğin kuruluş ve idare merkezi olmuştur. Osmanlı döneminde ise sosyal, kültürel yönleriyle ve sanayi üretimiyle bölgenin önemli bir merkezi olarak varlığını sürdürmüştür. Cumhuriyet döneminde önemini muhafaza eden şehir, çeşitli nedenlerle 1960’lı yıllarda kurulduğu alanın bitişiğinde yer alan düzlük alana taşınmıştır. Ancak günümüzde az da olsa eski yerleşim yerinde evler ve camiler bulunmaktadır. Köklü bir geçmişe ev sahipliği yapan şehirde Türkiye Selçuklu, Hamitoğulları ve Osmanlı dönemlerinden günümüze başta mimari eserler olmak üzere pek çok kültür varlığı ulaşmıştır. 2020-2021 yıllarında yürütülen arkeolojik yüzey araştırmaları sırasında bulunan nümizmatiğe dair bulgular Uluborlu’nun tarihsel geçmişi hakkında bizlere bazı bilgiler verebilir. Söz konusu yıllardaki araştırmalar esnasında 50 adet sikke bulunmuş olup, 2022 ve daha sonraki yıllarda bölgede yapılacak araştırmalarda bu sayının artacağı tahmin edilmektedir. Bu çalışmada ilk olarak kentin tarihsel süreç içerisindeki durumu ve önemine değinilecektir. Sonrasında ise sikke buluntularının okunma ve kimliklendirme işlemleri yapılmaya çalışılacaktır. Bu bağlamda okunabilen ve tarihlendirilebilen sikkeler üzerinden çeşitli değerlendirmeler yapılmaya çalışılacaktır.
Стилі APA, Harvard, Vancouver, ISO та ін.
7

ÇELEMOĞLU, Şuayip, and Hacer ZOR. "Niksar Taş Mektep." Vakıflar Dergisi, February 20, 2023. http://dx.doi.org/10.16971/vakiflar.1186712.

Повний текст джерела
Анотація:
İslam ülkelerinde temel eğitimin verildiği yer olan mektepler, Abbasiler Dönemi’nde “Küttab”, Karahanlılar, Selçuklular ve Osmanlı’da “sıbyan mektebi” olarak adlandırılmıştır. Osmanlı Dönemi’nde bu mektepler “dârütta‘lîm, dârülilm, muallimhâne, mahalle mektebi, taş mektep, mahalle mektebi, mekteb-i ibtidâiyye” gibi isimlerle de anılmıştır. Osmanlı’da ilk mektep Bursa’da inşa ettirilmiş, daha sonra sıbyan mekteplerinin çok sayıda farklı örneği inşa edilmiştir. Eğitim sisteminde gidilen değişiklikten dolayı Osmanlı’nın son dönemlerine doğru sayıları azalan sıbyan mektepleri, 1924 yılında yürürlüğe giren Tevhid-i Tedrisat Kanunu sonrası işlevini yitirmiştir. Bu çalışmada, taşradaki örneklerden biri olan Tokat ili, Niksar ilçesindeki “Taş Mektep” mimari özellikleri, malzeme-tekniği ve bezeme özellikleri açısından incelenmiş ve değerlendirilmiştir. İnşa tarihi kesin olarak bilinmeyen, doğu-batı yönündeki dikdörtgen planlı yapı, kuzeydeki birbirine bitişik iki oda ile bu odaların güneyindeki revak bölümünden oluşmaktadır. Taş Mektep, Niksar’daki günümüze ulaşabilen tek mektep olması, sıbyan mekteplerinin bütün özelliklerini taşıması ve bu özellikleri günümüze kadar korumasıyla kent belleği açısından önem taşımaktadır.
Стилі APA, Harvard, Vancouver, ISO та ін.
8

KÖKSÖKEN, Furkan, and Fevziye EKER. "Kahramanmaraş, Adana and Gaziantep of Syrian-Zengi Architectural Effects With Examples." ODÜ Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi (ODÜSOBİAD), May 17, 2023. http://dx.doi.org/10.48146/odusobiad.1205658.

Повний текст джерела
Анотація:
Nurettin Zengi döneminde (1118-1174) en parlak dönemini yaşayan Zengiler, mimariden ziyade mimari bezeme anlayışıyla ön plana çıkmaktadır. Selçuklular'ın devamı olan Suriye ve Irak coğrafyasındaki Atabekler ve Zengiler devrinden bugüne kalan eserlere bakıldığında eserlerin Selçuklu üslubundan farklılaştığı görülür. Malzeme olarak taşın yoğun kullanıldığı bu üslupta Selçukluların kullandığı tuğla, alçı, terrakota ve çini bezemelerin yerini taş bordürler, kabartmalar, stalaktitler ve çok renkli mermer işçiliği almıştır. Suriye bölgesindeki mimari öğelerin, kemerlerde portallerde minarelerinde iki renkli taş bezemeler uygulanmış olup ayrıca büyük sülüs yazı frizleri, stalaktit kavsaralar, süslü kilit taşları yeni özellikleri arasındadır. Bağdat Tilsım kapısı ile Halep kale kapısının taş ejder kabartmalarında ve Musul Karasaray’ın (Bedreddin Lûlû devri 1233-59) alçı figürlü kabartmalarında görüldüğü gibi daha önce el sanatlarında fazlaca kullanılan figürler bu dönemde süsleyici bir öğe olarak mimariye aktarılmıştır. Üslubun en önemli yeniliği, portal, mihrab ve eyvan kemerlerini taçlandıran iki, bazen de üç renk mermerle işlenmiş fistolu ve örgülü, kemer ortasında düğümlenen band uygulamasıdır. Bu süsleme değişikliklerini Artuklular da kullanmış ve burada çalışan ustalar daha sonraki dönemlerde Anadolunun farklı bölgelerinde (özellikle güney bölümü) de uygulamışlardır. Akdeniz coğrafyasındaki Kahramanmaraş, Adana ve Gaziantep’e bakıldığında bu uygulamanın birçok örneğini görmek mümkündür. Şehirlerin, özellikle kültürel ve mimari açıdan birbirlerinin etkisinde kaldığı görülmektedir. Anadolu’nun Türkleşmesi ile birlikte Anadolu mimarisinde oldukça yaygın görülmeye başlayan Suriye-Zengi süsleme etkileri incelendiğinde özellikle iki renkli taş işçiliği, kubbede mukarnas bezeme, zikzaklı kemer, zengi düğümü ve zikzaklı kemerlerin bahsi geçen şehirlerde yaygın olarak yaygın olarak kullanıldığı görülmektedir. Çalışmada Kahramanmaraş, Adana ve Gaziantep şehirlerinin tarihi süreci, mimarisi ve mimaride Suriye-Zengi etkileri konularına değinilecektir.
Стилі APA, Harvard, Vancouver, ISO та ін.
9

ERSAY YÜKSEL, Ayşe. "An Evaluation of Ahi Buildings Built in Anatolia During the Principalities Period." Diyanet İlmi Dergi, December 15, 2023. http://dx.doi.org/10.61304/did.1375678.

Повний текст джерела
Анотація:
Anadolu Selçukluların 14. yüzyılın başında yıkılmasının ardından yaklaşık İstanbul’un fethine kadar olan dönem Anadolu Türk mimarisinde Beylikler dönemi olarak tanımlanır. Anadolu Selçukluları sonrası onların hâkim oldukları coğrafyada neredeyse iki yüzyıl boyunca mevcudiyetleri ile yeni bir siyasi periyodu başlatmışlardır. Anadolu’ya yaptırmış oldukları sosyal ve kültürel eserleriyle damgalarını vurmuşlardır. Bu dönem Anadolu sanatı ve mimarlığının en ilgi çekici dönemlerinden biridir. Anadolu’da eş zamanlı olarak Selçuklu geleneğinin devamı, Bizans, Memluk ve Timur etkili gelenekler ve batıda tamamen yepyeni denemelerin olduğu bir anlayışla inşa edilen yapıların mirası Beylikler döneminden günümüze ulaşmıştır. Aslıda bir anlamda Anadolu’daki siyasi dağınıklık ve çeşitlilik bu şekilde sanat akımları ve mimari eserlerle görünür olmuştur. Bununla birlikte dönemden kalan eserler sanat ve mimarlık mirasının dinamizmini açıkça göstermiştir. Anadolu’nun 13. ve 14. yüzyıllardaki siyasi, sosyal ve dini koşulları ahilerin Beylikler döneminde bir güç olarak ortaya çıkıp dönemin sosyal, kültürel ve sanat yaşamına katkı sağladığını göstermektedir. Ahilerin öncelikli örgütlenme birimi olan Ahi zaviyeleri sadece Ahilere ait merkez olarak kalmamış aynı zamanda etrafında yeni kentsel oluşumların örgütlendiği fiziki yapılar haline gelmiştir. Anadolu’da Ahilerin baniliğinde inşa edilen cami, mescit, zaviye, türbe, medrese, hamam ve çeşmelerin olduğu bilinir. Bu makalede Anadolu Beyliklerinin bu mimari ve sanat geleneğinde yeri olan ahi yapılarının inşai, mimari ve süsleme özelliklerine dair bir değerlendirme yapılacaktır.
Стилі APA, Harvard, Vancouver, ISO та ін.
10

BAKIR, Abdullah. "Hamidoğulları Beyliği dönemine Ait Efendi Sultan Camisinin kayıp kitabesi." RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, December 21, 2022. http://dx.doi.org/10.29000/rumelide.1219567.

Повний текст джерела
Анотація:
Tarih araştırmalarında birinci elden kaynak olarak kitabelerin önemi büyüktür. Elde yeterince kaynağın bulunmadığı Türkiye Selçukluları ve Hamidoğulları Beyliği döneminde, inşa edilen mimari yapılar üzerine konan kitabeler o dönemin tarihi hakkında bilgiler veya bir takım ipuçları veren günümüze ulaşmış tarihî vesika değerindedir. Bu kitabeler üzerinde bulunduğu yapı hakkında bilgi vermesinin yanında devrin tarihi, bulunduğu bölgenin sosyal ve kültürel yapısı hakkında bilgiler sunması açısından da oldukça önemlidir. Bu kitabelerin bir kısmı eserlerin zaman içerisinde coğrafi koşullar nedeniyle yıkılması veya tahrip olması sonucu yok olmuştur. Türkiye Selçukluları ve Hamidoğulları Beyliğine ait mimari eserlerin bulunduğu merkezlerden birisi de Uluborlu şehridir. Uluborlu şehrinde Türkiye Selçuklu ve Hamidoğulları Beyliği dönemlerine ait mimari eserlerin birçoğu tahrip olmuş veya yıkılmıştır; bu eserlerin yapılışı veya tamiri ile ilgili bilgi veren kitabelerin çoğu da maalesef yok olmuştur. Çalışmada Efendi Sultan Camii’nin kitabesi ele alınmıştır. Bu caminin yıkılmasından sonra cami haziresinde bulunan kitabe, bir türbenin duvarına konulmuştur. Söz konusu kitabe ile ilgili geçmişte kaleme alınan bazı kaynaklarda bilgi verilmesi kitabenin varlığını doğrulamaktadır. Fakat bu kitabe uzun zamandır kayıp idi. Araştırma sonucunda bu kitabenin yeri tespit edilmiştir. Elinizdeki çalışmada, kitabenin özellikleri, kitabe olarak seçilen malzemenin hazırlanmasında uygulanan yöntem, çeviri yazısı, tercümesi ve Türkiye Selçukluları ile Beylikler Dönemine dair katkıları üzerinde durulmuştur.
Стилі APA, Harvard, Vancouver, ISO та ін.

Книги з теми "Mimari, Selçuklular"

1

Sivas Gök Medrese (Sahip Ata Fahrettin Ali Medresesi). Ankara: Vakıflar Genel Müdürlüğü Yayınları, 2008.

Знайти повний текст джерела
Стилі APA, Harvard, Vancouver, ISO та ін.
Ми пропонуємо знижки на всі преміум-плани для авторів, чиї праці увійшли до тематичних добірок літератури. Зв'яжіться з нами, щоб отримати унікальний промокод!

До бібліографії