Artigos de revistas sobre o tema "Sosyal yaşam"

Siga este link para ver outros tipos de publicações sobre o tema: Sosyal yaşam.

Crie uma referência precisa em APA, MLA, Chicago, Harvard, e outros estilos

Selecione um tipo de fonte:

Veja os 50 melhores artigos de revistas para estudos sobre o assunto "Sosyal yaşam".

Ao lado de cada fonte na lista de referências, há um botão "Adicionar à bibliografia". Clique e geraremos automaticamente a citação bibliográfica do trabalho escolhido no estilo de citação de que você precisa: APA, MLA, Harvard, Chicago, Vancouver, etc.

Você também pode baixar o texto completo da publicação científica em formato .pdf e ler o resumo do trabalho online se estiver presente nos metadados.

Veja os artigos de revistas das mais diversas áreas científicas e compile uma bibliografia correta.

1

AKYAZI, Rana, e Mete SOYSAL. "Akarlarda sosyal yaşam". Türkiye Entomoloji Bülteni 6, n.º 1 (1 de março de 2016): 83. http://dx.doi.org/10.16969/teb.54124.

Texto completo da fonte
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
2

KÖSE, Mehmet Fatih, e Muhammet İbrahim AKYÜREK. "Gündelik Yaşam Alışkanlıkları, Sosyal Sermaye ve Yaşam Doyumu İlişkisi: Lise ve Üniversite Öğrencileri Üzerinde Karşılaştırmalı Bir İnceleme". Cukurova University Faculty of Education Journal 51, n.º 2 (31 de agosto de 2022): 1252–77. http://dx.doi.org/10.14812/cuefd.1041056.

Texto completo da fonte
Resumo:
Araştırmanın temel amacı, lise ve üniversite öğrencisi gençlerin gündelik yaşam alışkanlıkları, sosyal sermayeleri ve yaşam doyumları arasındaki ilişkilerin karşılaştırmalı olarak incelenmesidir. İlişkisel tarama modelinde tasarlanan araştırma, Türkiye genelinde 2472 lise ve üniversite öğrencisinin katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmada; Gündelik Yaşam Alışkanlıkları Ölçeği, Sosyal Sermaye Ölçeği ve Yaşam Doyumu Ölçeği kullanılmıştır. Veri analizinde betimsel istatistiklerin yanı sıra, korelasyon ve regresyon analizleri ile yol analizi kullanılmıştır. Araştırmanın temel bulguları, gündelik yaşam alışkanlıklarının öğrencilerin sosyal sermayeleri üzerindeki etkisinin güçlü ve anlamlı olduğunu göstermektedir. Gündelik yaşamda akademik faaliyetler ve çevrim içi faaliyetler öğrencilerin yaşam doyumlarını sosyal sermaye aracılığı ile olumsuz etkilemektedir. Araştırma sonuçları, akademik faaliyetlerin öğrencilerin sosyal sermayelerine ve yaşam doyumlarına olumlu bir katkı sağlayamadığını ortaya koyması bakımından eğitim sisteminin en temel iki önceliği olan toplumsallaşma ve mutluluk bağlamındaki eksikliklerine dikkat çekmektedir. Gündelik yaşam alışkanlıklarının öğrencilerin sosyal sermayelerini ve yaşam doyumlarını artırmak açısından öğrenci merkezli, önemli ve pratik bir müdahale alanı olarak dikkate alınması önerilmektedir.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
3

Doyaroğlu, Şule, e Cemal Onur Noyan. "Sosyal Medya Kullanımı ve Yaşam Doyum Düzeyi Arasındaki İlişkinin İncelenmesi". Current Addiction Research 7, n.º 2 (2023): 5–12. http://dx.doi.org/10.32739/car.2023.7.2.217.

Texto completo da fonte
Resumo:
Bu araştırmada, erişkin bireylerde sosyal medya kullanım bozukluğu ve yaşam doyumu arasındaki ilişki incelenmiştir. Araştırmaya 221 erişkin birey katılmıştır. Katılımcılara Sosyodemografik Bilgi Formu, Sosyal Medya Bağımlılığı Ölçeği (SMBÖ) ve Yaşam Doyumu Ölçeği uygulanmıştır. Katılımcıların anket yanıtları SPSS 28.0 paket yazılımına girilerek istatistiksel analizler yürütülmüştür. Sosyodemografik değişkenler bakımından yapılan karşılaştırmalar için bağımsız örneklem t-testi ve tek yönlü ANOVA uygulanmıştır. Sosyal medya kullanım bozukluğu ile yaşam doyumu arasındaki ilişkinin incelenmesi için Pearson korelasyonu uygulanmıştır. Yaşam doyumunun sosyal medya tarafından yordayıcılığının incelenmesi amacıyla çoklu regresyon analizi uygulanmıştır. Araştırmada elde edilen bulgulara göre, erkek katılımcıların sosyal medya kullanım bozukluğu puanları kadınlara kıyasla daha yüksek bulunmuştur. Öte yandan, sosyal medyada geçirilen süre ve sosyal medya uygulamalarının sayısı arttıkça sosyal medya kullanım bozukluğu skorlarının artış gösterdiği sonucu elde edilmiştir. Öte yandan, bekar ve düşük eğitim düzeyi bildiren katılımcıların sosyal kullanım bozukluğu skorları anlamlı düzeyde daha yüksek bulunmuştur. Yaşam doyumuna ilişkin bulgular incelendiğinde, evli olanlar, gelir düzeyi yüksek olanlar ve çalışan katılımcıların yaşam doyumu puanlarının anlamlı düzeyde daha yüksek olduğu saptanmıştır. Yaşam doyumu ve sosyal medya kullanım bozukluğu puanları arasındaki ilişki incelendiğinde, sosyal medya skorlarının artışı ve yaşam doyumu skorlarının düşüşü arasında anlamlı ilişki olduğu saptanmıştır. Ayrıca, sosyal medya kullanım bozukluğu çatışma alt boyutunun yaşam doyumunu negatif yönlü ve anlamlı düzeyde yordadığı sonucu elde edilmiştir. Araştırma bulgularının, günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline gelen sosyal medya kullanımının ilişkili olduğu faktörlerin anlaşılması bakımından gelecekteki uygulama ve araştırmalara katkı sunması beklenmektedir.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
4

BAYRAM, Nuran, Neslihan SAM, Serpil AYTAÇ e Mustafa AYTAÇ. "Yaşam Tatmini Ve Sosyal Dışlanma". ISGUC, The Journal of Industrial Relations and Human Resources 12, n.º 4 (1 de outubro de 2010): 79–92. http://dx.doi.org/10.4026/1303-2860.2010.0159.x.

Texto completo da fonte
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
5

SAĞIR, Adem. "Kentsel Yaşam Dikotomileri (Karabük Belediyesi Sosyal Yaşam Merkezleri Örneği )". Journal of Turkish Studies 10, Volume 10 Issue 2 (1 de janeiro de 2015): 799. http://dx.doi.org/10.7827/turkishstudies.7856.

Texto completo da fonte
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
6

YETİŞ, Caner, e Merve TUNA KAYILI. "COVID-19 SALGINI: EĞİTİM YAPILARI ÜZERİNDEN YENİDEN KULLANIM DEĞERLENDİRMESİ". Volume 6, Issue 2 6, n.º 2 (27 de maio de 2021): 199–214. http://dx.doi.org/10.26809/joa.6.2.10.

Texto completo da fonte
Resumo:
Dünya genelinde yaygın bir salgın oluşturan COVID-19 virüsü, yaşamı ciddi anlamda tehdit etmeye devam etmektedir. Virüsün temas ve damlacık saçılması yolu ile yayılması, toplu ve sosyal yaşam alanlarının boşaltılmasını, insanların evlerinde bireysel korunmalarını gerektirse de, bu durum ekonomik, psikolojik ve fizyolojik açıdan pek mümkün görünmemiştir. İlk vaka tespiti ile uzaktan eğitime geçilen eğitim sistemi, salgından büyük oranda etkilenmiştir. Salgının seyrinin azalmasına bağlı olarak “kontrollü sosyal yaşam” ile “kontrollü eğitim”e geçilen okullarda salgının kontrolü, öğrencilerin virüsten etkilenmesinin engellenmesi açısından büyük önem arz etmektedir. Okullarda kontrollü eğitime yönelik alınması gereken tedbirler ve uyulması gereken kuralların incelenmesi ve buna bağlı olarak yeniden kullanım değerlendirmesi, mimari ve mühendislik kontrolü ile salgınla mücadele edilmesinin en önemli yoludur. Bu bağlamda çalışma, kontrollü sosyal yaşam üst başlığında ele alınan kontrollü eğitim tedbirlerini ve eğitim yapılarında salgın yönetimi ve sağlıklı ortamların geliştirilmesine yönelik kuralları farklı rehberlerden okuyarak, seçilen eğitim yapıları üzerinden yeniden kullanım değerlendirmesini içermektedir. Buna ek olarak çalışma, salgının kontrolü açısından mimari ve mühendislik kontrollerinin yanı sıra, yapının tasarım evresinde ele alınması gereken salgın riskinin yapılarda göz ardı edilmemesi gerektiğini savunmaktadır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
7

GEZER, Tuba, e Ümmügülsüm ALDEMİR AYSAN. "Sosyal Politikaların Mutluluk Üzerindeki Etkisi: Türkiye Örneği". Yönetim ve Ekonomi Dergisi 30, n.º 1 (9 de março de 2023): 179–96. http://dx.doi.org/10.18657/yonveek.1212965.

Texto completo da fonte
Resumo:
Günümüzde yaşam memnuniyeti, yaşam kalitesi ve mutluluk gibi kavramlar bireylerin iyi olma hallerini ölçmek için kullanılmaktadır. Bu çalışmanın amacı; Türkiye’de merkezi hükümet ve belediyeler tarafından yürütülen belli başlı sosyal politika uygulamalarının bireylerin mutluluğu ile ilişkisini incelemektir. Bunu gerçekleştirebilmek için TÜİK Yaşam Memnuniyeti Araştırması (YMA) 2019 yılı mikro veri seti kullanılmıştır. Multinominal regresyon analizleri yaş, cinsiyet, eğitim durumu, medeni durum ve gelir gibi sosyo-demografik değişkenlerin mutlulukla ilişkisine ek olarak merkezi hükümet tarafından gerçekleştirilen sağlık, sosyal güvenlik ve eğitim hizmetlerinden memnuniyetin mutlulukla pozitif yönde ilişkili olduğunu göstermektedir. Ayrıca yerel düzeyde belediyeler tarafından yürütülen engelli hizmetleri ve kursların da bireyin mutluluğunu olumlu yönde yordamaktadır. Bu politikaların güçlendirilerek geliştirilmesinin Türkiye’de yaşam doyumunun yükselmesine katkı sağlayabileceği düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Yaşam Memnuniyeti, Mutluluk, Sosyal Politika, Kamu Hizmetleri, Yönetim JEL Sınıflandırması: C35, E62, H70, I31
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
8

YILDIZ, Mesut, e Ela ATIŞ. "Yaşam döngüsü analizi: teorik çerçeve ve tarıma uygulanması". Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 60, n.º 2 (18 de julho de 2023): 363–74. http://dx.doi.org/10.20289/zfdergi.1126540.

Texto completo da fonte
Resumo:
Yaşam Döngüsü Analizi son yıllarda sıklıkla kullanılan bir araştırma yöntemidir. İlk olarak çevresel etkileri değerlendirmek için kullanılan bu yöntem, sosyal ve ekonomik etkileri de kapsamına almıştır. Bu sayede Yaşam Döngüsü Analizi, bir ürüne dair kapsamlı bir sosyal, ekonomik ve çevresel analizi, yani bir ürününün üretiminden tüketilip geri dönüşümüne kadar bütün yönlerini içeren bir analizi olanaklı kılmaktadır. Yaşam Döngüsü Analizinin tarımsal araştırmalarda kullanımı ile klasik Yaşam Döngüsü Analizi arasında farklılıklar bulunmaktadır. Tarımsal üretim doğa koşullarına göre belirlenmekte, ürüne ve döneme göre farklılaşmaktadır. Bu yüzden tarıma yönelik yapılan bir YDA araştırmasının etki kategorilerinin ve işlevsel biriminin tarımsal koşullara uyarlanması gerekmektedir. Bu çalışmada Yaşam Döngüsü Analizinin ortak kavramsal çerçevesi ve tarıma uygulanışı ele alınmıştır. Yaşam Döngüsü Analizinin yöntemsel çerçevesi, çalışmalarda ortak bulunan yönleri ile incelenmiştir. Sosyal Yaşam Döngüsü Analizi de Çevresel Yaşam Döngüsü Analizinden yöntemsel farklılıkları ile araştırmaya dahil edilmiştir. Yöntem, tarımsal ürünlerde sürdürülebilir üretim ve tüketim stratejilerinin uygulanmasına katkıda bulunabilir. Bu yönüyle hem çevresel hem de sosyal boyutu içeren Yaşam Döngüsü Analizi çalışmalarının tarıma uygulanması, ilgili üretim sistemi ve/veya ürüne ilişkin karar vericilere ve politika yapıcılara, üretici ve tüketicilere çevresel etkileri hakkında geri bildirim sağlayacaktır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
9

ALTAY, Gamzegül, Zeynep PEHLİVAN e Ayten YILMAZ YAVUZ. "Pandemi Sürecinde Hemşirelerin Algılanan Sosyal Destek Düzeyleri ile Yaşam Kalitesi Arasındaki İlişkinin Belirlenmesi". Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 11, n.º 4 (22 de dezembro de 2022): 1443–51. http://dx.doi.org/10.37989/gumussagbil.1135905.

Texto completo da fonte
Resumo:
Çalışmada COVID-19 salgını sürecinde hemşirelerin algılanan sosyal destek düzeyleri ile yaşam kalitesi arasındaki ilişkinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışma, Temmuz-Eylül 2021 tarihleri arasında Türkiye’nin kuzeydoğusunda yer alan iki ilde kesitsel olarak yapıldı. Çalışmanın evrenini pandemi sürecinde iki ilde çalışan hemşireler, örneklemini ise kartopu örnekleme yöntemi ile ulaşılan ve çalışmaya alınma kriterlerini taşıyan 274 hemşire oluşturdu. Veri toplamada; “Hemşirelere İlişkin Tanıtıcı Özellikler Formu”, “Algılanan Çok Boyutlu Sosyal Destek Ölçeği” ve “Dünya Sağlık Örgütü Yaşam Kalitesi Ölçeği” kullanıldı. Hemşirelerin algılanan sosyal destek ölçeği puan ortalamaları 65,84±14,32 ve yaşam kalitesi ölçeği puan ortalamaları 26,52±4,75’dir. Hemşirelerin algılanan sosyal destek puanları artıkça yaşam kalitelerinin de arttığı bulundu (r=0,431, p
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
10

Yıldırım, Yakup, e Feyzanur Çetin. "Okul Öncesi Eğitimi Öğretmenlerinin Erken Çocukluk Dönemi Yaşam Becerilerine İlişkin Görüşlerinin İncelenmesi". Yaşadıkça Eğitim 37, n.º 1 (30 de janeiro de 2023): 1–13. http://dx.doi.org/10.33308/26674874.2023371483.

Texto completo da fonte
Resumo:
Bu araştırmanın amacı, okul öncesi eğitimi öğretmenlerinin erken çocukluk dönemi yaşam becerilerine ilişkin bilgi ve farkındalık düzeylerinin metaforlar aracılığıyla fenomenolojik olarak incelenmesidir. Araştırma, okul öncesi öğretmenlerinin erken çocukluk dönemi yaşam becerilerine yönelik bilgi ve farkındalık düzeyinin belirlenerek ileriki çalışmalara ışık tutacak olması açısından önem taşımaktadır. Araştırmanın çalışma grubunu, Antalya, Burdur ve Isparta illerindeki milli eğitim bakanlığına bağlı resmi ve özel okul öncesi eğitim kurumunda çalışmakta olan en az bir yıl öğretmenlik tecrübesine sahip 36 okul öncesi öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmada nitel araştırma desenlerinden fenomenoloji (olgubilim) deseni kullanılmıştır. Elde edilen metaforik veriler, araştırmacılar tarafından içerik analizi tekniğiyle analiz edilmiştir. İçerik analizi ile birbiriyle örtüşen veriler belirli kavramlar ve kategoriler çerçevesinde bir araya getirilerek üç kategori başlığı oluşturulmuştur. Bu kategoriler sırasıyla; “1. Birey olmanın ve yaşamın anahtarı olarak yaşam becerileri” (1), “Gelişimin odak noktası olarak yaşam becerileri” (2), “Sosyal değer olarak yaşam becerileri” (3) dir. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre; okul öncesi öğretmenleri, yaşam becerilerinin; çocukların olumlu sosyal gelişimlerinde, sosyal ilişkilerinde kontrollü duygu ve tavırlar geliştirebilmelerinde, problem çözücü olabilmelerinde, sosyal olgunluklarında, kendini ifade edebilmelerinde ve sonucunda özgüvenli birey olmaları üzerinde etkili olduğunu belirtmişlerdir.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
11

IŞIK, Mustafa. "SANAT BİLİM TEKNOLOJİ ve SOSYAL YAŞAM". Journal of Academic Social Sciences 54, n.º 54 (1 de janeiro de 2017): 302–9. http://dx.doi.org/10.16992/asos.12848.

Texto completo da fonte
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
12

ÖKSÜZ, Sefa, e Eren ERKILIÇ. "İş yaşam kalitesi ve kurumsal sosyal sorumluluk algısının işe adanmışlık üzerindeki etkisinin incelenmesi: Zincir otel işletmeleri üzerine bir araştırma". Business & Management Studies: An International Journal 10, n.º 4 (25 de dezembro de 2022): 1492–511. http://dx.doi.org/10.15295/bmij.v10i4.2132.

Texto completo da fonte
Resumo:
İnsan kaynağı konaklama işletmelerinde hizmet kalitesini belirleyen önemli bir faktör olmakla birlikte, işletmelerin başarısında kilit role sahip olarak rekabet avantajı elde etmelerini sağlamaktadır. Araştırmacılar tarafından son yıllarda sıklıkla incelenen işe adanmışlık kavramı insan kaynağının üretkenliğini ve verimliliğini artırmada etkili olan bir konudur. İşe adanmış iş görenler işletmelere rekabet ve maliyet avantajı sağlarken hizmet kalitesinin de artmasına katkı sağlamaktadır. Bu kapsamda zincir otel işletmeleri iş görenlerinin işe adanmışlıklarını artırmanın bir yolunun da iş yaşam kalitesi ve kurumsal sosyal sorumluluk algısı ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Bu araştırma, iş yaşam kalitesi ve kurumsal sosyal sorumluluk algısının işe adanmışlık üzerindeki etkisini incelemek amacıyla, Trabzon’daki zincir otel işletmesi iş görenleri üzerine gerçekleştirilmiştir. Trabzon’daki zincir otel işletmesi iş görenlerinden 343 geçerli anket elde edilmiştir. Araştırma modeline uygun olarak iş yaşam kalitesi, kurumsal sosyal sorumluluk algısı ve işe adanmışlık arasındaki ilişkiyi belirlemek için korelasyon analizi ve kavramların neden-sonuç ilişkini belirmek için regresyon analizi yapılmıştır. Yapılan korelasyon analizi bulgularına göre iş yaşam kalitesi ve işe adanmışlık arasında istatistiksel olarak anlamlı, pozitif yönde ve orta düzeyde bir ilişki olduğu; kurumsal sosyal sorumluluk algısı ile işe adanmışlık arasında anlamlı, pozitif yönde ve orta düzeyde bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Regresyon analizi sonuçlarına göre iş yaşam kalitesinin ve kurumsal sosyal sorumluluk algısının işe adanmışlık üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Sonuç olarak iş görenlerin iş yaşam kalitesi ve kurumsal sosyal sorumluluk algılarının düzeylerinin yükselmesi işe adanmışlıklarını artırdığı tespit edilmiştir.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
13

Yıldırım, Yakup, e Zeynep Fulya Temel. "Yaşam Becerileri Eğitim Programının Anasınıfına Devam Eden Çocukların Yaşam Becerilerine ve Sosyal Uyumlarına Etkisinin İncelenmesi". Yaşadıkça Eğitim 34, n.º 2 (4 de setembro de 2020): 384–405. http://dx.doi.org/10.33308/26674874.2020342212.

Texto completo da fonte
Resumo:
Araştırma deseni olarak öntest-sontest kontrol gruplu yarı deneysel desende tasarlanan bu çalışmanın amacı, okul öncesi dönem 5-6 yaş çocuklarına uygulanan yaşam becerileri eğitimi programının çocukların yaşam becerilerine ve sosyal uyumlarına etkililiğini incelemektir. Araştırmanın çalışma grubunu, Ankara il merkezindeki bir vakıf/özel anaokulunda eğitim görmekte olan 5-6 (60-72 aylık) yaş aralığındaki çocuklar oluşturmuştur. Çalışma grubundaki çocuklardan deney ve kontrol grubu olmak üzere iki grup belirlenmiştir. Deney Grubuna (DG) ve Kontrol Grubuna (KG) ön uygulama aşamasında; sırasıyla, Yaşam Becerilerini ölçmek amacıyla, “Okul Öncesi Dönem Yaşam Becerileri Ölçeği”, Sosyal Uyum Becerilerini ölçmek amacıyla, “Sosyal Uyum Beceri Ölçeği” uygulanmıştır. Ön uygulamalardan sonra deney grubuna, araştırmanın amacı doğrultusunda araştırmacılar tarafından okul öncesi dönem (5-6 yaş) çocuklarının gelişim düzeylerine uygun olarak mevcut okul öncesi eğitim programındaki kazanım ve göstergeler de dikkate alınarak hazırlanan, 18 oturum ve 36 bağımsız yaşam becerisi etkinliğinden oluşan “Yaşam Becerileri Eğitim Programı”nın 12 hafta süreyle uygulaması yapılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre; deney grubunda yer alan çocukların kontrol grubunda yer alan çocuklara oranla öntest ve sontest puanları arasında pozitif yönde anlamlı düzeyde farklılaşma olduğu saptanmıştır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
14

Çakıroğlu-Çevik, Aylin. "Yaşam Kalitesi ve Mutluluk İlişkisi Çerçevesinde Türkiye’de Kadının Durumu". Kadın/Woman 2000, Journal for Women's Studies 17, n.º 2 (12 de dezembro de 2016): 133–60. http://dx.doi.org/10.33831/jws.v17i2.214.

Texto completo da fonte
Resumo:
Dünyada kalkınma, gelişme ve refah çalışmalarına yön veren yaklaşımlar çerçevesinde geliştirilmiş yeni bakış açıları, beraberinde, yeni kavram ve tanımlamaların da ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu kavramların bir kısmı, birçok farklı disiplin tarafından araştırma konusu ya da argümanı olarak kullanılmakta ve bu özelliği nedeniyle de günümüzün bilim çevrelerinde popüler hâle gelmektedir. Söz konusu kavramların, son yıllarda en çok kullanılanlarının başında yaşam kalitesi ve mutluluk kavramları yer almaktadır. Fakat, bu kavramlar standart bir tanımı olmamasına rağmen, çok boyutlu olduğu konusunda fikir bilirliği söz konusudur. Bu nedenle, kavramlar araştırmada kullanıldıkları zaman tanımlanmaları gerekir. Bu çalışmada; yaşam kalitesi, hem nesnel hem de öznel göstergeleri birleştirdiği için maddi yaşam koşullarını, sosyal ilişkileri, toplum kalitesini ve yabancılaşmayı içeren Allardt’ın (1993) modeli kullanılarak tanımlanmış ve ölçülmüştür. Bu çalışmanın amacı ise yaşam kalitesi ve mutluluk ilişkisi çerçevesinde Türkiye’de kadının durumunu incelemektir. Çalışmada, ulaşılabilinen son Avrupa Yaşam Kalitesi Araştırması (2007) verisi kullanılacaktır. Türkiye’den 18 yaş üzeri toplam 2000 katılımcı ile gerçekleştirilen bu araştırma, Allardt’ın modeline dayanan yaşam kalitesi indekslerinin kavramlaştırılmasını ve ölçülmesini sağlayan birçok yaşam alanını içermektedir. Kısaca, bu çalışma yaşam kalitesi ve mutluluk ilişkisi çerçevesinde Türkiye’de kadınların durumunu erkeklerle karşılaştırarak ortaya koymaya çalışmaktadır. Böylece, bu çalışma toplumsal cinsiyet meselesinin sosyal eşitsizlik ve sosyal politikalar için büyük önem taşıdığının altını çizmeyi hedeflemektedir.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
15

Tanrıverdi, Ayşe Betül, e Güngör Karakaş. "Sorumlu Tüketim Kapsamında Kuşaklara göre Gönüllü Sadelik Yasam Tarzı Farklılıkları". Turkish Journal of Agriculture - Food Science and Technology 11, n.º 7 (31 de julho de 2023): 1222–30. http://dx.doi.org/10.24925/turjaf.v11i7.1222-1230.6075.

Texto completo da fonte
Resumo:
Son yıllarda sürdürülebilirliğin bir bileşeni olan sorumlu tüketim kapsamında sade yaşam tarzı ve kuşaklar arasındaki farklılıklar ilgi konusu olmuştur. Sürdürülebilir kalkınma amaçlarına hizmet eden sorumlu tüketim bağlamında gönüllü sade yaşam tarzı bir toplumun yapısı hakkında bilgi verme adına önemlidir. Her ne kadar gönüllü sade yaşam tarzı toplumsal yapı hakkında bilgi vermekle birlikte kuşaklardaki farklılaşmalar gönüllü sade yaşam tarzlarını etkileyebilmektedir. Bu makalenin amacı, X, Y ve Z kuşaklarına göre gönüllü sade yaşam tarzı arasındaki farklılıkları analiz etmektir. Çalışmada 21 maddeden oluşan Gönüllü Sade Yaşam Ölçeği ve 6 adet sosyo-demografik sorular kullanılarak yüz yüze ve sosyal medya aracılığı ile Türkiye-Sivas ilindeki 414 kişiden anket yoluyla veri toplanmıştır. Kuşaklar ile gönüllü sade yaşam tarzı arasındaki farklılığın anlamlılığını test etmek için Kruskal Wallis Testi kullanılmıştır. Araştırma sonucuna göre, X kuşağı gönüllü sade yaşam tarzını Y ve Z kuşaklarına göre daha çok benimsediği anlaşılmıştır. Buna benzer olarak Y ve Z kuşağı karşılaştırıldığında ise Y kuşağının Z kuşağına göre gönüllü sade yaşam tarzını benimsediği ortaya konuldu. Sonuç olarak X ve Y kuşağının gönüllü sade yaşama daha duyarlı olmasının nedeni tarihsel arka planındaki toplumsal sorunlarla karşı karşıya kalmış olması, zor zamanlarda yetişmiş olmaları ve hayat tecrübelerinin Z kuşağına göre fazla olması ile ilgili olarak açıklanabilir.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
16

Chagel, Meha, e Asiye Akgün. "Mekân İlişkisinde Göçmenlik ve Kültürel Kodlar: İstanbul Örneği". Göç Dergisi 10, n.º 1 (24 de maio de 2023): 119–43. http://dx.doi.org/10.33182/gd.v10i1.820.

Texto completo da fonte
Resumo:
Göç, toplumların hayatını her dönemde etkilemiştir ve etkisini sürdürmeye de devam etmektedir. Bu çalışmada; İstanbul'da yaşayan Suriyeli göçmenlerin, sosyal ve fiziksel mekân ilişkilerinde yer aidiyetleri ve kültürel kodları ile habituslarının etkileri irdelenmektedir. Göçmenlerin taşıdıkları kültürel kodları ortaya çıkarabilmek için ilişkili görülen kavramlar irdelenmiş, Suriye’deki yaşam alanları, alışkanlıkları ve sosyal yaşantılarına ilişkin bilgiler toplanmıştır. Belirli bir habitusa sahip göçmenlerin devam ettirdikleri ya da yeni edindikleri kültürel sermayelerinin mekânsal karşılığı araştırılmıştır. Bunu anlayabilmek için araştırmada, İstanbul’un sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyi farklı mahallelerinde yaşayan Suriyeli göçmen aileler ile derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Göçmenlerin, yeni yaşam alanları (konut, komşuluk ve kent merkezi) ile önceki yaşam alanları karşılaştırılmıştır. Çalışmanın bulgularına göre; göç sürecinde göçmenlerin mekânsal aidiyet duygularının gelişmesinde en önemli faktörün sosyal sermayeye dayalı olduğu anlaşılmıştır. Bu sosyal sermayenin devam ettirilmesinde ve geliştirilmesinde hemşerilik ilişkilerinin ve dil bilmenin önemli rol oynadığı tespit edilmiştir.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
17

ÇETİN, Abdullah. "ROMA ORDUSUNDA SOSYAL YAŞAM: AİLE VE EVLİLİK". Journal of Turk-Islam World Social Studies 21, n.º 21 (1 de janeiro de 2019): 144–49. http://dx.doi.org/10.16989/tidsad.1721.

Texto completo da fonte
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
18

EKİCİ, Yağmur Ecenaz, e Hayat ZENGİN ÇELİK. "YAŞAM KALİTESİ YAKLAŞIMLARI". EKSEN Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dergisi 3, n.º 2 (30 de dezembro de 2022): 19–37. http://dx.doi.org/10.58317/eksen.1117389.

Texto completo da fonte
Resumo:
Yaşam kalitesi, günümüzde tüm toplumların ulaşmak istediği evrensel bir hedef haline gelmiştir. Çok boyutlu ve multidisipliner bir kavram olan yaşam kalitesi, birden çok disiplinin ortak tartışma konusu haline gelmiş olması nedeniyle farklı tanım ve göstergeler ile ele alınarak değerlendirilmektedir. Bununla birlikte araştırmacılar, yaşam kalitesinin iki boyutu olduğu konusunda ortak bir fikir birliğinde bulunmaktadır. Bunlardan ilki, bireyin yaşadığı hayattan duyduğu tatmin ve memnuniyet düzeyini belirleyen öznel göstergeler; ikincisi ise bireyin öznel algısını şekillendiren nesnel göstergelerdir. Zaman içerisinde yaşanan toplumsal ve sosyal değişimler ile tartışma konusu olduğu disiplinin değerlendirme sistemine göre, yaşam kalitesi, yaşamın farklı boyutlarıyla değerlendirilmektedir. Kent planlama alanında da farklı biçimlerde kavramsallaştırılan yaşam kalitesi, çevre ve kent kalitesinin etkileşimine odaklanarak daha özel bir alan olan kentsel yaşam kalitesi kavramını ortaya çıkarmaktadır. Özellikle Sanayi Devriminin bir sonucu olarak oluşan hızlı kentleşme, kontrol edilemez nüfus artışları ve buna bağlı olarak oluşan altyapı alanlarının ve kamusal alanlarının yetersiz kalması, konut sorunu, sosyal ve kültürel farklılıklarının yarattığı kentlileşme problemleri, doğal kaynakların yetersiz kalması gibi hem mekânsal hem de toplumsal iyileşmenin gerekliliği karşısında, yaşam kalitesi, sorunların tespit edilmesi için bir yöntem ve ulaşılmak istenen bir hedef olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada yaşam kalitesinin farklı disiplinlerdeki ele alınış biçimi ile ölçümünde kullanılan göstergeler ele alınmakta ve kent planlama disiplini içindeki ele alış şekilleri ile bağlantı kurulmaya çalışılmaktadır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
19

DOĞAN, Yasin. "SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENLERİNİN SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENMEYE VE SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENİ OLMAYA İLİŞKİN YAŞAM DENEYİMLERİ". Journal Of History School 7, n.º XVIII (1 de janeiro de 2014): 543–65. http://dx.doi.org/10.14225/joh534.

Texto completo da fonte
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
20

TAŞTEKİN, Nevin, Selim ÇAĞATAY e Şebnem ARIK. "GÖÇLE GELEN NÜFUSUN EĞİTİM SEVİYESİNİN İL YAŞAM STANDARDI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİNİN AMPİRİK ANALİZİ". Sosyoloji Araştırmaları Dergisi 26, n.º 2 (28 de outubro de 2023): 254–72. http://dx.doi.org/10.18490/sosars.1382535.

Texto completo da fonte
Resumo:
Türkiye’de iç göçün temel nedeni bireylerin içinde bulunduğu ekonomik koşulları bir anlamda yaşam standartlarını değiştirme isteğidir. Bireyler göç kararı verirken sadece kendi koşullarını değil, çocuklarının eğitimini, ulaşım koşullarını, sosyal statü ve ilişkilerini ve hatta iklim koşullarını da göz önünde bulundurmaktadırlar. Bu çalışmada, 81 ili kapsayan, sosyal refahı yansıtacak göstergeler ele alınarak bir yaşam standardı endeksi yaratılmıştır. Bu endeksin açıklanan değişken olduğu bir ekonometrik modelde, açıklayıcı değişkenler olarak göçle gelen ve lokal nüfusun eğitim seviyelerinin, kent ekonomik büyüklüğünün yaşam standardını ne şekilde etkilediği incelenmiştir. Sabit etkili panel modelin kullanıldığı, il düzeyinde incelemelerin yapıldığı çalışmada farklı cinsiyet ve eğitim düzeylerinden oluşan göçmenlerin yaşam standartları üzerinde negatif etki yarattığı gözlenmiştir. Bunun temel sebebinin göçmenlerin geldikleri illerde hemen istihdama katılamamaları olarak öngörülmektedir.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
21

UYAR, Nilüfer, e İbrahim YILDIRIM. "Kadınların Boşanma Sonrası Yaşama Uyum Deneyimleri: Nitel Bir Çalışma". Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 22, n.º 2 (27 de junho de 2022): 405–34. http://dx.doi.org/10.18037/ausbd.1136314.

Texto completo da fonte
Resumo:
Bu çalışmada kadınların boşanma sonrası yaşama uyum deneyimlerinin ve öznel algılarının uyum düzeyleriyle ilişkisinin nitel olarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Araştırmacı, resmi boşanmasının üzerinden en fazla iki yıl geçen ve çocuk velayetini alan 12 kadınla yüz yüze görüşmeler yapmıştır. Bu görüşmelerde yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmış ve görüşmeler yaklaşık bir saat sürmüştür. Araştırma sonucunda boşanma sonrası yaşama uyum ile ilgili altı kapsayıcı tema ortaya çıkmıştır. Bunlar; (a) Boşanma sonrası yaşamda yeni roller ve ilişkiler (b) Boşanma ve boşanma sonrası yaşamla ilgili tutum (c) Eski eşle devam eden ilişkiler (d) Sosyal destek algısı (e) Sosyal işlevsellik (f) Kendilik algısıdır. Araştırmanın sonuçları, boşanmış kadınların yeni bir yaşam kurma sürecinde çocuklarla, eski eşle ve yakın çevreyle ilişkiler-sınırlar-yeni roller, boşanma ve boşanma sonrası yaşama yüklenilen anlam ve romantik ilişkiler gibi alanlarda desteklenmeleri gerektiğinin önemine işaret etmektedir.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
22

KAHYA, Yalçın. "GENÇLERİN YAŞAM KALİTESİ VE GELECEK BEKLENTİLERİ". Business & Management Studies: An International Journal 8, n.º 1 (25 de março de 2020): 950–68. http://dx.doi.org/10.15295/bmij.v8i1.1398.

Texto completo da fonte
Resumo:
Son yıllarda yaşanan sosyal, kültürel, ekonomik ve teknolojik gelişmeler toplumun yapısında büyük çaplı değişimlere yol açmaktadır. Yaşanan değişimler hızlı nüfus artışını, göçü ve plansız kentleşmeyi beraberinde getirerek bireylerin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir. Değişim sürecinden en çok etkilenen yaş grubu arasında ise gençler gelmektedir. Bu açıdan değişen yaşam koşullarına bağlı olarak gençlik evresinde ortaya çıkan sorunların tespiti sosyolojik olarak önem arz etmektedir. Bu çalışmanın amacı Bandırma’da yaşayan gençlerin bugünkü konumlarını açıklamaya yönelik bir profil çalışması oluşturmak ve aynı zamanda gençlerin yaşam kalitelerini ve gelecek beklentilerini kültürel, sosyal ve mekânsal bileşenler açısından değerlendirmektir. Araştırma evrenini Bandırma’da yaşayan 18-24 yaş arasındaki gençler oluşturmaktadır. Bu çalışmada tesadüfi örnekleme yöntemi kapsamında 620 genç ile Kasım 2018- Şubat 2019 tarihleri arasında anket yapılmıştır. Anketlerden elde edilen veriler SPSS 21 programında analiz edilmiştir. Uygulanan anketlerden öne çıkan sonuçlara göre gençlerin genel olarak hayattan ve Bandırma’da yaşamaktan memnun oldukları görülmektedir. Aynı zamanda yaşadıkları bölgede iş olanaklarının kısıtlı olduğu, eğitim, kültürel, sosyal ve sportif etkinliklerin yeterli düzeyde bulunmadığı tespit edilmiştir.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
23

TOPER, Ferhat, e Ali Osman ÖZPOLAT. "Yaşlılıkta Yaşam Kalitesi". Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 12, n.º 1 (25 de março de 2023): 341–51. http://dx.doi.org/10.37989/gumussagbil.1180618.

Texto completo da fonte
Resumo:
Yaşlılık bireylerin başta anatomik yapı, fizyolojik işlevleri olmak üzere sosyal ilişkilerinde, zihinsel yeteneklerinde ve psikolojik durumlarında değişimlere neden olan olağan bir süreçtir. 20. yüzyıldan itibaren sağlık ve teknoloji alanında yaşanan gelişmeler, doğum hızının azalması, temel halk sağlığı hizmetlerinin yaygınlaşması, beslenme koşullarının iyileşmesi, birçok bulaşıcı hastalığın kontrol altına alınması gibi etkenler doğuştan beklenen yaşam süresinin artmasına neden olmuştur. Bu artış özellikle gelişmiş ülkeler başta olmak üzere bütün dünyanın en önemli toplumsal sorunlarından birisi olarak önem kazanmaktadır. Ancak yaşlılık ile ilgili deneyimler kişiden kişiye değiştiğinden dolayı bu dönem kimileri için iyi kimileri için ise kötü bir dönem olarak değerlendirilebilmektedir. Yaşlılığın iyi veya kötü olarak nitelendirilmesine etki eden en önemli faktörlerden birisi yaşlı bireylerin içinde bulundukları durumu kendi bakış açılarına göre yorumlamalarıdır. Bu çalışmada yaşama kalitesi ve özellikle yaşlılıkta yaşam kalitesinin göstergeleri, boyutları ve ölçümüne ilişkin literatürde yer alan farklı çalışmalar ve görüşlere yer verilmiştir. Ayrıca yaşlıların yaşlılığa ilişkin algılarını etkileyen faktörler ve yaşlılığa ilişkin bireysel perspektif bakış açısı ele alınmıştır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
24

BAŞOĞUL, Ceyda, e Mürşide ZENGİN. "ERGEN-EBEVEYN ÇATIŞMASININ EBEVEYNLERİN YAŞAM KALİTESİ VE KAYGI DÜZEYLERİNE ETKİLERİ". GOBEKLİTEPE Saglik Bilimleri Dergisi 6, n.º 11 (25 de março de 2023): 19–26. http://dx.doi.org/10.55433/gsbd/148.

Texto completo da fonte
Resumo:
Bu çalışma ergen-ebeveyn çatışmasının ebeveynlerin kaygı düzeyleri ile yaşam kalitelerine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırma tanımlayıcı, kesitsel, ilişkisel tasarımda gerçekleştirildi. Verilerin toplanmasında sosyo-demografik bilgi formu, Durumluk-Süreklilik Kaygı Ölçeği (DSKÖ), Dünya Sağlık Örgütü Yaşam Kalitesi Ölçeği Kısa Formu (DSÖYKÖ-KISA) olmak üzere 3 form kullanıldı. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistikler, Mann Whitney U ve Kruskal Wallis testleri ve Pearson korelasyon testi kullanıldı. Ebeveynlerin %96.1’inin ergenlik dönemindeki çocuklarıyla çatışma yaşadıkları belirlenmiştir. Ebeveynlerin süreklilik kaygı puanlarının ebeveynlerin mesleği, ailenin ekonomik durumu ve ergenle çatışma yaşama durumuna göre istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık gösterdiği belirlenmiştir. Çocuklarıyla çatışma yaşadığını bildiren ebeveynlerin kaygı puan ortalamaları ile bedensel, ruhsal, sosyal ve çevre alanları yaşam kalitesi puan ortalamaları arasında negatif yönlü ve istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır. Bu araştırmanın sonucunda ebeveynlerin tamamına yakınının ergen çocuklarıyla çatışma yaşadıkları saptanmıştır. Çatışma yaşayan ebeveynlerin kaygı düzeylerinin daha yüksek olduğu ve bu kaygının tüm alanlarda yaşam kalitesini olumsuz etkilediği belirlenmiştir. Hemşireler için riskli gruplar içerisinde yer alan ergenler ve ebeveynlerin etkileşiminin sağlığın geliştirilmesi ve birincil koruma kapsamında değerlendirilmesi önemlidir.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
25

YILMAZ, Sema, e Rüveyde CAN. "Obezite Sorunu Olan ve Olmayan Gebelerin Yaşadığı Sağlık Sorunlarına Göre Yaşam Kalitesi: Kesitsel Çalışma". Turkish Journal of Diabetes and Obesity 7, n.º 1 (28 de abril de 2023): 8–16. http://dx.doi.org/10.25048/tudod.1194962.

Texto completo da fonte
Resumo:
Amaç: Çalışma, obezite sorunu olan ve olmayan gebelerin yaşadığı sağlık sorunlarına göre yaşam kalitesinin belirlenmesi amacıyla planlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Tanımlayıcı ve kesitsel tipte planlanan çalışma Konya merkezinde bulunan bir hastanede yapıldı. Araştırma evrenini 28 hafta ve üzeri gebeliği olan, hastanenin polikliniğine kontrol amacıyla gelen gebe kadınlar oluşturdu. Araştırmaya 196 gebe alındı. Veriler anket formu ve WHOQOL-BREF yaşam kalitesi ölçeği ile toplandı. Bulgular: Obez gebelerin üriner enfeksiyon sorunu yaşamalarına göre yaşam kalitesinin bedensel (39,7(14,7), p=0,019), ruhsal (45,8(14,9), p=0,007), sosyal (42,7(25,3), p=0,019), çevresel (50,6(6,9), p=0,043) alt boyutlarında fark saptanmıştır. Obez gebelerin psikiyatrik tanı konulmasına göre yaşam kalitesinin sosyal (46,7(19,9), p= 0,023) ve çevresel (52,5(8,2), p=0,045) alt boyutlarında fark bulunmuştur. Obez gebelerin uyku sorunu yaşamalarına göre bedensel (47(12,8), p=0,005), sosyal (54,2(18,9), p=0,029) ve çevresel (55,5(10,2), p= 0,003) alt boyutlarında fark belirlenmiştir. Obez gebelerin yorgunluk yaşamalarına göre bedensel (48,4(12,6), p=0,014) ve sosyal (55,7(18,4), p=0,046) alt boyutlarında fark saptanmıştır. Ayrıca gebeliğin getirdiği fizyolojik ve psikolojik değişikliklerle obez olan ve olmayan gebelerin uyku ve yorgunluk nedeniyle yaşam kalitesinin birçok alanında azalma olduğu saptanmıştır. Sonuç: Maternal obezite ile ilgili çalışmaların daha çok önemsenmesi ile anne ve yenidoğan sağlığının korunması ve geliştirilmesi için doğum öncesi hizmetler gebelik öncesi dönemden itibaren başlanmalıdır. Özellikle obezite ile mücadele eden kadınların bakım ve izlemlerinin normal rutin izlemlerden daha fazla yapılmasının önemine dikkat çekilerek çalışmalar yapılmalıdır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
26

PESEN, Ata, e Cevdet EPÇAÇAN. "ÖĞRETMENLERİN ÖĞRENMEYE YÖNELİK İNANÇLARININ YAŞAM BOYU ÖĞRENMEYE YÖNELİK YETERLİLİKLERİNİ YORDAMA GÜCÜ". Siirt Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi 9, n.º 2 (30 de dezembro de 2021): 358–73. http://dx.doi.org/10.53586/susbid.1027445.

Texto completo da fonte
Resumo:
Bu çalışmanın amacı öğretmenlerin öğrenmeye yönelik inançlarının yaşam boyu öğrenmeye yönelik yeterliklerini yordama gücünü tespit edilmesidir. Araştırma, ilişkisel tarama modelinde desenlemiştir. Araştırmanın evrenini Siirt merkezinde görevli öğretmenler oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini ise 2018-2019 Eğitim-Öğretim yılı güz döneminde Siirt il merkezi Millî Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda görev yapan ve seçkisiz yolla seçilen 352 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırmada öğretmenlerin yaşam boyu öğrenme yeterliliklerini belirlemek amacıyla Uzunboylu ve Hürsen (2011) tarafından geliştirilen “Yaşam boyu öğrenme Yeterliği Ölçeği” ve öğretmenlerin öğrenmeye yönelik inançlarını belirlemek için Bay ve ark (2012) tarafından geliştirilen “Öğrenmeye Yönelik İnanç Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırma verileri SPSS 25.0 veri analiz programı kullanılarak çözümlenmiştir. Araştırmada öğretmenlerin yaşam boyu öğrenme yeterlilikleri ile öğrenmeye yönelik inançları arasındaki ilişkiyi belirlemek üzere Pearson Momentler Çarpım Korelasyon Katsayısı (r) ve çoklu regresyon analizinden yararlanılmıştır. Araştırma soncunda öğrenmeye yönelik bilişsel ve sosyal yapılandırmacı bakış açıları ile yaşam boyu öğrenme yeterliliği arasında pozitif yönde ve orta düzeyde anlamlı bir ilişki, radikal yapılandırmacı ve geleneksel bakış açısı ile yaşam boyu öğrenme yeterliği arasında pozitif yönde ve düşük bir ilişki tespit edilmiştir. Yapılan regresyon analizi sonucunda, bilişsel bakış açısının yaşam boyu öğrenme yeterliği ve tüm alt boyutlarını yordadığı, sosyal yapılandırmacılığın bilgiyi elde etme yeterliği ve dijital yeterlikler dışındaki yaşam boyu öğrenme yeterliklerini yordadığı, geleneksel bakış açısının sadece karar verebilme yeterliğini yordadığı, radikal yapılandırmacılığın yaşam boyu öğrenme yeterliklerinin hiçbir alt boyutunu yordamadığı tespit edilmiştir.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
27

GÜLER, Ender Kardelen, Aylin TUTGUN-ÜNAL e Nevzat TARHAN. "Z KUŞAĞININ YAŞAM ANLAM VE AMAÇ ALGILARININ İNCELENMESİ". Bayterek Uluslararası Akademik Araştırmalar Dergisi, 23 de novembro de 2022. http://dx.doi.org/10.48174/buaad.52.6.

Texto completo da fonte
Resumo:
Bu araştırmada, Z kuşağının yaşam anlam ve amaçları ile buna yönelik algılarının incelenmesi amaçlanmıştır. Nicel araştırma yöntemine uygun olarak genel tarama modelinde gerçekleştirilmiş olan araştırmanın örneklemini 90’ı (%60,4) kadın ve 59’u (%39,6) erkek olmak üzere toplam 149 birey oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri Kişisel Bilgiler Formu ve Üsküdar Yaşam Anlam ve Amaçları Ölçeği (ÜSYAŞAM) ile toplanmıştır. Araştırma sonucunda katılımcıların %3,4’ünün yaşam anlam ve amaç algı düzeyi az, %72,5’inin yaşam anlam ve amaç algı düzeyi orta ve %24,2’sinin yaşam anlam ve amaç algı düzeyi yüksek olarak tespit edilmiştir. Yaşam anlam ve amaç algı seviyelerinin çeşitli özelliklere göre incelenmesi sonucunda ise katılımcıların yaşam anlam ve amaç algı seviyeleri cinsiyete, sosyal medya bağlanma süresine, sosyal medyada fotoğraf paylaşmadan önce filtre kullanıp kullanmamaya, en sık kullanılan sosyal medya uygulamasına, evliliğin gerekli olup olmadığı hakkındaki düşünceye ve dini inanca göre anlamlı farklılık göstermiştir. Erkeklerin, sosyal medyaya daha az süre ile bağlananların, fotoğraf paylaşmadan önce filtre kullanmayanların, en sık olarak YouTube kullananların, evliliğin gerekli olduğunu düşünenlerin ve dinin gereklerini yerine getirenlerin yaşam anlam ve amaç algı seviyeleri anlamlı olarak daha yüksek bulunmuştur. Yaşam anlam ve amaç algı seviyeleri, sosyal medyada beğeniye (Like) yüklenen anlama, evliliğin önemli bulunup bulunmamasına, yaşa, öğrenim durumuna, anne ve babanın birlikte olup olmamasına, yalnız veya birlikte yaşama durumuna, çocuk sahibi olma hakkındaki düşünceye, evliliğin önem sebebine ve hissedilen yalnızlık hissi düzeyine göre ise anlamlı farklılık göstermemiştir.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
28

BİLGE, Mehmet, e Hüriyet BİLGE. "Endüstriyel Sosyal Hizmet Yaklaşımı Odağında Çalışanların İş Yaşam Kalite Algıları Üzerine Değerlendirme". Toplum ve Sosyal Hizmet, 19 de dezembro de 2022. http://dx.doi.org/10.33417/tsh.1039458.

Texto completo da fonte
Resumo:
Endüstride çalışan bireylerin her bakımından iyilik halleri sadece çalışanın bireysel yönden kazanımını değil, şirketlerin de etkinliğini ve verimliliğini arttırıcı bir etkiye sahiptir. Bu bağlamda, çalışmayı sadece çalışanın sarf ettiği çaba değil, aynı zamanda iş, aile ve sosyal çevresiyle olan etkileşiminin de işgücü performansına etkisi olacağı varsayımına dayanmaktadır. Bu çalışmanın amacı, endüstriyel çalışma yaşamı içerisindeki çalışanların, iş yaşam kalite algıları üzerinden yaşanılan problemleri ortaya koyarak, endüstriyel sosyal hizmet alanının, buralardaki gerekliliğini ifade etmektir. Genel olarak yapılan analizler sonucunda, çalışan cinsiyetinin iş yaşam kalitesi alt boyutları üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olmadığı; eğitimin ve mesleki yeterliliklerin sadece “genel iyilik hali” boyutu üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olduğu saptanmıştır. İşyerinde pozisyonun iş yaşam kalitesi alt boyutlarından “kararlara katılım ve genel iyilik hali” boyutları üzerinde ve sosyal yaşama zaman ayırma bağımsız değişkenin de iş yaşam kalitesi alt boyutlarından “kararlara katılım, tatmin mutluk ve genel iyilik hali” boyutları üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olduğu belirlenmiştir.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
29

SOYHANOĞLU, Süleyman. "Türkiye’de yaşayan Suriyeli gençlerin sosyokültürel dinamikleri, sosyal işlevsellikleri ve yaşam kaliteleri üzerine bir değerlendirme". RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, 21 de dezembro de 2022. http://dx.doi.org/10.29000/rumelide.1220234.

Texto completo da fonte
Resumo:
Türkiye’deki en büyük Suriyeli göçmen grubunu gençler oluşturmaktadır. Suriyeli gençlerin topluma katılımlarında önemli değişkenler olarak sosyal işlevsellik ve yaşam kalitelerinin artırılması, daha sağlıklı bir toplum inşası için gerekli görülen müdahaleleri bir bütün olarak kapsamaktadır. Bu doğrultuda Suriyeli gençlerin sosyokültürel değişkenler üzerinden sosyal işlevsellikleri ve yaşam kalitelerinin betimlenebilmesinin amaç edinildiği çalışmada 28 Suriyeli genç ile derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Yapılan görüşmeler sonucunda Suriyeli gençlerin sosyokültürel dinamiklerinin göç öncesi sürece göre farklılaşmaya başladığı ve Türkiye’deki gündelik yaşama bir uyum sürecinde oldukları fark edilmiş, toplumda işlevsel olmaya başladıkları keşfedilmiştir. Eğitime katılımda, göç öncesine göre oldukça işlevsel olunduğu ve gençlerin yaşam kalitelerinin yükseldiği görülmüştür. Öte yandan sağlık ve sosyal faaliyetlere katılım temalarında da işlevselliğin istendik yönde olduğu ve yaşam kalitelerinin arttığı keşfedilmiştir. Ancak sosyal işlevselliğin ve yaşam kalitesinin barınma ve istihdam koşulları üzerinden yapılan değerlendirmesinde Suriyeli gençlerin çeşitli zorluklarla mücadele etmek zorunda olduğu ve Türkiye’de barınma ve istihdam hizmetlerine katılımda birçok güçlüğün yaşandığı belirlenmiştir. Suriyeli gençlerin işlevsel bir şekilde yaşama katılımlarının sağlanması için barınma ve istihdam temalarındaki olanakların iyileştirilmesi gerektiği ortaya çıkmıştır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
30

BOZTAŞ, Zekeriya, e Ömer Faruk TUTKUN. "Investigation of Life Satisfaction and Social Comparison Levels of Parents with Special Needs Children". e-International Journal of Educational Research, 26 de novembro de 2023. http://dx.doi.org/10.19160/e-ijer.1358972.

Texto completo da fonte
Resumo:
Çocuk sahibi olmak aileler için kritik öneme sahiptir. Çocuğu için beklentileri olan ebeveynler bu süreçte hem heyecanlı hem de zorlu deneyimler yaşar. Özel gereksinimli çocuğu olan ebeveynler ise bu süreci stres yükü daha fazla olduğundan daha kaygılı ve kırılgan biçimde deneyimler. Bu bireylerin alacağı psikolojik, sosyal-duygusal ve ekonomik destek yaşam kalitelerini arttıracak ve yaşam memnuniyetlerini yükseltecektir. Bireylerin yaşam memnuniyetleri ve iyi olma halleriyle bağlantılı yaşam doyumu bireyin kendini ne kadar sevdiği ile ilişkilidir. Sosyal karşılaştırma bireyin kendi ile ilgili tutumlarını ortaya koyan benlik algısı olarak ifade edilmektedir. Bu çalışmanın amacı, özel gereksinimli çocuğa sahip ebeveynlerin, yaşam doyumları ile sosyal karşılaştırma düzeyleri arasındaki ilişkiyi incelemektir. Çalışmada betimsel araştırma yöntemlerinden ilişkisel tarama yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın evreni 13350 ebeveynden, örneklemi ise 618 ebeveynden oluşmaktadır. Araştırma grubunu özel gereksinimli çocuğa sahip 618 ebeveyn oluşturmaktadır. Araştırmada, veri toplama aracı olarak, Yaşam Doyum Ölçeği ve Sosyal Karşılaştırma Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizi aşamasında bağımsız örneklem t testi, ANOVA, Pearson Korelasyon testleri kullanılmıştır. Araştırma sonucu ulaşılan bulgular şunlardır: 1- Yaşam doyumu ile sosyal karşılaştırma düzeyi arasında anlamlı bir ilişki vardır. 2- Ebeveynlerin yaşam doyumu ve sosyal karşılaştırma düzeyleri, cinsiyet, yaş ve çocuğun cinsiyeti değişkenleri ile farklılaşmamaktadır. 3- Ebeveynlerin yaşam doyumu ve sosyal karşılaştırma düzeyleri, eğitim durumu, medeni durum, iş durumu ve algılanan gelir düzeyi değişkenlerine göre farklılaşmaktadır. Araştırmanın sonuçları üzerinden gelecekte yapılacak çalışmalara dönük araştırmacılara, uzmanlara ve eğitimcilere önerilerde bulunulmuştur.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
31

AYATA KÜÇÜKBÜKÜCÜ, Ruşen, e Gülsüm ÇAMUR. "KADIN HÜKÜMLÜLERİN YAŞAM ÖYKÜLERİNDE TOPLUMSAL CİNSİYET İZLERİ". Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 22 de setembro de 2023. http://dx.doi.org/10.18069/firatsbed.1248027.

Texto completo da fonte
Resumo:
Bu araştırmada hükümlü kadınların yaşam öykülerinde yer alan toplumsal cinsiyet örüntüleri incelenmektedir. Araştırmanın temel amacı hükümlü kadınların yaşantılarında toplumsal cinsiyetin var olma şekillerini ortaya koymaktır. Araştırmada kartopu örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak sekiz kadın (hükümlülük süreci biten ve hükümlülük süreci devam eden) ile derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Görüşmeler 150-210 dakika aralığında sürmüştür. Elde edilen sonuçlar çerçevesinde sekiz tema belirlenmiştir. Bu temalar; kadınların kişilik ve psikolojik özellikleri, çocukluk ve aile yaşamı, eğitim yaşamı, çalışma yaşamı, sosyal yaşamı, evlilik yaşamı, toplumsal cinsiyet ve toplumsal cinsiyetin farklı yaşam alanlarına etkisi, kadınların suç işleme ve hüküm süreci olarak adlandırılmıştır. Elde edilen nitel veriler içerik analizi yöntemi kullanılarak Maxqda 2020 programı ile incelenmiş ve kodlama yapılmıştır. Kadınların yaşamsal süreçlerinde (çocukluk, eğitim, aile ilişkileri, sosyal alan, evlilik yaşamı, evliliğe karar verme, partner ile iletişim, evlilik içi toplumsal cinsiyet rolleri, şiddete ve/ya baskıya maruz kalma, suç işleme nedenleri vb.) ataerkil toplumun benimsediği cinsiyet rolleri ve cinsiyetlere özgü yaşam biçimlerinin, cinsiyet ayrımcılığının ve eşitsizliklerin oldukça etkili olduğu görülmektedir.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
32

SABETSARVESTANI, Raheleh, Saeideh DEHGHANİ e Ali Khani JEYHOONİ. "The Relationship of Social Support and Severity of Disease with Quality of Life in Heart Failure Patients". Journal of General Health Sciences (JGEHES), Necmettin Erbakan University, 25 de dezembro de 2022. http://dx.doi.org/10.51123/jgehes.2022.58.

Texto completo da fonte
Resumo:
Amaç: Bu çalışmada kalp yetersizliği hastalarında sosyal destek ve hastalık şiddeti ile yaşam kalitesi arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı korelasyonel kesitsel bir çalışmada kalp yetmezliği olan hastalar değerlendirildi. Yaşam kalitesini değerlendirmek için Minnesota'nın Yaşayan Kalp Yetmezliği Anketi (MLHFQ) kullanıldı. Fleming tarafından geliştirilen sosyal destek anketi de kullanılmıştır. Hastalığın şiddeti New York Kalp Derneği'nin (NYHA) rehberliğine göre sınıflandırıldı. İstatistiksel olarak p<0.05 anlamlı kabul edildi. Bulgular: Yaşam kalitesinin fiziksel (29.68), sosyoekonomik (11.03), duygusal (89.6) ve toplam yaşam kalitesi (46.2) gibi farklı boyutları çoğunlukla düşük ve orta düzeydeydi. Kalp yetersizliği olan hastalarda algılanan sosyal desteğin tüm boyutları ağırlıklı olarak düşüktü. Algılanan sosyal desteğin tüm boyutları yaşam kalitesi ile anlamlı ve pozitif olarak ilişkiliydi (p<0,001). Sosyal desteği yüksek olan hastalar, hastalıklarının şiddetine rağmen daha iyi bir yaşam kalitesine sahipti. (p<0.01). Sonuç ve Öneriler: Bu çalışmanın sonuçları kalp yetersizliği hastalarında algılanan sosyal desteğin ve yaşam kalitesinin düşük olduğunu ve sosyal destek ile yaşam kalitesi arasında pozitif bir ilişki olduğunu göstermiştir. Ayrıca, daha yüksek sosyal desteğe sahip hastaların, hastalıklarının ciddiyetine rağmen daha iyi bir yaşam kalitesine sahip olduklarını bulduk. Bu nedenle hemşirelerin bu hastaların duygusal boyutuna özellikle dikkat etmeleri, yaşam kalitelerini artırmaları için uygun sosyal desteği tanıtmaları ve sağlamaları önerilmektedir
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
33

YILDIRIM KURTULUŞ, Hacer, Haluk ALÇIN e Oğuzhan YILMAZ. "Examining the Relationships Between Social-Emotional Loneliness, Spiritual Sensitivity, and Life Satisfaction". Humanistic Perspective, 1 de junho de 2023. http://dx.doi.org/10.47793/hp.1243425.

Texto completo da fonte
Resumo:
Bu araştırmada yaşam doyumu ile sosyal-duygusal yalnızlık ve manevi duyarlık değişkenleri arasındaki ilişkiler nicel yöntemler ile incelenmiştir. Bununla birlikte, sosyal-duygusal yalnızlık ve manevi duyarlık değişkenlerinin yaşam doyumunu ne kadar yordadığı da ele alınmıştır. Araştırmanın örneklemi 20-63 yaş arasındaki yetişkinlerden oluşturmaktadır. Araştırmaya katılan yetişkinler 150’si kadın ve 96’sı erkek olmak üzere 246 kişiden oluşmaktadırlar. Araştırma örneklemine ulaşabilmek için seçkisiz örnekleme yöntemlerinden kolayda örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Yetişkinlerde sosyal-duygusal yalnızlık ve manevi duyarlık ile yaşam doyumu değişkenleri arasındaki ilişkiler Pearson Momentler Çarpımı analiziyle ve sosyal-duygusal yalnızlık ve manevi duyarlığın yaşam doyumunu ne derece yordadığı Basit Doğrusal Regresyon analiziyle incelenmiştir. Araştırma bulgularına göre, sosyal-duygusal yalnızlık olma ve yaşam doyumu arasında negatif yönlü; manevi duyarlılık ve yaşam doyumu arasında pozitif yönlü anlamlı ilişkiler tespit edilmiştir. Bununla birlikte sosyal-duygusal yalnızlığın yaşam doyumunun %22’sini ve manevi duyarlığın yaşam doyumunun %2’sini açıkladığı sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgular literatürü literatür ışığında tartışılmıştır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
34

CANPOLAT, Muhammed, e Seyhan ÇITLIK SARITAŞ. "Diyabetik Ayak Gelişen Hastalarda Algılanan Sosyal Destek ile Yaşam Kalitesi Arasındaki İlişkinin Belirlenmesi". Van Sağlık Bilimleri Dergisi, 4 de novembro de 2022. http://dx.doi.org/10.52976/vansaglik.1158975.

Texto completo da fonte
Resumo:
DİYABETİK AYAK GELİŞEN HASTALARDA ALGILANAN SOSYAL DESTEK İLE YAŞAM KALİTESİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN BELİRLENMESİ ÖZET Amaç: Bu çalışma diyabetik ayak gelişen hastalarda algılanan sosyal destek ile yaşam kalitesi arasındaki ilişkinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Materyal ve Metot: Araştırma Mart 2015 – Temmuz 2018 tarihleri arasında yapıldı. Veriler “Sosyo-Demografik Form”, “Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği” ve “Diyabet Yaşam Kalitesi Anketi” kullanılarak çalışmaya katılmayı kabul eden 86 hastadan toplandı. Verilerin değerlendirilmesinde sayı, yüzde, ortalama, One Way Anova, Kruskall Wallis, Mann Whitney-U testi, Bağımsız gruplarda t-testi ve Korelasyon analizi kullanıldı. Bulgular: Diyabetik ayak gelişen hastaların sosyal destek (58.88±1.89) ve yaşam kalitesi (150.34±2.93) düzeylerinin orta değerin üzerinde olduğu saptandı. Özel insan desteği alt boyutu ile psikolojik etki ve mesleki endişe alt boyutu hariç, sosyal destek toplam ve tüm alt boyutları ile yaşam kalitesi toplam ve tüm alt boyutları arasında istatistiksel olarak pozitif yönde önemli bir ilişki olduğu saptandı. Sonuç: Hastaların sosyal destek ve yaşam kalitesi düzeylerinin orta değerin üzerinde olduğu ve sosyal destek ile yaşam kalitesi arasında istatistiksel olarak önemli bir ilişki olduğu saptandı. Anahtar Kelimeler: Diyabet, Diyabetik ayak, Sosyal destek, Yaşam kalitesi.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
35

OZDES, Aylin. "Sosyal Medya ve Gerçek Yaşamda Otobiyografik Bellek: Fenomenolojik Özellikler ve Algılanan İşlevler". Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, 22 de novembro de 2022. http://dx.doi.org/10.33171/dtcfjournal.2022.62.2.34.

Texto completo da fonte
Resumo:
Sosyal medya her yaştan insan için hayatın önemli bir parçası haline gelmiştir. Sosyal medya platformlarında her gün yeni deneyimler yaşanmakta ve gerçek yaşamdaki deneyimler bu platformlarda paylaşılmaktadır. Metin, fotoğraf ve video gibi alışılmışın dışında içeriklere sahip bu olayların gerçek yaşam olaylarından farklılaşması olasıdır. Bu farklılıkların anlaşılması sosyal medya kullanımının otobiyografik bellek süreçleri üzerindeki etkisinin tespiti açısından önemli görünmektedir. Güncel çalışmada sosyal medyada ve gerçek yaşamda deneyimlenmiş olayların fenomenolojik özellikleri ve algılanan işlevleri arasındaki farklılıkların tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla genç yetişkinlerden gerçek yaşamda ve sosyal medyada deneyimledikleri birer olay yazmaları ve bu olayların fenomenolojik özellikleri (duygusal değerlik, duygusal şiddet, önem, gönüllü ve istemsiz hatırlama, kimlik ve yaşam öyküsüne merkezilik) ve işlevlerini (yansıtıcı, sosyal, üretici, ruminatif) puanlamaları istenmiştir. Bulgular sosyal medya olayları için hissedilen duyguların şiddetinin gerçek yaşam olaylarından daha düşük, daha az önemli, kimlik ve yaşam hikayesi için daha az merkezi olarak algılandığını göstermiştir. Ayrıca bu olayların istemli ve istemsiz olarak gerçek yaşam olaylarından daha az sıklıkla geri çağrıldığı raporlanmıştır. Son olarak sosyal medya olaylarının gerçek yaşam olaylarından daha az işlevsel algılandığı görülmüştür. Çalışma otobiyografik belleğe kaydedilen sosyal medya olaylarının niteliksel ve işlevsel açıdan gerçek yaşam olaylarından farklılaştığını göstermektedir. Sonuç olarak, benlik algısının ve sosyal ilişkilerin ve nihayetinde psikolojik sağlığın bu yeni otobiyografik bellek bağlamından etkilenmesi mümkün görünmektedir.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
36

ÖZCAN, Nilgün, Erhan AÇAR e Mehmet Fatih KÖSE. "Dijital Bağımlılıklar, Sosyal Bağlılık ve Yaşam Memnuniyeti ile Akademik Yılmazlık Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi". Pamukkale University Journal of Education, 28 de março de 2023. http://dx.doi.org/10.9779/pauefd.1118298.

Texto completo da fonte
Resumo:
Araştırmanın temel amacı dijital bağımlılıklar, sosyal bağlılık ve yaşam memnuniyetinin akademiklik yılmazlık üzerindeki etkisinin, lise öğrencileri açısından incelenmesidir. İlişkisel tarama modelinde tasarlanan araştırma, Türkiye genelinde 553 lise öğrencisinin katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmada; Dijital Bağımlılık (İnternet Bağımlılığı, Sosyal Medya Kullanım Bozukluğu, Dijital Oyun Bağımlılığı, Akıllı Telefon Kullanımı), Sosyal Bağlılık, Yaşam Memnuniyeti ve Akademik Yılmazlık ölçekleri kullanılmıştır. Veri analizinde betimsel istatistiklerin yanı sıra, korelasyon analizi ve yol analizi kullanılmıştır. Araştırmanın temel bulgusu dijital bağımlılıkların sosyal bağlılık, yaşam memnuniyeti ve akademik yılmazlık üzerinde negatif yönlü ve istatistiksel olarak anlamlı bir etkisinin bulunduğu yönündedir. Sosyal bağlılığın yaşam memnuniyeti ve akademik yılmazlık üzerinde pozitif ve anlamlı etkisi, yaşam memnuniyetinin de akademik yılmazlık üzerinde pozitif ve anlamlı etkisi araştırma sonucunda ulaşılan diğer bulgulardır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
37

AKÇA, Meryem, e Nihal Arda AKYILDIZ. "YAŞLI BİREYLER İÇİN GELENEKSEL YAPILARIN ERİŞİLEBİLİRLİK DEĞERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME: MALATYA BEŞKONAKLAR EVİ". Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi, 24 de maio de 2022. http://dx.doi.org/10.21560/spcd.vi.1052794.

Texto completo da fonte
Resumo:
Kentlerin ilk yerleşim alanları olarak kabul gören geleneksel yerleşim alanlarında sürdürülen sosyal yaşam, fiziki çevreyle yakından ilişkilidir. Geleneksel yerleşim alanları, kentsel planlama içinde kimi zaman merkeze alınmış kimi zaman da kent merkezinden oldukça uzakta bırakılmıştır. Tüm kent kullanıcıları gibi hareket kısıtlılığına sahip yaşlı kullanıcıların da kentin her noktasına erişiminin önemi, sosyal yaşamın tartışılmaz bir gerçeğidir. Bu nedenle nüfus yapısı içinde hatırı sayılır orana sahip olan bu kent kullanıcılarının, sosyal yaşama katılımları ve mekânsal konfor düzeylerinin arttırılmasını sağlayan erişilebilirlik standartlarının önemine dikkat çekmek gerekmektedir. Erişilebilirliğin ulusal ve uluslararası standartlarla ortaya koyduğu ilkeler, tüm bireylerin eşit koşullarda, kesintisiz, sağlıklı ve güvenli şekilde yaşamlarını sürdürebilmeleri için mekânsal düzenlemeler yanında toplumsal yaşamın sürdürülebilirliği açısından da büyük önem arz etmektedir. Kentin geleneksel yerleşim alanlarında da kullanıcılarının tüm hizmetlere kolaylıkla erişilebilmeleri için yapılacak düzenlemeler, yaş almakta olan bireylerin gündelik yaşam katılımlarını arttırmada ve sosyo-kültürel yaşamı desteklemede önemli yer tutmaktadır. Çalışma bu anlamda ele alınarak kentlerin geleneksel yerleşim alanlarındaki erişilebilirlik düzeyi yanında hareket kısıtlılığına sahip yaşlı kent kullanıcılarının karşılaştığı sorunlara dikkat çekmeyi amaçlanmıştır. Bu bağlamda konunun irdelenmesi için seçilen Malatya ilinde yer alan Beşkonaklar Evi ve çevresinin erişilebilirlik standartlarını ne oranda karşıladığı incelenmiş ve yerinde yapılan analizlerle erişilebilirlik konusunun yaşlı kent kullanıcıları için öneminin ortaya konması hedeflenmiştir.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
38

ÖZTÜRK, Meral. "MULTİPL SKLEROZ (MS) HASTALARININ YAŞAM KALİTESİNİN YORDANMASINDA SOSYODEMOGRAFİK DEĞİŞKENLERİN VE ALGILANAN SOSYAL DESTEĞİN ETKİSİ". Tıbbi Sosyal Hizmet Dergisi, 30 de dezembro de 2019, 10–26. http://dx.doi.org/10.46218/tshd.1139319.

Texto completo da fonte
Resumo:
Amaç: Çalışmanın amacı multipl skleroz (MS) hastalarının sosyodemografik özellikleri (cinsiyet, yaş, medeni durum, eğitim düzeyi, gelir düzeyi, MS tipi ve MS süresi) ve algıladıkları sosyal desteğin yaşam kalitesi üzerinde etkisini incelemektir. Yöntem: İlişkisel tarama modelinin kullanıldığı çalışmada, Zimet vd. (1988) tarafından geliştirilen ‘Algılanan Sosyal Destek Ölçeği (MSPSS) ile Vickrey vd. (1995) tarafından geliştirilen, bileşik fiziksel sağlık (BFS) ve bileşik mental sağlık (BMS) alt boyutlarını içeren ‘Multipl Skleroz Yaşam Kalitesi Ölçeği (MSQOL-54) kullanılmıştır. Çalışmanın örneklemi İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli ve Sivas illerinde yaşayan 310 MS hastasından oluşmaktadır. Veriler Hiyerarşik Regresyon Analizi ile test edilmiştir. Bulgular: Katılımcıların 191’i kadın, 119’u erkek olup, yaş ortalamaları 37,63±9,41’dir. Katılımcılar yüksek düzeyde sosyal destek algısına ve orta düzeyde yaşam kalitesine sahiptir. Yaşam kalitesinin BFS alt boyutunu cinsiyet, MS süresi, eğitim ve sosyal destek algısı anlamlı düzeyde yordamaktadır. Yaşam kalitesinin BMS alt boyutunu cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi ve sosyal destek anlamlı düzeyde yordamaktadır. Sonuç: Sosyal desteğin yaşam kalitesi üzerindeki anlamlı etkisi tıbbi sosyal hizmet alanında çalışan uzmanların MS hastalarının yaşam kalitelerini yükseltmede önemli rol üstlenebileceklerini göstermektedir.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
39

BAYRAKDAROĞLU, Yeşim, Muhammed Uhud TÜRKMEN e Yavuz ÖNTÜRK. "Üniversite Öğrencilerinin Sosyal Medya Bağımlılık ve Yaşam Doyum Düzeyi Arasındaki İlişkinin İncelenmesi". Akdeniz Spor Bilimleri Dergisi, 2 de outubro de 2023. http://dx.doi.org/10.38021/asbid.1345259.

Texto completo da fonte
Resumo:
Bu araştırma, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu öğrencilerinin sosyal bağımlılık ile yaşam doyum düzeyleri arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçlamıştır. Çalışmada, sosyal medya bağımlılığı ve yaşam doyumunu ölçmek için kullanılan ölçekler arasındaki ilişkiyi ve demografik özelliklere göre değerlendirmeler yapılmıştır. Betimsel tarama modeli temel alınarak, kolayca ulaşılabilir bir örneklem grubuyla gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın katılımcı grubu, Gümüşhane Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu'nda okuyan 127 erkek ve 77 kadın olmak üzere toplam 204 öğrenciden oluşmaktadır. Veri toplama aracı olarak, Şahin ve Yağcı (2017) tarafından uyarlanan "Sosyal Medya Bağımlılık Ölçeği" ve Bekmezci ve Mert (2018) tarafından uyarlanan "Yaşam Tatmin Ölçeği" kullanılmıştır. Araştırmada öğrencilerin sosyal medya bağımlılığı ve yaşam doyum düzeyleri hakkında tanımlayıcı veriler sunulmaktadır. Analiz sonuçlarına göre, çalışma grubundaki öğrencilerin sanal tolerans, sanal iletişim, toplam sosyal medya bağımlılığı ve yaşam doyum düzeylerinin orta seviye puanlarında olduğu görülmektedir. Ayrıca, öğrencilerin sanal iletişim düzeyleri ile yaşam doyum düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki olmadığı (p>0.05) tespit edilmiştir. Ancak, sanal tolerans ve sosyal medya bağımlılık düzeyleri ile yaşam doyum düzeyleri arasında negatif yönde düşük düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu (p
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
40

KANDEMİR, Ayhan, e Şenay SEZGİN NARTGÜN. "TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ ÖLÇEĞİNİN GELİŞTİRİLMESİ". Trakya Eğitim Dergisi, 3 de março de 2022. http://dx.doi.org/10.24315/tred.1064697.

Texto completo da fonte
Resumo:
Bu çalışmada öğretmenlerin toplumsal cinsiyet eşitliği algılarını ortaya çıkarmaya ilişkin toplumsal cinsiyet eşitliği ölçeğinin geliştirilmesi amaçlanmıştır. Ölçeğin geçerlilik çalışması için açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizlerinden yararlanılmıştır. Açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizleri ile nihai çalışma için gerekli veriler üç farklı çalışma grubundan elde edilmiştir. Yapılan faktör analizleri sonucunda toplumsal cinsiyet eşitliği ölçeği geliştirilmiş ve ölçeğin 5 boyut ve 25 maddeden oluştuğu görülmüştür. Sonraki aşamada ölçek Bolu il genelinde görev yapan toplam 493 ortaokul öğretmenine uygulanmıştır. Betimsel analizler öncesinde geliştirilen ölçeğin Cronbach’s Alpha sonuçlarına bakılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre ölçeğin aile yaşamı boyutunda .92; okul yaşamı boyutunda .91; sosyal yaşam boyutunda .86; iş yaşamı boyutunda .93; aile etkisi boyutunda .89 ve ölçek toplamında .95 güvenirliğe sahip olduğu bulunmuştur. Ölçeğin güvenirliğinin test edilmesi sonucunda betimsel analiz yapılmış ve öğretmenlerin toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik algı düzeylerinin; aile yaşamı, okul yaşamı, sosyal yaşam, iş yaşamı ve ölçek toplamında, “büyük ölçüde katılıyorum”; aile etkisi boyutunda ise “tam katılıyorum” olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
41

IŞIK AFACAN, Meltem. "Engellilik ve Spor Sosyolojisi". Akdeniz Spor Bilimleri Dergisi, 16 de outubro de 2023. http://dx.doi.org/10.38021/asbid.1374370.

Texto completo da fonte
Resumo:
İnsan, sosyal bir canlı olduğu için diğer insanlarla birlikte yaşar. Bu yaşam zorunluluğu, sosyal yaşam alanlarının insanlar tarafından kurulmasını gerektirir. Eğitim, sanat, spor gibi sosyal yaşam alanları yazılı ve yazısız olmayan kurallara göre belirlenir. Bu yaşam alanlarında yapılan her şey diğer insanlara da yansıdığı için toplumun kültürünü oluşturur. Eğitim kültürü, sanat kültürü ve spor kültürü gibi oluşan alt kültürlerin durumu, aynı zamanda o toplum için bir medeniyet göstergesidir. Medeniyetin temel göstergelerinden biri, spor gibi insan birlikteliklerinde oluşan etkinlikler ile ilgili sosyal faydanın paylaşılma seviyesidir. Çünkü her insan, hayat koşullarını ilgilendiren yetenek ve becerilere aynı derecede sahip değildir. Dolayısıyla sosyal yaşamın fırsat ve olanaklarından herkesin faydalanabilmesi için resmi ve özel tüm kurum ile kuruluşların yapması gereken görevleri ve almaları gereken sorumlulukları vardır. Sporda engellilik konusuna bu bakış açısından yaklaşmak spor sosyolojisinin amaçlarından biridir. Çünkü spor sosyolojisinin merkezi alanı spor ve spor insanıdır. Engelli sporcular için spor ortamlarına girmek çoğu zaman önemli bir sorun olarak görülmektedir. Bu nedenle engelli spor insanları, engelsiz spor insanlarına göre gelişimsel açıdan geride kalmaktadır. Dolayısıyla bu çalışmada öncelikle spor kültürü içinde farklılıklara ve farklı olanlara bakıştaki değişmelere spor sosyolojisi açısından değinilecektir. Daha sonra spor sosyolojisinde engelliliğin ne olduğu konusu ele alınacaktır. Bu bağlamda çalışmanın temel amacı, engelli sporunun ve engelli spor insanlarının spor sosyoloji açısından araştırılmasının önemi ve gerekliliğini ortaya koymaktır. Araştırma yöntemlerinden betimleme yönteminin kullanıldığı bu çalışmanın engelli sporları konusundaki farkındalığa katkı sağlayacağı ve benzer çalışmalara öncülük edeceği tahmin edilmektedir.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
42

Gürel, Musa, Emre Bilgiseven, İlker Aktürk e Ömer Miraç Yaman. "Yaşam Döngüsü ve Günlük Rutinler: Madde Kullanımının Öncesi ve Sonrasında Bireysel Yaşam Pratikleri Üzerine Bir İnceleme". Mevzu – Sosyal Bilimler Dergisi, 2 de julho de 2024. http://dx.doi.org/10.56720/mevzu.1481342.

Texto completo da fonte
Resumo:
Bu çalışma, madde kullanımının bireylerin günlük yaşam döngülerine, sosyal ilişkilerine ve mesleki performanslarına olan etkilerini incelemeyi amaçlamıştır. Çalışma, madde kullanımının günlük yaşamdaki yeri, kullanım öncesi ve sonrası bireylerde yaşanan değişimleri ve bireylerin ideal yaşam algılarında meydana gelen değişiklikleri ortaya çıkarmayı hedeflemektedir. Nitel araştırma yöntemiyle 17 katılımcıyla yarı yapılandırılmış mülakatlar kullanılarak veriler elde edilmiştir. Katılımcılarla yapılan görüşmelerde, madde kullanımının günlük yaşam ve rutinlere etkisi, sosyal ve mesleki yaşamdaki rolü, zaman ve mekân boyutları, fiziksel ve duygusal duruma etkisi ve ideal yaşam tasavvuru şeklinde beş ana tema ortaya çıkmıştır. Bu temaların analiziyle ortaya çıkan araştırmanın sonuçlarına göre; madde kullanımının bireylerin kişisel özgünlüklerini ve toplumdaki işlevlerini ciddi şekilde kısıtladığını, madde kullanımı öncesi ve sonrasındaki duygusal geçişlerin bireyin psikolojik ve sosyal hayatında derin olumsuz etkilere neden olduğu, sosyal ve mesleki rollerinde performans düşüklüğü yaşattığı, kullanım sonrası işten ayrılmaların arttığı ve sosyal ilişkilerin zayıfladığı görülmektedir. Ayrıca sağlık durumu ve kişisel bakım ihmal edilmekte, bu durum günlük yaşamlarını, sosyal ve aile ilişkilerini derinden etkilemektedir. Genel olarak, madde kullanımının bireylerin günlük yaşam rutinlerinin merkezinde olduğu ve bunun sonucunda aile, arkadaş ve sosyal faaliyetlere katılımın azaldığı görülmektedir. Bu bağlamda, sosyal destek sistemlerinin etkinliklerinin gözden geçirilmesi ve bireylerin günlük yaşam rutinlerine uyum sağlayacak şekilde müdahalelerin tasarlanması gerekmektedir.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
43

GÜR, Miray. "Sağlıklı Yaşam Ortamları için Bütünleşik Bir Yaklaşım: Öğrenen Sağlıklı Şehirler". Kent Akademisi, 15 de janeiro de 2024. http://dx.doi.org/10.35674/kent.1365760.

Texto completo da fonte
Resumo:
Her bireyin sürekli ilişki içerisinde olduğu fiziksel çevrelerde son yıllarda etkilerini yıkıcı bir şekilde gösteren pandemi, salgın hastalıklar, iklim krizi ve afetler fiziksel çevrenin sağlığını ve bu çevrede sağlıklı yaşamı odak noktası haline getirmiştir. Küresel düzeyde politikaların odak noktasındaki sosyo-fiziksel çevrelerde en kalabalık nüfus şehirlerde olup, bu durum iklimsel krizin, pandemi ve salgın hastalıkların etkilerinin şehirlerde daha yoğun yaşanmasını beraberinde getirmektedir. Bu kapsamda makalede sağlıklı yaşam ortamları çevresel ölçek olarak şehirler üzerinden ele alınmaktadır. Şehirler sağlığa, esenliğe ve bu alanda eşitliğe katkı koymayı hedefleyen Sağlıklı Şehirler Ağı ile ilintilendirildiğinde, fiziksel çevrenin yapılandırılmasının yanısıra sosyal belirleyicilere yatırım, bireylerin eğitim ve bilinç düzeyi, paydaşlar arası ortaklık, işbirliği, katılım ve yönetişim öne çıkmaktadır. Sağlıklı şehirler ağının içinde bulunduğumuz 7. Fazında ve BM Gündemi’nde tüm sosyal tabakalardaki eşitsizliklerinin azaltılması vurgulanmakta, sosyal gruplara odaklanan eylem alanları sürdürülebilir toplumlar ve mekanlarda sağlıklı yaşama yönelik olarak beceri, istihdam ve çalışma olanaklarının gelişmesini ve sağlık üzerindeki olumsuz etkilerin giderilmesini hedeflemektedir. Öğrenen şehirlerin odak noktası olan yaşam boyu öğrenme toplumun, çevrenin ve ekonominin sürdürülebilir kalkınması için yapıtaşı niteliğindeki şehirlinin gereken beceri ve yeterliliği kazanmalarının desteklenmesini hedeflemektedir. Öğrenen şehirler yaklaşımı ile birlikte kullanıcıların bilgi birikiminin geliştirilmesi aracılığıyla kendi sağlıklarına, çevre sağlığına, çevre ve mekan kullanımına ve tercihlere ilişkin bilinç kazanan bir toplum yaratılması, bireysel ve toplumsal sorumluluklara ilişkin farkındalık, uyum ve işbirliği, katılım, yönetişim, hak ve sorumluluklara ilişkin çok yönlü fayda sağlanması mümkündür. Öğrenen şehirler yaşam boyu öğrenme aracılığıyla bireylerin farkındalık, bilgi ve beceri gelişimi, topluma kazandırılması, farklı paydaşlar arasında ortak bir sağlık iletişimi oluşturulması, eğitim olanaklarına adil erişim ile eşitsizliklerle mücadele edilmesi anlamında bütüncül bir ağ olarak kurgulanabilir. Bu bağlamda çalışmada sosyal dinamikleri yapılandıran öğrenen şehir yaklaşımı, sağlıklı şehre yönelik bütünleşik fiziksel bir kurgu olarak değerlendirilmektedir. Öğrenen şehir dinamiklerinin sağlıklı şehir için potansiyellerinin ifade edildiği kavramsal bir şema üzerinden yapılan değerlendirme sonucunda, bütünleşik şehir kurgusu yaklaşımıyla öğrenen sağlıklı şehirler kapsamında öneriler geliştirilmektedir.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
44

EKİZOĞLU, Özlem, e Seyhan HASIRCI. "OTİZMLİ ÇOCUKLARI OLAN ANNELERİN SOSYAL DESTEK ALGISININ, YAŞAM KALİTELERİNE ETKİSİ". Akdeniz Spor Bilimleri Dergisi, 8 de dezembro de 2022. http://dx.doi.org/10.38021/asbid.1160144.

Texto completo da fonte
Resumo:
Bu çalışma, otizm spektrum bozukluğuna sahip çocukları olan annelerin çok boyutlu algılanan sosyal destek algısının, yaşam kalitesine olan etkilerini belirlemektir. İlişkisel tarama yöntemi kullanılarak İstanbul ilinde 4 özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerine 5-18 yaş aralığında çocuklarını getiren 105 evli anne çalışma grubumuz oluşturulmuştur. Ölçe aracımız olarak geçerlilik ve güvenirlik analizini Eker, Arkar ve Yaldız (2001)’in yaptığı çok boyutlu algılanan sosyal destek algısı ve Özgür, Aksu ve Eser (2017)’in otizmde yaşam kalitesi anketi anne-baba sürümü kullanılmıştır. Verilerin dağılımları incelenmiş ve dağım normalliği gösteren veriler için Frekans Analizi, Independent T Testi, One Way Anova ve Çoklu Regresyon analizleri alınarak bulgular ortaya konmuştur. Araştırmamıza çoğunlukla %42,9’u 31-36 yaş grubunda (N=45), %60 ev hanımı/ işsiz (N=63), %47,6’sı otizmli çocuklarının her gün spor yaptığını (N=50) ve %81’inin yardım almadan yani bakıcısı olmadan çocuğuyla kendi ilgilendiğini (N=85) belirtmiştir. Annelerin “arkadaş sosyal destek algısının” yaşam kalitesiyle pozitif yönde çok güçlü ilişkisi olduğu tespit edilmiştir (r=-,89). Annelerin “sosyal destek algısının” tedavi girişimlerinde yaşanılan zorluklar ile negatif bir ilişkide olduğu özellikle “özel insan sosyal destek algısının” annelerin yaşadığı sorunların yaşam kalitesine etkisi ile negatif güçlü bir ilişkisi olduğu görülmektedir (r=-,74). Sonuç olarak, otizmli çocuğu olan annelerin yaşam kalitesini, aile sosyal destek algısı %16 (pozitif yönde) ve arkadaş sosyal destek algısı yaşam kalitesini %89 (pozitif yönde) artırmaktadır. Özel insan sosyal destek algısı yaşam kalitesini %25 (negatif yönde) azaltmaktadır. Otizmli çocuklarının tedavi girişimlerinin annelerin yaşam kalitesine olan etkilerine en önemli yordayıcı olan aile sosyal destek algısı %33 (pozitif yönde) ve arkadaş sosyal destek algısı %26 (pozitif yönde) artırırken özel insan sosyal destek algısı çocukların yaşadığı zorlukların kendilerine yaşattığı sorunları %116 (negatif yönde) azaltmaktadır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
45

KEMİKKIRAN, Nurcan, e Esra ÇINAR. "ÖRGÜTSEL YAŞAM EVRELERİ İNSANLARIN YAŞAM EVRELERİNE BENZERLİK GÖSTERİR Mİ?" Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 7 de abril de 2023. http://dx.doi.org/10.14520/adyusbd.1181062.

Texto completo da fonte
Resumo:
Bu çalışmanı amacı, insanların yaşam evreleri ve yaşamlarındaki önemli olayların örgütlere benzetilerek, örgütlerin yaşam evrelerini ve yaşamlarını etkileyen önemli süreçlerin farklı örgüt kuramları çerçevesinde kuramsal olarak tartışılmasıdır. Çalışma kapsamında, örgütlerin yaşam evreleri nasıl değişir sorusuna yanıt aranmıştır. Bu kapsamda; doğum, büyüme, hayatta kalma, bağımlılık ilişkileri, evlilik, ev alma, araba alma, mülk edinme, sosyal ilişkiler ve ölüm gibi bireylerin yaşamları boyunca deneyimlediği süreçler ile örgütsel evreler arasındaki benzerlik işlem maliyeti kuramı, koşul bağımlılık kuramı, kaynak bağımlılığı kuramı, kurumsal kuram, örgütsel ekoloji kuramı, sosyal ağ kuramı ve sosyal sermaye kuramı ile ilişkilendirilerek açıklanmıştır. İnsanların yaşam döngüsü doğum ile başlar ve ölüm ile sonra erer ve örgütler de aynı döngü içerisinde varlıklarını devam ettirmektedir. Bu döngü içerisinde insanlar bazı hayati faaliyetleri yerine getirmekte ve bazı süreçleri de deneyimlemektedir. Benzer şekilde örgütler de bu döngü içerisinde faaliyetlerini gerçekleştirmektedir. Bu döngünün anlaşılmasında farklı örgütsel kuramlar değişik bakış açıları sunarak bu döngünün birçok yönüyle anlaşılmasını sağlamaktadır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
46

ÜNAL, Esra, Cansu AĞRALI e Ebru GÖZÜYEŞİL. "Farklı Yaşam Dönemlerindeki Kadınların Sosyal Görünüş Kaygısı ve Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışlarının Değerlendirilmesi". Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Elektronik Dergisi, 2 de janeiro de 2023. http://dx.doi.org/10.46483/deuhfed.1031794.

Texto completo da fonte
Resumo:
Giriş: Kadınların farklı yaşam dönemlerine göre sosyal görünüş kaygılarının ve sağlıklı yaşam biçimi davranışlarının belirlenmesi önemlidir. Amaç: Farklı yaşam dönemlerindeki kadınların sosyodemografik ve obstetrik özelliklerini değerlendirmek ve sosyal görünüş kaygısı ile sağlıklı yaşam biçimi davranışları arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Çalışma tanımlayıcı ve ilişki arayıcı tiptedir. Çalışmanın örneklemini farklı yaşam dönemlerinden 404 kadın oluşturmuştur. Veriler kişisel bilgi formu, Sosyal Görünüş Kaygısı Ölçeği (SGKÖ) ve Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği-II (SYBÖ-II) kullanılarak toplanmıştır. Veriler tanımlayıcı istatistiklerin yanı sıra Kruskal Wallis testi, One Way Anova test, Mann Whitney U testi ve korelasyon analizi ile değerlendirilmiştir. Bulgular: Kadınların sosyal görünüş kaygılarının ve sağlıklı yaşam biçimi davranışlarının yaşam dönemlerine göre anlamlı farklılık göstermediği belirlenmiştir (p>.05). Kadınların medeni durum, bki, gelir düzeyi, gebelik sayısı değişkenleri ile SGKÖ medyan puanları arasında; gelir düzeyi ile SYBDÖ-II arasında anlamlı bir farklılık olduğu belirlenmiştir. Kadınların SGKÖ ve SYBDÖ-II toplam puan ortalamaları arasında negatif yönde anlamlı ilişki saptanmıştır (r=-.247; p
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
47

DURAK, Yalçın, e Gonca KARAYAĞIZ MUSLU. "Adölesanların Sağlıklı Yaşam Tarzı İnançları ile Sürdürülebilir Yaşama Yönelik Farkındalıkları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi". UNIKA Journal of Health Sciences, 21 de dezembro de 2023. http://dx.doi.org/10.47327/unikasaglik.2023.56.

Texto completo da fonte
Resumo:
Amaç: Araştırma, adölesanların sağlıklı yaşam tarzı inançları ile sürdürülebilir yaşama yönelik farkındalıkları arasındaki ilişkinin incelenmesi amacıyla yapılan tanımlayıcı, kesitsel ve korelasyonel bir çalışmadır. Gereç ve Yöntem: Araştırma Muğla İli Menteşe İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı, Menteşe ilçesi merkezde bulunan toplam on iki kamu Ortaokulunda 2022-2023 Eğitim-Öğretim yılında gerçekleştirilmiştir. Olasılığa dayalı olmayan (yargısal) örneklem yöntemi kullanılarak evrenin tamamı alınmıştır. Bu araştırmada veri toplama aracı olarak Adölesan Tanıtıcı Bilgi Formu, Adölesanlar İçin Sağlıklı Yaşam Tarzı İnanç Ölçeği ve Adölesanlar İçin Sürdürülebilir Yaşama Yönelik Farkındalık Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen istatistiksel analizler SPSS23 programı ile yapılmış, Spearman Korelasyon testi ve ile çoklu doğrusal regresyon modelleri kullanılmıştır. Bulgular: Adölesanların Sağlıklı Yaşam Tarzı Ölçeği toplam puan ortalamaları 59,13±0,50, Sürdürülebilir Yaşama Yönelik Farkındalıkları toplam puan ortalamaları 51,63±0,18 olarak bulunmuştur. Adölesanların sağlıklı yaşam tarzı inançlarına sosyo ekonomik düzeyleri, sosyal ilişkileri, sağlık durumu özellikleri, sürdürülebilir yaşama yönelik farkındalık ölçeği ve alt boyutlarının etkisi basit doğrusal regresyon yöntemi ile incelendiğinde; adölesanların sağlıklı yaşam tarzı inançlarına ait ölçek puanındaki değişim; aile ilişkileri (p=0,000), mevcut sağlık durumları (p=0,001), sürdürülebilir yaşama yönelik farkındalık ölçeğinin çevre (p=0,000) ve ekonomi (p=0,001) boyutlarından alınan puanlar ile açıklanabilmektedir. Sonuç: Adölesanlar ile çalışan hemşirelerin okul, klinik ve toplumda sağlıklı yaşam bilinci kazanmaları konusunda adölesanlarda farkındalık oluşturmaları, sağlıklı yaşam tarzı inanışlarını ve sürdürülebilir yaşama yönelik farkındalıklarını geliştirmeye yönelik etkinlik planlanmasında rol almalıdır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
48

Peker, Fatma, Özlem Köroğlu e Kamil Yazicioglu. "Sonradan Kazanılmış Bedensel Engeli Olan Bireylerde Yaşam Doyumu, Benlik Saygısı ve Sosyal Dışlanma Arasındaki İlişki ve Sosyal Katılımın Engellenmesine Yol Açan Faktörlerin Değerlendirilmesi". Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi, 6 de maio de 2024. http://dx.doi.org/10.21560/spcd.vi.1358572.

Texto completo da fonte
Resumo:
Engelli bireyin fiziksel farklılıkları beraberinde ekonomik ve çevresel engeller yaşatmakta ve toplum içerisinde sosyalleşme sürecinde dışlayıcı süreçlere maruz kalarak dezavantajlı konuma düşebildikleri görülmektedir. Bu çalışmada bedensel engelli bireylerin sosyal dışlanma algı düzeyi, benlik saygısı ve yaşam doyumunun çeşitli değişkenler açısından incelenmesi ve benlik saygısı ve yaşam doyumu ile sosyal dışlanma algı düzeyi arasındaki ilişkinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Tanımlayıcı ve kesitsel türde olan bu çalışmada ilişkisel tarama yöntemi kullanılmıştır. Araştırma sonradan kazanılmış 5 yıldır bedensel engelli 76 birey ile gerçekleştirilmiştir. Verilerin toplanmasında Sosyo-Demografik Bilgi Formu, Sosyal Dışlanma Ölçeği, Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği, Yaşam Doyum ölçeği kullanılmıştır. Elde edilen bulgular incelendiğinde benlik saygısı ve yaşam doyum yüksek olduğu değerlendirilmiştir. Sosyal katılımcılık sosyal dışlanmanın en yüksek olduğu boyuttur. Gazi engelli bireylerin sosyal haklara ulaşma uygun ve güvenli çevre boyutu ve benlik saygısı genel sağlık sigortalı engelli bireylerden anlamlı bir farklılık göstermektedir. Ampute engelli bireylerin yaşam doyumu omurilik hasarlı bireylere göre yüksektir. Sosyal dışlanma ölçeğinin sosyal katılımcılık boyutu ile sosyal haklara ulaşma ve maddi yoksunluk boyutları arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Sosyal katılımda zorluk arttıkça maddi yoksunluk ve sosyal haklara ulaşmada daha çok dışlanmışlık olduğu sonucuna ulaşılmıştır Toplam gelir ve benlik saygısı ile sosyal dışlanma maddi yoksunluk alt boyutu arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Gelir düzeyi arttıkça maddi yoksunluk boyutunda daha az sosyal dışlanmışlık hissine sahip olunduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
49

PAK, Melike, Fulya AKGÜL GÖK e Emine ÖZMETE. "Sosyal Hizmet Öğrencilerinin İyimserlik Eğilimleri ve Yaşam Doyumu İlişkisi". Toplum ve Sosyal Hizmet, 11 de abril de 2023. http://dx.doi.org/10.33417/tsh.1152491.

Texto completo da fonte
Resumo:
Bu çalışma, sosyal hizmet bölümü öğrencilerinin iyimserlik ile yaşam doyumu düzeylerini ve iyimserlik ile yaşam doyumu arasında ne yönde bir ilişki bulunduğunu belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmada nicel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Çalışmada öğrencilerin sosyo-demografik özelliklerini içeren, iyimserlik düzeylerine ve yaşam doyumuna etki edebilecek sorulardan oluşan bir anket formu oluşturulmuştur. Ayrıca Yaşam Yönelimi Ölçeği ve Yaşam Doyumu Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmada örneklem boyutu %95 güven seviyesine göre 400 öğrencidir. Elde edilen veriler IBM SPSS22 programı ile analiz edilmiştir. Analizler sonucunda, iyimserlik eğiliminin üniversite öğrencilerinde yaşam doyumunu yordadığı görülmektedir. Öğrenciler arasında iyimserlik düzeyi arttıkça yaşam doyumu da anlamlı olarak yükselmektedir. Araştırmada üniversite öğrencileri arasında iyimserlik düzeyi hafif düzeyde yüksek ve yaşam doyumu hafif düzeyde düşük olarak değerlendirilmiştir. Bu çalışmanın bulguları gelecek çalışmalar için uygulayıcılara ve araştırmacılara, ruh sağlığı çalışmalarında yaşam doyumunu geliştirmeye yardımcı olabilecek fikirler sunmaktadır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
50

ARPACI, Fatma, Ülkü POLAT e Giray KOLCU. "Evde Yaşayan Yaşlı Bireylerde Yalnızlık ve Yaşam Doyumu İlişkisi". SDÜ SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ, 20 de dezembro de 2022, 510–21. http://dx.doi.org/10.22312/sdusbed.1194202.

Texto completo da fonte
Resumo:
Amaç: Bu çalışma evde yaşayan yaşlı bireylerde yalnızlık ve yaşam doyumu ilişkisini değerlendirmek amacıyla yapılmıştır.Materyal ve Metot: Tanımlayıcı tipteki araştırmanın örneklemini Ocak-Mart 2020 tarihleri arasında Ankara’da evde yaşayan 60 yaş ve üzerindeki 354 yaşlı birey oluşturmuştur. Verilerin toplanması “Birey Bilgi Formu”, “Yaşlılar İçin Yalnızlık Ölçeği”, “Yaşam Doyumu Ölçeği kullanılmıştır.Bulgular: Bu çalışmada erkek, evli ve eğitim düzey düşük olan yaşlı bireylerde yalnızlık düzeyinin daha fazla olduğu belirlendi (p&lt;0,05).Gelir düzeyi düşük, sosyal güvencesi olmayan ve sosyal medya kullanmayan yaşlılarda ise yaşam doyumunun daha düşük olduğu belirlendi (p&lt;0,05). Ayrıca yaşlı bireylerin yalnızlık ölçeği duyusal yalnızlık alt boyutu puan ortalamaları ile yaşam doyumu ölçeği puan ortalamaları arasında zayıf derecede, pozitif yönde (r:0.384,p:0.000&lt;0.05) ve sosyal yalnızlık alt boyut puan ortalaması ile ise orta derecede negatif yönde anlamlı bir ilişki olduğu bulunmuştur ( r:-0.437,p:0.000).Sonuç: Bu çalışma yaşlı bireylerde yaşam doyumu ve yalnızlık düzeyinin bazı tanıtıcı özelliklere göre farklılık gösterdiğini ve sosyal yalnızlık ve emosyenel yalnızlığın yaşam doyumu ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Bu sonuçlar doğrultusunda yaşlı bireylere yönelik sosyal desteklerin artırılması ve sosyal medyanın bilinçli ve güvenli kullanımına teşvik edilmesi önerilmektedir.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
Oferecemos descontos em todos os planos premium para autores cujas obras estão incluídas em seleções literárias temáticas. Contate-nos para obter um código promocional único!

Vá para a bibliografia