Literatura científica selecionada sobre o tema "Sosyal yaşam"

Crie uma referência precisa em APA, MLA, Chicago, Harvard, e outros estilos

Selecione um tipo de fonte:

Consulte a lista de atuais artigos, livros, teses, anais de congressos e outras fontes científicas relevantes para o tema "Sosyal yaşam".

Ao lado de cada fonte na lista de referências, há um botão "Adicionar à bibliografia". Clique e geraremos automaticamente a citação bibliográfica do trabalho escolhido no estilo de citação de que você precisa: APA, MLA, Harvard, Chicago, Vancouver, etc.

Você também pode baixar o texto completo da publicação científica em formato .pdf e ler o resumo do trabalho online se estiver presente nos metadados.

Artigos de revistas sobre o assunto "Sosyal yaşam"

1

AKYAZI, Rana, e Mete SOYSAL. "Akarlarda sosyal yaşam". Türkiye Entomoloji Bülteni 6, n.º 1 (1 de março de 2016): 83. http://dx.doi.org/10.16969/teb.54124.

Texto completo da fonte
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
2

KÖSE, Mehmet Fatih, e Muhammet İbrahim AKYÜREK. "Gündelik Yaşam Alışkanlıkları, Sosyal Sermaye ve Yaşam Doyumu İlişkisi: Lise ve Üniversite Öğrencileri Üzerinde Karşılaştırmalı Bir İnceleme". Cukurova University Faculty of Education Journal 51, n.º 2 (31 de agosto de 2022): 1252–77. http://dx.doi.org/10.14812/cuefd.1041056.

Texto completo da fonte
Resumo:
Araştırmanın temel amacı, lise ve üniversite öğrencisi gençlerin gündelik yaşam alışkanlıkları, sosyal sermayeleri ve yaşam doyumları arasındaki ilişkilerin karşılaştırmalı olarak incelenmesidir. İlişkisel tarama modelinde tasarlanan araştırma, Türkiye genelinde 2472 lise ve üniversite öğrencisinin katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmada; Gündelik Yaşam Alışkanlıkları Ölçeği, Sosyal Sermaye Ölçeği ve Yaşam Doyumu Ölçeği kullanılmıştır. Veri analizinde betimsel istatistiklerin yanı sıra, korelasyon ve regresyon analizleri ile yol analizi kullanılmıştır. Araştırmanın temel bulguları, gündelik yaşam alışkanlıklarının öğrencilerin sosyal sermayeleri üzerindeki etkisinin güçlü ve anlamlı olduğunu göstermektedir. Gündelik yaşamda akademik faaliyetler ve çevrim içi faaliyetler öğrencilerin yaşam doyumlarını sosyal sermaye aracılığı ile olumsuz etkilemektedir. Araştırma sonuçları, akademik faaliyetlerin öğrencilerin sosyal sermayelerine ve yaşam doyumlarına olumlu bir katkı sağlayamadığını ortaya koyması bakımından eğitim sisteminin en temel iki önceliği olan toplumsallaşma ve mutluluk bağlamındaki eksikliklerine dikkat çekmektedir. Gündelik yaşam alışkanlıklarının öğrencilerin sosyal sermayelerini ve yaşam doyumlarını artırmak açısından öğrenci merkezli, önemli ve pratik bir müdahale alanı olarak dikkate alınması önerilmektedir.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
3

Doyaroğlu, Şule, e Cemal Onur Noyan. "Sosyal Medya Kullanımı ve Yaşam Doyum Düzeyi Arasındaki İlişkinin İncelenmesi". Current Addiction Research 7, n.º 2 (2023): 5–12. http://dx.doi.org/10.32739/car.2023.7.2.217.

Texto completo da fonte
Resumo:
Bu araştırmada, erişkin bireylerde sosyal medya kullanım bozukluğu ve yaşam doyumu arasındaki ilişki incelenmiştir. Araştırmaya 221 erişkin birey katılmıştır. Katılımcılara Sosyodemografik Bilgi Formu, Sosyal Medya Bağımlılığı Ölçeği (SMBÖ) ve Yaşam Doyumu Ölçeği uygulanmıştır. Katılımcıların anket yanıtları SPSS 28.0 paket yazılımına girilerek istatistiksel analizler yürütülmüştür. Sosyodemografik değişkenler bakımından yapılan karşılaştırmalar için bağımsız örneklem t-testi ve tek yönlü ANOVA uygulanmıştır. Sosyal medya kullanım bozukluğu ile yaşam doyumu arasındaki ilişkinin incelenmesi için Pearson korelasyonu uygulanmıştır. Yaşam doyumunun sosyal medya tarafından yordayıcılığının incelenmesi amacıyla çoklu regresyon analizi uygulanmıştır. Araştırmada elde edilen bulgulara göre, erkek katılımcıların sosyal medya kullanım bozukluğu puanları kadınlara kıyasla daha yüksek bulunmuştur. Öte yandan, sosyal medyada geçirilen süre ve sosyal medya uygulamalarının sayısı arttıkça sosyal medya kullanım bozukluğu skorlarının artış gösterdiği sonucu elde edilmiştir. Öte yandan, bekar ve düşük eğitim düzeyi bildiren katılımcıların sosyal kullanım bozukluğu skorları anlamlı düzeyde daha yüksek bulunmuştur. Yaşam doyumuna ilişkin bulgular incelendiğinde, evli olanlar, gelir düzeyi yüksek olanlar ve çalışan katılımcıların yaşam doyumu puanlarının anlamlı düzeyde daha yüksek olduğu saptanmıştır. Yaşam doyumu ve sosyal medya kullanım bozukluğu puanları arasındaki ilişki incelendiğinde, sosyal medya skorlarının artışı ve yaşam doyumu skorlarının düşüşü arasında anlamlı ilişki olduğu saptanmıştır. Ayrıca, sosyal medya kullanım bozukluğu çatışma alt boyutunun yaşam doyumunu negatif yönlü ve anlamlı düzeyde yordadığı sonucu elde edilmiştir. Araştırma bulgularının, günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline gelen sosyal medya kullanımının ilişkili olduğu faktörlerin anlaşılması bakımından gelecekteki uygulama ve araştırmalara katkı sunması beklenmektedir.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
4

BAYRAM, Nuran, Neslihan SAM, Serpil AYTAÇ e Mustafa AYTAÇ. "Yaşam Tatmini Ve Sosyal Dışlanma". ISGUC, The Journal of Industrial Relations and Human Resources 12, n.º 4 (1 de outubro de 2010): 79–92. http://dx.doi.org/10.4026/1303-2860.2010.0159.x.

Texto completo da fonte
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
5

SAĞIR, Adem. "Kentsel Yaşam Dikotomileri (Karabük Belediyesi Sosyal Yaşam Merkezleri Örneği )". Journal of Turkish Studies 10, Volume 10 Issue 2 (1 de janeiro de 2015): 799. http://dx.doi.org/10.7827/turkishstudies.7856.

Texto completo da fonte
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
6

YETİŞ, Caner, e Merve TUNA KAYILI. "COVID-19 SALGINI: EĞİTİM YAPILARI ÜZERİNDEN YENİDEN KULLANIM DEĞERLENDİRMESİ". Volume 6, Issue 2 6, n.º 2 (27 de maio de 2021): 199–214. http://dx.doi.org/10.26809/joa.6.2.10.

Texto completo da fonte
Resumo:
Dünya genelinde yaygın bir salgın oluşturan COVID-19 virüsü, yaşamı ciddi anlamda tehdit etmeye devam etmektedir. Virüsün temas ve damlacık saçılması yolu ile yayılması, toplu ve sosyal yaşam alanlarının boşaltılmasını, insanların evlerinde bireysel korunmalarını gerektirse de, bu durum ekonomik, psikolojik ve fizyolojik açıdan pek mümkün görünmemiştir. İlk vaka tespiti ile uzaktan eğitime geçilen eğitim sistemi, salgından büyük oranda etkilenmiştir. Salgının seyrinin azalmasına bağlı olarak “kontrollü sosyal yaşam” ile “kontrollü eğitim”e geçilen okullarda salgının kontrolü, öğrencilerin virüsten etkilenmesinin engellenmesi açısından büyük önem arz etmektedir. Okullarda kontrollü eğitime yönelik alınması gereken tedbirler ve uyulması gereken kuralların incelenmesi ve buna bağlı olarak yeniden kullanım değerlendirmesi, mimari ve mühendislik kontrolü ile salgınla mücadele edilmesinin en önemli yoludur. Bu bağlamda çalışma, kontrollü sosyal yaşam üst başlığında ele alınan kontrollü eğitim tedbirlerini ve eğitim yapılarında salgın yönetimi ve sağlıklı ortamların geliştirilmesine yönelik kuralları farklı rehberlerden okuyarak, seçilen eğitim yapıları üzerinden yeniden kullanım değerlendirmesini içermektedir. Buna ek olarak çalışma, salgının kontrolü açısından mimari ve mühendislik kontrollerinin yanı sıra, yapının tasarım evresinde ele alınması gereken salgın riskinin yapılarda göz ardı edilmemesi gerektiğini savunmaktadır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
7

GEZER, Tuba, e Ümmügülsüm ALDEMİR AYSAN. "Sosyal Politikaların Mutluluk Üzerindeki Etkisi: Türkiye Örneği". Yönetim ve Ekonomi Dergisi 30, n.º 1 (9 de março de 2023): 179–96. http://dx.doi.org/10.18657/yonveek.1212965.

Texto completo da fonte
Resumo:
Günümüzde yaşam memnuniyeti, yaşam kalitesi ve mutluluk gibi kavramlar bireylerin iyi olma hallerini ölçmek için kullanılmaktadır. Bu çalışmanın amacı; Türkiye’de merkezi hükümet ve belediyeler tarafından yürütülen belli başlı sosyal politika uygulamalarının bireylerin mutluluğu ile ilişkisini incelemektir. Bunu gerçekleştirebilmek için TÜİK Yaşam Memnuniyeti Araştırması (YMA) 2019 yılı mikro veri seti kullanılmıştır. Multinominal regresyon analizleri yaş, cinsiyet, eğitim durumu, medeni durum ve gelir gibi sosyo-demografik değişkenlerin mutlulukla ilişkisine ek olarak merkezi hükümet tarafından gerçekleştirilen sağlık, sosyal güvenlik ve eğitim hizmetlerinden memnuniyetin mutlulukla pozitif yönde ilişkili olduğunu göstermektedir. Ayrıca yerel düzeyde belediyeler tarafından yürütülen engelli hizmetleri ve kursların da bireyin mutluluğunu olumlu yönde yordamaktadır. Bu politikaların güçlendirilerek geliştirilmesinin Türkiye’de yaşam doyumunun yükselmesine katkı sağlayabileceği düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Yaşam Memnuniyeti, Mutluluk, Sosyal Politika, Kamu Hizmetleri, Yönetim JEL Sınıflandırması: C35, E62, H70, I31
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
8

YILDIZ, Mesut, e Ela ATIŞ. "Yaşam döngüsü analizi: teorik çerçeve ve tarıma uygulanması". Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 60, n.º 2 (18 de julho de 2023): 363–74. http://dx.doi.org/10.20289/zfdergi.1126540.

Texto completo da fonte
Resumo:
Yaşam Döngüsü Analizi son yıllarda sıklıkla kullanılan bir araştırma yöntemidir. İlk olarak çevresel etkileri değerlendirmek için kullanılan bu yöntem, sosyal ve ekonomik etkileri de kapsamına almıştır. Bu sayede Yaşam Döngüsü Analizi, bir ürüne dair kapsamlı bir sosyal, ekonomik ve çevresel analizi, yani bir ürününün üretiminden tüketilip geri dönüşümüne kadar bütün yönlerini içeren bir analizi olanaklı kılmaktadır. Yaşam Döngüsü Analizinin tarımsal araştırmalarda kullanımı ile klasik Yaşam Döngüsü Analizi arasında farklılıklar bulunmaktadır. Tarımsal üretim doğa koşullarına göre belirlenmekte, ürüne ve döneme göre farklılaşmaktadır. Bu yüzden tarıma yönelik yapılan bir YDA araştırmasının etki kategorilerinin ve işlevsel biriminin tarımsal koşullara uyarlanması gerekmektedir. Bu çalışmada Yaşam Döngüsü Analizinin ortak kavramsal çerçevesi ve tarıma uygulanışı ele alınmıştır. Yaşam Döngüsü Analizinin yöntemsel çerçevesi, çalışmalarda ortak bulunan yönleri ile incelenmiştir. Sosyal Yaşam Döngüsü Analizi de Çevresel Yaşam Döngüsü Analizinden yöntemsel farklılıkları ile araştırmaya dahil edilmiştir. Yöntem, tarımsal ürünlerde sürdürülebilir üretim ve tüketim stratejilerinin uygulanmasına katkıda bulunabilir. Bu yönüyle hem çevresel hem de sosyal boyutu içeren Yaşam Döngüsü Analizi çalışmalarının tarıma uygulanması, ilgili üretim sistemi ve/veya ürüne ilişkin karar vericilere ve politika yapıcılara, üretici ve tüketicilere çevresel etkileri hakkında geri bildirim sağlayacaktır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
9

ALTAY, Gamzegül, Zeynep PEHLİVAN e Ayten YILMAZ YAVUZ. "Pandemi Sürecinde Hemşirelerin Algılanan Sosyal Destek Düzeyleri ile Yaşam Kalitesi Arasındaki İlişkinin Belirlenmesi". Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 11, n.º 4 (22 de dezembro de 2022): 1443–51. http://dx.doi.org/10.37989/gumussagbil.1135905.

Texto completo da fonte
Resumo:
Çalışmada COVID-19 salgını sürecinde hemşirelerin algılanan sosyal destek düzeyleri ile yaşam kalitesi arasındaki ilişkinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışma, Temmuz-Eylül 2021 tarihleri arasında Türkiye’nin kuzeydoğusunda yer alan iki ilde kesitsel olarak yapıldı. Çalışmanın evrenini pandemi sürecinde iki ilde çalışan hemşireler, örneklemini ise kartopu örnekleme yöntemi ile ulaşılan ve çalışmaya alınma kriterlerini taşıyan 274 hemşire oluşturdu. Veri toplamada; “Hemşirelere İlişkin Tanıtıcı Özellikler Formu”, “Algılanan Çok Boyutlu Sosyal Destek Ölçeği” ve “Dünya Sağlık Örgütü Yaşam Kalitesi Ölçeği” kullanıldı. Hemşirelerin algılanan sosyal destek ölçeği puan ortalamaları 65,84±14,32 ve yaşam kalitesi ölçeği puan ortalamaları 26,52±4,75’dir. Hemşirelerin algılanan sosyal destek puanları artıkça yaşam kalitelerinin de arttığı bulundu (r=0,431, p
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
10

Yıldırım, Yakup, e Feyzanur Çetin. "Okul Öncesi Eğitimi Öğretmenlerinin Erken Çocukluk Dönemi Yaşam Becerilerine İlişkin Görüşlerinin İncelenmesi". Yaşadıkça Eğitim 37, n.º 1 (30 de janeiro de 2023): 1–13. http://dx.doi.org/10.33308/26674874.2023371483.

Texto completo da fonte
Resumo:
Bu araştırmanın amacı, okul öncesi eğitimi öğretmenlerinin erken çocukluk dönemi yaşam becerilerine ilişkin bilgi ve farkındalık düzeylerinin metaforlar aracılığıyla fenomenolojik olarak incelenmesidir. Araştırma, okul öncesi öğretmenlerinin erken çocukluk dönemi yaşam becerilerine yönelik bilgi ve farkındalık düzeyinin belirlenerek ileriki çalışmalara ışık tutacak olması açısından önem taşımaktadır. Araştırmanın çalışma grubunu, Antalya, Burdur ve Isparta illerindeki milli eğitim bakanlığına bağlı resmi ve özel okul öncesi eğitim kurumunda çalışmakta olan en az bir yıl öğretmenlik tecrübesine sahip 36 okul öncesi öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmada nitel araştırma desenlerinden fenomenoloji (olgubilim) deseni kullanılmıştır. Elde edilen metaforik veriler, araştırmacılar tarafından içerik analizi tekniğiyle analiz edilmiştir. İçerik analizi ile birbiriyle örtüşen veriler belirli kavramlar ve kategoriler çerçevesinde bir araya getirilerek üç kategori başlığı oluşturulmuştur. Bu kategoriler sırasıyla; “1. Birey olmanın ve yaşamın anahtarı olarak yaşam becerileri” (1), “Gelişimin odak noktası olarak yaşam becerileri” (2), “Sosyal değer olarak yaşam becerileri” (3) dir. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre; okul öncesi öğretmenleri, yaşam becerilerinin; çocukların olumlu sosyal gelişimlerinde, sosyal ilişkilerinde kontrollü duygu ve tavırlar geliştirebilmelerinde, problem çözücü olabilmelerinde, sosyal olgunluklarında, kendini ifade edebilmelerinde ve sonucunda özgüvenli birey olmaları üzerinde etkili olduğunu belirtmişlerdir.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.

Teses / dissertações sobre o assunto "Sosyal yaşam"

1

Mahir-Metinsoy, Ikbal Elif. "Poor Ottoman Turkish women during World War I : women’s experiences and politics in everyday life, 1914-1923". Thesis, Strasbourg, 2012. http://www.theses.fr/2012STRAG004/document.

Texto completo da fonte
Resumo:
Cette thèse de doctorat examine l’impact social de la Première Guerre mondiale dans l’Empire ottoman sur les femmes turques défavorisées et la réaction quotidienne de ces femmes aux conditions négatives de la guerre et aux mesures de l’État concernant les femmes. Elle utilise l’approche de l’histoire populaire et des nouvelles sources des archives ottomanes pour démontrer les voix et les expériences des femmes ordinaires, surtout leur lutte contre l’appauvrissement à cause de la guerre et les politiques sociales insuffisantes. Par conséquent, elle contribue à combler une grande lacune dans l’historiographie sur l’Empire ottomane et les études sur les femmes qui examinent rarement les femmes turques ordinaires. Elle renforce l’idée que les femmes ottomanes ont eu des grandes difficultés à cause de la guerre contrairement aux comptes de modernisation soulignant seulement les développements positifs concernant les libertés et les droits des femmes après la guerre. Elle réfute les comptes acceptant la guerre comme une période pendant laquelle toutes les femmes turques ont vécu une « émancipation. » D’ailleurs, elle met en lumière les formes et les aspects des points de vue critiques des femmes et de la politique quotidienne des femmes pour survivre les conditions négatives de la guerre, pour faire entendre leurs voix, pour protéger leurs droits et pour recevoir des aides sociales
This dissertation examines the social impact of World War I in the Ottoman Empire on ordinary poor Turkish women and their everyday response to the adverse wartime conditions and the state policies concerning them. Based on new archival sources giving detailed information about the voice, experience and agency of these women and based on the history from below approach, this study focuses on poor, underprivileged and working Turkish women’s everyday experiences, especially their struggle against and perception of wartime conditions, mobilization and state policies about them. By doing so, it contributes to filling the great gap in late Ottoman historiography and women’s studies, which rarely examine ordinary women and their everyday problems and struggles for survival and rights. First, it scrutinizes how ordinary women experienced the war and argues that, in contrast to the modernization accounts that overlook women’s sufferings at the cost of post-war developments in women’s rights and liberties, ordinary Turkish women had great difficulties during the war years. It presents a major caveat to the accounts accepting the war years as a period during which Turkish women monolithically experienced a gradual liberty and « emancipation. » Second, it brings the unexamined forms and aspects of women’s critical and subjective views, their everyday politics to circumvent the adverse conditions and state policies, to make their voices heard, to pursue their rights, and to receive government support into the light
Bu doktora tezi Osmanlı İmparatorluğu’nda Birinci Dünya Savaşı’nın sıradan yoksul Türk kadınları üzerindeki sosyal etkilerini ve kadınların olumsuz savaş koşullarına ve kendileriyle ilgili devlet politikalarına yönelik tavırlarını incelemektedir. Kadınların sesleri, deneyimleri ve tarihsel rolleri hakkında detaylı bilgiler veren yeni arşiv kaynaklarına ve aşağıdan tarih yaklaşımına dayanan bu tez yoksul, temel sosyal haklardan yoksun ve çalışan Türk kadınlarının gündelik deneyimlerine, özellikle de savaş koşulları, seferberlik ve devlet politikalarını algılayış ve bunlarla mücadele biçimlerine odaklanmaktadır. Dolayısıyla, bu tez, sıradan kadınları ve onların gündelik problemleriyle hayatta kalma ve hak mücadelelerini çok az inceleyen Osmanlı tarihçiliği ve kadın araştırmalarındaki büyük bir boşluğu doldurmaya katkıda bulunmaktadır. Bu tez, bu anlamda, iki temel temaya odaklanmaktadır. Öncelikle, sıradan kadınların savaşı nasıl deneyimlediklerini mercek altına almakta ve onların çektikleri acıları savaş sonrası kadın hak ve özgürlüklerindeki ve üst ve orta sınıf eğitimli kadınların etkinlik ve deneyimlerindeki gelişmelerin bir bedeli olarak algılayıp gözden kaçıran modernleşmeanlatılarının tersine sıradan kadınların savaş yıllarında büyük güçlükler çektiğini savunmaktadır. Bu bağlamda, bu çalışma, Türk kadınlarının savaş yıllarında bütün olarak görece bir “özgürleşme” yaşadıklarını kabul eden anlatılara önemli bir uyarıdır. İkincil olarak, bu tez, kadınların zorluklarla gündelik mücadelelerine odaklanarak kadınların eleştirel ve öznel tutumlarının ve olumsuz koşullar ve devlet politikalarından kaçmak, seslerini duyurmak, haklarının peşine düşmek ve destek görebilmek amaçlı gündelik politikalarının keşfedilmemiş biçim ve yönlerini gün ışığına çıkarmaktadır
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.

Livros sobre o assunto "Sosyal yaşam"

1

Öcalan, Abdullah. Sosyal devrim ve yeni yaşam. İstanbul, Turkey: Çetin Yayınları, 2005.

Encontre o texto completo da fonte
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
2

Dizman, İbrahim. Tanıklar ve belgelerle Biga'da sosyal yaşam. Biga: Biga Belediyesi Kültür Yayınları, 2016.

Encontre o texto completo da fonte
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
3

Turkey) Uluslararası Katılımlı Sosyal Yaşam ve Kadın Sempozyumu (2015 Konya. Sosyal Yaşam ve Kadın: Sempozyum kitabı. Konya: Necmettin Erbakan Üniversitesi, 2016.

Encontre o texto completo da fonte
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
4

Görmez, Kemal. Bir metropol kent Ankara: Sosyal yap£, kimlik, yaşam. Ankara: Odak, 2004.

Encontre o texto completo da fonte
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
5

Ulutaş, Songül. 19. yüzyılda Tarsus'ta ekonomik ve sosyal yaşam (1856-1914). 2a ed. Tarsus: Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası, 2015.

Encontre o texto completo da fonte
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
6

Serter, Yelda Tutar. Sabiha Zabcı'nın günlüğünde aile sosyal ve ekonomik yaşam (1959 - 1960). Çanakkale: Paradigma Akademi, 2022.

Encontre o texto completo da fonte
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
7

Odası, İzmir Ticaret, ed. İzmir rıhtımında ticaret kordon boyunda yaşam 1610-1940. İzmir: İzmir Ticaret Odası, 2012.

Encontre o texto completo da fonte
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
8

Turkey) Türkiye'de Değişim Sempozyumu (2010 Ankara. Prof. Dr. Erol Güngör'ün anısına Türkiye'de Değişim Sempozyumu: Sosyal-kültürel-siyasal-ekonomik-dinsel açıdan, 6-9 Aralık 2010. Ankara: Gazi Üniversitesi, 2010.

Encontre o texto completo da fonte
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
9

Turkey) Üsküdar Sempozyumu (4th 2006 Istanbul. Üsküdar Sempozyumu IV: 3-5 Kasım 2006 : bildiriler. İstanbul: Üsküdar Belediyesi, 2007.

Encontre o texto completo da fonte
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
10

Turkey) Aile ve Kadın Sempozyumu (2013 Kırıkkale. Aile ve kadın sempozyumu bildiri kitabı, 16 Mayıs 2013. Kırıkkale: Kırıkkale Üniversitesi Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi, 2013.

Encontre o texto completo da fonte
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.

Capítulos de livros sobre o assunto "Sosyal yaşam"

1

Âlim Baran, Tülay. "Sosyal ve kültürel yaşam". In İmparatorluktan ulus devlete türk inkılâp tarihi, 205–39. Ankara: Pegem Akademi Yayıncılık, 2017. http://dx.doi.org/10.14527/9786053185949.07.

Texto completo da fonte
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
2

Öncel, Ayşe Derin. "Sosyal Hayat ve Yaşam Biçimleri". In Apartman, 220–62. Institut français d’études anatoliennes, 2010. http://dx.doi.org/10.4000/books.ifeagd.1588.

Texto completo da fonte
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
3

Güler, Bilge. "Sosyal Sermaye". In Örgutsel Davranış Kavramlar ve Araştırmalar-I. Özgür Yayınları, 2023. http://dx.doi.org/10.58830/ozgur.pub79.c137.

Texto completo da fonte
Resumo:
Sosyal sermayenin ekonomik sistemde önemli bir rol üstlenen işletme örgütleri açısından ele alınmasının önemli olduğu düşünülmektedir. Bu çalışmada, çok disiplinli bir kavram olan sosyal sermaye, işletme örgütleri açısından ele alınarak kavramsal bilgiler sunulmaktadır.Sosyal sermayenin özünü, “ilişkiler önemlidir” ve sosyal ağlar değerli bir varlıktır” temel tezi oluşturmaktadır. Bireyler, gruplar ve örgütler arası ilişkiler yoluyla oluşan sosyal sermayenin taklit edilmesi ve transfer edilmesi oldukça zor olduğundan örgütlere rekabet avantajı kazandıracağı söylenebilir. İş hayatında sahip olunan becerilerin yanı sıra sosyal ağlar ve ilişkiler de önem taşımaktadır. Yapılan literatür araştırması sonucu sosyal sermayenin iş tatminini, örgütsel bağlılığı, motivasyonu ve işe bağlılığı arttırdığı görülmektedir. Bununla birlikte sosyal sermayenin gençlerin iş kaygılarını azaltması, kadın girişimcilere sağladığı avantajlar, COVID-19 döneminde virüsün yayılmasını engellemesi, yaşam memnuniyeti ve yaşam kalitesini arttırması, bireylerin sağlık durumlarına olan pozitif etkisi, ülkelerin ekonomik gelişimini olumlu etkilemesi gibi bireyler, toplumlar ve ülkeler açısından da faydaları olduğu belirlenmiştir. Sosyal sermayenin bireysel, örgütsel, toplumsal ve ülkeler açısından sağladığı faydalar, bu kavramın önemini ortaya koymaktadır. Özellikle örgütlere sağladığı faydaların onlara rekabet avantajı kazandırması sebebiyle bu konuda yapılan çalışmaların arttırılması literatüre ve uygulayıcılara katkı sağlayabilir
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
4

Okudur Sabuncu, Betül. "Başarılı Yaşlanmanın Sosyal Destek Bağlamında İncelenmesi". In Örgütsel Davranış: Güncel Konular ve Araştırmalar. Özgür Yayınları, 2023. http://dx.doi.org/10.58830/ozgur.pub173.c779.

Texto completo da fonte
Resumo:
Son yıllarda sağlıklı, üretken, yüksek yaşam kalitesi ile güvenli bir çevrede yaşamak, iyi bir sosyal çevreye sahip olmak ve yaşam boyunca fiziksel, zihinsel, sosyal ve ruhsal iyi olma haline sahip olmayı ifade eden başarılı yaşlanma kavramı tüm bireyler için önemli hale gelmiştir. Literatürde başarılı yaşlanma ile ilişkilendirilen birçok değişken ve farklı alanlarda çalışmalar bulunmaktadır. Başarılı yaşlanmayı etkileyen sosyal destek, zihinsel ve fiziksel sağlık, genel sağlık durumu, yaşam aktiviteleri gibi birçok faktör bulunmaktadır. Bu faktörler arasında önemli bir yere sahip olan sosyal destek kavramı bu çalışma kapsamında incelenmiştir. Çalışma kapsamında, sosyal desteğin başarılı yaşlanma düzeyine sağladığı katkı ile ilgili farkındalık kazandırmak amaçlanmıştır. Bu bağlamda sosyal destek ve başarılı yaşlanma kavramları, kapsamı, kuramsal dayanağı incelenerek, sosyal destek ve başarılı yaşlanma ile ilgili çalışmalardan söz edilmiş ve sosyal desteğin başarılı yaşlanma ile olan ilişkisi açıklanmıştır. Yapılan araştırma sonuçları incelenmiş ve literatür ile desteklenmiştir. Sonuçlar, tutarlı şekilde, daha yüksek düzeyde sosyal desteğin insanların psikolojik ve fizyolojik sağlığını iyileştirdiğini, başarılı yaşlanma düzeyine olumlu etkisi olduğunu göstermektedir. Yerli literatürde sosyal destek ile başarılı yaşlanmanın ilişkilendirildiği bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu bağlamda literatüre katkı sağlamak amaçlanmaktadır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
5

Sarıkaya, Mehmet. "Yurtta Kalan Öğrencilerin Fiziksel Aktivitelerde Sosyal Desteğin ve Yaşam Doyumunun Araştırılması". In Spor Paradigmaları IV. Özgür Yayınları, 2023. http://dx.doi.org/10.58830/ozgur.pub297.c1462.

Texto completo da fonte
Resumo:
Yapılan bu çalışma Kredi ve Yurtlar Kurumunda kalan öğrencilerin Fiziksel Aktivitelerde Sosyal Destek ve Yaşam Doyumu arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla yapıldı. Araştırmaya toplam 400 üniversite öğrencisi gönüllü olarak katılmıştır ve araştırma Google forms üzerinden online şekilde yapıldı. Sosyal Destek Ölçeği Farias Junior vd. (2014) tarafından geliştirilen ölçek; “ebeveyn desteği” ve “akran desteği” olmak üzere iki alt boyuttan oluşmaktadır. 10 madde 4’lü derecelendirme şeklinde hazırlanmış ölçeğin her iki alt boyutunu değerlendiren 5 madde de aynı ifadeleri içermektedir. Diener, Emmons, Larsen ve Griffin (1985) tarafından geliştirilen “Yaşam Doyumu Ölçeği’nin (YDÖ) Türkiye koşullarında geçerlik ve güvenirlik çalışmasını yapmaktır. Özgün ölçek İngilizce olup, tek faktörlü bir yapı altında toplam 5 maddeden oluşmaktadır. Verilerin analizinde IBM SPSS 25 Statistik paket programı kullanılmıştır. Demografik bilgiler ve diğer grup sorulara ait fikir edinilmesini sağlamak amacıyla aritmetik ortalama, standart sapma, frekans ve yüzde dağılımları içeren tanımlayıcı istatistikler, üniversite öğrencilerinin yaşam doyumu, fiziksel aktivitelerde sosyal desteğin arasındaki ilişkiyi tespit etmek, yaşam doyumu, fiziksel aktivitelerde alt boyutlarında bazı demografik değişkenlerle ilişkisini tespit etmek amacıyla verilerin dağılımına uygun testler uygulanmıştır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
6

Koncak Doğruer, Meryem. "Nüfus ve Planlama". In Sosyal Bilimlerde Akademik Araştırma ve Değerlendirmeler - I. Özgür Yayınları, 2023. http://dx.doi.org/10.58830/ozgur.pub308.c1406.

Texto completo da fonte
Resumo:
Nüfus, belirli coğrafi sınırlar dahilinde bir arada yaşayan bireylerin toplam sayısı olarak tanımlanabilir. İnsanların yaşam için uygun alanlara erişimleri kısıtlıdır; bu nedenle, yaşam kalitesini yükseltmek ve kaynakları en uygun şekilde kullanmak için nüfus planlaması kritik bir öneme sahiptir. Demografi, gelecekteki ekonomik, sosyal ve çevresel trendlerin hem sebeplerini hem de sonuçlarını etkileyen önemli bir faktördür (O'neill et al., 2001). Global ölçekte gerçekleşen birçok değişiklik, doğrudan veya dolaylı olarak nüfus dinamikleriyle bağlantılıdır. Örneğin, iklim değişikliği, enerji talebi, kentleşme, ulaşım sistemleri, tarım ve gıda güvencesi, fakirlik gibi birçok konu, nüfusun evrimiyle yakından ilişkilendirilebilir. Nüfus artış hızının en yüksek olduğu ülkeler genellikle ekonomik olarak daha dezavantajlıdır. Bu durum kaynakların sınırlı olması ve nüfus artışının bu kaynakların üzerinde oluşturduğu baskılarla doğrudan ilişkilidir. Teknolojik ve ekonomik ilerlemeler tarihsel süreçte nüfus değişimlerini doğrudan etkilemiştir. İnsanlık tarihinin başlangıcında, göçebe yaşam ve avcılık gibi ekonomik aktiviteler nüfusun sınırlı olmasını gerektirmiştir. Avcı topluluklarının sınırlı kaynaklara erişimi, nüfusun kontrollü olmasını gerektiren bir durum yaratmıştır (Malthus, 1798). Bununla birlikte, tarımın başlaması ve yerleşik yaşama geçiş, nüfusun hızla artmasına neden olmuştur. Sanayi Devrimi, nüfus artışında kritik bir dönüm noktası olarak kabul edilmektedir. 1850 yılında yaklaşık 1 milyar olan dünya nüfusu, günümüzde 7.8 milyara yaklaşmıştır, öngörüler 2030’da 8,6 milyar ve 2050'de 9,8 milyar insanın Dünya'da yaşayacağını belirtmektedir. Bu beklentiler, gelecekteki politikaların ve planların şekillendirilmesi için nüfus projeksiyonlarının hazırlanmasını zorunlu kılmaktadır. Nüfus projeksiyonları, kalkınma hedefleri, demografik planlama ve şehirleşme stratejilerinin oluşturulmasında temel bir araçtır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
7

Ünsal, Ahmet, e Ahmed Neamah Hussein. "Türkiye’de Olmayan Adli Muhasebecilik Mesleğinin Eleştirisi". In Sosyal Bilimlerde Akademik Araştırma ve Değerlendirmeler - IV. Özgür Yayınları, 2023. http://dx.doi.org/10.58830/ozgur.pub261.c1429.

Texto completo da fonte
Resumo:
Yoketikleşen ülkelerde yaşanan ekonomik krizler ve yoketiksel güvensizliğin maliyeti hem toplumun yaşam maliyetini artırmakta ve hem de yaşam kalitesini düşürmektedir. Özellikle milenyumdan sonraki yoketikser muhasebe ve denetim uygulamalarının maliyeti yaşam kalitesinin korunmasında yönetikleşmenin vazgeçilmezliğini ortaya koymuştur. İnsanoğlunun bu deneyiminde yoketikleşmeye karşı yönetikleşmenin ilketiksel (law) ölçüm araçlarından biri de forenzik muhasebe olarak ortaya çıkmıştır. Türkiye’de forenzik muhasebe karşılık olarak “adli muhasebe” adı altında bazı çalışmalar yapılmaktadır. Biz yapılan bu çalışmalardan “adli muhasebe” üzerine tez çalışmalarını gerincelemiş bulunmaktayız. Çalışmamızda içerik analizi yöntemi kullanılmış olup, tezlerin genel, yerel ve konu özelliklerine göre kodlanıp sınıflandırılarak edinilen bulgular analiz edilerek yorumlanmıştır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
8

Yusufoğlu, Ömer Şükrü. "Teknoloji Kullanımının Aile İlişkilerine Etkisi". In Sosyal Bilimler Üzerine Araştırmalar-VIII. Özgür Yayınları, 2023. http://dx.doi.org/10.58830/ozgur.pub239.c1018.

Texto completo da fonte
Resumo:
İnsanların yaşamı teknik ilerlemelere bağlı olarak sürekli değişmekte ve gelişmektedir. Gelişen teknoloji ile birlikte üretim ve tüketim faaliyetleri her geçen gün artmakta, insan nüfusu çoğalmaktadır. İnsanlar teknoloji sayesinde daha rahat ve konforlu bir hayat sürmektedir. Bireylerle birlikte aile ve toplum da teknolojik gelişmelerden etkilenmektedir. Sosyal yaşam ve sosyal ilişkiler dönüşmekte, kuşaklararası farklılıklar derinleşmektedir. Teknolojinin etkileri hayatın her alanında görülmekle birlikte son zamanlarda en büyük değişim ve dönüşüm iletişim alanında yaşanmıştır. Daha önceden iletişim alanında var olan telefon, radyo, televizyon gibi araçların yanına internet eklenmiştir. İnternetin aktif olarak kullanıldığı bilgisayarlar, akıllı telefonlar ve diğer akıllı eşyalar iletişimi ve yaşamı son derece kolaylaştırmıştır. Bununla birlikte internetin olumsuz etkileri de söz konusudur. Bu çalışmada teknoloji kullanımının aile yaşamına ve sosyal ilişkilere etkileri kuramsal bir çerçevede ele alınmıştır. Ayrıca teknoloji bağımlılığının aile ilişkilerine etkileri değerlendirilmiştir. Yapılan çalışmaya göre teknolojinin aile yaşamı üzerinde olumlu etkileri makinelerin kullanılmaya başlanmasıyla birlikte görülmüştür. Evlerde kullanılan temizlik araçları, fırınlar, aydınlatma araçları aile üyelerini rahatlatmıştır. Ancak son zamanlarda hızla gelişen iletişim teknolojileri aile içi ilişkilerde bireyciliği ön plana çıkarmış, ebeveynlerin birbiriyle ve çocuklarla olan duygusal ilişkileri zayıflatmıştır. İnternet ve sosyal medyanın etkisiyle birlikte bireylerin aile, akrabalık ve arkadaşlık ilişkileri sanallaşmıştır. Ebeveynler internet ve sosyal medyanın olumsuz etkilerinden çocuklarını korumakta zorlanmışlardır. Çocuklar ve ergenler yanlış bilgi edinme, akademik başarısızlık, internet ve akıllı telefon bağımlılığı, tehlikeli insanlarla tanışma, sanal şiddet, siber zorbalık, pedofili, pornografi, depresyon, yalnızlık gibi sorunlarla karşı karşıya kalmışlardır. Sosyal medyanın etkisiyle eşler arasında eşler arasında kıskançlık, güvensizlik ve eş gözetimi gibi olumsuz duygu ve davranışlarda artış olmuştur. Bunun sonucunda ailenin parçalanma riski artmıştır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
9

Çivi Karaaslan, Tuğba. "Sistemik Skleroz ve Rehabilitasyonu". In Romatolojik Hastalıklarda Fizyoterapi ve Rehabilitasyon: Kanıta Dayalı Perspektif. İstanbul Üniversitesi–Cerrahpaşa Yayınevi, 2024. http://dx.doi.org/10.5152/0406.

Texto completo da fonte
Resumo:
Sistemik skleroz, bağ dokusunu etkileyen otoimmün bir hastalıktır. Genellikle cilt, iç organlar ve kan damarları etkilenir. Vücudun kendi bağ dokusunu hedef alması, bu dokularda inflamasyon ve fibrozis gibi sorunlara neden olabilir. Sistemik skleroz semptomlarını hafifletmeyi amaçlayan rehabilitasyon, tedavinin önemli bir parçasıdır. Sistemik sklerozu olan bireylerin kas gücünü artırabilir, hareket yeteneğini geliştirebilir ve yaşam becerilerini iyileştirebilir. Böylece bireylerin günlük yaşam aktivitelerini sürdürmelerine ve yaşam kalitesinin artırılmasına katkı sağlar. Sistemik sklerozun belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebildiğinden, hastaların rehabilitasyon programları bireyselleştirilmelidir. Rehabilitasyonun amacı, hastaların bağımsızlıklarını artırmak, günlük yaşam aktivitelerini kolaylaştırmak ve yaşam kalitelerini iyileştirmektir. Tedavi planları genellikle bir multidisipliner ekip tarafından yönetilir ve hastaların ihtiyaçlarına göre uyarlanır. Bu süreç, hastaların fiziksel, duygusal ve sosyal ihtiyaçlarını ele alan bütünsel bir yaklaşımla ilerler.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
10

"Çağdaş Dönemde Tüketim Kültürü ve Yaşam Tarzı". In SOSYAL, İNSAN VE İDARİ BİLİMLERDE YENİLİKÇİ ÇALIŞMALAR. DUVAR PUBLISHING, 2023. http://dx.doi.org/10.59287/siibyc.759.

Texto completo da fonte
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.

Trabalhos de conferências sobre o assunto "Sosyal yaşam"

1

Ozsoy, Arzu. "Korona Salgını Döneminde Aşırı Dijitalleşmenin Bireysel ve Toplumsal Hayata Etkileri". In COMMUNICATION AND TECHNOLOGY CONGRESS. ISTANBUL AYDIN UNIVERSITY, 2021. http://dx.doi.org/10.17932/ctc.2021/ctc21.082.

Texto completo da fonte
Resumo:
Dünya genelinde yaşanan Covid 19 virüsü gelişmeleri, her ülkede farklı boyutlarda yaşanan korona salgını tedbirleri ve sosyal mesafe kuralları nedeniyle, bireylerin dijital araçları ve mecraları her zaman olduğundan daha fazla kullandığı görülmektedir. Korona tedbirleri kapsamında, yeni yaşam kurallarının uygulandığı bu aşırı izole süreçte, kullanıcı davranışları ve dijital alışkanlıklar da farklılaşmaya ve yoğunlaşmaya başlamıştır. Küresel alanda birçok farklı ülkede ki farklı yaş ve sosyo-ekonomik gruplarından bireyler, uygulanan karantina kısıtlamalarında “tıkınmalı izleme”, aşırı online alışveriş yapma vb gibi sorunlar yaşadıklarını sosyal medya hesaplarında paylaşır hale gelmiştir. Aşırı dijital araç ve mecraların kullanımı çok çeşitli fiziksel ve ruhsal hastalıklara sebep olurken, bireylerin hayatlarında da gözle görülür olumlu ve olumsuz değişikliklere sebep olmaktadır. Bu çalışmanın amacı, korona salgını döneminde aşırı dijitalleşme bağlamında bireysel ve toplumsal değişikliklere yönelik genel bir görüş ve çözüm önerileri sunmaktır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
2

Özdemir, Özlem, e Tolga Tellan. "GÖÇMENLERİN ÇALIŞMA YAŞAMINA KATILIMLARINI SİNEMA ANLATISINDA SORGULAMAK". In 3. Uluslararası Sinema Sempozyumu. Near East University, 2023. http://dx.doi.org/10.32955/neuilamer2023-11-0305.ch02.

Texto completo da fonte
Resumo:
Sınır aşırı insan hareketliliğinin gerek gönüllülük gerekse zorunluluk temelinde gerçekleşmesi, göçlerin karakteristiğinin ekonomik gereksinimlere bağlı olarak şekillendiğini açıkça ortaya koymaktadır. Küresel ekonominin çokuluslu şirketlere dayalı yapısı, imalat sanayilerini ve düşük maliyetli tedarik süreci işlerini ‘Güney’ olarak tanımlanan Asya, Afrika ve Latin Amerika coğrafyalarına taşırken; Kuzey Amerika ile Batı Avrupa bölgelerindeki ülkelerden oluşan ‘Kuzey’e de bilişim teknolojileri ile yüksek sosyal sermaye gerektiren hizmetler üretimi rolü verilmiştir. Bireylerin Güney’den Kuzey’e doğru göçü günümüzde olağanlaşmış durumdadır ve sınır aşan göçleri ‘iten’ ekonomik nedenler olduğu kadar, sanayileşmiş ülkelerin tüm düşük vasıflı işleri ‘Güney’e ihraç edemeyeceğinin anlaşılması sonrasında göçü ‘çeken’ piyasa koşulları da yine ‘Kuzey’ tarafından şekillendirilmektedir. Göçmenler iş dünyasında yer buldukları ölçüde hedef ülkenin sosyo-kültürel koşullarıyla uyum sağlamakta, geldikleri coğrafyanın yaşama pratiklerine katılmakta ve katılım düzeyine bağlı olarak içinde bulundukları toplumu dönüştürmektedir. Uluslararası göç akışı, sanayileşmiş ‘Kuzey’ dünyasında göçmenlerin ‘görünmeyen’, ‘dışlanan’ ya da ‘suçlanan’ karakterler olarak nitelenmesi sonucunu doğurmaktadır. ‘Kuzey’ dünyasında sorun, tehdit ve engel olarak görülen göçmen, göç ettiği toplumun yaşam pratiklerine dâhil oldukça ayrımcılığa, nefret söylemine, şiddete ve ırkçılığa maruz kalmaktadır. Göçmenlerin çalışma yaşamına katılımı, kayıt dışı istihdam, sosyal güvenlik ve iş sağlığı ve güvenliği gibi pek çok farklı konu, hedef ülkedeki şirketlerce düzenlenmekte ve kârlılık, yüksek verimlilik, kazancın sürekliliği gibi sonuçlar için –aralarında illegal çeteler ve suç organizasyonları gibi farklı gruplarında bulunduğu– tüm piyasa aktörleriyle işbirliğine gidilmektedir. Bu bağlamda, çalışmada, düzensiz göçmenlerin ve mültecilerin çalışma yaşamına hangi koşullarda katıldıklarını algılamamızı kolaylaştıracağı düşünülen örnek film analizi yapılmakta ve film anlatısı üzerinden uluslararası göç sürecinin kapitalist ekonomik ilişkilerin egemen olduğu ülkelerde çalışma ilişkilerini nasıl şekillendirdiğinin çözümlenmesi amaçlanmaktadır. Yönetmenliğini Ken Loach’ın yaptığı, senaryosu Paul Laverty tarafından kaleme alınmış, 2007 tarihli ve farklı uluslararası film yarışmalarında ödül alan 96 dakikalık ‘It’s a Free World’ (İşte Özgür Dünya) başlıklı filmin analiz edildiği çalışmada, düzensiz göçmen ve mültecilerin göç ettikleri ülkede çalışma yaşamına nasıl katıldıkları ekonomi-politik yöntemle incelenmektedir. Deregülasyonun ve taşeronlaşmanın baskın paradigma haline geldiği ve işverenlerin kısa sürede kâr elde etmek için kayıt dışı göçmen istihdamına kolaylıkla yönelebildiği piyasalarda, göçmen işçiler şirketler arası rekabetin unsuru haline gelmişlerdir. Göçmenlerin günlük yaşama etkin katılımlarında istihdamın rolünün tartışılması, önümüzdeki süreçte karşılaşılacak sorunların aşılabilmesi için mutlak bir gerekliliktir.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
3

ÖNDER, Begüm Aylin. "“Sosyal Mesafe” Kavramının Reklam Tasarımlarında Kullanılması: Karşılaştırmalı Bir Analiz". In COMMUNICATION AND TECHNOLOGY CONGRESS. ISTANBUL AYDIN UNIVERSITY, 2021. http://dx.doi.org/10.17932/ctc.2021/ctc21.028.

Texto completo da fonte
Resumo:
Kurumsal sosyal sorumluluk, işletmelerin topluma karşı sorumlukları doğrultusunda gönüllülük esasına dayalı, hayırseverliğin ötesinde yer alan faaliyetlerdendir. İşletmelere marka imajlarını toplum nezdinde gözetebilme, geliştirebilme imkânı sunan bu kavram, özellikle günümüz dünyasında markalar açısından bir seçim değil zorunluluk haline gelmiştir. Toplumsal beklentiyi karşılayabilmek için, çevre, sağlık, eğitim gibi insanî gelişime yönelik yapılan toplumsal fayda temelli tüm çalışmalarda hayata geçirilen durağan ve devingen reklam iletilerinin etkinliği ise hedef kitle iletişiminin sağlanması açısından oldukça önem taşımaktadır. 2019’un ikinci yarısında Çin’in Hubei eyaleti Wohan kentinden başlayarak küresel ölçekte hızlı yayılım gösteren SARS-CoV-2 koronavirüs ailesinden olan “Yeni Tip Korona Virüs” (COVID-19) tedbirleri kapsamında Pandeminin etkisini azaltmak ve engellemek maksadıyla insanlar evlere kapanmış, hayat tüm dünyada adeta durma noktasına gelmiştir. Korona virüse karşı insanlık temel korunma modülü olarak, zorunlu haller dışında toplu alanlarda bulunmamayı, evde kalmayı, hijyeni arttırmak teması ise azaltmak maksadıyla sosyal mesafe kavramını hayatlarına dahil etmiştir. Bu olağan dışı dönemde küresel ölçekte pek çok marka kurumsal sosyal sorumluluk bilinci ile reklam iletilerinde “sosyal mesafe” kavramına yer vermiş ve yaşanan sürecin önemini vurgulayarak toplumu bu konuda bilgilendirme ve eğitme yoluna girmiştir. Söz konusu araştırma kapsamında kurumsal sosyal sorumluluk bilinci ile hareket eden markaların Pandemi döneminde sosyal mesafe kavramı üzerinden hazırladıkları reklam tasarımları ele alınmış olup, iletilerin arkasında yer alan anlam yapılarının nasıl oluşturulduğu ve nasıl iletildiği incelenmiştir. Araştırma, ‘yargısal örneklem’ yöntemiyle (seçmece yöntem) belirlenen 3 (üç) adet reklam tasarımıyla sınırlandırılmıştır. Araştırmanın örneklemi içinde farklı sektörlerde yer alan markaların reklam anlatıları genel çerçevede açıklanmış olup, anlatılardan elde edilen bulgular doğrultusunda iletiler arası karşılaştırmalı analiz yapılarak iletilerin benzer ve farklı yönleri ortaya çıkarılmıştır. Bu bağlamda reklam metinlerinde “karamsarlık ve iyimserlik, umut ve umutsuzluk, mutluluk ve mutsuzluk, ölüm ve yaşam, güçlü ve güçsüz, gençlik ve yaşlılık, birlik/beraberlik ve ayrılık, mücadele ve yenilgi, doğa ve kültür” karşıtlıklarının temel söylem olarak kurgulandığı saptanmıştır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
4

Narcı, Mustafa, e Nebiye Konuk Kandemir. "SAĞLIK İLETİŞİMİNDE DEĞİŞİM VE YENİ YÖNELİMLER". In COMMUNICATION AND TECHNOLOGY CONGRESS. ISTANBUL AYDIN UNIVERSITY, 2021. http://dx.doi.org/10.17932/ctc.2021/ctc21.083.

Texto completo da fonte
Resumo:
Sağlık iletişimi sosyolojik açıdan ele alındığında sağlık çalışanlarının birbirleriyle iletişimi, hasta-sağlık çalışanı iletişimi, hasta-hasta iletişimi ve hasta yakınlarının birbirleriyle iletişimi gibi farklı gruplar açısından ele alınabilir. Sağlık okur-yazarlığının sağlanmasında ve etkili sağlık enformasyonunun geniş kitlelere iletilmesinde birincil araç iletişimdir. Etkili sağlık iletişimi, sağlık sorunları, riskleri, çözümleri konusunda farkındalığı artırır; bireylerin tutumlarını etkiler ve güçlendirir. Sağlığın geliştirilmesi amacıyla, toplumda sağlıklı yaşam alışkanlıklarının oluşturulması, benimsenmesi konusunda tüm kitle iletişim araçları sağlık eğitimi kapsamında kullanılır. İletişim teknolojilerindeki baş döndürücü gelişmeler/değişimler, toplumun sağlık sorunları ile ilgili daha fazla bilgi ve destek edinme yollarını çeşitlendirmiş, zenginleştirmiştir. İnternet alanında monologtan diyaloğa geçiş, tek yönlü enformasyon iletiminden dinamik, çok yönlü etkileşimli ve tartışmaların da yer aldığı sürece evirilmesine neden olmuş ve sadece tüketen değil üreten kullanıcıların da yer aldığı dönemi başlatmıştır. Bu gelişme, sosyal ağları kullananlara katılımcı olma imkanı sağlarken aynı zamanda sağlık enformasyonunun kontrolünü de zorlaştırmıştır. Medyanın olumlu sağlık davranışı geliştirme olanakları ve kapasitesi ile olumsuz davranış oluşturma potansiyelinin birlikte var olması paradoksal bir durum da oluşturmaktadır. Yeni medya araçlarını kullanarak hastalıklar ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi toplamaya çalışan bireyler bazen yanlış bilgiler ile yola çıkarak sağlıklarını tehlikeye atabilmektedir. Bunun yanında online platformlarda forumlar vasıtasıyla yukarıda söz edilen farklı gruplar arasındaki iletişim hasta- hasta iletişimi açısından dikkate değer bir yeni forma bürünmektedir. Bu çalışmanın amacı, online platformlarda sağlık iletişimine yönelik yapılacak çalışmalara literatür çerçevesinde katkı sağlamaktır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
5

Ndimballan, Mustapha, e Banu Yücel. "Doğal Ekosistemin Sürdürülebilirliği Açısından Bal Arısı ve Çevre İlişkilerinin Değerlendirilmesi". In International Students Science Congress. Izmir International Guest Student Association, 2021. http://dx.doi.org/10.52460/issc.2021.053.

Texto completo da fonte
Resumo:
Belirli bir alandaki canlı ve cansız çevrenin karşılıklı ilişkileri sonucu oluşan ve süreklilik gösteren ekolojik sistemlere “ekosistem” denilmektedir. Ekolojik dengenin korunmasında önemli bir alana sahip olan ve doğadaki en gelişmiş sosyal böceklerden olan bal arıları besin gereksinimlerini karşılamak amacıyla çiçekli bitkiler ve meyve ağaçlarından polen ve nektar toplarken bitkilerin döllenmesine, biyoçeşitliliğe ve ürün artışına katkıda bulunmaktadırlar. Bitkilerin tozlaşması rüzgarla (anemofoli), böceklerle (entomofoli) özellikle de bal arıları ile gerçekleşmektedir. Böylece içinde arı bulunan bahçelerde, tarım arazilerinde ve bitkisel alanlarda döllenme oranı ve tohum tutma çok yüksek olmaktadır. Arılar yoğun uçuşlarıyla rüzgara ve diğer böceklere kıyasla bu döllenmeyi başarıyla gerçekleştirmektedir. Bal arılarının tozlaşmaya katkısı, bitkisel ürünlerin kalite ve kantitesi üzerine olumlu etki yaratmakta, pek çok endemik ve tıbbi bitkinin üretilmesine, toprak erozyonunu önleme, seralarda hormon ve açık tarım arazilerinde insektisit kullanımını azaltmakta, dolayısıyla doğal yaşamın sürdürülebilirliğine ve ülkesel ekonomiye önemli katkı sağlamaktadır. Arıların ekolojik dengedeki hassas konumlarını etkileyen birçok faktör vardır. Bunların sebebi genel olarak ne yazık ki insanların yanlış davranışlarının ve teknolojik gelişmelerin sonuçlarıdır. Bal arıları havadaki CO2 seviyesini azaltarak ekolojik dengenin korunmasına yardımcı olmaktadır. Küresel ısınma, iklim değişikliği, çarpık kentleşme, rüzgar enerji santralleri, yaygın mobil ve kablosuz teknolojilerinin kullanımı, elektromanyatik radyasyonun çoğalması çevre koşullarını, bir başka deyişle sürdürülebilir yaşam şartlarını olumsuz etkilediği gibi, yaşamın olmazsa olmaz değeri bal arılarını da büyük ölçüde tehdit etmektedir. Bu konuda ivedi stratejik, ekonomik ve idari tedbirlerin alınması önem taşımaktadır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
6

CANSARAN, Orhun Ege, e Murat SAĞLAM. "PANDEMİ ETKİSİNDE Z KUŞAĞININ HABER OKUMA ALIŞKANLIKLARI". In COMMUNICATION AND TECHNOLOGY CONGRESS. ISTANBUL AYDIN UNIVERSITY, 2021. http://dx.doi.org/10.17932/ctc.2021/ctc21.065.

Texto completo da fonte
Resumo:
Çalışma kapsamında 2019 yılının sonunda başlayan ve tüm dünyada sosyal yaşamı değiştiren pandemic sürecinin Z kuşağı özelinde haber okuma alışkanlıklarına etkisini anlamak amaçlanmıştır. Çalışmada Z kuşağı uluslararası çeşitli örneklere uygun olarak 1997-2012 arasında doğan bireyler olarak kabul edilmiştir. Odak grup çalışması olarak yürütülen araştırmada 7 genç birey yer almıştır. Pandemi şartları sebebiyle çevrimiçi gerçekleştirilen görüşmede, Z kuşağına mensup bireylerin sokağa çıkma kısıtlamalarının etkisinde sosyal medyada harcadıkları zamanın arttığı tespit edilmiştir. Eğitim ve sosyalleşmenin pandemic sebebiyle çevrimiçi ortamlarla sınırlı kalması internete olan eğilimi arttırmıştır. Bununla beraber kuşağın haber kaynaklarına erişimi ve haber okuma alışkanlıklarında ise sosyalleşme, eğitim ve zaman geçirme aktivitelerine nazaran ilgi artışı sınırlı kaldığı görülmüştür. Özellikle geleneksel medya araçlarına erişim ve kullanım oranı oldukça sınırlıdır. Çevrimiçi mecralarda ise haber okuma alışkanlıkları sınırlı olmakla beraber gençlerin politik oluşu incelenmesi gereken bir bulgudur. Çalışmada haber okuma alışkanlıklarının geleceği ve kuşağın muhtemel eylemleri öngörülmeye çalışılmıştır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
7

Bulur, Neslihan. "COVID-19 SÜRECİNDE SOSYAL MEDYA UYGULAMALARI VE KARŞI GÖZETİM STRATEJİLERİ: NİTEL BİR ARAŞTIRMA". In COMMUNICATION AND TECHNOLOGY CONGRESS. ISTANBUL AYDIN UNIVERSITY, 2021. http://dx.doi.org/10.17932/ctc.2021/ctc21.014.

Texto completo da fonte
Resumo:
Dijital çağda gözetim olgusu, gündelik yaşama her zamankinden daha fazla dahil olmuştur. Gözetim olgusu, akıllı telefonlar ve sosyal medyanın varlığıyla birlikte sadece mekânsal bir olgu olmaktan çıkmış ve tüm insan ilişkilerine yayılmıştır. Gözetimin yeni formlarıyla birlikte de gözetim olgusu, kurumlar açısından hem ekonomik hem de uygulanması kolay bir teknik haline gelirken, insanlar için de ‘normal’, ‘kabul edilebilir’, ‘arzulanan’ bir konuma gelmiştir. Fakat, sosyal medya, gözetim olgusunu kurumlar açısından uygulanması kolay bir denetim aracı haline getirirken, aynı zamanda sağladığı yoğun etkileşim imkânı ve bilgi akışı sayesinde örgütlenme, bilinçlenme, farkındalık gibi bireysel ve toplumsal yönlerin gelişmesi için de bir potansiyel sağlamaktadır. Bu da insanlara karşı gözetim olanakları sağlamaktadır. Monahan, karşı gözetim terimini ‘kurumsal iktidar asimetrilerine meydan okumak için gözetim teknolojilerinin kasıtlı, taktiksel kullanımları veya kırılması’ olarak tanımlamıştır. Fakat bunun yanı sıra bu teknolojileri doğrudan reddetme, keşif, kaçınma, değiştirme, çarpıtma, karşı gözetleme, iş birliği, engelleme ve maskeleme nispeten daha basit stratejik hamleleri de içerebilmektedir. Özellikle Covid-19 pandemisiyle birlikte uzaktan eğitime geçilmesi, tüm gerekli veya keyfi işlerimizi internet üzerinden halletmeye mecbur kalmamız veya “Hayat Eve Sığar” uygulaması gibi işlevsel yönü olan fakat konum bilgisi gibi bilgileri zorunlu kılan uygulamaları indirme ihtiyacı hissetmemiz kolaylık/gözetim ikilemini daha net hissetmemize neden olmuştur. Bu araştırmanın amacı da covid-19 pandemisi sürecinde üniversite öğrencilerinin karşı gözetim stratejileri hakkında bilgi edinmektir. Araştırmanın amacı doğrultusunda 14 üniversite öğrencisi ile derinlemesine görüşme yapılacaktır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
8

BABAOĞLU, Resul. "TAHAYYÜLDEN HAKİKATE: BATI NEŞRİYATINDA MUSTAFA KEMAL (ATATÜRK) İMAJI VE KURUCU LİDERİN BİYOGRAFİSİNİN İNŞASI". In 9. Uluslararası Atatürk Kongresi. Ankara: Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, 2021. http://dx.doi.org/10.51824/978-975-17-4794-5.67.

Texto completo da fonte
Resumo:
Türkiye Cumhuriyeti’nin banisi olan Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşamı üzerine yerli ve yabancı yazarlar tarafından kaleme alınan ve sayıları mebzul miktardaki biyografiler, Mustafa Kemal’i bir şahsiyet olarak tarihselleştirmeyi amaçlamaktadır. Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatını konu alan biyografilere bakıldığında, tamamı için söylenemese de önemli bir kısmı okuyucuyu tekrara boğan, bilinen hususların farklı cümlelerle ifade edildiği kalıp metinler görünümündedir. Bu noktada üzerinde durulması gereken bir husus da günümüzde Atatürk’ün yaşamı ile ilgili ayrıntılı ve kesin bilgiler sunan biyografilerin henüz telif edilmediği nispeten erken dönemlerde Batı kamuoyu için önemli bir bilgi edinme aracı olan basında bu konunun ne şekilde ele alındığıdır. Batı kamuoyunda ve resmi çevrelerde Mustafa Kemal (Atatürk) imgesinin oluşmaya başladığı Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında neşredilen yazında Mustafa Kemal ile ilgili verilen biyografik notlardan yola çıkılarak ortalama bir Batılının zihnindeki Atatürk portresine ulaşılmaya çalışılmıştır. Çalışma kapsamında, sosyal bilimlerde nitel araştırma paradigmasının temel aşamalarından biri olan nitel veri analizi yöntemiyle bütünlüklü bir sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır. Kurtuluş Savaşı ve erken Cumhuriyet dönemlerinde Batı ülkelerinde neşredilen monografik eserler ve basın organlarından günlük süreli yayınların taranması ve elde edilen bulguların içerik analizine tabi tutulmasıyla Avrupa kamuoyunda Mustafa Kemal Atatürk imajının ne şekilde oluştuğu tespit edilmeye çalışılmıştır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
Oferecemos descontos em todos os planos premium para autores cujas obras estão incluídas em seleções literárias temáticas. Contate-nos para obter um código promocional único!

Vá para a bibliografia