Literatura científica selecionada sobre o tema "Sanat ve politikada felsefe"

Crie uma referência precisa em APA, MLA, Chicago, Harvard, e outros estilos

Selecione um tipo de fonte:

Consulte a lista de atuais artigos, livros, teses, anais de congressos e outras fontes científicas relevantes para o tema "Sanat ve politikada felsefe".

Ao lado de cada fonte na lista de referências, há um botão "Adicionar à bibliografia". Clique e geraremos automaticamente a citação bibliográfica do trabalho escolhido no estilo de citação de que você precisa: APA, MLA, Harvard, Chicago, Vancouver, etc.

Você também pode baixar o texto completo da publicação científica em formato .pdf e ler o resumo do trabalho online se estiver presente nos metadados.

Artigos de revistas sobre o assunto "Sanat ve politikada felsefe"

1

KIRDEMİR, Neşe. "SANAT VE MİTOLOJİK FELSEFE". Journal of Academic Social Sciences 70, n.º 70 (1 de janeiro de 2018): 108–16. http://dx.doi.org/10.16992/asos.13697.

Texto completo da fonte
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
2

BİLGİN, Seher, e Sema BİLİCİ. "Erken Cumhuriyet Dönemi Modernleşme Süreci ve Bauhaus Ekolünün Etkileri (1923-1950)". Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 12, n.º 2 (2 de julho de 2021): 162. http://dx.doi.org/10.33537/sobild.2021.12.2.16.

Texto completo da fonte
Resumo:
1923-1950 arasındaki süreçte Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kültür ve sanat politikası kapsamında, ulusal ve modern bir sanat oluşturma anlayışına yönelik olarak kapsamlı çalışmalar yapılmıştır. Bu dönemde; yurt dışına sanatçı ve sanat eğitimcilerinin gönderilmesi, yurt dışından alanında uzman eğitimcilerin getirilerek görüşlerinin alınması, sanat ve kültürün yaygınlaştırılıp toplumsallaştırılması için Halk Evleri, Köy Enstitüleri ve Sanat Okulları'nın açılmasının yanı sıra, müze ve sergi faaliyetleri dikkati çeken önemli gelişmelerdir. Devletsanatçı işbirliğiyle gerçekleştirilen İnkılap Sergileri ve yurt gezileri ile sanatın toplumsallaştırılması ve yurt genelinde yaygınlaştırılarak ulusal bir kültür ve sanat bilincinin oluşturulmasına çaba harcanmıştır. Ayrıca; Güzel Sanatlar Akademisi'nde gerçekleştirilen eğitim reformu ve Gazi Eğitim Enstitüsü bünyesinde kurulan Resim Bölümü, sanat ve sanat eğitimine verilen önemi göstermektedir. Deutscher Werkbund aracılığıyla Geç Osmanlı Döneminde başlayan Türk-Alman yakınlaşması ve Alman kültürel nüfuzu, Erken Cumhuriyet Dönemi'nde de etkisini sürdürmüş; Bauhaus felsefesi ve eğitim anlayışı Cumhuriyet dönemi modernleşme sürecinde etkili bir model olmuştur. Betimsel tarama ve içerik analizi yöntemiyle gerçekleştirilen bu araştırmada; 1923-1950 yılları arasında Türk Eğitim Kurumları ve sanat alanındaki modernleşme çalışmaları ana hatlarıyla değerlendirilerek, Alman kültürel nüfuzu ve Bauhaus Okulu'nun Erken Cumhuriyet modernleşme sürecindeki etkileri değerlendirilecektir.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
3

Günana, Meryem. "Baş Mimar Şah Hatâ’î’nin Pergârı (Pergeli)". Edeb Erkan, n.º 5 (20 de maio de 2024): 1–27. http://dx.doi.org/10.59402/ee005202401.

Texto completo da fonte
Resumo:
Bu makale, Şah İsmail’in Şah Hatâ’î mahlası ile yazmış olduğu “Yer yoh iken gök yoh iken men ezelden var idüm / Göherin yek-dânesinden ilerü pergâr idüm” (G-193) mısralarıyla başlayan şiirinden hareketle şiirde geçen “Pergâr” kelimesinin sanat tarihinde ve hem batı hem doğu felsefesinde ne ifade ettiği üzerine bir imge okuma makalesidir. Tanrı, evren ve insan üçgeni içerisinde pergelin bu yaratım içerisinde nerede durduğuna dair Yunan ve Orta Çağ din felsefesi ve sanat tarihi üzerinden bir okuma gerçekleştirilmiştir. Tevrat'ta Tanrı’nın Baş Mimar olarak evreni elinde pergelle yaratmış olduğu şeklindeki ifadeden yola çıkılarak hazır bulduğu maddeden evreni pergelle yaratan bir Tanrı tasavvuru, Platon'un Demiourgos nosyonu Orta Çağ Hristiyan din adamlarının anlayışını etkilemesiyle sanata yön vermiştir. Yeni Platonculuk akımını başlatan Plotinos, Platon’un “iyi” ideasını tanrılaştırmak suretiyle ve felsefeye mistik bir anlayışla südûr teorisini dahil etmesiyle materyalist bir felsefe yerine Tanrı fikrini merkeze alarak felsefi bir inanç sistemi ortaya çıkmıştır. Bir yaratma kavramı olan Sudûr Nazariyesi, İbn Arabî’nin sistemleştirmesiyle Vahdet-i Vücûd felsefesinin şekillenmesinde etkili olmuştur. Devir nazariyesinde ise Tanrı, evren ve insan döngüsü içerisinde insanın evrenin içerisinde varlığa geliş halleri anlatılmaya çalışılmıştır. Bütün bu felsefi sürecin, Orta Çağ minyatür sanatından, Şah Hatâ’î’nin şiirine, Dürer’in ‘Melankolia’sından, William Blake’in ‘Günlerin Atası’ ve Newton’a, sanata ve sanatçılara nasıl sirayet ettiğinin izi sürülmüştür. Anahtar Kelimeler: Şah Hatâ’î, Felsefe, Sanat, Vahdeti Vücud, Pergel.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
4

Yildizdöken, Çiğdem. "Attika Tragedyası ve Felsefe". Kilikya Felsefe Dergisi / Cilicia Journal of Philosophy 8, n.º 1 (2021): 117–34. http://dx.doi.org/10.5840/kilikya2021818.

Texto completo da fonte
Resumo:
Attika topraklarında boy gösteren tragedyalar beslendiği Atina demokratia’sından daha uzun yaşayıp Akropolis’in politik, etik ve ontolojik-egzistansiyal bağlamda sözcüsü olarak klasik Yunan sanatının temelini oluşturmuştur. Bu klasik sanat, insanın hem kendi ne’liğini bulmasında hem de polis’in kendini tanıması ve müdafaasında gerekli unsurları her bir yurttaşa (polites) temin ederek “düşünme”nin yeniden düşünülmesine olanak vermiştir. Kökeni dramalarda temellenen bu “düşünme” physis ve yazılı hukuku, ahlaki değerleri, kültürü de içine alan nomos arasındaki çatışmayı gözler önüne sererken bu çatışmanın üstesinden nasıl gelineceğine dair ulaşılabilecek uzlaşının ne olduğu hususunda da araştırmaya koyulmuştur. Açığa çıkan araştırmada dağ yamacında konumlanan tiyatro sahnesinde (skene) beliren tragedyanın yanında yer alan philosophia olay hallerinin ötesinde tragedyadaki “hakikat” arayışına odaklanmıştır. Bu noktada tragedyada görünür olan hakikat, “acının bilgeliği”nin çağrısına kulak kesilerek yeni dünyanın eski dünya karşısındaki çatışmasında tüm karşıt fenomenleri ile yeniden düşünmeye bizi davet etmektedir. Düşünülen, eski dünyanın physis’inin ananke’si (η αναγκη) karşısında yeni dünyanın anankesidir. Trajik olan tam da bu karşılaşmada kendini ele vermektedir. Görmek-körlük arasında başlayan bu trajik oluş bizi, üstesinden gelmek isteyeceğimiz bir o kadar da vazgeçemeyeceğimiz ve tüm bunlara rağmen daha “yüce”sini isteme doğrultusunda paradoksallığın iyimser kaldığı bir alana sürükleyecektir. Bu bir sürükleyiştir; çünkü çekilen ızdıraplar artık duygu durumu olmaktan çıkarak acısını logos’un huzursuzluğunda açığa çıkarmaktadır. Bu bağlamda düşünmenin huzursuzluğunda gün ışığına çıkan tragedyaya ilişkin ele aldığımız çalışmamız bizi, dramalarla başlayan tragedyanın kaynağının ne olduğuna yönelik soruşturmaya ve tragedyadan felsefi alana geçişe imkân veren öğelerin ne olduğu konusunda araştırmaya götürmektedir. Bu nedenle çalışmamız, trajik düşünmenin görülenmesi uğruna tragedyanın kaynağına inerek felsefede neler olup bittiği üç büyük tragedya ozanını (Aiskhylos, Sophokles, Euripides) göz önünde bulundurmak suretiyle düşüncenin felsefi öğelerini araştırmayı amaçlamaktadır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
5

Çivgin, Ayşe Gül, e Ümit Öztürk. "Sanatçının Yaratımından Açılan Farklı Sahneler: Aristoteles’ten Platon’a “Tragedya” Ekseninde Bir Geri Dönüş". Kilikya Felsefe Dergisi / Cilicia Journal of Philosophy 9, n.º 1 (2022): 17–32. http://dx.doi.org/10.5840/kilikya2022912.

Texto completo da fonte
Resumo:
Bu çalışma, Aristoteles ve Platon özelinde, “poiēsis” fiilinin iki farklı tarzda kavramsallaştırmasından doğan yapıca uzlaşmaz iki “tragedya” anlayışını irdeleme amacı taşımaktadır. Bunun için, Peri Poiētikēs Tekhnēs ile Politeia metinleri yol gösterici olarak seçilmiştir. Tartışmamızı “mimēsis” bağlamına yerleştirerek, bir yandan “poiēsis” etkinliğine diğer yandan ise “poiēsis” etkinliğinin gerçekleştiricisi olan “poiētēs”e yönelip, bu kavramların bahsedilen iki filozofun “sanat” ve “felsefe” kavrayışlarındaki yerini açmayı deniyoruz. Bu denemeyi ise tragedya bağlamında karşımıza çıkan fâil, fiil, münfâil hâl ve seyirci mefhumları üzerinden derinleştirmeye çalışıyoruz. Böylece, sunduğumuz eleştirel değerlendirmelerden hareketle, aslında Aristoteles’in değil, fakat Platon’un “sanat”ın bir “tekhnē (ustalık)” ve “poiētikē (yaratıcılık)” olarak asıl anlamını yakalamış olabileceğine dair bir ipucu bırakıyoruz.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
6

ÖZDEN, Hilmi. "The Great Turkish Scholar Ibn Sina". OSMANGAZİ JOURNAL OF MEDICINE 45, özel (28 de novembro de 2023): 4–22. http://dx.doi.org/10.20515/otd.1389039.

Texto completo da fonte
Resumo:
İbn-i Sînâ 980-1037 yılları arasında Türkistan ve İran coğrafyasının çeşitli bölgelerde yaşamış bir Türk bilginidir. Tıp başta olmak üzere bilimin her sahasında çalışmıştır. Büyük bir filozof olarak da düşünceleri dünyada kabul görmüştür. El-Kânân Fit’t Tıbb isimli kitabı asırlarca Avrupa'da okutulmuş önemli bir kaynak olarak kabul edilmiştir. Fizikten metafiziğe, matematikten astronomiye birçok eser yazmıştır. Müzik, şiir gibi birçok sanat dalında çalışmaları bulunmaktadır. Onun olaylara, sistematik ve eleştirel yaklaşımları; bilim, felsefe ve sanat dallarındaki çok yönlülüğünden kaynaklanmaktadır. Çocuk yaşta Kur'an-ı Kerim'i ve İslam dininin kaynaklarını öğrenmiştir. Dini bilimleri çağdaşlarından farklı ve isabetli yorumlaması nedeniyle ithamlara maruz kalmıştır. Devrinde kendisinden sonra gelen bazı düşünürler tarafından suçlanmıştır. Günümüzde onun fikirleri çerçevesinde nörobilimden teolojiye kadar birçok sahada yeni alanlar açılabileceği anlaşılmaktadır. Bu araştırmada kaynaklar ışığında onun çok yönlülüğü anlatılmaya çalışılmıştır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
7

YILDIRIM, Onur. "The Hayy Story of Ibn Tufayl as the Revelation of an Anomaly". İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi 12, n.º 2 (26 de junho de 2023): 1020–34. http://dx.doi.org/10.15869/itobiad.1248361.

Texto completo da fonte
Resumo:
Ortaçağ İslam siyasal düşüncesi hem din hem de felsefeyi kendisine konu olarak belirlemek durumunda kalmıştır. Din ve felsefenin, siyasal düşüncenin konusu olarak belirlenmesi, bu iki unsur ya da etkinlik arasında ne tür bir ilişkinin oluşturulması gerektiğine dair çabaların ortaya konulmasına neden olmuştur. Ortaçağ İslam siyasal düşüncesine katkıda bulunan filozofların çoğunluğu din ve felsefenin amaç bakımından müşterek oldukları için uzlaştıklarını, daha doğru bir ifadeyle uzlaş (tırıl)maları gerektiğini varsayarlar. Ne var ki, uzlaştırılmaya çalışılan tüm unsurların esasında birbirlerine karşıt olmaları ve hatta özsel olarak çatışmaları söz konusudur. Bu bakımdan din ve felsefeyi uzlaştırmaya çalışan İslam filozofu, aslında din ve felsefenin zımnen çatıştığına dair “ima türünden” bir anlayıştan hareket eder. Fârâbî’nin temel tezlerine dayanan Meşşâî gelenek takip edilecek olursa, İslam filozofu için bu uzlaşının gerçekleşeceği mekân erdemli toplum ve bu toplumun idaresi için gerekli olan sanat ise erdemli siyaset sanatıdır. Siyaset, varlıkların hakikatine ilişkin bilinmesi ve inanılması gereken ilkelerin (teorik felsefe) neler olduğunu bilen ve bu ilkelerin uygulama alanını ve bunların nasıl uygulanacağının (pratik felsefe) bilgisine sahip olan filozofun, medeni toplumu yönetmesini sağlayan sanattır. Ancak din ve felsefe uzlaş(tırıla)madığında, temel amacı hakikat olan filozof ne yapmalı, hem kendi hem de medeni toplumun mutluğu için ne tür bir yol tercih etmelidir? Bu sorudan hareket eden bu çalışma, alegorik bir tarzda kaleme alınan İbn Tufeyl’in Hayy bin Yakzan başlıklı öyküsünün din ve felsefe arasında çatışmayı konu edindiğini ileri sürmektedir. Bu çalışmanın amacı, din ve felsefenin çatıştığına dair yukarıdaki iddiadan hareketle filozofun kadim siyasal misyonu olarak tayin edilen medeni toplumun yöneticisi olma misyonundan feragat edişini ortaya koymaktır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
8

NEMUTLU, Özlem. "Peyami Safa’nın Tenkit Anlayışı". Erdem, n.º 62 (1 de abril de 2012): 157–70. http://dx.doi.org/10.32704/erdem.2012.62.157.

Texto completo da fonte
Resumo:
Peyami Safa, Milliyet, Kültür Haftası, Ulus, Tasvir-i Efkâr, Cumhuriyet, Kültür Haftası, Türk Düşüncesi gibi gazete ve dergilerde sanat ve edebiyatın birçok meselesine dair yazılar kaleme almıştır. Bu konular genellikle edebiyat- kültür, edebiyat-felsefe ilişkisi, edebiyatın gayesi, sanatta millîlik, memleket edebiyatı, şaheser tanımı, edebiyat akımları, romanın mahiyeti, şiirin mahiyeti, şiirde mana vb. şeklindedir. Söz konusu yazılardan yola çıkılarak ve mümkün olduğunca kitap olarak yayımlanmamış yazılarına da ulaşılarak Peyami Safa'nın tenkit anlayışı, Türk edebiyatındaki tenkit geleneği içerisinde eleştiri tipleri ile bağlantılar kurularak değerlendirilmeye çalışılmıştır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
9

ÇİÇEK MIZRAK, Zeynep Merve. "AİDİYET VE AİDİYETSİZLİK KAVRAMLARININ MEKÂNA ÖZGÜ SANATTA İNCELENMESİ". Volume 4, Issue 2 4, n.º 2 (20 de maio de 2021): 119–28. http://dx.doi.org/10.31566/arts.4.2.06.

Texto completo da fonte
Resumo:
Bireyin yaşadığı mekânla ve içinde bulunduğu toplumla ilişki kurması anlamına gelen ait olma duygusu, temel bir ihtiyaçtır. Ait olma ihtiyacını gideremeyen birey, aidiyetsizlik duygusunu; dışlanma, yabancılaşma gibi etkilerle deneyimleyerek toplumdan soyutlanmaktadır. Ait olamama duygusu, aidiyet konusunun problem olarak algılanmasının temelini oluşturur. Bu sebeple bu iki kavram birbirleri ile ilişkili olarak ele alınmıştır. Aidiyet kavramı; sosyoloji, psikoloji ve felsefe gibi disiplinlerin temel meseleleri arasındadır, sanat alanına da çeşitli dönemlerde konu olmuştur. Ait olma veya ait olamama durumlarının mekânlar ile ilişkili olmaları sebebiyle sanat alanına dair yapılan araştırmalar, mekân olgusunu ön planda tutan eserler ile sınırlandırılarak, seçilen eserler mekâna özgü sanat kapsamında incelenmişlerdir. Mekâna özgü sanat kapsamında incelenen eserler, yer için ve yer hakkında olma özelliğini taşırlar. Bu özellik, eserlerin galeri mekânları dışında; ev, sokak gibi gündelik yaşam alanı olarak nitelendirilen mekânlarda üretilmelerine sebep olmuştur. Eserlerin yaşam alanlarında üretilmeleri veya kamusal alan olarak nitelendirilen bölgelere yerleştirilmeleri, eserlerin kendilerine ait yer edindiklerini göstermektedir. Bu durum bireyin yer edinme çabası ile özdeşleşmektedir. Belirlenen eserleri üreten sanatçılar farklı ülkelerden, farklı uyruklara sahip sanatçılardır. Farklı ülkelerden çeşitli sanatçıların konuyu ele alması, meselenin her bireyi ilgilendiren, temel bir ihtiyaç olduğunu gösterir niteliktedir. Seçilen tüm eserler ev kavramı ile ilgilidir. Bazı sanatçılar kendi yaşadığı ev üzerinden aidiyet ilişkisini sorgularken, bazı sanatçılar konuyu göçmenlik meselesi doğrultusunda işleyerek ortaya koymuşlardır. Aidiyet meselesi genellikle göçmenlik meselesi olarak görülmektedir. Çalışmada söz konusu kavram, bireyin varoluşsal bir ihtiyacı olarak açıklanarak, konu hakkında üretilen eserlerin iç mekân ve dış mekân formlarında nasıl şekillendiği tartışılmıştır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
10

KARDAŞ, Abdulaziz. "Van With Public Works, Economic And Social Developments (1923-1960)". JOURNAL OF HISTORY AND FUTURE 8, n.º 3 (30 de setembro de 2022): 910–34. http://dx.doi.org/10.21551/jhf.1178085.

Texto completo da fonte
Resumo:
Van, sahip olduğu coğrafi özellikler ve askeri-stratejik konumu nedeniyle tarih boyunca birçok medeniyetin dikkatini çekmiştir. Osmanlı Devleti’nin son döneminde de önemini koruyan Van, I. Dünya Savaşı yıllarında çıkan Ermeni İsyanları ve ardında gerçekleşen Rus işgali şehrin tahrip olmasına yol açmıştır. Savaş sonrasında muhaceretten dönenler ve evleri tahrîp olanlar eski şehirde barınacak bir yer bulamadıkları için gölden 7-8 km uzaklıkta daha az tahrip edilmiş olan bağ ve bahçelik alanlara yerleşmek suretiyle yeni Van şehrini meydana getirmişlerdi. Van, Cumhuriyetin ilanı ile birlikte yeni devletin vilâyetleri arasında yer almıştı. Bu dönemde yeni devletin kuruluş felsefesi çerçevesinde vilayetlerin bayındırlık, iktisadi, sosyal, kültürel gibi alanlardaki sorunları giderilmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda I. Dünya Savaşı yıllarında yakılıp yıkılan Van’ın yeniden kalkındırılması için çalışmalara başlanmıştır. Vilâyetin en temel sorunları arasında yer alan ulaşım ve taşımacılık alanında yeni adımlar atılmıştır. Karayolu ve köprü alanında çalışmalar yapılmış, bunun yanında ulaşım ve taşımacılıkta önemli rol oynayan Van Gölü İşletme İdaresi’nin çalışmaları planlı hale getirilmeye çalışılmıştır. Bunların yanında demiryolunun Van’a ulaştırılması ve hava ulaşımı için havaalanın açılması ve seferlerin planlanmasına gayret edilmiştir. Ulaşım ve taşımacılığın yanında şehrin tarım alanında gelişmesini sağlamak amacıyla sulama kanalları yapılmıştır. Şehrin içme suyu sorunu çözmek amacıyla yeni çalışmalar yapılmıştır. Bu dönemde ayrıca şehrin aydınlatılması ve sanayinin gelişmesinde önemli rol oynayacak elektrik santrallerinin yapılmasına başlanmıştır. Söz konusu çalışmaların yanında Van’da kalkınmayı sağlayacak nüfusun artırılması için göç-iskân politikası uygulanmıştır. Van’a gelen göçmenler İskele Köyü ve Edremit civarında iskân edilmiştir. Hükümet, Van mimarisine de örnek olabilecek devlet daireleri ve göçmen evleri inşa etmiştir. Ancak dönem içerisinde meydana gelen depremlerin yol açtığı yıkım, devletin bayındırlık alanındaki faaliyetlerini yok etmiştir. Van’ın eğitim ve kültür alanlarında gelişmesini sağlamak amacıyla ilköğretimde yeni okullar açıldı. Orta ve yükseköğretimde de sanat okulları, Ernis Köy Enstitüsü ve Doğu Üniversitesi gibi kurumların açılması ve faaliyetlerinin yoğunlaştırılmasına çalışılmıştır. Van’da sağlık sorunlarının çözülmesi amacıyla yeni kurumlar açılmış ve bu dönemde yaşanan salgın hastalıklarla mücadele edilmiştir.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.

Livros sobre o assunto "Sanat ve politikada felsefe"

1

EDGÜ, FERIT. Tüm Ders Notlari; Sanat, Edebiyat, Felsefe, Politika ve Erotizm Üzerine. Alfa Yayinlari, 2019.

Encontre o texto completo da fonte
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
2

Sanat ve felsefe. Cağaloğlu, İstanbul: Kapı, 2012.

Encontre o texto completo da fonte
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
3

Scott, Alex. Kultur, Sanat, Bilim ve Felsefe Uzerine. Yordam Kitap, 2011.

Encontre o texto completo da fonte
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
4

Kırılmalar, sınırlar, yolculuklar: Sanat ve felsefe buluşması. Galatasaray, İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları, 2010.

Encontre o texto completo da fonte
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
5

Demir, Abdullah, ed. 2. Türkiye Sosyal Bilimler Sempozyumu Bildiri Özetleri. Oku Okut Yayınları, 2022. http://dx.doi.org/10.55709/okuokutyayinlari.28.

Texto completo da fonte
Resumo:
2.Türkiye Sosyal Bilimler Sempozyumu, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi ile Oku Okut Derneği iş birliğinde 27-31 Ağustos 2022 tarihlerinde çevrim içi olarak gerçekleştirilmiştir. Türkiye Sosyal Bilimler Sempozyumu, Sosyal Bilimler alanında profesyoneller ile lisansüstü öğrencileri bir araya getirerek tecrübe aktarımına imkân sağlamak, disiplinler arası iletişimi ve çalışmaları güçlendirmek ve akademik üretime katkı sağlamak amacıyla düzenlenmiştir. Sempozyuma 264 bildiri başvurusu ulaşmıştır. Bilim Kurulu ön incelemesi sonrası bildiriler, ilgili olduğu bilim alanında uzman 2 hakemin incelemesine sunulmuştur. İnceleme sonucunda başvurulardan 92’si kabul edilmiş 172’si ise kapsam dışı olması veya içeriğin sempozyum bildiri yazım ilkelerine uygun hazırlanmamış olması nedeniyle reddedilmiştir. Bildirilerin incelenmesinde Türkiye ve Azerbaycan’ın farklı üniversitelerinde görevli 383 öğretim üyesi görev almıştır. Sempozyumda 8 profesör, 7 doçent, 20 doktor öğretim üyesi, 11 bilim doktoru, 8 uzman, 17 doktora öğrencisi ve 21 yüksek lisans öğrencisi bildiri sunmuştur. Bildiri sunan araştırmacılardan 86’sı Türkiye’de, 2’si Azerbaycan’da, 1’i Güney Afrika’da, 1’i Senegal’de ve 1’i de Ürdün’de görev yapmaktadır. Sempozyuma 50 farklı üniversite ve kurumdan katılım sağlanmıştır. Sempozyumda; Afrika Çalışmaları alanında 4, Akademik Araştırma ve Yazım konusunda 3, Arap Dili ve Edebiyatı alanında 5, Bilgi ve Belge Yönetimi alanında 6, Din Eğitimi alanında 3, Dinler Tarihi alanında 3, Felsefe alanında 5, İslam Hukuku alanında 8, İslam Tarihi alanında 5, Kelam ve İslam Mezhepleri Tarihi alanında 10, Sanat Tarihi ve Müzik alanında 3, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler alanında 6, Sosyoloji alanında 7, Tasavvuf alanında 5, Tefsir alanında 9, Türk Dili ve Edebiyatı alanında 7 ve Türk Tarihi alanında 3 bildiri sunulmuştur.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.

Capítulos de livros sobre o assunto "Sanat ve politikada felsefe"

1

Akyıldız, Yavuz. "Yol Kenarı: Kafkaesk Bir Sinema". In İletişim Bilimlerinde Son Yaklaşımlar. Özgür Yayınları, 2023. http://dx.doi.org/10.58830/ozgur.pub135.c714.

Texto completo da fonte
Resumo:
Tayfun Pirselimoğlu, Türk Sinemasının önemli auteurlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Sinemamızı uluslararası alanda başarı ile temsil eden yönetmen, prestijli uluslararası ve ulusal festivallerde en iyi film, en iyi yönetmen, en iyi görüntü yönetmeni dahil olmak üzere birçok ödülün sahibi olmuştur. Sinema filmleri ile beraber, öykü kitapları, romanlar ve resim eserleri de üreten yönetmenimiz bütünlüklü bir sanat insanı olarak icra ettiği sanatlar ile felsefe ve edebiyat arasında güçlü bir yapı kurmaktadır. Özellikle Rıza (2006) filmiyle başlayan bu sanatsal yapılanma Pus (2009), Saç (2010), Ben O Değilim (2013), Yol kenarı (2017) ve Kerr (2022) filmleriyle, sinema sanatı açısından oldukça yetkin ve güçlü bir ustalık aşamasına ulaşmıştır. Pirselimoğlu’nun sineması estetik ve düşünsel açıdan dönemsel değişimler geçirmekle birlikte önemli ortak kodlara sahiptir. İzolasyon, baskı, insan doğasının karanlık tarafları, ideolojik unsurlar, bürokrasi, cinayet, saplantı, varoluş kaygısı, insanın absürt durumu, yabancılaşma, suç, insanın ölümlü bir canlı olması gibi temaları neredeyse bütün filmlerinde imajlar aracılığıyla göstermektedir. Pirselimoğlu sinemasındaki bu temalar, varoluşçuluk felsefesinden beslenen temalardır. Özellikle varoluşçuluk felsefesinin önemli bir bileşeni olan Kafkaesk estetik yönetmenin sinemasında atmosferi dolayısıyla da sinematografiyi belirleyen temel estetik öğe olarak öne çıkmaktadır. Bu çalışmada varoluşçu felsefe ve Kafkaesk estetik tartışıldıktan sonra bu yapıların Tayfun Pirselimoğlu sinemasındaki etkisi Yol Kenarı filmi üzerinden incelenecektir. Yol Kenarı filminde ortaya çıkan felsefi alt yapı, diyalog, olay örgüsü, sinematografi ile varoluşçuluk felsefesi ve Kafkaesk estetik arasındaki bağlar kurularak analiz edilecektir. Çalışmada yönetmenin son filmi olan Kerr filmine de Kafkaesk estetik bağlamında çok kısa olarak değinilecektir.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
2

Külahlı, Nuriye. "Hellen Dünyasının Radikal Kadın Grubu: Sparta Modeli". In Sosyal Bilimlerde Kadın Araştırmaları I. Özgür Yayınları, 2023. http://dx.doi.org/10.58830/ozgur.pub146.c1196.

Texto completo da fonte
Resumo:
Hellen kadını, erkek egemen toplumunun belirlenmiş kalıpları içinde sıkışıp kalmıştır. Evinde olması, çocuk doğurup büyütmesi ve kocasına hizmet etmesi beklenen kadın, ancak dini festivallerde halka karışabilmiştir. Bu tipik kadın modelini temsil eden Atina kadınıdır. Ancak, bu kadın algısına uymayan bir kent devleti olan Sparta’da alışılmış kalıpların ötesine geçmeyi başaran kadınlar bulunmaktadır. Sparta yasaları gereği, konumu ve hakları Atina kadınından farklı olan bu kadın modeli, yaşam tarzı ve topluma bıraktığı izler ile dikkatleri çekmektedir. Güçlü çocuk doğurmak adına eğitim alması zorunlu tutulan bu kadın grubu, gerek fiziki gerekse beşeri ilimler eğitimleri ile Hellen dünyası için radikal olmuşlardır. Erkeklerin aldığı agoge eğitimine benzer bir fiziksel eğitim alarak güçlü yetiştirilen kızlar, güçlü bir kadın ve anne olmak için eğitilmişlerdir. Ayrıca, bu kadın grubu, tipik Hellen kadını için önemli olan çocuk eğitiminde de adlarından söz ettirmeyi başarmışlardır. Almış oldukları edebiyat, sanat ve felsefe eğitimleri ile de Hellen kültür gelişimine büyük katkı sağlamışlardır. Bütün bu özellikleri dönem buluntulara ve edebi eserlere yansımış ve aldıkları bu eğitim onları Hellen dünyasında öne çıkarmıştır. “Hellen Dünyasının Radikal Kadın Grubu: Sparta Modeli” adlı bu çalışma, Hellen kadınları arasından sıyrılıp birçok konuda öncülük yapmış ve klasik kadın imajını yıkan Sparta kadın modelini tanımayı amaçlamaktadır. Bu doğrultuda, antik kaynaklar modern eserler ile desteklenmiş ve elde edilen bilgiler arkeolojik buluntular ile örneklendirilmeye çalışılmıştır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
Oferecemos descontos em todos os planos premium para autores cujas obras estão incluídas em seleções literárias temáticas. Contate-nos para obter um código promocional único!

Vá para a bibliografia