Siga este link para ver outros tipos de publicações sobre o tema: Mektup yazma.

Artigos de revistas sobre o tema "Mektup yazma"

Crie uma referência precisa em APA, MLA, Chicago, Harvard, e outros estilos

Selecione um tipo de fonte:

Veja os 26 melhores artigos de revistas para estudos sobre o assunto "Mektup yazma".

Ao lado de cada fonte na lista de referências, há um botão "Adicionar à bibliografia". Clique e geraremos automaticamente a citação bibliográfica do trabalho escolhido no estilo de citação de que você precisa: APA, MLA, Harvard, Chicago, Vancouver, etc.

Você também pode baixar o texto completo da publicação científica em formato .pdf e ler o resumo do trabalho online se estiver presente nos metadados.

Veja os artigos de revistas das mais diversas áreas científicas e compile uma bibliografia correta.

1

YILDIZ, Ali. "Öğrenme Amaçlı Yazma Aktivitesi Olarak Mektup Ve Etkili Kullanımı". Journal of Turkish Studies 9, Volume 9 Issue 5 (1 de janeiro de 2014): 2097. http://dx.doi.org/10.7827/turkishstudies.6979.

Texto completo da fonte
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
2

Polat YAZICIOĞLU, Ahmet. "FEN BİLİMLERİ DERSİNDE MEKTUP YAZMA ETKİNLİĞİNİN AKADEMİK BAŞARIYA ETKİSİNİN İNCELENMESİ". JOURNAL OF ACADEMIC SOCIAL RESOURCES 5, n.º 18 (1 de janeiro de 2020): 568–85. http://dx.doi.org/10.31569/asrjournal.111.

Texto completo da fonte
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
3

UZOĞLU, Fatih AKTÜRK Mustafa. "ORTAOKUL 8. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN ISI VE SICAKLIKLA İLİNTİLİ KAVRAM YANILGILARINI MEKTUP YAZMA AKTİVİTESİYLE BELİRLEME". Journal of Academic Social Sciences 97, n.º 97 (2019): 395–408. http://dx.doi.org/10.29228/asos.36706.

Texto completo da fonte
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
4

DAŞDEMİR, İkramettin. "MEKTUP YAZMA AKTİVİTESİNİN FİZİK DERSİ HAREKET KONUSUNDA ÖĞRENCİLERİN AKADEMİK BAŞARILARINA, ELEŞTİREL DÜŞÜNME BECERİLERİNE VE FİZİK TUTUMLARINA ETKİSİ". Journal of International Scientific Researches 2, Bahar 2017 (1 de janeiro de 2017): 262–69. http://dx.doi.org/10.21733/ibad.2117.

Texto completo da fonte
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
5

Koyuncu, Zeynep. "Edebî Türlerden Cenk-Nâme/Gazavat-Nâme Karşılaştırması ve Muhammed Hanefî-Tabut Cengi’nin Yeni Bir Nüshası". ALEVİLİK–BEKTAŞİLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, n.º 21 (25 de junho de 2020): 133–92. http://dx.doi.org/10.24082/2020.abked.260.

Texto completo da fonte
Resumo:
“Savaşma, vuruşma” anlamına gelen cenk kelimesine, ferman mektup anlamındaki “nâme”nin eklenmesi ile oluşan cenk-nâme edebiyatta “İslamiyetin yayılma dönemi içerisinde yapılan savaşların ve bu savaşlar içerisinde de Hz. Ali’nin lider ve örnek insan olarak öne çıkarıldığı mensur ve manzum eserlere verilen ad”dır. Türk halkı tarafından çok sevilip ezberlenen ve zamanla anonim bir hâl alan bir tür olan cenk-nâmelerde yalnızca Hz. Ali değil Hz. Ali’nin oğulları Hasan, Hüseyin ve Muhammed Hanefî’nin kahramanlıkları da anlatılır. Muhammed Hanefî’nin başkahraman olduğu, Dâsitân-ı Muhammed Hanefî, Kitâb-ı Muhammed Hanefî, Menâkıb-ı Muhammed Hanefî, Hikâye-i Muhammed Hanefî gibi isimlerle yazılan cenk-nâmeler çok sevilip ezberlenmiş, saz eşliğinde okunmuş ve zamanla yazarı belli olmayan, anonim eserlere dönüşmüştür.Tanıtılan eser, 06 Mil Yz A 3158-2 numaralı yazma nüshanın 151-170. varakları arasında bulunan, aruzun fâilâtün fâilâtün fâilün vezni ile kaleme alınmış 491 beyitlik bir mesnevidir. Harekesiz nesih hatla yazılmış eserin yazarının İsa olduğu bilgisi kütüphane kaydında verilmişse de bu bilgi teyit edilemedi, yazar hakkında biyografik bilgi bulunamadı. Tespit edilen eser, zaman zaman atlanan beyitleri ve aruz kusurlarına rağmen cenk-nâme geleneğinin yeni bir örneği olması yönüyle kıymetlidir. Muhammed Hanefî-Tabut cenginin bilinen ilk örneği Tursun Fakih’e aittir ve aynı konuda yazılan cenk-nâmeler yazarları farklı olsa da Tursun Fakih’in eserinden büyük ölçüde etkilenmişlerdir. Makalede Türk destan geleneğinin devamı niteliğinde olan cenk-nâme ve gazavat-nâme türleri ve tarihi gelişimleri hakkında bilgi verildikten sonra, iki türün iç içe geçme sebepleri ve birbirinden farklı tarafları açıklanmaya çalışıldı. Muhammed Hanefî konusunda yapılan akademik çalışmalar sıralandı. Farklı alanlardan okuyucular için Muhammed Hanefî-Tabut Cengi’nin transkripsiyonlu metninin yanında günümüz Türkçesine çevrildiği nesir hâli de verildi.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
6

Kemal ŞAHBAZ, Namık. "Tedrisat, Terbiye, Yeni Mekteb Dergilerindeki İlkokuma ve Yazma Öğretimi İle İlg". Journal of Turkish Studies 11, Volume 11 Issue 3 (1 de janeiro de 2016): 2057. http://dx.doi.org/10.7827/turkishstudies.9270.

Texto completo da fonte
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
7

AYBEY, Salih. "Muallim Naci’ de Ahlak Eğitimi: Mekteb-i Edeb Adlı Eser Üzerine Bir İnceleme". Eskiyeni, n.º 51 (31 de dezembro de 2023): 1147–74. http://dx.doi.org/10.37697/eskiyeni.1299319.

Texto completo da fonte
Resumo:
Muallim Nâci, Tanzimat döneminin önemli şahsiyetlerinden biridir. O, tercüme, tenkit ve lügat çalışmalarının yanı sıra dinî ve ahlaki alanlarda da çalışmalar yapmıştır. Nâci, Osmanlı Devleti’nde idari ve toplumsal çözülmelerin başladığı, buna bağlı birtakım sıkıntıların ve ahlaki çöküntülerin olduğu bir dönemde yaşamıştır. Devletin çöküşünü ahlaki bozulmalara bağlayan ve ahlak kitapları yazma girişiminde bulunan bazı ilim adamları gibi Nâci’de ahlak eğitimine dair Mekteb-i Edeb adlı eseri hazırlamıştır. Ahlak eğitimi bağlamında yazılan Mekteb-i Edeb’te bireyin sahip olması gereken ahlaki değerlerin yanında sakınması gereken davranışlar da yer almaktadır. Eserde yer alan konular ayetler, hadisler, sahabe hayatından kesitler, şiirler, hikâyeler, ibretli sözler ve örneklerle desteklenmiştir. Muallim Nâci tarafından gözden geçirilerek, tashih edilerek, düzeltmeler yapılarak oluşturulan ve kendi döneminde oldukça fazla rağbet gören bu eserde Nâci’nin ahlak eğitimi ile ilişkilendirilebilecek görüşleri belli bir sistematik çerçevede sunduğu görülmektedir. Eserde ortaya konulan bu sistematik yapı, eserin yazıldığı dönemden günümüze kadar geçerliliğini sürdüren birçok öğretim ilke ve yöntemlerini de barındırmaktadır. Bu çalışma ile uzun yıllar ahlak kitabı olarak okullarda da okutulan Mekteb-i Edeb’in ahlak eğitimi bağlamında değerlendirilmesi ve günümüz ahlak eğitimine yönelik ne gibi katkılar sağlayabileceğini ortaya koymak amaçlanmıştır. Eserde birçok ahlaki değerlerin anlatım, soru-cevap, tahkiye gibi öğretim yöntemleriyle ve günümüzde kullanılan bazı öğretim ilke ve yöntemleriyle ele alındığı görülmüştür. Nitel araştırma yöntemi içerisinde yer alan içerik analizi tekniğiyle incelenmiş olan eser, tarihi tecrübeyi ustalıkla, yalın bir şekilde ortaya koymaktadır. İki kısımdan oluşan eserin incelenmesi neticesinde hangi ahlaki ilkeler nasıl bir yöntemle ele alındığına yönelik sonuçlara ulaşılmıştır. Eserin dün olduğu gibi, bugüne ve yarına da ışık tuttuğu, ahlak eğitimi açısından önemli bir eser olduğu görülmüştür.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
8

KARADAĞ, Safa Şükrü, e Ferhat ÖZTÜRK. "ÖĞRENME AMAÇLI YAZMA AKTİVİTELERİNİN 7. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN ORAN, ORANTI VE YÜZDELER KONUSUNDAKİ AKADEMİK BAŞARILARINA ETKİSİ". Uluslararası Eğitim Bilim ve Teknoloji Dergisi, 25 de agosto de 2022. http://dx.doi.org/10.47714/uebt.1160554.

Texto completo da fonte
Resumo:
Bu araştırmanın amacı, öğrenme amaçlı yazma aktivitelerinin 7. sınıf öğrencilerinin oran, orantı ve yüzdeler konusundaki akademik başarılarına etkisinin incelenmesidir. Araştırmada nicel araştırma modellerinden yarı deneysel desen kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini 2021-2022 eğitim öğretim yılı ikinci dönem içerisinde İstanbul ili Çatalca ilçesindeki bir devlet okulunun 7. sınıf kademesinde öğrenim gören 40 öğrenci oluşturmaktadır. Sekiz hafta süren uygulamada oran, orantı ve yüzdeler konusu ile ilgili olarak kontrol grubuna mevcut öğretim programındaki etkinlikler, deney grubuna ise öğrenme amaçlı yazma aktivitelerinden günlük tutma ve mektup yazma aktiviteleri uygulanmıştır. Deney grubundaki her bir öğrenci yedi hafta süresince toplamda 21 günlük ve yüzdeler ve oran-orantı konularından birer tane olmak üzere toplamda ikişer mektup yazmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak 7. sınıf birinci dönem konularını kapsayan matematik ön bilgi testi ve oran, orantı ve yüzdeler konularını kapsayan matematik akademik başarı testi (son test) kullanılmıştır. Testlerden elde edilen verilerin analizinde SPSS programı kullanılarak bağımsız örneklem t-testi yapılmıştır. Veri analizinden elde edilen bulgulara göre uygulama sonucunda deney grubu öğrencileri lehine anlamlı bir fark ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla öğrenme amaçlı yazma aktivitelerinden günlük tutma ve mektup yazma, 7. sınıf öğrencilerinin oran, orantı ve yüzdeler konusundaki akademik başarılarını arttırdığı sonucuna varılmıştır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
9

ANKAY KARDAŞ, Nurcan. "Bilge Karasu’nun Kurgu Dışı Eserleri". Edebî Eleştiri Dergisi, 7 de janeiro de 2023. http://dx.doi.org/10.31465/eeder.1151832.

Texto completo da fonte
Resumo:
Modern Türk edebiyatının özgün yazarlarından Bilge Karasu, roman, hikâye, çeviri ve denemeleriyle tanınır. Daha çok kurgusal eserleriyle tanınmasıyla birlikte yazarın kurgu dışı eserleri de biçim ve içerik yönüyle dikkat çeker. Deneme, mektup ve ders notları yazarın kurgu dışı eserlerini oluşturur. Roman ve hikâyelerinde bireyin iç dünyasına inen yazar, denemeleri ve mektuplarında da daha çok bireysel konular üzerinde durur. Dilindeki özgünlük kurgu dışı eserlerinde de dikkat çeken yazarın değindiği bir diğer konu ise edebiyattır. Karasu, bilhassa yazma ve okuma eylemleri üzerine yoğunlaşır. Deneme ve mektup türleri, özgünlüğünü yazma imkânlarının genişliğinden alır. Yazar, edebî olmak ya da düşüncelerini ispatlamak zorunda değildir. Deneme ve mektup türlerinde dil, üslup, konu, yazı uzunluğu açısından bir sınırlama yoktur. Ancak yazarın ders notlarında üslup, eğiticiliğe yaklaştığından farklılaşır. Romanları ve öyküleri dikkate alındığında Karasu, zor anlaşılan, çözülmeyi bekleyen, dili ağır metinlerin yazarı olarak belirir. Yazarın bilhassa deneme ve mektuplarına bakıldığında kendisini ifade ederken zorlandığı ve anlaşılır olmak için bazı yöntemlere başvurduğu görülür. Bu zorlanma yazarın üslubuna doğrudan yansır. Bu çalışma Bilge Karasu’nun deneme, mektup ve ders notlarından oluşan kurgu dışı eserlerini; düşünceleri, ele aldığı konular ve üslubu açısından incelemeyi amaçlamaktadır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
10

ÇEKİCİ, Yunus Emre. "Akademik Yazma ve Tartışma Kültürü Bağlamında Editöre Mektup". Korkut Ata Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 6 de novembro de 2022. http://dx.doi.org/10.51531/korkutataturkiyat.1187446.

Texto completo da fonte
Resumo:
Akademik yazılara özgü genel ilkeler bulunduğu gibi, metin türüne özgü birtakım yapısal ve işlevsel farklılıklar da söz konusudur. Bu nedenle akademik yazma derslerinde, metin türlerine özgü dil ve anlatım özelliklerini göz önünde bulundurmak çok önemlidir. Bu bağlamda üzerinde durulması gereken metin türlerinden biri de editöre mektuptur. Genellikle bir makaleyi eleştiren, böyle bir eleştiriye yanıt veren veya alandaki tartışmalı konulara açıklık getiren editöre mektup, diğer metin türlerinden hem içerik hem de üslup bakımından bazı farklılıklar taşımaktadır. Bu çalışmanın amacı hakemli dergilerde yayımlanan editöre mektupların içerik, dil ve anlatım özelliklerini belirlemektir. Nitel durum modelindeki çalışmada doküman analizi yöntemi kullanılmıştır. TR Dizin veri tabanında yer alan ve Türkçe yayımlanmış 100 editöre mektup, araştırmanın inceleme nesnesi olarak seçilmiştir. Veriler, nitel içerik analizi ve söylem analizi teknikleriyle çözümlenmiştir. Çalışmada editöre mektupların akademik tartışma kültürü ve akademik yazma sosyalleşmesi bağlamında önem taşıdığı sonucuna ulaşılmıştır. Çalışmanın tür odaklı akademik yazma eğitimine katkı sunması umulmaktadır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
11

Acar, Fatma Buse, e Ergun Öztürk. "İlkokul Öğretmenlerinin 4. Sınıf Öğrencilerinin Yaratıcı Yazma Becerilerini Geliştirmeye Dönük Sınıf İçi Faaliyetleri ve Değerlendirme Yöntemleri". Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 5 de maio de 2024. http://dx.doi.org/10.53629/sakaefd.1451220.

Texto completo da fonte
Resumo:
Bu araştırmanın amacı, ilkokul öğretmenlerinin 4. sınıf öğrencilerinin yaratıcı yazma becerilerini geliştirmeye dönük sınıf içi faaliyetleri ve değerlendirme yöntemlerini belirlemektir. Araştırma için nitel araştırma desenlerinden durum çalışması kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubu, 2022-2023 eğitim öğretim yılında Milli Eğitim Bakanlığına bağlı resmi okullarda görev yapmakta olan, 14 kadın 11 erkek toplamda 25 sınıf öğretmeninden oluşmaktadır. Veriler araştırmacı tarafından geliştirilen yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak toplanmıştır. Yarı yapılandırılmış görüşme formundan elde edilen veriler içerik analizi yöntemi ile incelenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre; öğretmenler öğrencilerinin yaratıcı yazma becerilerini geliştirmede en çok gösteri ve beyin fırtınası yöntemlerini kullandıklarını, sınıf içerisinde ise en fazla şiir, kompozisyon, mektup yazma, bir filmin ya da metnin sonunu tamamlatma, atasözü ve deyimleri kullanarak yazma gibi çeşitli yazma çalışmaları yaptıklarını belirtmişlerdir. Öğretmenlerin öğrencilerinin yazılarını değerlendirirken en çok portfolyo, kontrol listesi ve dereceli puanlama anahtarını kullandıkları, öğrencilerinin yazılarını değerlendirme sırasında en fazla imla kuralları ve noktalama işaretlerinin kullanımına, yazıdaki anlam bütünlüğüne ve yazının biçimsel özelliklerine dikkat ettikleri sonucu elde edilmiştir.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
12

GÜVEN, Ahmet Zeki, e Merve ALTAY. "TÜRKÇENİN YABANCI DİL OLARAK ÖĞRETİMİNDE ÖĞRENME AMAÇLI MEKTUP YAZMA ETKİNLİĞİNİN KULLANILMASI". Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Dergisi, 1 de junho de 2021. http://dx.doi.org/10.32321/cutad.913485.

Texto completo da fonte
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
13

Uzoğlu, Mustafa, e Fatih Aktürk. "Beşinci Sınıf Öğrencilerinin Isı ve Sıcaklıkla İlgili Kavram Yanılgılarının Belirlenmesinde Mektup Yazma Aktivitesinin Kullanılması1". Kastamonu Eğitim Dergisi 27, n.º 5 (23 de setembro de 2019). http://dx.doi.org/10.24106/kefdergi.3281.

Texto completo da fonte
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
14

ÖKTEN, Celile Eren, Ufuk GÜVEN, Mehmet Önder KARACAOĞLU e İrem Naz ÇAP. "Türkçe öğretmeni adaylarının kelime öğretimi stratejileri belirlemelerinde edebî metinlerin önemi: “Korkuyu Beklerken” örneği". RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, 21 de dezembro de 2022. http://dx.doi.org/10.29000/rumelide.1221657.

Texto completo da fonte
Resumo:
Türkçe derslerinin nihai amacı dört temel dil becerisi olan dinleme, konuşma, okuma ve yazma becerilerinin geliştirilmesidir. Bu becerilerin geliştirilmesinde en önemli yapı taşlarından biri sözcük öğretimidir. Sözcük öğretimi çalışmalarının çeşitli etkinlik ve materyallerle desteklenmesi öğretimin etkililiğinin ve kalıcılığının sağlanması açısından oldukça önemlidir. Edebî metinler ise kelime öğretim süreci için önemli materyallerden biridir. Araştırma kapsamında Türkçe öğretmeni adaylarının, Oğuz Atay’ın “Korkuyu Beklerken” (2017) adlı eserinde yer alan sekiz öyküde geçen metindilbilimsel yapı özellikleri ile bağlantılı sözcükleri belirlemeleri istenmiştir. Böylelikle metindilimsel ölçütlerin, sözcük öğretimine katkısı değerlendirilmiştir. Araştırma kapsamında 2021-2022 eğitim-öğretim yılı bahar döneminde Yıldız Teknik Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği programında lisans düzeyinde yürütülen Metindilbilim (zorunlu) dersini alan öğretmen adaylarının “Beyaz Mantolu Adam, Unutulan, Korkuyu Beklerken, Bir Mektup, Ne Evet Ne Hayır, Tahta At, Babama Mektup, Demiryolu Hikâyecileri – Bir Rüya” öykülerinin küçük yapı, büyük yapı, üst yapı unsurlarına ilişkin tespitleri incelenmiştir. Öğrencilerin metindilbilimsel ölçütlere göre tespit ettikleri sözcükler tasnif edilerek tablolaştırılmış ve sıklık değerleri belirlenmiştir. Elde edilen bulgulara dayalı olarak sözcük öğretiminde metindilbilimsel ölçütlerle edebî metin kullanımının katkısı irdelenmiştir. Araştırma sonucunda metindilbilimsel ölçütlerin özellikle postmodern edebî metinlerde geçen söz varlığının anlaşılmasına katkı sağladığı; böylece postmodern metnin metindilbilimsel yapı unsurlarını destekleyen söz varlığının, metni anlama-yorumlama sürecine katkı sağladığı sonucuna ulaşılmıştır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
15

GÜNEŞ, Murat. "17TH CENTURY CLASSICAL TURKISH LITERATURE POET PAHLAVAN-ZADAH BAQAYİ AND HIS POEMS". Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Dergisi, 18 de dezembro de 2023. http://dx.doi.org/10.32321/cutad.1304423.

Texto completo da fonte
Resumo:
Bu çalışmada, XVII. yüzyıl klasik Türk edebiyatı şairlerinden Pehlevân-zâde nâmıyla anılan Bekâyî ve şiirleri konu edilmektedir. Türkçe kaleme alınan şair biyografileri konulu eserler arasında Bekâyî’nin biyografisinin madde başı esasıyla yer aldığı tek kaynak, XVII. yüzyılda yazılan şuara tezkirelerinden Tezkire-i Rızâ’dır. Buna rağmen Bekâyî’nin, biyografisinin söz konusu tezkirenin eski harflerle yapılan baskısında, yurtiçi kütüphanelerdeki yazmalarının ise tümünde bulunmayışından dolayı gözden kaçmış bir şair olduğu anlaşılmaktadır. Şiirlerini günümüze ulaştıran ve tespitine olanak sağlayan yazmanın tek nüshası, Selimiye Yazma Eser Kütüphanesi’nde, Ahmed Bâdî koleksiyonu içerisinde 2208 numarayla kayıtlıdır. Değişik yerlerine düşülen kayıtlardan XVIII. yüzyılda derlendiği öğrenilen yazma içerisinde Bekâyî’nin şiirlerinden başka Figânî, Şeyhülislâm Yahyâ ve Sâbit’in Dîvân’larından seçilmiş şiirler bulunmaktadır. İçeriği yönüyle yazma, adı geçen şairlerin şiirlerinin bütününü ihtiva eden yapıda olmayıp daha çok bu şairlerin Dîvân’larından yapılmış bir şiir seçkisi görünümü arz etmektedir. Bekâyî’nin şiirlerinin sonunda yer verilen itmam kaydında Dîvân ifadesi bulunan yazmada, değişik nazım şekilleriyle kaleme alınan 31 parça şiiri kayıtlıdır. Diğer taraftan mevcut şiirler, Bekâyî’nin biyografisinin bazı yönlerinin aydınlatılmasına da kaynaklık eder. Şairin kendi şiirlerinde rastlanan söz konusu ayrıntılar, biyografisinin yegâne kaynağı olan Tezkire-i Rızâ ile birçok açıdan mutabıktır. Bekâyî’nin mevcut şiirleri arasında özellikle perestişnâme başlığını taşıyan iki manzumesi; manzum mektup, şehir methiyesi, şairnâme ve kâtipler hakkında yazılmış hiciv gibi farklı türden özellikleri bünyesinde barındıran şiirler olması yönünden dikkat çekmekte ve Türk edebiyatında kaleme alınmış bu türden manzumelerin bilinmeyen örnekleri arasında yer almaktadır. Çalışmada öncelikle Bekâyî’nin şiirlerini günümüze ulaştıran yazma hakkında bilgi verilmiş, Tezkire-i Rızâ ve mevcut şiirlerine yansıyan bilgilerden hareketle biyografisi ve edebî kişiliğine dair dikkat çeken ayrıntılar ortaya konulmaya çalışılmış ve şiirlerinin çeviriyazılı metni sunulmuştur. Böylelikle Türk edebiyatı tarihinde adı gölgede kalmış bir şair ve onun daha önce herhangi bir incelemeye konu edilmeyen belli miktarda şiirinin gün yüzüne çıkarılmasının amaçlandığı makalenin, Bekâyî ve şiirleri hakkında yapılacak başka çalışmalar için temel teşkil etmesi hedeflenmektedir.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
16

daşdemir, ikramettin. "İşbirliğine Dayalı Öğrenme ve Öğrenme Amaçlı Mektup Yazma Aktivitesinin Öğretmen Adaylarının Kuvvet ve Hareket Konusunda Akademik Başarılarına ve Tutumlarına Etkisi". Sakarya University Journal of Education, 15 de dezembro de 2018, 205–21. http://dx.doi.org/10.19126/suje.413543.

Texto completo da fonte
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
17

ALTIKULAÇ DEMİRDAĞ, Refika. "Rethinking the History of Turkish Children's Literature: Serial Novels for Children in Ottoman Magazines and Newspapers". Korkut Ata Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 27 de agosto de 2023. http://dx.doi.org/10.51531/korkutataturkiyat.1339818.

Texto completo da fonte
Resumo:
II. Meşrutiyet öncesi çocuklar için yayımlanan dergi ve gazetelerde çocuk edebiyatı kapsamına giren birçok edebî esere rastlanabilir. Şiir, hikâye, bilmece, mektup gibi türlerin yanı sıra tefrika formuyla romanlar da bu yayınlarda yer bulmuştur. Tefrika geleneğinin uzun zaman gazete ve dergilerde yetişkinler için olduğu kadar çocuklar için de önemli bir edebiyat hamlesi olduğu görülmektedir. Dolayısıyla bu yayınlardaki artış, okurun ilgisiyle ilişkilidir. Bununla birlikte Türk çocuk edebiyatı yazınında çoğu zaman çocuk romanı yazma eğiliminin Cumhuriyet sonrası başladığı ifade edilmektedir. Oysa çocuklar için yayımlanan bu gazete ve dergilerde neredeyse unutulmuş, çocuk edebiyatı açısından değerlendirmesi yapılmamış pek çok eser olduğu görülmektedir. Bu eserlerin içinde özellikle Faik Sabri’nin Jules Verne’den etkilenerek yazdığı macera romanları dikkat çekmektedir. Çocuk romanının II. Meşrutiyet öncesi yazılmaya başladığı iddiası bu araştırmanın hipotezini oluşturmaktadır. Bu araştırma, çocuklar için yayımlanan gazete ve dergilerdeki tefrikaların çocuk edebiyatı açısından uygunluğunu tartışmaya açmaktadır. Henüz birçoğunun çeviri yazısı yapılmamış bu eserlerin çocuk edebiyatına uygunluk ilkeleri yönünden değerlendirilmesi, uygun bulunanların çeviri yazısının yapılarak günümüz Türkçesiyle çocuklara ulaştırılması bu araştırmanın beklenen etkisidir. Böylece II. Meşrutiyet öncesi sanılandan çok daha fazla edebî ürün olduğu, Türk çocuk edebiyatının sanılandan daha erken bir dönemde geniş bir ürün yelpazesine sahip olduğu ispatlanmış olacaktır. Bu çocuklar için yazılmış tefrika romanların tanıtımı ve çocuk edebiyatı açısından değerlendirmesi bu çalışma kapsamında yapılmaktadır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
18

BAŞ, Gülsen, e Eda ERİŞ KIZGIN. "BATILILAŞMA DÖNEMİ İSTANBUL SEBİL-KÜTTAPLARI". Osmanli Mirasi Arastirmalari Dergisi, 26 de julho de 2023. http://dx.doi.org/10.17822/omad.2023.243.

Texto completo da fonte
Resumo:
Su mimarisinde önemli bir yere sahip olan sebillerin Osmanlı mimarisindeki örneklerinin 15. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar devam ettiği bilinmektedir. İnsanların su ihtiyacını karşılamak amacı ile inşa edilen bu hayır yapıları özellikle Batılılaşma dönemi ile birlikte başkent İstanbul’da anıtsal yapılara dönüşmüştür. Bu dönem içerisinde sebiller çocuklara okuma-yazma ve dinî eğitimin verildiği sıbyan mektepleri ile birlikte tasarlanmıştır. Sebil-küttap adı verilen bu karma yapı türünün ilk örneklerine 15. yüzyılda Mısır’da Memlük döneminde rastlanmaktadır. Mısır’da özellikle Osmanlı döneminde sayıca artan sebil-küttaplar Anadolu’da ilk kez 16. yüzyılda Mimar Sinan tarafından inşa edilse de 18. yüzyılda yaygınlaşmıştır. Sebil-küttaplar Anadolu’da İstanbul ile sınırlı kalmıştır. Batılılaşma döneminde İstanbul’da inşa edilen sebil-küttaplardan günümüze ulaşabilen 6 yapı tespit edilebilmiştir. Zemin katı sebil, birinci katı mektep olarak tasarlanan bu yapılardan 4’ü 18. yüzyıla, 2’si ise 19. yüzyıla aittir. İstanbul sebil-küttapları mimari ve süsleme özellikleri ile Batılılaşma dönem özelliklerini taşıması ve Mısır mimarisinin etkilerini yansıtması bakımından önem arz etmektedir.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
19

TUNA, Serkan. "Mustafa Namık Çankı'nın Edebî Evreninde Tevfik Fikret'in İzleri". Kültür Araştırmaları Dergisi, 29 de janeiro de 2023. http://dx.doi.org/10.46250/kulturder.1230848.

Texto completo da fonte
Resumo:
Cumhuriyet sonrası Türk düşünce tarihine katkılarıyla bilinen Mustafa Namık, felsefe başta olmak üzere mantık, psikoloji, estetik gibi pek çok alanda eserler vermiştir. Türkiye’nin yakın dönem felsefe çalışmalarında önemli bir yeri olan yazar, bu alana ömrünü vakfetmeden önce Türk edebiyatının önemli isimleriyle bir araya gelerek edebiyat ile meşgul olmuştur. Gençlik dönemine karşılık gelen bu süreçte ise en çok etkilendiği ve takip ettiği isim Tevfik Fikret’tir. Kuruculuğunu üstlendiği Aşiyan mecmuasında yayımlanan sınırlı sayıdaki şiirinde ona ithaflarda bulunurken anlayış, tarz, kelime dünyası ile Fikret’e oldukça yaklaşmaktadır. Yine mütareke döneminde Tevfik Fikret’in “Yeni Mektep” tasarısına benzer okul ve öğretim modelini benimseyen “Aşiyan Mektepleri”ni hayata geçirmiştir. Bunlarla beraber yazar, Tevfik Fikret’in ölümünden yıllar sonra bile kaleme aldığı eserlerinde, köşe yazılarında ona atıflarda bulunmaya devam etmiştir. Bu çalışma, felsefe dilini Türkçeleştirmek için büyük çaba harcayan Mustafa Namık’ın edebî ve düşünsel evrenindeki Tevfik Fikret tesirine işaret etmek üzere tasarlanmıştır. Ayrıca bu çalışmada, Ankara Yazma Eserler Bölge Müdürlüğü Kütüphanesinden temin edilen görsel/görsellerden faydalanılmıştır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
20

YILMAZ, Nesrin. "Mehmed Es’ad Dede ve Beyân-ı Vahdet (Tevhidnâme) İsimli Manzumesi". Edebî Eleştiri Dergisi, 3 de outubro de 2022. http://dx.doi.org/10.31465/eeder.1142086.

Texto completo da fonte
Resumo:
Mehmed Es’ad Dede, 19. asrın ikinci yarısında yaşamış, mesnevîhânlık yapmış bir Mevlevî şeyhidir. Selânik’te doğmuş olup birkaç yıllık memuriyet hayatından sonra İstanbul’a gelmiştir. Arapça ve Farsça öğrenerek ilmî mânada kendisini yetiştiren Es’ad Dede, birçok tarikatten icâzet almıştır. Devrin tanınmış önemli isimlerinden eserler okumuş, dinî konulara nüfuz etmiş ve sonrasında kendisi de bazı Farsça eserleri okutmaya başlamıştır. Gerek çeşitli mektep ve medreselerde okuttuğu Farsça dersler, gerekse bazen camilerde ve kimi zaman da hususi olarak okuttuğu Mesnevî-i Şerif ve Fusûsu’l-hikem gibi tasavvufî eserler ve yetiştirdiği talebelerle Osmanlı’nın son dönemine damga vurmuş önemli din âlimlerinden biridir. Ahmed Avni Konuk, Tâhirü’l-mevlevî, Hüseyin Vassaf gibi önemli münevverlerimizin de hocası olan Es’ad Dede, hayatı boyunca birçok sıkıntıya maruz kalmıştır. Kendisi hayatta iken zengin kütüphanesinde bulunan -kendi yazdıklarının bir kısmı da dâhil olmak üzere- birçok nadide eser, Yenikapı Mevlevîhânesi yangınında yanıp kül olmuştur. Şiirlerinin bir kısmı çeşitli eserlerde parça parça yer alan Es’ad Dede’nin “Tevhidnâme” adıyla meşhur bir manzumesi bulunmaktadır. “Beyân-ı Vahdet” adıyla bir yazma eserde karşımıza çıkan bu kayıp şiir, ilk defa bu çalışmada ve çeviri yazılı metni ile verilmiştir. “Görünen cümle eşyadan Hüdâ’dır/ Sakın sanma anı senden cüdâdır” matlaıyla başlayan şiir, tasavvufun en önemli konularından biri olan “vahdet-i vücûd” görüşünü işlemektedir.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
21

İşler Gürsu, Tuba. "HİLAL-İ AHMER CEMİYETİ’NİN ÇANKIRI’DAKİ FAALİYETLERİ (1914-1922)". Akademik Tarih ve Araştırmalar Dergisi, 24 de junho de 2024. http://dx.doi.org/10.56448/ataddergi.1475208.

Texto completo da fonte
Resumo:
Hilal-i Ahmer Cemiyeti, kuruluşundan itibaren hayır toplama, yardım yapma, kimsesizleri barındırma, tabi afetlerde ilk yardıma ulaşan kuruluşlardan birisi olmuştur. Hilal-i Ahmer Cemiyeti, Birinci Dünya Savaşı esnasında da Çankırı’da iane toplama faaliyetlerini yürütmüş, çeşitli kampanyalar yapmak suretiyle gerek Osmanlı Ordusu'nun gerekse sivil halkın yardımına koşmuştur. Hilal-i Ahmer Cemiyeti, savaş ortamının olumsuz sonuçlarını hafifletmek ve burada bulunan hasta ve yaralılara daha iyi hizmet sunabilmek için Çankırı’ya da bir şubesini açmıştır. Hilal-i Ahmer Cemiyeti, İtilaf Devletleri orduları tarafından esir alınan Osmanlı askerlerinden Çankırılı olup da Hindiçini’de, Mısır’da, Bağdat’ta, Kıbrıs’ta, İtalya’da esir olarak bulunanların esir kamplarındaki durumları, bunların aileleriyle haberleşmeleri, tedaviye muhtaç olanların bakımlarının yapılması, posta, paket, koli, para, mektup v.b. gönderilerinin sağlıklı bir şekilde iletilmesi konusunda da faaliyet göstermiştir. Birinci Dünya Savaşı döneminde Çankırı, stratejik öneminden dolayı önemli merkezlerden biri olmuştur. Bu nedenle burada bir esir garnizonu açılmıştır. Bu esir kampında daha çok Fransız, İngiliz, Rus asker ve subayları muhafaza altında tutulmuştur. Hilal-i Ahmer Cemiyeti, söz konusu esirlere esir talimatnameleri çerçevesinde resmi işlemlerinin yürütülmesi, yaşamlarının sürdürülmesi, dini yükümlülüklerini rahatça yerine getirebilmelerinin zemininin hazırlanmasına yardımcı olmuştur. Milli Mücadele döneminde de Çankırı’nın Ankara’ya yakın olması sebebiyle buradaki esir kampının önemi daha da artmış, Sakarya Savaşı ve Büyük Taarruz sonrası Yunan asker ve subayları burada mübadelelerine kadar muhafaza edilmişlerdir. "Hilal-i Ahmer’in Çankırı’daki Faaliyetleri (1914-1922)" isimli bu çalışma arşiv belgeleri ve tetkik eserler çerçevesinde ele alınmaya çalışılacaktır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
22

Sizgen, İbrahim. "Reflections of the Haram li-gayrihi Centered Discussions in the Fiqh Procedure in the Füru-ı Fiqh". Mevzu – Sosyal Bilimler Dergisi, 27 de maio de 2024. http://dx.doi.org/10.56720/mevzu.1454390.

Texto completo da fonte
Resumo:
Şâri‘in mükellef olan bireyden herhangi bir fiili yapmasını veya yapma-masını istemesi ya da onu muhayyer bırakması olarak tanımlanan teklîf-i hükmün çeşitlerinden biri olan haram kavramı, kendi içerisinde haram li-zâtihî ve haram li-gayrihî olmak üzere ikiye ayrılır. Bu çalışmada usûlcülerin haram li-gayrihî kavramına yaklaşımları, fıkhî bazı meseleler ekseninde nitel araştırma yöntemi kullanılarak ele alınmıştır. Usûl literatüründe haram li-gayrihî kavramının teklif-i hüküm ifade eden ıstılâhî bir tabir olarak istimal edilmesi geç döneme rastlanmaktadır. Bu yüzden klasik usûl eserlerinde haram li-gayrihî kavramının terim manasına ilişkin net bir tanımın yapılmadığını söylemek mümkündür. Çalışma, haram li-gayrihî mefhumunun usûl kaynaklarında hangi taksim altında incelendiği, hükmü, sebep ve çeşitleri yanında haram li-zâtihî mefhumundan ayrıştığı bazı noktaların izahından müteşekkildir. Ayrıca bu çalışmada ilgili mefhumun konu edildiği fıkhî bazı meseleler pek çok usûl bilginin görüş ve delilleri tematik olarak incelenmiştir. Haram li-gayrihî kavramı ve ona taalluk eden ilgili hususların açıklığa kavuşturulması, füru-ı fıkıhta bazı meselelerin “tahrîmen mekruh, bâtıl ya da fâsid” cihetinden hükme bağlanmasına sebebiyet veren durumun bilinmesi açısından önem arz etmektedir. Bahse konu durum, haram li-gayrihî kavramının ortaya çıkma-sında önemli paya sahip olan nehyin fesâdı mı yoksa butlânı mı gerektirip gerektirmediği meselesi çerçevesinde ele alındığı tespit edilmiştir. Bu açıdan özellikle Hanefî usûlcülere göre, haram li-gayrihî kabilinden değerlendirilen meseleler, genellikle “tahrîmen mekruh”; cumhur-ı fukahaya göre ise “ha-ram” şeklinde hükme bağlandığı gözlemlenmiştir.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
23

ERYILMAZ, Aydın. "MÜRDE BUDEM ZİNDE ŞODEM GAZELİ ÖZELİNDE ŞEMS-İ TEBRÎZÎ’NİN MEVLÂNÂ’YA TESİRİ". Journal of Turkic Language and Literature Surveys (TULLIS), 5 de dezembro de 2022. http://dx.doi.org/10.30568/tullis.1188246.

Texto completo da fonte
Resumo:
Şems ve Mevlânâ ikilisinin gizem dolu maceraları bugüne kadar en çok merak edilen konuların başında gelmektedir. Mevlânâ’nın Şems’ten sonra büyük bir değişim yaşaması Şems’i bir anda en çok merak edilen şahsiyetlerden birisi haline getirmiştir. Biz de bu makalede Şems’in Mevlânâ’ya olan tesirini “Mürde budem, zinde şodem- ”مرده بدم زنده شدم gazelinin özelinde ve özünde incelemeğe çalışacağız. Mevlânâ’nın en meşhur ve uzun gazellerinden olan bu gazel; adeta bir mektup misali onun Şems sonrası değişimini bizlere aktarmaktadır. Zaten Mevlânâ’nın kendisi de önceki hayatına zâhidâne bir yaşayış benzetmesi yapıp yine kendisini postnişin (posta oturan- tekke şeyhi) bir zahit olarak zikreder. Hatta Mevlânâ’nın Şems’ten önceki halini âlim ama âşık olmayan bir Gazzâlî olarak niteleyebiliriz. Zira Mevlânâ, Şems’ten önce bilgi, birikim olarak büyük bir âlim idi ama âşık bir arif değildi. Zaten daha önceki ruh ve duygu durumunu “ölmüş” olarak niteleyen Mevlânâ da bu söylemi destekler niteliktedir. Fakat bu değişim sadece ruhî (içsel) yönlü olmayıp fiziksel (dışsal) bir değişimi de kapsamaktaydı. Devrin ilim erbapları gibi cübbe giyip sarık takan ve sakal bırakan Mevlânâ, Şems sonrası bu adetlerini de terk etmektedir. Dolayısıyla burada bütünsel bir değişim söz konusudur. Şems’i “aşkın devleti”, “aşkın talihi”, “aşkın anahtarı” olarak niteleyen Mevlânâ, doğrusu Şems sonrası çarşı-pazardan içre saatlerce sema’ edecek kadar büyük bir değişime uğramıştı. Mevlânâ’nın Şems’ten önceki halini “ham”, ondan uzak düşme dönemini “pişme” ve ondan sonraki dönemi de “yanma” dönemi olarak adlandırabiliriz. Üç değişim-gelişim dönemi olarak nitelendirilen bu evreleri Mevlânâ “Hamdım, yandım, piştim” sözüyle özetlemektedir. Şems’ten önce mürşit, ondan sonra mürit olan Mevlânâ’nın tek muradı Şems’e hakiki bir talebe olabilmekti. Hasılıkelam, “Mürde budem, zinde şodem” gazeli bütün bu değişimleri Mevlânâ’nın lisanıyla bizlere aktarmaktadır.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
24

ÖZTÜRK, Hülya. "Some Consıderatıons Regardıng Women's Entrance To Darülfünun Of Medıcıne And Gırl In The Last Terms Of The Ottoman State". OSMANGAZİ JOURNAL OF MEDICINE, 15 de junho de 2023. http://dx.doi.org/10.20515/otd.1309929.

Texto completo da fonte
Resumo:
Kadınlar ülkemizde çalışma hayatına ve sağlık alanında çalışmaya çok büyük mücadeleler sonrasında girebilmişlerdir. Kadınların gerek okuma-yazma ve diploma sahibi olmaları isteği gerekse hekim olabilme istekleri oldukça büyük tepkilerle karşılaşmış, konu dönemin erkek erki ve kamuoyuna yön veren önemli gazete ve mecmua sayfalarında uzun süre tartışılmıştır. Kadınlar, 1843’de Charles Ambroisse Bernard’ın Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane’yi modernleştirme çabalarıyla ebelik eğitimi alabilmeye adım atmışlardır. Bu tarihlerden itibaren diplomalı kadınların sağlıkta görünür olduğunu görsek de kadının sağlık mesleğine hekimlik özelinde girmesi ve eğitim alabilmesi için kamuoyunda ve süreli yayınlarda tepkiler sürmüş, Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde sürdürülen bu tartışmalar oldukça artmıştır. Kadınların sağlık mesleğine girişleri sırasındaki tartışmaları hekimlik özelinde ortaya koyabilmeyi amaçlayan çalışmada, kadınların 1843 yılında ebeliğe dâhil olmalarının ardından 19. yüzyılın sonlarında başlayan ve 1922-1923 dönemi Tıp Fakültesine kabullerine kadar geçen dönemde dönemin gazetelerinden Servet-i Fünun, Tanin, İkdam, Kadınlar Dünyası ile Başbakanlık Osmanlı Arşivlerine ait belgeler taranmış, Ekim 2022 ve Nisan 2023 tarihleri arasında gerçekleştirilen bu taramalar yazar tarafından Osmanlı alfabesinden günümüz Türkçesine çevrilerek metin içerisinde kullanılmıştır. Konu dönemin süreli yayınlarında çok ateşli tartışmalarla sürdürülmüş, tartışmalar nihayetinde sağlıklı nesillerin temelinin atılması için kadını topluma katmak desteklenen bir noktaya gelebilmiştir. Kadınların Tıbbiye’ye girişlerinin 100. yılı tamamlanan günümüz Türkiye’sinde bu mücadeleyi bilmek; kadın hak ve özgürlüklerine olan bilinci arttırarak kadını bulunduğu konumundan bir adım daha ileri taşıyabileceği umutlarını da yeşertmektedir.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
25

Arıcı, Ali Fuat, e Yusuf Günaydın. "II. ABDULHAMİD DÖNEMİNDE TÜRKÇE ÖĞRETİMİ". Osmanlı Medeniyeti Araştırmaları Dergisi, 4 de maio de 2024. http://dx.doi.org/10.21021/osmed.1442849.

Texto completo da fonte
Resumo:
Dünyanın en eski dillerinden biri olan Türkçenin öğretim tarihi, tespit edildiği kadarıyla oldukça yenidir. Yaklaşık iki asır öncesine kadar Türk çocuklarının aileden veya çevreden öğrendikleri düzeyde Türkçe okuma, konuşma ve dil bilgisi becerisine sahip olduğu görülmektedir. Türkçe öğretimi alanında 1850’li yıllara kadar yazılan eserlere bakıldığı zaman bu eserlerin büyük ölçüde yabancılara Türkçe öğretmek amacıyla kaleme alındığı görülmektedir. Sultan II. Mahmut’un 1824 senesinde çıkardığı ve ilköğretimi zorunlu hâle getiren fermanında okuma yazma konusuna yer verilmiştir. Sultan Abdülmecit döneminde (1847) çıkan “Etfalin Talim ve Tedris ve Terbiyelerini Ne Veçhile İcra Eylemleri Lazım Geleceğine Dair Sıbyan Mekatibi Haceleri Efendilere İta Olunacak Talimat" başlığını taşıyan belgede Sıbyan mekteplerinde okutulan dersler içinde Türkçe Lügat, Yazı ve Türkçe Tecvid yer almaktadır. Yine Sultan Abdülmecit’in izniyle açılan akademinin ilk çalışmaları, Türkçe bir gramer kitabının hazırlanıp basılması, herkesin anlayabileceği bir dil ile Türk tarihinin yazılması ve Türkçe bir sözlüğün hazırlanması olmuştur. Bu bağlamda Nuhbetü‟l-Etfâl, ilk okuma ve yazma öğretimi alanında orijinal bir yere sahiptir. Mekteb-i Tıbbiye doktorlarından Mehmet Rüştü Bey tarafından hazırlanan ve Mehmet Rasih Efendi tarafından yazılan eser ilk Türkçe alfabe kitabıdır (Gürel ve Aksoy,- 2008). Öte yandan Türkçe öğretecek hocaların elinde bu alanla ilgili yeterli kaynağın olmayışı Selim Sabit Efendi’nin kaleme aldığı “Rehnümâ-yı Muallimin” (1870) adlı eseri değerli hâle getirmiştir. Bu kitap, hem Türkçe öğretimi hem de zamanın ilkokul öğretmenlerine çeşitli yol gösterici bilgiler vermesi ve ders araç - gereçlerinden nasıl yararlanılacağını anlatması bakımından önemlidir. Sultan II. Abdülhamid’in tahta çıkmasıyla anayasayı (Kanun-ı Esasi) teşkil etme çalışmalarının başlaması dil sorununun, bir kez daha resmî çevrelerce tartışılmasını sağlamıştır. Bu kez devlete parlamenter bir biçim vermek, ırk ve mezhep farkı gözetilmeksizin bir Osmanlı ulusu meydana getirmek amaçlanmıştır. 1876 yılında 117 üyeden oluşan Osmanlı Mebusan Meclisi’nde 69 Müslüman, 46 gayrimüslim bulunmaktadır. Yine bu mecliste din olarak, Hristiyan, Musevi; etnik grup olarak Türk, Rum, Kürt, Ermeni, Yahudi, Arap, Boşnak, Arnavut gibi çok sayıda ırktan mebus yer almaktadır. Farklı bölgelerden gelen mebusların hangi dili konuşacakları, hangi dille kanun çıkaracakları, cevabı merak edilen sorular arasındadır. Anayasanın 18. maddesinde, Osmanlı Devleti’nin resmî dilinin Türkçe olduğu ve devlet hizmetine girecekler için bu dilin bilinmesi gerektiğine dair hüküm (1876), Tanzimat döneminden önce ve Tanzimat döneminde Sarayın ve aydınların dil üzerine yapmaya çalıştıkları bazı reformlara resmiyet kazandırmıştır. Sultan II. Abdülhamid’in devletin resmî dilini Türkçe yapması Türkçe öğretimi sürecinin seyrini değiştirmiştir. Türkçenin resmî dil kabul edilmesi, Türkçe ile ilgili gramer kitaplarının sayısının artması ve okullarda Türkçenin müfredatta yerini alması hem Türklerin kendi ana dillerini öğrenmesini hem de yabancıların Türkçeyi önemsemesini sağlamıştır. Bu çalışmada, Sultan II. Abdülhamid döneminde Türk çocuklarına Türkçe öğretimi konusu ele alınmıştır. Çalışmanın kapsamı dolayısıyla azınlık okullarındaki Türkçe öğretimi çalışmaları ile yabancıların kendi toplumlarına Türkçe öğretme faaliyetlerine yer verilmemiştir. 1876-1909 yılları arasını kapsayan süreçte ana dili olarak Türkçe öğretimi alanında yaşanan gelişmeler ve kaydedilen ilerlemeler incelenmiştir.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
26

Pak, Süleyman. "Kur’ân’daki “ille’l-Meveddete fi’l- Kurbâ” İfadesinin Manaya Delâleti Yönüyle Çevirisi ve Yorumu Üzerine Bir Değerlendirme". Tefsir Araştırmaları Dergisi, 23 de abril de 2024. http://dx.doi.org/10.31121/tader.1423836.

Texto completo da fonte
Resumo:
Kur’an lafız ve mana yönüyle Allah’ın kelamı olup içerisinde tek anlama gelen manası açık ayetler olduğu gibi birden çok anlama ihtimali bulunması bakımından anlamı kapalı ve neticede tevile müsait ayetler de mevcuttur. Birden çok anlama ihtimali olan ayetlerde sadece lafızdan hareketle anlaşılma güçlüğü bulunduğundan, anlama çabası dahilinde lafzi anlam yanında sebeb-i nuzül, Resulullah ve sahabeden gelen rivayetler gibi dış açıklamalara da ihtiyaç duyulmaktadır. Buna göre ayetin nuzül ortamı, muhataplar ve mekasıd yönünden geniş çerçevede değerlendirilmesi lüzumu hasıl olmaktadır. Bu ayetin yorumunda olduğu gibi ilk dönem müfessirlerinden gelen rivayetlerin sıhhat derecesi ve birbiri ile anlam uyumu ayrı bir değerlendirme gerektirmektedir. Bu çalışma Şûrâ suresi 23. ayetle ilgi yapılan yorumların dayandığı rivayetleri ve görüşleri incelemekte, buradan hareketle ayete meal verilmesine dair değerlendirmeleri içer-mekte ve ayetin Kur’an bütünlüğü üzerinden anlamını tespit etmeyi amaçlamaktadır. Tefsirlerde ayet üzerine birkaç farklı yorum yapılmakta, bunlar ağırlıkla ayetin nüzul sebebi üzerinden mekkî veya medenî oluşu ve buna delil sayılan rivayetlere, ayetin muhatabının Kureyş veya Müslümanlar olduğu gibi gerekçe-ere dayandırılmaktadır. Özellikle ayette geçen “kurbâ” kelimesinin anlamı üzerinden bu yorumların temellendirildiği görülmektedir. Bunlar esasta üç ana noktada toplanmaktadır. Resulallah’ın Kureyş’ten aralarındaki akrabalık bağına saygı gösterme talebi, akrabalara sevgi duyulması ve salih amellerle Allah’a yaklaşma sevgisidir. Şia’nın mezhebi saiklerle ayette yer alan “ille’l-meveddete fi’l-kurbâ” ifadesini Hz. Ali’nin imametine dayanak yapma yönündeki yorumunun, aşırı yorum kapsamında olduğu ve ilmi daya-naktan yoksun bulunduğu görülmektedir. Sonuçta ayetin siyak ve sibakından hareketle anlamının umum üzere alınmasının ve “kurbâ” kelimesinin de nesep yönüyle bir yakınlığı değil, Allah’a yakınlık sevgisi şeklinde anlaşılmasının daha uygun olacağı değerlendirilmektedir.
Estilos ABNT, Harvard, Vancouver, APA, etc.
Oferecemos descontos em todos os planos premium para autores cujas obras estão incluídas em seleções literárias temáticas. Contate-nos para obter um código promocional único!

Vá para a bibliografia