Articles de revues sur le sujet « Türkiyat Enstitüsü »

Pour voir les autres types de publications sur ce sujet consultez le lien suivant : Türkiyat Enstitüsü.

Créez une référence correcte selon les styles APA, MLA, Chicago, Harvard et plusieurs autres

Choisissez une source :

Consultez les 50 meilleurs articles de revues pour votre recherche sur le sujet « Türkiyat Enstitüsü ».

À côté de chaque source dans la liste de références il y a un bouton « Ajouter à la bibliographie ». Cliquez sur ce bouton, et nous générerons automatiquement la référence bibliographique pour la source choisie selon votre style de citation préféré : APA, MLA, Harvard, Vancouver, Chicago, etc.

Vous pouvez aussi télécharger le texte intégral de la publication scolaire au format pdf et consulter son résumé en ligne lorsque ces informations sont inclues dans les métadonnées.

Parcourez les articles de revues sur diverses disciplines et organisez correctement votre bibliographie.

1

CENGİZ, Mikail. « 6TH INTERNATIONAL TURKISH STUDIES SYMPOSIUM : THE SOVIET REVOLUTION AND THE TURKISH WORLD IN ITS 100TH ANNIVERSARY ». Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi (HÜTAD), no 27 (31 janvier 2018) : 295–98. http://dx.doi.org/10.20427/turkiyat.1437857.

Texte intégral
Résumé :
Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü tarafından düzenlenen uluslararası nitelikteki sempozyumlar serisinin altıncısı 25-27 Ekim 2017 tarihleri arasında Ankara’da gerçekleştirildi. Türkiyat Araştırmaları Sempozyumlar dizisi, önemli konular ekseninde bilim insanlarını bir araya getirerek tartışılması çerçevesinde Türkolojide önemli bir boşluğu dolduran etkinlikler serisidir. İlki, 2006 yılında düzenlenmiş ve Türkolojinin Türkiye’deki ve dünyadaki durumu ele alınmış bu serinin ikincisi 2008 yılında “Kaşgarlı Mahmud ve Dönemi” teması çerçevesinde T.C. Kültür Bakanlığı tarafından UNESCO’ya taahhüt edilen sempozyumların Türkiye bölümü niteliğinde gerçekleştirilmiştir. 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu ise 26-29 Mayıs 2010 tarihinde “Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl” konusu ekseninde düzenlenmiş ve bu sempozyuma bağlı olarak da “Orhon Vadisi Anıtlarını Yeniden Yorumlamak” konulu Taş Heykel Çalıştayı da nitelikli ve geniş katılımlı bilimsel çalışmalar olmuştur.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
2

ÖZTÜRK, Yasin Oğuzhan, et Mert Cihan YILDIZ. « Türkiye ormancılığında tohum bahçeleri ve tohum meşcereleri ». Theoretical and Applied Forestry 2, no 1 (1 septembre 2022) : 22–25. http://dx.doi.org/10.53463/tafor.2022vol2iss1pp22-25.

Texte intégral
Résumé :
Yapay olarak tesis edilen, tohum bahçeleri ve doğal ormanlardan tescillenen tohum meşcereleri; diğer fonksiyonları yanında ormancılık uygulamalarının en önemli tohum kaynaklarıdır. Ülkemiz ormancılığında bu amaçla 12 tür ve 1443.3 hektarda 185 tohum bahçesi ile 32 tür ve 41880.1 hektarda 318 tohum meşceresi tescillenmiştir. Bu tohum kaynakları içerisinde, doğal yayılış alanının büyüklüğüne bağlı olarak Kızılçam (Pinus brutia Ten.) tohum bahçeleri (78 adet, 663.2 ha) ve tohum meşcereleri (72 adet, 10421.9 ha) bakımından en yüksek paya sahiptir. Tohum kaynaklarının tescil ve tesisine katkı sağlanması amacıyla gerçekleştirilen derleme niteliğindeki bu makalede, Orman Ağaçları ve Tohumları Islah Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü tarafından yayımlanan güncel veriler ışığında tohum bahçeleri ve tohum meşcereleri irdelenmiştir.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
3

BAYRAKTAR, Zülfikar. « NASREDDİN HOCA ENSTİTÜSÜ’NÜN KURULMASI TEKLİFİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME ». Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi 10, no 33 (24 décembre 2022) : 341–49. http://dx.doi.org/10.33692/avrasyad.1220401.

Texte intégral
Résumé :
Türkiye, birçok farklı kültürle zenginleşmiş bir medeniyetin mirasçısı konumunda bir ülkedir. Atalarımız insanlık tarihine mimariden görsel sanatlara, edebiyattan musikiye birçok alanda değerli eserler armağan etmişlerdir. Somut olmayan kültürel mirasımızın önemli bir parçası olan Nasreddin Hoca ve fıkraları sadece Türk Dünyasında değil aynı zamanda diğer coğrafyalarda da hayatiyet gösterme kabiliyetine sahip önemli bir değerdir. Nasreddin Hoca, öncelikle Türk insanının bilinçaltının sözcüsü olmuş, sonrasında ise farklı kültürlere mensup toplumlarla entegre olarak Türk kültürünün evrensel yüzü haline gelmiştir. Nasreddin Hoca fıkralarında temelde insana ait tüm unsur ve durumlar hoşgörü çerçevesinde tartışılır ve çözüme bağlanır. Bu fıkralarda insanlar ayrıştırılmaz, ötekileştirilmez, din, dil, cinsiyet, ırk ve mezhep ayrımına tabi tutulmazlar. Aksine bu anlatılarda insan olmanın evrensel normları yüceltilir ve tavsiye edilir. Nasreddin Hoca fıkralarında ortaya konulan birlikte ve barış içerisinde yaşama kültürü, günümüz dünyasında insanlık adına çok önemli bir reçete olarak karşımızda durmaktadır. Nasreddin Hoca fıkralarının tüm insanlık adına verdiği mesajlar başta sosyal, kültürel, sanatsal, diplomatik ve siyasi bağlamlar olmak üzere daha birçok alanda yol göstericilik vasfına haizdir. Bu yüzdendir ki çalışmamızda da teklif olunacağı üzere Nasreddin Hoca Enstitüsü’nün kurulması ile Nasreddin Hocanın hayatını, fıkralarını, fıkralarının yayılma sahalarını, Türk ve dünya edebiyatındaki yerini, özgünlüğünü ve değerini incelemek ve araştırmak; bahsi geçen amaçlar doğrultusunda çalışmalarda bulunmak, bilimsel, sosyal ve kültürel etkinlikler yapmak ve projeler gerçekleştirmek, basılı ve dijital yayımlar yapmak mümkün olacaktır. Ayrıca Nasreddin Hoca ile ilgili ulusal ve uluslararası yayınların toplandığı bir ihtisas kütüphanesi oluşturmanın yanı sıra Nasreddin Hoca düşüncesinin Türkî halklarda ve uluslararası toplumda tanınırlığını ve bilinirliğini arttırmaya yönelik çalışmalar yapmak bu enstitünün en önemli amaçlarından biri olarak hedeflenmektedir. Kurulması planlanan Nasreddin Hoca Enstitüsü ile ülkemizi, dilimizi, kültürel mirasımızı ve mizaha dayalı sanatımızı tanıtmak, Türkiye’nin diğer ülkelerle olan dostluğunu ve kültürel alışverişini sağlamak imkânı daha da güçlenecektir. İmajların endüstriye ve kültür diplomasisinin önemli bir enstrümanına dönüştürüldüğü günümüz dünyasında Nasreddin Hoca Enstitüsü’nün kurulması bu alandaki önemli bir boşluğu da dolduracaktır. Böylelikle Türkiye’nin her alanda nitelikli temsilini sağlamak ve bu doğrultuda ‘Türkiye markasını güçlendirmek’ mümkün hale gelecektir.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
4

ESER, GÜLŞAH. « TÜRKİYE DE MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİMİN GELİŞTİRİLMESİNDE ÖNCÜ BİR KURUM : URFA ERKEK SANAT ENSTİTÜSÜ ». Journal of International Social Research 9, no 46 (20 octobre 2016) : 185. http://dx.doi.org/10.17719/jisr.20164622589.

Texte intégral
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
5

BİŞKİN, Hacı Veli. « NİĞDE ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİNİN TÜRKOLOJİYE KATKILARI ». Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi 5, no 2 (3 octobre 2023) : 154–73. http://dx.doi.org/10.56574/nohusosbil.1355609.

Texte intégral
Résumé :
En geniş anlamıyla bakıldığında Türk Milletinin tarihi süreç içerisinde yaşamış oldukları coğrafyalarda şimdiye dek ortaya koymuş olduğu maddi ve manevi değerler bütünü olarak adlandırabiliriz Türkoloji (Türklük Bilimi) kavramını. Zaman içerisinde bu kavram çerçevesinde Türkolog, Türkiyat kelimeleri ortaya çıkmıştır. Temelde Türkoloji’nin ana amacı Türk Kültür ve medeniyetine hizmet etmektir. Türkoloji’nin varlığı hüküm sürülen coğrafya ve alanlara bakıldığında kuşkusuz büyük bir değer arz etmektedir. Türkiye’de de öncelikle nesillerin ruhunda ve zihninde bir farkındalık oluşması adına Türkiye Cumhuriyeti devleti yükseköğretim kurumu bünyesinde Türkiye’de bu anlamda Türklük Bilimine karşı farkındalık oluşturmak adına Türk Dili, Türkçe, Türk Edebiyatı, kültürü ve sanatı nesillere ders ve bölüm olarak okutulmaktadır. Bu bağlamda üniversitelerimizde Türk Dili ve Edebiyatı, Halk Bilimi, Çağdaş Türk Lehçe ve Edebiyatları bölümleri kurulmuştur ve önemli hizmetler üstlenmiştir. Çalışmayla Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi bünyesinde eğitim öğretimini sürmekte olan Türk Dili ve Edebiyatı, Çağdaş Türk Lehçe ve Edebiyatları, Türkçe Eğitimi bölümlerinde ve yine üniversite bünyesinde kurulan enstitü ve merkezler üzerinden yapılan lisans ve lisansüstü çalışmalar yapılmaktadır. Makalede temel amaç üniversitenin Türkoloji’ye katkılarını lisansüstü boyutta ortaya çıkarmaktır. Çalışma bir nevi bibliyografya özelliği göstermektedir. Bibliyografik araştırmalar da çalışanlar için önemli bir kılavuz ve ilgili alanda yapılan çalışmalar hakkında önemli bir kaynaktır. Diğer üniversiteler tarafından bu alanda yapılacak olan çalışmalara kaynaklık etmek bir diğer amaç olarak düşünülmektedir.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
6

NURİYEVA, KAMALA. « DARYA VLADİMİROVNA JİGULSKAYA, TÜRKİYE ALEVİLERİ, RUSYA BİLİMLER AKADEMİSİ ŞARKİYAT ENSTİTÜSÜ, MOSKOVA : PROBEL-2000 YAYINEVİ, 2016. » Türk Kültürü ve HACI BEKTAŞ VELİ Araştırma Dergisi 103 (20 septembre 2022) : 379–86. http://dx.doi.org/10.34189/hbv.103.018.

Texte intégral
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
7

KOLOĞLU, İdris. « Uluslararası İç Denetim Standartları Açısından Türk Bankacılık Sisteminin İncelenmesi : Bir Kamu Bankası Örneği ». Uluslararası Yönetim Akademisi Dergisi 6, no 2 (8 juillet 2023) : 504–23. http://dx.doi.org/10.33712/mana.1238591.

Texte intégral
Résumé :
Dünyada son yıllarda bankacılık sektöründe önemli gelişmeler yaşanmış olup, Türkiye de bu gelişmeleri yakından takip etmiş ve bankacılıkla ilgili birçok düzenlemeyi hızla hayata geçirmiştir. Bu düzenlemelerin önemli bir kısmı da bankalardaki iç denetim fonksiyonunun daha etkin ve verimli çalışabilmesine yönelik düzenlemelerdir. Dolayısıyla bu çalışmanın konusu, Basel Bankacılık Denetim Komitesi (BCBS) tarafından bankacılıkta esas alınan Uluslararası İç Denetçiler Enstitüsü (IIA)’nün iç denetim tanımı ile birlikte, iç denetime ilişkin uluslararası meslek etik ilkeleri, davranış kuralları ve iç denetim standartlarının, Türk bankacılık sisteminde ne oranda uygulama alanı bulduğunun incelenmesidir. Çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmış olup, ilk olarak literatür taraması ve mevzuat incelemesi yapılmıştır. Daha sonra bir kamu bankasında rapor ve doküman analizine dayalı olarak standart karşılaştırması yapılmıştır. Yapılan bu çalışmalar sonucunda, bankadaki iç denetim tanımının, Uluslararası İç Denetçiler Enstitüsü (IIA)’nün iç denetim tanımı ile kısmen uyumlu olduğu; bankanın etik ilke ve davranış kurallarının ise Enstitü’nün etik ilke ve davranış kuralları ile “objektiflik”, “gizlilik” ve “yetkinlik” yönlerinden uyumlu, “dürüstlük” yönünden ise uyumsuz olduğu görülmüştür. Ayrıca bu bankada Uluslararası İç Denetim Nitelik Standartları ile uyumlu standart oranı %42,10, uyumsuz standart oranı %42,10 ve kısmen uyumlu standart oranı %15,78; Uluslararası İç Denetim Performans Standartları ile uyumlu standart oranı %69,70, kısmen uyumlu standart oranı %24,24 ve uyumsuz standart oranı ise %6,06 olarak bulunmuştur. Böylece elde edilen bulgular çerçevesinde Türk bankacılık sisteminde iç denetimin uluslararası standartlara uyum düzeyinin arttırılmasına yönelik dört adet öneri geliştirilmiştir.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
8

Criss, Nur Bilge. « Prof. Dr. Roderic H. Davison'ın Anısına ». Belleten 60, no 229 (1 décembre 1996) : 827–30. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.1996.827.

Texte intégral
Résumé :
Tanzimat döneminin en önemli tarihçilerinden biri, Reform In the Ottoman Empire başyapıtıyla tanıdığımız Prof. Dr. Roderic H. Davison 23 Mart 1996 tarihinde Washington, D.C.'de vefat etmiştir. Prof. Davison akademik kariyerine 1947 yılında George Washington Üniversitesi'nde başladı. Siyasi Tarih Profesörlüğü kürsüsüne 1954 yılında atanan Dr. Davison, 1986 yılında Prof. Emeritus unvanı ile emekli olana kadar devamlı ders vermiş, bunu takibeden yıllarda da George Washington Üniversitesi'nde seminerler vermeye devam etmiştir. Prof. Davison Yakın Doğu, Avrupa Diplomasi Tarihi ve Osmanlı Tarihi üzerinde araştırmaları ve verdiği derslerle ünlendi. Zamanında Amerikan Tarihçiler Birliği ve Orta Doğu Enstitüsü gibi mesleki kuruluşların idareciliklerinde bulunmuş ve Yakın Doğu Araştırmaları ve Türkiye Araştırmaları Derneklerinin başkanlıklarını yapmıştır. George Washington Üniversitesi öğretim üyesi olmanın yanısıra, değişik aşamalarda mezunu olduğu Princeton ve Harvard, ayrıca Johns Hopkins Üniversiteleri ve A.B.D. Dışişleri Bakanlığı Akademisi'nde de ders vermiştir.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
9

YALÇINKAYA, AKANSEL, et MURAT KORALTÜRK. « YAYINLAN(MA)MIŞ HATIRALAR BAĞLAMINDA TÜRKİYE DE YÜKSEKÖĞRETİMİN AMERİKANİZASYONU : KURUCU KADROYA İLİŞKİN ANLATILAR VE İŞLETME İKTİSADI ENSTİTÜSÜ ». Journal of Research in Business 5, no 1 (29 juin 2020) : 28–55. http://dx.doi.org/10.35333/jrb.2020.175.

Texte intégral
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
10

BİLGİN, Seher, et Sema BİLİCİ. « Erken Cumhuriyet Dönemi Modernleşme Süreci ve Bauhaus Ekolünün Etkileri (1923-1950) ». Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 12, no 2 (2 juillet 2021) : 162. http://dx.doi.org/10.33537/sobild.2021.12.2.16.

Texte intégral
Résumé :
1923-1950 arasındaki süreçte Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kültür ve sanat politikası kapsamında, ulusal ve modern bir sanat oluşturma anlayışına yönelik olarak kapsamlı çalışmalar yapılmıştır. Bu dönemde; yurt dışına sanatçı ve sanat eğitimcilerinin gönderilmesi, yurt dışından alanında uzman eğitimcilerin getirilerek görüşlerinin alınması, sanat ve kültürün yaygınlaştırılıp toplumsallaştırılması için Halk Evleri, Köy Enstitüleri ve Sanat Okulları'nın açılmasının yanı sıra, müze ve sergi faaliyetleri dikkati çeken önemli gelişmelerdir. Devletsanatçı işbirliğiyle gerçekleştirilen İnkılap Sergileri ve yurt gezileri ile sanatın toplumsallaştırılması ve yurt genelinde yaygınlaştırılarak ulusal bir kültür ve sanat bilincinin oluşturulmasına çaba harcanmıştır. Ayrıca; Güzel Sanatlar Akademisi'nde gerçekleştirilen eğitim reformu ve Gazi Eğitim Enstitüsü bünyesinde kurulan Resim Bölümü, sanat ve sanat eğitimine verilen önemi göstermektedir. Deutscher Werkbund aracılığıyla Geç Osmanlı Döneminde başlayan Türk-Alman yakınlaşması ve Alman kültürel nüfuzu, Erken Cumhuriyet Dönemi'nde de etkisini sürdürmüş; Bauhaus felsefesi ve eğitim anlayışı Cumhuriyet dönemi modernleşme sürecinde etkili bir model olmuştur. Betimsel tarama ve içerik analizi yöntemiyle gerçekleştirilen bu araştırmada; 1923-1950 yılları arasında Türk Eğitim Kurumları ve sanat alanındaki modernleşme çalışmaları ana hatlarıyla değerlendirilerek, Alman kültürel nüfuzu ve Bauhaus Okulu'nun Erken Cumhuriyet modernleşme sürecindeki etkileri değerlendirilecektir.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
11

ÜNLÜ, Mustafa, Veysel ARAS, Ahmet Erhan ÖZDEMİR, Rıdvan ARSLAN et Evren Çağlar EROĞLU. « Changes in quality characteristics of grafted some watermelon cultivars in cold storage ». Mustafa Kemal Üniversitesi Tarım Bilimleri Dergisi 28, no 3 (25 septembre 2023) : 712–23. http://dx.doi.org/10.37908/mkutbd.1246799.

Texte intégral
Résumé :
Bu çalışmada, Nun9075 anacı üzerine aşılı ‘Crimson Tide’, ‘Zeugma’ ve ‘Starburst’ karpuz çeşitlerinin soğukta muhafazasında kalite özelliklerindeki değişimler belirlenmiştir. Karpuzlar Tarım ve Orman Bakanlığı Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü (Erdemli, Mersin, Türkiye)’nde yetiştirilmiş ve 5 hafta süreyle 4 °C sıcaklık ve %90‒95 oransal nemde depolanmıştır. Karpuzun 6 farklı kısımından meyve örneği alınmıştır. Farklı ortamlarda muhafaza edilen meyve örneklerinde fungal bozulmalar ve fizyolojik değişiklikler çeşitli fiziksel ve kimyasal yöntemler kullanılarak analiz edilmiş ve ortaya çıkan farklılıklar kayıt edilmiştir. Analizler muhafaza süresince haftalık aralıklarla yapılmıştır. Elde edilen bulgulara göre, depolama süresince her üç çeşitte de ağırlık kayıpları çok düşük (<%1) olmuştur. Muhafaza sırasında her üç çeşitte de fungal ve fizyolojik bozulmalar saptanmamıştır. Zeugma’ ve ‘Starburst’ karpuz çeşitlerinin meyvelerinin SÇKM içerikleri ‘Crimson Tide’ karpuz çeşidi meyvelerinden daha yüksek olmuştur. TEA miktarı üzerine çeşitlerin etkisi istatistiksel olarak önemsiz bulunmuştur. En yüksek glikoz ve fruktoz içeriği Zeugma’ çeşidi meyvelerinde saptanmıştır. En yüksek sakaroz, C vitamini, antioksidan kapasite ve toplam fenolik madde içeriği ‘Crimson Tide’ meyvelerinde belirlenmiştir. ‘Starburst’ karpuz çeşitlerinin meyvelerinin meyve et rengi h° değeri diğer çeşitlerden daha yüksek bulunmuştur.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
12

ŞAHİN, Selcan Sağlık. « Türkiye-Ukrayna Kültür İlişkileri – VII. Uluslar Arası Gagauz Kültürü Sempozyumu, 25-30 Haziran 2009, Kiev Taras Şevçenko Milli Üniversitesi Filoloji Enstitüsü, Kiev-Ukrayna ». Modern Türklük Araştırmaları Dergisi /Journal of Modern Turkish Studies 6, no 3 (29 septembre 2009) : 127–28. http://dx.doi.org/10.1501/mtad.6.2009.3.37.

Texte intégral
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
13

GÜRDAL LİMON, Elif. « Siber Güvenlik Açısından Savaş Yönetim Sistemleri ve Türkiye ». Gaziantep University Journal of Social Sciences 22, no 4 (20 octobre 2023) : 1466–81. http://dx.doi.org/10.21547/jss.1341594.

Texte intégral
Résumé :
Ulusal güvenliğin bir parçası olarak kabul gören siber güvenlik konsepti bu çalışmada devletlerin kendi başlarının çaresine bakma (self-help) yaklaşımıyla yorumlanmaktadır. Özellikle askerî birimlerde kullanılan Savaş Yönetim Sistemleri (SYS) gibi dijital yeniliklerden kaynaklı saldırı kaynağı, yeri, türü gibi belirsizlik arz eden siber savaş ortamına karşı devletler garanti siber güvenlik tedbirleri almaya yönelecektir. Çalışmada amaç siber güvenliğin ulusal güvenlikteki payının büyüdükçe devletlerin kendi başının çaresine bakma eğiliminin arttığını vurgulamaktır. Ayrıca siber güvenlik; mühendislik anlayışı bakımından değil, uluslararası ilişkilerdeki güç unsuru bakımından ele alınmıştır. Bunun için çalışma askerî teçhizatların yerli üretilme konusunu ve siber güvenliğini analiz etmeye çalışmaktadır. Çalışmanın teorik dayanağı savunmacı realist yaklaşımdır. Bu açıdan yapısalcı bir yaklaşım üzerinden askerî dijital yeniliklerin yeri oturtulmaya çalışılmıştır. Çalışmanın inceleme alanı Türkiye’deki SYS’dir. Türk menşeili savunma sanayi şirketleri ve Savunma Bakanlığı verileri üzerinden bir çalışma yapılmıştır. Ayrıca uluslararası enstitü indeksleri ile siber veri indekslerinden yararlanılmış ve bu alandaki önemli kurumlarla iletişim kurulmuştur. Sonuç olarak, Türkiye üzerinden yapılan bu çalışmada siber güvenlik ulusal güvenlikle özdeşleştirilmiştir. Siber güvenlik endişeleri Türk askerî dijital sistemlerinin millî üretimler olması gerekliliğinde bir etken olmuştur. Siber güvenliğin ulusal güvenlikteki rolü büyüdükçe devletlerin kendi başının çaresine bakma eğilimi artmaktadır. Ayrıca Türkiye’nin savunma sanayinde yerli üretimlere yöneldiği ancak bunu saldırgan eğilimle değil savunmacı bir perspektifle uyumlu olarak yaptığı görülmüştür.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
14

DENİZ, Levent. « YÜKSEK LİSANS ÖĞRENCİ GÖRÜŞLERİNE GÖRE YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARININ TÜRKİYE YÜKSEKÖĞRETİM YÜKSEK LİSANS YETERLİLİKLERİ ÇERÇEVESİ KAPSAMINDAKİ KAZANIMLARA KATKISININ DEĞERLENDİRİLMESİ : MARMARA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÖRNEĞİ ». Journal of Academic Social Sciences 80, no 80 (1 janvier 2018) : 62–91. http://dx.doi.org/10.16992/asos.14216.

Texte intégral
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
15

YILDIRIM, Zeynep. « III. Uluslar arası Türkoloji Kongresi, Polonya-Türkiye İlişkilerinin 600. Yıl Dönümü- Türkoloji Araştırmalarının Dünü, Bugünü ve Yarını, Varşova Üniversitesi, Şarkiyat Fakültesi ve Yunus Emre Enstitüsü, 25-27 Haziran 2014, Varşova. » Modern Türklük Araştırmaları Dergisi /Journal of Modern Turkish Studies 11, no 2 (5 septembre 2014) : 148–50. http://dx.doi.org/10.1501/mtad.11.2014.2.26.

Texte intégral
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
16

Civelek, Hatice Yaprak, et Dicle Koylan. « Türkiye’deki Suriyeli Göçmen Kadınlar Arasında Güvenli Doğurganlık ve Güvenli Annelik ». Göç Dergisi 7, no 2 (23 octobre 2020) : 245–72. http://dx.doi.org/10.33182/gd.v7i2.707.

Texte intégral
Résumé :
Güvenli annelik normalde güvenli doğurganlığı kapsayan bir konudur. Ancak bu çalışma sırasında, üreme çağlarındaki Suriyeli kadınların (15-49) doğurganlıkları, çeşitli sosyal ve demografik bileşenleri ve teorik yaklaşımları gözetmek açısından ayrı olarak incelenmektedir. Bu çalışmanın argümanını destekleyici ana göstergeler, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü tarafından 2018’de gerçekleştirilen Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması Suriyeli Göçmen Örneklemi’nden (TNSA-2018-SGÖ) gelmektedir. Veri, kamplarda veya kamp dışında yerleşmiş 1.826 hanehalkından gelen, toplamda 2.216 evli kadınla yüz yüze görüşmelere dayanmaktadır. Bu çalışma, Suriyeli evli kadınların doğurganlık deneyimlerine, aile planlaması yöntemleri (gebeliği önleyici yöntemler) kullanımına, bu yöntemlerin ulaşılabilirliğine, kadın sağlığına yönelik bakımın sağlanmasındaki kaliteye dayanan deskriptif göstergeleri sunarken, ilgili teorik ve yazınsal kaynakları, göçmen olmanın, kadın olmanın ve anne olmanın oluşturduğu liminal statünün sosyolojik, antropolojik ve psikolojik belirleyicilerini kavramak için bir araya getirmektedir. Çabamızın sonucu ile ilgili olarak, belirtmeliyiz ki, Suriyeli evli kadınların üreme sağlıkları ve davranışları çoğunlukla dil bariyerleri, iletişim problemleri ve küçümsenme kaygısından etkilenmektedir ve bunlar tarafından belirlenmektedir. ABSTRACT IN ENGLISH Safe Motherhood and Safe Fertility among Turkey’s Syrian Women Safe motherhood is normally a subject that covers safe fertility. However, over the course of this study, fertility of Syrian women in their reproductive ages (15-49) has been examined separately for supervising various social and demographic components and theoretical approaches. The supportive indicators for the argument of this study are provided by Turkey Demographic and Health Survey - Syrian Migrant Sample (TDHS-2018-SMS) held by Hacettepe University Institute of Population Studies in 2018. The data is based on face to face interviews with 2.216 married women who are between 15-49 in total, coming from 1.826 Syrian households established in the camps or out of the camps. This study, while presenting the descriptive indicators particularly referring to Syrian birth cases, fertility preferences, use of family planning (contraception) methods, reachability of these methods, quality of delivery of woman’s health care, gathers up related theoretical and literary sources to comprehend the sociological, anthropological and psychological determinants of the liminal status formed by being a migrant, being a woman and being a mother really well. With regard to the consequences of our effort, we should indicate that, the reproductive health and behavior of Syrian married women have been mostly being affected and determined by language barriers, communication problems and anxiety of being biased.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
17

Акынджи, Мелтем. « РЫБА И РЫБОЛОВСТВО У ДРЕВНИХ ТЮРКОВ (in turkish) ». Археология Евразийских степей, no 3 (27 juillet 2021) : 285–97. http://dx.doi.org/10.24852/2587-6112.2021.3.285.297.

Texte intégral
Résumé :
В статье рассматривается значение слова «рыба», не только в современном турецком языке, но и в древних исторических текстах. Кроме того, раскрывается роль рыболовного хозяйства в жизни тюркских племен, а также образ рыбы в искусстве. В данном отношении слово «рыба», которая соответствует значениям города и животного объясняется в свете письменных источников. У каких тюркских племен рыболовная деятельность, основная экономика которых − животноводство, мало упоминается в письменных источниках. За этим, вероятно, стоит тот факт, что животноводство было выдвинуто на первый план с точки зрения экономики. Тем не менее, в некоторых письменных источниках упоминается несколько турецких племен, занимающихся рыболовством. В этом отношении, у каких тюркских племен существовало рыболовное хозяйство, устанавливается на основании арабских и персидских географических источников. Помимо конкретных значений слова рыба, не связанных с рыболовной деятельностью, смысловая нагрузка, приписываемая этому изображению в тюркской устной письменной традиции и искусстве, кратко истолковывается с помощью фольклора и археологических материалов. Изучение изменений, которые претерпела рыба в историческом процессе, важно с точки зрения выявления меняющихся филологических, религиозных и социальных факторов в турецком обществе, как внутренних, так и внешних. Библиографические ссылки Aitkali A. Arkeolojik ve Tarihi Açıdan Doğu Kazakistan’daki Türk Dönemi Anıtları (VI−XII yy). Akdeniz Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Tarih ABD. Yayınlanmamış Doktora Tezi, 2021. 292 s. Akdeniz D., Sırtlı A. Erken Dönem Mitolojisinde Afrodizyak Yiyeceklere Ait İnanışlar // Journal of Tourism and Gastronomy Studies. 2020. 8 (4). S. 2745–2768. Artamanov M. İ. Hazar Tarihi. İstanbul: Selenge Yayınları, 2008. 670 s. Badakoğlu U. Antik Kaynaklar ve Güncel Çalışmalar Işığında Sarmatlar-İskitler. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi. Sosyal Bilimler Ent. Tarih ABD. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Bilecik, 2018. 165 s. Başer A. Osmanlı Devleti ve Gagauzlarla İlişkilerin İlk Devresine Dair Bazı Gözlemler. Gagauz Dili, Tarihi, Coğrafyası ve İnanç Sistemleri. I. Uluslararası Devleti Olmayan Türk Toplulukları Bilgi Şöleni. 2018. S. 9−22. Baştav Ş. Avrupa Hunları. Türkler Ansiklopedisi. C. I. Ankara: Yeni Türkiye Yayınları, 2002. S. 853−886. Çoruhlu Y. Türk Mitolojisinin Ana Hatları. İstanbul: Kabalcı Yayınları, 2011. 256 s. Durmuş İ. İskitler // Doğu Avrupa Türk Tarihi / Ed. O. Karatay ve S. Acar. İstanbul: Kitabevi, 2018. S. 9−54. Eliade M. Dinler Tarihine Giriş. İstanbul: Kabalcı Yayınları, 2014. 455 s. Gırnati Seyahatnamesi. Haz. Fatih Sabuncu. İstanbul: Yeditepe Yayınları, 2011. 222 s. Grakov B.N. İskitler. İstanbul: Selenge Yayınları, 2020. 372 s. Herodotos. Tarih. Çev. M. Ökmen. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2017. 817 s. Ögel B. Türk Mitolojisi. C. II. Ankara: TTK Yayınları, 2014a. 778 s. Roux J. P. Türklerin ve Moğolların Eski Dini. İstanbul: Kabalcı Yayınları, 2011. 381 s. Sümer F. Eski Türklerde Şehircilik. Ankara: TTK Yayınları, 2014. 113 s. Taşağıl A. Kök Tengri’nin Çocukları. İstanbul: Bilge, Kültür Sanat, 2016. 368 s. Theophanes. The Cronicle of Theophanes the Conffesor. Translation by Harry Turtledova. University of Pennsylvania Press Philadelphia, 1982. 204 p. Tolstov S. Oğuz Şehirleri ve Oğuzlar. Çev. E. Şeremeteva. İstanbul: Doğu Kütüphanesi, 2017. 123 s. Topsakal İ. Sibirya Tarihi. İstanbul: Ötüken Yayınları, 2017. 261 s. Üstündağ E. Mersin Balıkları. SÜMAE Yunus Araştırma Bülteni. 5 (2). Haziran 2005. S. 5–8. Бадетская Э.Д., Поляков А.В, Степанова Н.Ф. Свод памятников Афанасьевской культуры. Барнаул: Азбука, 378 с. Бятикова О.Н. Лексика рыболовства в татарском литературном языке. Дисc… канд. филолог. наук. Казань, 2003. 214 с. Киселев С.В. Древняя история Южной Сибири. М.: АН СССР, 1951. 642 с. Плетнева С.А. От кочевий к городам. Салтово-маяцкая культура // МИА. № 142. М.: Наука, 1967. 198 с. Руденко С.И. Культура населения Горного Алтая в скифское время. М.-Л.: Наука, 1953. 401 с. Руденко С.И. Культура населения Центрального Алтая в скифское время. М.-Л.: Наука, 1960. 360 с. Трубачев О.Н. Труды по этимологии. Слово-история-культура T. I. М.: Языки славянской культуры, 2002. 708 с. Хамидуллин Б. Письмо Иосифа // История татар. Т. 2. Волжская Булгария и Великая степь / Отв. ред. Ф.Ш. Хузин. Казань: РухИЛ, 2006. C. 660–669. Хузин Ф.Ш., Набиуллин Н.Г. Булгарский город Джукетау на Каме (по материалам раскопа III 1991, 1993 г.) // Археологическое изучение булгарских городов / Ред. Ф.Ш. Хузин и др. Казань: Мастер Лайн, 1999. С. 90–113. İbn Fadlan Seyahatnamesi. Çev. R. Şeşen. İstanbul: Yeditepe Yayınları, 2015. 78 s. Kalafat Y. Doğu Anadolu’da Eski Türk İnançlarının İzleri. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 1995. 196 s. Divanu Lügati’t-Türk, Kaşgarli Mahmud. Giriş-Metin-Çeviri-Notlar-Dizin (Divanu Lugati’t-Turk, Introduction-Text-Translation-Notes-Index). Haz. А. Ercilasun ve Z. Akkoyunlu. Ankara: TDK. 995 s. Karatayev O. Eski Türk Devrindeki Kırgız Etnik İsimleri // Türkler Ansiklopedi. C. II. 2002. S. 377−385. Kazakstan arheologiyası. Derekter men zertteuler. Red. Z. Samaşev. T. III. Astana, 2013. 404 s. Kuzuyev R. G. İtil-Ural Türkleri. İstanbul: Selenge Yayınları, 2013. 539 s. Minorsky V. Balgitzi “Lord of the Fishes // Wiener Zeitschrift für die Kunde des Morgenlandes. 1960. 56. 1960. S. 130−137. Ögel B. Türk Kültür Tarihine Giriş 1. Türklerde Köy ve Şehir Hayatı (Göktürklerden Osmanlılara). Ankara, 1991. 495 s. Ögel B. Türk Mitolojisi. C. I. Ankara: TTK Yayınları, 2014. 745 s.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
18

İnalcık, Gülcan. « Vasiliy Vasilyeviç Radlov’un Proben (Örnekler) Serisinin Dokuzuncu Cildinin (Türk Boylarinin Sözlü Halk Edebiyatindan Örnekler : Uryanhaylarin (Soyotlarin), Abakan Tatarlarinin Ve Karagaslarin Lehçeleri) İncelenmesi ». Marmara Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 20 mai 2024. http://dx.doi.org/10.16985/mtad.1465745.

Texte intégral
Résumé :
Vasiliy Vasilyeviç Radlov (1837-1918), Türk boylarının dil, tarih, kültür, folklor ve etnografyası üzerine yaptığı incelemelerle Rusya’da Türkoloji’nin bir ilim dalı olarak kurulmasına ve gelişmesine öncülük etmiştir. 1860-1870 yılları arasında Altay ve Batı Sibirya Türkleri arasında gerçekleştirdiği ilmî geziler sırasında Radlov, Türk dili, tarihi, kültürü, folkloru ve etnografyası ile ilgili birçok sözlü ve yazılı materyal derlemiştir. Bu materyalleri 1866-1907 yılları arasında kısa adıyla Proben (Örnekler) adlı seride yayımlamıştır. Toplam 10 cilt olarak yayımlanan bu seri, farklı Türk boylarına ait dil materyalleri ve sözlü halk edebiyatı örneklerini ihtiva etmektedir. Cumhuriyetin ilânından sonra Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Mehmed Fuad Köprülü’yü Türk kültürünün dil, tarih, edebiyat, folklor sahalarında incelenmesi için bir müessese kurmakla görevlendirmiş ve 1924 yılında İstanbul Darülfünûnu bünyesinde Türkiyat Enstitüsü kurulmuştur. 1914 yılında Kazan’dan satın alınarak Türkiye’ye getirilen Türk asıllı Rus Türkolog Nikolay Fedoroviç Katanov’un (1862-1922) kütüphanesi de bu enstitünün temelini teşkil etmiştir. Radlov’un Proben serisinin dokuzuncu cildi Katanov tarafından derlenen ve çevirisi yapılan Uryanhaylara, Abakan (Minusinsk) Tatarlarına ve Karagaslara ait sözlü halk edebiyatı metinlerinden oluşmuştur. Eser, Atatürk’ün araştırılmasına büyük önem verdiği farklı coğrafyalardaki Türk boylarının dillerinin, tarihlerinin, etnografyalarının ve kültürlerinin öğrenilmesi açısından büyük önem arz etmektedir. Bu çalışmada, öncelikle Radlov’un ve Katanov’un hayatından ve ilmî araştırmalarından bahsedilmiş, daha sonra Katanov’un derlediği metinlerden oluşan ve Radlov tarafından yayımlanan Proben serisinin dokuzuncu cildi içerik açısından değerlendirilmiştir.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
19

ZENGİN, Mustafa. « MARSHALL PLANI YARDIMLARININ TÜRKİYE’DEKİ BALIKÇILIK SEKTÖRÜNÜN YAPISAL VE İKTİSADİ GELİŞİMİ ÜZERİNE ETKİLERİ ». Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 20 mars 2023. http://dx.doi.org/10.31765/karen.1232210.

Texte intégral
Résumé :
‘Marshall Planı Yardımları’ İkinci Dünya Savaşı sonrası, 1947 yılında Avrupa devletlerinin yeniden yapılanması için ABD'nin yapmış olduğu ekonomik yardımları içermektedir. Türk Hükümeti ile 4 Temmuz 1948 tarihinde yapılan ‘Marshall Ekonomik İşbirliği Antlaşması’na göre ABD yardımı veriyor, ancak kaynakların kullanımını kontrol altına alıyordu. Türkiye Marshall Planı kapsamında su ürünleri ve balıkçılık sektörünün geliştirilmesine yönelik olarak 1948-1952 yılları arasında toplam 7640000 dolar tutarında yardım almıştır. Bu yardımlar 1950'li yıllara kadar devam etmiştir. 1950’li yıllardan sonra Türkiye’de sosyo-politik ve sosyo-ekonomik yaşamda önemli radikal değişimler meydana gelmiştir. Sırasıyla çok partili hayata geçiş, Demokrat Parti’nin 1950 yılında iktidara gelmesi, NATO’ya giriş ve ‘Marshall Yardımları’nın da desteği ile liman, karayolu gibi alt yapı çalışmaları hız kazanmıştır. 1952 yılında balık endüstrisinin geliştirilmesi için ‘Et ve Balık Kurumu’nun kurulması ve bir taraftan da 1960’dan sonra balıkçı kooperatiflerinin varlık göstermeye başlaması ile birlikte balıkçılık sektöründe önemli sayılabilecek yapısal değişiklikler sağlanmıştır. Bu süreçte 1951 tarihinde, Ekonomi ve Ticaret Bakanlığınca, ‘III. Su Ürünleri Kongresi’ gerçekleştirilmiştir. Bu mali destekler ile on adet soğuk hava ve buz muhafaza tesisi, ağ, iplik ve gemi motoru gibi balıkçılığın teknik altyapısını ve üretimini geliştirecek yatırımlar gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda konserve fabrikalarının genişletilmesi için 200 bin dolarlık tahsisat, fabrika sahiplerine ayrılmıştır. Ayrıca, Trabzon’da Yunus balığından yağ ve un elde edecek günlük 100 ton kapasiteli bir fabrika kurulmuştur. Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı tarafından İstanbul Üniversitesinin işbirliği ile Baltalimanı’nda kapatılmış olan Balıkçılık Enstitüsünün yerine Hidrobiyoloji Araştırma Enstitüsü yeniden yapılandırılmıştır. Enstitü 1951 tarihinden itibaren faaliyete başlamıştır. Et ve Balık Kurumu tarafından balıkçı teknelerinin dışında araştırma amaçlı üç ayrı tekne alınmış ve 1952 senesinde Hidrobiyoloji Enstitüsüne teslim edilmiştir. Balıkçılık alanında yapılan araştırma ve inceleme faaliyetlerinin artırılmasıyla özellikle deniz balıkçılığında 1951 yılından 1960 yılına gelinceye kadar önemli üretim artışları sağlanmıştır. Bu çalışmada Türkiye tarafından kullanılan Marshall Yardımlarının balıkçılık sektörünün yapısal ve ekonomik gelişmesi ele alınmıştır. Yardımların uygulandığı dönemin öncesi ve sonrası karşılaştırılmalı olarak analiz edilmiştir.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
20

BAYRAKTAR, Zulfikar. « NASREDDİN HOCA ENSTİTÜSÜ’NÜN KURULMASI TEKLİFİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME ». Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi, 24 novembre 2022. http://dx.doi.org/10.33692/avrasyad.1186337.

Texte intégral
Résumé :
Türkiye, birçok farklı kültürle zenginleşmiş bir medeniyetin mirasçısı konumunda bir ülkedir. Atalarımız insanlık tarihine mimariden görsel sanatlara, edebiyattan musikiye kadar birçok alanda değerli eserler armağan etmişlerdir. Somut olmayan kültürel mirasımızın önemli bir parçası olan Nasreddin Hoca ve fıkraları sadece Türk Dünyasının değil, bunun yanı sıra diğer coğrafyalarda da hayatiyet gösterme kabiliyetine sahip önemli bir değerdir. Nasreddin Hoca, öncelikle Türk insanının bilinçaltının sözcüsü olmuş, sonrasında ise farklı kültürlere mensup toplumlarla entegre olarak Türk kültürünün evrensel yüzü haline gelmiştir. Nasreddin Hoca fıkralarında temelde ve özde insana ait tüm unsur ve durumlar hoşgörü çerçevesinde tartışılır ve çözüme bağlanır. Bu fıkralarda insanlar ayrıştırılmaz, ötekileştirilmez, din, dil, cinsiyet, ırk ve mezhep ayrımına tabi tutulmazlar. Aksine, insan olmanın evrensel normları bu anlatılarda yüceltilir ve tavsiye edilir. Nasreddin hoca fıkralarında ortaya konulan birlikte ve barış içerisinde yaşama kültürü, günümüz dünyasında insanlık adına çok önemli bir reçete olarak karşımızda durmaktadır. Nasreddin Hoca fıkralarının tüm insanlık adına verdiği mesajlar başta sosyal, kültürel, sanatsal, diplomatik ve siyasi bağlamda daha fazla yol gösterici bir potansiyeli kendi içerisinde barındırmaktadır. Bu yüzdendir ki çalışmamızda da teklif olunacağı üzere Nasreddin Hoca Enstitüsü’nün kurulması ve bu enstitü bünyesinde Nasreddin Hocanın hayatını, fıkralarını, fıkralarının yayılma sahalarını, Türk ve dünya edebiyatındaki yerini, özgünlüğünü ve değerini incelemek ve araştırmak; bahsi geçen amaçlar doğrultusunda çalışmalarda bulunmak, bilimsel, sosyal ve kültürel etkinlikler yapmak ve projeler gerçekleştirmek, basılı ve dijital yayımlar yapmak mümkün olacaktır. Ayrıca Nasreddin Hoca ile ilgili ulusal ve uluslararası yayınların toplandığı ihtisas kütüphanesi oluşturmak ve Nasreddin Hoca düşüncesinin Türk ve uluslararası toplumlarda tanınırlığını ve bilinirliğini arttırmaya yönelik çalışmalar yapmak bu enstitünün en önemli amaçlarından biri olarak hedeflenmektedir. Kurulması planlanan Nasreddin Hoca Enstitüsü ile ülkemizi, dilimizi, kültürel mirasımızı ve sanatımızı tanıtmak, Türkiye’nin diğer ülkelerle olan dostluğunu ve kültürel alışverişini sağlamak imkânı daha da güçlenecektir. İmajların endüstriye ve kültür diplomasisinin önemli bir enstrümanına dönüştürüldüğü günümüz dünyasında Nasreddin Hoca Enstitüsü’nün kurulması bu alandaki önemli bir boşluğu da dolduracaktır. Böylelikle, Türkiye’nin her alanda nitelikli temsilini sağlamak ve bu doğrultuda ‘Türkiye markasını güçlendirmek’ mümkün hale gelecektir.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
21

« Prof. Dr. Nevzat Tarhan : “Türkiye kimlik krizini aşamadı” ». üha, 2023. http://dx.doi.org/10.32739/uha.id.42745.

Texte intégral
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
22

YENİSOY ÖZKAN, Nilgün. « TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM VE KÖYDE MODERNLEŞMENİN ÖRNEĞİ OLARAK KÖY ENSTİTÜLERİNİN KURULUŞU VE HALK EĞİTİMİ FAALİYETLERİ ». Uluslararası Anadolu Sosyal Bilimler Dergisi, 19 mars 2023. http://dx.doi.org/10.47525/ulasbid.1233194.

Texte intégral
Résumé :
İmparatorluktan ulus devlete geçiş sürecinde Türkiye Cumhuriyeti belirlenen hedefler doğrultusunda toplumun her açıdan gelişimini sağlamak için bazı politikaları hayata geçirmiştir. İlk olarak ekonomik kalkınma ile ilgili inkılaplar yapılırken diğer taraftan toplumun eğitim ve kültür düzeyini yükseltmek amaçlanmıştır. Bu doğrultuda ekonomi alanında devletçilik eğitim alanında ise halkçılık ilkeleri temel alınmıştır. Bütün halkın okur-yazar olması için 1 Kasım 1928 tarihinde Harf Devrimi yapılarak yeni harflerin kullanılacağı ilan edilmiştir. Bu yeni alfabenin bütün halka öğretilmesi için 1 Ocak 1929 tarihinde Millet Mektepleri açılmıştır. Millet Mektepleri genelde şehirlerde açıldığı için okuma ve yazma öğretim hizmetleri köylere kadar ulaşmamıştır. O dönem nüfusun çoğu köylerde yaşadığından dolayı Mustafa Kemal eğitim seferberliğine köyleri de dâhil etmek istemiştir. Bu doğrultuda köylerde görevli olan kolluk kuvvetlerini okuma ve yazma öğretmeleri ve onlardan yardım almayı düşünmüştür. Bu uygulama eğitmen kursları fikrinin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Eğitmen kursları başarılı sonuçlar verince kolluk kuvvetlerinin yerine köy çocuklarının bu görevi yapabileceği düşüncesiyle 21 köy enstitüsü tesis edilmiştir. Köy Enstitüleri uygulamalı eğitim anlayışı ile çalıştıkları için köylerin gelişmesinde büyük bir rol oynamıştır. Enstitülerin hiyerarşik olarak tepesinde bulunan Yüksek Köy Enstitüleri de Türkiye’de halka yönelik üniversitelerin ilk örneklerinden biri olarak kabul edilmiştir. Türkiye’de siyasi olarak 1950 seçimlerinde iktidar değişimi yaşanınca 1954 yılında Köy Enstitüleri İlk Öğretmen Okulu adı altına alınıp enstitü uygulamasına son verilmiştir.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
23

SÖYLEMİŞ, Ali, et Fahri YETİM. « Türkiyat Mecmuasına Göre Mehmet Fuat Köprülü'nün Tarih Anlayışı ». Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tarih Dergisi, 26 octobre 2023. http://dx.doi.org/10.47437/esogutd.1371810.

Texte intégral
Résumé :
Türkiyat Enstitüsünün 1924’te Atatürk’ün talimatı ile kurulmasının ardından enstitünün yayın organı olan Türkiyat Mecmuası 1925 tarihinde neşredilmeye başlamıştır. Modern tarihçiliğimizin kurucu isimlerinden ve aynı zamanda derginin müdürü olan Mehmet Fuat Köprülü’nün tarih anlayışını ön plana çıkaran bu çalışma; Köprülü’nün dergide yayınlanan makaleleri ışığında meydana getirilmiştir. Makalenin tarih aralığını oluşturan ve Türkiyat Mecmuasının ilk üç cildinin neşredildiği 1925-1935 yılları arasındaki dönemde Türk kimliğini inşa etmeyi amaçlayan toplumsal değişimle ilgili devrimler yoğun olarak yaşanmıştır. Bu dönemde ayrıca I. Türk Tarih Kongresi toplanarak resmi tarih tezi oluşturulmuş, tarih bilimi resmi ideolojinin parçası haline gelmiştir. Bu çalışmanın amacı, Türkiyat Mecmuasındaki makalelerine dayanarak Köprülü’nün bilimsel tarih metodolojisi ışığında, Anadolu Türklüğünün kökenlerini Osmanlı ve Selçukludan geriye doğru bir bütün halinde Orta Asya’ ya kadar takip eden Muhafazakar Tarih anlayışını ortaya koymaktır.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
24

Binbir, Seyfullah, et İbrahim Duman. « Türkiye Domates Genetik Kaynaklarının Agromorfolojik Karakterizasyonu ». Anadolu Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Dergisi, 27 mars 2024. http://dx.doi.org/10.18615/anadolu.1428979.

Texte intégral
Résumé :
Domates (Solanum lycopersicum L.), dünyada büyük miktarlarda üretimi yapılan, Solanaceae familyasına ait bir sebze türüdür. Ülkemiz domatesin anavatanı olmamakla birlikte çeşitlilik merkezidir. Bu çalışmada; Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü, Ulusal Tohum Gen Bankası’nda bulunan, 1973-2011 yılları arasında, 7 bölgeyi kapsayan, 60 farklı ilden toplanmış, 170 adet domates popülasyonu ve 10 adet ticari çeşidin 30 agromorfolojik özellik yönünden karakterizasyonu yapılmıştır. İncelenen karakterlerin minimum, maksimum, ortalama değerleri ve frekans yüzdeleri belirlenmiştir. Bu çalışma domates aksesyonlarında geniş bir çeşitliliğin olduğunu göstermiştir. Bu çeşitlilik özellikle yeni domates çeşitleri geliştirmek için büyük bir kaynaktır.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
25

KAPLAN, Özgür, et Sami BASKIN. « Yunus Emre Enstitüsü Yedi İklim Türkçe setinin değerler eğitimi açısından incelenmesi : A1-A2 örneği ». RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, 23 octobre 2023. http://dx.doi.org/10.29000/rumelide.1379143.

Texte intégral
Résumé :
Bireyler yeni bir dili öğrenirken, o dilin kültür dairesine özgü kavramları, yaşantıları, değerleri öğrenirler. Bu öğrenme, onların tanıştıkları yeni yaşam alanı ile uyumlu olmalarını, çatışmamalarını sağlar. Ancak değerler eğitimi öğretimin odağında değil, dil öğretiminin arka planında metinlere veya etkinliklere gizlenmiş bir şekilde gerçekleşir. Bu çalışmada, Yunus Emre Enstitüsüne ait Yedi İklim Türkçe setinin A1 ve A2 kitaplarında hangi değerlerin öğretildiği araştırılmıştır. Bu yüzden araştırma “Yunus Emre Enstitüsü tarafınca hazırlanan Yedi İklim Türkçe setinin A1 ve A2 kitaplarında hangi değerlere ne ölçüde yer verilmiştir?” problem cümlesi temelinde yürütülmüştür. Değerlerin tespit edilmesinde ise Türkiye Maarif Vakfı tarafından Diller İçin Avrupa Ortak Başvuru Metni’ne bağlı kalarak hazırlanan Türkçenin Yabancı Dil Olarak Öğretimi Programı esas alınmıştır. Bu çalışma, nitel araştırma yöntemlerinden biri olan doküman incelemesine dayanmaktadır. Bu inceleme türü, araştırılması hedeflenen olgu veya olgular hakkında bilgi içeren yazılı materyallerin analizi biçiminde gerçekleşmektedir. Araştırmada Yedi İklim Türkçe setinin A1 ve A2 kitapları birer doküman olarak kabul edilmiş ve kök değerler ile estetik değerinin dil öğretimine ne ölçüde yansıtıldığına bakılmıştır. Elde edilen bulgular kodlanmış, sayısallaştırılmış ve tablolar halinde sunulmuştur. Böylece değerlerin dağılımı; frekans ve yüzdeleriyle somut bir biçimde gösterilebilmiştir. Ayrıca hangi değerlerin metinlerde nasıl geçtiğini belgelemek için de örnek cümleler ve bu cümlelerin sayfa numaralarına da bulgular bölümünde yer verilmiştir. İnceleme neticesinde estetik ve adalet değerlerinin kitaplarda en az, sevgi ve yardımseverlik değerlerinin ise en çok yer alan değerler olduğu tespit edilmiştir. A1 ve A2 seviyesindeki kitapların aktardığı değerlerin öğrenmeler ilerledikçe yoğunlaştığı, bu sonucun da benzer araştırmalarla uyuştuğu görülmüştür.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
26

GARAKHANOVA, Nabat. « Development of Cultural Diplomacy in the Republic of Turkey in 100 Years ». İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi, 28 septembre 2023. http://dx.doi.org/10.47998/ikad.1362459.

Texte intégral
Résumé :
Türkiye'nin kültür diplomasisi, Osmanlı İmparatorluğu'nun zengin tarihi ve kültürel mirasından, Atatürk'ün modernleştirici reformlarına kadar uzanan geniş bir yelpazede şekillenmiştir. Osmanlı dönemi, Türkiye'nin kültürel ve sosyal yapısını derinlemesine etkilemiş, Atatürk ise Batı ile entegrasyonu ve modernizasyonu hedeflemiştir. Soğuk Savaş döneminde, Türkiye Batı ile yakın ilişkiler kurarak NATO'ya üye olmuş ve Amerikan yardımlarıyla ekonomik ve askeri destek görmüştür. Bu dönem, Türkiye için fırsatlar kadar riskler ve zorluklar da getirmiştir. Kültür diplomasisi, Türkiye'nin uluslararası alanda "yumuşak güç" kullanarak etkili bir rol almasını sağlamıştır. Devlet destekli kurumlar olan Yunus Emre Enstitüsü ve TİKA, bu diplomasi çabalarının ana taşıyıcıları olarak faaliyet göstermektedir. Yunus Emre Enstitüsü, Türkçe'nin yurtdışında öğretilmesi ve Türk kültürü ve sanatının tanıtılması gibi konulara odaklanırken, TİKA yurtdışında kalkınma projeleri ve insani yardım çalışmaları yapmaktadır. Türkiye'nin iç ve dış politikası, kültür diplomasisi çabalarını olumlu ya da olumsuz etkileyebilmektedir. Etnik ve dini çatışmalar, bu tür diplomasi çabalarının etkinliğini sınırlayabilir. Türkiye-AB ilişkileri, üniversite değişim programları ve kültürel turizm aracılığıyla güçlenmektedir. Türk üniversiteleri, özellikle Almanya, Fransa ve Hollanda gibi AB ülkelerinde kampüsler ve araştırma merkezleri kurarak, öğrenci değişim programları ve ortak projelerle Türkiye-AB ilişkilerini güçlendirmektedir. Türkiye'nin Orta Doğu ile olan ilişkileri, tarihsel bağlar, kültürel etkinlikler ve jeopolitik dinamikler tarafından şekillenmektedir. Türkiye, bu bağlamda kültürel diplomasi araçlarını etkin bir şekilde kullanarak, bölgesel istikrarı teşvik etmek ve karşılıklı anlayışı artırmayı hedeflemektedir. Türkiye'nin Asya ve Amerika ile olan kültürel diplomasi faaliyetleri de benzer şekilde, tarihsel bağlar, ekonomik ilişkiler ve jeopolitik dinamikler tarafından etkilenmektedir. İç politika, dış politika ve kültürel diplomasi arasında yakın bir ilişki vardır; iç politikadaki değişiklikler, kültürel diplomasi stratejilerini etkileyebilir. Finansal ve lojistik zorluklar, özellikle gelişmekte olan ülkeler için, kültürel diplomasi faaliyetlerinin etkinliğini sınırlayabilir.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
27

ESER, Gülşah. « A TEACHER OF HUNGARIAN ORIGIN AT THE VILLAGE INSTITUTES : GÁSPÁR NAGYPÁL ». Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi, 5 juillet 2023. http://dx.doi.org/10.53718/gttad.1297790.

Texte intégral
Résumé :
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş döneminden itibaren Macar bilim adamları, uzmanlar ve öğretmenler bilhassa mesleki ve teknik eğitim veren kurumlarda görev almışlardır. 1940’lı yıllara gelindiğinde Köy Enstitüleri’nin açılması buralarda da istihdam edilmelerine olanak vermiş ve böylelikle Macarların inşaat, altyapı vb. alanlardaki bilgilerinden büyük oranda istifade edilmiştir. Enstitülerin inşaat faaliyetlerinden elektrik ve suya kavuşturulmalarına kadar pek çok çalışmaya emek veren Macar eğitimciler böylelikle bu kurumların yapılandırılmalarına önemli katkılar sağlamışlardır. Arşiv belgelerinde Macar asıllı üç kişinin bu kurumlarda istihdam edildiği bilgisine yer verilmiş ve bunlar arasında Gáspár Nagypál ismi zikredilmiştir. Bu makale Nagypál’in hayatını ve Türkiye’deki çalışmalarını konu almaktadır. Nagypál’in Macaristan’ın Szeged şehrinde doğduğu ve eğitim aldığı, makineci olarak yetiştiği bilinmekle birlikte Köy Enstitüleri’nde görevlendirilecekler arasında neden onun seçildiği ve Türkiye’ye hangi tarihte geldiğine dair herhangi bir kayda ulaşılamamıştır. Literatürde Nagypál’in çalıştığı kurumlardaki görev tanımıyla ilgili olarak farklı görüşler mevcut olup bu araştırma öncelikle bu duruma açıklık getirmeyi amaçlamaktadır. Çeşitli kaynaklarda ustabaşı, usta öğretici, uzman ve öğretmen olarak nitelendirilmesine rağmen Göl Köy Enstitüsü Tasnif Edilmemiş Arşivi’nde yer alan belgeler, öğretmen olduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca “öğretmen” sıfatıyla attığı imzası, vesikalık fotoğrafı, Göl Köy Enstitüsü bünyesinde yapmış olduğu çalışmalara ve yazışmalara ilişkin çeşitli detaylar bu arşivde Öğretmen ve Memur Sicil Defteri’nin yanı sıra kendi özlük dosyasında yer almaktadır. Bu belgeler de onun öğretmen olarak görev yaptığını doğrulamaktadır. Nagypál’in Göl, Çifteler, Hasanoğlan, Kepirtepe ve Akçadağ Köy Enstitüleri’nde özellikle elektrik donanımının kurulmasında görev aldığı bilinmektedir. Bununla birlikte ara ara başka enstitü ya da eğitim kurumlarına görevlendirildiği de olmuştur. Bu süreçlerde değişmeyen temel unsur ise öğrencilere teknik bilgilerini aktarması ve işleri onlarla birlikte gerçekleştirdiği imece usulüyle yapması olmuştur. Böylelikle Nagypál, Köy Enstitülerinde öne çıkan “İş İçinde Eğitim” ilkesinin uygulayıcılarından biri olarak eğitim tarihimizde yerini almıştır. Türkiye’de uzun sayılabilecek bir dönem görev yapmış olmasına rağmen Nagypál’e dair bilgiler daha çok satır aralarında kalmıştır. Daha önemli olarak onun hayatını ve çalışmalarını konu edinen özgün akademik bir çalışmaya rastlanamamıştır. Türkiye Cumhuriyeti tarihi literatürü bağlamında bir değerlendirme yapıldığında ise bu husus bir noksanlık olarak karşımıza çıkmaktadır. Buradan hareketle bu araştırmanın başka bir amacı ise Nagypál’in hayatı hakkında özlü bilgi sunduktan sonra Türkiye’deki çalışmalarına değinmek olarak belirlenmiştir. Görevlendirildiği enstitülerin ve daha çok hangi çalışmalar üzerine yoğunlaştığının belirlenmesi, öğrencilerin onun hakkındaki düşünceleri gibi hususlar bu araştırmanın inceleme alanını oluşturmuştur. Araştırmada literatür taraması, arşiv taraması ve doküman analizi yöntemleri kullanılmıştır. Nagypál’in hayatına ve özellikle de eğitimine ilişkin veriler daha çok Macar kaynaklarından elde edilmiştir. Köy Enstitüleri sürecindeki yeri ve öneminin ortaya konulabilmesi adına da arşiv belgeleri ve akademik çalışmalardan yararlanılmıştır.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
28

AYDEMİR, Eylem Itır, et Sinem SARIÇOBAN. « Fertility and Family Planning Preferences of Women Aged 15-49 Living in Turkey ». Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 17 août 2023. http://dx.doi.org/10.51754/cusbed.1177229.

Texte intégral
Résumé :
Bu çalışmanın amacı Türkiye’de yaşayan 15-49 yaş arası kadınların 2018 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırmasına (TNSA) göre demografik verileri ile bazı doğurganlık tercihleri ve aile planlaması bilgilerini incelemektir. Çalışmada Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen TNSA 2018 verileri kullanılmıştır ve raporda farklı bölgelerden 7346 kadından veri toplanmıştır. SPSS v.23 paket programı ile yapılan analizlerin sonucunda evli kadınların çocuk sahibi olma isteği ile yaşayan çocuk sayısı arasında anlamlı fark bulunmuştur (p
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
29

Barmanbay, Afina. « Kitap İncelemesi. Cengiz Aytmatov Fenomeni ve Azerbaycan. Mehman Hasanlı ». Turkuaz Uluslararası Türk Dünyası Bilimsel Araştırmalar Dergisi, 25 mai 2024. http://dx.doi.org/10.54970/turkuaz.1474604.

Texte intégral
Résumé :
Millî olduğu kadar da evrensel olan Cengiz Aytmatov sanatı hakkında Türkiye’de değişik açılardan yaklaşılan pek çok çalışma yapılmıştır. Fakat dünya edebiyatında veya en azından diğer Türk halklarının edebiyatında Aytmatov sanatının yeri ve çekisi ile ilgili Türkiye’de bir literatür eksikliği hissedilmektedir. Cengiz Aytmatov ve Türk dünyası konulu bilimsel etkinliklerin yanı sıra Türkiye dışındaki Türklerin konuyla ilgili kitap çalışmalarının Türkiye’de yayınlanması, alanındaki boşlukları giderebilir ve Cengiz Aytmatov sanatının ulusal ve evrensel yönleriyle bir bütün olarak görülmesini temin edebilir. Bu açıdan bakıldığında, Azerbaycan Millî İlimler Akademisi Edebiyat Enstitüsü öğretim üyesi Doç Dr. Mehman Hasanlı’nın kaleme aldığı Cengiz Aytmatov Fenomeni ve Azerbaycan kitabı, konuyla ilgili yeni akademik çalışmaların yapılmasına olanak sağlayacak bir araştırmadır. Bengü Yayınlarınca okurlarıyla buluşan kitabı Türkiye Türkçesine aktaran Sefa Başımoğlu’dur. Kitabın editörleri Prof. Dr. Orhan Söylemez ve Dr. Öğr. Üyesi Ömer Faruk Ateş’tir.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
30

Üstünel Yaylagül, Özen. « Hirik, ERKAN (2018) Türkiye Türkçesinde Mental Fiiller, Ankara : Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü. ISBN : 9789754561487 ». Modern Türklük Araştırmaları Dergisi/Journal of Modern Turkish Studies 16, no 1 (31 mars 2019). http://dx.doi.org/10.1501/mtad.16.2019.1.7.

Texte intégral
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
31

HASTAŞ, Mehmet Timuçin. « The Teacher Who Nurtures Students Without Ceasing to Be a Student : Hakkı Zafer Toprak ». Kadim, 18 juin 2023. http://dx.doi.org/10.54462/kadim.1316763.

Texte intégral
Résumé :
Zafer Toprak’la Boğaziçi Üniversitesi Atatürk Enstitüsü yüksek lisans mülakatında tanıştım. Hoca dersleri ziyaretleri ayrı bir vecd içinde geçerdi. Sıraserviler Caddesi No:49’da bulunan Yeni Hayat Apartmanı ikinci katındaki evinde misafirlerini kendi ağırlar, çayınızı kahvenizi o servis eder, sizin hizmet etmenize bile razı olmazdı. Hoca, alanı ile ilgili binlerce kitap, dergi ve efemera toplayan, kitaplarını tek tek plastik bir kapla elle kaplayan bir araş¬tırmacıydı, bir koleksiyoner değildi. Hocamız da bizim gibi koleksiyona karşıydı. O sadece Türkiye gibi kütüphanelerin kıt olduğu bir memlekette hayatı boyunca elde ettiği maddi imkânı ile kitaplarına sığınak, kendine çalışma mekânı ve malzeme temin ediyordu
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
32

ÖZKAN, Ahmet. « Cultural Diplomacy in Turkish Foreign Policy in the 100th Anniversary of the Republic ». Külliye, 21 octobre 2023. http://dx.doi.org/10.48139/aybukulliye.1360433.

Texte intégral
Résumé :
20. yüzyılda küresel alanda yaşanan gelişmeler sistem içerisinde bulunan imparatorlukların dağılmasıyla yeni bir boyuta taşınmıştır. Özellikle 18. yüzyılda yaşanan gelişmelerle birlikte ulus devletler ortaya çıkmaya başlamıştır. 20. Yüzyılın ilk çeyreğinde ortaya çıkan bu devletlerden bir tanesi de Türkiye Cumhuriyeti olmuştur. Cumhuriyetin ilan edildiği 1923 yılından günümüze bir asrı geride bırakan Türkiye, bu yüz yıllık zaman dilimi içerisinde pek çok iç ve dış politik gelişmeye şahitlik etmiştir. Yeni kurulan Cumhuriyetin kendi içerisinde yaşadığı gelişmelere ek olarak küresel sistemde yaşanan gelişmeler Türkiye’nin dış politiğini derinden etkilemiştir. Bilindiği üzere dış politikanın kullanımında pek çok araç mevcuttur ve bu araçlardan bir tanesi de diplomasidir. Diplomasi kendi içerisinde zorlayıcı diplomasi, ekonomi diplomasisi ve kültürel diplomasi olmak üzere pek çok çeşide sahiptir. Türkiye kurulduğu günden bugüne geçen yüz yıllık zaman diliminde diplomasiyi etkin bir şekilde kullanmaya çalışmıştır. Bu çalışma kapsamında yumuşak güç olarak da nitelendirebileceğimiz kültürel diplomasi, Türkiye açısından tarihsel arka planıyla birlikte irdelenmiştir. Bu inceleme yapılırken, özellikle, Soğuk Savaş sonrasında Türkiye’nin etkin dış politika konseptiyle hareket ederek tesis ettiği ve kültürel diplomasinin yürütücüsü olan kurumlar olarak nitelendirilen Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı, Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı, Yunus Emre Enstitüsü ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı ayrıntılı olarak irdelenmiştir.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
33

Anayurt, Muharrem Oğuzhan, et Kadri Gökhan Yılmaz. « Kültürel Diplomasi Silahı Olarak Pazarlama : Ankara da Eğitim Gören Türkiye Burslusu Öğrenciler Üzerinde Nitel Bir Araştırma (Marketing as A Cultural Diplomacy Weapon : Qualitative Research on Türkiye Scholarships Students Studying in Ankara) ». Journal of Business Research - Turk, 3 juillet 2023. http://dx.doi.org/10.20491/isarder.2023.1658.

Texte intégral
Résumé :
Amaç –Bu çalışmanın amacı; kamu diplomasisi, kültürel diplomasi, iş birliği ve kalkınma faaliyetlerini yürüten Türkiye’nin Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Türk İş birliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA), Yunus Emre Enstitüsü (YEE), Maarif vakfı, Kızılay olmak üzere bu kamu kurumlarının çalışmaları ve insani diplomasi etkinliklerinin yanı sıra ulus marka alanındaki etkilerinin Türkiye Burslusu öğrenciler tarafından kendi ülke ve bölgelerinde nasıl algılandığının tespit edilmesidir.Yöntem –Araştırmanın evrenini oluşturanAnkara’da eğitim gören Türkiye Burslusu öğrencilerden, olasılık dışı örnekleme tekniklerinden amaçlı örnekleme ve kartopu örnekleme tekniği kullanılarak 17 ülkeden toplam 24 uluslararası öğrenciye ulaşılmıştır. Araştırmada nitel veri toplama tekniklerinden olan mülakat tekniği ve yapılandırılmış –yarı yapılandırılmış mülakat soruları kullanılmıştır.Bulgular –Mülakatlardan elde edilen verilere göre, öğrencilerin Türkiye’ye gelmeden önce daha muhafazakâr bir ülke beklerken geldikten sonra daha seküler, özgür ve açık bir ülke bulduğu belirlenmiştir.Tartışma –Araştırmanın sonucunda, hedef pazarlara yönelik kurulacak olan pazarlama iletişiminde; ağızdan ağıza pazarlama, viral pazarlama, Türk dizileri, sosyal medya, internet ve kurumların yapmış olduğu ziyaretlerin dikkate alınmasının önem arz ettiği ortaya konulmuş, ileriki çalışmalara yönelik tavsiyelerde bulunulmuştur.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
34

ERİMLİ, Alparslan, et Mehmet ÖZÇAĞLAYAN. « Alternatif Medya Kavramı Tartışmaları Ekseninde Türkiye’deki Ağ Tabanlı Alternatif Medya Üzerine Bir İnceleme ». Düşünce ve Toplum Sosyal Bilimler Dergisi, 10 juillet 2023. http://dx.doi.org/10.55796/dusuncevetoplum.1284758.

Texte intégral
Résumé :
Bu çalışmada, alternatif medyanın kavramsallaşmasına dair tartışmaların ışığı altında, özellikle İnternet ve yeni iletişim teknolojilerinin gelişimiyle alternatif medyanın baskın bir şekilde katılımcılık boyutu üzerinden karakterize edilişi eleştirel bir yaklaşımla incelenmiştir. Türkiye’deki ağ tabanlı alternatif medyanın ele alındığı çalışmada, alternatif medyanın katılımcılık ilkesiyle kavramsallaştırılmasına yapılan eleştirel bakış, İnternet’in sahip olduğu yapısal sorunlar ekseninde International Press Institute (Uluslararası Basın Enstitüsü) tarafından 2020 yılında hazırlanan Türkiye Dijital Medya Raporu üzerinden ele alınmıştır. Türkiye’de dijital mecrada faaliyet gösteren muhalif, bağımsız medyanın potansiyeline ve İnternet’te avantajlı bir konumda gözüken sermaye sahibi anaakım medya karşısında yaşadığı güçlük ve engellere dair bulgular sunan Türkiye Dijital Medya Raporu’ndaki ağ tabanlı alternatif medya organları odağındaki verilerin betimsel analizi yapılmıştır. Ayrıca yapılan analiz Saran (2021) ve Bulut’un (2019) Türkiye’de çeşitli ana akım ve alternatif medya kuruluşlarında çalışan SEO (Search Engine Optimisation/arama motoru optimizasyonu) birimleri ve gazetecilerle yaptıkları mülakatlarla desteklenmiştir. Yapılan analizler sonucunda, İnternet’in ekonomi politiğinin sebep olduğu yapısal sorunların alternatif medyanın demokratik ve özgürleştirici bir medya ekosistemi yaratmasında engeller çıkardığını söylemek mümkündür.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
35

Kendirci, Perihan, Aysu Türkman, Berivan Erincik, Yaşar Asu Tabanlı et Özlem Yatkın. « Türkiye de Yetiştirilen Bazı Armut Çeşitlerinden Elde Edilen Gastronomik Ürünlerin Duyusal Özelliklerinin ve Beğeni Durumlarının Değerlendirilmesi (Evaluation of Sensory Attributes and Hedonic Scores of Gastronomic Products Produced By Some Pear Varieties Cultivated in Turkey) ». Journal of Tourism and Gastronomy Studies, 1 octobre 2022. http://dx.doi.org/10.21325/jotags.2022.1100.

Texte intégral
Résumé :
Bu çalışmada, Türkiye’de ticari olarak üretimi devam eden bazı armut çeşitleri ile ıslah çalışmalarıyla yeni geliştirilen bazı armut çeşitlerinin gastronomik bir ürün olarak farklı gıda formülasyonlarında kullanım olanaklarının incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada incelenen armut örnekleri hali hazırda uluslararası ticarete konu olan üç ticari armut çeşidi (Kieffer, Deveci ve Williams) ile Meyvecilik Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü tarafından “Ateş Yanıklığı Hastalığına Toleranslı Armut Çeşit Islahı” projesi kapsamında geliştirilen üç yeni armut çeşidi (Dönen-C, Gökdem, FiRest) olarak sıralanmaktadır. Meyvecilik Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünden temin edilen söz konusu armut çeşitleri kullanılarak üç farklı gastronomik ürün formülasyonu (armutlu içecek, poşe armut tatlısı, zeytinyağlı armut yemeği) hazırlanmıştır. Her bir ürün formülasyonunda kullanılan armut çeşidinin ürünün beğeni durumuna etkisinin belirlenmesi amacıyla elde edilen ürünlerin duyusal değerlendirilmesi, hedonik puanlama skalası kullanılarak 15 panelistin katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Çalışma sonucunda armutlu içecek, poşe armut tatlısı ve zeytinyağlı armut yemeği tariflerinde genel olarak en beğenilen armut çeşitlerinin sırası ile Dönen-C, FiRest ve Williams oldukları belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlar, yeni geliştirilen armut çeşitlerinin tüketiciler tarafından tercih edilme potansiyellerinin yüksek olduğunu göstermektedir.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
36

Başaran, Ali. « Boris Yeltsin’in Başkanlığı Döneminde Bilim, Yükseköğrenim ve Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü Türkiye Birimi, 1992-2000 ». Journal of Eurasian Inquiries / Avrasya İncelemeleri Dergisi 9, no 2 (30 septembre 2020). http://dx.doi.org/10.26650/jes.2020.011.

Texte intégral
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
37

KÖSE, Mustafa, et Özlem SERTKAYA DOĞAN. « Demographic Transition, Structural Change and Future of Turkey's Population in the Context of Population Policies ». Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 14 septembre 2022. http://dx.doi.org/10.51290/dpusbe.1152311.

Texte intégral
Résumé :
Gelişen dünyada sağlık koşullarının iyileşmesi ve yaşam standartlarının artmasıyla ilişkili olarak ölüm oranlarındaki düşüşler doğum oranlarındaki düşüşlere öncülük etmiştir. Doğurganlık ve ölümlülük hızlarının genellikle çok yüksek düzeylerden çok düşük seviyelere gerilemesi sonrasında Demografik Dönüşüm süreci yaşanmıştır. Doğumlara yön vermek amacıyla kamu otoritelerince uygulanan nüfus politikaları da demografik değişim sürecinde etkili olmuştur. Demografik Dönüşüm küresel bir süreç olmakla birlikte ülkelerin kalkınmışlık düzeyleri ve sosyoekonomik özellikleri demografik değişim sürecinin ülke bazında farklı zamanlarda yaşanmasına neden olmuştur. Türkiye’de yirminci yüzyılın ortalarından itibaren doğurganlık ve ölümlülük oranlarında meydana gelen belirgin düşüşler Demografik Dönüşümün hızlı bir biçimde yaşanmasıyla neticelenmiştir. Bir süreç olarak devam eden bu demografik değişim ülke nüfusunun yapısal özelliklerinin de değişmesinde etkili olmuştur. Bu çalışmada Türkiye’de yaşanan Demografik Dönüşümün toplam nüfus yapısına etkileri ve ülke nüfusun geleceği Birleşmiş Milletlerin (BM) nüfus projeksiyonları bağlamında incelenmiştir. Çalışma, Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE), Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve BM’nin nüfus sorgulamalarından elde edilen nicel veriler kullanılarak yapılmıştır. Elde edilen bulgular doğurganlık hızını nüfusun yenilenme düzeyinde tutmak amacıyla ebeveynlerin çocuk sahibi olmalarını engelleyen olumsuz koşulların ortadan kaldırılmasına yönelik tedbirlerin gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
38

KAVOĞLU, Samet. « KAMU DİPLOMASİSİ PERSPEKTİFİNDEN ULUSLARARASI YAYINCILIK : TRT BALKAN ÜZERİNE BİR İNCELEME ». Intermedia International E-journal, 19 décembre 2022. http://dx.doi.org/10.56133/intermedia.1175315.

Texte intégral
Résumé :
Soğuk Savaş sonrası dönemde yeniden şekillenen Balkan coğrafyasında Türkiye de gelişen güç parametrelerine paralel olarak etki alanı oluşturma arayışına girmiştir. 1990’ların ilk yarısından itibaren bölgedeki çatışmaların durdurulmasına ve barışın tesisine BM çatısı altında katkı sunmuş; Makedonya, Bosna-Hersek, Karadağ ve Kosova’nın bağımsızlığını tanıyan ilk ülkeler arasında yer almıştır. Avrupalı güçlerin yanı sıra ABD, Rusya, Çin başta olmak üzere birçok dış gücün varlık gösterdiği sahada Türkiye de iktisadi, siyasi ve kültürel araçlarıyla sonuç üretici aktör olma arayışındadır. Bu kapsamda kamu diplomasisi faaliyetleri de TİKA, YTB, Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfı gibi kamu kurumları, yerel yönetimler, STK’lar ve özel sektör kuruluşları vasıtasıyla yürütülmektedir. Kamu diplomasisinin uluslararası yayıncılık tarafında ise bölge dillerinde yayıncılık faaliyetlerinin gerekliliği alan yazınında tartışılan bir konuydu. 2022 yılı haziran ayında yayın hayatına başlayan TRT Balkan da bölge dinamikleriyle uyumlu, nitelikli ve sürdürülebilirlik içerik üretebildiği ölçüde Türkiye’nin kamu diplomasisi faaliyetlerine katkı sunabilecektir. Bu çalışmada da TRT Balkan’ın ilk ay içerikleri betimleyici bir yaklaşımla ele alınmıştır. TRT Balkan’a odaklanan ilk çalışma olması nedeniyle önem arz eden çalışmada; platformun kamu diplomasisi açısından önemli fakat geliştirilmesi gereken yönleri olduğu tespit edilmiştir.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
39

ALİŞOĞLU, Batuhan. « Ev Hanımı Mı İş Kadını Mı ? Türk Modernleşmesinin Bir Unsuru Olarak Kız Enstitüleri Ve Necatibey Kız Enstitüsü ». Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tarih Dergisi, 25 octobre 2023. http://dx.doi.org/10.47437/esogutd.1365005.

Texte intégral
Résumé :
Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşundan itibaren birçok yapısal reforma imza atmıştır. Eğitim alanında girişilen temel reformlardan biri ise modern Türkiye’nin düşünce yapısını yansıtacak eğitim kurumlarının kurulması olmuştur. Kız Enstitüleri, bu hususta kurulan başlıca eğitim kurumlarındandır. Çağdaş “cumhuriyet kızları” yetiştirme amacıyla kurulan bu eğitim kurumlarında çoğunlukla Batılı metotlar benimsenmiş ve uygulamaya konulmuştur. Bursa Necatibey Kız Enstitüsü, ilk açılan kız enstitülerinden biri olarak alanında öncü eğitim kurumlarından biri olmuştur. Bu çalışmada, cumhuriyetin erken yıllarında kadın eğitimine örnek teşkil eden kız enstitülerinin tarihi, düşünce yapısı ve Bursa’da kurulmuş olan Necatibey Kız Enstitüsü’nün süreç içerisindeki gelişimi konu edilmiştir. Çalışmada, Atatürkçü düşünce ışığında oluşturulmaya çalışılan çağdaş kadın algısında kız enstitülerinin rolünün ve uygulanan eğitimin niteliğinin anlaşılması amaçlanmıştır. Çalışma sırasında Necatibey Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi arşivi, basın kaynakları ve konu hakkındaki nitelikli araştırma-inceleme eserlerinden yararlanılmıştır.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
40

YAMAN, Hikmet. « Tek Parti Döneminde Şırnak’ta Nüfus Ve Demografik Yapı [1927-1950] ». İçtimaiyat, 18 novembre 2022. http://dx.doi.org/10.33709/ictimaiyat.1149138.

Texte intégral
Résumé :
Bu çalışmanın amacı, Tek Parti Dönemi`nde 1927-1950 yılları arasında yapılan genel nüfus sayımları üzerinden Şırnak’ın demografik yapısına ışık tutmaktır. Bu amaçla, Türkiye`de ilk kez 1927`de yapılan nüfus sayımı ve 1935`ten itibaren beşer yıl aralıklarla gerçekleştirilen genel sayımlar içerisinde Şırnak`a ilişkin demografik veriler ve sonuçlar, kapsamlı olarak değerlendirilmiştir. Makalenin, 1927-1950 yılları arasındaki 5 farklı nüfus sayımı verilerini esas almış olması dolayısıyla çalışmada nicel yönteme başvurulmuştur. Bu yöntemden hareketle; 1927, 1935, 1940, 1945 ve 1950 yıllarında yapılmış sayımlar sonucunda tespit edilmiş olan toplam Şırnak nüfusu; dil, din, cinsiyet, köylü-kentli dağılımı ve okuryazarlık gibi özellikler bakımından analiz edilmiştir. Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) tarafından yayımlanan resmi Nüfus İstatistikleri ve Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi (BCA) belgeleri, makalede kullanılmış olan birincil kaynaklardır. Makalenin temel bulguları, 1927-1950 yılları arasındaki Şırnak nüfusunun kendine özgü özelliklerini kapsamaktadır.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
41

ZENGİN, Ayşe, Berra AKA, Selin GENÇAY et Muhammet UZUN. « Bor Madeninin Endüstriyel Uygulamaları ». European Journal of Science and Technology, 11 décembre 2022. http://dx.doi.org/10.31590/ejosat.919451.

Texte intégral
Résumé :
Doğada elemental olarak bulunmayan bor, yerkabuğunda yaygın olarak bulunur ve periyodik tablonun 5.elementidir. Yaklaşık 230 farklı bor mineralinin bulunduğu bilinmektedir ve farklı uygulamalarda bu çeşitlilik önemlidir. Türkiye, dünyadaki bor rezervlerinin en büyüğüne sahiptir. Buna ek olarak, Türkiye'nin bor mineralleri, diğer bor üreten ülkelere göre daha ekonomik olan en yüksek kalite ve üretim koşullarına sahiptir. Bu nedenle, bor ülkemiz için büyük önem taşır ve Türkiye'nin bu kaynaklarla ulusal ekonomiye katkıda bulunabilmesi için yeni kullanım alanlarına ve endüstrilerin oluşturulmasına yönelik önemli bir talep vardır. Mevcut bor rezervleri göz önüne alındığında, bor ile ilgili çevre dostu bir unsur olarak daha fazla araştırma ve geliştirme çalışmalarına duyulan ihtiyaç tüm endüstri dalları için açıktır. Türkiye'de bu amaçla BOREN (Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü) kurulmuştur ve başta bu kuruluş olmak üzere dünya genelinde farklı çalışmalar yapılmıştır. Bu makale borun farklı disiplinlerde kullanımlarını ve bunları temel alarak yeni uygulama alanları oluşturulmasını amaçlamaktadır. Farklı sektörlerde bor uygulamalarının geliştirilmesi önemlidir.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
42

Uysal, Tamer, Onur Ergönül, Ahmet Yaşasın, Aslı Polat, Serkan Candar et İsmail Eryılmaz. « Tekirdağ Asma Arazi Gen Bankasındaki Bazı Üzüm Genotiplerinin Karakterizasyonu ». Anadolu Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Dergisi, 20 mars 2024. http://dx.doi.org/10.18615/anadolu.1394001.

Texte intégral
Résumé :
Türkiye, üzümün anavatanları arasında yer alan küçük Asya olarak bilenen bölgede yer alması sebebiyle çok sayıda üzüm genotipine sahiptir. Bu zenginliğin kaybolmasını önlemek amacıyla 1965 yılında “Türkiye Asma Genetik Kaynaklarının Belirlenmesi, Muhafazası ve Tanımlanması” projesi hayata geçirilmiştir. Proje çalışmaları neticesinde 2023 yılı itibariyle toplam 1459 çeşit/genotip Tekirdağ Bağcılık Araştırma Enstitüsü asma arazi gen bankasında muhafaza altına alınmıştır. Muhafaza altına alınan materyallerden Sömbeki, Eksenez, Selvikarası, Kınalı üzüm ve Çatalkarası (Çatal dimrit) genotiplerinde 2022 yılında karakterizasyon çalışması yapılmıştır. Karakterizasyon çalışmaları OIV (Uluslararası Bağcılık ve Şarapçılık Örgütü) tanımlama listesinden seçilen 53 kriterde gerçekleştirilmiştir. Yapılan karakterizasyon çalışmaları neticesinde tüylülük özellikleri açısından Kınalı üzüm ve Çatalkarası genotipleri dikkat çekmiştir. Genç sürgün yatık tüy yoğunluğu (OIV 4) Kınalı üzüm ve Çatalkarası yoğun (7), olgun yaprak alt yüzü ana damarlar arasında yatık tüy yoğunluğu (OIV 84) Kınalı üzüm orta (5), Çatalkarası seyrek (3), Olgun yaprak ana damarlar üzerinde dik tüylülük yoğunluğu (OIV 86) Kınalı üzüm ve Çatalkarası seyrek (3) bulunmuş olup diğer genotiplere göre daha fazla tüylülüğe sahiptirler. Selvikarası fonksiyonel dişi çiçek yapısına sahip olup (OIV 151) diğer genotipler erdişi yapıya sahiptir. Salkım sıklığı (OIV 204) açısından Çatalkarası (sık-7) diğer genotiplere göre daha sık yapıdadır. Çekirdek uzunluğu (OIV 242), çekirdek ağırlığı (OIV 243), salkım ağırlığı (OIV 502) ve tane ağırlığı (OIV 503) ölçümlerinde en yüksek değeri Sömbeki genotipi almıştır.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
43

CAN, Hasan Ceyhun, Erdal ZORBA et Ayşe TÜRKSOY IŞIM. « Öğretmen Eğitiminde Harmanlanmış Öğrenme Modelinin Kullanıldığı Lisansüstü Tez Çalışmalarının İncelenmesi ». Trakya Eğitim Dergisi, 15 mars 2022. http://dx.doi.org/10.24315/tred.1029061.

Texte intégral
Résumé :
Lisansüstü düzeyde harmanlanmış öğrenme modelini temel alan ve öğretmen adaylarını örneklem grubu olarak tercih eden tez çalışmalarını incelemek bu araştırmanın amacıdır. Bu amaç doğrultusunda doküman incelemesi yöntemi kullanılmıştır. Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Ulusal Tez Merkezi ve TÜBESS (Türkiye Belge Sağlama Sistemi) sistemi üzerinden çalışmalara çevrimiçi erişim sağlanmıştır. Araştırmanın ölçütlerini karşılayan tez çalışmaları araştırmaya dahil edilmiştir. Elde edilen veriler betimsel analiz yöntemiyle çözümlenmiştir. Araştırma sonucunda 29 adet yüksek lisans ve 31 adet doktora tezi olmak üzere toplam 60 çalışmaya ulaşılmıştır. Bu çalışmaların en fazla 2009 yılında, Eğitim Bilimleri Enstitüsü bünyesinde ve Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Ana Bilim Dalı altında üretildiği görülmektedir. Kadın yazarların sayıca fazla olduğu ve tez danışmanlarının unvanlarının çoğunlukla doçent doktor olduğu görülmektedir. Araştırmaların planlamasında akademik başarı ve motivasyon değişkeni, nicel araştırma desenlerinden ön test- son test kontrol gruplu deneysel desen, örnekleme yöntemlerinden olasılık temelli örnekleme, veri toplama araçlarından ölçek ile görüşme formu, elde edilen verilerin analizinde ise T-testi sıklıkla tercih ettikleri belirlenmiştir. Araştırma bulguları genel olarak harmanlanmış öğrenme lehine bulgular mevcuttur.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
44

CANPOLAT, Medine Derya, et Embiye ALTAÇ. « Bulgaristan Türklerinin Yükseköğretim Kademelerinde Türkçe Eğitim-Öğretimi ve Türkiye’nin İzlediği Politikalar ». Balkanlarda Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları, 12 décembre 2022. http://dx.doi.org/10.47139/balted.1199872.

Texte intégral
Résumé :
Bu çalışma, Bulgaristan Türklerinin milli benliklerini koruyup yaşatması ve Türkiye ile soydaşlık bağlarını sürdürmesi bakımından önem taşıyan Türkçe eğitim-öğretimini konu edinmektedir. Bu bağlamda çalışma Bulgaristan’daki yükseköğretim kademelerinde Türkçe eğitim-öğretiminin durumuna odaklanmaktadır. Çalışmanın temel amacı, Türkiye’nin Bulgaristan’daki yükseköğretim kurumlarında Türkçe eğitim-öğretimi konusunda izlediği politikaları Bulgaristan Türklerinin perspektifinden incelemek ve ortaya çıkarmaktır. Bu amaç doğrultusunda, çalışmada nitel araştırma yöntemlerine başvurularak görüşmeler gerçekleştirilmiş ve bu görüşmelerden birincil veri elde edilmiştir. Elde edilen veriler, içerik analizine tabi tutulmuş, analiz sonucu elde edilen kategori ve kodlar Rogers Brubaker’ın kazara diaspora teorisi çerçevesinde yorumlanarak tartışılmıştır. Çalışma kapsamında ulaşılan bulgular özerk kurum olmalarından dolayı Türkiye’nin Bulgaristan’daki üniversitelerdeki Türkçe bölüm ve programların işleyişine yönelik doğrudan politika geliştiremediğini göstermektedir. Bununla birlikte çalışma bulguları, Türkiye’nin Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı ve Yunus Emre Enstitüsü gibi kurumlar vasıtasıyla gerek hizmet içi eğitim, seminer ve yaz okulları düzenleyerek gerekse de okutman ve burs desteği sağlayarak Bulgaristan Türklerinin yükseköğretim kurumlarında Türkçe eğitim-öğretimine destek olduğunu ortaya koymaktadır.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
45

Avşar, Melahat, et Burak Eryılmaz. « Coğrafi İşaretli Ürünlerin Amasya Turizminin Gelişimine Katkısının Değerlendirilmesi (Evaluation of The Contribution of Geographical Marked Products to The Development of Amasya Tourism) ». Turk Turizm Arastirmalari Dergisi, 19 décembre 2022. http://dx.doi.org/10.26677/tr1010.2022.1135.

Texte intégral
Résumé :
Coğrafi işaretler; bir ürünün üretildiği bölgeyi belirten, ürünün sahip olduğu temel özellikleri gösteren ve bu özelliklerin korunarak ürünlerin gelecek nesillere aktarılmasını sağlayan resmi tescil sembolleridir. Yöreye özgü ürünlerin diğer yörelerde üretilenlerden farklı yanlarının ön plana çıkartılması, kalite standartlarının belirlenmesi ve taklitlerinin önlenmesi için coğrafi işarete sahip olmaları önemlidir. Coğrafi işaretler özgün ve tek olma özelliklerinin yanında güçlü bir tarih ve kültürü de simgelemektedir. Yüzyıllarca yıllık tarihi geçmişi ve zengin kültürü ile Amasya da coğrafi işaret alacak ürün potansiyeli yüksek destinasyonlardan bir tanesidir. Amasya’nın 14 adet yöresel ürünü coğrafi işaretle tescillenmiştir. Bu çalışmanın amacı Amasya’nın coğrafi işaret alan ürünlerinin incelenmesi ve bu ürünlerin Amasya turizmine katkı sağlayabilmesi adına önerilerde bulunmaktır. Çalışmada veri elde etmek için doküman analizi yöntemi kullanılmış, ikincil kaynaklardan yararlanılmış, özellikle Türkiye Patent Enstitüsü verileri temel kaynak olarak incelenmiştir. Çalışma sonucunda Amasya yöresinde coğrafi işaretle tescil ettirilen ürünlerin çoğunluğunun yiyecek olmasının tespiti, bu ürünlerin yörede yaygın olarak yerel halk tarafından üretilmeye ve tüketilmeye devam edilmesinin ürünlerin sürdürülebilirliği açısından avantaj olduğu sonucuna varılmıştır.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
46

BANAZ, Emrullah, Akif ÖZGEN, Abdulvahap AVŞAR et Osman DEMİREL. « Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretmen/Öğreticileri ile İlgili Hazırlanan Makalelerin Araştırma Eğilimleri ». Necmettin Erbakan Universitesi Eregli Egitim Fakultesi, Necmettin Erbakan University, 31 décembre 2023. http://dx.doi.org/10.51119/ereegf.2023.57.

Texte intégral
Résumé :
Yabancı dil olarak Türkçe öğretimi erken dönem Türkçe eserlerde yer alsa da son dönemde sistematikleşmeye başlayan bir alandır. Yabancılara Türkçe öğretimi yurt içinde DİLMER-TÖMER, yurt dışında ise Yunus Emre Enstitüsü, TİKA ve Türkiye Cumhuriyeti Maarif Vakfı aracılığıyla yapılmaktadır. Bu çalışma yabancı dil olarak Türkçe öğretimi alanında öğreticileri/öğretmenleri konu alan makalelerin eğilimleri belirmek amacıyla yapılmıştır. Çalışmada veriler doküman analizi ile toplanmış, kod ve temalara ayrılmış, yayın sınıflama formuna göre yıl, yazar sayısı, araştırma yöntemi, veri toplama aracı, veri analiz yöntemi, örneklem aralıkları ve konu alanı gibi başlıklara ayrılarak içerik analizi tekniği ile analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda toplamda 41 çalışmaya ulaşılmıştır. Söz konusu makalelerin en fazla 2020 ve 2021 yılları arasında hazırlandığını, en fazla 2 yazarlı çalışma yapıldığını, nitel araştırma yönteminin nicel araştırma yöntemine göre daha fazla tercih edildiği sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca en fazla kullanılan veri toplama aracının yarı yapılandırılmış görüşme formu olduğu, betimsel içerik analizi tekniğinin sıklıkla kullanıldığını ve en fazla sorunlar başlığının ele alındığı bulgulanmıştır. Elde edilen bulgulardan hareketle bazı önerilerde bulunulmuştur.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
47

Polat, Erdal. « Cumhuriyet Dönemi Arkeoloji Politikaları ve Bir Cumhuriyet Aydını Ekrem Akurgal ». Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, 9 février 2024, 113–34. http://dx.doi.org/10.33419/aamd.1480114.

Texte intégral
Résumé :
Türkiye Cumhuriyet’inin kuruluşunun ardından Mustafa Kemal Atatürk, yeni bir devlet/yeni bir uygarlık projesi kapsamında birçok alanda bir dizi yenilik gerçekleştirmeyi ve “Bilim Cumhuriyeti” kurmayı amaçlamıştır. Bu amaç doğrultusunda atılan her bir adımda “bilim, millî egemenlik, millî irade” gibi esaslar yer almıştır. Bilim Cumhuriyeti’nin esasları arkeolojiye de sirayet etmiş, hem Cumhuriyet’in bilim politikaları hem de cumhuriyetçilik ilkesinin esasları neticesinde arkeoloji alanında eğitimden uygulamaya kadar bir dizi yenilik gerçekleşmiştir. Bu dönemde söz konusu yenilikler hem 1930’lu yıllarda kurulan Türk Tarih Kurumu, Türk Arkeoloji Enstitüsü, Dil ve Tarih, Coğrafya Fakültesi gibi kurumlarla hem de uzmanlar aracılığıyla gerçekleşmiştir. Bilim dünyasında Batı’dan yararlanma fikri arkeoloji alanında da fark edilmiş ve bu alanda yetişecek uzmanların yurt dışında eğitim alması devlet tarafından gerekli görülmüştür. Bu dönemde yurt dışına gönderilen öğrenciler arasında çalışmanın konusu olan Ekrem Akurgal da yer almıştır. Bilindiği üzere 1911-2002 yılları arasında yaşamış olan Akurgal, Türkiye Cumhuriyeti’nde yazılı bir tezle doçentlik unvanını almış olan ilk akademisyendir. Bu çalışma Akurgal’ın hayat öyküsünü, onun arkeoloji dünyasına katkısını ve Türkiye Cumhuriyeti’nin arkeoloji politikalarını kapsamaktadır. Çalışma arkeoloji tarihine katkı sunmayı hedefleyen nitel bir araştırmadır. Araştırma boyunca ele alınan konunun seyrine bağlı olarak genel araştırma tekniklerinden, karşılaştırma, sebep-sonuç ilişkisi kurma ve tümevarım gibi bilimsel araştırma yöntemlerinden yararlanılmıştır. Çalışmanın amacı ise, söz konusu kapsam dahilinde oluşturulmuş, Atatürk’ün “Bilim Cumhuriyeti” idealinden bağımsız olmayan Türkiye Cumhuriyeti’nin arkeoloji politikalarının söz konusu arkeoloğun çalışmalarına ne denli yansıdığı araştırılmıştır. Ekrem Akurgal’ın yaptığı kazılarda ve kaleme aldığı eserlerde bir gayesi olduğu ve bu gayeyi “Bilim Cumhuriyeti” ideali ve cumhuriyetçilik ilkesi ruhuyla gerçekleştirmeyi amaçladığı saptanmıştır. Ayrıca Cumhuriyet’in kurumsallaşma politikalarını arkeolojiye uygulamış, bu alanın kurumsallaşması ve alanda istihdam edilecek uzmanların yetişmesi için girişimlerde bulunmuştur. Bu bağlamda Akurgal, millî bir kültür oluşturabilme ve bir kültürün aydınlatılabilmesinde bir arkeoloğa düşen görevin ne derece büyük olduğunun farkına varan ve çalışmalarını millî bir ruhla yapan bilim insanı olarak tanımlanmıştır.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
48

İNCE, Ertürk, et Nuray AKBUDAK. « Bursa ve Yalova İllerinde Soğuk Depolarda Karşılaşılan Sorunlar ve Ürün Kayıpları ». Bahçe, 12 mai 2023. http://dx.doi.org/10.53471/bahce.1271594.

Texte intégral
Résumé :
Ertürk İNCE1, Nuray AKBUDAK2 1) Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü, Merkez-Yalova, TÜRKİYE 2) Bahçe Bitkileri Bölümü, Ziraat Fakültesi, Bursa Uludağ Üniversitesi, Görükle-Bursa, TÜRKİYE ÖZET Günümüzde depolama faaliyetleri teknolojinin yardımıyla, ürünlerin uzun süreli muhafaza edilebilen modern tesislerde, soğutma ortamının ısı ve nem bileşimi kontrol edilerek üründeki bozulma ve çürümeler en aza indirilecek şekilde yapılmaktadır. Bursa ve Yalova, bahçe bitkileri ürünlerinin muhafazası konusunda üretim ve tüketim bölgelerine olan yakınlıkları nedeniyle önemli illerimizdendir. Bu bölgede soğuk hava depoculuğu son zamanlarda hızla gelişen ve yaygınlaşan bir sektör haline gelmiştir. Çalışmamızda, her iki ilde bulunan işletmelerin kapasitelerine göre depolanan meyve ve sebze türlerinde ortaya çıkan kayıplar ile günümüzde yaşanan sorunlar tespit edilmeye çalışılmıştır. Bursa ve Yalova illerinde bulunan yaş meyve ve sebze muhafazası yapan işletmelerin mevcut durumları ve mevcut kapasitesi en az 2000 ton/yıl ve kullanılabilir kapasiteli en az 3000 ton/yıl olan soğuk hava depoları üzerine çalışma yapılmıştır. İşletmeler muhafaza tür ve teknolojilerine (Normal Atmosfer, Kontrollü Atmosfer, Dinamik Kontrollü Atmosfer, Modifiye Atmosfer, Freshcut ve Donmuş) göre sınıflandırılarak; Yalova il genelinde 8, Bursa il genelinde 29 olmak üzere toplam 37 adet soğuk hava deposu incelenmiştir. Normal atmosfer koşullarda depolanan meyve türlerinde ortalama % 7,31 kayıp ortaya çıkarken; donmuş muhafaza altında tüm meyve sebze türlerinde toplam % 9,32 tüketime sunulamayan ve kayıp ürün olduğu tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Bursa, Muhafaza, Soğuk Hava Deposu, Ürün kaybı, Yalova
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
49

KOÇALİ, Kaan. « Madencilik sektörü iş kazalarının kayıp iş günü ve cinsiyet risk faktörleri açısından sürveyans analizi ». Bilimsel Madencilik Dergisi, 5 juillet 2022. http://dx.doi.org/10.30797/madencilik.1081296.

Texte intégral
Résumé :
Bu çalışmada Türkiye madencilik sektörünü oluşturan “05 - Kömür ve Linyit Çıkartılması”, “07 - Metal Cevheri Madenciliği”, “08 - Diğer Madencilik ve Taşocakçılığı” ve “09 - Madenciliği Destekleyici Hizmetler” kodlu işletmelerde meydana gelen iş kazalarının kayıp iş günü ve cinsiyet risk faktörleri göz önünde bulundurularak sürveyans analizi yapılmıştır. Çalışma kapsamında, Amerika Birleşik Devleti Ulusal Standartlar Enstitüsü (ANSI) tarafından madencilik sektöründe kullanılan Z16.1-1967 isimli standart kapsamında yapılan çalışmalar ülkemize uyarlanmıştır. 2012-2020 yılları arasında Sosyal Sigortalar Kurumu (SGK)’na kayıtlı toplam 60.852 işyerinde toplam 1.210.926 adet sigortalı işçi çalıştırılarak, yaşanan iş kazalarında 11.214’sini erkek, 547’sinin ise kadın çalışanın etkilendiği görülmüştür. Kaza geçiren sigortalı erkek çalışanların toplam 1.496.268 gün, sigortalı kadın çalışanların ise 5.959 gün iş görmezlik süresi geçirdiği bulunmuştur. Bir kadın sigortalı iş kazasına karşılık 205 adet erkek sigortalı iş kazası meydana geldiği ve erkek sigortalıların iş kazası geçirdiklerinde kadın sigortalılara oranla ortalama 268,72 günlük iş kaybına uğradıklarını hesaplanmıştır. İş kazasının ve kayıp iş gücünün en çok yaşandığı alt sektörler yıllık olarak tek tek analiz edilerek ortaya çıkan sonuçlar ile iş kazalarının önlenmesinde alınabilecek olan önlemler önerilmiştir.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
50

ŞENGÖZ, Murat. « A Conceptual Evaluatıon On Publıc Dıplomacy : The Case Of The Turkish Diaspora Of Austria ». Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, 31 octobre 2022. http://dx.doi.org/10.30692/sisad.1160287.

Texte intégral
Résumé :
Yumuşak güç, ekonomik ve askeri gücü öncelikleyen sert gücün yanında politik gücü kullanmanın dolaylı bir yolu olarak tanımlanmakta ve muhatap olunan aktörlerin ve toplumların tutumlarını ve tercihlerini etkileme çabalarını ifade etmektedir. Bu kapsamda bir yumuşak güç bileşeni olarak kamu diplomasisi, maddi olmayan manevi unsurlar marifetiyle muhatap olunan aktör ve toplumların tercihlerinin etkilenmesi şeklinde kavramsallaştırılmaktadır. Dolayısıyla kamu diplomasisi ekonomik ve askeri teşviklere ve tehditlere dayalı güç kullanımının aksine, maddi olmayan varlıklarla yakından bağlantılıdır. Kamu diplomasisi temelde bir ülkenin politikalarının ve toplumunun bir başka ülke yönetimi ve halkı tarafından hoş görülmesi ve desteklenmesi maksadıyla, ülkenin belirli politikalarının anlatılması ve muhatapların ikna edilmesi, ülkenin kaynaklarının tanıtımının yapılması için, sivil toplum kuruluşları veya gerçek kişiler gibi devlet dışı kurumlar tarafından gerçekleştirilen çabaların tümüdür. Bu çalışmada kamu diplomasisi olgusu çeşitli boyutlaruyla açıklanmakta, akabinde önemli bir kamu diplomasisi vasıtası olarak diaspora ve Avusturya Türk diasporası üzerinden ve Avusturya Türkiye minasebetleri bağlamında bir değerlendirme yapılmaktadır. Bu bağlamda başarılı birer kurumsallaşmış kamu diplomasisi vasıtaları olarak Yunus Emre Enstitüsü ile Avusturya Türk Kültür Vakfı üzerinden kavramsal bir inceleme yapılmaktadır.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
Nous offrons des réductions sur tous les plans premium pour les auteurs dont les œuvres sont incluses dans des sélections littéraires thématiques. Contactez-nous pour obtenir un code promo unique!

Vers la bibliographie