Articles de revues sur le sujet « Anıtlar »

Pour voir les autres types de publications sur ce sujet consultez le lien suivant : Anıtlar.

Créez une référence correcte selon les styles APA, MLA, Chicago, Harvard et plusieurs autres

Choisissez une source :

Consultez les 50 meilleurs articles de revues pour votre recherche sur le sujet « Anıtlar ».

À côté de chaque source dans la liste de références il y a un bouton « Ajouter à la bibliographie ». Cliquez sur ce bouton, et nous générerons automatiquement la référence bibliographique pour la source choisie selon votre style de citation préféré : APA, MLA, Harvard, Vancouver, Chicago, etc.

Vous pouvez aussi télécharger le texte intégral de la publication scolaire au format pdf et consulter son résumé en ligne lorsque ces informations sont inclues dans les métadonnées.

Parcourez les articles de revues sur diverses disciplines et organisez correctement votre bibliographie.

1

Billur, İffet İzgi, et Demet Ulusoy Binan. « Türkiye’de Kültürel Mirası Koruma Çalışmaları Bağlamında İstanbul Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü’nün Rolü ». Tasarim + Kuram 19, no 38 (27 mars 2023) : 40–62. http://dx.doi.org/10.59215/tasarimkuram.2023.371.

Texte intégral
Résumé :
Doktora tezinden üretilen bu çalışma, Türkiye’de kültürel mirası koruma bağlamında Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü İstanbul Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü’nün görev bölgesindeki sorumlu olduğu illerde yer alan anıtsal ve sivil mimarlık örneklerinin 1960-2004 yılları arasındaki koruma çalışmaları ile koruma yaklaşımlarını incelemeyi ve kurumun kültürel mirası koruma alanına katkılarını göstermeyi amaçlamaktadır. Kurumun geçmişteki işleyişini ve koruma yaklaşımını iyi anlamak ve değerlendirmek üzere hazırlanan bu çalışma ile kültür mirasımızın korunması konusunda günümüze ve geleceğimize ışık tutulması hedeflenmiştir. Araştırmanın ana kaynağı İstanbul Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü Arşivi’dir. Çalışma, yazılı ve görsel arşiv dokümanını inceleme, belgeleme ve analizleri kapsamaktadır. Bu çalışma kapsamında İstanbul Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü Arşivi’nde bulunan, kurumun genelde İstanbul dışında ve İstanbul’da gerçekleştirdiği, özelde ise Topkapı Sarayı koruma çalışmalarına ait dosyalardaki belgeler ve dokümanlar incelenmiştir. Kurumda görevli bürokrat, idareci, müze müdürü, uzman restoratör, mimar, mühendis, tekniker, yüklenici, kalemkar, taşçı ustası ile sözlü görüşmeler yapılmış ve kaydedilmiştir. Bütün bu araştırmaların özeti niteliğindeki bu makale kapsamında ise kurumun sorumluluk alanındaki çalışmalara genel olarak değinilmiştir. Kurumun 1960-2004 yılları arasındaki koruma çalışmalarına ait arşiv belgelerinden elde edilen temel veriler kapsamında ulaşılan sonuçların, benzer koruma tarihi çalışmaları için ortaya konması ve değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Kurum arşivinde bulunan kültürel mirasa ait kurumlar arası yapılan yazışmalar ile yapıların onarım kayıtlarının tutulduğu belgeler, tarihsel süreçte yapıların geçirdikleri değişimlerin ortaya konulması açısından çok değerli verilerdir. İstanbul Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü’ nün görev alanında bulunan illerde gerçekleştirdiği koruma çalışmaları, kültürel mirasının korunması yönünde etkin rol oynayan, kültür varlığı yapıların günümüze ulaşmalarında önemli sorumluluk üstlenmiş bir kurum olduğunu ortaya koymaktadır.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
2

Mijatev, Petâr. « Bulgaristan'daki Osmanlı Anıtları ». Belleten 50, no 196 (1 avril 1986) : 291–314. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.1986.291.

Texte intégral
Résumé :
Bulgaristan, ülke topraklarının her tarafına yayılmış durumda olup, beş asırlık Osmanlı hâkimiyetinde gelişmiş olan ve günümüzde hâlâ daha izleri görünen bir doğu medeniyetinin inkâr edilemeyen kalıntılarını taşımaktadır. Gerçekten bu medeniyetin birçok anıtı Bulgaristan'da muhafaza edilmektedir. Bu anıtlar Osmanlıların her türden inşaat alanındaki faaliyetinin kanıtlarıdır: Şehircilik, bayındırlık eserleri, kaleler, mescitler, camiler, dini okullar -medreseler- kervansaraylar, halk hamamları, çeşmeler, köprüler v.s. gibi, Batılı ve Doğulu tarihçilerin sözünü ettikleri ve hatıralarına bazı seyahatnamelerde rastlanan anıtlar. Bu tarih mirasları, bir Bulgar şehrinin Türk hâkimiyetinde kalmış bir şehir olduğunu anlama ve bu hâkimiyete ait yapıların ve diğer anıtların genel görüntüsü hakkında bir fikir edinme imkânı sağlamaktadır. Bu görüntü, Bulgaristan'ın kurtuluşuna kadar birçok Bulgar şehri tarafından korunmuştur, fakat kurtuluştan hemen sonra Türk eserlerinin hızla ve sistemli bir şekilde tahribine başlanmış; ve birçok durumda bu eserler, kısmen de olsa, bir tasnife ve incelemeye tabi tutulamamış ya da korunmamıştır.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
3

TORUK, Ferruh. « Anadolu’ da Antik Dönemden Cumhuriyete Uzanan Bir Yerleşim : Selçikler ». Erdem, no 64 (1 juin 2013) : 133–82. http://dx.doi.org/10.32704/erdem.2013.64.133.

Texte intégral
Résumé :
Çalışmamızda öncelikle kasabanın tarihsel süreç içerisinde fiziksel dokusunun oluşumuna yer verilmiştir. Bu bağlamda yerleşimin, topografik ve coğrafi konumu üzerinde durulmuş ve ayrıca İlk Tunç ve Kalkolitik dönemden başlayarak; Bizans, Selçuklu ve Osmanlı yerleşim sahalarını içine alacak şekilde fiziksel gelişimi tarihsel süreç içerisinde ele alınmıştır. Devamında, bölgedeki tümülüsler ve kiliselerde yapılan kazı çalışmaları ile nekropol alanında yapılan yüzey araştırmalarına değinilmiş ve bu alanların; İzmir II. Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 21.01.1983 tarih ve A-4049 sayılı kararı ile 1 ve 3. derece arkeolojik sit alanı ilan edilmesi neticesinde, tescilli ve tescile değer tarihi anıtlar, kendi içlerinde sınıflandırılarak incelenmiştir. Son bölümde İzmir II. Numaralı Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun almış olduğu kararlar doğrultusunda 1/5000 ve 1/1000 ölçekli koruma amaçlı imar planı kapsamında tarihi anıtların korunması için öneriler dile getirilmiştir.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
4

Baltacıoğlu, Hatçe. « Alaca Höyük Çift Başlı Arslan (Ur. Maḫ) Protomu Taslağı ». Belleten 59, no 225 (1 août 1995) : 285–94. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.1995.285.

Texte intégral
Résumé :
Eser, 1994 yılında Çorum iline bağlı Alaca ilçesi sınırları içinde, Hititlerin başkenti Boğazköy (Hattuša)'ün 34 km. kuzeydoğusunda yer alan Alaca Höyük'de, Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün izniyle, Çorum Müzesi Müdürlüğü'nün başkanlığında yapılan "Çevre Düzenlemesi ve Temizliği" çalışmalarında açığa çıkarılmıştır.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
5

Günbattı, Cahit. « Ankara Etnografya Müzesi'nde Bulunan Bir Kapadokya Tableti ». Belleten 63, no 237 (1 août 1999) : 391–92. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.1999.391.

Texte intégral
Résumé :
Ankara Etnografya Müzesi'nde korunan Besim Atalay Koleksiyonu içinde 6-7 kadar tabletin de bulunduğunu öğrenerek, Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün izni ile bunlar üzerinde çalıştım. Metinlerin hepsi de, binlercesi Kayseri - Kültepe'de (eski Kaniš) ele geçmiş Eski Asurca tabletlerin benzeridir. 397 envanter numaralı olan dışında, diğerleri küçük parçalardan ibarettir ve her halde satıh buluntuları olduklarından, okunamayacak derecede aşınmışlardır.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
6

TUMEN, Dashtseveg. « GOBI BÖLGESİNDE ARKEOLOJİK ARAŞTIRMA VE KAZI (Ganzagad Bölgesinde Arkeolojik Anıtlar) ». Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi 5, no 10 (15 janvier 2017) : 147–54. http://dx.doi.org/10.33692/avrasyad.509425.

Texte intégral
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
7

Duru, Refik. « Bademağacı Kazıları 1997 ve 1998 Yılları Çalışma Raporu ». Belleten 64, no 239 (1 avril 2000) : 187–212. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.2000.187.

Texte intégral
Résumé :
Bademağacı Höyüğü kazılarının 5. dönem çalışmaları, 1 Ağustos/16 Eylül 1997 tarihleri arasında, bizim başkanlığımızda, Doç. Dr. Gülsün Umurtak (Başkan Yardımcısı), Sinan Kayı (Arkeolog-Y.Mimar) ile Turhan Birgili'den (Arkeolog-Fotoğraf Uzmanı) oluşan, bir kurul tarafından yürütüldü. İ.Ü. Edebiyat Fakültesi, Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı öğrencileri Sabahattin Ezer, Candan Pakdamar, Işıl Kayı, Serap Demir, Hititoloji Anabilim Dalı'ndan Serkan Başol ile Koruma ve Onarım Bölümü'nden Mehmet Uğuryol arazi çalışmalarına katıldılar. Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü, kazıya Denizli Müzesi araştırmacılarından Salim Yılmaz'ı temsilci olarak atamıştı. Bakanlık temsilciliği görevini son günlerde, Antalya Müzesi'nden Ünal Çınar yaptı.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
8

Duru, Refik. « Bademağacı Kazıları 1999 Yılı Çalışma Raporu ». Belleten 64, no 240 (1 août 2000) : 583–98. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.2000.583.

Texte intégral
Résumé :
Bademağacı Höyüğü kazılarının 7. dönem çalışmalarına, 25 Temmuz/15 Eylül 1999 tarihleri arasında devam edildi. Başkanlığını yaptığımız kazı kurulu, Doç.Dr.Gülsün Umurtak (Başkan Yardımcısı ve arazî çalışmaları sorumlusu) ile Nuran Salar (Doktora öğrencisi), Angela Bell (Yüksek Lisans öğr.), Sabahattin Ezer (Y.L. öğr.), Işıl Demirtaş (Arkeoloji lisanslı), Murat Nabi Durmaz (Arkeoloji lis.), Nilüfer Sayıt (öğr.), Nurhayat Cinli (öğr.). Doğan Güneş (öğr.), ve Nilüfer Kızık'tan (restorasyon öğr.) oluşuyordu. Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü temsilci olarak, Antalya Müzesi Uzmanlarından Nermin Çolak'ı görevlendirmişti. Kazı fotoğraflarının bir kısmı ile, küçük buluntularının resimleri, İstanbul Arkeoloji Müzelerinden, Fotoğraf Uzmanı, meslektaşımız Turhan Birgili tarafından çekildi. Kazıyı gerçekleştirmede emeği geçen tüm ekip üyelerine en içten teşekkürlerimi sunuyorum.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
9

Sökmen, Emine. « İmparatorluk İmgesi Olarak Politik Peyzajda Ankyra Roma ve Augustus Tapınağı ». Journal of Spatial Planning and Design 3, no 1 (5 mai 2023) : 1–15. http://dx.doi.org/10.53463/splandes.202300165.

Texte intégral
Résumé :
Politik peyzajlar devingendir, siyasi otorite tarafından meşruiyet alanı yaratmada sürekli dönüşür, fiziksel alan anıtlar aracılığıya yeniden inşa edilir ve tasarlanır. Augustus’un yeni kurduğu yönetsel düzenin bir yansıması olarak Ankyra’daki Roma ve Augustus Tapınağı, Galatia Eyaleti yönetim merkezi için emperyal gücün mimariyi politik mesaj aktarımında kullanmasına dönük tartışmada iyi bir örnek teşkil etmektedir. Tapınak, sadece imparatorluk fikrinin bir tezahürü olarak yükselmez aynı zamanda peyzajın bir unsuru olarak yerini alır. Ankyra Roma ve Augustus Tapınağı, ev sahipliği yaptığı yazıtın dikkat çekmesinden bu yana bir çok araştırmaya konu olmuş, tarihi, epigrafisi, mimarisi ve arkeolojisi bağlamında detaylıca irdelenmiş bir yapıdır. Bu çalışma, Galatia Bölgesi’nin bir Roma eyaletine dönüşmesiyle birlikte inşa edilmiş olan tapınağa, yeni yönetsel düzenin temsiliyetini ortaya koyma amacıyla politik peyzaj bağlamından bakmaya çalışmaktadır. Egemen gücü sembolize etmesinde tapınak, bu çalışmada içinde bulunduğu peyzajın sürekliliğinde, mekan üretimi ve görünürlük perspektifinde değerlendirilmektedir. Bu bağlamda Coğrafi Bilgi Sistemleri’nin mekansal analiz uygulamalarından biri olan görünürlük analizi ile ele alınmaktadır.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
10

Bayazıt Solak, Esra. « KAHRAMANMARAŞ KENT BELLEĞİNİN SARSILDIĞI AN : 6 ŞUBAT 2023 DEPREMLERİNİN MEKÂNSAL KAYIPLARI ». ArtGRID - Journal of Architecture Engineering and Fine Arts 6, no 1 (30 juin 2024) : 28–59. http://dx.doi.org/10.57165/artgrid.1413172.

Texte intégral
Résumé :
Depremler, kentlerin fiziksel dokusunu derinden etkilemesinin yanı sıra kentlerin tarihî ve kültürel mirasına da zarar verebilmektedir. Özellikle tarihî yapılar ve anıtlar depremlerin hedefi olabilir ve binlerce yıllık kültürel mirasın kaybına neden olabilmektedir. Kahramanmaraş kenti de tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, zengin bir tarihe sahip olan bir kent olarak öne çıkmaktadır. Ancak 6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen iki büyük deprem, bu kenti derinden etkilemiş ve mekânsal kayıplara yol açmıştır. Bu çalışmada Kevin Lynch'in çevresel imge bileşenleri üzerinden Kahramanmaraş’ın kentsel bellekteki mekânsal öğeleri depremden önce ve sonra olarak fotoğraflanarak depremlerin kente bıraktığı izler kentsel bellek bağlamında irdelenmiştir. Elde edilen bulgulara göre Bölgeler (Bahçelievler, Müftülük Meydanı, Stadyum), Kenarlar/Sınırlar (Piazza AVM, Doğukent, Kanlıdere Köprüsü, Bahtiyar Yokuşu), Odak Noktaları (Demirciler Çarşısı, Öğretmenevi), Yollar (Trabzon, Hükümet, Azerbaycan ve Alpaslan Türkeş Bulvarları), Simgesel Yapılar (Ulu Cami, Acemli Cami, Bektutiye (Çınarlı) Cami, Şıh Cami, Edebiyat Müzesi, Sivil Mimari Eserler) kentin belleğini derinden etkileyen mekânsal öğeler olarak tespit edilmiştir. Çalışmanın sonucunda ise mekânsal kayıpların ardından kent belleğinin sürdürülebilir olması amacıyla öneriler getirilmiştir.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
11

Kadıoğlu, Musa. « Teos Dionysos Kutsal Alanı Propylonu ». Höyük, no 10 (29 novembre 2022) : 75–96. http://dx.doi.org/10.37879/hoyuk.2022.2.075.

Texte intégral
Résumé :
18. yüzyılın başından itibaren birçok gezgin ve araştırmacının ilgisini çekmiş olan Teos’taki Dionysos Kutsal Alanı’ndaki yapılar topluluğu 2010 yılından itibaren sürdürülen araştırmalarla ancak anlaşılabilmiştir. Hellenistik Dönem’in ünlü Mimarı Hermogenes’in eseri olduğu kabul edilen Dionysos Tapınağı, yamuk biçimli temenos’u, temenos’u dört bir taraftan çevreleyen dor, ion ve dor-ion karışık düzenli stoa’ları, çeşitli anıtlar, doğusundaki merdivenli altarı ve son olarak kutsal alana ana girişi sağlayan propylon’un keşfiyle Dionysos Temenos’undaki yapılar topluluğu tamamlanmış olur. Dionysos Temenos’unda MÖ 3. yüzyılın son çeyreğinde başlayan imar faaliyetlerinin MS 120-130 yıllarına kadar devam ettiği hem yapı yazıtı hem de mimari bezemeden anlaşılmaktadır. Dionysos kutsal alanındaki bu uzun yapı faaliyetlerine İmparator Augustus’un temenos stoa’larının yenilenmesi/tamamlanması ve kutsal alanın ana giriş kapısının (propylon) inşasıyla destek verdiği bu makalede ele alınmıştır. Kentteki birçok yapı faaliyeti nedeniyle İmparator Augustus, Teos sikke darplarında ktistes (kentin kurucusu) olarak adlandırılmış olmalıdır. Latince yapı yazıtı çok parçalı olarak korunmuş olsa da hem yapı yazıtı hem de korinth başlığının stili, Dionysos Propylon’unu MÖ 3 yılına tarihlemeyi mümkün kılar ve böylece Anadolu’daki Roma Dönemi yapılarına kesin tarihli yeni bir yapı daha eklenmiş olur.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
12

Waelkens, Marc, Ali Harmankaya et W. Viaene. « The Excavations at Sagalassos 1990 ». Anatolian Studies 41 (décembre 1991) : 197–213. http://dx.doi.org/10.2307/3642940.

Texte intégral
Résumé :
After five years of survey and the rescue excavation in 1989, large scale excavations started at Sagalassos from July 11th until August 22nd 1990. The work was directed by Professor Marc Waelkens (Dept. of Archaeology, Catholic University of Leuven) and by the Archaeological Museum of Burdur, represented by Ali Harmankaya, temporary director of the museum, who also represented the Turkish Antiquities Department. During the excavation the Council of Ministers granted a full scale excavation permit to Marc Waelkens. The team included 18 scientists and students from the Catholic University of Leuven, three from Britain and four from Turkey. Financial support came from the Research Council of the Catholic University of Leuven, from the Belgian Fund for Collective Fundamental Research, the Flemish Ministry of Education, the Ministry of the Flemish Community (Foreign Relations), the ASLK/CGER Bank, the Belgian tour operator ORION, and from the association “Friends of Sagalassos”. Thanks are due to the Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüǧü and the Bakanlar Kurulu, who gave permission for the excavation, to the staff of the Emniyet Müdürlüǧü and the Archaeological Museum in Burdur, and to the Belediye officials and the inhabitants of Aǧlasun.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
13

Pelvanlar, Efe Mustafa. « Nesnesiz Sanatın Mekânda Sergilenmesi ». ART/icle : Sanat ve Tasarım Dergisi 4, no 1 (10 juillet 2024) : 33–45. http://dx.doi.org/10.56590/stdarticle.1420671.

Texte intégral
Résumé :
Giriş ve Çalışmanın Amacı: Nesnesiz sanat, yapıtın içeriğini oluşturan kavramın ön planda bulunduğu sanat üretim düşüncesidir. Nesne varlığının bulunmadığı sanat yapıtı, fiziksel varlığını ortadan kaldırarak düşünce odaklı bir yaklaşım içerisinde gerçekleşmektedir. Sanatın salt niteliksel özelliklerinin bulunduğu, görünen ile görünmeyen arasında gerçekleşen ilişki içerisinde sanat yapıtı varlığını göstermektedir. Araştırmanın amacı; nesnesiz sanat düşüncesini mekân ile ilişki içerisinde irdeleyerek, nesne varlığının bulunmadığı bir sanat yapıtının nasıl sergilenebileceğini sorgulamak ve sanatın mekân ile olan kavram ilişkisine dair önermeler sunmaktır. Kavramsal Çerçeve: Nesnesiz sanatın mekânda sergilenmesi, sanat – mekân ilişkisi temel alınarak incelenmesi gerçekleştirilmiştir. Nesnesiz sanatın, mekân kavramını nasıl algıladığı ve mekânın varlığı ile hangi kavramsal düşüncelerin yaratıldığı incelenmektedir. Yöntem: Konu ile ilgili literatür taraması doğrultusunda sanat ve mekân ilişkisi üzerine araştırma gerçekleştirilmektedir. Çalışma devamında ise “Nesnesiz Sanat Düşüncesi” ve “Nesnesiz Sanat ve Mekân İlişkisi” üzerine inceleme yapılmaktadır. Bulgular bölümünde sanat yapıtının içeriğini oluşturan deneyim ve düşünce odaklı sergiler incelenmektedir. Bu bağlamda Yves Klein’ın “Boşluk” ve Fernandez Arman’ın “Doluluk” sergileri örnek olarak alınmaktadır. Bununla birlikte nesnesiz sanat adına düşünce odaklı, yapıtı sürdürebilme adına anıtlar üzerinden örnek verilmektedir. Anlama dayalı olan sanat yapıtının, görsel bir nesne bulundurmadan sergilenme olanağının nasıl olabileceği ve mekân ile ilişkisinin hangi bağlamda gerçekleştiği üzerine nitel bir araştırma yapılmaktadır. Bulgular: Nesnesiz sanat düşüncesi içerisinde örnek alınan sergilemeler, mekân kullanımı ile sanatçıların ifadesini kavramsal boyuta ulaştırmaktadır. Sanatçılar, yapıtın içeriğini oluşturan anlamı göstermek için fiziksel bir nesne odağı sağlamamakta, bulunduğu yer ve mekân ile sanat yapıtının varlığını yaratmaktadır. Sonuç: Çalışma bağlamında nesnesiz sanat ve mekân adına oluşan bütünleşik bir ilişki saptanmaktadır. Mekân kullanımı, sanat yapıtının içeriğine dâhil edilerek kavramsal bir düşünce yaratılmaktadır. Nesne varlığı bulundurmayan sanat yapıtının sergilenmesi ile mekân, yapıtın kendisini oluşturmaktadır. Nesnesiz sanatın sergilenmesi, mekânın anlam ve kavram odaklı bir doğrultuda yapıtın içeriğine dâhil olması ile gerçekleştirileceği sonucuna varılmaktadır.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
14

DEMİRCAN AKSOY, ZEYNEP. « Diğer Yapılarla İlişkileri Bakımından Mezar Anıtları ». Journal of International Social Research 8, no 38 (30 juin 2015) : 487. http://dx.doi.org/10.17719/jisr.20153813661.

Texte intégral
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
15

Kaymaz, Çağlar Kıvanç, Salih Birinci et Aykut Camcı. « Military tourism in Erzurum city and its surroundingErzurum kenti ve yakın çevresinde askeri turizm ». Journal of Human Sciences 14, no 1 (7 février 2017) : 250. http://dx.doi.org/10.14687/jhs.v14i1.4121.

Texte intégral
Résumé :
As a result of diversification of tourism, new concepts such as military tourism, war tourism and sorrow tourism have appeared in recent years. People started to be curious about the wars that occurred with various reasons and their battlefields in any area during the course of history and accordingly their demand to visit those places initiated the war tourism activity. In this context, academic studies have been made on areas such as Gallipoli and Troy National parks in terms of military tourism and within this scope there are potential areas to be evaluated in Erzurum too. In this study, the aim is to introduce, preserve, present the tourism potential of battlefields used in independence war and especially 1877-1878 Ottoman Russian War (93 war) and related castles, bastions, arsenals, monuments, museum, historical gates and martyrs’ cemetery and evaluate them in terms of tourism. In this direction, after related literature search was made evaluations were made in light of the data as a result of terrain observations and interviews. As a result of these findings, it was determined that majority of destinations having military tourism value in Erzurum and surroundings were destroyed, that transportation options are problematic, that their recognition are very low and that they are not evaluated in terms of tourism. For this reason, studies should be conducted in order to take aforementioned historical source values under protection as soon as possible and they should be redounded to tourism. ÖzetTurizmin çeşitlendirilmesiyle birlikte son yıllarda savaş alanları, savaş turizmi, askeri turizm ve hüzün turizmi gibi yeni bir turizm kavramı ortaya çıkmıştır. Herhangi bir sahada tarih boyunca çeşitli nedenlerle meydana gelen savaşlar ve bunların gerçekleştiği yerler günümüzde ulusal ve uluslararası düzeyde turistik açıdan merak edilen veya ziyaret edilmek istenen yerlerden biri haline gelmesi savaş turizmi hareketliliğini başlatmıştır. Bu kapsamda ülkemizde Gelibolu ve Troya tarihi milli parkları gibi alanların savaş alanları turizmi açısından değerlendirilmesine yönelik akademik çalışmalar yapılmış olup, bu çerçevede Erzurum şehrinde de değerlendirebilecek potansiyel alanlar bulunmaktadır. Bu çalışmada, Kurtuluş Savaşı ve özellikle de 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı (93 harbi) süresince savaşın gerçekleştiği alanlar ile bu sahada bulunan kale, tabyalar, cephanelikler, anıtlar, müze, tarihi kapılar ve şehitliklerin askeri turizmi potansiyelinin ortaya konulması, tanıtılması, korunması ve turizm açısından değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda ilgili literatür taraması yapıldıktan sonra arazi gözlemleri sonucunda elde edilen veriler ışığında değerlendirmeler yapılmıştır. Bulgular neticesinde Erzurum şehri ve yakın çevresindeki askeri turizmi değeri taşıyan destinasyonların pek çoğunun tahrip edildiği, ulaşım imkanlarının sorunlu olduğu, tanınırlıkların çok az olduğu ve turizm açısından değerlendirilmediği saptanmıştır. Bu nedenle söz konusu tarihsel kaynak değerlerinin bir an önce koruma altına alınıp, turizme kazandırılması yönünde çalışmalar yapılmalıdır.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
16

SALİKOĞLU, Hüseyin. « The Column of Phocas and The Icon of Heraclius : Shift from Rome to Byzantium ». Ortaçağ Araştırmaları Dergisi 6, no 2 (26 décembre 2023) : 535–53. http://dx.doi.org/10.48120/oad.1291519.

Texte intégral
Résumé :
Roma İmparatorluğu’nun ne zaman Bizans’a evrildiği konusundaki tartışmaya arkeolojik ve sanat tarihsel kanıtların yardımıyla katkı sağlamak mümkündür. Günümüze ulaşmış birçok arkeolojik ve maddi kanıttan biri de Roma İmparatorluğu’nda neredeyse kesintisiz sürdürülmüş anıtsal sütun dikme geleneğindir. Bu geleneğin son evresi Roma İmparatorluğu’nun Bizans’a evrildiği süreçte önemli bir yere sahiptir. Roma kenti ve bu kentin kalbi Forum Romanum imparatorların diktiği birçok anıtsal sütuna ev sahipliği yapmaktaydı. Başkent Constantinopolis’e taşındığında ve imparatorluk Hristiyanlaştığında dahi bu geleneği hem eski hem de yeni başkentte sürdürmüşlerdi. Bu sütunlar onları Romalı geçmişlerine bağlayan devlet anıtlarıydı. Roma egemenliğini, imparatorun otoritesini, Romalı kimliğini, toplumsal hafızayı ve klasik kültürü temsil etmekteydiler. 7. yy’ın başında İmparator Heraclius bu geleneği terk etti. Onun iktidarı bazı tarihçiler için Roma imparatorluğunun sonu olarak kabul edilir. Bu bir tesadüften ziyade, Heraclius’un içinde yaşadığı dünyanın değişip dönüştüğünün de somut kanıtıydı. Anıtsal sütunlar adeta Roma imparatorluk ideolojisinin kamusal alanda dalgalanan bayrağıydı. İmparatorların anıtsal sütun dikme geleneğini terk etmeleri klasik kültürden ve Roma imparatorluk ideallerinden de kopmak anlamına gelmekteydi. Bu tarihsel durum, bugün Bizans denilen uygarlığın da doğuşuna işaret etmekteydi.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
17

Özfırat, Aynur. « Doğu Anadolu Yüksek Yaylası'ndan M.Ö. 2. Binyıl Kurganları ». Belleten 66, no 246 (1 août 2002) : 343–56. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.2002.343.

Texte intégral
Résumé :
Bilindiği üzere, "kurgan", Batı dillerindeki "tumulus", yapay mezar tepesi karşılığı kullanılan Türkçe bir sözcüktür. Anadolu ve Ön Asya'ya yabancı olan bu türde mezar anıtı geleneğinin en erken temsilcilerine Asya bozkırlarında M.Ö. 5. binyılın ikinci yarısından beri rastlanılmaktadır. Anadolu'ya bu türdeki mezar anıtları, Balkan kökenli bir halk olan Phrygler tarafından Orta Anadolu'ya getirilmiştir ve en eskileri de M.Ö. 800 yılları civarına tarihlenir.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
18

Taşağıl, Ahmet. « Köl Tigin Yazıtının Çince Yüzü Hakkında ». Belleten 68, no 252 (1 août 2004) : 403–22. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.2004.403.

Texte intégral
Résumé :
Moğolistan'daki Türk Anıtları Projesi çerçevesinde 2002 yılının 16 Temmuz-17 Ağustos tarihleri arasında Koşo Çaydam Gölü yakınında bulunan Orhun Yazıtlarının Çince metinleri üzerinde incelemeler yaptım. Daha önce Gök-Türk tarihi ile ilgili Çin kaynaklarındaki orijinal bilgiler üzerinde çalıştığım için ve bu konularda iki kitap yayınladığım, iki kitabı da yayınlamak üzere olduğumdan konuya çok aşina idim. Fakat, yine de Köl Tigin ve Bilge Kagan yazıtlarını görmenin, orijinal metnin üzerinde çalışmanın beni heyecanlandırdığını söylemem gerekir.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
19

Kök, Elif. « Ressam Vasili Vasilyeviç Vereşçagin’in (1842-1904) Çizgileriyle Timurlu Anıtları : Asya Kültürel Mirasının Belgelenmesi ». Art-Sanat, no 18 (29 juillet 2022) : 263–94. http://dx.doi.org/10.26650/artsanat.2022.18.1036321.

Texte intégral
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
20

Belgin DİKMEN, Çiğdem. « Magarsos Antik Kenti Anıtsal Yapılarının Korunmasına Yönelik Öneriler ». Researcher Social Science Studies 5, no 9 (1 janvier 2017) : 41–64. http://dx.doi.org/10.18301/rss.211.

Texte intégral
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
21

YAMAN, Barbaros, et Ruhi KÖKTÜRK. « Beycuma Korucuk köyündeki (Zonguldak) Servi Ağacının Anıtsal Özellikleri ». Bartın Orman Fakültesi Dergisi 23, no 2 (15 août 2021) : 1. http://dx.doi.org/10.24011/barofd.889001.

Texte intégral
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
22

CİHANER KESER, Sezer. « Eskiçağda Dinsel ve İdeolojik Söylemlerin Anıtsal Kaya Yontularında Görselleşmes ». Journal of Turkish Studies 12, Volume 12 Issue 3 (1 janvier 2017) : 607–30. http://dx.doi.org/10.7827/turkishstudies.11442.

Texte intégral
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
23

ARDA, Ergün. « Anıtsal Seramik Formlar ve Bir Uygulama Örneği Sorunları ve Çözümleri ». Social Sciences Studies Journal 6, no 63 (1 janvier 2020) : 2338–52. http://dx.doi.org/10.26449/sssj.2369.

Texte intégral
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
24

DOĞAN GÜRBÜZER, Elçin. « Pişmiş Toprak Figürinler ve Anıtsal Heykeller : Bağımsız Mı Takipçi Mi ». Cedrus, no 7 (30 juin 2019) : 299–331. http://dx.doi.org/10.13113/cedrus.201912.

Texte intégral
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
25

YAMAN, Barbaros, et Engin ZAMAN. « Zonguldak-Gökgöl Mağarası Yakınındaki Porsuk Ağaçlarının (Taxus baccata L.) Anıtsal Özellikleri ». Bartın Orman Fakültesi Dergisi 24, no 1 (15 avril 2022) : 1. http://dx.doi.org/10.24011/barofd.1017071.

Texte intégral
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
26

Şaman Doğan, Nermin. « Anadolu Selçuklu Medreseleri ve Darüşşifalarında Türbe ». Belleten 83, no 297 (1 août 2019) : 519–54. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.2019.519.

Texte intégral
Résumé :
Anadolu Selçuklu döneminde kentlerin tarihi dokusu içindeki en anıtsal yapıları medreseler ve darüşşifalar oluşturmaktadır. Bu dönemde medreseler ve darüşşifaların içinde ya da bitişiğinde mescit ve türbe gibi farklı işlevli birimler yer alır. Bu bağlamda medrese ve darüşşifalarda bulunan tek ya da çift katlı olan bani türbeleri özel bir gruptur. Bu çalışmada Anadolu Selçuklu döneminin farklı süreçlerinde inşa edilen medrese ve darüşşifalardan örnekler seçilerek konu incelenmiştir. Yapıların konumu, tarihi, banisi, mimari özellikleri dikkate alınarak, medrese- türbe, darüşşifa- türbe ilişkileri irdelenecektir. Eğitim ve sağlık yapıları çoğunlukla dönemin Selçuklu hükümdarı ya da devlet adamları tarafından inşa ettirilmiştir. Anadolu'da 13. Yüzyılın ikinci yarısında, İlhanlı döneminde Sivas ve Erzurum gibi şehirlerde bulunan anıtsal medreselerin çoğu dönemin emirleri ve vezirleri tarafından yaptırılmıştır. Ortaçağ Türk mimarisinde açık ya da kapalı bir avlu çevresinde kurgulanan medrese ve darüşşifalar, çoğunlukla revaklı bir avlu, avluya açılan sayıları bir- dört arasında değişen eyvanlar, öğrenci odaları, kışlık dershane odaları, mescit, türbe, kütüphane, imaret gibi birimlerden oluşmaktadır. Yapılarda türbelerin çoğu eyvanlardan birine bitişik yapılmıştır. Çok az örnekte medreselere dıştan bitişik türbeler bulunmaktadır. Yaygın olarak Anadolu Selçuklu medreselerinde ve az sayıdaki darüşşifa örneğinde gördüğümüz bu türbeler çeşitli kurguları ile özel tasarlanmış, öne çıkan yapılardır.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
27

Kurhan, Mürüvvet. « Eski Mısır Kraliyet Tanrısı Ptah ». Belleten 58, no 222 (1 août 1994) : 265–78. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.1994.265.

Texte intégral
Résumé :
Başlangıçta Libya çölünde, Hibis Vahası'nda hem Mısırlıların hem de Libyalıların taptıkları bir tanrıydı. Bunu, bu bölgede bulunan anıtlarda tanrı Ptah'ın genç kralı şekillendirirken resmedilmesinden anlamaktayız. Tanrı Ptah Tinit devrinde, Yukarı Mısır'ın kralı Menes'in M.Ö. 3100'de Delta bölgesini ele geçirip Mısır'ın birliğini ve I. Hanedanı kurmasıyla ve kendine başkent olarak Memfis şehrini seçmesiyle önem kazanmaya başlamıştır. Ptah adının "şekil veren, yapan" anlamına geleceği sanılmaktadır.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
28

KALKAN, Başak. « Türk Kadın Bakanların Haber Metinlerinde Yeniden Kodlanan Anıtsal Yapıları Üzerine Bir İnceleme ». Social Sciences Studies Journal 5, no 34 (1 janvier 2019) : 2437–53. http://dx.doi.org/10.26449/sssj.1477.

Texte intégral
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
29

Coşkun, B. Selcen, et Demet Binan. « Cumhuriyet Dönemindeki Koruma ve Onarım Süreçlerine İstanbul’daki Anıtsal Yapılar Üzerinden Bir Bakış ». Tasarım + Kuram 9, no 15 (14 juillet 2016) : 103. http://dx.doi.org/10.23835/tasarimkuram.240900.

Texte intégral
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
30

HAJZERİ, Pajazit. « Mitrovica İlçesindeki Dini Anıtların Lehinde ve Tahrifatında Kültürel Miras ve Siyasi Etkiler ». JOURNAL OF HISTORY AND FUTURE 8, no 2 (28 juin 2022) : 490–98. http://dx.doi.org/10.21551/jhf.1115199.

Texte intégral
Résumé :
Monuments of Cultural Heritage in Kosovo together with a large number of religious monuments of Christian as well as Islamic worship were posed to political influences and had to change the identity for which they are called upon. The issue which this paper will address is that of Boletini Church in Mitrovica (Sokolica Monastery). The church in question served as a sanctuary (synagogue) of the accountants of Boletini family who owned the Millstone mine. This sanctuary, which later is converted into an Orthodox church, belongs to the nineteenth century and in 1956 is declared a women’s monastery. The history of religions teaches us that most of the monasteries had their own properties and population who protected the monastery, performed rituals, and paid taxes to the monastery. Sokolica Monastery is not found in any of the medieval sources as allegedly being from XIII-XIV centuries. At the same time, there is no population identified with this monastery and the monastery did not have even a yard of its own. All the surrounding property was occupied by Serbian regime during the time when Kosovo was occupied by Serbia. All the monastery properties were properties of Isa Boletini’s family that were unjustly taken by the Serbian regime during the reconquest, while after the war ended in 1999, this act was also assisted by the Kosovo institutions for their own political interests and individual benefits.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
31

DURUKAN, Ayşegül. « Yeniden İşlevlendirilmiş Anıtsal Yapılarda Deneyim Odaklı Tasarım : Antalya Kaleiçi ve Balbey Örneği ». Mediterranean Journal of Humanities 10 (29 juin 2020) : 195–210. http://dx.doi.org/10.13114/mjh.2020.526.

Texte intégral
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
32

Kar, Bedra Çeşminaz, Mustafa Dereli et Esra Yaldız. « Anıtsal Taş Yapılarda Meydana Gelen Bozulmalar : Afyonkarahisar Gedik Ahmet Paşa (İmaret) Cami Örneği ». PLANARCH - Design and Planning Research 8, no 1 (25 mars 2024) : 113–26. http://dx.doi.org/10.54864/planarch.1456579.

Texte intégral
Résumé :
Kültürel miras insanoğlunun bugüne kadar yapmış olduğu bütün üretim ve birikimlerin tümünü ifade etmektedir. Kültürel mirasın tarih boyunca inşa edilen anıt mimari eserlerinde yapı malzemesi olarak kullanılan doğal taş, geçmişten geleceğe süregelen kültür aktarım yolculuğunun temel unsuru olmuştur. Ancak doğal taşlarda meydana gelen bozulmalar, uzun vadede eserleri olumsuz etkileyebilen yahut eserin yok olmasına sebebiyet verebilen önemle üzerinde durulması gereken bir konudur. Bu sebeple mimari eserlerde yapı malzemesi olarak kullanılan doğal taşların korunması aynı zamanda bu eserlerin korunmasına da vesile olacaktır. Çalışma alanı olarak seçilen Afyonkarahisar Gedik Ahmet Paşa Cami mimarlık tarihimiz ve kültürümüzde önemli bir yeri olan anıt eserlerdendir. Cami yapıldığı günden bugüne kadar işlevini sürdürmüş ve kullanılmıştır. Günümüzde halen kullanımı devam eden yapıda iklimsel faktörler sebebi ile özellikle yapının beden duvarlarını oluşturan taş malzemede önemli ölçüde bozulmalar gözlemlenmektedir. Yapının fiziksel ömrünün uzatılması ve uzun yıllar ayakta kalarak gelecek nesillere aktarılabilmesi için muhtelif yenileme ve onarımların yapılması bir gerekliliktir. Bu noktada, öncelikle yapıdaki bozulmaların tespitleri önem arz etmektedir. Bu bakış açısı ile çalışmada, Afyonkarahisar Gedik Ahmet Paşa Cami’nin bozulmalarının gözleme dayalı olarak tespitinin yapılması amaçlanmaktadır. Çalışma sonucunda yapılan gözleme dayalı tespitlere göre Gedik Ahmet Paşa Cami’nin bünyesinde meydana gelen taş bozulmalarında biyolojik ve kimyasal bozulmalarla birlikte fiziksel hasarların da bulunduğu ortaya konulmuştur.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
33

RÜZGAR, Aykut, Halit KOÇAK et Metin DEMİR. « Determination of the Recreation Potential of Turgut Özal Natural Park in Malatya ». Mimarlık Bilimleri ve Uygulamaları Dergisi (MBUD) 7, no 1 (31 juillet 2022) : 1–25. http://dx.doi.org/10.30785/mbud.972817.

Texte intégral
Résumé :
Şehirler sahip oldukları imkanlar ile insanlara büyük kolaylıklar sunmaktadır. Ancak yoğun nüfus ve iş temposu sebebiyle kırsal alanlara göre daha stresli bir yaşam ortamı oluşturduğu için kentlerdeki insanlar serbest zamanlarında çeşitli doğal mekanları tercih etmektedir. Bu mekanlar; Milli Parklar, Doğa Parkları, Kent ormanları, Tabiat Anıtları veya Tabiat Parkları olabilmektedir. Tabiat Parkları; tahrip edilmemiş doğal yapıları, doğa ve yaban hayatı ile iç içe olmaları, manzara güzelliği gibi imkanları bir arada sunan ve ziyaretçilerini memnun edip bu imkanları sunmasından dolayı Turgut Özal Tabiat Parkı çalışma sahası olarak seçilmiştir. Malatya ili, Battalgazi ilçesinde bulunan Turgut Özal Tabiat Parkında yapılan çalışmada, Gülez (1990) tarafından geliştirilen rekreasyonel mekanların potansiyelinin belirlendiği yöntem kullanılarak alanın rekreasyonel potansiyeli incelenmiştir. Elde edilen bulgular ışığında Turgut Özal Tabiat Parkı’nın rekreasyon değerinin %78 olduğu belirlenmiştir. Gülez Yöntemine göre %75 ve üzeri bir puana sahip rekreasyon alanları çok yüksek potansiyele sahip alanlar olarak kabul edilmektedir. Bu bağlamda çalışma alanının daha iyi rekreasyonel bir hizmet verebilmesi için alanda görülen eksiklikler tespit edilip giderilebilmesi için öneriler sunulmuştur.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
34

Atalan, Ozlem. « OSMANLI MEDRESELERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA : 16. YÜZYIL “MANİSA SULTAN MEDRESESİ VE MURADİYE MEDRESESİ” ÖRNEKLERİ ». Asya Studies 8, no 27 (28 mars 2024) : 139–58. http://dx.doi.org/10.31455/asya.1444573.

Texte intégral
Résumé :
Osmanlı İmparatorluğu döneminde, dini mimariye ait anıtsal yapılar, İslam ve Osmanlı kültürünün ihtiyaçlarına ve döneminin şartlarına uygun olarak şekillenmiştir. Külliyeler Osmanlı anıtsal yapılarının en önemli mimari yapıtlarıdır. Zaman içinde, bu külliyeler, tahribatlar, depremler, savaşlar, işlev farklılaşmaları, sosyo-kültürel değişimler gibi pek çok etkenlerle değişim geçirmiştir. Osmanlı medreseleri ise, bu külliyelerin önemli eğitim yapılarıdır. Medreseler, Osmanlı İmparatorluğu'nun eğitim sisteminde önemli bir rol oynayan dini ve ilmi kurumlar olmuşlardır. Medreselerinin amacı, öğrencilere dini bilgilerin yanı sıra fen ilimleri, matematik, astronomi, tıp gibi alanlarda eğitim vermek olmuştur. Osmanlı döneminde 1437-1595 yılları arasında Manisa, Osmanlı şehzadelerinin saltanata hazırlandığı bir politik kent olmuştur. Günümüzde, Şehzadeler kenti olarak bilinen Manisa, pek çok sultanın içinde bulunduğu 16 şehzadeyi yetiştirmiştir. Osmanlının geleceğini kuracak olan bu şehzadeler, Manisa'da bulundukları zaman içinde, kendileri için yapılar inşa ettirmişlerdir. Ayrıca aileleri tarafından da birçok külliye kompleksi inşa edilmiştir. Manisa'da bulunan, “Sultan ve Muradiye Külliyeleri” içinde yer alan “Sultan ya da Sultaniye Medresesi” ve “Muradiye Medresesi” Osmanlı dönemine ait önemli medrese örneklerindendir. Sultan ya da Sultaniye Külliyesi Medresesi, 1513-1520 inşa edilen külliye içinde yer almaktadır. Muradiye Medresesi ise, Sultaniye Camisi'nin yakınında, Manisa Dağı'nın hemen altında konumlanmıştır. Muradiye Camisi’nin yapım inşa süreci 1583-1586 yılları arasındadır. Bu medreseler, tarihsel süreç içerisinde, Manisa'nın tarihi ve kültürel dokusuna pek çok katkıda bulunmuş, önemli eğitim yapılarıdır. 16. yüzyıl, Sultan ve Muradiye Medreseleri’nin tarihi önemi ve mimari yapısı üzerine yapılacak bu araştırma makalesi, bu medreselerin mimarisi ve korunması üzerine araştırma yapmayı hedeflemektedir.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
35

Danışan Artan, Esengül. « Unutma, Anımsama, Yok Sayma ve Pazarlık Üzerine : Anıtsal Bir Heykel Olarak Barış Kızı Heykeli ». Kadın/Woman 2000, Journal for Women's Studies 23, no 2 (6 janvier 2023) : 33–48. http://dx.doi.org/10.33831/jws.v23i2.364.

Texte intégral
Résumé :
Asya Pasifik Savaşı (1932-1945) sırasında hâlihazırda sömürge ülkesi olmasından dolayı kadın “temin” etmenin kolay olduğu ülke Kore kadınları çoğunlukta olmak üzere sayıları yüzbinleri bulan Doğu Asya kadınları Japonya’nın askeri üslerinde seks kölesi olmaya zorlanmış, sistematik tecavüze ve şiddete uğramışlardır. 1990 yılında ilk kez Koreli Kim Hak Sun’un bir TV programında konuşması ile yıllar süren suskunluk bozulmuş, bu şiddete maruz kalmış birçok kadın konuşmak üzere öne çıkmıştır. Bir özür ve tazminat hareketi ile yola çıkan “comfort women” olmak zorunda bırakılmış kadınlar büyük destek görürken; bu destekler kendilerini ve yaşadıklarını temsil eden heykellerle ulusötesi bir harekete dönüşmüştür. Makale söz konusu heykellerden ilki olan Barış Kızı Heykeli üzerinden bir temsil mekânının toplumsal ve bireysel hafızada etkisini hafıza, mekân ve temsil mekânı kavramları üzerinden tartışmayı amaçlamıştır. Bu bağlamda makalenin temel argümanı heykel sanatı ile bir temsil mekânı yaratılabileceği ve bu temsiliyetin toplumsal hafızayı şekillendirmek üzere kurgulanmasının mümkün olduğudur.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
36

Aktürk, İbrahim. « Trabzon Emir Mehmet Türbesi’ nin Mimari Yapısının İncelenmesi ve Koruma Yönelik Değerlendirilmesi ». NEU Journal of Faculty of Architecture 5, no 2 (30 septembre 2023) : 83–90. http://dx.doi.org/10.32955/neujfa202352791.

Texte intégral
Résumé :
Türbeler, tarihi zaman içerisinde önemli görülen kişiler için yapılmış mezar anıtları olarak dini mimari kapsamında inşa edilmişlerdir. Tarihi süreçte türbeler çeşitli mimarilerde yapılıp kimi zaman gösterişli kimi zaman sade formlarıyla kentler içerisinde varlık göstermişlerdir. Bu bağlamda Trabzon genelinde yapılan türbelerden günümüze özgün haliyle ulaşan dört türbe yapısı bulunmaktadır. Bunlardan biri olarak çalışmaya konu olan Emir Mehmet Türbesi Gülbahar Hatun Mahallesi Kavak Meydanı içerisinde konumlanmıştır. Yapı kitabesinde yazan bilgiye istinaden 1523 yılında inşa edilmiş olup günümüze gelene kadar çatı formunun değişmesi dışında özgün kimliğinden uzaklaşmamıştır. Mimari yapı olarak düzgün kesme taştan yapılmış türbe sekizgen planlı olup kubbe ile örtülüdür. Türbenin içerisinde iki tane sanduka mevcut olup yapının nişli doğramaları ve sonradan yapılmış saçakları dışında süsleme elemanı bulunmamaktadır. Yapılan çalışma kapsamında Emir Mehmet Türbesi’ nin mimarisi analiz edilerek tarihsel süreci incelenmiştir. Osmanlı Dönemi yapılan bu türbenin günümüzde korumaya yönelik sorunları yerinde yapılan tespitler ile belirlenmiştir.Yapı üzerindeki izlerden ve türbenin çevresine yönelik yapılan incelemelerin ardından koruma kapsamında britakım öneriler sunulmuştur. Bu çalışmayla birlikte türbe yapılarının özgün mimarileriyle korunması ve kültürel değerlerinin farkına varılmasıyla benzer çalışmalara zemin hazırlayacağı ön görülmektedir.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
37

ÇAĞLAYAN, Murat. « The Vanishing Cultural Heritage : Mardin Muzafferiye Madrasah ». Dicle Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 12, no 1 (10 juin 2023) : 15–26. http://dx.doi.org/10.55007/dufed.1198226.

Texte intégral
Résumé :
Farklı medeniyetlerin iz bıraktığı Mardin’de on ikinci yüzyıldan on beşinci yüzyılın başına kadar hüküm süren Artuklu Beyliği; cami, medrese, hamam, köprü, külliye vb. eserler yaparak şehri bayındır hale getirmiştir. Muzafferiye Medresesi, Artukluların on üçüncü yüzyılın son çeyreğinde inşa ettiği önemli anıtsal eserlerin başında gelmekteydi. Kendinden sonra inşa edilen Artuklu ve Akkoyunlu medreselerine (Zinciriye, Kasımiye gibi) ilham verdiği düşünülen Muzafferiye Medresesi, on dokuzuncu yüzyılın sonunda yıkılarak yerine, günümüzde Mardin Olgunlaşma Enstitüsü olarak kullanılan okul binası inşa edilmiştir. Makale, arşiv belgelerinden faydalanarak medrese hakkında önemli verilere ulaşmıştır. Artuklu Beyliği dönemi yapıları ile analoji yapılarak Muzafferiye Medresesi’nin mimarisi hakkında güncel yorumlar getirmiştir.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
38

Durna, Gül E. « Knidia Karakteri Üzerine Bir Analiz -Görünenden Görünmeyene- ». Belleten 73, no 266 (1 avril 2009) : 1–34. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.2009.1.

Texte intégral
Résumé :
Tarih boyunca sanata konu olan çıplaklık farklı kültürlerde farklı anlamlar ifade etmiştir. Bu anlamlar kimi zaman aşk ve cinsellik, kimi zaman saflık ve temizlik, kimi zaman da güç ve verimliliktir. Söz konusu, antik çağın tanrıça figürlerindeki çıplaklık olunca -ki bunun en güzel örneklerini İştar, Afrodite ve Venüs sergilemektedir- antik Helen sanatının ünlü heykeltraşlarından Praxiteles'in İ.Ö. 4. yüzyıl eseri Knidia, hayli özel bir yere sahiptir. Üç boyutlu, anıtsal çıplak bir kadın heykeli olması nedeniyle antik sanat tarihinde yeni bir temanın ilk örneği olan bu eser, dünyevi güzelliğin çok ötesine taşan, idealize edilmiş ilahi bir güzelliğin eşsiz örneği ve antik çağ sanatında bir övünç sebebi olarak görülmüştür(1).
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
39

GEYİK, Nazlı Ece. « Bizans Tarihinde İkonoklazma Dönemi ve İkonoklazmanın Aya Sofya’ya Etkisi ». International Journal of Social, Political and Economic Research 7, no 3 (3 septembre 2020) : 575–90. http://dx.doi.org/10.46291/ijospervol7iss3pp575-590.

Texte intégral
Résumé :
(726-843) seneleri arasında iki farklı şekilde ortaya çıkan İkonoklazma Dönemi, Bizans’ın ve Bizans imparatorlarının “yönetim ile kilise” ilişkisi bağlamında yaşadığı toplumsal, siyasal, ekonomik ve dış güçlerden kaynaklanan sorunları da kendi içerisinde barındırdığı kargaşa dönemidir. Bizans ile Batı kilisesinin birbirinden ayrılmasıyla ikon sanatı ve kültürü, Ortodoks dünyasında önem arz etmeye başlamıştır. Bunun sonucunda yaşanan İkonoklazma Dönemi, Bizans kiliseleri için bir dönüm noktası olmuştur. Dünya mimarlık tarihinin günümüze kadar ayakta kalmış en önemli anıtları arasında yer alan Ayasofya; mimarisi, ihtişamı, büyüklüğü ve işlevselliği yönünden sanat dünyası açısından önemli bir yer teşkil etmekte, dini ve simgesel olarak bulunduğu şehre değer katmaktadır. Kilise olarak inşa edilen, ardından camiye çevrilen ve sonradan müze olarak düzenlenen yapı; simgesel önemini günümüzde de korumaya devam etmektedir. 726’da tüm ikon ve heykellerin Ayasofya’dan kaldırılması sonrasında, günümüze kadar gelebilen insan sureti tasvirlerini içeren mozaiklerin tümü, İkonoklazma Dönemi sonrasına aittir. Bununla birlikte insan sureti tasviri içermeyen mozaiklerden bazılarının da 6. yüzyılda yapılan ilk mozaikler olduğu anlaşılmaktadır. Bu çalışmada, İkon ve ikonoklazma kavramlarının tanımıyla beraber İkonoklazma Dönemi’nden bahsedilerek; bu dönemde bazı mozaiklerin değiştirilmesi ve ikonoklazma sürecinin bitmesiyle yapılan kimi mozaiklerin ve mimari yapıların kültürel hafızadaki değişimini, Ayasofya örneği özelinde araştırılması hedeflenmiştir.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
40

Maner, Çiğdem, et Emre Kuruçayırlı. « İvriz Ambarderesi Kızlar Oğlanlar Sarayı (Manastırı) Mağarası’nda Araştırmalar ». Belleten 82, no 295 (1 décembre 2018) : 785–802. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.2018.785.

Texte intégral
Résumé :
Konya'nın Halkapınar ilçesi sınırlarındaki Ambarderesi Vadisinin yamacında İvriz'deki kral Warpalawas'ın anıtsal kaya kabartmasının yakın bir benzeri bulunmaktadır. Bunun karşı yamacında ise yerel halk tarafından Kızlar Oğlanlar Sarayı olarak adlandırılan Orta Bizans Dönemine ait manastırın kalıntıları konumlanmıştır. Girişi kilisenin apsisinin yaklaşık 50 m kuzeyinde bulunan doğal mağara Konya Ereğli Yüzey Araştırma Projesi (KEYAR) çerçevesinde 2016 yılı yüzey araştırması sezonunda ilk defa incelenmiş ve belgelenmiştir. Bu makalede, 2014-2016 arazi çalışmalarında Halkapınar ilçesinde yapılan sistematik yüzey araştırmaları sonuçları ve bölgenin Tunç - Demir Çağı yerleşimleri tartışılmaktadır. Yüzey araştırması kapsamında İvriz'de, Ambarderesi'nde ve mağarada gerçekleştirilen yüzey araştırmalarından elde edilen bulgular sunularak, mağaranın ve girişinde bulunan libasyon çukurunun önemi Geç Hitit Dönemi kültsel arınma ve temizlenme ritüelleri ile ilişkisi tartışılacaktır.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
41

ÖZLER-, Fadime. « Babürlü Hanedanlığının Son Anıtsal Türbesi Bibi Ka Makbere (Rabia-ud Devrani Türbesi&Mini Tac Mahal) ». Turkish Studies-Social Sciences Volume 15 Issue 1, Volume 15 Issue 1 (2020) : 489–509. http://dx.doi.org/10.29228/turkishstudies.40157.

Texte intégral
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
42

Bozer, Rüstem, et Serkan Sunay. « Kula Meryem Ana Kilisesi Karamanlıca Mezar Taşları ». Belleten 80, no 287 (1 avril 2016) : 103–22. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.2016.103.

Texte intégral
Résumé :
Kula'da Meryem Ana Kilisesi'nin yakın zamandaki restorasyonu sırasında bulunan bazı mezar taşları Karamanlıca olarak tabir edilen Yunan (Grek) harfli Türkçe metinlere sahiptir. Batı Anadolu'da Karamanlıca yazıldığı bilinen eserlerin şimdilik bilinmediği dikkate alındığında, Kula'daki örneklerin önemi daha da artıyor. Türkçe konuşan Kula'lı Ortodoksların bu mezar taşları, kilisenin 1837'de faaliyete geçmesinden itibaren yaklaşık 50 yıllık dönemi kapsıyor. Mezar taşlarının anıtsal boyutları, formları, tasarım ve süsleme özelliklerinin yanı sıra bir taşın birden fazla kişi için kullanılışı gibi hususlar, Kula'daki Hristiyanların mezar taşı geleneği hakkında bilgiler sunuyor. 1890'lı yıllardan sonra yapılmış mezar taşına rastlanılmaması bu dönemde kilise çevresinin kapasitesini doldurduğu veya kentte başka bir alanın mezarlık olarak tahsis edildiğini düşündürüyor. Taşlardan birinde Türkçe metnin hem Ermeni hem de Yunan harfleriyle yazılması ayrıca önem taşıyor.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
43

ERTAS BESIR, Sebnem, Elif SÖNMEZ, Aslı TAŞ et Erdal Zeki TOMAR. « Investigation of Concrete Cultural Heritage for Cultural Tourism in Historical Settlements : The Case of Konya/Sille ». Mimarlık Bilimleri ve Uygulamaları Dergisi (MBUD) 7, no 1 (31 juillet 2022) : 42–71. http://dx.doi.org/10.30785/mbud.939739.

Texte intégral
Résumé :
Kültürel turizm kapsamında “Tarihi Kent” kavramının büyük bir yeri vardır. Tarihi Kent; sivil mimari yapıları ile geçmiş birçok uygarlığa ev sahipliği yapan, önemli bir kısmı tarihsel sit alanı olan yerleşim alanlarıdır. Bu kentler aynı zamanda sahip oldukları birçok anıtsal tarihi ve mimari yapısı ile kültürel özelliği olan önemli bir turizm bölgeleridir. Türkiye’de Anadolu coğrafyasının barındırdığı tarihsel turizme konu olacak birçok toprak parçası mevcuttur. Uluslararası Kültürel Turizm Tüzüğüne göre, tarihi yerleşimler için öngörülen turizme dayalı bir planlamadan önce yerleşimin ve yapı gruplarına ait araştırmalara dayanan bir temel yaklaşım geliştirilmelidir. Bu çerçevede çalışmada tarihi bir yerleşim olan Konya iline bağlı Sille’nin turizm nedeniyle öngörülen değişimler öncesi turizm potansiyelini ortaya koymak amacıyla kentsel sit alanı içerisinde yer alan somut kültür varlıklarına ait tespitler yapılmıştır.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
44

KORTANOĞLU, Eser, et Müge SAVRUM-KORTANOĞLU. « Kıta Yunanistan Mimarisinde Birden Fazla Girişi ve Mekanı Olan Anıtsal Yapılar : Tarihöncesi ve Tarihsel Uzamlar, Kütleler ve Çevirileri ». Cedrus, no 8 (1 juin 2020) : 117–34. http://dx.doi.org/10.13113/cedrus.202005.

Texte intégral
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
45

TOKMAK, Ahmet, et İlyas KARA. « The Reconstruction of Izmir with the Republic and the Representation of the Republic in Izmir City Monuments ». Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 16 octobre 2023. http://dx.doi.org/10.53568/yyusbed.1300303.

Texte intégral
Résumé :
Bağımsızlık mücadelesinin varış noktası olarak Cumhuriyet, Türk halkı için 1923 tarihinde bir umut olarak doğmuştur. Cumhuriyet’in ilanı ile yeşeren bu umut tüm yurtta büyük bir coşku ve heyecanla karşılanmıştır. Kurtuluş Savaşı kahramanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ ün en büyük eserim dediği Cumhuriyet kendisinden sonra aynı heyecan ve coşkuyla bugün hala yaşatılmaktadır. Cumhuriyet’ in ilan edildiği dönemde yurdun içinde bulunduğu zorlu koşullar Anadolu halkının fedakârlığı ve özverisi ile aşılmış, kentlerin yeniden inşası süreci ve savaştan çıkmış olmanın getirdiği sıkıntılar ise yönetimsel kararlılık, milli ekonomi politikaları ile çözüm bulmuştur. Kurtuluş Savaşı’nın gazi kentlerinden biri olan İzmir işgalden bağımsızlığa kavuştuğu günlerde büyük bir yangın ile sınanmış ve yangının sebep olduğu zarar kentin büyük çaplı bir imar sürecini ortaya çıkarmıştır. Ancak bu durum kent halkına Cumhuriyet coşkusundan hiçbir şey kaybettirmemiştir. Kentin dört bir yanında karşılaşılan Cumhuriyet temsili anıtlar bunun en güzel ispatıdır. Bu çalışmada İzmir’in Cumhuriyet ile birlikte yeniden inşa edilme süreci ve şehrin işlek bölgelerinde yer alan anıtların Cumhuriyet temsili konu edilmiş, şehrin yeniden imarı sürecinde değişen mimari üslup ve anıtlara ilişkin değerlendirmeler fotoğraflarla sunulmuştur.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
46

ZENGİN, Muhammet Hanifi. « Ortak Hüzün Sarıkamış Kardan Anıt Heykel Ve Anma Geleneği ». Motif Akademi Halk Bilimi Dergisi, 7 décembre 2023. http://dx.doi.org/10.12981/mahder.1384091.

Texte intégral
Résumé :
ÖZ: Tarihi bir olayı hatırlama geleneği, belirli bir tarihi olayın yıl dönümünde, genellikle törenler, anma etkinlikleri veya ritüellerle hatırlanmasıdır. Bu geleneğin amacı, tarihteki önemli olayların anısını yaşatmak, insanların bilincini canlı tutmak ve geçmişin öğretilerini gelecek nesillere aktarmaktır. Bu geleneğin bir parçası olarak, anıtlar yapılarak, olayın gerçekleştiği yere veya etkilendiği alana yerleştirilmektedir. Anıtlar, geçmişin önemli olaylarını halka hatırlatırken, toplumları bir araya getirme ve tarihi bilinç oluşturma rolü oynamaktadırlar. Çalışmanın konusu Sarıkamış’ın hüzünlü tarihinde yer alan, Sarıkamış Şehitleri, anısına gerçekleştirilen anıtsal nitelikte yapılan kar heykel çalışmasının anma geleneği içerisindeki rolü üzerinedir. Sarıkamış Harekâtı sırasında büyük bir hüsran yaşanmış ve binlerce Türk askeri donarak hayatını kaybetmiştir. Sarıkamış Şehitleri kar heykel çalışması, Sarıkamış Harekâtı’nda hayatını kaybeden Türk askerlerini anmak için yapılmaktadır. Büyük ve etkileyici bir şekilde kar malzemeden tarihi ve doğal çevrede gerçekleştirilmektedir. Sarıkamış Şehitleri, Kar heykel çalışması, Osmanlı ile Rusya savaşında hayatını kaybeden askerleri temsil eden figürlerden oluşmaktadır. Kar heykel çalışması askerlerin zorlu koşullarda verdikleri mücadeleyi ve karlar altında yaşadıkları acıyı yansıtmaktadır. Her yıl Ocak ayının son haftasında anma programında yapılan kar heykel çalışmasının amacı Sarıkamış’ın hüzünlü tarihini hatırlamak, şehitleri anmak ve onların fedakârlıklarını onurlandırarak gelecek nesillere tarih bilinci aşılamaktır. Ayrıca, Sarıkamış Şehitleri, kar heykelleri, birçok izleyici tarafından da ziyaret edilmektedir. Anıtsal nitelikteki kar heykeller Sarıkamış’ı olayların geçtiği mekân ve kültürel mirasın bir parçası olarak ta işaretlemektedir.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
47

Aytüre, Serpil. « ANTİK ROMA MEZAR YAZITLARINDA MEMORIA KAVRAMI ». Archivum Anatolicum-Anadolu Arşivleri, 13 janvier 2024. http://dx.doi.org/10.46931/aran.1385890.

Texte intégral
Résumé :
Roma kültürel kimliğinin önemli bir parçası olan memoria (bellek), geçmişten geleceğe değişmeden aktarılan şeyler değil, geçmişin geleceği yaratmasını sağlayan biliş ve davranış kalıpları olarak Romalılar tarafından ölümden sonra unutuluştan kurtulmak amacıyla tasarlanmıştır. Bu bakımdan belleğin, nesiller boyu aktarılabilen sembolleri olan ve Roma yerleşimlerinin dışındaki yolları kaplayan mezar anıtları, mezar yazıtları ve işaretleri ise imparatorluk genelinde ölen birey hakkında önemli bir bilgi kaynağı olarak en görünür ve halka açık anıtlar arasında yer almıştır. Çalışma, mezar anıtlarının ve yazıtlarının, insan belleği ve algısı üzerindeki etkilerini ve anının korunmasında oynadığı rolün önemini değerlendirmekle birlikte mezar anıtlarında bireylerin hatırasını koruma çabasını araştırmaktadır.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
48

Sevgi, Serap. « Disiplinlerarası restorasyon çalışması : Hasankeyf Kalesindeki tarihi Küçük Saray'ın yerinde yükseltilmesi ». Gazi Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dergisi, 19 mars 2024. http://dx.doi.org/10.17341/gazimmfd.1341665.

Texte intégral
Résumé :
Ilısu Barajı ve HES projesi rezervuar alanında kalan Tarihi Hasankeyf yerleşiminin "Aşağı Şehir" denilen Dicle Nehri'nin iki kıyısındaki anıtları ve baraj maksimum su kotu (+527,86 m.) üzerinde kalan "Yukarı Şehir" diye anılan "Hasankeyf İç Kale Bölgesi'nin kayaç zemini, baraj gölünde biriken sudan doğrudan, üzerindeki tarihi anıtlar ise dolaylı şekilde etkilenmektedir. Kale bölgesinin zemini ve Küçük Saray'ın üzerine inşa edildiği kaya bloğunda; jeoteknik incelemeler, laboratuvar testleriyle desteklenerek kayaçların özellikleri incelenmiştir. Mevcut durumda ıslanma-kuruma ve donma-çözünme etkisiyle yamaçlardaki kayaçlarda kopmalar nedeniyle, baraj gölünde birikecek suyun kuru formasyondaki bu kayaçlara olumsuz etkileri olacağı belirlenmiştir. Kalenin kayaçlarının dolayısıyla üzerindeki kültür varlıklarının korunması için güney, kuzey ve doğu yönündeki vadilere, baraj maksimum su kotuna kadar doğal malzemelerle dolgu yapılarak, suyun kireç taşı kayaçlarda oluşturacağı aşındırıcı etki ve iç bölgelere sızıntılar azaltılmıştır. Küçük Saray'ın (12-13.yüzyıl) zemin kotunun, Kale çevresine yapılan koruma dolgusundan aşağı kalması nedeniyle, çevresine ters baraj sistemi yapılarak anıt yerinde korunmuştur. Ancak su seviyesi +524,00 kotuna ulaştığında baraj gölünden su sızıntıları anıtın çevresinde birikerek göllenmiş ve restorasyonu yapılan anıtta yeni bozulmalara oluşmuştur. Anıtın tekrar suya maruz kalması mimari ve yapısal bütünlüğüne zarar vereceğinden mevcut yerinde 6, 00 metre yükseltilmesine yönelik mimari koruma, yapısal güçlendirme ve yerinde yükseltme uygulaması disiplinler arası bütüncül bir çalışmayla gerçekleştirilmiştir.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
49

TOPTAŞ, Koray. « Yeni Asur İmparatorluğu’nda Saray Rölyeflerinin ve Anıtların Propaganda Aracı Olarak Kullanımı ». Archivum Anatolicum-Anadolu Arşivleri, 8 juin 2022. http://dx.doi.org/10.46931/aran.2022.16.1.9.

Texte intégral
Résumé :
MÖ 934-612 yılları arasında siyasi, askeri, ekonomik ve idari anlamda güçlü bir imparatorluk kuran Asurlular, başarılarını emperyalist ideolojilerini gerçekleştirmek için kullandıkları uygulamalar ve araçlara borçluydular. Bu unsurların başında propaganda araçları gelmektedir. Yazılı ve görsel materyallerden oluşan bu araçlar hâkim ideolojiyi yönetilen halka aktarmada ve düşmanlara Asur’un gücünü göstermek için etkili bir şekilde kullanmaktaydılar. Bu çalışmada etkili birer propaganda araçları olan rölyefler ve anıtlar ele alınacaktır. Yeni Asur kralları Yakındoğu’da güçlü bir devlet vücuda getirdikten sonra imar faaliyetlerini artırmış ve inşa ettikleri saraylarda bir imparatorluk ikonografyası yaratmaya önem vermişlerdir. Ayrıca askeri sefer düzenlenen uzak bölgelere ve Asur sınırlarına anıtlar dikmişlerdir. Asur nüfusunun ve düşman toplulukların büyük bir bölümünün okuma yazma bilmediği düşünüldüğünde görme duyusuna dayalı bu propaganda araçlarının mesajın tüm hedef kitleye ulaşmasında önemli bir yerde olduğu anlaşılmaktadır.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
50

YERKÖY, Samet. « GEÇMİŞTEN KAÇIŞIN BİR SEMBOLÜ OLAN “LENİNOPAD”IN UKRAYNA VE RUS BASININDA YANKILARI ». Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi (HÜTAD), 19 décembre 2022. http://dx.doi.org/10.20427/turkiyat.1094114.

Texte intégral
Résumé :
Ukrayna’da, 2013-2014 yılları arasındaki Rusya’ya karşı baş gösteren protestolar sonucunda Lenin’in ülke genelindeki anıtlarının yıkılması hem ulusal hem de yerel düzlemde önemli bir yankı uyandırmıştır. Sovyetler Birliği’nin dağılması ve komünizmin çöküşünün ardından Putin’in Velikorus şovenizmi, Ukrayna’ya asker göndermesi ve Kırım’ın ilhakı gibi yaşanan gelişmeler, Ukrayna ulusunun öfkeyle Lenin’in anıtlarını yıkmasına neden olmuştur. Bu fenomen, “Leninopad” ya da “Lenin’in çöküşü” olarak adlandırılmış ve Ukrayna’daki desovyetizasyonun sembollerinden biri haline gelmiştir. 1991 yılında bağımsızlığını kazanan Ukrayna, diğer eski Sovyet cumhuriyetleri arasında kilometre kare başına en yüksek Lenin anıtına sahip ülke olmuştur. Bütün bu anıtlar, 1990’ların başındaki bağımsızlık hareketi sonucunda, 2004 yılı Turuncu Devrim döneminde ve 2014 yılı Onur Devrimi sürecinde üç farklı dalgada devrilmiştir. Makalede, dördüncü dalga olan “Leninopad” döneminde anıtların yıkılmasının ardındaki ideolojik ve politik nedenler incelenmiştir. Milliyetçiliğin yükselişi ve Leninopad fenomeninin Ukrayna’daki desovyetizasyon ve dekomünizasyon süreçlerini nasıl etkilediği anlatılmıştır. Ukrayna ve Rus basınında Leninopad ile ilgili haberler, Van Dijk'in eleştirel söylem analizine tabi tutulmuştur.
Styles APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
Nous offrons des réductions sur tous les plans premium pour les auteurs dont les œuvres sont incluses dans des sélections littéraires thématiques. Contactez-nous pour obtenir un code promo unique!

Vers la bibliographie