Artículos de revistas sobre el tema "Kadın yolu"

Siga este enlace para ver otros tipos de publicaciones sobre el tema: Kadın yolu.

Crea una cita precisa en los estilos APA, MLA, Chicago, Harvard y otros

Elija tipo de fuente:

Consulte los 50 mejores artículos de revistas para su investigación sobre el tema "Kadın yolu".

Junto a cada fuente en la lista de referencias hay un botón "Agregar a la bibliografía". Pulsa este botón, y generaremos automáticamente la referencia bibliográfica para la obra elegida en el estilo de cita que necesites: APA, MLA, Harvard, Vancouver, Chicago, etc.

También puede descargar el texto completo de la publicación académica en formato pdf y leer en línea su resumen siempre que esté disponible en los metadatos.

Explore artículos de revistas sobre una amplia variedad de disciplinas y organice su bibliografía correctamente.

1

Gedik, Seda. "Alevi Bir Kadın Âşık Nevruza Bacı". ALEVİLİK–BEKTAŞİLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, n.º 21 (25 de junio de 2020): 255–74. http://dx.doi.org/10.24082/2020.abked.275.

Texto completo
Resumen
Âşıklığa, hem döneminde hem de kendinden sonraki âşıklar üzerinde etkili olan eşi Âşık Kul Semaî vasıtasıyla başlayan Âşık Nevruza Bacı’nın diğer birçok kadın âşıktan ayrılan yönü rüya motifiyle âşık olmasıdır. Bu nedenle özellikle yetiştiği çevrede ve dönemde Âşık Nevruza Bacı çağdaşı olan kadın âşıklardan farklı konum almaktadır. Yetiştikleri ortam ve mensubu oldukları inanç sistemi âşıkların yetişmesinde ve şiirlerinde oldukça önemlidir. Alevi inanç sistemi içerisinde yetişen ve âşıklık geleneği ile iç içe olan Âşık Nevruza Bacı’nın şiirlerinde yetiştiği ortamın ve mensubu olduğu inanç sisteminin izleri görülmektedir. Âşık Nevruza Bacı şiirlerinde; Alevi geleneğine mensup taliplerin izlemesi gereken yolu betimlerken aynı zamanda özellikle Hacı Bektaş-ı Veli’yi ve ona duyduğu sevgiyi dile getirmiştir. Alevilik inancına göre; Hak yoluna giren kişinin geçmesi gereken belirli aşamalar ve uyması gereken birtakım kurallar vardır. Bunların başında da kâmil insan olup Hakk’a ulaşabilmek için; bir mürşide bağlanmak, kendini bilmek, nefsinden arınmak ve dört kapı kırk makam aşamalarını sırasıyla geçmek gelmektedir. Alevi inancına göre insanlar; Allah’ın sırrına ancak kâmil insan olduklarında varabilirler. Bu nedenle Âşık Nevruza Bacı da şiirlerinde talibin yani kâmil insan olmak isteyen kişinin bu aşamaları layıkıyla geçmesi gerektiğine vurgu yapmıştır. Ayrıca Alevi inanç sistemi içerisinde musahiplik kavramı da önemli bir yer tutmaktadır. Âşık Nevruza Bacı, şiirlerinde musahiplik kavramına değinerek kendisinin de musahibi olduğunu belirtmiştir. Bu çalışmanın amacı; Alevilik inanç sistemi içerisinde yetişen ve badeli bir kadın âşık olan Âşık Nevruza Bacı’nın yakınları vasıtasıyla ulaşılabilen ve mensubu olduğu inanç sisteminin değerlerini işlediği şiirlerini örneklerle incelemektir. Ayrıca çalışmada, Âşık Nevruza Bacı’nın hayatı, rüya motifi ile âşıklığa başlaması ve şiirlerinde işlediği konular detaylı bir şekilde ele alınacaktır.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
2

Güngör, Habibe. "Sürdürülebilir havacılık için cinsiyet eşitliği: İstanbul’da kadın yöneticilerin bakış açısı". Business & Management Studies: An International Journal 11, n.º 3 (24 de septiembre de 2023): 1104–20. http://dx.doi.org/10.15295/bmij.v11i3.2287.

Texto completo
Resumen
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 2030 sürdürülebilir kalkınmanın amaç ve hedeflerine ulaşmak için toplumsal cinsiyet eşitliğini vurgulamıştır. Havacılık, Türk ulusal ekonomisinde önde gelen bir sektörüdür ve bu nedenle, Türk emeğinin önemli bir kısmı bu sektörde istihdam edilmektedir. Kadınların yeterince temsil edilmediği havacılık sektöründe kadın liderliğinin güçlendirilmesi sürdürülebilirliğin temel unsurlarındandır. Dolaysıyla bu çalışmanın amacı, havacılık şirketlerinde yönetici olan kadınların deneyimlerini ve karşılaştıkları engelleri anlamak ve elde edilen sonuçlara göre öneriler sunmaktır. Bu çalışmada katılımcıların kariyer yolculuklarındaki temel zorlukları ve engelleri ortaya koymak için nitel araştırma yöntemlerinden biri olan fenomenoloji modeli kullanılmıştır. Havacılık şirketlerinde orta ve düzey yönetici olan 10 kadın havacılık yöneticisi araştırmanın örneklemini oluşturmaktadır. Katılımcılar ile yapılan görüşmeler sonucunda elde edilen verilerin çözümlenmesinde içerik analizi tekniği kullanılmıştır. Sonuçlar, havacılık sektörünü uzun vadeli kariyer yolu olarak seçen veya seçecek kadınların üstesinden gelmeleri gereken birkaç konu olduğunu ortaya koyuyor. Esnek olmayan çalışma programlarının aile sorumluluklarıyla çatışması ve erkek egemen kültür çalışma kapasitelerini etkileyen başlıca faktörler olarak belirlendi. Sonuçlar havacılık sektöründe toplumsal cinsiyet eşitliğinin uygulanması için politika ve düzenlemelerin getirilmesi gerektiğini belirten literatürle örtüşmektedir. Sosyo-kültürel bağlamda, havacılık sektöründe yönetici kadınlara daha fazla görünürlük kazandırmak ve daha fazla kadın rol modelinin sağlanması, toplumun sektöre erkek egemen bakış açısını değiştirecektir.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
3

CAN, Osman, Mustafa ERKOÇ, Murat ÖZER, Musab Ümeyir KARAKANLI y Alper ÖTÜNÇTEMUR. "Increased Lower Urinary Tract Symptoms in Female COVID-19 Patients: A Clinical Trial". Journal of Reconstructive Urology 11, n.º 3 (2021): 123–27. http://dx.doi.org/10.5336/urology.2021-85030.

Texto completo
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
4

Altınay, Ramazan y Habibe Ceren Dağdeviren. "Haçlı Devletleri Döneminde Kadın Algısı, Siyasi Evlilikler ve Devlet Yönetiminde Kadınların Rolü". Journal of History Culture and Art Research 10, n.º 3 (30 de septiembre de 2021): 95–109. http://dx.doi.org/10.7596/taksad.v10i3.3126.

Texto completo
Resumen
Bu araştırmada Haçlı Seferleri dönemindeki kadın algısı, siyasi evlilikler ve devlet yönetiminde kadınların rolünün ne olduğu incelenmektedir. Orta Çağların en büyük askerî harekâtlarından biri olan Haçlı Seferleri, Batılı Hıristiyanlar ile Doğulu Müslümanları karşı karşıya getiren ve 1096 yılında başlayıp 1291 yılında Latin Hıristiyanların Doğu'da Akka’dan çıkartılmalarına kadar süren ve sekiz büyük askeri seferi kapsayan yaklaşık iki yüz yıllık bir dönemi kapsamaktadır. Araştırmanın giriş bölümünde Haçlı Seferlerinin tarihsel süreci incelendikten sonra seferlerin yapıldığı dönemdeki kadın algısı ve kadınların seferlere karşı yaklaşımı incelenmeye çalışılmıştır. Daha sonra Haçlı devletlerinde (Urfa Haçlı Kontluğu (1098-1144), Antakya Prinkepsliği (1098-1268), Kudüs Krallığı (1099-1291) ve Trablus Kontluğu (1109-1289) soylu kadınlarla yapılan evliliklerin siyaset üzerindeki etkisi tartışılmıştır. Araştırmanın bu bölümünde soylu kadınlarla yapılan evliliklerin siyaset üzerindeki etkisi ile ilgili çok sayıda örneğe yer verilmiştir. Verilen örnekler ışığında, Haçlı devletlerinin yöneticilerinin, oluşturdukları siyasi organizasyonu devam ettirebilmek, güçlendirmek ve hâkimiyet alanlarını genişletebilmek için çıkarlar doğrultusunda anlaşmalar yapmak ya da savaşmak gibi faktörlerin yanı sıra evlilik yoluyla kurulan ilişkilere de önem verdikleri sonucuna varılmıştır. Soylu kadınlar ya da yerel yöneticilerin kızları ile yapılan evlilikler yolu ile kurulan akrabalık ilişkilerinin bazen hâkimiyet alanlarını genişletmek ve hatta tehdit oluşturan güçlere karşı ittifak sağladıkları gibi, bazen devletlerin devamının bu evlilikler sayesinde gerçekleştiği tespiti yapılmıştır. Böylece Haçlı Seferleri esnasında, Orta Çağlar’ın olumsuz kadın algısına rağmen, soylu kadınların siyasi ilişkilerde devleti yönetecek konuma kadar yükselerek siyasette etkin bir rol üstlendikleri sonucuna ulaşılmıştır. Çalışma bu yönüyle Haçlı devletleri dönemindeki kadın rollerini inceleyerek kadınların tarih boyunca üstlendikleri rollerin anlaşılması noktasında genel bir bakış açısı sunmaktadır.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
5

Atay Polat, Melike y Suzan ERGÜN. "Göç, Cinsiyet ve İşsizlik Arasındaki Nedensellik İlişkisi: Türkiye’de Gelişme Düzeyine Göre Bölgelerin Kıyaslanması". Göç Dergisi 9, n.º 1 (28 de febrero de 2022): 107–26. http://dx.doi.org/10.33182/gd.v9i1.795.

Texto completo
Resumen
Göç, insanların dünyanın bir yerinden başka bir yere hareketini ifade eder. Göç kavramı, statik bir olgu olmamakla birlikte zaman üzerinde dinamik etkileri olan ve sebep-sonuç ilişkileri açısından karmaşık özelliklere sahip olan bir kavramdır. Sosyal bilimler alanındaki pek çok kavram gibi göç kavramı da uzun bir tarihsel geçmişe sahiptir. Göç, ekonominin büyüme dönemlerinde ekonomik genişlemeye katkıda bulunmanın bir yolu olabilirken ekonominin durgunluk dönemlerinde ev sahibi ülkelerin işgücü piyasası üzerinde olumsuz etkilere sahip olabilir. Diğer yandan toplumsal cinsiyet eşitliğinin kalkınma, ekonomik büyüme ve yoksulluk gibi pek çok sosyal ve ekonomik göstergeyle etkileşim içinde bulunması son dönemlerde göç ile cinsiyet arasındaki ilişkinin de incelenmesini gerektirmiştir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de 2008-2020 dönemi için bölgeler düzeyinde iç göç hareketleri ile işsizlik göstergeleri arasındaki nedensellik ilişkisinin göç ile cinsiyete göre işsizlik düzeyi ilişkisi de dikkate alınarak araştırılmasıdır. Elde edilen bulgular gelişmiş düzey 2 alt bölgelerinde göç değişkeninden toplam işsizlik, kadın işsizlik ve erkek işsizlik değişkenlerine doğru tek yönlü nedensellik ilişkisinin olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca, az gelişmiş düzey 2 alt bölgelerinde ise toplam işsizlik, kadın işsizlik ve erkek işsizlik değişkenlerinden göç değişkenine doğru tek yönlü nedensellik ilişkisi bulunmuştur.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
6

Gün, Berk, Cemil Çelik, Gözde Yeşiltepe, Esra Gürlek Olgun y Mehmet Tokdemir. "Postmortem Olarak Saptanmış Nadir Görülen Konjenital Perikardiyal Kist". Bulletin of Legal Medicine 25, n.º 3 (19 de diciembre de 2020): 249–52. http://dx.doi.org/10.17986/blm.1471.

Texto completo
Resumen
Konjenital perikardiyal kistler çok nadirdir ve birçok vakada tesadüfen saptanmasına karşın nadiren yaşamı tehdit edici semptomlara neden olabilir. 23 yaşındaki postpartum dönemdeki kadın olgunun yapılan otopsisinde saptanan perikardiyal kistin ve atrioventriküler (AV) nodda yağlanmaya bağlı değişikliklerin kişinin ölümü üzerindeki etkisini tartışmayı amaçladık. Adli tahkikatta; emzirme döneminde olan kadının bir süredir göğüs ağrısı şikâyeti olduğu yazılıydı. Yapılan otopsisinde; perikardın dış yüzüne asılı halde, sol akciğer üst loba komşu 7,5x7,5x4 cm boyutunda, oval yapıda, unilokuler, intakt, içerisinde berrak sıvı bulunan kistik yapı görüldü. Histopatolojik incelemede; AV nodda yağlanmaya bağlı değişiklikler izlendi. Olgumuzda mediastendeki kistin yer kaplayıcı etkisi sonrası gelişen aritmi, sağ ventrikül çıkış yolu tıkanıklığı, kardiyak bası gibi komplikasyonların ve AV nodda yağlanmaya bağlı değişikliklerin ölümüne sebebiyet verdiği değerlendirildi.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
7

İlhan, Erol y Sultan Bayram. "Online (Çevrim İçi) Arabuluculuk: Arabulucuların Sosyal Medya Kullanma Deneyimi Üzerine Bir Çalışma". Etkileşim 4, n.º 8 (noviembre de 2021): 64–88. http://dx.doi.org/10.32739/etkilesim.2021.4.8.138.

Texto completo
Resumen
Bu çalışmada internet üzerinden iletişimin yükselen yönüne ve covid pandemisi ile evlere kapanan insanlar için online iletişimin vazgeçilmez olduğuna vurgu yapılmıştır. Günümüzde arabuluculuğun anlaşmazlıkları ve diğer farklılıkları çözmenin sürdürülebilir, verimli ve uygun maliyetli yolu olduğu herkes tarafından kabul görmüştür. Covid pandemisi sürecinde Türkiye’deki arabulucular da dünyadaki benzerleri gibi online arabuluculuğa hızlı bir geçiş yapmışlardır. Bu durum çevre dostu online arabuluculuk yönteminin hem kolay erişilebilir hem de oldukça etkili olabileceğini göstermiştir. Çalışmada, kişilerarası çatışmaların çözümünde rol alan arabulucu ve müzakerecilerin oluşturduğu Facebook topluluk sayfaları üzerinden yapılan paylaşımlar, içerik analizi tekniğiyle incelenmiştir. Buna paralel olarak, arabulucuların sürece, sosyal medyadaki paylaşımlara ve kadın arabulucuların rolüne ilişkin bakış açıları nitel araştırma yöntemlerinden görüşme tekniği kullanılarak tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırma sonucunda, arabulucuların Facebook üzerinden etkileşimde bulunarak, hareketsiz sosyalleştikleri diğer yandan arabuluculuk sürecinde kadının rol almasının, görüşme ortamını yumuşattığı, çözüme ve uygulanabilir anlaşmalara varma olasılığını da artırdığı görülmüştür. Ayrıca Covid-19 salgını ile evlere kapanan birey ve gruplar için online (çevrim içi) iletişimin vazgeçilmez olduğu açık bir şekilde ortaya çıkmıştır.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
8

HEKİMOĞLU, Barış y Muhammet Ali BEYOGLU. "SPONTAN PNÖMOMEDİASTİNUM: 17 OLGUNUN KLİNİK ANALİZİ". Kocatepe Tıp Dergisi 23, n.º 4 (10 de octubre de 2022): 457–62. http://dx.doi.org/10.18229/kocatepetip.1149904.

Texto completo
Resumen
AMAÇ: Spontan Pnömomediastinum (SPM), kendiliğinden veya tetikleyici faktörlerin etkisi ile oluşan alveoler rüptür sonucu havanın trakeobronşial ağaç komşuluğu yolu ile mediastende birikimi ile oluşan nadir görülen bir hastalıktır. Bu çalışmanın amacı, spontan pnömomediasten tanı ve tedavisindeki deneyimlerimizi bildirmektir.GEREÇ VE YÖNTEM: 3.5 yıllık süreçte SPM tanısı ile tedavi edilen 17 hasta retrospektif olarak çalışmaya alındı. Olguların; yaş, cinsiyet, sigara kullanımı, ek hastalık durumu, klinik prezentasyonları, radyolojik görüntüleme, tedavi süreçleri ve nüks durumları incelendi. Sekonder pnömomediasten olguları çalışmaya alınmadı.BULGULAR: SPM olgularının 14'ü erkek ve 3'ü kadın hastaydı. Ortalama yaş 19.2 ±2.8 ve ortalama BMI 18.5 ±6.3 kg/m2 olarak bulundu. SPM oluşumu için tetikleyici faktör 13 (%76.5) olguda bulunmaktaydı. 4 (%23.5) olguda astım tanısı mevcuttu. 9 (%52.9) olgu sigara kullanmaktaydı. En sık görülen semptom 14 (%82.4) olguyla göğüs ağrısıydı. Subkutan amfizem 5 (%29.4) ve Hamman bulgusu 2 (%11.8) olguda vardı ve Toraks tomografisinde 3 (%17.6) olguda Macklin effect tespit edildi. Olguların hastanedeki yatış süresi ise ortalama 4.5 ±2 gündü. Olguların hiçbirisine fiberoptik bronkoskopi, üst GIS endoskopi ve pretrakeal fasya açılması yada mediastene drenaj katateri yerleştirilmesi gibi girişimsel işlem uygulanmadı. Antibiyoterapi oranları incelendiğinde ise 13 (%76.5) olguya antibiyoterapi verilmediği, ve hiçbir olguda mediastinit gibi ileri komplikasyon gelişmediği görüldü.SONUÇ: SPM göğüs ağrısı ve dispne ile prezente olan benign bir durumdur. Tanıda bilgisayarlı tomografi altın standarttır ve genelde konservatif yollarla tedavi edilir. Nüks nadir olmakla birlikte tanı anında sekonder bir nedenin SPM’ye yol açıp açmadığının belirlenmesi hayati önem taşımaktadır.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
9

Yılmaz Bingöl, Tülay, Şahizer Eraydın, Birgül Vural, Bahadır Geniş y Nermin Gürhan. "COVİD 19 PANDEMİSİNİN KADINLAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ VE ALGILARI". Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 13, n.º 2 (29 de junio de 2024): 751–59. http://dx.doi.org/10.37989/gumussagbil.1367202.

Texto completo
Resumen
Bu çalışma ile birlikte COVID-19 Pandemisinin kadınlar üzerinde oluşturduğu etkiler ile kadınların pandemiye yönelik algılarının incelenmesi amaçlanmıştır. Yapılan çalışmanın tipi kesitsel bir araştırma şeklinde yürütülmüştür. Bu çalışma, araştırmaya katılmaya gönüllü 18 yaş ve üstü 692 kadın ile çevrimiçi bağlantı yolu kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Veri toplama araçları olarak Kişisel Bilgi Formu, COVID-19 Algısı Ölçeği ve COVID-19’un Kontrolü Algısı Ölçeği kullanılmıştır. COVID-19 Algısı Ölçeği Bulaştırıcılık ve Tehlikelilik olarak iki alt boyuttan oluşmaktadır. COVID-19’un Kontrol Algısı Ölçeği; kontrol edilebilirlik, Makro ve kişisel kontrol olarak üç alt boyuttan oluşmaktadır. Katılımcıların Pandemi dönemindeki biyopsikososyal etkilenme durumlarına bakıldığında; %54.5’inin ruh sağlığının, %49,6’sının sosyal faaliyetlerinin orta düzeyde olumsuz etkilendiği, %38,4’ünün salgın döneminde kaygı düzeyinin arttığı, %58,7’sinin pandemi döneminde hastalık korkusu yaşadığı, %46,0’sının pandemi döneminde ölüm korkusu yaşadığı, COVID-19 Algısı Ölçeği; Tehlikelilik alt boyut puan ortalamasının 3,77±0,91, Bulaştırıcılık alt boyut puan ortalamasının 4,10±0,81 olduğu, COVID-19 Kontrol Algısı Ölçeği; Makro kontrolün alt boyut puanının ortalaması 2,84±0,96, Kişisel kontrol alt boyut puan ortalamasının 3,12±0,81, Kontrol edilebilirlik alt boyut puan ortalamasının 2,85±0,89 olduğu saptanmıştır. Pandemi dönemindeki biyopsikososyal etkilenme durumlarına bakıldığında katılımcıların ruh sağlığının, sosyal etkinlik düzeyinin orta düzeyde kötü yönde etkilendiği, kaygı düzeyinin arttığı, hastalık ve ölüm korkusu yaşadığı tespit edilmiştir. COVID-19 Algısı Ölçeği; Bulaştırıcılık ve Tehlikelilik alt boyut puan ortalamaları, COVID-19 Kontrol Algısı Ölçeği; Kontrol edilebilirlik Makro ve Kişisel kontrol alt boyut puan ortalamalarının yüksek olduğu belirlenmiştir.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
10

APAK, Dilhan y Aslı TELSEREN ÖMEROĞLU. "NEWSPAPER REPRESENTATIONS OF THE FIRST WOMEN DEPUTIES IN TURKEY". Akademik Hassasiyetler 10, Cumhuriyet Özel Sayısı (29 de octubre de 2023): 457–89. http://dx.doi.org/10.58884/akademik-hassasiyetler.1355370.

Texto completo
Resumen
Kadınların seçme ve seçilme hakkına sahip olmaları, demokrasi tarihindeki önemli kilometre taşlarından birisidir. Türkiye’de kadınların seçme ve seçilme hakkını kazanması ise 5 Aralık 1934 tarihinde gerçekleşmiştir. Bu makale, Türkiye'deki ilk kadın milletvekillerinin gazetelerdeki temsillerini inceleyerek kadınları siyaset sahnesinde nasıl konumlandırdıklarını araştırmaktadır. Türkiye'de kadınların siyasal katılımı, kadın hareketi ve siyasal hak talepleri de çalışma kapsamında ele alınmıştır. Çalışmanın amacı, siyasal katılım konusundaki literatürü de göz önünde bulundurarak, gazetelerin kadın milletvekillerine yönelik haber yapma eğilimleri ve kalıplarını tespit etmektir. Buradan yola çıkarak 1935 yılında Türkiye’de basılan Ulus, Milliyet, Zaman, Son Posta, Cumhuriyet, Türk Dili, Kurun ve Yeni Asır gazeteleri rastgele örneklem yöntemiyle seçilmiş ve 1 Şubat-30 Nisan 1935 tarihleri arasında bu gazetelerde ilk kadın milletvekilleri ile ilgili çıkmış olan haberler konularına göre ayrılarak içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Haber analizlerinden yola çıkarak gazetelerin Modern Türkiye ve Modern Türk kadını imajına yönelik olarak kadın milletvekilleriyle ilgili olarak destekleyici, tanıtıcı ve teşvik edici haberler yazmış oldukları söylenebilir. Ancak bu haberlerin aynı zamanda derinlikten yoksun ve yüzeysel şekilde yazılmış olduklarını da belirtmek gerekmektedir. Bu makale, Türkiye'de kadınların siyasi katılımı ve Türkiye’deki ilk kadın milletvekillerinin temsilleri konusunda önemli bir kaynak olarak hizmet etmektedir. Ayrıca, çalışma, kadınların siyasal katılımı ve medya temsilleri hakkında geniş bir perspektif sunarak, bu konuda yapılacak ileri araştırmalar için de bir temel oluşturmaktadır.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
11

Karabulut, Müzeyyen. "Etin Cinsel Politikası". Kadın/Woman 2000, Journal for Women's Studies 22, n.º 1 (18 de julio de 2021): 163–66. http://dx.doi.org/10.33831/jws.v22i1.283.

Texto completo
Resumen
Etin Cinsel Politikası, et yeme pratiği ile erkek egemenliği arasındaki ilişkiyi ve bu ilişkinin kadın ile insan olmayan diğer canlılar arasında kurduğu bağını zengin örneklerle sunan bir kitap. İddiası, et yeme pratiğinin beslediği erkek egemen kültürde tüm ezme biçimlerinin kayıp göndergelerle biribirini desteklediği yönünde. Kadınların kadın olmaları ile ilgili sömürülmelerinin ve hayvanların da dişi olduklarından dolayı çifte bir sömürüye, önce dişileştirilmiş protein, sonra ise hayvanlaştırılmış protein olarak iki kademeli bir zulme maruz bırakılmalarının göz ardı edilmesine yol açan ataerkil et yeme kültürü, savaşları da başlatan bir sebep olarak görülür. Etin Cinsel Politikası'nın tespitleri ve kavramsallaştırmalarının ele alınacağı bu yazıda, et yiyici egemen kültürlerin kadına ve hayvana yönelik baskısını çözümleyecek örnekler incelenecektir.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
12

KOÇ, Saadettin. "Türklerde Kadın ve Hüseyin Nihal Atsız’ın Tarihî Romanlarında Kadın Motifi". Erdem, n.º 60 (1 de agosto de 2011): 155–86. http://dx.doi.org/10.32704/erdem.2011.60.155.

Texto completo
Resumen
Gerek Türk destan ve efsanelerinde gerekse tarihin bütün devirlerinde kadının yeri her zaman üst seviyelerde olagelmiştir. Çalışmamız boyunca farklı kaynaklardan aldığımız örneklerle bunu ispatlamaya çalıştık. Bunun yanında büyük yazar Hüseyin Nihal Atsız'ın tarihî romanlarındaki kadın profilleriyle bu düşüncemizi desteklemeye çalıştık. Ve son söz olarak da büyük Atatürk'ün vurguladığı gibi, sahip olduğumuz bugünkü Türkiye Cumhuriyeti devleti Türk kadının eseridir ve yine bu Cumhuriyet asil Türk kadınının omuzları üzerinde sonsuzluğa doğru yol almaya devam edecektir diyoruz. Zira bir milletin, "devlet-i ebed müddet" ülküsüyle yol alması için en büyük vazife o milletin kadınlarına düşmektedir. Umuyoruz ve arzu ediyoruz ki, Türk kadını, tarihteki şanlı yerini yeniden alacak ve Türk milletinin mukadderatında yeniden belirleyici olacaktır.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
13

DAYAN, Serdar. "Bağdat Atasözlerinde Kadın ve Erkek Rolleri". Türk Edebiyatları Araştırma Dergisi 1, n.º 1 (15 de diciembre de 2020): 43–52. http://dx.doi.org/10.47580/tead.113.

Texto completo
Resumen
Atasözlerinden yola çıkılarak bir halkın sosyal hayatından ve değerlerinden kesitler bulanabilir. Bağdat yöresinde, ezberleme kültürüne sahip olan insanların, günlük konuşmalarının bile edebi ağırlıklı olduğu görülmektedir. Sözlerini süsleme ve mesajlarını daha güçlü iletme adına atasözlerinden çok faydalandıklarına şahit olmak mümkündür. Böyle yoğun şekilde atasözlerini kullanan bir millettin, atasözlerinin manalarından uzak bir yaşam ve kültür içinde olduklarını söylemek büyük bir yanılgıya sebep verir. Bu çalışmada, geçmişten gelen bir kültürle insanların kadın ve erkeğe bakış açılarını daha iyi anlamak için atasözleri yakından incelenmiştir. Çalışmada Bağdat’ta halkın kullandığı atasözleri temel alınmıştır. Bağdat atasözlerinde, “anne”, “baba”, “erkek çocuk”, “kız çocuk”, “üvey anne”, “kuma” “evlilik”, ”karı-koca”, “kadın” ve “erkek” kavramlarını içeren 47 tane atasözü tespit edilip bunlar üzerlerinde çalışma yapılmıştır. Bu atasözlerine göre, toplumda erkek çocuğun daha makbul görüldüğü üvey annenin sevilmediği, kuma dünyanın en iyi kadını da olsa yine istenilmediği, kadınların ev dışında çalışılmalarının gereksizliği, babanın baş tacı edildiği, annenin merhamet dolu bir yürek sahibi olduğu, terbiye ve temizliğe çok önem verildiği görülmektedir.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
14

DERİN PAŞAOĞLU, Derya. "WOMEN IN THE GOLDEN HORDE KHANATE (IN FAMILY, SOCIETY AND MANAGEMENT)". Karadeniz İncelemeleri Dergisi 17, n.º 34 (4 de mayo de 2023): 371–400. http://dx.doi.org/10.18220/kid.1292225.

Texto completo
Resumen
Türk kültüründe; ailede, toplumda, milletin ve devletin içinde kadın ve erkek kıyaslanmayan değerlerdir. Bozkır kültürü ile şekillenmiş ekonominin ve toplum yapısının teşkilatına dayanan Türk devletlerinde, kadın yaşamın her alanında yer almıştır. Öncelikle ailede ve toplumda her zaman bir bireydir. Bir eş, gelecek nesli yetiştiren bir anne, aile ekonomisi için üretici, ailesini halkını milletini koruyan bir savaşçı, devleti yöneten bir hatun ya da hanın ardındaki âkil olma gibi sorumluluklar yüklenmiş ve başarıyla yerine getirmiş zaman zaman da taht kavgalarında taraf olmuştur. Altın Orda Hanlığı, Cengiz Han’ın büyük oğlu Cuçi oğullarınca tesis edilmişse de hâkimiyet sahası olan Deşt-i Kıpçak coğrafyasının kadîm Türk yurdu olması hasebiyle kısa sürede Türk- İslâm kimliğini almış olması dolayısıyla Altın Orda coğrafyasında kadın, Türk-İslâm kimliğiyle karşımıza çıkmaktadır. Yerli kaynakların ve resmi yazışmaların yanı sıra bölgeye ulaşan Carpini, Rubruck ve Battuta gibi seyyahların notları, Altın Orda Hanlığı’nda kadını yaşamın her alanında gözlemleme imkânı sunmaktadır. Çalışmada özellikle Cengiz İmparatorluğu’nun merkez coğrafyasındaki veya İlhanlılardaki kadınlar ve yaşamlarına dair örneklerden yola çıkarak genel söylemler oluşturmaktan kaçınılmıştır. Salt Altın Orda Hanlığı coğrafyasındaki uygulamalar ve örnekler değerlendirilerek Altın Orda Hanlığı’nda kadının statüsü; ailede, toplumda ve yönetimdeki rolleri açısından ele alınmış; söz konusu statünün Türk bozkır kültürü, Cengiz Han’ın yasagları ve İslâm kültürü üzerinde sentezlenerek şekillendiği görülmüştür.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
15

Tek, Zeynep. "Tarık Buğra'nın “Var Olmak Veya Olmamak”ı Üzerinden “Evde Kalma”nın Erken Cumhuriyet Döneminde Anlamı". Kadın/Woman 2000, Journal for Women's Studies 21, n.º 2 (11 de diciembre de 2020): 143–66. http://dx.doi.org/10.33831/jws.v21i2.173.

Texto completo
Resumen
Tarık Buğra'nın (1918-1994) sıradan yaşamın kesitlerine yer verdiği hikâyelerinde insan olmanın türlü beşeri yönlerine şahit olunur. Bu özellikteki edebî metinlerden biri de insanın varoluşsal gayesini yitirerek anlam kaybıyla yaşama çabasını işleyen "Var Olmak Veya Olmamak" adlı hikâyedir. Hikâyede otuz dört yaşında çirkin, evde kalmış bir kız olarak tarif edilen ve Cumhuriyet modernleşmesine tanıklık ettiği anlaşılan bir öğretmenin intiharla sonuçlanan trajedisine yer verilir. Müntehir öğretmenin yeğeni tarafından anlatılan hikâye, onun bir gemideki son anlarına ve geçmişteki kırılma noktalarına odaklanır. Bu anlatım üzerinden, gün geçtikçe artan yalnızlığın kendisinde çirkinlik düşüncesini yol açtığı ve gelişen aşağılık kompleksinin yaşama sevincine ve uyum sağlama çabasına zarar verdiği anlaşılır. Çocukluktan itibaren "bir erkek gibi" hayatı yenmenin her şey olarak görülmesi de kendiliği oluşturacak alanlardan yoksunlukla neticelenir. Bu çalışma, söz konusu trajedinin temelindeki çatışmayı, evde kalmanın erken Cumhuriyet dönemindeki (1923-1950) anlamı üzerinden irdelemeyi amaçlar. Bekârlık, çirkinlik ve ölümün yan yana geldiği anlatıda kendi olmanın anlamından, gücünden mahrum kalan hikâye kişisinin var olamamasına yol açan psikolojik ve toplumsal bağlamı incelemeyi esas alır. Bu çerçevede, geleneksel yaşam biçimlerinin ve Cumhuriyet dönemi modernleşmesinin kadın üzerinde ağır bir toplumsal beklentiye ve travmatik etkilere yol açtığı görülür. Kadın öğretmenin kamusal alanda kendine güçlü bir yer edinmesine karşın toplumda kök salan ataerkil değerler karşısında ezilişi, toplumun bağımsız kadın figürlerine yabancı olmasıyla ilgili olabilmektedir. Kadının yanında erkek olmaksızın hissettiği eksiklik duygusu da toplumun (ön) yargılarını kolektif bir özne olarak içselleştirmenin sonucu olarak değerlendirebilir. Ancak fail bir özne olarak kendini var edemeyiş; kişisel ve resmî eğitim sürecinde iyi bir vatandaş yetiştirmeye odaklanan zihniyet kalıplarının bireyselleşme üzerindeki menfi tesiri olarak okunabilir. Cumhuriyeti kuran neslin kız çocuklarının bulundukları kamusal alanlarda içten içe yok oluşu; kadını sadece anne, eş gibi belli rollerle sınırlandıran yerleşik toplumsal algıların dönüştürülmesindeki güçlüğe ve bununla edilecek mücadelenin zorluğuna işaret eder.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
16

Cangöz, İncilay, Temmuz Gönç Şavran, Serap Suğur y Hatice Yeşildal. "Üçüncü Dalga Feminizm Çerçevesinde İslâmcı Kadın Örgütlenmesi ve Kadın Haklarına Yaklaşımları". Kadın/Woman 2000, Journal for Women's Studies 22, n.º 2 (4 de enero de 2022): 47–71. http://dx.doi.org/10.33831/jws.v22i2.235.

Texto completo
Resumen
Bu çalışmada bir sivil toplum aktörü olarak İslâmcı kadın örgütlerini irdelemekteyiz. Araştırma, Eskişehir’deki tüm kadın örgütlerini kapsayan geniş kapsamlı bir saha çalışmasına yaslanmaktadır ancak bu makalede sadece İslâmcı kadın örgütlerindeki görüşmelerin verileri analiz edilmiştir. Çalışmada İslâmcı kadın örgütlerinin kadın hakları savunusu ve beden kavrayışları dolayısıyla kadın bedeni üzerindeki patriarkal tahakküme yönelik duruşlarıyla kadın hareketi içerisindeki konumları irdelenmştir. İslâmcı kadın örgütlerinde savunulan kadın hakları söylemi, İslâm dini referansıyla kurulmakta ve evrensel değer olarak toplumsal cinsiyet eşitliği eleştirilerek yerine toplumsal cinsiyet adaleti yerleştirilmeye çalışılmaktadır. Batı Feminizminin Müslüman kadın gerçekliğini kapsamadığı ve İslâm’ın yaradılış öğretisi gereği, cinslerin fıtrî özelliklerine göre adalet dağıtımı savunulnmaktadır. İlaveten, kadınlar bedenlerine kendilerine ait olarak görmemekte ve İslâmî bakışla ‘emanet’ beden algısı nedeniyle kürtaj karşıtı oldukları görülmektedir. Böylelikle, Türkiye’deki kadın hareketi içerisinde seküler kadınlar ile İslâmcı kadınlar arasında toplumsal cinsiyet eşitliği ile toplumsal cinsiyet adaleti arasında önemli bir gerilim üretilmekte; kadınlar arasında dayanışmadan ziyade bölünmelere ve ayrışmalara yol açtığı görülmektedir.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
17

KANAT, Yildiz Begüm y Barbaros Serdar ERDOĞAN. "Türkiye Voleybol 1. Liginde Oynayan Kadın Sporcuların Karşılaştığı Güçlükler". Uluslararası Türk Spor ve Egzersiz Psikolojisi Dergisi 3, n.º 2 (31 de diciembre de 2023): 19–39. http://dx.doi.org/10.55376/ijtsep.1412740.

Texto completo
Resumen
Bu araştırmanın amacı, profesyonel liglerde oynayan kadın sporcuların sorunlarının hangi boyutlarda yoğunlaştığını nitel veri analizi yöntemi ile tespit etmektir. Bu bağlamda “Profesyonel kadın voleybolcuların sorunları nelerdir?” sorusuna cevap aranmaktadır. Kadın sorunlarının tüm dünyada önemli boyutlara geldiği gözlemlenmektedir. Ülkemiz sınırlarında ise kadının yeri, rolü ve bu bağlamda yaşam mücadelesi, irdelenmeye ve gerek bireysel gerekse bazı sivil toplum kuruluşları tarafından ciddiyetle ele alınmaya başlandığı söylenebilir. Ancak bilimsel çalışmaların ortaya koyduğu veriler ve diğer bilimsel çalışmalar ile başlatacağı tartışmalar kadın sorunları üzerine ortaya konulan mücadeleyi anlamlı kılacaktır. Bu düşünceden yola çıkarak profesyonel spor yaşamı içinde kadın voleybolcuların sorunlarını tespit etmek üzere gerçekleştirdiğimiz bu çalışma büyük çerçevede kadın sorunlarının anlaşılması ve bu sorunların ortadan kaldırılması adına yapılacak çalışmalar bakımından önemini ortaya koymaktadır.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
18

Toptaş, Koray. "Akadca Çivi Yazılı Belgelerde Çeyiz". Belleten 83, n.º 297 (1 de agosto de 2019): 407–26. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.2019.407.

Texto completo
Resumen
Çeyiz verme evlilik süreci içerisinde önemli bir gelenek olarak karşımıza çıkmaktadır. Çeyiz, günümüzde baba tarafından evlenecek olan kızına verdiği evlilik hediyesidir. Ancak bazı çivi yazılı Akadca belgelerde, çeyiz bir hediye olmasının yanında babanın kızına mirasından pay vermesi olarak da yorumlanmaktadır. Bununla birlikte babalar bazen çeyizin içeriğini tespit etmek ve kızının çeyiz üzerindeki haklarını korumak için erkek tarafıyla bir anlaşma yaptığı yazılı belgelerden anlaşılmaktadır. Babasının evinden çeyiziyle ayrılan kadın, yaşamı boyunca çeyizi üzerinde kullanım hakkına sahip oluyordu ve öldüğü zamanda bu çeyiz çocuklarına miras olarak aktarılıyordu. Eski devirlerde, kanun metinleri ve sivil halka ait özel kayıtlarda bu konuya sıklıkla yer verilmesi, meselenin hem hukuki hem de toplumsal sorunlara yol açtığını göstermektedir. Çeyiz kelimesi çivi yazılı Akadca kaynaklarda genellikle "šeriktu(m)" ve "nudunnû(m)" kelimeleri ile karşılanmıştır. Devletin yazılı kanunlarında ve halkın özel kayıtlarında bu konu üzerinde durulması, muhtemelen daha önce karşılaşılmış olan sorunların önüne geçme ve çeyizin sahibi olan kadını koruma amacı taşıyordu.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
19

KANTER, Beyhan. "Meşrutiyet Döneminde Kadın Hakları Savunuculuğunda Gelenekçi Bir Yazar: Avanzade Mehmet Süleyman". Erdem, n.º 63 (1 de agosto de 2012): 127–52. http://dx.doi.org/10.32704/erdem.2012.63.127.

Texto completo
Resumen
Tanzimat'ın getirdiği yeniliklerden birisi de Osmanlı devletinde kadın hakları konusunun gündeme gelmesidir. Bu dönemde kadınlarla ilgili pek çok gazete ve dergi yayınlanması ve kadın yazarların basın dünyasında etkin bir yer edinmeleri, kadın konusunun sıklıkla tartışılmasına yol açmıştır. Özellikle II. Meşrutiyet dönemi yazarları kadınlarla ilgili her türlü konuyu ele almışlardır. Meşrutiyet dönemi yazarlarından Avanzade Mehmet Süleyman, kadınların eğitilmesi ve sosyal yaşam içinde görünürlük kazanmalarının önemini vurgulayan yazılar yazar. Ahlaklı İslam kadınlarının yetişmesinin toplumu kurtaracağı düşüncesinde olan Avanzade Mehmet Süleyman, kadınlarla ilgili her türlü konuda eser vermiştir. Bu makalede, Avanzade Mehmet Süleyman'ın ideal kadın anlayışı irdelenecektir.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
20

Karuko, Semira. "Geçmişten Bugüne Nahiv İlminde Kadın Alimlerin İzleri". Journal of The Near East University Faculty of Theology 9, n.º 2 (25 de diciembre de 2023): 308–21. http://dx.doi.org/10.32955/neu.ilaf.2023.9.2.11.

Texto completo
Resumen
İslam’ın doğuşuyla birlikte Hz. Muhammed'in teşviki ile ve rehberliği eşliğinde Müslüman kadınlar, Kuran'ı öğrenmek, öğretmek ve yaymak adına gayet mühim rol oynamışlardır. Tarihi süreç içinde de İslamî ilimlerin çeşitli alanlarında büyük bir konuma sahip olmuşlardır. Kur’an tefsiri, hadis çalışmaları, fıkıh (İslam hukuku) ve akaid (İslam inançları) gibi İslam bilimlerinin temel alanlarında varlıklarını hissettirmişlerdir. Öyle ki bazı Müslüman kadın alimler, telif ettikleri eserler, risaleler ve yorumlarıyla bu alanlara önemli katkılar sunmuşlardır. Bunların arasında, hiç şüphesiz Hz. Aişe, Hz. Ümmü Seleme, Hz. Nefise gibi isimlerin özel yeri vardır. Bunlar, İslam kültür ve mirası alanında kurucu figürlerdir. Kadın alimler, İslam dünyasında eğitim ve öğretimde de önemli bir rol oynamışlardır. Çeşitli alanlarda dersler vermiş, öğrencilere rehberlik etmiş ve genç nesillerin İslam ilimlerini öğrenmelerine katkıda bulunmuşlardır. Dil, nahiv ilminin ortaya çıkmasından önce Araplar için oldukça yalın bir özelliğe sahipti ve dilden dile adeta çiçekten gelen güzel kokular gibi yayılırdı. Ancak İslam coğrafyasının genişlemesi ve farklı kültürlerle etkileşime geçilmesi Arap dilini yanlış kullanımlara maruz bırakmış ve toplumda lahn örnekleri görülmeye başlamıştır. Bu sebeple Arapların kendi dilini koruyacak bir ilim geliştirme ihtiyacı doğmuştur. Böylece nahiv ilmi, Kur'an dili olan Arapçayı korumak için ortaya konmuş ve geliştirilmiştir. Bir ilmi disiplin olarak nahiv (sentaks), geriye kalan İslami ilimlerin yanı sıra Arap dili belagatının ve edebiyatının doğru bir şekilde anlaşılmasını ve yorumlanmasını sağlayan kural ve yapıları içermektedir. Dilin cümle yapısını oluşturan kuralları ihtiva eden nahiv aynı zamanda bir sanattır. Bu nedenle nahiv ilmiyle daha çok, güçlü bir Arapça bilgisine sahip olanların yanı sıra söz sanatlarında ince bir zevke sahip olan kimseler iştigal etmiştir. Ne var ki tarihi süreç içinde özellikle bu ilimlerin teşekkülüne tekabül eden klasik dönemde, nahiv ilmiyle ilgilenen Müslüman kadın alimleri diğer edebî sanatlarda –özellikle şiirde- gördüğümüz kadar görememekteyiz. Bunun altında yatan sebeplerin başında dilbilimlerinde erkek alimlerin varlıklarının baskın olması yatmaktadır. Doğuşundan itibaren İslamın kadına ve onun eğitimine verdiği öneme rağmen Müslüman toplumda zaman içinde gelişen sosyal ve kültürel algılar da bu duruma yol açan etmenler arasında belirtilebilir. Şiirin yanı sıra hadis, tefsir, fıkıh, kelam ve tasavvuf dallarında kadınların ön plana çıktığını görebilmekteyiz. İsmi zikredilen bu ilimlerin ve bunlar gibi İslamın temel ilimlerini oluşturan disiplinlerin anlaşılması, öğrenilmesi ve öğretilmesinde nahiv ilmine olan vukufiyetin zaruriyeti aşikardır. Dolayısıyla bu ilimlerle iştigal eden kadın alimlerin bu ilimde mahir oldukları bir gerçektir. Bunun haricinde modern döneme yaklaştıkça artan sayıda, Arap dil bilimlerinde çalışan isimlere rastlamaktayız. Arap dilinin en önemli yapı taşlarından biri olarak kabul edilen nahiv ilmiyle iştigal eden, onu öğrenmeye ve öğretmeye çalışan ve bu yolla ona katkı sağlayan Müslüman kadın âlimlerinin varlığına şahit olmaktayız. Bu çalışmamızda, bunlardan öne çıkan birkaç ismi tanıtmaya, onların biyografik bilgilerini, çalışmalarını aktarmaya ve nahiv ilmine sağladıkları katkıları eldeki veriler ışığında sunmaya çalışacağız.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
21

YEŞİLYURT, Türkân. "Cemal Süreya ve Kadın Korkusu". SÖYLEM Filoloji Dergisi, 4 de diciembre de 2022. http://dx.doi.org/10.29110/soylemdergi.1181980.

Texto completo
Resumen
Kadın, Cemal Süreya’nın şiirlerindeki ana temalardan biridir. Bu yazıda şairin Güz Bitiği adlı kitabına kadarki şiirlerinde görünürde kadına aşkla yaklaştığı, gerçekte erkeğe olumlu nitelikler (üstün güç, sevinç) yüklerken kadına olumsuz nitelikler (kötü güç, tehlike) yüklediği saptanmıştır. Bunun temelinde ise “kadın korkusu”nun olduğu ortaya konmuştur. Kadın korkusu ilginç bir biçimde “mizojini” olarak kendini gösterir. Cemal Süreya’nın şair duyarlığı ile “kadın korkusu”nu aşma yolu şiir olur. Yazıda “mizojini” ve “kadın korkusu” ile ilgili olarak Jack Holland ve Maurice Daumas’nın görüşlerinden yararlanılmıştır. Şiirlerde üstün güç, erkeğe ait, kötü güç kadına ait bir nitelik olarak ortaya çıkar. Ateş, dişi maddeye şekil veren erkek ilkeyi; kirli ve karanlık su ise kadını işaret eder. Kadın erkeğin cinsel arzusunu uyandırdığı için cezbedici olduğu kadar tehlikeli bulunur. Kadın tehlikeyle ilişkilendirilirken sevinç erkekle ilgilidir. Kadına basmakalıp düşüncelerle yaklaşan ve cinsel nesne olarak gören erkek bakış, kadında insandan önce bedeni görür. Şair, birçok şiirinde kadın bedenini haz nesnesine dönüştürür. Bu şiirler mizojininin izlerini taşır. Mizojinide erkeklerde cinsel arzu uyandırdıkları için bundan erkekler değil -suçlu olmadıkları halde- ister iyi ister kötü olsunlar kadınlar sorumlu tutulur. Kadın düşmanlığının temelinde ise kadın korkusu vardır. Mizojiniyi aşkla ve şiirle aşmaya çalışan şair, “Üvercinka” adlı şiirde portresi görülen aydın, şiiri bilen, cesur, çekici kadını hayal eder; ancak bu kadını içselleştirmesi zaman alır. Cemal Süreya, yaşamındaki incinmelerden kaynaklanan mizojinik izleri Güz Bitiği adlı şiir kitabında siler.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
22

ÇAKIROĞLU ÇEVİK, Aylin. "Cumhuriyetin İlk Yıllarında Kadın ve Eğitim Anlayışı: Kadın Dergisinde Eğitim, Eğitim Dergisinde Kadın". Folklor Akademi Dergisi, 31 de julio de 2023. http://dx.doi.org/10.55666/folklor.1319208.

Texto completo
Resumen
Kadın, eğitim ve kadının eğitimi konusu birçok ülke için üzerinde önemle durulan konu başlıklarından bazılarıdır. Özellikle ulus-devletlerin kuruluş sürecinde bu konular yönetimlerin politikalarında ağırlık kazanmaktadır. Örneğin, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında gündemi işgal eden önemli konu başlıklarından bazıları bu konulardır. Dönemin koşulları göz önüne alındığında bunlar; ulus kimliğinin kazanılması, vatandaşlık kimliği ve bilincinin oluşturulması, istenen değer ve becerilerle yüklü insani sermayenin üretilmesi ve yeni bir insan ve hatta kadın tipinin kurgulanması için elzemdir. Kadın meselesi, her dönemin kendine özgü koşullarında dönemin ideolojik yapısı ve ataerkil ideolojinin birlikte çalışıp gündeme getirdiği ve en sonunda kadın tipini oluşturduğu bir meseledir. Cumhuriyetin ilk yıllarında ise, ülkenin geri kalmışlığının nedeni olarak görülüp kadınların “kalkındırılmasının” gerektiği ve milletin anneleri olarak yeni neslin yetiştirilmesi görevinin verilmesi söz konusudur. Eğitim ise, hem uluslaşma, kalkınma ve ideolojik altyapının yüklenmesi hem de kadın meselesi için vazgeçilmez bir enstrümandır. Dönemin koşulları itibariyle, azınlık bir okur-yazar kitlesinin varlığı, eğitimin temel işlevleri bakımından büyük bir engel teşkil etmekle birlikte eğitim alanının önemini daha da artırmaktadır. Dolayısıyla eğitimin nasıl kurgulandığı, örtülü öğretim programının (hidden cirriculum) ne olduğu ve bunun dönemin önemli tanıkları olan yayınlara nasıl yansıdığı incelenmelidir. Öyleyse, Cumhuriyetin ilk yıllarındaki milliyetçi, ilerlemeci ve modernleşmeci bir yaklaşımla kadınların eğitimine yönelik adımlar atılmakla birlikte, kadını ve eğitimi merkezine alan dergiler bu konulara nasıl bakmışlardır? Alandaki iki temel dergide eğitim ve kadın konuları nasıl yansıtılmıştır? Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki dergiler aracılığıyla hem dönemin egemen anlayışını hem de eğitim dergisinde kadına, kadın dergisinde eğitime nasıl yaklaşıldığını anlamak için gerçekleştirdiğimiz bu çalışmada, Muallimler Mecmuası (1922-1927) ve Kadın Yolu/Türk Kadın Yolu (1925-1927) dergileri incelenmiş ve karşılaştırmalı bir biçimde tartışılmıştır. Her iki dergi için genel olarak, eğitimli anne, eğitimli eş/zevce ve vatandaş olarak eğitimli kadın üçlemesi üzerinden ortak bir kadın tipolojisi çizilmekle birlikte, Muallimler Mecmuası’nda öğrenci ve öğretmen kadın vurgusu ile kadının eğitim sürecinin önemli bir parçası olduğu vurgulanmıştır. Dönemin makbul vatandaşları olacak kadınların, eğitimli olmaları ve aileden başlayarak tüm millete yayılacak bir modernleşme sürecinin aktörleri olmaları beklenmektedir. Ayrıca, kadının, eğitimli anne ve eş olarak kurgulanması, aynı zamanda ataerkil ideolojinin yeniden üretilmesine de işaret eder.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
23

KORKMAZ, Elif Feza y Yavuz YILDIZ. "Spor Eğitimi Veren Yükseköğretim Kurumlarında Kraliçe Arı Sendromu". Herkes için Spor ve Rekreasyon Dergisi, 17 de marzo de 2024. http://dx.doi.org/10.56639/jsar.1416534.

Texto completo
Resumen
Bu araştırma, spor eğitimi veren yükseköğretim kurumlarında çalışan kadın akademisyenlerin çalışma hayatında, kraliçe arılar sebebiyle, kariyerlerinin bir üst kademesine geçiş aşamasının sağlanamaması ile sonuçlanabilen engellerle karşılaşıp karşılaşmadıklarının belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırmada nitel araştırma yönteminden faydalanılmıştır. Örneklem grubu olarak Spor Bilimleri Fakültesi ve/veya Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu’nda çalışan kadın akademisyenler ölçüt örneklem seçme yolu ile belirlenmiş ve araştırmaya katılmaya gönüllü olan 29 kadın akademisyen ile görüşmeler yapılmıştır. Araştırma sonucunda, spor eğitimi veren yükseköğretim kurumlarında çalışan kadın akademisyenlerin çoğunluğunun toplumsal rol ve ataerkil yapı sebebiyle cam tavan sendromu yaşadıkları ve kadın yöneticileri tarafından da kraliçe arı sendromuna maruz kaldıkları bulunmuştur. Kıskançlık, kraliçe arı sendromuna neden olan faktörler arasında en belirleyici olan koddur. Kraliçe arı sendromunun tanımlamasına ve özelliklerine odaklanarak oluşturulan kodlar; kadınlar arasındaki kıskançlık, kişisel hırs, iletişim zorluğu, çekişme, kadınların duygusallık, detaycılık durumları, erkeklere göre kadınların pratik olmama durumu, ataerkil yapı, cinsiyet eşitsizliği, kadınlara karşı hoşgörüsüzlük, başka kadını risk olarak görme, kadınlara engel koyma ve üstünlük çabasıdır.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
24

MERTOL, Hüseyin, Yunus ERGÜN, Nesibe İSAK, Esra DALÇİÇEK y Nisa G. KAYA. "KAMUSAL ALANDA KADIN GÖRÜNÜRLÜĞÜ: SÜSLÜ KADINLAR BİSİKLET TURU". Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 17 de junio de 2022. http://dx.doi.org/10.17755/esosder.1079032.

Texto completo
Resumen
Son yüzyılda hızla artan nüfus ile birlikte kentlerin büyümesi, artan araç sayısı ulaşımda trafik problemini ortaya çıkartmıştır. Trafik sorununun ortadan kalkmasını için birçok çözüm yolu bulunmaktadır. Bu çözüm yollarından biri de çevreci bir ulaşım aracı olan bisiklettir. Bu çalışmada egzoz gazlarının azaltılması için bisiklet kullanım oranının artırılması amacıyla yola çıkan bir farkındalık hareketi olan “Süslü Kadınlar Bisiklet Turu” etkinliği incelenmiştir. Bu farkındalık hareketi çevreci bir amaçla yola çıksa da ikinci bir amaca daha hizmet etmektedir: toplumda kadını görünür kılmak. Araştırmada odak grup görüşme tekniği uygulanmış, “Süslü Kadınlar Bisiklet Turu” farkındalık hareketine katılan farklı yaş, meslek ve şehirlerdeki 12 kadın ile görüşülmüştür. Görüşmede daha önceden hazırlanan 7 soru gruba yöneltilmiş ve cevaplar not alınarak, analiz edilmiştir. İzmir’de “Otomobilsiz Kentler Günü’nde başlayan farkındalık hareketi önce tüm Türkiye’ye, ardından da Dünya’ya yayılarak amacına ulaşmaya devam etmektedir. Bu hareket kadınların toplumda daha görünür hale gelmesine, bisiklet kullanım oranlarında artışa, bisiklet yollarının düzenlenmesi ve yapılmasına hız verilmesine yol açmıştır. Yapılacak olan yollar, verilecek olan eğitim ile birlikte hava kirliliğine yol açan araçlar yerine temiz, çevreci ulaşım araçlarının kullanılması sürdürülebilir bir gelecek için önem arz etmektedir.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
25

CİRBAN EKREM, Ebru, Özlem DEMİREL BOZKURT y Zeynep DAŞIKAN. "Engelli Kadın Olarak Anne Olmak". Ordu Üniversitesi Hemşirelik Çalışmaları Dergisi, 30 de diciembre de 2021. http://dx.doi.org/10.38108/ouhcd.991142.

Texto completo
Resumen
Engellilik doğuştan veya sonradan olabilen, bireyin fiziksel ya da duyusal kayıp ve/veya yetersizliği nedeniyle gündelik ve toplumsal yaşamında zorlanmasına neden olan bir durumdur. Engelli bireylere yönelik her türlü ayrımcılığın önlenmesi hem dünyada hem de ülkemizde birçok kanun ile korunmaya çalışılmaktadır. Engelli bireylerin hakları kanunlar yolu ile korunmaya çalışılsa da bu bireyler toplum tarafından çeşitli şekillerde ayrımcılığa maruz kalmaktadırlar. Kadınlardan beklenen en önemli toplumsal rollerden biri anneliktir. Tüm kadınlar çocuk sahibi olma açısından aynı haklara sahiptir. Her kadının olduğu gibi engelli kadınların da çocuk sahibi olma ve annelik duygusunu yaşama arzusu vardır. Ayrıca engelli kadınların gebelik, doğum, doğum sonu dönem ve annelik sürecine ilişkin engeli olmayan kadınlara göre daha ayrıntılı sağlık hizmeti almaları gerekmektedir. Konu ile ilgili yapılan tarama sonucunda engelli kadınların annelik süreçlerinin incelendiği çalışmaların geliştirilmesi gerektiği düşünülmüştür. Bu derleme engelli kadınların ve annelerin yaşadıkları sorunlara, annelik sürecine ve karşılaşabilecekleri risklere, sağlık personeli ile etkileşimlerine ve sağlık hizmeti kullanımlarındaki engellere yönelik farkındalık yaratmak amacı ile yazılmıştır.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
26

YÜCETÜRK, Seher. "BOŞANMA SONRASI YAŞANANLAR: ÜSKÜDAR ÖRNEĞİ". Erciyes Akademi, 9 de diciembre de 2022. http://dx.doi.org/10.48070/erciyesakademi.1177271.

Texto completo
Resumen
Boşanma, çiftler arasında gerek genel sebeplerden gerek özel sebeplerden dolayı evliliğin yürümediği durumlarda, çiftlerin tek başına kimi zamanda karşılıklı anlaşarak birlikteliklerini sonlandırma halidir. Boşanma kararı öncelikli olarak erkeğin tekelindedir. Erkek istediği zaman karısını hiç sebep göstermeden –elbette durumun keyfiyete dönüşmesini engelleyecek dini ve hukuki yaptırımlar mevcuttur- boşayabilir. Boşanma hakkı erkek tarafından nikâh esnasında kadına verilmesi halinde kadın da dilediği zaman bu birlikteliği sonlandırabilir. Bundan başka kadınlar evliliklerini ciddi sebeplerden dolayı sürdürülebilir olmaktan çıkmış kabul ederler ve sonlandırmak isterlerse karşılıklı anlaşma yolu ile boşanma işine de girişebilirler. Çalışma sadece talâk hakkını kullanan erkeğin kadını boşama eylemi ele alınmıştır. Tek taraflı gerçekleştirilen boşamalarda boşanmanın maddi yükü erkeğin omzundadır ve kadına mehir, nafaka ve kisvesini ödemekle yükümlüdür. Ayrıca erkeklerin kadınları boşama eylemi ele alınırken doğal boşanma olarak gerçekleşen ölüm hali ve bu durumun erkek için ve kadının varisleri için doğurduğu davalarda çalışmaya konu edinilmiştir. Üsküdarlı kadınların erkeklerin kendilerini boşama kararı ile mahkemeye gittiklerinde boşama sırasında maddi haklarını talep ettikleri sicillere yansıyan davalardan anlaşılmaktadır. Çalışmada Üsküdar mahkemesine ait Siciller TDV ÜŞS NO:96 (1005-1006-1007-1008), 97(1001-1008), 98(985-1009), 99(1007-1009), 100(1007-1009), 101(1005-1010), 102(1009-1010), 103(1009-1010), 104(1010), 105(979-1011) on defter taranmış ve boşanma çeşitlerine ait Üsküdar mahkemesine yansıyan kayıtlar değerlendirilmeye alınmıştır.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
27

KIZILGÖL, Özlem, Hakan ÖNDES y Şule ULUABA. "İNTİHAR ORANLARININ PANEL VERİ İLE ANALİZİ: OECD ÜLKELERİ ÖRNEĞİ". International Journal of Management Economics and Business, 23 de febrero de 2024. http://dx.doi.org/10.17130/ijmeb.1389472.

Texto completo
Resumen
Bireylerin hayatında olumsuz deneyimleri ile oluşan intihar davranışı ve eylemi onların günlük yaşamlarında bu düşünce ile hareket etmesi sonucu oluşmaktadır. İntiharın kelime anlamı, bireyin hayatına son vermesi davranışı olarak açıklanmaktadır. İntiharı tek çıkış yolu olarak gören bireyler bu eyleme yönlenerek hayatına son vermektedir. Literatürde intihar ile ilgili oldukça az çalışma yapılmış olması bu çalışmanın motivasyonunu oluşturmaktadır. Bu bağlamda çalışmada 2000-2019 yılları arasında OECD ülkelerinde kadın ve erkek intihar oranlarını etkileyen ekonomik faktörler incelenmiş, söz konusu faktörler ile intihar oranları arasındaki ilişkiler panel regresyon yöntemi ile tahmin edilmiştir. Ayrıca değişkenler arasındaki nedensellik ilişkileri Dumitrescu & Hurlin (2012) Granger Nedensellik testi ile tespit edilmeye çalışılmıştır. Analiz sonucunda işsizlik oranındaki ve enflasyon oranındaki artışın kadın ve erkek intihar oranlarını arttırdığı, kadınların ve erkeklerin işgücü oranındaki ve GSYİH’daki artışın ise kadın ve erkek intihar oranlarını azalttığı görülmüştür. Nedensellik testinden elde edilen sonuçlara göre kadın intihar oranları ile işsizlik ve GSYİH arasında, erkek intihar oranları ile enflasyon, erkek işgücü ve GSYİH arasında iki yönlü nedensellik ilişkisi varken, kadın intihar oranlarından kadın işgücüne doğru ve işsizlik oranlarından erkek intihar oranlarına doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisi olduğu saptanmıştır. Çalışma sonuçlarının konu ile ilgili ileride yapılacak çalışmalara katkı sağlaması ve politika yapıcılara öneriler sunması beklenmektedir.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
28

ASAT, Melike y Levent DENİZ. "Devlet Okullarındaki Kadın Öğretmenlerin Kadın Okul Yöneticisi Kavramına İlişkin Metaforik Algıları | Public School Female Teachers’ Metaphorical Perceptions Towards Female School Administrators". Akdeniz Kadın Çalışmaları ve Toplumsal Cinsiyet Dergisi, 4 de julio de 2022. http://dx.doi.org/10.33708/ktc.1075913.

Texto completo
Resumen
Eril toplumlarda kadınların yönetici kademelerinde var oluşlarına yönelik olumsuz algıların kadın yöneticilerin sayıca azınlıkta kalıyor olmalarının ardındaki nedenlerden biri olduğu düşünülmektedir. Aynı durum okul yönetimindeki kadın sayısında da yaşanmaktadır. Erkeklere kıyasla sayıca fazla olan kadın öğretmenler, okul yönetimi söz konusu olduğunda oldukça az sayıda temsil edilmektedir. Bu çalışmanın amacı sayıca fazla olan kadın öğretmenlerin, sayıca az olan kadın okul yöneticilerine ilişkin algılarını metaforlar aracılığı ile ortaya çıkarmaktır. Çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden metafor analizi kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 2020-2021 eğitim öğretim yılında devlet okullarında öğretmenlik yapmakta olan farklı şehir, okul türü ve branştan 123 kadın öğretmen oluşturmaktadır. Araştırmada veriler “Kadın okul yöneticisi … dır/gibidir; çünkü …” cümlesinin yer aldığı “Metafor Formu” ile toplanmıştır. Elde edilen veriler içerik analiz yolu ile çözümlenmiştir. Yapılan içerik analizi sonucu metaforlar üç tema ve on yedi alt tema altında gruplandırılmıştır. Bu kapsamda araştırmada, “Duygusal Özellikler” teması ve buna ait yedi alt tema Umursamaz, Çatışmacı, Fedakâr, Mesafeli, Olumlu Duygusal Ortam Oluşturucu, Olumsuz Duygusal Baskınlık, Tutarsız/Kestirilemez; “Teknik Özellikler” teması ve buna ait dört alt tema; Düzenli, Bilgili /Destekleyici, Çok Yönlü Görev Hakimiyeti, Çalışkan; “Yönetsel Özellikler” teması ve buna ait altı alt tema Ayrıntıcı/Titiz, Otoriter, Rehber, Sağlam Duruşlu, Talepkâr, Bürokratik olarak belirlenmiştir. Araştırma sonuçları daha önceki araştırma sonuçları ile tartışılarak kadının okul yönetimi kademelerindeki yerine yönelik algılarının geliştirilmesi için öneriler geliştirilmiştir.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
29

Yavuz, Ülfet, Sevilcan Yavuz, Yasin Çetintaş y Serdar Uslu. "Yaşamı Anlamlandırmanın Bir Yolu: Üç Hikâye Üzerinden “Para Karate”". CBÜ Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 14 de mayo de 2024. http://dx.doi.org/10.33459/cbubesbd.1440880.

Texto completo
Resumen
Para karate sporcularının bu branşa başlama ve devam etme motivasyonlarının neler olduğunu ve bu süreçte karşılaştıkları zorlukları belirlemek amacıyla yapılan bu çalışma nitel metodoloji ile tasarlanmıştır. Katılımcıların deneyimlerini onların öyküleri aracılığı ile anlayıp tekrar aktarmayı hedeflediğimiz bu çalışmada biyografik ve psikolojik yaklaşımlar doğrultusunda anlatı analizi kullanılmıştır. Amaçlı örnekleme yöntemlerinden kolay ulaşılabilir örnekleme ve ölçüt örneklemin beraber kullanıldığı bu çalışmada katılımcıların belirlenmesi sürecinde önceden oluşturulmuş ölçütlere göre bir tarama gerçekleştirilmiştir. Bu ölçütler doğrultusunda çalışma grubunu para karatede bedensel engel kategorisinde uluslararası yarışmalara katılan ve Türkiye Karate Federasyonuna bağlı olan 3 kadın sporcu oluşturmaktadır. Veriler yarı yapılandırılmış görüşme formu hazırlanarak yüz yüze yapılan bireysel görüşmeler yoluyla toplanmıştır. Görüşme ses kaydından elde edilen veriler ve görüşme notları araştırmacılar tarafından tekrar tekrar okunarak analiz edilmiş, temalar belirlenerek araştırma soruları çerçevesinde bulgulara dönüştürülmüştür. Çalışmanın sonuçlarına göre, orta yaşların başında para karateye başlayan bedensel engelli kadın sporculardan oluşan katılımcıların para karate yoluyla hayatlarında yeni bir rol edindikleri ve böylece hem mental hem sosyal hem de fiziksel olarak daha sağlıklı hissettikleri sonucuna ulaşılmıştır. Katılımcılar para karateye son nefeslerine kadar devam etmek istediklerini ve araladıkları bu kapının daima açık kalabilmesi için yaşı ya da cinsiyeti ne olursa olsun daha çok engelli bireyin spora teşvik edilmesi gerektiğini dile getirmişlerdir. Çalışma sonuçlarına göre, engelli bireylerin spor ortamlarına daha cesur bir şekilde katılabilmeleri için fırsatların arttırılmasının gerektiği yorumu yapılabilir.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
30

KUZAKÇI, Başak. "SOĞD TOPLUMUNDA KADIN KİMLİĞİ VE TEMSİLLERİ (MÖ. VI-MS. VIII. YÜZYIL)". Vakanüvis - Uluslararası Tarih Araştırmaları Dergisi, 8 de marzo de 2023. http://dx.doi.org/10.24186/vakanuvis.1253575.

Texto completo
Resumen
Soğdya ve Soğdlar hakkında tarih literatüründe İpek Yolu boyunca kurdukları ticaret kolonileri ve geniş ve başarılı ticaret ağları üzerine çalışmalar yoğunluktadır. Ancak Soğdlar, Antik dönemden erken Orta çağ dönemine kadar sadece ticaret bahsinde değil dini, sosyal hayat bakımından da etkin gruplardır. Soğdlar bu alanlarda ve kadının statüsü üzerine önemli oranda doküman ve arkeolojik veri üretti. MÖ. VI. yüzyılda Ahameniş İmparatorluğu’na tabi olan Soğdya’da bu dönemden itibaren İran dünyasının dini, siyasi ve hukuki yapısı kuvvetle tesirli olmaya başladı. Soğd kadınının hukuki statüsü ve sosyal hakları da bu dönemden itibaren şekillendi. Bu çalışmada doğrudan Soğdlar tarafından üretilen belgelerin analizi ile Soğd kadınının sosyal statüsünün tespiti ve bu belgelerin sağladığı zengin verilerden yola çıkarak Soğd toplumunda kadın kimliği ve üstlendikleri sosyal fonksiyonların tanımlanması hedeflendi.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
31

KAMALI ARSLANTAŞ, Tuğba y Onur Emre KOCAÖZ. "Öğretmen Adaylarının Kapsayıcı Uygulamalarını Artırmak için Konuya Özel Mentörlük: Olanaklar Açısından Bakış". Necmettin Erbakan Universitesi Eregli Egitim Fakultesi, Necmettin Erbakan University, 29 de octubre de 2023. http://dx.doi.org/10.51119/ereegf.2023.46.

Texto completo
Resumen
Bu araştırma, öğretmen adayları tarafından konuya özel mentörlük yaklaşımıyla geliştirilen bir dizi gözlem, görüşme, mentör günlükleri ve materyal analizine dayanan bir vaka çalışmasına odaklanmaktadır. Bu çalışmada, konuya özgü mentörlük, özel eğitim öğretim üyeleri ile bilişim teknolojileri öğretmen adaylarını bir araya getirmiştir. Bilişim teknolojileri öğretmen adaylarının teknolojiyi kapsayıcı eğitimle ilgili pedagojik uygulamalara entegre etmelerine rehberlik etmek amacıyla sekiz Özel Eğitim öğretim üyesine (üç kadın, beş erkek) mentörlük rolü verilmiştir. Toplamda 42 bilişim teknolojileri öğretmen adayına (24 kadın, 18 erkek) menti rolü verilmiş; ayrıca öğretim tasarımcısı olma işlevini de üstlenmişlerdir. Çalışma, katılımcıların bu özel mentörlük çalışmasına ilişkin anlayışlarını keşfetmeyi amaçlamıştır. Çalışmanın bulguları mentörlük programının olanakları, "aracı unsurlar", "sosyal destek", "yapılandırılmış süreç" ve "konuya özel odaklanma" olmak üzere ortaya çıkan dört tema etrafında kümelenmiştir. Çalışma, öğretmen adaylarının özel eğitimde öğretimsel karar alma süreçlerinde bilgi yapılandırmalarını geliştirmenin bir yolu olarak konuya özel mentörlük uygulamalarının olanaklarına işaret etmektedir.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
32

SARAÇOĞLU, Esra, Erdinç YAVUZ y İlknur AYDIN AVCI. "Samsun’da Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne Başvuran Göçmenlerin Sağlık Kayıtlarının İncelenmesi". Turkish Journal of Family Medicine and Primary Care, 20 de diciembre de 2022, 650–59. http://dx.doi.org/10.21763/tjfmpc.1054992.

Texto completo
Resumen
Giriş: Bu çalışmada Samsun’da yaşayan göçmenlerin Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne başvuru nedenlerinin ve demografik özelliklerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Bu çalışma gözlemsel tanımlayıcı retrospektif bir çalışmadır. Samsun’da bir kamu hastanesine başvuran göçmenlerin hastane kayıtları bir yıllık geriye dönük olarak incelenmiştir. Hasta kayıtlarından elde edilen yaş, cinsiyet, vatandaşı olunan ülke, başvuru yapılan klinik, alınan tanı ve hasta sınıfı bilgileri çalışma verilerini oluşturmuştur. Veriler tanımlayıcı istatistiksel analiz yöntemleri ile (frekans, ortalama, standart sapma) değerlendirilmiştir. Bulgular: Bu çalışmaya toplam 20.746 göçmen hasta hastane başvuru kaydı dahil edilmiştir. Göçmenlerin %62,6’sı kadın, %59,1’i Irak uyruklu ve yaş ortalamaları 19,3±17,4 yıl olarak tespit edilmiştir. En sık rastlanan tanı grubu %27,3 ile 'J00-J99: Solunum sistemi hastalıkları' olarak belirlemiştir. En fazla ayaktan başvuru %24,4 oran ile 'Acil Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Polikliniği' ve %21,4 oran ile 'Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Polikliniği' ve %21,2 oran ile 'Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Polikliniğine'dir. Hastaneye başvuran hastalardan 1.160 kişinin yatarak tedavi hizmeti aldığı ve en fazla yatışın 'Kadın ve Doğum Hastalıkları Servisi' ne yapıldığı saptanmıştır. Sonuç: Samsun’da yaşayan göçmenlerden en fazla sağlık hizmeti alan grubun Iraklılar olduğu, büyük çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu tespit edilmiştir. En sık rastlanan sağlık problemi solunum yolu hastalıkları, en sık rastlanan hastaneye yatış nedeninin doğum olduğu belirlenmiştir. Gelecekte göçmenlerle ilgili yapılacak çalışmalarda belirlenen sağlık sorunlarını gidermeye yönelik uygulamaların yapılması önerilmektedir.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
33

ALTIN, Kader y Elif KÖMÜRCÜ. "Memlüklerde Levirat Evlilikler". Alınteri Sosyal Bilimler Dergisi, 28 de diciembre de 2022, 161–69. http://dx.doi.org/10.30913/alinterisosbil.1159658.

Texto completo
Resumen
En geniş anlamıyla “levirat” kavramı, kocası ölen kadının, kocasının geride kalan erkek yakınlarından biri ile evlenmesi geleneğine verilen isimdir. Leviratı besleyen kültürel bağlamı biçimlendiren pek çok bileşen bulunmaktadır ama en önemlisi kadınların konumlandırıldığı ikincil alandır. Bu alan içerisinde kadın erkeğe ait bir mülk olarak kabul edilmiştir. Kadın tarafından seçilen ev, kocanın evidir. Ancak o evde meşru bir konum kazanmanın yolu da aktif gelin rolünü sürdürmekten geçmektedir. Bu meşru sürekliliğin anahtarı levirattır. Dul kadınlar erkeğin ailesinin velayetinin geleneksel kültürde meşru kabul edilmesinden dolayı sözlü hukuk kapsamında da bir hak arama sürecini başlatmadıkları için levirata giden süreci durdurmak daha da güç hale gelmiştir. Levirat evlilikler, Türk devletlerinin bir politikası olup akrabalık tesis etmek suretiyle bölgede hâkim/güç̧ konumuna gelmelerini sağlamıştır. Çünkü̈ daha önceki Türk devletlerinde de evlenilecek kadın siyasi bir çıkara hizmet etmek amacıyla seçilmiştir. Esinin vefatıyla devlet düzeninin bozulmasının önüne geçilip, kadının kendi ailesinin yanına dönmesine izin verilmeyip hanedan içinden yeniden evlendirilerek devlet düzeninin devam etmesi sağlanmıştır. Bu çalışmada geleneksel toplumlarda uygulama alanı bulan evlilik biçimlerinden biri olan levirat uygulamasının Memlük Devletindeki yönetici zümrenin gerçekleştirdiği dokuz levirat evlilik üzerinde durarak, daha önce Türk siyasi hayatında gerçekleştirilen levirat evliliklerden farklı olarak, evliliklerin siyasi bir sıhriyet bağı kurmak üzerine yapılmadığını ortaya koyarak, bu evliliklere yönelik değerlendirmeler yapılmıştır.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
34

KÜLEKÇİ, Yağmur y Olcay TİRE. "Üniversite Öğrencilerinin Namus Algısı: Munzur Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Örneği". Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 20 de diciembre de 2023. http://dx.doi.org/10.38122/ased.1270064.

Texto completo
Resumen
Bu araştırmada üniversite öğrencilerinin namus algılarını, bu algıların oluşmasındaki etmenler dâhilinde saptamak ve kadına yönelik namus gerekçesiyle işlenen suçlara yönelik öğrencilerin çözüm önerilerini analiz etmek amaçlanmıştır. Niteliksel yöntem doğrultusunda gerçekleştirilen, fenomenoloji (olgubilim) desenine sahip olan bu araştırmada veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından oluşturulan “Nitel Araştırma Görüşme Formu” kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini Munzur Üniversitesi’nin sosyoloji bölümünde lisans düzeyinde öğrenim görmekte olan 21 öğrenci oluşturmaktadır. Öğrenciler ile yarı-yapılandırılmış görüşmeler yapılmıştır. Örneklem grubu, kartopu örneklem tekniği ile oluşturulmuştur. Saha araştırması sonucunda elde edilen verilerin analizinde herhangi bir veri analiz programı kullanılmamıştır ve veriler el ile analiz edilmiştir. Verilerin analizinde “betimsel analiz” yolu kullanılmıştır. Araştırma sonucunda üniversite öğrencilerinin namus algılarının çeşitli etkenlere göre değişkenlik gösterdiği ve öğrencilerin namus algılarının genel olarak eşitlikçi yönde olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Öğrencilerin namus olgusuna yönelik eşitlikçi tutumlarının temelinde; sosyoloji bölümünde almış oldukları ders içeriklerinin, üniversite sosyal ortamının ve üniversite okudukları Tunceli şehrinin sosyo-kültürel yapısının etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu etkenlerin yanı sıra ailevi değişkenler de bireylerin namus algılarında etkili olmuştur. Bu çalışmada elde edilen sonuçlardan biri de muhafazakâr/gelenekçi ailelerde yetişen bireylerin namus algılarının, modern/eşitlikçi ailelerde yetişen bireylerin namus algılarına göre daha geleneksel yönde olduğu sonucudur. Öğrencilerin namus algılarının cinsiyet faktörüne göre belirlenmediği de ulaşılan önemli sonuçlardan biridir. Hem kadın hem de erkek öğrenciler arasında namus olgusuna cinsiyetçi anlamlar yükleyen bireyler bulunmaktadır. Eşitlikçi tutum ise hem kadın hem de erkek öğrencilerin çoğunluğunda geçerlilik sağlamıştır. Çalışmada ulaşılan bir diğer önemli sonuç ise tamamına yakını Doğu ve Güneydoğu’da yaşamakta olan öğrencilerin ailelerinde törenin geçerliliğinin olmadığı sonucudur. Bu sonuç, söz konusu bölgelere yönelik olan genel algılara karşıt bir nitelik taşımaktadır.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
35

Özdemir, Levent, Burcu Özdemir, Savaş Gegin y Esra Arslan Aksu. "Solunum yoğun bakımın patojen nadir alt solunum yolu etkenleri ve antibiyotik duyarlılık durumları". Hitit Medical Journal, 20 de marzo de 2024. http://dx.doi.org/10.52827/hititmedj.1400890.

Texto completo
Resumen
Amaç Solunum yoğun bakımında yatan hastaların alt solunum yolu kültürlerinde enfeksiyon etkeni olarak nadir üreyen mikroorganizmaların klinik özelliklerinin ve antibiyotik duyarlılıklarının saptanması Materyal ve Metod Ocak 2019–nisan 2023 tarihleri arasında solunum yoğun bakımında yatarak takip ve tedavi edilen 42 hastanın demografik özellikleri, altta yatan hastalıkları ve risk faktörleri, APHACHE-II skorları, alt solunum yolu örneklerinde enfeksiyon etkeni olarak nadir üreyen mikroorganizmalar ve antibiyotik durumları ile hastaneiçi mortalite durumları retrospektif olarak değerlendirildi. Bulgular Çalışmaya 30’u erkek, 12’si kadın 42 hasta alındı. Yaş ortalaması 73,7±10,9 idi. Eşlik eden hastalık olarak en sık hipertansiyon, KOAH, kalp yetmezliği saptandı. Risk faktörü olarak ta en sık idrar sondası, öncesinde antibiyotik kullanımı saptandı. Hastaların 22’sinin yaşadığı, 20’sinin exitus olduğu saptandı. APHACHE-II skorları yaşayan hastalarda anlamlı olarak düşük saptandı. Alt solunum yolu örneklerinde ilk üremenin saptandığı gün yaşayan grupta exıtus olan gruba göre anlamlı olarak düşüktü. Nadir patojen mikroorganizma olarak en sık burkholderia cepaci(n=8), stenotrophomonas maltophilia (n=6), proteus mirabilis (n=5), entobacter aerogenes (n=5) saptandı. Sonuç Yoğun bakımlarda sık üreyen mikroorganizmalar gibi nadir üreyen mikroorganizmalarda da hastaneiçi mortalitenin yüksek olduğu bu nedenle antibiyotik direnç paternlerinin daha yüksek sayıdaki olgularla değerlendirilmesinin ülkemizde ve yoğun bakımlarımızda antibiyotik kullanımına katkı sağlayacağını düşünmekteyiz
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
36

Duyan, Kübra y Ahmet Yarış. "Mardin in Yemek Ritüelleri (Food Rituals of Mardin)". Journal of Tourism and Gastronomy Studies, 1 de octubre de 2022. http://dx.doi.org/10.21325/jotags.2022.1114.

Texto completo
Resumen
Bu araştırmanın amacı Mardin’in yemek ritüellerini belirlemek ve ritüellerin nedenleri ile 2020’li yıllarda uygulanıp uygulanmadığını tespit etmektir. Etnografik nitel araştırma kapsamında birincil veriler görüşme yolu ile toplanmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu çeşitli etnik kökene sahip, yemek konusunda bilgili ve tecrübeli 50 yaş ve üzeri yerli halktan 28 kadın oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Doğum, nişan, düğün ve ölüm gibi geçiş dönemleri ve kutsal gün ritüelleri ilgili veriler toplanmıştır. Verilerin analizinde betimsel analiz yöntemi kullanılmıştır. Bulgular, yemek ritüellerinde benzerlik ve farklılıkların olduğunu göstermektedir. Birtakım değişikliklere uğrayan ritüellerin çoğu hala uygulanırken, bazı ritüeller ise günümüz şartlarında önemini yitirdiği görülmüştür.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
37

DEMİR, MELİK, ÖMER FERUDUN AKKUŞ y GÖKAY TAYLAN. "DIFFUSE THROMBOSIS DURING PERCUTANEOUS CORONARY INTERVENTION IN A PATIENT WITH GLUCOSE 6 PHOSPHATE DEHYDROGENASE ENZYME DEFICIENCY". Eskisehir Medical Journal, Eskisehir City Hospital, 26 de julio de 2023. http://dx.doi.org/10.48176/esmj.2023.122.

Texto completo
Resumen
Pentoz monofosfat yolu aracılığı ile glukoz-6-fosfat dehidrogenaz (G6PD) enzimi eritrositleri ve hemoglobin moleküllerini oksidatif strese karşı korur. Dünyadaki en sık enzim eksikliği olarak görülen G6PD enzim eksikliğinde; akut hemolitik anemi, yenidoğan sarılığı, favizm ve kalıtsal sferositik olmayan hemolitik anemi gibi klinik durumlar görülür. Akut koroner sendrom esnasında genel klinik duruma bağlı oluşan oksidatif ajanlar ve koroner anjiyografi öncesi ve sırasında uygulanan medikasyonlar hemolitik ve trombotik krize neden olabilirler. Bu yazıda G6PD eksikliği bulunan 64 yaşındaki kadın hastaya akut koroner sendrom tanısı ile perkütan koroner girişim (PKG) sırasında ve takibinde gelişen yaygın koroner tromboz vakasını sunduk.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
38

Coşkun, Merve y Ergül Aslan. "İnfertil Kadınlarda Duygusal Özgürleşme Tekniğinin Kullanımı ve Psikososyal Bakım". Sağlık Bilimlerinde Değer, 24 de abril de 2024. http://dx.doi.org/10.33631/sabd.1282629.

Texto completo
Resumen
İnfertilite kadın yaşamında karmaşık bir kriz dönemidir. İnfertilite tedavisinin her aşamasında bireyler farklı fiziksel ve ruhsal zorluklar yaşamaktadır. Tedavi sürecinde bireyler bilişsel, emosyonel ve davranışsal tepkiler gösterebilirler. İnfertilite tedavi sürecinde yaşanan sorunlarla baş etmede psikososyal bakım ile infertilite sürecini optimize etmeleri ve infertilite tedavisinin psikolojik ve sosyal etkilerini yönetmeleri sağlanır. İnfertilite tedavi sürecinde kadınların stres, depresyon, kaygı düzeylerini azaltma, gebelik oranlarını ve yaşam kalitelerini artırmanın bir yolu da tedaviye alternatif psikososyal müdahalelerden yararlanmaktır. Duygusal Özgürleşme Tekniği ağrı, bağımlılık, uyku sorunları, stres, kaygı, depresyon, travma vb. fizyolojik ve psikolojik sorunların çözümünde olumlu psikososyal etkiler açısından önem taşımaktadır. Bu amaçla derlemede kadınlarda infertilite tedavi sürecinde duygusal özgürleşme tekniği ve psikososyal bakım ele alınmıştır.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
39

Keskin, İrem Sultan y Emre Serin. "Sporcularda Aerobik Güç ve Dehidrasyon Düzeyinin Toparlanmaya Etkisi". Spor ve Performans Araştırmaları Dergisi, 19 de abril de 2024. http://dx.doi.org/10.17155/omuspd.1359828.

Texto completo
Resumen
Maksimum oksijen tüketimi aerobik gücün belirlenmesinde kullanılan en güvenilir yöntemlerden bir tanesidir. Bunun yanında bireylerin su dengesi günlük tükettiği ve kaybettiği su miktarı arasındaki fark oluşturmaktadır. Bu dengenin sağlanabilmesi sporcu performansı açısından kritik önem göstermektedir. Dehidrasyon sporcularda yarışmalarda ve antrenmanlarda çok sık karşılaşılan bir durumdur. Toparlanma sürecinde beslenme ve sıvı tüketimi yolu ile bu durum karşılanmaya çalışılır. Bu bilgiler ışığında çalışmanın amacı erkek ve kadın sporcularda aerobik güç ve dehidrasyon düzeylerinin toparlanmaya olan etkisinin incelenmesidir. Çalışma Mersin Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesinde 18-29 yaş grubu 47 erkek ve 47 kadın (n=94) sporcu üzerinde gerçekleştirildi. Sporcuların yaş (yıl), boy (cm), vücut kitle indeksi (kg/boy²) ve vücut ağırlığı (kg) kişisel bilgi formuna kaydedildi. Sporcuların aerobik güçleri cooper testi ile belirlendi. Ardından dehidrasyon seviyeleri idrar rengi protokolü ile belirlendi. Sonrasında ise, yorgunluk oluşturmak amacıyla çoklu sprint testi uygulandı. Kalp atımları polar saat kullanılarak akut toparlanma seviyeleri hesaplandı. Katılımcılara ait verilere ilişkin tanımlayıcı istatistikler yapıldı, sonrasında toplanan verilerin normallik dağılımları Kolmogorov-Smirnov testi ile sınandı, veri setinin normal dağılım sağladığı görüldü. Araştırma sorularına yönelik yapılan testlerde bağımsız değişkenin bağımlı değişkeni yordayıp yordamadığını test etmek amacıyla basit doğrusal regresyon testinden yararlanıldı. Sporcularda aerobik gücün 1 ve 5 dakikadaki toparlanmaya etkisi anlamlı (p
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
40

ŞİRİK, Mehmet, Mehtap KOPARAL y İbrahim BUCAK. "Çocukluk Çağı Adenoid Dokusu ve Deri Altı Yağ Dokusu İlişkisinin MRI Kullanılarak Değerlendirilmesi". Ahi Evran Medical Journal, 20 de abril de 2022. http://dx.doi.org/10.46332/aemj.1032736.

Texto completo
Resumen
Amaç: Bu çalışmanın amacı, manyetik rezonans görüntülemede (MRG) çocuk hastalarda boyun bölgesindeki deri altı yağ dokusu kalınlığı ile nazofaringeal hava geçişi arasındaki ilişkiyi değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda Haziran 2018 ile Aralık 2018 tarihleri ​​arasında herhangi bir nedenle beyin manyetik rezonans görüntüleme (MRG) yapılan 4-6 yaş arası 93 çocuğun (46 erkek ve 47 kadın) tıbbi görüntüleme kayıtları adenoid doku kalınlığı ve oksipital deri altı yağ dokusu kalınlığının değerlendirilmesi amacıyla geriye dönük olarak incelendi. Bu amaçla hastalardan son bir yıl içinde alınan tek düzlemli (sagital düzlem) hızlı sıralı MRG görüntüleri kullanıldı. Bulgular: Çalışmaya 46 (%49,5) erkek ve 47 (%50,5) kadın olmak üzere toplam 93 olgu dahil edildi. Ortalama adenoid doku kalınlığı erkeklerde 9,8±2,13 mm iken kadınlarda 9,25 ± 1,74 mm olarak ölçüldü (p=0,178). Oksipital bölgeden elde edilen ortalama deri altı yağ dokusu kalınlığı erkeklerde 5,65 ± 1,26 mm, kadınlarda ise 5,84 ± 1,28 mm olarak bulundu (p=0,465). Cinsiyete göre nazofaringeal adenoid doku kalınlıkları ile oksipital bölge subkutan yağ doku kalınlıkları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark gözlenmedi. Ancak, oksipital deri altı yağ dokusu kalınlığı, adenoid doku kalınlığı ve nazofaringeal hava yolu darlığı yüzdesi arasında orta derecede pozitif korelasyon bulundu. Sonuç: Oksipital subkutan yağ dokusu kalınlığı ve adenoid doku kalınlığı arttıkça nazofaringeal hava yolunun önemli ölçüde daraldığı gözlendi.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
41

YÜCETÜRK, Seher. "EXAMINATION OF DIVORCE EVENT IN ÜSKÜDAR". Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, 20 de abril de 2023. http://dx.doi.org/10.33171/dtcfjournal.2023.63.1.6.

Texto completo
Resumen
Osmanlı toplum yapısını oluşturan en küçük birim ailedir. Ailenin devamlılığı neslin devamlılığı anlamına geldiği için sürdürülmesi çok önemlidir. Ancak evliliğin sürdürülebilirliğinin ortadan kalktığı durumlarda boşanma hadiseleri de yaşanmış/yaşanmak zorunda kalınmıştır. Klasik dönem Osmanlı toplumunda boşanma genellikle erkeklerin tekelinde bulunurdu. Bu cümleden hareketle boşanmalar yaygın olarak erkeklerin talâk yetkilerini kullanarak kadınları boşamaları şeklinde gerçekleşirdi. Diğer bir ihtimal anlaşmalı boşanmadır. Kadın ve erkek muhâlea uygulaması ile kendi aralarında anlaşarak boşanabilirler. Muhâle’a uygulaması anlaşmalı boşanma anlamına gelir ve taraflardan hangisi boşanmayı isterse boşanmanın maddi yükünü üzerine alırdı. Özellikle kadınlar için boşanma yolu olarak gösterilen muhâle’a uygulamasında boşanmak isteyen tarafın karşı tarafa teklif götürmesi gerekmektedir. Ancak incelenen Üsküdar sicillerinde durumun aksi olmuş ve muhâle’a ile boşanmak isteyen kadın olmasına rağmen erkeklerden kadınlara şartlı teklif gönderilmiş olduğu tespit edilmiştir. Bu noktada kadınların boşanmış mı oldukları boşanmak zorunda mı bırakıldıkları sorunsalı ortaya çıkmıştır. Üçüncü boşanma şekli ise tefriktir. Kadınların erkekleri boşaması ise erkeğin bu hakkı eşine nikâh sırasında vermesi halinde gerçekleşebilirdi. Konu ile alakalı bilad-ı selâse olarak ifade edilen ve üç büyük kadılıktan (Eyüp-Galata-Üsküdar) biri olan Üsküdar kadılığına ait mahkeme kayıtlarından faydalanılmıştır. Üsküdar mahkemesine yansıyan 16. yy sonları ile 17. yy başlarından bazı defterlerin taranmaları ile elde edilen veriler sayesinde boşanma esnasında ve sonrasında yaşanan anlaşmazlıklar değerlendirilmeye alınmış ve ilgili başlıklar altında açıklanmaya çalışılmıştır.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
42

Özsoy, Asker Zeki, Mehmet Can Nacar, Bülent Çakmak, Hatice Doğru, İlhan Bahri Delibaş, Çiğdem Kunt İşgüder y Selim Gülücü. "Tokat İlinde Üniversite Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Polikliniğine başvuran Gebelerde İdrar Yolu Enfeksiyonu: Üç- Yıllık Değerlendirme". Journal of Contemporary Medicine 6, n.º 2 (17 de marzo de 2016). http://dx.doi.org/10.16899/ctd.04857.

Texto completo
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
43

MİDİLLİ, Muharrem. "Osmanlı Fetvalarında Kadınların Ayrılık Elde Etme Yolu Olarak Şartlı Talâk (16-18. Yüzyıllar)". İslami İlimler Dergisi, 2 de diciembre de 2022, 31–51. http://dx.doi.org/10.34082/islamiilimler.1213896.

Texto completo
Resumen
Bu makale Osmanlı fetvalarında kadınların boşanma elde etme yolu olarak şartlı talâkı ele almaktadır. Amaç boşama yetkisi bulunmayan ve tefrik hakları son derece sınırlı olan Osmanlı kadınlarının belli aile hukuku sorunlarında şartlı talâkı alternatif bir ayrılık elde etme yolu olarak nasıl kullandığını göstermektir. 16-18. yüzyıllar arasında Anadolu ve Rumeli’de görev yapmış olan Osmanlı müftülerine sorulmuş fetvalar amacın gerçekleştirilmesi açısından önemli veriler içermektedir. Osmanlı aile hukuku kocanın boşama yetkisini karısına devretmesine izin vermektedir. Kocanın boşamayı eşinin belli bir fiiline bağladığı durumlarda (Falan şeyi yaparsan boşsun) şartlı talâk da bir tür yetki devri görünümündedir. Ayrılık elde etmek isteyen bir kadın basitçe şartı getirerek amacına ulaşabilir. Ayrıca şartlı talâk kadının mağdur olmasına sebebiyet veren bazı aile hukuku sorunlarında da işlevseldir. Osmanlı aile hukukunda kocanın gâibliği ve evlilik içi şiddet kadının hukukunu yeterince gözetmeyen sonuçlar doğurmaktadır. Fetvalar her iki durumda da kadınların şartlı talâk yoluyla ayrılık elde edebildiklerini göstermektedir. Hâkim hukuk düzeni (Hanefi mezhebi) kadının nikâh sırasında ileri sürdüğü şartları genellikle bağlayıcı kabul etmemektedir. Ancak Osmanlı kadınları nikâh sırasında ileri sürdükleri şartları şartlı boşama yoluyla bağlayıcı hale getirebilmektedir. Makale bu tespitlere dair Osmanlı müftülerine sorulan meselelerden kanıtlar sunmaktadır. Gerçek hukuk hayatından fetva mecmualarına yansıyan meseleleri temel veri kaynağı olarak kullanan makale bir hukuk tarihi incelemesidir.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
44

ÖZEMRE, Mehmet Özgür, Nazan KOCAK TOPBAS, Hazal KARSLIOĞLU, Cansu KÖSEOĞLU SEÇGİN y Kaan ORHAN. "KONİK IŞINLI BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ GÖRÜNTÜLERİNDE RASTLANTISAL BULGULAR: BİR KESİTSEL ARAŞTIRMA". ADO Klinik Bilimler Dergisi, 17 de julio de 2023. http://dx.doi.org/10.54617/adoklinikbilimler.1129098.

Texto completo
Resumen
Amaç: Maksillofasiyal konik ışınlı bilgisayarlı tomografi görüntülerinde karşılaşılan rastlantısal bulguların yerini, tipini ve sıklığını geriye dönük olarak incelemektir. Gereç ve yöntem: Çalışmada, 2018-2021 yılları arasında sadece implant planlaması amacıyla alınmış konik ışınlı bilgisayarlı tomografi görüntüleri geriye dönük olarak rastlantısal bulgu varlığı açısından değerlendirilmiştir. Görüntüler, iki deneyimli dentomaksillofasiyal radyolog tarafından geriye dönük olarak incelenmiştir. Rastlantısal bulgular bulundukları bölgeye göre; hava yolu bulguları, gömülü diş-kök varlığı, temporomandibular eklem bulguları, endodontik lezyonlar, osteoskleroz ve yumuşak doku kalsifikasyonları olarak sınıflandırılmıştır. Bulgular: Çalışmada 109’u erkek 91’i kadın olan toplam 200 hastanın (yaş ortalaması 50,54 (36-68)) konik ışınlı bilgisayarlı tomografi görüntüleri incelendi. Rastlantısal bulguların dağılımı açısından cinsiyetler arasında anlamlı fark bulunamadı (p=0,857). Yaş ile rastlantısal bulguların gözlenmesi arasında korelasyon yoktu (p=0,525). Rastlantısal bulguların en çok görüldüğü bölge hava yolu olup ardından sırasıyla, gömülü diş ve artık kökler, TME bulguları, endodontik lezyon, osteoskleroz ve yumuşak doku kalsifikasyonları gelmektedir. Sonuç: Çalışmada değerlendirilen görüntülerin %88’inde rastlantısal bulgu gözlenmiş olup çalışmadaki hasta başına düşen rastlantısal bulgu sayısı 1,16 dır. Konik ışınlı bilgisayarlı tomografi görüntülerini değerlendiren dentomaksillofasiyal radyolog veya hekimlerin, tomografi istek endikasyonuna bağlı kalmaksızın görüntü alanına giren tüm yapıları detaylı olarak değerlendirmesi, takip/tedavi gerektirebilecek durumların teşhisi ve hastanın yönlendirilmesi açısından son derece önemlidir.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
45

ŞAHİN, Muhammed. "Examination of Physical Activity and Emotional Status of University Students". International Journal of Sport, Exercise & Training Sciences, 21 de junio de 2022. http://dx.doi.org/10.18826/useeabd.1093887.

Texto completo
Resumen
Amaç: Bu araştırmanın temel amacı, COVID-19 kapsamında alınan önlemlerin üniversite öğrencilerinin fiziksel aktivite davranışlarını nasıl etkilendiğini belirlemek ve fiziksel aktivitenin öğrencilerin duygu durumları üzerindeki etkisi hakkında bilgi edinmektir. Materyal ve Metot: Araştırmanın örneklemini basit şeçkisiz örnekleme ile veri toplanan 408 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri çevrimiçi anket yolu ile toplanmıştır. Araştırmanın verileri, kişisel bilgi formu, uluslararası fiziksel aktivite anketi kısa formu ve pozitif ve negatif duygu ölçeği yoluyla toplanmıştır. Verilerin normalliği göz önünde bulunarak istatistiksel analizlerde tanımlayıcı istatistiklerin yanı sıra hipotez testleri için, T-Testi/Mann Whitney U, Ki-Kare Analizi ve Manova Analizi kullanıldı. Son olarak bağımlı ve bağımsız değişkenler arasındaki etki düzeyinin belirlenmesi amacı ile Cohen’s d değerleri incelendi. Bulgular: Araştırma bulgularına göre, haftalık metabolik eşdeğeri (MET) toplam puanı baz alındığında, öğrencilerin %31,1’inin inaktif, %49’1’inin minimal aktif ve %19,8’inin yeterince aktif düzeyde olduğu görüldü. Fiziksel aktivite düzeyine bağlı olarak öğrencilerin duygu durumları üzerinde anlamlı farklılaşmanın meydana geldiği görüldü. Kadın öğrencilerin pozitif duygu puan ortalamalarının erkek öğrencilere kıyasla anlamlı bir şekilde daha yüksek olduğu görüldü. Bu duruma karşın negatif duygular ve toplam fiziksel aktivite düzeyinde kadın ve erkeklerin benzer ortalamalara sahip olduğu görüldü. Sonuç: Sonuç olarak; üniversite öğrencilerinin fiziksel aktivite düzeylerinin duygu durumları üzerinde farklılık oluşturduğu görülmüştür. Cinsiyetin pozitif duygular üzerinde etkili olduğu buna karşın negatif duygular ve toplam fiziksel aktivite düzeyleri üzerinde ise etkili olmadığı söylenebilir.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
46

Beydağ, Kerime Derya y Nursel Alp Dal. "Türkiye’de Yaşayan 18-49 Yaş Arası Bekar Kadınların Kürtaja Yönelik Damgalayıcı Tutum, İnanç ve Davranışlarının Belirlenmesi". Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Sağlık Bilimleri ve Araştırmaları Dergisi, 30 de abril de 2024. http://dx.doi.org/10.46413/boneyusbad.1419115.

Texto completo
Resumen
Amaç: Bu araştırmanın amacı, Türkiye’de yaşayan 18-49 yaş arası bekâr kadınların kürtaja yönelik damgalayıcı tutum, inanç ve davranışlarına etki eden faktörleri belirlemektir. Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı tipteki araştırma, 1 Aralık 2021- 20 Şubat 2022 tarihleri arasında çevirim içi anket yolu ile elde edilmiş; 1016 bekar kadın örneklemi oluşturmuştur. Araştırma verileri, demografik soru formu ve Genç Kadınlarda Kürtaja Yönelik Damgalayıcı Tutum, İnanç ve Davranışlar Ölçeği ile elde edilmiştir. Bulgular: Araştırma kapsamında yer alan kadınların Kürtaja Yönelik Damgalayıcı Tutum, İnanç ve Davranışlar Ölçeği puanlarının ortalaması 29.49 ± 10.428 olarak bulunmuştur. Araştırmaya dahil olan kadınların Kürtaja Yönelik Damgalayıcı Tutum, İnanç ve Davranışlar Ölçeği puanları yaş, öğrenim düzeyi, gelir durumu, kardeş sayısı, aktif cinsel hayat durumu, en uzun yaşanılan yer, yaşanılan bölge, inanç durumu ve ailesinde ya da yakın çevresinde kürtajın karşılanma şekli değişkenlerine göre istatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermektedir (p
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
47

KÖSE, Bayram Arif. "SUBAŞI, Ömer, (2021), Moğollarda Kadın, Evlilik ve Dış Siyaset, Selenge Yayınları, İstanbul. ISBN: 978-625-74-5926-6, 1. Baskı, 344 s." Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 13 de noviembre de 2023. http://dx.doi.org/10.21563/sutad.1297212.

Texto completo
Resumen
Yazarın tanıtıma konu olan eseri de yine kadın temalı olup okuyucuyu orta çağın kadîm milletlerinden olan Moğollar dönemine götürmektedir. Kadına ayrı bir değer verdiğini gördüğümüz bu sıra dışı topluluk özellikle Cengiz Han döneminden beri çıkardığı yasalarla kadının toplumsal statüsünü ve siyasi mevkiini belli bir seviyeye çıkarmıştır. Genelde çok eşli bir aile yapısı benimsemelerine rağmen eşlerine gösterdikleri ilgi dikkate şayandır. Giyimleri, ziynetleri, süs eşyaları, aile içindeki konumu, göç esnasındaki rolü, savaşlardaki fedakarlıkları ve belki de en ilginci dış politikadaki etkileri Moğol kadınını günümüz de dahi ilgi odağı yapmaktadır. Bu ilgiden yola çıkılarak hazırlanan “Moğollarda Kadın, Evlilik ve Dış Siyaset” adlı eser sadece Moğol kadını hakkında bilgi vermekle kalmamış, orta çağ boyunca çeşitli devlet, hanedan hatta klanların kadına bakışı hakkında dahi zengin içerikli malumatları kapsamıştır.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
48

Yurtbakan, Ergün. "Sınıf, Okul Öncesi ve Özel Eğitim Öğretmenlerinin Etkileşimli Okuma Uygulama Öz Yeterliklerinin İncelenmesi". Ana Dili Eğitimi Dergisi, 25 de abril de 2024, 296–316. http://dx.doi.org/10.16916/aded.1396797.

Texto completo
Resumen
Sınıf, okul öncesi ve özel eğitim öğretmenlerinin etkileşimli okuma öz yeterliklerini incelemek amacıyla yapılan çalışmada, tarama modelinden yararlanılmıştır. Uygun durum örneklemesi yolu ile ölçek geliştirme aşamasına dâhil edilen 325 öğretmen (sınıf, okul öncesi ve özel eğitim öğretmeni) Trabzon’da görev yapmakta iken; araştırma aşamasına dâhil edilen 240 öğretmen (sınıf, okul öncesi ve özel eğitim) Yozgat’ta görev yapmaktadır. Öğretmenlerden elde edilen veriler, araştırmacı tarafından geliştirilen “Öğretmen Etkileşimli Okuma Öz Yeterlik Ölçeği” ile toplanmıştır. Ölçeğin geçerlik ve güvenirlik hesaplaması yapılmıştır. Veriler ise bağımsız t testi, tek yönlü Anova, Kruskal Wallis testi ile analiz edilmiştir. Çalışma sonucunda kadın öğretmenlerin erkek öğretmenlerden, okul öncesi öğretmenlerinin sınıf ve özel eğitim öğretmenlerinden, öğretmenlik kariyer basamağı olmayan öğretmenlerin ise uzman öğretmenlerden etkileşimli okuma uygulama öz yeterliği okumaya hazırlık alt boyutunda istatiksel olarak anlamlı düzeyde iyi oldukları tespit edilmiştir. Bu anlamda öğretmenlerin okuma öncesinde, öğrencilerin bilişsel ve okumaya yönelik duyuşsal becerilerini desteklemek için hazırlık çalışmaları yapmaları önem arz etmektedir.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
49

RENÇBER, İbrahim. "TÜRK HAVA YOLLARININ KURUMSAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK PERFORMANSININ ENTROPİ VE TOPSIS YÖNTEMLERİYLE İNCELENMESİ". Yönetim Bilimleri Dergisi, 5 de febrero de 2024. http://dx.doi.org/10.35408/comuybd.1397485.

Texto completo
Resumen
Bu çalışmanın amacı, Borsa İstanbul Sürdürülebilirlik 25 endeksinde işlem gören tek hava yolu işletmesi olan Türk Hava Yollarının kurumsal sürdürülebilirlik performansını ekonomik, sosyal ve çevresel boyutları kapsamında incelemektir. Araştırma kapsamındaki verilere işletmenin 2018-2022 yılları arasında yayımladığı sürdürülebilirlik raporları, faaliyet raporları ile mali ve operasyonel sunumlardan ulaşılmıştır. Söz konusu verilerin analizi çok kriterli karar verme yöntemlerinden entropi ve TOPSIS yöntemleriyle yapılmıştır. Entropi yöntemi analiz sonuçlarına göre ekonomik sürdürülebilirlik kapsamında en yüksek önem ağırlığına sahip kriter Ücretli Yolcu-Km iken Arz Edilen Koltuk Kilometre Başına Maliyet en düşük önem ağırlığına sahip kriter olmuştur. Çevresel sürdürülebilirlik kapsamında en yüksek önem ağırlığına sahip kriter Toplam Su Tüketimi iken en düşük önem ağırlığına sahip kriter Yakıt Verimliliği olmuştur. Sosyal sürdürülebilirlik kapsamında en yüksek önem ağırlığına sahip kriter doğrudan istihdam edilen çalışanlara verilen İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimleri iken en düşük önem ağırlığına sahip kriter ise çalışan Kadın sayısı olmuştur. TOPSIS yöntemi analiz sonuçlarına göre işletmenin ekonomik sürdürülebilirlik performansının en yüksek olduğu yıl 2022 olmuşken 2020 yılı en başarısız yıl olmuştur. Çevresel sürdürülebilirlik performansı açısından 2019 yılı en başarılı yıl olmuşken 2021 yılı en başarısız yıl olmuştur. Son olarak, işletmenin sosyal sürdürülebilirlik performansının en başarılı olduğu yıl 2021, en kötü olduğu yıl ise 2019 yılı olmuştur.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
50

Duyan, Murat. "Is There A Covid-19 Transmission With Percutaneous Needle Prick A Case Report". Eskisehir Medical Journal, Eskisehir City Hospital, 31 de julio de 2022. http://dx.doi.org/10.48176/esmj.2022.75.

Texto completo
Resumen
34 yaşında erkek sağlık çalışanı, COVID-19 ile enfekte hastaların yattığı klinikte çalışırken, hastadan kan alınan şırınganın iğnesi yanlışlıkla sol elin 2. Parmağının distal falanksın volar yüzeyine kazara saplandı. Şırınganın kullanıldığı hasta 54 yaşında COVID-19 pnömonisi nedeniyle hastanede 3 gündür tedavi alan kadın hastaydı. Sağlık çalışanı 4 hafta boyunca takip edildi. COVID-19 enfeksiyonunu düşündüren hiçbir semptom veya bulgu tespit edilmedi. Sağlık çalışanı 2 doz BNT162b2 (Pfizer-BioNTech) aşısı ile 2 doz arası 42 gün olmak üzere aşılanmıştır. Son aşısı, iğne batması yaralanmasından 1 ay önceydi.Perkütan iğne batması sonucu yaralanma nedeniyle virüs bulaşma riski yok denecek kadar azdır veya yoktur. Bulaşma riski düşünülse dahi hastanın iki doz BNT162b2 aşısı olması kendisini korumuş olabilir. Teorik olarak koronavirüsün kan yoluyla bulaşma riski var gibi görünse de henüz kanıtlanamamıştır. Virüs bulaşmış hastalarda, bulaş riskinin yüksek olduğu solunum yolu ile perkütan iğne batması sonucu yaralanma karşılaştırıldığında, enfeksiyonun bulaşma riski yok denecek kadar azdır.Bu konuda geniş çaplı çalışma yapılması gerekir.
Los estilos APA, Harvard, Vancouver, ISO, etc.
Ofrecemos descuentos en todos los planes premium para autores cuyas obras están incluidas en selecciones literarias temáticas. ¡Contáctenos para obtener un código promocional único!

Pasar a la bibliografía