Journal articles on the topic 'Tiyatro'

To see the other types of publications on this topic, follow the link: Tiyatro.

Create a spot-on reference in APA, MLA, Chicago, Harvard, and other styles

Select a source type:

Consult the top 50 journal articles for your research on the topic 'Tiyatro.'

Next to every source in the list of references, there is an 'Add to bibliography' button. Press on it, and we will generate automatically the bibliographic reference to the chosen work in the citation style you need: APA, MLA, Harvard, Chicago, Vancouver, etc.

You can also download the full text of the academic publication as pdf and read online its abstract whenever available in the metadata.

Browse journal articles on a wide variety of disciplines and organise your bibliography correctly.

1

Erdenk, Sibel, and Melike Durak Aras. "Anlatının tiyatral olması." JOURNAL OF ARTS 7, no. 2 (May 5, 2024): 95–106. http://dx.doi.org/10.31566/arts.2387.

Full text
Abstract:
Tiyatro, özellikle Batı’da, (anlatı) diegetik bakış açısından ziyade (canlandırma) mimetik açıdan ele alınagelmiş, diegesis Aristoteles’in Poetika’sından itibaren tiyatro sanatının sınırları dışında bırakılmıştır. 20. yüzyıldan günümüze dek uzanan süreçte, özellikle sahne – seyir yeri, oyuncu – seyirci ilişkisinde canlı bir deneyimi yakalamaya yönelik arayışların bir kısmı tiyatroda anlatı meselesi üzerine odaklanmaya başlamıştır. Brecht’in öykü anlatma hattını yeniden açtığı anlatı’yı dahil eden epik tiyatro kuramı ve devamında Lehmann’ın postdramatik kavramsallaştırmasıyla da tekrar sahneye çağrılan anlatının, tiyatro tarihindeki dönemsel dönüşümü hem tiyatroyu hem de performansı klasik tanımlarının dışına çıkarmıştır. Tiyatroda anlatının karakteristiğini belirleyen temel olgu, onun yeni çağın tarihsel-toplumsal koşullarıyla kurduğu ilişkinin ötesinde bir yerde, dramatik yapının estetik üstünlüğünü yok etmesi ve alternatifini kurmasında yatmaktadır. Bu çalışma, ‘anlatı’nın Antik, Epik ve Postdramatik dönem olmak üzere önemli dönüm noktalarındaki seyrini, anlatısal stratejilerle örneklemeyi amaçlamaktadır. Yöntem: Bu çalışmada anlatının dramatik tiyatro uygulamalarında kullanımına yönelik teoriden pratiğe aktarımını derecelendirme biçimi yöntemsel olarak esas alınmıştır. Sonuç: Yaşamı bir deneyim olarak tanımlayan çağımız sanatının, anlatıyı tekrar merkeze yerleştirdiği görülmektedir. Bu deneyimin tiyatronun uygulama alanında anlatı hikayeleri olarak popüler bir eğilim göstermesinin yanısıra yeni bir söz, seyirciyle kurulmak istenen yeni bir temasın arayışında olunmasından kaynaklandığı görülmektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
2

TOPÇU, Hayrunisa. "Romandan Tiyatroya: Yaprak Dökümü, Eski Şarkı." Erdem, no. 63 (August 1, 2012): 223–46. http://dx.doi.org/10.32704/erdem.2012.63.223.

Full text
Abstract:
Reşat Nuri Güntekin, Türk edebiyatının en üretken yazarlarından biridir. Özellikle roman ve tiyatro türünde birçok eseri vardır. Tiyatro konusunda dekordan oyun yazarına kadar her alanda kafa yormuş ve bu konuda birçok makale yazmıştır. Yaprak Dökümü ve Eski Hastalık isimli romanları, kendisi tarafından tiyatro oyunu haline getirilmiştir. Yaprak Dökümü, roman olarak 1930'da yayınlanmış, 1943-1944 yıllarında sahnelenmiştir. Eski Hastalık, roman olarak 1938'de yayınlanmış, 1951'de ise Eski Şarkı adıyla tiyatro oyunu olarak sahnelenmiştir. Bir romanın tiyatro eserine dönüştürülmesi sırasında özellikle teknik açıdan birtakım değişiklikler yapmak gerekir. Romandan Tiyatroya: Yaprak Dökümü, Eski Şarkı adlı yazıda bu değişimler olay örgüsü, kişiler, zaman, mekan kavramları açısından değerlendirilmiş, romandan tiyatroya aktarılan eserler için kuramsal bir zemin oluşturulmaya çalışılmıştır. Ardından, adı geçen romanlarla tiyatro oyunlarının karşılaştırılması yapılarak aralarındaki farklar belirlenmiş ve dönüştürme işlemi sırasında kullanılan yöntemlerin ortaya çıkarılması hedeflenmiştir. Sonuçta, eserler arasındaki farkların neden kaynaklandığı, eserlere etkilerinin neler olduğu tartışılmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
3

Özerden, Kerim Emre, and Ziyad Guliyev. "Tiyatral Anlatının Sinemasal Anlatıya Dönüşümü: Ferhan Şensoy'un "Çok Tuhaf Soruşturma" Tiyatro Oyunu ve "Pardon" Sinema Filminin İncelenmesi." RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, no. 30 (October 21, 2022): 516–28. http://dx.doi.org/10.29000/rumelide.1192625.

Full text
Abstract:
Türk tiyatrosunun önemli isimlerinden biri olan yönetmen, oyuncu, yazar, tiyatro kurucusu kimliğiyle önemli çalışmaları bulunan sanatçı Ferhan Şensoy’un ‘Çok Tuhaf Soruşturma’ tiyatro oyunu ve bu oyundan sinemaya uyarlanan ‘Pardon’ sinema filmi incelenmektedir. Araştırmada tiyatral ve sinemasal anlatı farklılıkları, ifade biçimlerinin değişmesi ile öykünün dönüşümü merkezi konumdadır. Araştırmanın kapsamında, anlatıların yapısal özellikleri, iki yapı arasındaki farklılıkların incelenmesi ile ele alınmıştır. Tiyatro oyununun beyaz perdeye uyarlanmasıyla hikâye yapısının kazanmış olduğu yeni olanaklar incelenmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
4

ÇINAR, Cem. "Çağdaş Dramaturji ve Sinema İlişkisine Karşılaştırmalı Bir Bakış." Tykhe Sanat ve Tasarım Dergisi 7, no. 13 (December 31, 2022): 414–31. http://dx.doi.org/10.55004/tykhe.1195215.

Full text
Abstract:
Dramaturji, bir analiz ve uygulama alanı olarak tiyatro sanatının tarihsel yürüyüşü içinde ortaya çıkmış, gelişmiş bir disiplindir. Dramaturjinin ayrı bir disiplin olarak adının konması ve ayrışması Lessing’in Die Hamburgische Dramaturgie (1769) adlı çalışmasıyla mümkün olmuştur. 19 ve 20. yüzyılda, özellikle Alman tiyatro kuramcılarının çalışmalarıyla gelişen dramaturji, bu dönemde yetkinlik kazanmış ve bir disiplin olarak kabul görmeye başlamıştır. Dramaturjinin sinemayla birlikte anılmaya başlaması ise sessiz sinema döneminin kapanmasıyla mümkün olmuştur. Söz/diyalog, görsel-işitsel sinematografik imgenin temel bileşeni olmuş, böylece dramatik metin tasarımı, yazımı ve uygulaması sinema sanatını belirlemeye başlamıştır. Sinema bu aşamada, dramatik yapı, dramaturjik metin analizi ve uygulaması gibi kavram ve metotları tiyatrodan ödünç alarak kendi alanına uyarlama yoluna girmiştir. Ancak, tiyatro ve sinema sanatlarının ontolojik farklılıkları sebebiyle, tiyatrodaki dramaturji uygulamalarıyla ilgili terim, nosyon, metot ve uygulamaların sinemaya entegre edilmesi bakımından birtakım sorunlar ortaya çıkmıştır. Bu makale, dramaturjiyi yetkin, ayrı bir disiplin olarak ele alarak, tiyatro ve sinemayla ilişkisine odaklanmıştır. İlgili kavramların etimolojik analizinden kalkarak tarihsel literatüre ve kuramsal yaklaşımlara dayalı betimleyici bir yöntemle, sinema ve tiyatroda kuram ve uygulamadaki paralellikleri ve farklılıkları anlamaya çalışmıştır. Böylece, dramaturji nosyonunun ve uygulama alanlarının, tiyatroda olduğu gibi sinemada da daha açık ve belirgin bir anlama kavuşması yönündeki çalışmalara katkı sunmayı amaçlamıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
5

Şentürk Tatar, Gamze. "Tiyatroda Kokunun İzinden." Journal of Literature and Humanities, no. 72 (June 12, 2024): 36–48. http://dx.doi.org/10.55590/literatureandhumanities.1432019.

Full text
Abstract:
Tiyatro görsel, işitsel ve bedensel ögeleri bir araya getiren, seyirci ile oyun arasında güçlü bir bağ kurabilen bir sanattır. Bu sinestetik sanat, seyirci ile oyun arasında bir bağlantı kurarak, tüm duyuları içeren estetik bir dil kullanır. Koku, ses ve görüntü gibi duyuların birleşimi, seyirciye eşsiz bir deneyim sunar. İzleyici, oyunları bütünleşik bir bedensel deneyim olarak yaşar ve bu sayede aktif bir katılım sağlanır. Tiyatroda, koku genellikle göz ardı edilen bir duyu olarak ortaya çıkar. Ancak son yıllarda tiyatroda yapılan deneysel, yenilikçi ve avangart çalışmalar, sahnede koku kullanımına yeni olanaklar sunmuştur. Tiyatroda koku kullanımı aslında Antik döneme kadar uzanan bir geçmişe sahiptir. Bu çalışma, tiyatroda koku duyusunun tarihini, kökenini ve kullanımını incelemeyi amaçlar. Aynı zamanda, kokunun tiyatro deneyimini nasıl etkilediğini ve nasıl temel bir unsur haline geldiğinin izini Antik dönemden erken modern döneme değin sürer.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
6

ŞEN AKDEMİR, Fatma. "Çetin Altan’ın Yedinci Köpek ile Henrik Ibsen’in Bir Halk Düşmanı adlı piyeslerinin karşılaştırılması." RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, no. 30 (October 21, 2022): 609–18. http://dx.doi.org/10.29000/rumelide.1193046.

Full text
Abstract:
Henrik Ibsen (1828-1906), ünü yalnız Norveç’le sınırlı kalmamış, tüm dünyaya yayılmış önde gelen tiyatro yazarlarından biridir. Peer Gynt, Hedda Gabler, Yaban Ördeği, Nora, Yapı Ustası Solness; Ibsen’in tüm dünyaya mâl olmuş piyesleri arasında yer almaktadır. Modern dramın öncülerinden addedilen Ibsen, aynı zamanda gerçekçilik akımının da dünya tiyatrosundaki önemli temsilcilerinden sayılmaktadır. Tanzimat’la beraber batılılaşmanın devletin resmî politikası haline gelmesiyle, batı tarzı bir tiyatro yaratma yolunda, batının seçkin tiyatro eserleri Türkçeye aktarılmaya başlamıştır. Bu anlayış doğrultusunda, Ibsen’in de piyeslerinin Türkçeye kazandırılmasına ve sahnelenmesine gayret edilmiştir. Bu durum doğal olarak Türk tiyatro yazarlarının Ibsen’den etkilenmeleriyle sonuçlanmıştır. Bu yazarlardan biri de Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının önemli isimlerinden Çetin Altan’dır. Çetin Altan (1927-2015) roman, şiir, deneme, polisiye gibi birçok edebî türde eser vermiş, edebiyat dünyasında adını, ilk olarak piyesleriyle duyurmuştur. Toplam on bir piyes yazan Altan’ın hemen hemen bütün oyunları sahnelenme imkânı bulmuştur. Tıpkı gazete yazılarında olduğu gibi oyunlarında da genel olarak toplumsal sorunları irdeleyen Altan, farkındalık yaratma yolunda tiyatroyu etkili bir araç olarak değerlendirmiştir. Altan’ın yine böyle bir saikle yazdığı Yedinci Köpek (1964) adlı oyununun, Henrik Ibsen’in Bir Halk Düşmanı (1882) adlı piyesinden izler taşıdığı görülmektedir. Nitekim Altan’ın ve Ibsen’in anılan oyunları karşılaştırıldığında, her iki eser arasında konu, başkişilerin özellikleri ve yaşam serüvenleri gibi açılardan önemli benzerlikler bulunduğuna tanıklık edilmektedir. Bu çalışmada, anılan iki oyun arasındaki benzerlikler tespit edilmeye çalışılacaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
7

KARAAHMET, Süleyman. "Bir Tiyatro İnşa Eden Kadın: Yıldız Kenter." Tykhe Sanat ve Tasarım Dergisi 8, no. 15 (December 31, 2023): 195–206. http://dx.doi.org/10.55004/tykhe.1297810.

Full text
Abstract:
Özel tiyatrolar öteden beri mekân sıkıntılarıyla gündeme gelmiştir. Var olan salonların çoğunlukla ödenekli kurumlara ait olması, özel sahnelerin yüksek kira bedelleri ve prova için ayrıca bir mekâna ihtiyaç duyulması özel tiyatroların başlıca sıkıntıları arasındadır. Kendi salonlarına sahip tiyatrolar ise yüksek maliyetlerle baş etmek durumundadır. Yıllarca salon sıkıntısı yaşamış tiyatro topluluklarından bir tanesi de Kenter Tiyatrosu’dur. Kenter Tiyatrosu, kurulduğu günden itibaren hep göz önünde olmuş bir tiyatrodur. Son zamanlarda ise Yıldız Kenter’in vefatı sonrasında Kenter Tiyatrosu’nun binasına ne olacağı tartışma konusu olmuştur. Binanın inşa sürecinde yaşanılan zorlukların ve Yıldız Kenter’in bu zorlukları aşmak için verdiği bir tiyatro var etme mücadelesinin tüm ayrıntılarıyla incelenmesi, özel tiyatroların üretim süreçlerinin salon ihtiyaçları bağlamıyla ilişkilendirilerek değerlendirilmesi bakımından önemli görünmektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
8

Töre, Enver. "OSMANLI'DA TİYATRO." Turk Kulturu lncelemeleri Dergisi 01, no. 01 (January 1, 1999): 205–14. http://dx.doi.org/10.24058/tki.16.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
9

Topçu, Hayrunisa. "Romandan Tiyatroya: Değirmen - Sarıpınar 1914 / From Novel to Theatre: Degirmen - Saripinar 1914." Journal of History Culture and Art Research 6, no. 4 (October 1, 2017): 960. http://dx.doi.org/10.7596/taksad.v6i4.1046.

Full text
Abstract:
<p><strong>Abstract</strong></p><p>Reşat Nuri Güntekin is one of the prolific author of Turkish Literature. He owns a lot of literary works within novel and theatre play genres. He cogitated about all components of theatre from decor, till play writer and he wrote many articles. His study on this field was continued by other authors in the following years. Turgut Özakman is a writer who, like Reşat Nuri, has been thought over play writing and studied on theoretical part of theater. The novel named <em>Değirmen </em>which was published in 1944 by Reşat Nuri, was adapted to theater by the name of <em>Sarıpınar 1914</em> by Turgut Özakman. The play was first staged by Ankara Sanat Tiyatrosu on 16 February 1968.</p><p>With the increasing interdisciplinary studies in recent years, the concept of adaptation has attracted the attention of researchers from almost every field. Therefore, the studies adapted from novel to theater have been discussed again with a new point of view. In this article named<em> Romandan Tiyatroya: Değirmen / Sarıpınar 1914,</em> Reşat Nuri’s novel <em>Değirmen</em> and Turgut Özakman’s theatre play <em>Sarıpınar 1914</em> will be evaluated in the framework of the “adaptation theory”. It will be discussed the differences between the novel and theatre play and also reasons of the differences with the comparative evaluations made on the concept of plot, character, time and place.</p><p> </p><p><strong>Öz</strong></p><p>Reşat Nuri Güntekin, Türk edebiyatının en üretken yazarlarından biridir. Özellikle roman ve tiyatro türünde birçok eseri vardır. Tiyatro konusunda dekordan oyun yazarlığına kadar her alanda kafa yormuş ve bu konuda birçok makale yazmıştır. Onun bu alanda yürüttüğü çalışmalar sonraki yıllarda başka yazarlar tarafından da devam ettirilmiştir. Turgut Özakman da tıpkı Reşat Nuri gibi oyun yazarlığı ile meşgul olmuş ve tiyatronun kuramsal kısmı üzerinde çalışmış bir yazardır. Reşat Nuri’nin 1944’te yayımlanan<em> Değirmen </em>isimli romanı, Turgut Özakman tarafından<em> Sarıpınar 1914</em> adıyla tiyatroya uyarlanmıştır. Oyun ilk kez 16 Şubat 1968 tarihinde Ankara Sanat Tiyatrosu tarafından sahnelenmiştir.<em> </em></p><p>Son yıllarda disiplinler arası çalışmaların artmasıyla birlikte uyarlama kavramı neredeyse her alandan araştırmacıların dikkatini çekmektedir. Dolayısıyla romandan tiyatroya aktarılan eserler de yeni bir bakış açısıyla tekrar ele alınmaya başlanmıştır. <em>Romandan Tiyatroya: Değirmen / Sarıpınar 1914 </em>adlı makalede Reşat Nuri Güntekin’in <em>Değirmen </em>isimli romanı ve Turgut Özakman’ın <em>Sarıpınar 1914</em> adlı tiyatro oyunu, “uyarlama kuramı” çerçevesinde değerlendirilecektir. Özellikle olay örgüsü, kişiler, zaman, mekân kavramları üzerinden yapılacak karşılaştırmalı değerlendirmelerle, iki eser arasındaki farklılıkların nedenleri ve bu farklılıkların uyarlanan eser üzerindeki etkileri tartışılacaktır. </p>
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
10

GÜRANİ ARSLAN, Nur. "Mesneviden Tiyatroya: Hüsn ü Aşk'tan Yararlanan Iki Tiyatro Oyunu." Journal of Turkish Studies 10, Volume 10 Issue 12 (January 1, 2015): 473. http://dx.doi.org/10.7827/turkishstudies.8412.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
11

HALEVA, Beki. "İnsanliğin Tarihi: Yirminci Istanbul Tiyatro Festivalinde Tiyatro ve Dans." Journal of Turkish Studies 12, Volume 12 Issue 22 (January 1, 2017): 389–400. http://dx.doi.org/10.7827/turkishstudies.12367.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
12

ÖZTÜRK ÇETİNDOĞAN, Müşerref. "Yalan ve Tiyatro." Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dergisi 14, no. 14 (July 11, 2015): 117. http://dx.doi.org/10.17484/yedi.69665.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
13

Nurhan; TEKEREK, TEKEREK. "Adalet ve tiyatro." Tiyatro Ara, no. 32 (2011): 7–30. http://dx.doi.org/10.1501/tad_0000000270.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
14

TOKSOY ÇEBER, Duygu. "Maurice Maeterlinck Oyunlarında Ses." Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi 60, no. 2 (December 15, 2020): 942. http://dx.doi.org/10.33171/dtcfjournal.2020.60.2.22.

Full text
Abstract:
Maurice Maeterlinck'in oyunları Avrupa modernizminin ilk anti-Aristotelesyen dramaturgisi olarak addedilir. Olayörgüleştirmeyi baştacı eden dönemin tiyatro anlayışına karşılık Maeterlinck oyunları, belli bir değişimi işaret etmektedir. Bu yönüyle Maeterlinck oyunları konvansiyonel tiyatro pratiklerine meydan okuyarak yeni tiyatro formlarına yol açar. Bu çalışmada, Aristotelesçi sava karşı, sahnenin şiirsel dilini amaçlayan Maeterlinck'in “Evin İçi”, “Çağrılmadan Gelen” ve “Körler” adlı oyunları ses açısından incelenecektir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
15

ERBEK, İstek Serhan. "Yuzo Nagata ve Hikari Egawa, Bir Kentin Toplumsal Tarihi Açısından Osmanlı’nın Son Döneminde İstanbul’da Tiyatro ve Çevresi,." Osmanlı Araştırmaları 59, no. 59 (July 24, 2022): 277–80. http://dx.doi.org/10.18589/oa.1145950.

Full text
Abstract:
Yuzo Nagata ve Hikari Egawa’nın bu kitabı 2015 yılında Japonca, 2021 yı- lında Türkçe olarak yayımlanmıştır. Yazarlar bu kitabın müşterek bir araştırma projesinin sonucu olduğunu ve Tokyo Yabancı Diller Üniversitesi, Asya ve Afrika Dilleri ve Kültürleri Araştırma Enstitüsü’nün arşivinde bulunan 1881- 1921 yılları arasında basılmış 170 tiyatro afiş ve broşürünün kaynak olarak kullandıklarını be- lirtirler. Bu afişlerin bir kısmına kitapta yer verilmiş, ancak önemli bir kısmı kita- bın önsözünde belirtilen web sitesindeki numaralandırmalar üzerinden okuyucu- ya sunulmuştur.1 Kitap, Londra, Viyana, Paris ve Tokyo gibi şehirlerden yola çıka- rak, 19. yüzyıldaki İstanbul’un da tiyatro şehri olduğunu ifade eder. Osmanlı’nın son dönemindeki toplumsal değişimlerle birlikte, İstanbul’daki tiyatro yaşantısına odaklanan kitap aynı zamanda Japon tiyatro tarihiyle karşılaştırmalar yapar.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
16

ÇEVİK, Abdulkadir. "Oyun ve Tiyatro Pedagojisinde Oyunlar ve Alıştırmalar: Oyunlara ve Alıştırmalara Yönelik Teorik ve Pratik Yaklaşım." Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi 59, no. 1 (June 26, 2019): 342. http://dx.doi.org/10.33171/dtcfjournal.2019.59.1.18.

Full text
Abstract:
Materyal oyunları ve alıştırmaları, Etkileşim oyunları ve alıştırmaları, Grup dinamiği oyunları ve alıştırmaları” oyun ve tiyatro pedagojisinde önemli alanlardır. Bu alanların teorik olarak analiz edilmesi ve pratik süreçte söz konusu alanların nasıl işlediğinin tartışılması önemlidir. Oyun ve tiyatro pedagojisinde teori ve pratik birlikte yürür ve birbirlerini desteklerler. Bu makalede, oyun ve alıştırmaların kendi sınırları ve olanakları dikkate alınmış, teatral olanla ilişkileri değerlendirilmiştir. Kuşkusuz oyun ve tiyatro pedagojisi sadece bu üç alandan oluşmamaktadır. Bu makale kapsamında önemli olan üç alan seçilmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
17

AYTAŞ, Gıyasettin. "İletişim Gerekliliği Açısından Tiyatro." Journal of Turkish Studies 9, Volume 9 Issue 3 (January 1, 2014): 239. http://dx.doi.org/10.7827/turkishstudies.6485.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
18

OKYAVUZ, Ayşe Şirin. "TİYATRO ESERLERİ ÇEVİRMENİNİN ROLLERİ." HUMANITAS - Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi 4, no. 7 (April 20, 2016): 333. http://dx.doi.org/10.20304/husbd.19672.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
19

Memmedli, Şureddin. "GÜRCİSTAN'DAKİ TÜRKLERİN TİYATRO ESERLERİ." Journal of Turkish Research Institute, no. 55 (January 1, 2016): 429. http://dx.doi.org/10.14222/turkiyat1482.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
20

ÖZAN, Nuriye, Emine Pınar GEVHEROĞLU, and Özlem GÖKKURT DEMİRTEL. "Tiyatro Oyunlarının Tanımlanmasında Üst Veri: Ankara Devlet Tiyatrosu Oyunlarına Yönelik Bir Uygulama." Bilgi Yönetimi 1, no. 2 (December 28, 2018): 100–118. http://dx.doi.org/10.33721/by.448146.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
21

Okan, Emre, Ahmet Bilir, and Doğuş Çalışkan. "Prusias Ad Hypium Antik Tiyatrosu: Yeni Kazılar, İlk Veriler." Höyük, no. 9 (January 1, 2022): 33–66. http://dx.doi.org/10.37879/hoyuk.2022.033.

Full text
Abstract:
Bu yayın, Prusias ad Hypium antik kenti tiyatrosunda yapılan arkeolojik kazıların güncel bilimsel verilerini bilim dünyasıyla paylaşmayı amaçlamaktadır. Günümüz Düzce ili sınırlarında kalan antik Prusias ad Hypium antik kenti, Bithynia Bölgesi’nin en önemli kentlerinden biridir ve ne yazık ki büyük oranda modern yerleşimin altındadır. Tiyatro bu kentin günümüze kadar korunan tek anıtsal yapısıdır. Tiyatro kentin güneye bakan yamacı üzerinde inşa edilmiştir. Üç bölümlü ve altı tonozlu girişe sahip caveası, yarım daireyi aşan orkestrası ve üç kapı ve altı pencereye sahip sahne binası ile oldukça görkemli bir yapıdır. Geç Hellenistik-Erken İmparatorluk Dönemi’nde inşa edilmiş olan tiyatro, Yunan ve Roma özelliklerini bir arada göstermektedir. Bu sebeple önemli geçiş tiyatrolarından biridir. Yapılan kazılarda ortaya çıkan mimari elemanlar ile bazı yazılı kanıtlarla tiyatronun İS 2. yüzyılda geniş çaplı bir yenileme geçirmiş olduğu anlaşılmaktadır. 2020 yılı kazıları ile de tiyatronun planının anlaşılması ve belgelenmesi mümkün olmuş, daha önceki yıllarda tiyatro hakkında çalışmalar bilim insanlarının ortaya koyduğu planlar ve bilgiler kesin şekilde değişmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
22

Karadağ, Murat. "Türkiye’de Modernleşme ve Ulusal Kimlik İnşası Sürecinde Tiyatro Alanının Dönüşümü." Akdeniz İnsani Bilimler Dergisi 14 (June 30, 2024): 431–52. http://dx.doi.org/10.13114/mjh.1505936.

Full text
Abstract:
Bu çalışma, Türkiye’de modernleşme ve ulusal kimlik inşası sürecinde tiyatronun nasıl bir dönüşüm geçirdiğini ve erken Cumhuriyet döneminde egemen ideolojinin tiyatro alanına nasıl yansıdığını ele almaktadır. Tanzimat döneminden itibaren Batı’dan getirilen fikirler ve teknolojilerle birlikte bir toplumsal dönüşüm süreci başlamıştır ve tiyatro bu dönüşüm sürecinin bir parçası olmuştur. Cumhuriyetin kuruluşu ise bir kültür devrimine sahne olmuş, çağdaşlaşma ve millileşme eksenli kültür politikası bağlamında tiyatro, Batı kültürüne entegre olmanın ve ulusal bilinci güçlendirmenin bir aracı olarak kullanılmıştır. Çalışmanın amacı, söz konusu süreçte tiyatronun ideolojik işlevini hem kültür politikası çerçevesindeki uygulamalar hem de dönem içerisinde yazılan ve sahneye konan piyeslerin konuları üzerinden anlamaktır. Bu amaçla konuya ilişkin literatür üzerinden hem tiyatronun erken Cumhuriyet dönemindeki kurumsallaşma sürecinin ideolojik boyutları hem de dönemin piyeslerinde egemen siyasal ideolojinin nasıl yansıma bulduğu değerlendirilmiştir. Çalışma, tiyatro alanındaki dönüşümlerde Cumhuriyetin altı ilkesinin (cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik, inkılapçılık) ideolojik bir çerçeve oluşturduğunu ve alanın biçimlenmesinde önemli bir role sahip olduğunu ortaya koymaktadır
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
23

GÖMCELİ, Nursen. "Süfraj Hareketinin İngiliz Tiyatrosundaki Yankılarına Bir Örnek: Elizabeth Robins ve Votes for Women! (1907)." Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi 59, no. 1 (June 26, 2019): 100. http://dx.doi.org/10.33171/dtcfjournal.2019.59.1.6.

Full text
Abstract:
İngiltere'de 20. yüzyıl başlarında ortaya çıkan ve süfraj hareketi olarak bilinen kadınların oy hakkı davası, kadınların toplumsal ve siyasal hayatta erkeklerle eşit haklara sahip olabilmek adına vermiş oldukları bir mücadeledir. Süfrajetler olarak adlandırılan oy hakkı davası savunucusu kadınlar davalarına dikkat çekebilmek uğruna stratejik amaçlı şiddete başvurmuşlar ve o zamandan beri ağırlıklı olarak bu yönleriyle anılmışlardır. Ne var ki, stratejik de olsa şiddetle özdeşleştirilmiş olan süfraj savunucusu kadınların 20. yüzyıl başlarında İngiliz tiyatrosuna daha önce benzeri görülmemiş şekilde bir 'kadın tiyatrosu' olgusunu kazandırdıkları ve bu sayede 'süfraj tiyatrosu' olarak isimlendirilen yeni bir tiyatro türünün de oluşmasını sağladıkları gerçeği çoğunlukla göz ardı edilmiştir. Bu noktadan hareketle, bu çalışmanın amacı İngiltere'nin birinci dalga feminist tiyatrosu olarak kabul edilen Süfraj tiyatrosunu ele almak ve örnekleme amacıyla İngiliz tiyatrosunda Süfraj hareketinin yankılarının duyulmasını sağlayan Elizabeth Robins'in öncü süfraj oyunu Votes for Women! (1907) üzerine bir inceleme sunmaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
24

MİR BAĞIRZADE, Feride. "TIYATRO VE SINEMA`NIN SEMBOLLERI." ATLAS JOURNAL 4, no. 8 (January 1, 2018): 240–45. http://dx.doi.org/10.31568/atlas.83.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
25

ERZEN, Melih. "Gülten Akın'ın Tiyatro Eserleri Üzerine." Journal of Turkish Studies 8, Volume 8 Issue 4 (January 1, 2013): 855–76. http://dx.doi.org/10.7827/turkishstudies.4928.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
26

Töre, Enver. "ŞEHİR TİYATROLARINDA ÇAĞDAŞ TİYATRO ÖRNEKLERİ !" Turk Kulturu lncelemeleri Dergisi 01, no. 01 (January 1, 1999): 383–89. http://dx.doi.org/10.24058/tki.26.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
27

Arslan, Nurettin, and Tolga Özhan. "Tiyatro Yazıtları Işığında Assos'ta Zanaatkârlar." Belleten 77, no. 278 (April 1, 2013): 73–80. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.2013.73.

Full text
Abstract:
Bu çalışmanın amacı 1993 ve 1995 yılları arasında Assos tiyatrosunun oturma sıraları üzerinde ele geçen yazıdan arkeolojik veriler ve antik yazarlar ışığında irdelemektir. Yazıtlar, Assos'ta Roma imparatorluk Dönemi'nde taş ocağı işçilerine, dericilere ve demircilere ait üç meslek birliğinin varlığını ortaya koyarken kentteki sosyo-ekonomik duruma dair ipuçları sunmaktadır. Yazıtların tiyatro içerisindeki konumlan bu meslek gruplarının kentteki statülerinin derecesini ve kent ekonomisindeki önemli rollerini yansıtmaktadır. Bunun yanı sıra meslekleri; taş, meşe palamudu gibi kentin doğal kaynaklan ile ilişkilendirerek okumak mümkün olmaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
28

Gümüş, Yunus Emre. "TEMSİLDEN DENEYİME TİYATRO ANTROPOLOJİ İLİŞKİSİ." Uluslararası İletişim ve Sanat Dergisi 4, no. 4 (2021): 126–36. http://dx.doi.org/10.29228/iletisimvesanat.52790.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
29

Baştan, Ajda. "FEMİNİZM ve İNGİLİZ FEMİNİST TİYATRO." Journal of Academic Social Sciences 21, no. 21 (January 1, 2015): 173. http://dx.doi.org/10.16992/asos.882.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
30

Şentürk Tatar, Gamze. "Tiyatronun Rönesansı: Pandemi Döneminde Dijitalleşme ve Britanya Tiyatrosu." Yedi, April 27, 2024. http://dx.doi.org/10.17484/yedi.1447358.

Full text
Abstract:
2019 yılında ortaya çıkıp dünyayı etkisi altına alan ve insanları evlerine hapseden pandemi süreci, tiyatro başta olmak üzere sahne sanatları üzerinde benzersiz bir etki yaratarak sahneyi bir dönüşüme uğratmıştır. Bu süreçte, sahne sanatları alanında gelişen yeni duruma uygun olarak önlemler alınmaya çalışılmış ve sahne adeta yeniden şekillenmeye başlamıştır. Tiyatroda köklü değişikliklerin olduğu bu dönemde Britanya tiyatrosu da önerdiği yenilikçi ve deneysel uygulamalarla pandemi sürecini yönetmeye çalışmıştır. Kuşkusuz bu noktada teknolojinin sunduğu katkı göz ardı edilemez. Pandemi sürecinde dijitalleşen tiyatro, seyircisine yeni deneyimler yaşatmıştır. Sanatın evrensel gücünün bir kez daha anlaşıldığı bu süreçte, teknoloji biçim, içerik ve uygulama açısından tiyatroyu destekleyici bir unsur olarak ortaya çıkmıştır. Seyircisini oyunla buluşturan ve yenilikçi biçimlerin kullanılmasına büyük olanaklar tanıyan teknolojinin tiyatroda bir dönüşüm yaratması söz konusu olmuştur ve adeta tiyatroda bir rönesans yaşanmıştır. Bu çalışma, Britanya tiyatrosunun pandemi sürecini teknolojinin verdiği imkânlarla nasıl aştığını ortaya koymayı ve pandemi sürecinde tiyatro-teknoloji etkileşimini açığa çıkararak teknoloji çağında tiyatro endüstrisinin geleceğini tartışmayı amaçlamaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
31

KULA SAY, Seda, and Zülal GÜRBÜZ. "Geç Osmanlı Başkentinde Suriçi Sahneleri ve Gedikpaşa Tiyatrosu." Sanat Tarihi Dergisi, March 17, 2023. http://dx.doi.org/10.29135/std.1110773.

Full text
Abstract:
19.yüzyılda görsel temsil olanaklarının zenginleşmesiyle, özellikle Tanzimat sonrasında, Osmanlı toplumunun geleneksel eğlencelere ve bunlara evsahipliği yapan meyhane, kahvehane gibi mekanlara olan rağbeti, tiyatroya yönelmiştir. Osmanlı başkentinde öncelikle yabancıların yaşadığı Pera bölgesinde ve öncelikle opera temsilleri ile ortaya çıkan tiyatro grupları ve mekanları, yüzyılın ikinci yarısında Müslüman nüfusun yoğun olarak yaşadığı Suriçi’ne de tiyatro oyunu temsilleriyle nüfuz eder. Bu süreçte Pera’daki belli başlı opera tiyatrosu mekanı Naum Tiyatrosu iken, Suriçi’nin dikkat çeken tiyatro kurumu ve yapısı ise Gedikpaşa Tiyatrosu olmuştur. Suriçi’nin Direklerarası semtindeki salaş sahnelerinin Pera tiyatrolarına alternatif oluşturmaya başlaması, Pera’daki tiyatrolarla yetinilmeyip bu olanağın tüm Osmanlı toplumuna mal edilme çabası; toplumun kadın-erkek, çocuk, Müslüman, Hristiyan tümüne bu haberleşme mecrasına erişim hakkının verilme iradesine paralel bir gelişmeydi. Devamında salaş sahnelerin yanıbaşında Gedikpaşa Tiyatrosu kurulması ve bu tiyatroya on yıllık Türkçe temsil sahneleme imtiyazı verilmesi, Suriçi’nin geleneksel eğlence anlayışının yeni bir ortama evrilmesini sağlıyordu. Kişilerin bireysel tercihleriyle katıldığı bu yeni seyir eğlencesi vesilesiyle, bu tiyatrolar Osmanlı toplumunun modernitenin kimi önemli unsurlarıyla yüzleşmesine de sahne ve mekan olmuştur. 1884 yılında Gedikpaşa Tiyatrosu yıkılmış olsa dahi yarattığı etki devam etmiş; Suriçi’nin tiyatro açısından canlılığı artarak Gedikpaşa yakınındaki Şehzadebaşı yeni bir canlılık kazanmıştır Araştırmada Osmanlı tiyatroları ve Gedikpaşa Tiyatrosu konulu literatür ile dönem haritaları ve arşiv belgeleri yol gösterici olmuştur
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
32

ÇETİN, Yasin. "Director-Focused Identity Problematic in Turkish Theater in the Republican Era." Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, October 8, 2023. http://dx.doi.org/10.30692/sisad.1363505.

Full text
Abstract:
Türk Tiyatrosu denilince akıllara ilk olarak geleneksel Türk tiyatrosu gelmektedir. Çünkü geleneksel Türk tiyatrosunun geçmişi yüzyılları bulmaktadır. Çağdaş tiyatronun ya da diğer batı formundaki tiyatronun geçmişi yaklaşık yüz yıl kadardır. Buna rağmen geçen yüz yıl içerisinde batı formundaki tiyatro kökleşerek ve gelişimini sürdürerek yerleşik tiyatro formuna dönüşmüştür. Artık Türk tiyatrosu denildiğinde akıllara gelen bir tiyatro biçimi haline gelmeye başlamıştır. Geleneksel tiyatro örneklerinin yok denecek kadar az olması bu durumun önünü açtığı varsayılmaktadır. Tiyatro tarihi incelendiğinde tiyatro için en önemli gelişmelerden birisi yönetmenliğin tiyatro alanında keşfedilmesidir. Yönetmenliğin keşfi ile tiyatro kısa süre içerisinde yapılan farklı biçim denemeleri, avangart girişimlerle büyük gelişim göstermiştir. Batı tiyatrosu geçmişi binlerce yılı bulan ve bu sürede oluşturduğu formu üzerine yönetmenliği keşfederek yenilikler katmıştır. Bu durum Türk tiyatrosu için geçerli değildir. Türk tiyatrosu ise kökeni yüzlerce yıl geriye dayanan geleneksel tiyatro örnekleriyle temsiller verirken ülkedeki değişen felsefi ve siyasi ortam sebebiyle yeni bir biçime yönelmiştir. Yönetmen tiyatrosunun konuşulduğu bir zaman diliminde gerçekleşen bu değişim bir kimlik sorunsalı ortaya çıkartmıştır. Bu kimlik sorunsalını bir düzleme getirmesi ve tiyatronun evrensel standartlarda temsiller verebilmesi uzun yıllar almıştır. Türkiye’de televizyonlarda yapılan tiyatro benzeri eğlence programları yüksek reytingler alarak büyük rağbet görmektedir. Yapısal olarak incelendiği zaman bu eğlence programlarının geleneksel tiyatro örnekleriyle benzeştiği görülmektedir. Cumhuriyet dönemi Türk tiyatrosunda yaşanan yönetmen odaklı kimlik sorunsalı sonrası yok olmak üzere olan geleneksel tiyatro örnekleri hala güncelliğini ve işlevini korumaktadır. Bu bağlamda geleneksel tiyatronun kimlik sorunsalı içerisinde kültürden kopuşu ve tekrar kullanılabilirliği araştırılacaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
33

AYDEMİR, Bünyamin. "MODERN TÜRK TİYATROSUNUN OLUŞUMUNDA OSMANLI HÜKÜMDARLARININ ROL VE ETKİLERİ: ESİN, İNŞA VE İHYA." Milli Folklor, October 17, 2022. http://dx.doi.org/10.58242/millifolklor.1080955.

Full text
Abstract:
Tarihi çok eskilere dayanan Türk tiyatrosu temelde “geleneksel” ve “modern” olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Osmanlı’nın son yüzyılına kadar etkinliğini sürdüren geleneksel tiyatro kalıpları Avrupa ile kurulan temaslar akabinde yerlerini giderek Batı tarzı tiyatro anlayışına bırakmış, bu değişim “esin, inşa ve ihya” kavramlarıyla nitelenebilecek süreçler sonrasında gerçekleşmiştir. Osmanlı’nın 17. yüzyıl itibariyle yürütmeye başladığı Batıyla temasa geçip ilişkileri geliştirme politikası III.Selim ve II.Mahmud dönemlerin-de oldukça etkili bir hale gelmiş, Batı tarzı sanat ve tiyatro ile tanışıklık da gerçek anlamda ilk bu dönemler-de olmuştur. Bu noktada özellikle Avrupa’ya gönderilen elçilerin gözlem ve bilgi anekdotlarından oluşan Sefaretnamelerin oldukça etkili olduklarını söylemek gerekir. Batıyı tanıma ve bilme noktasında önemli işlevlere sahip olan bu sefaretnamelerin bir diğer özelliği de 19.yüzyılda inşa edilecek olan modern Türk tiyatrosunun kuruluşuna izlek ve esin kaynağı olmalarıdır. Kuşkusuz modern Türk tiyatrosu III.Selim ve II. Mahmud’un eğilimleri akabinde Batı tarzı sanatı tanıma, bilme ve esinlenme aşamalarını yaşamış, fakat inşa ve ihya süreçlerini “3A dönemi” olarak adlandırdığımız, padişahlar Abdülmecid, Abdülaziz ve Abdülhamid dönemlerinde gerçekleştirmiştir. Batı tarzı Türk tiyatrosunun inşasında üçlü sac ayağı görevi yürüten sözü edilen padişahlar yenilikçi ve Batılılaşma yönünde ortaya koymuş oldukları irade ve yönetim anlayışı ile Türk tiyatrosundaki bu keskin makas değişiminin mimarları olmuşlardır. Bir başka deyişle üç padişahın Batı tarzı sahne gösterilerine olan özel ilgileri, sevgileri, eğilimleri, yardım, destek, teşvik ve yönlendirmeleri modern Türk tiyatrosunun daha kuruluş aşamasında “altın çağ” yaşamasına yol açmıştır. Batı tiyatrosu ile Geleneksel Türk tiyatrosu arasındaki iki temel fark bu dönemlerde giderilmiştir. Batı tiyatrosunun iki karakteristik yapısı söz konusudur. Biri metne dayalı olması diğeri de oyunların sahnede (tiyatro salonu) sergileniyor olmasıdır. Modern tiyatronun koşulu olan bu iki etmen üç padişahın döneminde etkin bir şekilde yerine getirilip hem metinli tiyatroya geçilmiş hem de tiyatro binaları yapılarak oyunların artık sahnelerde oynanması sağlanmıştı. Bu, Türk tiyatrosunun artık Batılı tiyatro biçemine (dramatik tiyatro – dram sanatı) geçişinin namzedi niteliğindeydi. Yanı sıra, modern Tük tiyatrosuna ait hemen tüm ilkler ve yenilikler bu dönem-lerde gerçekleşti. Yine, saraydaki sahne sanatlarına ilişkin oluşumlar ile özel ve azınlıklara ait çok çeşitli tiyatro grupları bu dönemlerde ciddi saray desteği görmüş, padişahların ‘ihsanları’ sayesinde tiyatro yaşamlarını sürdürebilmişlerdi. Ayrıca Batı tarzı sahne gösterilerinin uluslararası ilişkilerin ve diplomasinin araçlarından biri olarak kullanılması ve bunun bir devlet kültürü haline gelmesi de sözü edilen padişahlar dönemine aittir. Hülasa, Türk tiyatrosunun modernleşmesine ve dram sanatına dönüşmesine ilişkin tarihsel veriler ve gerçeklikler ışığında yapılacak her türlü değerlendirme, kuşku yok ki, inşa ve ihya sürecinde padişahları başat özne olarak konumlandırmayı bilimsel bir gereklilik olarak dikkatlere sunacaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
34

ŞAHİN, Dursun. "Reşat Nuri Güntekin’in Tiyatro Eleştirmenlerinden Beklentileri ve Eleştirilere Cevabında Darülbedayi Etkisi." Korkut Ata Türkiyat Araştırmaları Dergisi, February 20, 2024. http://dx.doi.org/10.51531/korkutataturkiyat.1420197.

Full text
Abstract:
Reşat Nuri Güntekin, Türk edebiyatında daha çok romancı kimliğiyle ön plana çıkan sanatçılardan biridir. Yazdığı romanlarla bilinen bir sanatçı olsa da Reşat Nuri’nin tiyatro üzerine önemli çalışmaları vardır. Reşat Nuri’nin tiyatroyla olan ilgisi üç grupta ele alınabilir. İlk grupta yazdığı piyesler, okul temsilleri, adapteler yer almaktadır. Reşat Nuri’nin tiyatro alanındaki faaliyetlerinin ikincisi Darülbedayi edebî heyeti içinde yaptığı çalışmalarıdır. Reşat Nuri, bu heyet içindeki faaliyetleriyle Türk tiyatrosunun gelişimine gerek fikirleriyle gerek oyunlarıyla ciddi katkılar sağlamıştır. Sanatçının tiyatro alanındaki üçüncü katkısı ise, tiyatro üzerine fikirlerini dile getirdiği yazılarıdır. Bu çalışma, Reşat Nuri’nin Darülbedayi edebî heyeti içindeki faaliyetleri ve tiyatroya dair yazdığı yazılarından hareketle hazırlanmıştır. Çalışmada amaç, Reşat Nuri’nin tiyatro eleştirisi ve eleştirmenleri üzerine düşüncelerini, Darülbedayi gölgesinde kendi tiyatro yazarlığına ilişkin yazılanlara tavrıyla birlikte ortaya koymaktır. Çalışmada öncelikle tiyatro eleştirisinin Batı edebiyatında başlangıcından itibaren gelişimi ana hatlarıyla ortaya konmuştur. Ardından tiyatro eleştirisinin Türk edebiyatındaki gelişimine kısaca yer verilmiştir. Reşat Nuri Güntekin’in tiyatroya ilgisinin farklı yönleriyle ortaya konmasının ardından yazarın tiyatro eleştirisi üzerine düşünceleri, kendisine ve eserlerine yönelik eleştirilere tavrı yazılarından hareketle değerlendirilmeye çalışılmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
35

ÖZTÜRK, Yakup, and Rukiye KIR. "Türk Tiyatro Tarihi Açısından Necdet Mahfi Ayral’ın Meydan Mecmuasındaki Yazıları." Edebî Eleştiri Dergisi, December 22, 2023. http://dx.doi.org/10.31465/eeder.1399956.

Full text
Abstract:
Necdet Mahfi Ayral (1908-2004) Türk tiyatro ve sinema oyuncusudur. Darülbedayi dönemi Türk tiyatrosunun sonuna yetişmiştir. Muhsin Ertuğrul’un onayı ile tiyatroya kabul edilmiştir. 1932’de Yedi Köyün Zeynep’i oyunu ile ilk defa sahneye çıkmıştır. Birbirinden önemli projelerde çalışmıştır. Sadece tiyatro ile yetinmemiş kamera karşısına geçerek sinema filmlerinde de yer almıştır. Uzun yıllar sinemada Muhsin Ertuğrul’un asistanlığını yapmıştır. Dublaj sanatında da kendisinden söz ettirmiştir. 1968’de sanat hayatının otuz altıncı yılında kendisi için jübile gecesi tertip edilmiştir. Türk Tiyatrosu dergisi bu gecenin hatırasına Necdet Mahfi Ayral Özel Sayısı yayımlamıştır. Necdet Mahfi Ayral, sahne ve oyunculuk ile irtibatını sürdüğü sırada zengin sayılacak bir arşiv de kurmuştur. Elindeki malzemenin İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın arşivinden daha zengin olduğunu söylemiştir. Emekliliği sonrasında Meydan mecmuasında düzenli olarak “Tiyatro Sohbeti” üstbaşlığı ile yazılar kaleme almıştır. Bu makalede Ayral’ın söz konusu dergideki yazılarından hareketle onun Türk tiyatro tarihine katkıları tespit edilmiştir. Çalışmada Ayral’ın biyografisi ve sanat hayatı da sunulmuştur. Onun ardından yazılarında adı geçen ve haklarında bilgi verdiği sanatçıların biyografik cepheleri bu çalışmaya alınmıştır. Tiyatro sanatçısının sahip olması gereken özellikler ya da sanatçının uzak durması gereken davranışlar da Ayral’ın yazılarında öne çıktığı için bu makalede bunlara da yer verilmiştir. Türk tiyatrosuna hizmet etmiş farklı tiyatro hareketlilikleri, kurumlar ve kuruluşlar da Ayral’ın yazılarından hareketle bir tasnif dahilinde bu çalışmada öne çıkarılmıştır. Necdet Mahfi Ayral, Türk tiyatrosuna öncelikle aktör olarak hizmet etmiş ancak yaşadıklarını yazarak özellikle kendi kuşağını kayda geçirmiştir. Hatıra üslubunda kaleme alınan bu yazıların oldukça dağınık bir kompozisyonda olduğunu ve Ayral’ın oyun eleştirmenliğinin teorik bir zeminden yoksun, duyguya dayalı kaldığını da ifade etmek gerekir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
36

DOĞAN, Adem. "TAVFIK AL-HAKIM'S THEATERS WITH MYTHOLOGICAL ELEMENTS." ASYA STUDIES, January 1, 2023. http://dx.doi.org/10.31455/asya.1198664.

Full text
Abstract:
Arapçada, "rivayet, aslı olmayan söz, masal, efsane" gibi anlamlara gelen ve Türkçedeki karşılığı “mitoloji” olan "ustûre/esâtîr" sözcüğü Cahiliye döneminden beri kullanılan bir kelimedir. Mitoloji, “insanoğlunun doğa olaylarını ve metafizik âlemini anlama ve anlamlandırma amaçlı anlatıları; gerçekleşmesi mümkün olmayan, daha çok yazarın hayalciliğiyle oluşan hikâye; kutsal serüvenleri, fizik ötesi varlıkların doğaüstü maceraları, arkaik dönemlerdeki insanlarının hikâyelerini aktaran efsaneler veya gerçekte vuku bulduğu kesin olarak bilinmeyen ancak tarihî dayanakları bulunan anlatılar” olarak özetlenebilir. Gelişmişlik düzeyleri fark etmeksizin hemen hemen tüm toplumlarda mitolojik unsurlara rastlamak mümkündür. Ayinsel özellikleri nedeniyle mitolojiler ilk zamanlarda tiyatroya benzer bazı faaliyetler ile birlikte ortaya çıkmıştır. Sonraki zamanlarda dinsel ayinlerle gelişimine devam eden tiyatro giderek müstakil bir sanat olarak gelişimine devam etmiştir. Yunanlıların elinde gelişimini sürdüren tiyatro, 1847 yılında Mârûn en-Nakkâş tarafından ilk örnekleri ortaya konulana kadar Araplar tarafından bilinmemekteydi. Modern Arap tiyatrosu, Arap toplumunda anlatı sanatının gelişimi ve bu toplumun Batı ile etkileşim sonucunda gelişmeye başlamıştır. Ancak tiyatro faaliyetleri, diğer Arap ülkelerine nazaran kısmi bir özgürlük ortamının doğduğu Mısır’da gelişimine devam edebilmiştir. Tevfîk el-Hakîm ile birlikte Arap tiyatrosu yeni bir merhaleye girmeye başlamıştır. Onun Ehlu’l-kehf (1933) adlı tiyatrosuyla birlikte Arap tiyatrosuna mitolojik unsurlar dâhil edildi. Bu çalışmada, el-Hakîm’in mitolojik unsurlar taşıyan tiyatroları ele alınacaktır. el-Hakîm, bu mitolojik unsurları; modern bağlamları çerçevesinde ele almaya çalışmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
37

Güngör, Gözde. "Kerim Tinçurin’in Amerikan Adlı Eserinde Tatar Burjuvazisinin Eleştirisi." RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, June 20, 2024. http://dx.doi.org/10.29000/rumelide.1504692.

Full text
Abstract:
Zengin repertuara ve köklü bir geleneğe sahip Tatar tiyatrosu modern anlamda ilk örneklerini XIX. yüzyılın sonlarında vermeye başlamıştır. Tatar tiyatro tarihinin bilinen ilk eseri A. İlyasi’nin kaleme aldığı Biçare Kız’dır. F. Halidi, M. El-Kazani, A. İshaki gibi edipler vasıtasıyla Tatar tiyatrosu megrifetçĕlĕk (aydınlanma) realizmi adı verilen yönelimin etkisinde 1905’e dek önemli bir ilerleme kaydeder. 1905 meşrutiyetinin getirdiği özgürlükçü ortamla beraber Tatar tiyatrosu da repertuar açısından zenginleşmeye başlar. 1917 Ekim devrimine kadarki süreçte Tatar tiyatrosu, aydınlanma realizmi ve onun biçimlendirdiği tenkitçi realizmin etkisinde zengin halk kültüründen, Doğu, Rus ve Batı klasiklerinden, Türk dünyasının geleneksel temaşa kültüründen ve devrin siyasi gelişmelerinden beslenir. Tatar rönesansı olarak da adlandırılan bu devrin oyun yazarlığında öne çıkan isimleri Galiasgar Kamal ve Ayaz İshaki’dir. 1917 devrimi sonrasında ise yeni rejimin ideolojisi doğrultusunda bir repertuar oluşmaya başlar. İç savaş devrinde kaleme alınan agitprop oyunlar 1920’li yıllarda yerini sosyal sınıf mücadelesini öne çıkaran eserlere bırakır. Sovyet Tatar dramaturjisinin bu ilk döneminin en kudretli kalemlerinden biri Kerim Tinçurin’dir. Tinçurin esasında tiyatro dünyasına 1910’lu yıllarda adım atmış olmakla birlikte asıl etkinliğini 1920’li yıllarda göstermiştir. Bu yıllarda art arda kaleme aldığı piyesleri ve tiyatroya yönelik kuramsal çalışmalarıyla adından söz ettiren dramaturg bugün G. Kamal ile birlikte Tatar tiyatrosunun kurucusu olarak addedilmektedir. Bu çalışmada yazarın 1923’te yayımladığı Amerikan adlı komedisine odaklanılmıştır. Giriş bölümünde başlangıçtan 1917 devrimine dek Tatar tiyatrosunun gelişimi özetlenmiş ardından Ekim devriminin tiyatro repertuarı üzerinde etkisi ve Tinçurin’in devrimin ilk yıllarındaki faaliyetleri ele alınmıştır. Son bölümde ise çalışmanın ana konusu olarak belirlenen Amerikan adlı piyeste burjuva sınıfının temsili ve milli burjuvazisinin eleştirisi değerlendirilmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
38

ŞENYURT, Oya. "GEÇ OSMANLI’DA TİYATROYA TEPKİLERİN GÖLGESİNDE ŞEHZADEBAŞI’NDA KÂGİR TİYATRO BİNALARININ İNŞA SÜRECİ." Uluslararası Tarih Araştırmaları Dergisi, June 8, 2023. http://dx.doi.org/10.47088/utad.1286874.

Full text
Abstract:
Osmanlı döneminde 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında sansür uygulamaları ve halkın tiyatroya olan tepkilerinin gölgesinde tiyatro binalarının inşaatları gerçekleştirilmiştir. Tepkiler ve sansüre rağmen tiyatro seyircisi tiyatroya gitmekten vazgeçmemiş ve özellikle 1886 yılından itibaren Şehzadebaşı tiyatroları Ramazan eğlenceleri ile özdeşleşen ve Ramazan gecelerinin en vazgeçilmez mekânları haline gelmiştir. Şehzadebaşı bölgesinde geçici, kaldırılabilir ve çoğunlukla “palanka” ya da “salaş” olarak ifade edilen strüktürler tiyatro olarak kullanılmıştır. Bu yapılar insan yüküne ve yangına karşı devamlı kontrol altında tutulmuşlar ve süreleri Ramazan ayıyla sınırlı olduğundan zaman geçirilmeden yıkılmaları istenmiştir. Salaş yapıların etrafının kâgir duvarlarla çevrilerek ve mevcudu genişletmeden kullanılması ve yangın önlemlerinin alınması gerekmiştir. Ancak 1899 yılındaki bir kararla kâgir olarak yeniden inşaları gündeme gelmiş, pek çok tiyatro sahibinin maddi güçlükler içinde olmasına rağmen 20. yüzyılın ilk çeyreğinde yapıların kâgir olarak inşası gerçekleşmiştir. Bu çalışmada tiyatro seyircisinin yoğun ilgi gösterdiği Şehzadebaşı bölgesinde bulunan geçici ve salaş tiyatroların yapısal denetimleri ve kâgir olarak yeniden inşalarına ilişkin süreç arşiv belgeleri ışığında incelenmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
39

ÖNEL, Özge Nur. "Vasıf Öngören’in Asiye Nasıl Kurtulur Piyesinde Üstkurmaca Anlatım." YAZIT Kültür Bilimleri Dergisi, December 25, 2023. http://dx.doi.org/10.59902/yazit.1310757.

Full text
Abstract:
1960’lı yıllarda roman, hikâye, tiyatro gibi anlatı türlerinde kullanılmaya başlamış olan ve hikâyenin hikâyesi olarak bilinen üstkurmaca yöntemi (metafiction) edebi eserlerde kullanılan bir anlatma yöntemidir. Eserin yazılış hikâyesinin esere dahil edilmesiyle birlikte bir çerçeve hikâye oluşturup içinde bir hikâye daha anlatmaktır. Bu yöntem sayesinde okuyucu ile eser arasındaki kurgu perdesi ortadan kaldırılır. Yazarın bu yöntemi kullanmaktaki amacı eserin bir kurgu olduğunu okuyucuya hatırlatmaktır. Farklı türde yazılmış olan edebi eserlerde yazarın üstkurmaca yöntemini kullanma amacı değişiklik gösterebilmektedir. Cumhuriyet Dönemi’nde türlerin ve kullanılan yöntemlerin değiştiği ve geliştiği görülür. Bu dönemde öne çıkan yöntemlerden biri de üstkurmacadır. Genellikle tiyatroda seyirciyi de oyuna dâhil ederek, zaman zaman seyirciyle sohbet ederek ya da eserin içinde bir kurgu yaratarak oyunun içinde oyun izleterek eserin kurgu olduğunu hatırlatan üstkurmaca yöntemi seyirciye farklı bir bakış açısı kazandırmaktadır. Oyuncular, oyun, içerik, seyirci bir bütün olur ve akış tamamlanır. Bu sayede Türk tiyatrosu yöntem, üslûp, konu gibi farklı yönlerde zenginlik kazanmış olur. Makalede incelenmek istenen anlatı türü tiyatro, türe konu olan eser ise Cumhuriyet Dönemi tiyatrosuna ait epik tiyatro anlayışıyla yazılmış olan Asiye Nasıl Kurtulur adlı piyestir. Piyes, üstkurmaca anlatıma sahip olması sebebiyle bu makalenin inceleme metni olmuştur. Eserde yer alan konuşma ve oyun bölümleriyle oyun ve seyirci arasında bir etkileşim sağlandığı ve seyircinin oyuna müdahalesiyle adeta Asiye’nin hayatına yön verildiği görülmüştür. Bu üstkurmaca yönteminin kullanıldığını gösteren bir durumdur. Makalede, yazar Vasıf Öngören’den ve Vasıf Öngören’in tiyatro anlayışından, Asiye Nasıl Kurtulur adlı eserin içeriğinden bahsedilmiştir. Üstkurmaca yönteminin bir tiyatro eserinde nasıl uygulandığı anlatılmıştır. Piyesin Asiye Nasıl Kurtulur adını taşıyan iki farklı filme uyarlandığından ve bu filmlerde üstkurmaca yönteminin nasıl ele alındığından bahsedilmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
40

AYDIN, Kübra Şeyma. "AYAZ İSHAKİ’NİN “ZÜLEYHA” ADLI TİYATRO ESERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME." İdil Ural Araştırmaları Dergisi, December 24, 2023. http://dx.doi.org/10.47089/iuad.1324305.

Full text
Abstract:
Kazan Tatar halkı, Osmanlı Devleti’nden ayrıldıktan sonra Sovyet Rusya’nın asimilasyon politikalarına dâhil olmuştur. Dini ve milli değerlerinin ellerinden zorla alınmaya çalışılmasına karşılık Kazan Tatar halkı mücadelesini hiçbir zaman bırakmamıştır. Ayaz İshaki bu mücadelenin aydınlarından biridir. Kazan Tatar halkı için kaleme aldığı yazılarla halkını aydınlatmada öncü olmuştur. Ayaz İshaki’nin Tatar kadınlarına verdiği değeri açıklamakta yetkin olan eseri Züleyha piyesidir. Ayaz İshaki, Züleyha piyesinde kadın üzerinden verilen mücadeleleri ele almış, halkın kendi içinde yaşadığı kimlik karmaşalarını temsile dökmüştür. Tatar halkının ve kadınlarının bağlı bulunduğu değerlerden olan ve direnişinin en önemli sebeplerinden biri olan dinsel yaşama genişçe yer verilmiştir. Din ve milli kimlik algısının birbiriyle iç içe geçtiği süreçlerde yazar Tatar halkına yapılan din ve milli kimlik baskısını nesillerin üretilmesinde mihenk taşı görevi gören kadın üzerinden vermiş ve Ruslaştırma süreçlerini de bu şekilde yansıtmıştır. Piyes olarak ele alınmasından dolayı eser, tiyatro terimleriyle açıklanmıştır. Sanatsal açıdan tiyatroya Türk dünyası içerisinde Kazan-Tatar halkı da kıymet vermiş ve tiyatroya yönelim içerisinde olmuştur. Bu sebeple piyesin teorik olarak tiyatro kavramlarıyla ele alınması eserin sanatsal açıdan kalitesini de ortaya koyması bakımından önemlidir. Esere, tiyatral açıdan bakıldığında drama oluşu aşikâr niteliktedir. Buna göre eserde diyalog, özdeşleşme, arınma, çatışma, ritim, sergileme, düğüm ve çözüm başlıkları bulunmuş ve bu terimler açıklanmıştır. Çalışmanın amacı, eserdeki kadın ve din izleklerini ortaya koymak, eserin tiyatral özelliklerini kuramsal olarak incelemektir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
41

ÇEVİK, KADİR. "Tiyatroda Yeni Eğilimler Doğaçlama Tiyatro." Tiyatro Ara, 2008, 037–62. http://dx.doi.org/10.1501/tad_0000000091.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
42

ERGÜN, İbrahim. "TURGUT ÖZAKMAN’IN KANAVİÇE PİYESİNDE ANLATICI VE ANLATIM TEKNİKLERİ." Çeşm-i Cihan (Tarih Kültür ve Sanat Araştırmaları Dergisi) E-Dergisi, July 3, 2023. http://dx.doi.org/10.30804/cesmicihan.1262544.

Full text
Abstract:
Tiyatro binlerce yıllık geçmişi olan, antik çağlardan günümüze kadar gelen önemli bir sanat dalıdır. Tiyatro bir sahne sanatı olarak ön plana çıkmış olsa da yazılı metin kısmı olan piyesler de edebî açıdan incelemelidir. Halk tiyatrosu geleneğinden farklı olarak romanla beraber Batı’dan gelen yeni tiyatro anlayışı içinde Şair Evlenmesi, Vatan yahut Silistre gibi eserler ilk örnekler olarak karşımıza çıkmaktadır. Şair Evlenmesi’nden günümüze dek yüzlerce eser bizlerle buluşmuştur fakat bu eserler daha ziyade sahnelenme açısından ele alınmıştır. Abdülhak Hamit Tarhan gibi isimler ise okunmak için piyesler yazmışlardır. Bu da tiyatronun metin yönünün belirginlik kazanması açısından önemlidir. Tanzimat’ta ilk örnekleri verilen tiyatro türü açısından Cumhuriyet döneminde hem niceliksel hem niteliksel bir artış meydana gelmiştir. Bu dönemde eser veren önemli isimlerden biri Turgut Özakman’dır. Bu doğrultuda çalışmamızda Turgut Özakman’ın Kanaviçe isimli piyesini anlatıcı ve anlatım teknikleri açısından inceleyeceğiz. Böylece hem tiyatro alanında edebî açıdan yapılan çalışmalara katkı sağlamaya hem de tiyatro incelemelerinde ihmal edilen anlatıcı unsurunu ve anlatım tekniklerini bu piyes üzerinden belirginleştirmeye çalışacağız.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
43

ERGEN, Selda, Tan TEMEL, and Turan SAĞER. "MÜZİKAL TİYATRO YAZIMI VE YAPIM HAZIRLIKLARI ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA: “SACİDE NİNE’NİN SİHİRLİ BASTONU”." Folklor Akademi Dergisi, December 29, 2022. http://dx.doi.org/10.55666/folklor.1196268.

Full text
Abstract:
Müziğin anlatım olanaklarıyla desteklenen bir tiyatro çeşidi olan “müzikal tiyatro”, İtalyan operasına karşı London, West-End’de üretilmiş bir öykü anlatım biçimidir. Müzikal tiyatro daha sonra New York, Manhattan bölgesinde Broadway caddesinde ve civarında yer alan tiyatro ve konser salonlarında gelişim göstermiş, turne geleneğinin etkisiyle öncelikle İngilizce konuşulan ülkelerde, daha sonra dünya genelinde yayılmıştır. Operadan en büyük farkı, ses ustalığının değil, oyunculuğun ilk önem sırasında olmasıdır. Buna karşın öykü anlatımının oturduğu zemin müziktir. Müzikal tiyatroda oyunculuk ve beden performansı ön plandadır. Mekân ve kostüm tasarımı operanın aksine abartıdan uzak, öyküye hizmet eder niteliktedir. Bu makalede, müzikal tiyatronun doğuşu ve tarihsel gelişimi ile ilgili genel bir bilgi verilirken, Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Müzik ve Sahne Sanatları Sanatta Yeterlik Programı tez projesi olarak hazırlanan “Sacide Nine’nin Sihirli Bastonu” isimli özgün müzikal tiyatro eseri üzerinden bir müzikal tiyatro prodüksiyonunun hazırlık aşamaları incelenir ve bu tür bir hikâye anlatımında, metin-söz ve müzik işbirliğiyle temanın nasıl şekillendiği ile birlikte besteleme süreçleri de ortaya konur. Metin, şarkı sözleri ve müziğini Selda Ergen’in yazdığı “Sacide Nine’nin Sihirli Bastonu” isimli eser müzikal tiyatro alanının ülkemizdeki gelişimine katkı sağlamak amacına hizmet eder. T.C. Devlet Opera ve Balesi bünyesinde, 2022/2023 sezonunda sahnelenmek üzere onay beklemektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
44

ÜMİT, Nazlı M. "TEMAŞANIN KOMEDYA İLE İMTİHANI: AHMET NECİP EFENDİ’NİN HAYAL OYUNLARI." Folklor Akademi Dergisi, September 14, 2023. http://dx.doi.org/10.55666/folklor.1315558.

Full text
Abstract:
Alışılagelmiş tiyatro tarihyazımı Karagöz’ü geleneksel tiyatro, halk temaşası ve/veya popüler eğlence kategorileri altında ele alır. Bu kategori içine konulan gösterim türlerine metinsizlik, anonimlik, doğaçlamaya bağlı olma, geleceğe sözlü aktarım ile aktarılmış olma gibi belirli ortak özellikler atanmıştır. Buna bağlı olarak da Karagöz oyunlarının geleneği kullanma biçimleri, modern olana ayak uydurup uyduramaması, yazılı söze ve Batı tiyatrosuna kıyasla potansiyeli her dönem sorgulanmış ve bazı durumlarda da olumsuzlanmıştır. Ancak Karagöz oyunlarının konuları hakkında bilgi veren yazılı kaynaklara ek olarak on dokuzuncu yüzyılın son çeyreğinden yirminci yüzyılın ilk çeyreğine kadar olan dönemde kayıt altına alınmış ve farklı biçimlerde günümüze kadar ulaşmış metinler göstermektedir ki kâr-ı kadim repertuvarın içinde de olsa Karagöz oyunları sürekli olarak güncellenmiş ve icra edenin tercihleri doğrultusunda uyarlanmıştır. Bugün anonim olarak icra edilen pek çok oyun- sürekli kalıpları kopyalanarak çeşitlemeleri oluşmuş ve dünya çapında pek çok müzede yer alan onlarca Karagöz tasviri gibi- bir zamanlar yaşamış ancak adları günümüze kadar ulaşamamış Karagözcülerin özgün üretimleridir. Karagöz’ün, icra edildiği her yüzyılda ve dönemde, icra edenin donanımına ve seyircinin beklentisine bağlı olarak sürdürdüğü dinamikliğini, Batı tiyatrosu karşısında durumunu ve tavrını ele alan bu çalışmanın “Karagöz Külliyatı: Letaif-i Hayal ve Ahmet Necip Efendi” başlıklı birinci bölümü ilk matbu Karagöz oyunu örneklerine ve bunların yayım nedenlerini ele alır. Günümüze kadar ulaşmış en erken tarihli Osmanlıca matbu dizi olan Letaif-i Hayal’in içeriğini inceler ve de bu dizinin yazarlarından biri olarak kabul edilen, Güllü Agop’un yönetiminde Gedikpaşa Tiyatrosu oyuncularından olan Ahmet Necip Efendi’nin tiyatrocu kimliğine odaklanır. “Temaşa Perdesinde Batı Tiyatrosu: Molière ve Karagöz” başlıklı ikinci bölüm ise Osmanlı Levantenlerinden olan Adolphe Thalasso’nun gözlem ve tespitlerini merkeze alarak Karagöz’de Batı tiyatrosunun etkilerini Molière oyunlarından yola çıkarak inceler. “Karagöz’ün Kitaplı ve Perdeli Tiyatro ile İmtihanı” başlıklı son bölümde de Ahmet Necip’in kaleme aldığı Karagöz’ün Aktör Olması yahut Komikliği adlı oyun, yazıldığı döneme uyarlanmış bir kâr-ı kadim fasıl çeşitlenmesi örneği olarak incelenir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
45

KEFLİOĞLU, Engin. "Reşit Baran hayatı ve eserleri." RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, December 21, 2022. http://dx.doi.org/10.29000/rumelide.1222116.

Full text
Abstract:
Tiyatro, her toplum için önem arz eden bir türdür. Bu türün önemi, mahiyetinden kaynaklanmakla beraber aynı zamanda çağdaşlaşma göstergesi sayılmasından ileri gelmektedir. Tanzimat’ın ilanı ile edindiğimiz yeni türlerin içinde de en yeni olanı tiyatrodur. Türk tiyatrosu çağdaş bir tiyatro olma serüvenine Tanzimat’la beraber başlamış; inişli çıkışlı bu serüven, beraberinde de çok kıymetli şahsiyetlerin yetişmesini sağlamıştır. Türk tiyatrosunun ulus devlet bilinci ile çağdaş bir tiyatro olma yolculuğunda ortaya çıkan bir değeri de Reşit Asım Baran’dır. Türk tiyatrosuna her alanda büyük hizmetlerde bulunan Reşit Asım Baran’ın literatürümüze kazandırılmasını esas aldığımız bu çalışmamızda Baran’ın unutulan isminin hatırlatılması da çalışmamızın bir diğer gayesini teşkil etmektedir. Baran’ın elli üç yıllık yaşam öyküsünün neredeyse kırk iki yılını tiyatro ile münasebet içinde geçirmesi onu mutlaka hatırlanması gereken değerlerden biri yapar. Türk tiyatrosunun komedi kısmında sadece oyunculuğuyla değil oyun yazarlığı, adapte ve telif eserler üreten, rejisörlük ve tiyatro muharrirliği yapan bir sanatçı olması onu daha da önemli ve hatırlanması gereken bir şahsiyet haline getirmiştir. Çalışmamız, unutulan bu değerin tiyatro nevi içindeki yerini ortaya çıkarma saikiyle hazırlanmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
46

TURAN, Arzu. "Çağdaş Tiyatroda Bahtin Etkisi: Kraliçe Viktorya’ya Bir Mektup ve Orman." Tykhe Sanat ve Tasarım Dergisi, December 1, 2022. http://dx.doi.org/10.55004/tykhe.1201674.

Full text
Abstract:
Tarihsel avangartlarla ortaya çıkan tiyatroda yazınsallıktan kopma ve teatralleşmeyi tesis etme görüşüyle 20. yüzyılın tiyatro uygulamacıları yeni arayışlar içine girer. Uygulamacı sorumluluğunu, yorumcu olmaktan öte yaratıcı olmak olarak kuran bu arayışlar, tiyatronun asal ilkelerinden başlayarak bir yeniden inşa etme sürecine dönüşür. Yeniden inşa etmenin odağı tiyatroda sözün yazınsal bağlamından edilerek teatral uzamda tesis edilmesi olurken, durağı ise ilk biçimlere ve bütünselliğe geri dönüş ile kurulur. Bu yönelişin alt metinlerinden biri diğer birçok disiplinde olduğu gibi hem dramatik metin hem de uygulama açısından tiyatro sanatında da Mihail Bahtin’in Rabelais ve Dünyası’dır. Bahtin’in karnavalı, dili, sahne yeri, hiyerarşileri yerle bir eden ilişki biçimi, gülmenin yıkıcı gücü, groteski ve beden tanımlamaları tiyatroda yeni arayışlara teknik, teorik ve pratik bakımdan zengin ve özgün olanaklar sunar. Bu çalışma odağına, Bahtinyen düşüncenin çağdaş tiyatro uygulamalarına etkilerini alır ve Robert Wilson’un Kraliçe Viktorya’ya Bir Mektup’unu sözün yazınsallıktan koparılarak nesneye dönüştüğü; Orman’ını ilksel bütünselliğe dönüşün tesis ve temsil edildiği teatral uzam olarak somutlar.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
47

GÖKGÖZ, Turgay. "MODERN CEZAYİR TİYATROSU'NA BİR BAKIŞ." Nüsha Şarkiyat Araştırmaları Dergisi, October 26, 2022. http://dx.doi.org/10.32330/nusha.1087906.

Full text
Abstract:
132 yıl boyunca Fransız işgalinde kalan Cezayir’de halk ve doğal olarak edebiyat, baskı ve sansür altındaydı. Fransızlar okuyan, eğitimli ve bilinçli bir nesilden ziyade kendisine hizmet eden bir toplum oluşturma gayesindeydi. Bu nedenle Cezayir’de gerçekleştirilen uygulamalar halkı cahilleştirme ve İslam’dan uzaklaştırma politikası çerçevesinde belirlenmiştir. Bu bağlamda özellikle 1930’lu yıllarda gençlerin bilinçlenmesi ve eğitim almaları adına insanlar evlatlarını Tunus’a Zeytûne Üniversitesi’ne göndermiştir. Zamanla Cezayir’de devrim hareketi başlamış ve 1962 yılında ülke, Fransızlardan bağımsızlığını ağır bedeller ödeyerek kazanmıştır. Bu nedenle ülkede edebiyat özellikle de Doğu Arap ülkelerinin gerisinde kalmış, öykü ve roman gibi tiyatro da geç ortaya çıkan bir sanat olmuştur. Fransızlar döneminde tiyatronun varlığı bilinse de Cezayir insanı bu sanattan mahrum bırakılmış ve daha çok Fransızlar tiyatro sanatı ile ilgilenmişlerdir. Cezayir’de tiyatro sanatının halka ulaşabilmesi adına rastlanan ilk örneklere bakıldığında, bu örnekler daha çok çeviriler ve uyarlamalardan oluşmaktaydı. 1920’den itibaren oluşturulan tiyatro toplulukları, ülkeye Doğu Arap ülkelerinden gelen tiyatro topluluklarından ilham almışlardır. Bağımsızlığa kadar Cezayir’de pek çok tiyatro topluluğu sayesinde nice oyun sahnelenmiştir. Bağımsızlık sonrasında Cezayir tiyatrosu gelişme kaydetmiş ancak 1990’lı yıllarda yaşanılan iç savaş nedeniyle sekteye uğramıştır. Buna rağmen tiyatro ayakta kalabilmiş, özgün eserler verebilen oyuncularını ve yazarlarını yetiştirebilmiştir. Bu çalışmada doğuşundan günümüze değin Cezayir Tiyatrosu’nun gelişim seyri hakkında detaylı bir şekilde bilgi vermek amaçlanmıştır
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
48

ENGİNSU, Melda. "Devlet Tiyatrosu ve Habitus: Pıerre Bourdıeu Sosyolojisi Kapsamında Devlet Tiyatrosu Repertuvarındaki Çeviri Oyunlara Bakış." RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, November 28, 2023. http://dx.doi.org/10.29000/rumelide.1397122.

Full text
Abstract:
Bu çalışmada Pierre Bourdieu’nün sosyolojisi bağlamında tiyatro çevirisinin kültürel eyleyiciliği, Devlet Tiyatrosunun sahnelediği çeviri oyunların dil çeşitliliği ve kanon ile çağdaş eserlerin temalarına göre ele alınacaktır. Tiyatro çevirisi sadece Türkiye'de değil, küresel akademide de ihmal edilen bir alan olduğu için hem tiyatronun hem de çeviribilimin disiplinler arası yönlerinden yararlanmak daha fazla veri derlemek açısından önemlidir. Özellikle tiyatro çevirisi, tiyatro metni ve çeviri eleştirisinden çok daha fazlasını ele alan bir araştırma alanı olduğundan, tiyatronun disiplinler arası biçimini ve çeviriyi bir sanat eseri olarak ortaya çıkarmaktadır. Bu bağlamda Bourdieu’nün çalışma kapsamında ayrı başlıklar altında kuramsal çerçevede ele alınan alan, habitus ve sermaye kavramlarının oluşturduğu kuramsal çerçeve, çeviri tiyatro oyunlarının mümkün kıldığı kültürel eyleyicilik rolünü ve tiyatro alanında yarattığı habitusu incelemeye imkân tanımaktadır. 1949 yılında resmi olarak kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devlet Tiyatrolarının çeviri oyunlar ile oluşturduğu habitus, kuruluşu itibariyle üstlendiği tiyatro kültürü oluşturma, tiyatroya seyirci yetiştirme ve kültürel sınıf bilinci oluşturma görevleriyle şekillendirilmiştir. Bu bağlamda çalışmada kurulduğu tarihten günümüze değin repertuvarında çeşitli dillerden ve çeşitli temalarla çeviri oyun barındıran Devlet Tiyatrolarının, 2000 ile 2020 yılları arasında İstanbul Devlet Tiyatrosunda sahnelediği çeviri oyunların dil ve temalarına bağlı kültürel izdüşümü ile seyircilerin yeni ve güncel olan oyunlarla buluşturma misyonunun ne denli devam ettirildiği ortaya koyulacaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
49

Çepkan, Didem Tuçe, and Selda Kulluk Yerdelen. "MAX REİNHARDT'IN ETKİLENDİĞİ TASARIMCILAR:ADOLPHE APPİA VE GORDON CRAİG." Turkish Journal of Fashion Design and Management, April 18, 2024. http://dx.doi.org/10.54976/tjfdm.1435884.

Full text
Abstract:
19.yüzyılda ihtilaller, ayaklanmalar ve devrimci hareketlerle yaşanan toplumsal ve siyasal değişikliklerle sanatçıların çoğu da bilimsel estetiğe yönelmiştir. 1870’lerden sonra doğalcı-gerçekçi akımın ardından karşı gerçekçi akımla birlikte gelişen simgecilik hüküm sürer. Karşı gerçekçi akımın savunucusu olan, Richard Wagner’in “Sentetik Hareket Tiyatrosu” birleşik toplu sanat anlayışından (gesamtkunstwerk) yola çıkar. Ona göre, tiyatro sanatı bütün sanat dallarının estetik açıdan birleşimiyle oluşur. Adolphe Appia’nın “sentez tiyatro” hareketi de buradan gelişir. Appia’nın sentez tiyatrosu, müzikle birlikte sahne uzamı ve sahne ışığının oyuncunun sahnedeki devinimiyle uzlaştırılmasını temel alır. Uyumlu bir düzen ile oluşan bu birleşimi de yönetmen sağlayabilir. Appia ile benzer görüşlerde olan, Gordon Craig de sahnenin bütünleştirici etkisini yönetmen kavramı üzerinden inceleyen, sentez tiyatro anlayışı ile sahne estetiğine yönelik simgesel çalışmalar yapar. Aynı dönemlerde Max Reinhardt, prodüksiyonlarında aradığı bütünsel anlatımı sentez tiyatronun üç boyutlu plastik sahne tasarımı ve ışıklandırma ile yaratılan sahne uzamının dramatik anlatımında bulur. Böylece Reinhardt, yönetmenliği ile her prodüksiyon için doğru sahneleme ve mekân arayışında olduğu kendi tiyatro anlayışını geliştirir. Bu çalışmayla 20.yüzyıl tiyatrosuna öncülük eden Reinhardt’ın prodüksiyonlarında, Appia ve Craig’in simgesel sahneleme, çağdaş ışıklama, sahnede yaratılan dramatik atmosferdeki etkilerinin sahnenin birleştirici gücü olan yönetmen kavramı üzerinden incelenmesi ile çalışmanın çağdaş tiyatro literatürüne katkı sağlaması amaçlanmıştır. Derleme yöntemi ile çalışılan bu makalede nitel araştırma ile konu hakkında gerekli literatür taraması yapılmıştır. Çalışmadan elde edilen bulgular doğrultusunda Max Reinhardt’ın çağdaş sahneleme anlayışına ve yönetmenliğine, Appia ve Craig’in etkilerinin olduğu gözlemlenmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
50

MAMMADOVA, Fidan. "VSEVOLOD MEYERHOLD VE “BÜYÜK TEMİZLİK” DÖNEMİ." Motif Akademi Halk Bilimi Dergisi, August 30, 2023. http://dx.doi.org/10.12981/mahder.1333943.

Full text
Abstract:
Öz: 20. yüzyılın başlangıcında, birçok alanda olduğu gibi, tiyatroda da köklü bir değişiklikler yaşandı. Tiyatro, oyun yazarı dışında başka bir yaratıcı keşfetti-Yönetmen. Yönetmen, zamanın yeni sanatsal ve estetik araçlarıyla zenginleşen Tiyatronun ana figürüne dönüştü. Zamanının gereklerini yaratıcı bir sezgiyle hisseden ve yeteri kadar iyi bir sanat eseri sunmak isteyen yönetmenler, mesleklerini yeni reformlarla doğruladılar. Bu yönetmenlerden birisi de Vsevolod Emilyevich Meyerhold’dur. 20. yüzyıl Rus tiyatro düşüncesini etkileyen ve sadece etkilemekle kalmayıp, çehresini (aurasını) (görünürlüğünü)de belirleyen yönetmenlerden biridir. Meyerhold, yapımcı (konstrüktivist) sahne düzeni ve biyomekanik oyunculuk anlayışının yaratıcısı, tiyatro yönetmeni, teorisyen, oyuncu ve eğitimci olarak zengin bir yaratıcı mirasa sahiptir. Çalışmada Meyerhold’un yaşamış olduğu dönemde Rus tiyatro sanatına getirdiği yenilikler ve Stali’nin “Büyük temizlik” (Stalin Repressiyası) siyasetine karşı tutumu ve döneminin politik gelişmeleri ilgili yaklaşımı ele alınmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
We offer discounts on all premium plans for authors whose works are included in thematic literature selections. Contact us to get a unique promo code!

To the bibliography