Academic literature on the topic 'Eden Mills'

Create a spot-on reference in APA, MLA, Chicago, Harvard, and other styles

Select a source type:

Consult the lists of relevant articles, books, theses, conference reports, and other scholarly sources on the topic 'Eden Mills.'

Next to every source in the list of references, there is an 'Add to bibliography' button. Press on it, and we will generate automatically the bibliographic reference to the chosen work in the citation style you need: APA, MLA, Harvard, Chicago, Vancouver, etc.

You can also download the full text of the academic publication as pdf and read online its abstract whenever available in the metadata.

Journal articles on the topic "Eden Mills"

1

Krannitz, Pam G., and C. Ken Carey. "Among-site differences in seedling size, growth, and survivorship in Solidago flexicaulis." Canadian Journal of Botany 66, no. 8 (August 1, 1988): 1632–38. http://dx.doi.org/10.1139/b88-222.

Full text
Abstract:
Seedling and juvenile size, growth, and survivorship in Solidago flexicaulis L. were compared among three sites in southern Ontario in an attempt to evaluate environmental versus population effects on phenotype. In 1983, seedlings at the Eden Mills site were the largest in size, while survivorship was the lowest at the Guelph site ("Dairy Bush Hill"). When seedlings from Eden Mills were transplanted into the other two sites in 1984, among-site differences in growth and survivorship were predominantly due to environmental differences between sites rather than population differences between seedlings from Eden Mills and the seedlings resident at the site. However, at Dairy Bush Hill, seedlings transplanted within the site grew proportionally more than did the seedlings transplanted from Eden Mills, suggesting that the resident population was better adapted to the conditions. Mortality was again greatest at this site in 1984. Size-dependent mortality was not a factor at the Belfountain site, but was important at the other two sites. Herbivory was an important factor determining whether size-dependent mortality was exhibited at a site.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
2

Gale, Nigel, Janelle Trant, Thomas Schiks, Jake L'Ecuyer, Christopher Jackson, Naresh Thevathasan, and Andy Gordon. "An economic analysis of afforestation as a carbon sequestration strategy in southwestern Ontario, Canada." SURG Journal 6, no. 2 (July 9, 2013): 55–65. http://dx.doi.org/10.21083/surg.v6i2.2003.

Full text
Abstract:
Afforestation, the establishment of trees in areas that have not been forested for at least 50 years, is one possible approach for carbon (C) sequestration to mitigate climate change. This study compares the costs and benefits of afforestation as a carbon sequestration strategy for Eden Mills, a village within Wellington County, Ontario, Canada aiming to achieve C neutrality. We provide net present value analyses for three potential planting schemes under subsidized and unsubsidized financial scenarios that aim to sequester 2012 tonnes of atmospheric carbon dioxide (CO2) using traditional and novel calculations of C sequestration rates. We present the total project costs, the optimal price of C, and the potential for afforestation as a C sequestration tool in southern Ontario. Planting schemes employ mixtures of tree species common to the region. Unsubsidized schemes are projected to cost between $617,976-$1,499,904 (CAD) with the optimal price of CO2 between $6.15-$14.91 per tonne of C sequestered. A deciduous-dominated planting scheme requiring 24 hectares of land resulted in the lowest cost for all scenarios. Our analyses suggest that: 1) fast-growing tree species make afforestation projects more cost-effective, reducing costs by 29-59%; and 2) land management subsidies available to the region reduce costs by approximately 10%. Future cost-benefit analyses for afforestation projects should consider site-specific C sequestration rates and parameter sensitivity analysis when quantifying C absorption. Keywords: greenhouse gases; carbon sequestration; afforestation; cost-benefit analysis; net present value
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
3

ALİZADE, Rövşen. "Bahtiyar Vahapzadenin “Gülüstan” Manzum Hikâyesinde Milli Bağımsızlık Teması." Erdem, no. 57 (August 1, 2010): 1–8. http://dx.doi.org/10.32704/erdem.2010.57.001.

Full text
Abstract:
Bu çalışma, Bahtiyar Vahapzade'nin ikiye bölünmüş Azerbaycan'ın kaderinden bahs eden ''Gülüstan'' şiirinin mazmun ve şiirsel yapısının tahlilini ele almaktadır. Çalışmada, Bahtiyar Vahabzade'nin şiirsel dehası ve şiirlerinin yapısı muhteşem sanat ve yaratıcılık olayı gibi gösterilmektedir. Eserin ''Gülüstan'' adı, vaktiyle Ruslarla Farslar (Rusya ile İran) arasında Gülüstan mıntıkasında yapılmış anlaşmaya işaret eder. Burada Azerbaycan'ın tarihî kaderine balta vuranlar kendi adı ve adresi ile gösterilmiştir. Sovyetler döneminde, Kuzey Azerbaycan'ın 1813 yılında Rusya ile İran arasında yapılmış anlaşma ile eski Rus İmparatorluğu'nun içinde kalması resmî kurumlar tarafından Azerbaycan halkının mutluluğu gibi gösterilmiştir. Ancak Bahtiyar Vahapzade bu yalan siyasete itiraz ederek şiirde bu siyasetin iç yüzünü açmış, onu aşkar ifşa etmiş, ''gözlüklü'' Rusla ''topsakal'' Fars arasında bölünen Azerbaycan'ın feci durumunu olduğu gibi göstermiştir. Çalışmanın bir sonucu olarak, Sovyet İmparatorluğu'nun halklar hapishanesi olması, Stalinizmin kaç milyonlarca insanı sorusuz, sebepsiz olarak duvarlara sıkarak kurşunlaması eserin alt yapısı olarak yansıtılmaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
4

Evci̇n, Erol. "Bolu Basınında Milli Mücadele." Belleten 76, no. 277 (December 1, 2012): 973–1032. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.2012.973.

Full text
Abstract:
Mondros Mütarekesi'nin ardından İtilaf Devletleri'nin Anadolu'da başlattıkları işgal, mezalim ve katliam hareketlerine karşı Milli Mücadele'yi desteklemek üzere çıkan basın organları Türk milletinin sesi olmuştur. Dönemin olağanüstü koşulları altında türlü güçlüklere rağmen yayın hayatına devam eden bu basın organları arasında Bolu'da çıkan gazeteler de önemli bir yere sahiptir. Bu çalışmada; "milli birlik ve beraberlik", "hakimiyet-i milliye" ve "istiklâl-i tam" fikirleri etrafında Milli Mücadele lehine kamuoyu oluşturmak, halkı baş gösteren tehlikeler hakkında zamanında ve doğru haberlerle bilgilendirerek uyanık ve teyakkuz halinde tutmak üzere Bolu livasında çıkan Bolu, Dertli ve Türkoğlu gazeteleri ile bölgede Hürriyet ve İtilaf Fırkası'nın sözcülüğünü yapan Kürsî-i Millet gazetesi Milli Mücadele'ye yaklaşımları çerçevesinde ele alınmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
5

ÖZMEN, Rıdvan, and İbrahim CAN. "Farklı Dövüş Sporlarında Mücadele Eden Milli Sporcuların Bazı Performans Özelliklerinin Karşılaştırılması *." Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 11, no. 4 (December 22, 2022): 1507–16. http://dx.doi.org/10.37989/gumussagbil.1180270.

Full text
Abstract:
Bu çalışmanın amacı, farklı dövüş sporlarında mücadele eden milli sporcuların bazı performans özelliklerinin karşılaştırılmasıdır. Bu amaç doğrultusunda, farklı dövüş sporlarında (boks, kickboks, wushu, muaythai) mücadele eden erkek (n=33) ve kadın (n=12) toplam 45 milli sporcu (yaş: 18,69 ± 4,27; boy: 1,68 ± ,08 m; vücut ağırlığı: 65,82 ± 14,34 kg) çalışmaya gönüllü olarak katıldı. Bu çalışmada, katılımcılara 5, 10, 20 ve 30 m sprint testleri, el kavrama kuvvet testi, esneklik testi, geriye sağlık topu fırlatma testi, çeviklik testi, dikey sıçrama testi, durarak uzun atlama testi ve Yo-Yo aralıklı toparlanma testi (seviye 1) uygulandı. Veriler, tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ve Pearson korelasyon analizi kullanılarak değerlendirildi. Analiz sonuçlarına göre; katılımcıların 5 metre koşu zamanları bakımından branşlar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılığın olduğu elde edilmiştir (p.05). Sonuç olarak; 5 metre sprint koşusu harici diğer performans parametreleri arasında anlamlı bir farklılık olmamasının katılımcıların benzer branşlarda mücadele etmesi ve uygulanan antrenman sistemlerinin benzer olmasından kaynaklı olduğu ileri sürülebilir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
6

KARCI, Durmuş. "Kazakistan’daki Ahıska Türkleri’nde Dil Edebiyat ve Toplumsal Yaşantılarına Etki Eden Şair ve Aydınlar." Türk Edebiyatları Araştırma Dergisi 1, no. 1 (December 15, 2020): 61–78. http://dx.doi.org/10.47580/tead.115.

Full text
Abstract:
Ahıska bölgesi ve Kafkaslar Türk -İslam kültürünün yaşanması ve korunması adına önemli bir yer olarak anılmaktadır. Ahıska bölgesi, yetişen güzide şair ve aydınlar ile dikkatleri üzerine çekmiştir. Ahıskalı Türkler özellikle âşıklık geleneğini,Kazakistan’a taşıyarak milli yönden ayakta kalmayı başarmışlardır. Eskide halkın “Âşık’’, günümüzde “Şair’’ dediği, söz ustadı edebiyatçılar söyledikleri veya yazdıkları şiirleriyle halkın milli ve manevi ihtiyaçlarını karşılamaktadırlar. Azınlık topluluklarda ana bir unsur etrafında kenetlenmek hayati bir konu olmaktadır. Bu unsurlar en başında dil, kültür gelmektedir. Bundan dolayı toplum içerisinde bu kaynaşmayı sağlayan ve geçmişten gelen birikimleri geleceğe aktaran Ahıskalı aydınlar ve şairlar olmuştur. Bu şairlarin yazdıkları eserler ile, topluma yön veren aydınlar Kazakistan Ahıska Türklerinin vatan hasreti ve milli birliktelikleri yönünden büyük hizmetlerde bulunmuşlardır. Nitel araştırma kapsamında saha çalışması yapılarak veriler toplanmıştır. Sahada toplanan veriler fişlenerek içerik analiziyle yorumlanmıştır. Bulgulara göre Ahıskalı şair ve aydınların yazdıkları kitaplar, açtıkları dernekler ve yaptıkları sosyal faaliyetler toplumun geleceğe güvenle bakmasına yardımcı olmaktadır. Edebi ve kültürel kaynaklarla Ahıska Türklerinin bir amaç etrafında bir araya gelmeleri için büyük gayret sarf ettikleri anlaşılmaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
7

Prabowo, Pandu. "Pengembangan Perangkat Pembelajaran Berbasis Data Euphorbiaceae Hutan Taman Eden 100." Best Journal (Biology Education, Sains and Technology) 2, no. 2 (October 18, 2019): 24–31. http://dx.doi.org/10.30743/best.v2i2.1815.

Full text
Abstract:
Penelitian di Hutan agrowisata Taman Eden 100 yang terletak di kawasan Lumbang Rang, Desa SionggangUtara, Kec. Lumban Julu, Kab Toba Samosir sampai dengan bulan Junii 2019. Penelitian ini dilakukan selama3 bulan yang dilaksanakan dari bulan April sampai dengan bulan Juni 2019. Penelitian dilakukan denganmenggunakan ‘Metode Survey atau Eksplorasi”. Tujuan data ini untuk mendapatkan data spesies daritumbuhan Euphorbiaceae yang ada di hutan Agrowisata Taman Eden 100 kemudian dibuat herbarium dandijadikan sebagai perangkat permbelajaran berupa modul. Euphorbiaceae ( suku jarak-jarakan ) merupakansuku terbesar keempat dari lima suku tumbuhan berpembeluh di kawasan malesiana yang mewadahi 1354jenis dari 91 marga ( Whitmore, 1995 ) . Hasil penelitian menunjukkan bahwa terdapat 9 jenis tumbuhanEuphorbiaceae dengan 8 genus yaitu : Bischofhia javanica, Coidaeum variegataum, Euphorbia milli,Euphorbia pulcherrima, Holmanthus populneus, Jatropha curcas, Mallotus panicilatus, Manihot esculenta,Riinus comunnis. Hasil data kemudian di deskripsikan dari habitat masing-masing tumbuhanEuphorbiaceae.Tumbuhan Euphorbiaceae yang ditemukan di Hutan Agrowisata Taman Eden 100 masihtergolong sedikit ditemukan karena tidak semua lokasi/tempat dijelajahi dan apabila dibandingkan denganinformasi yang ada bahwa Tumbuhan Euphorbiaceae itu memiliki sekitar 91 marga dan 1354 jenisEuphorbiaceae.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
8

ÖZCAN, Nezahat. "İbrahim Cehdi (Süleyman Nazif)’nin "Eugene Delacroix” Şiiri." Erdem, no. 63 (August 1, 2012): 153–68. http://dx.doi.org/10.32704/erdem.2012.63.153.

Full text
Abstract:
Servet-i Fünun topluluğu ve Meşrutiyet dönemi edebiyatında eser veren, özellikle coşku dolu millî nesirleriyle şöhret bulan Süleyman Nazif, Fransız romantik ressam Eugene Delacroix hakkında da bir şiir kaleme alır. Bu şiirde Fransız ressamın sanatına duyduğu hayranlığı dile getirir. O'nun, Eugene Delacroix'a hitaben bir şiir kaleme almasında, ressamın romantik olması, meşhur "Liberty Leading the People" (Halka Önderlik Eden Özgürlük) tablosu ile ressamın eserlerinde Türklere de yer vermiş olması etkilidir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
9

Hayta, Necdet, and Tuğba Belenli̇. "Milli Mücadele Dönemi’nde Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti Tarafından Uygulanan Sosyal Politikalar." Belleten 80, no. 287 (April 1, 2016): 279–306. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.2016.279.

Full text
Abstract:
Uzun yıllar süren savaşlar sonrasında başlayan ve üç yılı aşkın bir süre devam eden Türk Kurtuluş Savaşı, bilindiği üzere, çok zor maddi şartlar altında yaşam mücadelesi veren Anadolu'dan yürütülmüştür. Bu araştırmanın temel amacı, milli mücadelenin devam ettiği yıllarda TBMM Hükümeti tarafından, öncelikle savaş mağdurlarına olmak üzere, uygulanan sosyal politikaları tespit etmektir. Maddi anlamda büyük yoklukların yaşandığı ve neredeyse bütün kaynakların askeri harcamalara ayrıldığı bu dönemde, halk için yapılanlar diğer bütün dönemlere göre daha önemli ve anlamlıdır. Çalışmada TBMM Hükümeti'nin, resmi olarak devlet olmasının öncesinde, milli mücadele döneminin kendine has sorunları karşısında uyguladığı sosyal politikaları incelenmiştir. Öncelikli meselenin savaşın kazanılıp, bağımsızlığı elde etmenin olduğu bu dönemde, askeri harcamalardan sonra kalan her kuruşun halka hizmet için harcanması, takdire şayan bir olaydır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
10

GÖÇGÜN, Önder. "Ölümünün 50. Yılında Romancı Kimliği ile Bütünleşen Fikir Dünyası İçinde Peyami Safa." Erdem, no. 62 (April 1, 2012): 59–74. http://dx.doi.org/10.32704/erdem.2012.62.059.

Full text
Abstract:
Peyami Safa'nın hemen bütün eserleri ve özellikle, en güçlü tarafını temsil eden romanları ve fıkraları, engin bir bilginin ürünü olarak karşımıza çıkmaktadır. Böylece, getirdiği yeni görüşlerle, duyuş ve düşünüşlerle bizi, kaynağını Türk milli kültürünün oluşturduğu esaslı sentezlere götürmektedir. Ona göre, her bilim adamı iyiyi, güzeli, doğruyu, gerçeği, hakkı ve hakikati bulabilmek ve objektif, tarafsız olabilmek için "kelimelerle düşünmeli" ve bu maksatla da edebiyatla devamlı temas halinde olmalıdır. Bu çalışma romancı kimliğiyle bütünleşen bir şekilde Peyami Safa'nın düşünce dünyasını incelemeyi amaçlamaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles

Dissertations / Theses on the topic "Eden Mills"

1

Giddings, James. "Village of the Dammed: The Biophysical and Socioeconomic Impacts of Small Dams and their Removal - A Case Study of Eden Mills, Ontario." Thesis, 2011. http://hdl.handle.net/10214/3052.

Full text
Abstract:
In 2001 the World Commission of Dams concluded that the economic, social and environmental cost of dams has been unacceptably high. As a result, dam removal is emerging as a promising option in addressing these concerns. However, dam removal is a contentious issue sharply divided between biophysical and socioeconomic interests. The purpose of this thesis is to conduct an explanatory case study of Eden Mills, Ontario to investigate the process of dam removal consideration. It was determined that i) safety ii) economics iii) social value and iv) environmental impact were critical variables influencing the decision-making process. Following site analysis, key-informant interviews and a design vignette survey it was determined that Eden Mills pursue dam removal as the social value of the millpond no longer justified the sustained economic and biophysical costs associated with the dam. This process theory can be applied to other dam removal scenarios to facilitate the decision making process.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles

Books on the topic "Eden Mills"

1

Company Town: The industrial edens and Statanic mills that shaped the american economy. Basic books, 2010.

Find full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
2

Company Town: The industrial edens and Statanic mills that shaped the american economy. Basic books, 2010.

Find full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
3

The Company Town: The Industrial Edens and Satanic Mills That Shaped the American Economy. Basic Books, 2012.

Find full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
4

Gray, Benjamin. Extinct. CSIRO Publishing, 2021. http://dx.doi.org/10.1071/9781486313723.

Full text
Abstract:
Australia is home to an incredible diversity of native animals. While Australian animals are among the most unique in the world, they are also among the most endangered, with hundreds currently on the brink of extinction. We must act quickly if we are to save these species, as once gone, they are gone forever. Extinct is a collection of artworks from established and emerging Australian fine artists, each depicting an Australian animal that has already, for various reasons, tumbled over the edge into extinction. Extinct laments their loss, but also celebrates their former existence, diversity and significance. The stunning artworks are accompanied by stories of each animal, highlighting the importance of what we have lost, so that we appreciate what we have not lost yet. Extinct features artworks from Sue Anderson, Brook Garru Andrew, Andrew Baines, Elizabeth Banfield, Sally Bourke, Jacob Boylan, Nadine Christensen, Simon Collins, Lottie Consalvo, Henry Curchod, Sarah Faulkner, Dianne Fogwell, David Frazer, Martin George, Bruce Goold, Eliza Gosse, Simone Griffin, Johanna Hildebrandt, Miles Howard-Wilks, Nick Howson, Brendan Huntley, Ben Jones, Alex Latham, Rosemary Lee, Amanda Marburg, Chris Mason, Terry Matassoni, Rick Matear, Eden Menta, Reg Mombassa, Tom O'Hern, Bernard Ollis, Emma Phillips, Nick Pont, Geoffrey Ricardo, Sally Robinson, Anthony Romagnano, Gwen Scott, Marina Strocchi, Jenny Watson and Allie Webb.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles

Book chapters on the topic "Eden Mills"

1

Shuttleworth, Sally. "Silas Marner: A Divided Eden." In The Mill on the Floss and Silas Marner, 204–24. London: Macmillan Education UK, 2002. http://dx.doi.org/10.1007/978-0-230-21296-1_11.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
2

Leaper, Hana, and Polly Mills. "Eden in Sussex: Atheist Moderns and the Berwick Church Murals." In Rural Modernity in Britain, 239–54. Edinburgh University Press, 2018. http://dx.doi.org/10.3366/edinburgh/9781474420952.003.0015.

Full text
Abstract:
After war broke out in 1939, Bloomsbury artists Vanessa Bell and Duncan Grant accepted a commission from Dr. George Bell, Bishop of Chichester, to design murals for Berwick church. This chapter discusses the realisation of these unique works within a framework of Bell and Grant’s Charleston House location, their pacifism and atheism, their adoption of rural life and decoration of Charleston. A major theme is exploration of the relationship between dissenting voices in the local Sussex community and the support from the church and artistic establishments that overrode these concerns. Hana Leaper and Polly Mills explore why this project was so high on the nation’s wartime cultural agenda. Rather than dismissing Bell’s and Grant’s work in Sussex as irrelevant to twentieth-century culture, their chapter demonstrates that Bell and Grant’s move to the countryside and privileging of the domestic, local, and everyday made them pivotal to a thriving rural modernist culture.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
3

İbrahimcioğlu, Ahmet Serdar. "Küresel Rekabette Milli Teknoloji Hamlesinin Önemi ve Bilişim Vadisi’nin Rolü." In Millî Teknoloji Hamlesi: Toplumsal Yansımaları ve Türkiye’nin Geleceği, 707–20. Türkiye Bilimler Akademisi Yayınları, 2022. http://dx.doi.org/10.53478/tuba.978-625-8352-16-0.ch35.

Full text
Abstract:
Küreselleşmeyle ilintili olarak ortaya çıkan bilimsel ve teknolojik gelişmelerde tekelleşmenin önüne geçmek adına ülkeler kendi teknoloji stratejilerini oluşturmaktadır. Bu stratejilerin başarıya ulaşması için güncel gelişmeler yakından takip edilmeli ve ortaya konulan girişimler, sosyal ve kültürel bilinçten kopuk olmamalıdır. Bu bağlamda, Türkiye’nin ekonomik ve teknolojik alanda tam bağımsızlaşma vizyonunun adı Milli Teknoloji Hamlesidir. Bilişim Vadisi de Milli Teknoloji Hamlesin vizyonunu hayata geçirmek adına Türkiye’nin savunma sanayinde kaydettiği başarıyı sivil teknolojilere aktarılmasında önemli bir rol oynuyor. Milli Teknoloji Hamlesi kendi stratejisini üç kavram üzerine temellendirir. Coğrafi olarak bir bölgeye ait olmayı ifade eden “yerlilik”, bir ulusa ait olanı ifade eden “millilik” ve fikri değer içeren ürünün başka fikri çıktıları doğrudan içermemesi yani bunların kendine has fikri değeri olmasını ifade eden “özgünlük” kavramları bu temeli oluşturur. Bilişim Vadisi, bünyesinde barındırdığı markaların gelişiminde bu değerler doğrultusunda hareket etmekte ve ekosistemini kilit teknolojiler geliştiren firmaları uçtan uca destekleyecek bir modelde şekillendirmektedir. Odak teknolojiler olarak; mobilite, bağlantı teknolojileri, siber güvenlik, tasarım teknolojileri, akıllı şehirler ve oyun teknolojileri kategorilerinde ekosistemi güçlendirecek çalışmaların yürütüldüğü Bilişim Vadisi’nde her bir alana ait kendine has kümelenmeler yer almaktadır. Dışa bağımlılıktan kurtulmak için ithal ikame ve Milli Teknoloji Hamlesine uygun zeminin oluşması için de beşerî sermaye sağlanmalıdır. Bilişim Vadisi organize ettiği 42 Yazılım Okulları, Robotik Kodlama ve Yapay Zeka Atölyesi, çalıştaylar, eğitim kampları ve girişimcilik konusunda düzenlenen programlarla beşeri sermayenin gelişmesi adına önemli adımların atıldığı bir ekosistemdir. Makale boyunca, detaylarına yer verilen TOGG, AirCar, Kuluçka İşletme Merkezi, Tasarım Kümelenme Merkezi ve DIGIAGE gibi markalar aracılığıyla da ithal ikame sürecine sivil teknolojiler kapsamında önemli katkılar sağlamaktadır. Sonuç olarak Bilişim Vadisi, Milli Teknoloji Hamlesinin beşerî sermaye ve ithal ikame stratejilerini hayata geçirmek adına Türkiye'nin en büyük teknoloji geliştirme bölgesi olma rolünü üstlenmektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
4

Akşit, Mahmut Faruk. "Savunmamıza Güç Veren Millî Havacılık Motorlarımızın Gelişiminde TEI’nin Tarihi Yeri." In Millî Teknoloji Hamlesi: Toplumsal Yansımaları ve Türkiye’nin Geleceği, 529–68. Türkiye Bilimler Akademisi Yayınları, 2022. http://dx.doi.org/10.53478/tuba.978-625-8352-16-0.ch26.

Full text
Abstract:
Hezârfen Ahmed Çelebi’nin uçuş denemeleri gibi bireysel girişimler dışında, ülkemizin havacılık serüveni gerçek anlamda Osmanlı Devleti’nin son döneminde ithal edilen ilk uçaklarla başlamıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında kurumsal olarak millî bir sanayiye dönüştürülmek istense de takip eden yıllarda tamamen akamete uğramış, Türkiye havacılık motorları alanında 2010’lu yıllara kadar neredeyse tamamen dışa bağımlı olmuştur. Kıbrıs Ambargosu sırasında başlayan farkındalık, son 20 yılda devlet politikası haline gelerek bir “Millî Teknoloji Hamlesi”ne dönüşmüştür. Özellikle savunma sanayisine verilen ciddi devlet destekleri ile yenilenen misyonunu ve vizyonunu bütünleştiren TUSAŞ Motor Sanayii (TEI), son 8 yılında 11 değişik özgün ve millî havacılık motoru geliştirerek ciddi bir başarıya ulaşmış, Türk havacılık tarihine unutulmaz bir imza atmıştır. Bu çalışma, TEI’nin son yıllarda peş peşe geliştirdiği ve bazıları gökyüzünde on binlerce saat başarılı görev süresine ulaşmış bu millî motorlarımızın hikâyesini paylaşmaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
5

Bayraktar, Selçuk. "Yediden Yetmişe Toplumsal Seferberlik: Milli Teknoloji Hamlesi." In Millî Teknoloji Hamlesi: Toplumsal Yansımaları ve Türkiye’nin Geleceği, 9–26. Türkiye Bilimler Akademisi Yayınları, 2022. http://dx.doi.org/10.53478/tuba.978-625-8352-16-0.ch01.

Full text
Abstract:
Pozitif bilimlerin kurucu medeniyetlerinden birinin torunları olarak bilim ve teknolojiyle olan organik bağımızın tarihsel süreç incelendiğinde koptuğu görülmektedir. Bu bağlamda ortaya çıkan Milli Teknoloji Hamlesi, Türkiye’nin bilim ve teknoloji geliştirme alanında toplumsal dönüşümünü sağlamayı, etik ve ahlaki ilkeleri rehber edinerek çalışmalar yürütmeyi, insanlığa ve bulunduğu topluma hizmet eden bireyler yetiştirmeyi hedeflemektedir. Milli Teknoloji Hamlesi ışığında ortaya konulan vizyon yalnızca yüksek teknoloji geliştirmek değildir. Aynı zamanda insanlık yararına hizmet etmeyi de amaçlar. Bu çalışma, Milli Teknoloji Hamlesi’nin ortaya çıkmasında etkili olan tarihsel süreçleri, amaçları ve bu vizyonun başarıya ulaşmasında uygulanacak yöntemleri insan ve toplum olgusuna vurgu yaparak açıklamıştır. Bu çalışmada, bilim ve teknolojide öncü olmanın yalnızca bu alanlarda en iyisi olmaya çalışarak gerçekleşmeyeceğine, bilimsel çalışmaların etik ve ahlaka uygun olarak gerçekleştirilmesi ve insanlığa hizmet etmesi gerektiğine değinilmiştir. Covid-19 salgınında Türkiye’nin solunum cihazı geliştirme serüveni ve dünyada bu cihaza ihtiyaç duyan ülkelere hibe etmesi örneği üzerinden teknoloji ve insanlık yararına çalışmak konulu çıkarımlar yapılmıştır. Muharebe alanının yeni aktörleri olarak görülen insansız hava araçlarının ise bu alanda neden olduğu paradigma dönüşümüne de değinilen çalışma kapsamında bu dönüşümün ana oyuncularından biri olan Baykar’ın hikayesinden de bahsedilmiştir. Bu kapsamda, dünyada muharebe doktrinlerinin yeniden yazılmasına neden olan insansız hava araçlarını geliştiren Baykar’ın başarısının arkasındaki sır, başka bir deyişle genetik kod anlatılmıştır. Milli Teknoloji Hamlesi’ni ana odak noktası haline getirerek gerek toplumun fikirsel dönüşümünü gerek bilim ve teknoloji geliştirme arzusuna sahip nesiller yetiştirmeyi hedefleyen faaliyetlerine devam eden Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı’nın Teknofest ve Deneyap Teknoloji Atölyeleri çalışmaları da bu çalışma kapsamında incelenmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
6

Koyuncu, İsmail, Hacı Ali Mantar, Şule Itır Satoğlu, Altan Çakır, Mustafa Evren Erşahin, and Tankut Akgül. "Milli Teknoloji Hamlesi ve Üniversiteler." In Millî Teknoloji Hamlesi: Toplumsal Yansımaları ve Türkiye’nin Geleceği, 173–206. Türkiye Bilimler Akademisi Yayınları, 2022. http://dx.doi.org/10.53478/tuba.978-625-8352-16-0.ch09.

Full text
Abstract:
Milli Teknoloji Hamlesi, Türkiye’nin teknolojik ve ekonomik bağımsızlığını temin etmek adına tanımlanmış ülkemizin ihtiyaç duyduğu teknoloji ve yenilikçilikte rekabet edebilmesinin bir adımı olarak son on beş yılda ortaya konulmuştur. Milli Teknoloji Hamlesi’nin yapı taşları beş temel bileşenden oluşmakta ve yüksek eğitim kurumlarımız ile birlikte “Yüksek Teknoloji ve İnovasyon”, “Dijital Dönüşüm ve Sanayi Hamlesi”, “Girişimcilik”, “Beşerî Sermaye” ve “Altyapı” esaslarına göre ihtiyaç duyulan rekabetçiliği canlandırmak üzere yürütülmektedir. Etkin ve verimli öncül programlar kapsamında yerinde Ar-Ge, konu odaklı geliştirme ve ürünleştirme çalışmaları ile yeni teknolojilerin üretimi konusunda özel sektöre öncülük eden ve koordineli çalışan bir yapı kurulmuştur. Milli Teknoloji Hamlesi âdeta bir milli mücadele olarak tanımlanmakta, ülkemizi teknoloji ve sanayi alanında küresel bir aktör haline getirmek için başta araştırma üniversiteleri olmak üzere kapsamlı bir çalışma yürütülmektedir. Kritik teknolojileri yerli ve milli olarak geliştirmek, yüksek teknoloji alanlarında rekabetçi araştırma, geliştirme, ürün ve hizmetler sunmak, özgün ve yenilikçi üretimle küresel değer zincirlerindeki payımızı artırmak Milli Teknoloji Hamlesi’nin ana hedefleri arasında yer almaktadır. Yetişmiş insan gücünün ve altyapı kullanımlarının artırılması, girişim ekosisteminin genişletilmesi, disiplinlerarası katılımcı paydaşların bu ekosistemdeki varlıkları teknolojinin ve refahın bağımsız hale getirilmesi için uzun soluklu bir seferberlik sürecinin başlangıcı durumundadır. Türkiye’nin uluslararası alanda öncü olabilecek Ar-Ge altyapısı, yetişmiş insan gücü, yenilikçi iş modelleri, ürünler ve hizmetler çıkarabilmesi güçlü bir yükseköğretim ve girişimcilik ekosistemine sahip olmasına bağlıdır. Araştırmacılarımız ve girişimcilerimizin küresel gelişimi iyi okuyabilmeleri Türkiye’nin uluslararası pazarlara açılmasını sağlayacak ve böylece Türkiye gelecekte daha güçlü bir yapıya güçlü üniversiteleri aracılığı ile ulaşacaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
7

Bayraktar, Alparslan. "Enerjide Milli Teknoloji Hamlesi." In Millî Teknoloji Hamlesi: Toplumsal Yansımaları ve Türkiye’nin Geleceği, 399–420. Türkiye Bilimler Akademisi Yayınları, 2022. http://dx.doi.org/10.53478/tuba.978-625-8352-16-0.ch19.

Full text
Abstract:
Türkiye’nin enerji politikaları en genel anlamda artan enerji ihtiyacının düşük maliyetle, kesintisiz bir şekilde karşılanabilmesini ve çevreye duyarlı enerji sistemlerinin geliştirilmesini temel almaktadır. Türkiye kalkınmakta olan bir ülke olarak artan enerji ihtiyacını karşılamak için enerji sektörünü tarihsel süreç içerisinde geliştirmiştir. Enerji sektörünün bu dönüşümünü farklı dönemlerde farklı kaygılar tetiklemiştir. 1980’li ve 1990’lı yıllarda doğal gazın kullanımının arttırılmasına, artan enerji talebini karşılayabilmek için özel sektörün yatırım yapabileceği yasal ve düzenleyici çerçevenin oluşturulmasına, devlet kuruluşlarının yapılandırılmasına ve altyapı yatırımlarının arttırılmasına yönelik çalışmalar yapılmıştır. 2000’li yıllarda ise enerji piyasalarının oluşturulması, enerji güvenliğinin artırılması ve ithalat bağımlılığının azaltılması için yenilenebilir kaynakların kullanımının arttırılması, enerji verimliliğinin sağlanması, nükleer enerjinin kullanımı temel politikalar olarak öne çıkmıştır. Türkiye artan enerji ihtiyacını kesintisiz ve güvenli bir şekilde karşılamayı amaçlarken, net enerji ithalatçısı olması nedeniyle enerji maliyetlerini de dikkate almakta ve temiz enerji dönüşümünü kendine özgü enerji dinamiklerini göz önünde bulundurarak yürütmektedir. Temiz ve yerli kaynakların kullanımının yaygınlaştırılması yoluyla maliyetlerin ve emisyonların düşürülmesi, nükleer enerjiden elektrik üretimine geçilmesi yoluyla karbon yoğunluğunu mümkün olan en düşük seviyeye indirilmesine katkı ve enerji verimliliği uygulamaları ile enerji tasarrufunun arttırılması hedeflenmektedir. Türkiye’nin enerji dönüşümü 2021 yılında Paris Anlaşması’nın onaylanması ve 2053 yılına kadar net sıfır emisyon hedefinin açıklanması ile yeni bir döneme girmiştir. Önümüzdeki dönemde Türkiye sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ve net sıfır emisyon hedefine ulaşmak için temiz kaynakların kullanımının arttırılmasına yönelik çalışmalarına devam edecek ve temiz teknolojilerin de sistemlere entegrasyonunu teşvik edecektir. Bu bağlamda Türkiye enerji sektöründe yeni bir kaynak olarak hidrojenin katılımını; sektörün dijitalizasyonunu ve karbon yoğunluğunu mümkün olan en düşük seviyeye indirmesini hedeflemektedir. Enerji sistemini keşif, üretim, iletim, dağıtım, piyasalaştırma ve tüketim olarak tanımladığımızda değer zincirinin tamamında gerekli olan teknolojilerin yerlileştirilmesi önem arz etmektedir. Net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda şekillenen yeni dönem, teknolojik gelişim odaklı ilerlemektedir. Bu doğrultuda sürecin sunduğu en büyük fırsat topyekûn gerçekleştirilecek teknoloji geliştirme hamlesi ile dekarbonizasyon teknolojileri ihraç eden bir ülke konumuna gelmektir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
8

Koç, Ali Taha. "Kamunun Dijitalleşmesinde Milli Teknoloji Hamlesi." In Millî Teknoloji Hamlesi: Toplumsal Yansımaları ve Türkiye’nin Geleceği, 639–54. Türkiye Bilimler Akademisi Yayınları, 2022. http://dx.doi.org/10.53478/tuba.978-625-8352-16-0.ch31.

Full text
Abstract:
Bu makalenin konusu, kamunun dijitalleşmesinde Millî Teknoloji Hamlesinin önemi ve öncelikli uygulama alanlarıdır. Konunun seçimindeki motivasyon, ulusal düzeyde uygulamaların yanı sıra, ulusal sınırlarımızın ötesindeki gelişmeleri de takip etmeyi gerektiren kapsayıcı bir girişim olan Millî Teknoloji Hamlesinin kamunun dijitalleşme sürecindeki yansımalarının ve mevcut projelerden elde edilen çıktıların gelecek uygulamalar için iyi analiz edilmesi konusundaki gerekliliktir. Kamunun dijital dönüşüm koordinasyonunun tek çatı altında toplanması için Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçiş ile birlikte kurulan Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi’nin (CBDDO) çalışmaları ise bu sürecin anlaşılması için oldukça önemlidir. Büyük Veri ve Yapay Zekâ başlığında dijital dönüşümün lokomotif teknolojilerinden olan büyük veri ve yapay zekânın kamuda kullanım alanları irdelenmiş ve CBDDO’nun bu alandaki çalışmalarına yer verilmiştir. Siber Güvenlik Yönetişimi başlığında yeni nesil siber tehditlere karşı ulusal mukavemeti artıracak bütüncül bir yaklaşım oluşturmak üzere yürütülen çalışmalardan bahsedilmektedir. Kamunun Dijital Dönüşümünün Koordinasyonu başlığında ise değişim odaklı ve yenilikçi teknolojilere uyarlanabilen politikalar geliştirmek üzere hazırlanan stratejik doküman çalışmaları incelenmiştir. Dijital Türkiye’nin Yüzü e-Devlet Kapısı başlığında, özellikli dijital devlet alanında Türkiye’yi uluslararası endekslerdeki dünya sıralamalarında üst sıralarda temsil eden e-Devlet Kapısı üzerinden sunulan hizmetler ve dijital hizmet sunum kanallarını yenilikçi teknolojiler ile geliştirerek vatandaş memnuniyetini artırmaya yönelik yürütülen çalışmalar anlatılmıştır. Ulusal Dijital Ekosistem için Uluslararası İş Birliklerinin Önemi başlığında ulusal dijital ekosistemimizi güçlendirecek uluslararası iş birlikleri kurma odaklı çalışmalardan bahsedilmiştir. Son olarak 2023 Vizyonu ve Dijital Türkiye başlığında ise yerli ve millî teknolojilerle hem gerçek hem de sanal dünyada yerini alacak güçlü Dijital Türkiye yolunda yürütülen çalışmalar ve sonuçları tüm yönleriyle ele alınmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
9

Erhan, Çağrı, Süleyman Baştürk, Doğu Çağdaş Atilla, Oğuz Ata, and Onur Ağma. "Uluslararası İlişkiler Bağlamında Millî Teknoloji Hamlesi." In Millî Teknoloji Hamlesi: Toplumsal Yansımaları ve Türkiye’nin Geleceği, 153–72. Türkiye Bilimler Akademisi Yayınları, 2022. http://dx.doi.org/10.53478/tuba.978-625-8352-16-0.ch08.

Full text
Abstract:
Savunma sanayii diğer tüm uluslarda oldu gibi Türkler için de geçmişten beri teknolojik gelişmelere öncülük etmiştir. Üstün savunma teknolojisine sahip olunan dönemlerde Türk devletleri gerek bölgesinde gerek dünyada uluslararası alanda lider ve belirleyici pozisyonda olmuş, savunma teknolojileri alanında geri kalınan dönemlerde de bu alanda dışa bağımlılığın oluşturduğu zorlukları yaşamıştır. Buna örnek olarak Osmanlı İmparatorluğu’nun Yükseliş Dönemi olarak tanımlanan 15. ve 16. yüzyıllar verilebilir. Bu dönemde Osmanlı Devleti büyük ölçüde askeri imkânlarını kendisi geliştirerek üç kıtaya yayılan bir imparatorluk haline gelmiştir. Bunun tersi ise Duraklama ve Gerileme Dönemi’nde görülmüştür. Kurtuluş Savaşı’ndan zaferle çıkan Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu kadroları, Cumhuriyet dönemiyle birlikte, her alanda olduğu gibi, savunma sanayii alanında da büyük yatırımlar yapmışlardır. Bu yatırımların sonucunda da ülkenin her alanında sivil ve savunma sanayiinin temelini oluşturan köklü kurumlar oluşturulmuştur. İkinci Dünya Savaşı sonrasında ABD ile yakın askeri iş birliğine girilmesiyle birlikte bazı savunma sanayii kurumları kapatılmış ve silah sanayiinde dışa bağımlılık artmıştır. Bu durum Türkiye’nin ekonomisine ağır bir yük getirirken, uluslararası alanda kendi milli menfaatlerine yönelik adımları rahatlıkla atabilmesini engellemiştir. 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı ardından Türkiye’ye ABD tarafından uygulanan silah ambargosu yerli ve milli teknolojiye sahip olmanın önemini bir kez daha ortaya çıkarmıştır. 1990’lardan itibaren Türkiye’nin terörle mücadelesini bahane eden bazı devletler Türkiye’ye silah ve mühimmat satışına dönem dönem kısıtlamalar getirmiştir. Ambargolar sonrasında kurulan savunma sanayii kurumları 1980’li yıllardaki kuruluş ve lisanslı parça üretim aşamalarından sonra, 2000’lerin başından itibaren yerli ve milli özgün ürünler/platformlar da üretmeye başlamışlardır. Bu ürünler Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyacını karşılarken, dost ve müttefik ülkelere ihraç edilerek uluslararası ilişkilere de pozitif katkı sağlamıştır. Bu çalışmada, milli teknoloji hamlesinin çıkış kaynağı ve nüvesi olan savunma sanayiinin Cumhuriyet öncesinden günümüze kadar geçirdiği süreçler ve gelişmeler incelenmiş, bunun uluslararası ilişkilere etkisi irdelenmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
10

Yüksek, Kemal. "Uydu Teknolojilerinde Millî Teknoloji Hamlesi." In Millî Teknoloji Hamlesi: Toplumsal Yansımaları ve Türkiye’nin Geleceği, 677–92. Türkiye Bilimler Akademisi Yayınları, 2022. http://dx.doi.org/10.53478/tuba.978-625-8352-16-0.ch33.

Full text
Abstract:
İnsanoğlu var olduğu sürece haberleşme ihtiyacı duymuş ve bunu zaman içerisinde çeşitli yollar ile gidermiştir. Gerek mağara resimleri gerekse duman ile veya eğitilmiş güvercinler ile bu gereksinim bir şekilde karşılanmaya çalışılmıştır. Yıllar içerisinde yapılan çalışmalar bu gereksinimi karşılamak için çok yoğunlaşmış, matbaa ve sonrasında kablolu haberleşmenin ilk aletleri olan telgraflar ile devam etmiştir. 1838 yılında telgraf, 1876 yılında telefon ile devam eden kablolu haberleşmeye 1926 yılında ilk olarak görüntü gönderimi de eklenmiştir. 1970’li yıllarda ise artık kablosuz haberleşmeler ön plana çıkmıştır. Mobil telefonlar ve hiç şüphesiz uydu haberleşmeleri artık günlük hayat için olağan haberleşme yöntemleri olma yolculuğuna başlamıştır. Uydu haberleşmesi yolculuğu alanında ise Türkiye ilk başlarda yabancı uydu kuruluşlarından uydu kanalı kiralama yoluna gitse de bu kullanışın stratejik ve ekonomik olmadığı da dikkate alınarak Milli Uydu Sistemlerimizin gerçekleştirilmesi için çalışmaların yapılmasına karar verilmiştir. Bu hedefi gerçekleştirmek için Türkiye, 1990’lı yıllardan itibaren uydu çalışmalarına başlamıştır. İlk uydumuz Türksat-1A roketin üçüncü katındaki bir arıza nedeniyle okyanusa düşmüş ancak 11 Ağustos 1994’te Türksat-1B haberleşme uydusu uzaya fırlatılmıştır. Akabinde TÜRKSAT-1C, TÜRKSAT-2A, TÜRKSAT-3A, TÜRKSAT-4A, TÜRKSAT-4B, TÜRKSAT-5A, TÜRKSAT-5B uyduları başarı ile fırlatılmış ve bu uydular T3A, T4A, T4B, T5A ve T5B görevlerine devam etmektedir. Yerli imkânlarla üretilen TÜRKSAT-6A uydusu 2023’te fırlatılması planlanmaktadır. 2023 yılının 2. çeyreğinde TÜRKSAT-6A uydusunun test faaliyetlerinin tamamlanarak nakliye için hazır hale getirilmesi, 3.çeyreği içinde ise bu uydunun fırlatılması planlanmaktadır. TÜRKSAT-6A kapsamında elde edilen tecrübe, altyapı ve uçuş donanımlarının gelecekteki uydu programlarımızda kullanılması ve bu sayede uydu sektöründeki yurt dışı bağımlığının azaltılması amaçlanmaktadır. BİLSAT ve RASAT, TÜBİTAK UZAY tarafından geliştirilen alçak yörünge uydularıdır. Yine alçak yörünge uyduları olan GÖKTÜRK-1, GÖKTÜRK-2 yüksek çözünürlüklü Elektro-Optik (E/O) kamera taşıyan uydulardır. GÖKTÜRK-1 Projesi kapsamında uzay ve uydu sistemlerine yönelik teknoloji, uzman insan gücü ve altyapı geliştirilmesinin yanı sıra ülkemizin gelecekteki gözlem ve haberleşme uydularının yurtiçinde üretilmesine yönelik kritik bir altyapı olan Uydu Montaj, Entegrasyon ve Test (USET) Merkezi kurulmuştur. Yukarıda sayılan gelişmeler kaçınılmaz olarak ülke içerisindeki kurum-kuruluş ve genç mühendislere ilham olmuş ve artık LEO yörüngede uydu geliştirme faaliyetleri hız kazanmıştır. Bu alandaki milli hareketlenmeye TÜRKSAT Model Uydu Yarışması da öncülük etmiş ve sonrasında bu yarışma TEKNOFEST bünyesine alınmıştır. Türkiye’nin öncü teknoloji kurumu TÜRKSAT tarafından 7.’si düzenlenecek Model Uydu Yarışmasında uydu ve uzay teknolojileri alanında insan kaynağı yetiştirilmesi amaçlanmaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles

Conference papers on the topic "Eden Mills"

1

Rüstəm oğlu Əliyev, Şakir. "AZƏRBAYCAN MİLLİ KOSTYUMLARININ ESTETİKASI." In VIII REPUBLİCAN CONFERENCE OF SCİENTİFİC SOURCES. https://aem.az/, 2022. http://dx.doi.org/10.36719/2663-4619/2022/03/08/06-12.

Full text
Abstract:
Key words: costume, aesthetics, style, fashion, image, functionality, originality, skill Açar sözlər: kostyum, estetika, stil, üslub, obraz, funksionallıq, ojinallıq, sənətkarlıq Geyimlər hələ ibtidai dövrlərdən insanların bədənini ətraf təsirlərdən qorumaq, bədənin istiyə ehtiyacını ödəmək xarakteri ilə yaranmışdır. Lakin zaman keçdikcə özünün tələbləri ilə geyimləri də dövrün inkişafına uyğun formalaşdırırdı. Hər bir xalq öz ənənəsinə, dünyagörüşünə, inanclarına məxsus geyim mədəniyyətini yaratdı. Aparılan ticarət nəticəsində daha da təkmilləşdirildi. Geyimin tarixi ilə məşğul olan insanların əksəriyyəti, etik normalara əməl edilməsi və insanların zaman – zaman inkişaf edən estetik zövqlərinin təmin edilməsi zərurətini də geyim elementlərinin meydana gəlməsində müqəddəs şərtlər hesab edirlər.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
2

BÜYÜKTOLU, Recep. "İÇ ANADOLU VE KARADENİZ’DE TBMM’YE KARŞI ÇIKARILAN İSYANLARA DAİR DAHİLİYE VEKALETİ VE ERKAN-I HARBİYE REİSLİĞİ’NİN HAZIRLADIĞI 1921 TARİHLİ RAPORLAR." In 9. Uluslararası Atatürk Kongresi. Ankara: Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, 2021. http://dx.doi.org/10.51824/978-975-17-4794-5.66.

Full text
Abstract:
Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’nda yenilmesinin ve Mondros Mütarekesi’ni imzalamasının ardından toprakları işgale uğramış Hatay’ın Dörtyol ilçesinden başlamış ve tüm Anadolu’ya yayılmıştı. Türk milleti bu işgallere karşı Mustafa Kemal Paşa öncülüğünde dünyanın önde gelen emperyalist güçlerine karşı bağımsızlığını koruma mücadelesi vermişti. Osmanlı Devleti’nin ayakta kalamayacağının belirgin bir şekilde anlaşıldığı bu dönemde Ankara’da TBMM’nin açılmasıyla yeni bir Türk Devletinin temelleri de atılmıştı. Milli Mücadele’nin bu en zor ve hayati derecede önemli yıllarında TBMM’nin karşılaştığı en büyük sıkıntılardan biri de şüphesiz muhtelif gerekçelerle Anadolu’nun hemen hemen her bölgesinde yaşanan iç isyanlardı. Milli birlik ve beraberliğe en fazla ihtiyaç duyulduğu dönemde TBMM bir yandan emperyalist güçlere karşı mücadele ederken bir yandan da muhtelif gerekçelerle başlayan iç isyanlarla uğraşmak zorunda kalmıştı. İsyanlara çoğunlukla İngilizler tarafından desteklenen bölücü ve ayrılıkçı çevrelerin de katılmasıyla, sorun TBMM yönetimi için en öncelikli konu haline gelmişti. Bu isyanlardan bazılarının Milli Mücadele’nin kalbi sayılan Ankara’nın hemen yanı başında yaşanması tehlikenin boyutlarını göstermesi bakımından önemlidir. Fakat alınan tedbirler ve mücadelede gösterilen kararlılık sayesinde bu isyanlar bastırılmıştır. İsyanları bastırmak için askeri birlikler sevk eden ve adli tedbirler alan TBMM aynı zamanda olaylarla ilgili resmi kurumlarda bilgi talebinde bulunmuştur. Araştırmamızda TBMM’nin talebi üzerine Dahiliye Vekaleti ile Erkan-ı Harbiye Vekaleti tarafından hazırlanan isyanların nasıl başladığı ve hangi mıntıkalara kadar yayıldığını anlatan iki rapor ve bir kroki değerlendirilmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
3

SARI, Mustafa. "MİLLİ MÜCADELE VE CUMHURİYET’İN İLK YILLARINDA HİLÂL-İ AHMER CEMİYETİ’NİN AMASYA’DAKİ FAALİYETLERİ (1919-1925)." In 9. Uluslararası Atatürk Kongresi. Ankara: Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, 2021. http://dx.doi.org/10.51824/978-975-17-4794-5.50.

Full text
Abstract:
Hilâl-i Ahmer Cemiyeti, Salib-i Ahmer Cemiyeti’nin (Kızılhaç) benzeri olarak Osmanlı devlet adamlarının himayesinde 11 Haziran 1868’de kurulmuştur. II. Abdülhamid dönemi boyunca faaliyetlerini askıya almak zorunda kalan Hilâl-i Ahmer Cemiyeti, 1911 yılında yeniden kurulduktan sonra, özellikle Trablusgarp, Balkan Savaşları’nın tesiri ile Osmanlı ülkesinin her tarafında şubelerini açmaya gayret etmiştir. Cemiyetin bu dönemde açılan şubelerden birisi de Amasya şubesidir. 1912 tarihinde kurulan Hilâl-i Ahmer Cemiyeti Amasya Şubesi, bu tarihten itibaren bütün liva genelinde teşkilatlanmaya çalışmıştır. Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı’nda faydalı hizmetler veren Hilâl-i Ahmer Amasya Şubesi Milli Mücadele döneminde faaliyetlerine aralıksız devam etmiştir. Bu dönemde yetim çocuklar için kurulan Şefkati İslamiye Yurdu’nun kurulmasına öncülük eden Amasya Şubesi, bölgede hastaneler kurarak askerlerin ve halkın yaralarını sarmaya çalışmıştır. Bunun dışında Amasya’daki Hilâl-i Ahmer Şubeleri, yardımsever halktan yardımlar toplayarak Cemiyet’in merkezine göndermişlerdir. Mübadele dönenimde Amasya ve çevresine yerleştirilen mübadillerin ihtiyaçlarının karşılanmasında yine Hilâl-i Ahmer Cemiyeti büyük görevler üstlenmiştir. Bu çalışmada başta Kızılay Arşivi olmak üzere Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Hilâl-i Ahmer Cemiyeti tarafından hazırlanan raporlar, TBMM tutanakları ve araştırma eserler incelenerek Milli Mücadele ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında Amasya ve çevresinde Hilâl-i Ahmer Cemiyeti’nin faaliyetleri ele alınacaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
4

ASLAN, Yavuz. "MİLLİ MÜCADELE YILLARINDA ERZURUM’DA HALKI BİLİNÇLENDİRME VE BİLGİLENDİRME FAALİYETLERİNDE ÖNEMLİ BİR TİYATRO: İBRET YERİ." In 9. Uluslararası Atatürk Kongresi. Ankara: Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, 2021. http://dx.doi.org/10.51824/978-975-17-4794-5.87.

Full text
Abstract:
Erzurum Milli Mücadele tarihimizde oldukça önemli bir yer ve öneme sahiptir. I. Dünya Savaşı yıllarında yaşanılan iki yıllık Rus işgali ve akabinde Ermeni çetelerinin katliamlarının acıları henüz taze iken Osmanlı Devleti’nin imzalamak zorunda kaldığı Mondros Mütarekesi ile ülkenin dört bir yanı işgal edilmeye başlanmıştır. Erzurum’un da her an işgal edilebileceği ve Erzurum dâhil Doğu illerinin Ermenilere verileceği endişesi halkın heyecan ve tepkisini artırmıştır. İşgal acısı ve tehlikesini çok yakından bilen Erzurum ahalisi ülkenin işgaline sessiz kalmamış ve yurdun herhangi bölgesinin işgalini Erzurum’un işgali gibi telakki ederek Milli Mücadele’ye aktif olarak her türlü maddi ve manevi desteği vermiştir. Erzurum halkının milli mücadelede çok aktif ve vatan meselesinde ön planda olmasında 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa ve Hoca Raif, Süleyman Necati, Cevat, Sıtkı ve Mithat Beyler gibi Erzurum Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin önde gelen simalarının önemli etkisi vardır. Hiç şüphesiz bu dönemde Erzurum’da çıkan Albayrak gazetesi de bu amaç uğrunda en büyük katkıyı sunmuştur. Erzurum halkının milli mücadele döneminde ülke meseleleri konusunda bilgilenme ve bilinçlenmesinde “Tiyatro” da aktif olarak kullanılmıştır. Özellikle 15. Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Paşa’nın yardım ve yönlendirmesi ile tiyatro çalışmalarına hız verilmiş ve Ocak 1920’de “İbret Yeri” adıyla Millet Bahçesi’nde bulunan gazino tiyatro haline getirilmiştir. Burada ilk olarak “Erzurum’da “Ermeni Faciaları” isimli drama sahnelenmiş, daha sonraları Antep, Maraş mücadeleleri ve İstanbul işgal felaketini konu alan piyesler sahneye konularak Erzurum halkının milli duygularına tercüman olunmuştur. Özellikle Maraş halkına yönelik Fransız ve Ermeni tecavüz ve katliamları büyük tepki uyandırmış ve hazırlanan 7 perdelik “Maraş Cinayetleri” adlı piyesle konu Erzurum ahalisine anlatılmaya çalışılmıştır. İzmir’in Yunanlılar tarafından işgali ve burada yapılan katliamlarla ilgili olarak “İzmir Faciaları (Cinayetleri)” adlı piyesle perdesini açmaya başlamıştır. Açıkça görüleceği gibi Milli Mücadele’nin en karanlık döneminde ülkenin dört bir yanı işgal edilirken Erzurum halkı bir taraftan yaptığı miting ve çekmiş olduğu telgraflarla işgalleri protesto ederken diğer taraftan Kazım Karabekir Paşa’nın öncülüğü ve desteğiyle Türk halkının yaşamış olduğu felaketler tiyatro vasıtasıyla ahaliye anlatılarak, onların bilgilenmesi ve bilinçlendirilmesi için çaba gösterilmiş, tepki ve heyecanlarının canlı ve sürekli olması sağlanmaya çalışılmıştır. Bu bildiride, İbret Yeri adı ile perdelerini açarak Erzurum ahalisinin ülkede yaşanan işgal ve katliam olaylarını öğrenmesine ve bilinçlenmesine hizmet eden tiyatro ve onun faaliyetlerinin ortaya konulması amaçlanmaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
5

ERYAMAN, Ayşe. "SOFYA ASKERİ ATAŞESİ MUSTAFA KEMAL’İN BULGARİSTAN HAKKINDAKİ ASKERİ VE STRATEJİK TESPİTLERİ (KASIM 1913-KASIM 1914)." In 9. Uluslararası Atatürk Kongresi. Ankara: Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, 2021. http://dx.doi.org/10.51824/978-975-17-4794-5.05.

Full text
Abstract:
Osmanlı Devleti’nin Balkanlar’daki varlığına büyük oranda son veren Balkan Savaşları’ndan sonra Sofya Askeri Ataşeliği’ne, 27 Ekim 1913 tarihinde Kurmay Binbaşı Mustafa Kemal atanmıştır. Mustafa Kemal, Sofya’daki yaklaşık olarak on beş aylık görevi esnasında Bulgaristan ve diğer Balkan devletlerinin askeri ve siyasi durumları hakkındaki tespitlerini raporlar halinde Osmanlı Devleti’ne bildirmiştir. Birinci Dünya Savaşı’nın yaklaştığı bu dönemde Osmanlı Devleti için, Bulgaristan’ın takip edeceği hareket tarzı çok önemlidir. Bu çalışmada dünyanın büyük bir harbe doğru sürüklendiği bir süreçte, Osmanlı Devleti’nin politikalarına yön verecek nitelikte son derece önem arz eden bilgileri içeren Sofya Ataşesi Mustafa Kemal’in Bulgaristan hakkındaki tespitlerinin ortaya konması amaçlanmaktadır. Osmanlı Devleti’nin takip edeceği dış politikada önemli yeri olan Sofya Ataşesi Mustafa Kemal’in Bulgaristan hakkındaki bu tespitleri, özellikle, Genelkurmay Başkanlığı ve Harbiye Nezareti’ne gönderdiği ve Genelkurmay Askeri Tarih Stratejik Etüt Başkanlığı Arşivi (ATASE)’nde yer alan raporlarına dayalı olarak incelenmeye ve değerlendirilmeye çalışılacaktır. Askeri Ataşe Kurmay Binbaşı Mustafa Kemal’in Sofya’dan gönderdiği raporlar, Bulgaristan’ın askeri ve stratejik durumunu ortaya koyacak tespitleri içermektedir. Bu noktada askeri konulardaki tespitler, Balkan Savaşları’ndan yenilerek çıkan Bulgaristan’ın ordusunda yeniden yapılanma çalışmalarına giriştiğini, askeri malzeme ve silah alımlarını artırdığını ve olası bir savaş durumunda dengeleri kendi lehine değiştirmek için askeri hazırlıklara hız verdiğini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Stratejik konulardaki tespitlerde ise, yaklaşan bir harpte Osmanlı Devleti için müttefikliği son derece önem arz eden Bulgaristan’ın takip edeceği politikalar değerlendirilmeye çalışılmıştır. Bu tespitler, İkinci Balkan Savaşı sonucundan son derece rahatsız olan Bulgaristan’ın, gerçekleşecek bir harpte bu kayıpları telafi edecek milli menfaatleri ekseninde hareket edeceğini ortaya koymaktadır. Özellikle daha sonraki aşamada savaş esnasındaki Bulgaristan’ın politikaları göz önünde tutulduğunda; Mustafa Kemal’in bu önemli görevi başarılı bir şekilde yerine getirdiği ve onun ne derece öngörü sahibi bir lider olduğu bir kez daha ortaya çıkmaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
6

ARSLAN, Mukaddes. "TÜRKPA VE TÜRK DÜNYASINA YÖNELİK ADIMLARI (2008-2019)." In 9. Uluslararası Atatürk Kongresi. Ankara: Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, 2021. http://dx.doi.org/10.51824/978-975-17-4794-5.49.

Full text
Abstract:
Türk dış politikasının esasları; ülkenin coğrafi, siyasi ve stratejik konumu açısından önem arz eder. Uluslararası ilişkilerde ülkenin milli menfaatleri ve dostane ilişkiler dış politikada güç ve istikrar sağlamaktadır. Diplomasi alanında ortaya konulan ilkeler, aynı zamanda devletin dış politika çerçevelerini de çizmektedir. Savaş ve diplomasinin birlikte yürütüldüğü Milli Mücadele döneminde, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurulduğu 1923 tarihinden itibaren Atatürk döneminde ve 1938’de Atatürk’ün ölümünden sonrası günümüze değin Türk dış politikasında bu bağlamda belirgin tarihi gelişmeler yaşanmıştır. Türk dünyası tabiri, 21. asırda Türk halkları için kullanılmıştır. Türk dünyası, coğrafi ve kültürel bir kavramdır. Türk dünyası; Orta Asya, Anadolu, Kafkasya, İran, Balkanlar, Rusya-Sibirya, Orta Doğu coğrafyasında yaşayan Türk topluluklarını ve Türk devletlerini kapsamaktadır. Türkiye ile Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan arasında ortak tarihi, kültürel ve manevi bağlar mevcuttur. Bu ülkeler arasında siyasi, iktisadi, sosyal ve kültürel ilişkiler tarih boyunca devam edegelmiştir. Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi -TÜRKPA- 2008’de Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan’ın katılımı ve Parlamentolar arası işbirliğinin sağlanması amacı ile kurulmuştur.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
7

Mesnier, Aline, Maroua Rouabah, C. Cogné, Roman Peczalski, Séverine Vessot-Crastes, Pascal Vacus, and Julien Andrieu. "Mechanical and thermal segregation of milli-beads during contact heating in a rotary drum. DEM modeling and simulation." In 21st International Drying Symposium. Valencia: Universitat Politècnica València, 2018. http://dx.doi.org/10.4995/ids2018.2018.7423.

Full text
Abstract:
The flow mechanics and heat transfer phenomena within a bed of milli-metric size spherical beads rotated and heated by contact in a horizontal drum were simulated by means of commercial discrete element software EDEM. Mono-dispersed and bi-dispersed beds (two particle sizes or two particle densities) were considered. The mechanical segregation index (standard deviation of local bed compositions) and the thermal segregation index (standard deviation of beads temperatures) were calculated for the different types of bed and same operating conditions. The thermal segregation was found to be enhanced by mechanical segregation and was much stronger for bi-dispersed beds than for monodispersed one. Keywords: rotating drum; particulate solid; segregation; contact heat transfer; DEM simulation.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
8

HATİPOĞLU, Süleyman. "ADANA KUVA-YI MİLLİYESİ’NİN KAYSERİ’DE TEŞKİLATLANMASI." In 9. Uluslararası Atatürk Kongresi. Ankara: Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, 2021. http://dx.doi.org/10.51824/978-975-17-4794-5.77.

Full text
Abstract:
I. Dünya Savaşı sonunda imzalanan Mondros Mütarekesi’ni takip eden günlerde Adana yöresi 1918 yılının Kasım ve Aralık aylarında önce Fransız-İngiliz; daha sonra da Fransız-Ermeni ortak işgaline uğramıştı. Bu dönemde Adana’daki Fransız-Ermeni işbirliği sonucunda Ermeniler, Türk halkına karşı eziyet, işkence ve katliama başlamıştır. Bu durum karşısında Adanalılar, Osmanlı Devleti’nden beklediğini bulamayarak nefs-i müdafaa durumuna geçmiş ve milis kuvvetler oluşturarak direnmeye başlamışlardı. Mustafa Kemal, Türk halkını teşkilatlandırmak amacıyla Anadolu’ya geçmiş ve bir dizi toplantılardan sonra Sivas Kongresi’nde yurdu kurtarabilecek Heyet-i Temsiliye genişletilmişti. Bu arada Adana’dan Sivas’a gelen bir heyet Mustafa Kemal ile görüşmüşler ve Mustafa Kemal’den aldıkları talimatla Kayseri’de “Adana Vilayeti Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti”ni kurmuşlardır. Cemiyetin tabelasını da bir otel odasına asmışlardır. Bundan sonra cemiyetin varlığını ve meşruluğunu Kayseri Valiliği’ne de onaylatmışlardı. Böylece Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin Adana Heyet-i Merkeziyesi Kayseri’de faaliyete başlamıştı. Kayseri’de faaliyete başlayan Adana Vilayeti Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, aktif olarak daha geniş bir şekilde teşkilatlanmanın yolunu aramıştır. Bu cemiyet Adana yöresinin düşman işgalinden kurtuluşu için Kayseri’deki yetkililer ile istişare ederek Adana’nın hem siyasi, hem de askeri açıdan örgütlenmesi konusunda program ve plan yapmıştır. Atatürk’ün Nutuk’u, TBMM tutanakları, Hatırat, yerel kaynaklar ve Yeni Adana gazetesinden yararlanılarak hazırlanacak olan bu bildiri ile Adana yöresinin Fransız-Ermeni ortak işgalinden kurtuluşunun ilk örgütlenmesinin Kayseri’de gerçekleşmiş olduğu üzerinde durulacaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
9

GÜNAY, Nejla. "CUMHURİYET’İN İLK YILLARINDA MARAŞ’A İSKÂN EDİLEN MÜBADİLLER." In 9. Uluslararası Atatürk Kongresi. Ankara: Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, 2021. http://dx.doi.org/10.51824/978-975-17-4794-5.55.

Full text
Abstract:
Maraş’ı işgal eden Fransız ordusunun 1920 yılı başlarında yenilmesiyle Ermenilerin büyük kısmı Fransız ordusuyla birlikte şehri terk etti. Daha sonra Milli Mücadele’nin Türk ordusu tarafından kazanılmasından sonra 24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Antlaşması imzalandı. Türkiye ve Yunanistan arasında bir nüfus değişimi (mübadele) yapılmasıyla ilgili görüşmeler 1914 yılında başlatılmış ancak savaş nedeniyle kesintiye uğramıştı. Türk-Yunan nüfus mübadelesi ile ilgili sözleşmeler de Lozan’da 30 Ocak 1923 tarihinde imzalandı. Bunun sonucunda Türkiye’de yaşayan Rumlar ile Yunanistan’da yaşayan Türkler karşılıklı olarak yer değiştirecekti. Türkiye’ye gelen mübadillerin iskân edildikleri yerlerden biri de Maraş’tır. Bu durum Maraş’ta kapsamlı bir imar ve iskân çalışması yapılmasını gerektirdi. Gelen göçmenler terk ettikleri yurtlarındaki mallarıyla ilgili tasfiye talepnameleri elde ettiler ve bunun karşılığı olarak kendilerine iskân edildikleri yerlerde mesken ve işyeri verilmeye çalışıldı. Ermenilerin boşalttığı bazı ev ve işyerleri bu kapsamda değerlendirildi. Tarla, bağ ve bahçelerin ekilip biçilmesi, bakımı hükümetin öncelikleri arasında yer aldı. Maraş ekonomisi bu şekilde yeniden canlandırıldı. Mübadillerin sayısı, onlara verilen emlakın durumu ve yaşadıkları sorunların neler olduğu önem arz etmektedir. Bu konuda “Tasfiye Talepnameleri” ile Cumhuriyet Arşivi’nde bulunan belgeler döneme ışık tutan birinci derecedeki kaynaklar arasındadır. Bu çalışmada; mübadele yoluyla Türkiye’ye gelen göçmenlerin Maraş’a iskânları ele alınacaktır. Mübadillerin Maraş’ta nerelere iskân edildiği, iaşelerinin ne şekilde sağlandığı, mübadillerin ekonomik hayata kazandırılması için yapılan çalışmalar bu tebliğin diğer başlıklarını oluşturacaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
10

SELVİ, Haluk. "MUSTAFA KEMAL PAŞA’NIN IX. ORDU MÜFETTİŞLİĞİ’NE GÖREVLENDİRİLMESİNDE ERMENİ SORUNU FAKTÖRÜ." In 9. Uluslararası Atatürk Kongresi. Ankara: Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, 2021. http://dx.doi.org/10.51824/978-975-17-4794-5.35.

Full text
Abstract:
Birinci Dünya Savaşı sonunda uluslararası alanda Osmanlı Devleti’ni en çok meşgul eden konulardan birisi de Ermeni Sorunudur. Savaş sırasında İtilaf Devletlerinin yanında yer alan Ermeni komiteleri Mondros Mütarekesi’nden hemen sonra İstanbul’da, Anadolu’da ve Avrupa’da her alandaki çalışmalarını hızlandırmışlar, Doğu Anadolu’da “Büyük Ermenistan” projesini hayata geçirmek için büyük fırsat yakalamışlardı. Paris Konferansı’nda bu isteklerini resmen dile getiren Ermeni Milli Delegasyonu, “Üç Deniz Arasında Büyük Ermenistan” projesinin uygulamaya konulmasını istemiştir. Mütarekeden sonra İstanbul’a dönen Ermeni Patriği Zaven Efendi de basına verdiği demeçlerde, savaş sırasında kendilerine uygulandığını iddia ettikleri soykırımın suçlularının cezalandırılmasını ve doğuda Ermeniler için bir yurt inşasını ifade etmiştir. ABD Başkanı, İngiltere, Fransa ve Yunanistan Başbakanları da eş zamanlı olarak basına verdikleri demeçlerde Ermeniler için Doğu Anadolu’da yeni bir devlet inşa edileceğini bildirdiler. Mondros Mütarekesinden sonra büyük bir uluslararası tehdit karşısında kalan Osmanlı Ordusu, kendisini mütareke hükümleri gereği küçültmek yoluna gitmiş, birçok ordu lağvedilerek komutanların görevlerine son verilerek İstanbul’a gelmeleri sağlanmıştır. Bu komutanlardan bir kısmı İtilaf Devletleri tarafından tutuklanırken diğer bir kısmı İstanbul’da yeni durum karşısında çözüm üretmeye çalışmışlardır. Mustafa Kemal Paşa, Kazım Karabekir Paşa, Ali Fuat Paşa, Rauf Bey, Refet Bey ve eski İttihatçı yöneticiler Osmanlı Devleti için teslimiyetten başka bir yol olması gerektiğini düşünmüşler, özellikle en yakın tehlike olarak gördükleri Ermeni Sorunu için yeni birtakım tedbirler alma yoluna gitmişlerdir. İstanbul ve Doğu şehirlerinde milli teşkilatlanmalar bu tehdide karşı alınan ilk tedbirler olmuştur. Mustafa Kemal Paşa’nın IX. Ordu Müfettişliği görevine getirilmesi ve görev sahasının oldukça geniş tutulması, doğuda ortaya çıkan ve galipler tarafından bir oldu-bittiye getirilme çabasına karşı bir hamledir. Bu tebliğimizde Mustafa Kemal Paşa’nın İstanbul günlerinde (13 Kasım 1918-16 Mayıs 1919) Ermeni Sorunu ile ilgili ulusal ve uluslararası gelişmeler ve onun müfettişlik görevine atanmasında Ermeni faktörü kaynaklar çerçevesinde ele alınacaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles

Reports on the topic "Eden Mills"

1

Sağ, Kadir Şafak. Eğitim Giderleri Açısından Merkezi Yönetim Bütçesi Mevcut Durum ve Politika Önerileri. İLKE İlim Kültür Eğitim Vakfı, April 2021. http://dx.doi.org/10.26414/pn021.

Full text
Abstract:
Konsolide bütçe olarak isimlendirilen Merkezi Yönetim Bütçesi, devlet idarelerine ait giderleri ifade etmektedir. Merkezi Yönetim Bütçesinin son beş yılına baktığımızda giderler, her zaman bir önceki yılın enflasyonunun üzerinde bir artış göstermiştir. Bu durum, bütçeyi elde eden kamu kurum ve kuruluşları için olumlu olsa da devletin bütçe dengesini bozmaktadır. Bakanlıklar, merkezi yönetim ve çeşitli gelirlerle elde ettikleri bütçelerini; personel giderleri, SGK giderleri, mal ve hizmet alım giderleri, cari transferler ve sermaye giderleri gibi kalemlerde kullanmaktadır. Bakanlıkların bütçeleri karşılaştırılırken maaş ve SGK giderleri dışındaki bütçelerini karşılaştırmak daha sağlıklı olacaktır. Bu doğrultuda, Merkezi Yönetim Bütçesinde en büyük payın eğitime ayrıldığını söylemek mümkündür. Ancak bakanlıkların personel sayılarına ve hizmet verdikleri grubun mevcudu göz önünde bulundurulduğunda, Millî Eğitim Bakanlığı, yaklaşık 1.100.000 personel ve 18 milyonun üzerinde öğrenci sayısı ile doğrudan hizmet ettiği nüfus en yüksek bakanlıktır. Eğitime ilişkin bütçeyi değerlendirdiğimizde; Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinin, kamunun bütçesi olan konsolide bütçeye oranla her geçen yıl azaldığı görülmektedir. 2021 bütçesi genel olarak değerlendirildiğinde 2018’den itibaren yoğunlaşan enflasyon baskısı ile salgın krizinin yansımalarının açıkça görüldüğü söylenebilir. Bu çalışmada, Merkezi Yönetim Bütçesi verilerinden hareketle MEB bütçesi incelenmiş ve Türkiye’de eğitimin gelişmesinin önündeki engellerden biri olan eğitim bütçesinin yeniden ele alınması ve eğitimin nitelikli noktalara erişmesi için birtakım somut politika önerileri sunulmuştur.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
We offer discounts on all premium plans for authors whose works are included in thematic literature selections. Contact us to get a unique promo code!

To the bibliography