Academic literature on the topic 'BU-Net'

Create a spot-on reference in APA, MLA, Chicago, Harvard, and other styles

Select a source type:

Consult the lists of relevant articles, books, theses, conference reports, and other scholarly sources on the topic 'BU-Net.'

Next to every source in the list of references, there is an 'Add to bibliography' button. Press on it, and we will generate automatically the bibliographic reference to the chosen work in the citation style you need: APA, MLA, Harvard, Chicago, Vancouver, etc.

You can also download the full text of the academic publication as pdf and read online its abstract whenever available in the metadata.

Journal articles on the topic "BU-Net"

1

Rehman, Mobeen Ur, SeungBin Cho, Jee Hong Kim, and Kil To Chong. "BU-Net: Brain Tumor Segmentation Using Modified U-Net Architecture." Electronics 9, no. 12 (December 21, 2020): 2203. http://dx.doi.org/10.3390/electronics9122203.

Full text
Abstract:
The semantic segmentation of a brain tumor is of paramount importance for its treatment and prevention. Recently, researches have proposed various neural network-based architectures to improve the performance of segmentation of brain tumor sub-regions. Brain tumor segmentation, being a challenging area of research, requires improvement in its performance. This paper proposes a 2D image segmentation method, BU-Net, to contribute to brain tumor segmentation research. Residual extended skip (RES) and wide context (WC) are used along with the customized loss function in the baseline U-Net architecture. The modifications contribute by finding more diverse features, by increasing the valid receptive field. The contextual information is extracted with the aggregating features to get better segmentation performance. The proposed BU-Net was evaluated on the high-grade glioma (HGG) datasets of the BraTS2017 Challenge—the test datasets of the BraTS 2017 and 2018 Challenge datasets. Three major labels to segmented were tumor core (TC), whole tumor (WT), and enhancing core (EC). To compare the performance quantitatively, the dice score was utilized. The proposed BU-Net outperformed the existing state-of-the-art techniques. The high performing BU-Net can have a great contribution to researchers from the field of bioinformatics and medicine.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
2

Fernández-Galán, Rafael, Juan-Antonio Navarro, Fernando Carrillo-Hermosilla, Antonio Antiñolo, Isabel López-Solera, and Elena Villaseñor. "Preparation and Structural Studies of Non-Symmetric Guanidinate-Supported Zirconium Complexes." Australian Journal of Chemistry 67, no. 7 (2014): 1063. http://dx.doi.org/10.1071/ch14181.

Full text
Abstract:
The new lithium guanidinate salt [Li{μ-κ1,κ2,N,N′-(NEt)(N-t-Bu)CNMe2}(THF)]2 (1) was obtained by the reaction of HNMe2 with n-BuLi and further reaction with the asymmetric carbodiimide EtN=C=N-t-Bu. Guanidinate-supported zirconium complexes [Zr{κ2,N,N′-(NEt)(N-t-Bu)CNMe2}(μ-Cl)Cl2]2 (2), [Zr{κ2,N,N′-(NEt)(N-t-Bu)CNMe2}3Cl] (4), [Zr{κ2,N,N′-(NEt)(N-t-Bu)CNMe2}2(η5-C5H5)Cl] (5) and [Zr{κ2,N,N′-(NEt)(N-t-Bu)CNMe2}(η5-C5H5)2Cl] (6) were prepared. Complexes 2, 4, and 6 were synthesized by the metathesis reaction of ZrCl4 or [ZrCl2(η5-C5H5)2] with 1. The previously described complex [Zr{κ2,N,N′-(NEt)(N-t-Bu)CNMe2}2Cl2] (3), which was prepared by the insertion reaction of EtN=C=N-t-Bu into a metal–amido bond of [Zr(NMe2)2Cl2(THF)2], allowed the new complex 5 to be obtained by reaction with NaC5H5. All of the new complexes were characterized spectroscopically and the molecular structures of 1, 4, and 6 were determined by single-crystal X-ray diffraction.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
3

Miao, Qiang, Qiushuang Yan, Jinpeng Qi, Chenqing Fan, Junmin Meng, and Jie Zhang. "Fusion of multi-source wave spectra based on BU-NET." International Journal of Applied Earth Observation and Geoinformation 134 (November 2024): 104195. http://dx.doi.org/10.1016/j.jag.2024.104195.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
4

BİRİNCİ, Nagihan. "Kişisel Net Servet Vergisi ve Uygulanabilirliği: OECD Ülkeleri Kapsamında Bir Değerlendirme." Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 22, no. 2 (June 27, 2022): 713–36. http://dx.doi.org/10.18037/ausbd.1136421.

Full text
Abstract:
Bir gerçek kişinin tüm servet değerinden borçlar düşüldükten sonra bulunan matrah üzerinden hesaplanan kişisel net servet vergisi geçmişten günümüze kadar bazı OECD ülkelerinde uygulama alanı bulmuştur. Ancak sınırlı düzeyde vergi geliri sağlaması, buna karşın idari maliyetlerinin yüksek olması gibi gerekçelerle birçok ülkede yürürlükten kaldırılmıştır. Son zamanlarda ise hem içinde bulunulan Covid-19 salgını nedeniyle toplumsal ihtiyaçların giderilmesine finansman kaynağı sağlama hem de yeniden dağıtım aracı olarak servet eşitsizliklerinin azaltılmasına katkı sağlama gerekçeleriyle yeniden gündeme gelmiştir. Bu çalışmanın amacı, OECD ülkelerindeki kişisel net servet vergisi uygulamalarını ve bu vergiden elde edilen gelirleri incelemek, bu verginin yürürlüğe girmesine ve yürürlükten kaldırılmasına neden olan unsurları araştırarak günümüzde bu verginin uygulanabilirliğini değerlendirmektir. Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler ve vergi kaçaklarını azaltmaya yönelik çalışmalarla net servet vergisini halihazırda uygulayan ülkelerde bu verginin olumsuzlukları olarak nitelendirilen birçok durumun üstesinden gelinebilir. Ancak diğer ülkelerde tüm servet unsurlarının ve kullanımının uygun şekilde vergilendirilebilmesi mevcut vergilerde köklü bir reform gerektirmektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
5

Yapar, İhsan, and Fatih Yücel. "KOSGEB Ar-Ge ve İnovasyon Desteklerinin İmalatçı Firmalar Üzerindeki Etkilerinin Araştırılması: Kayseri İli Örneği." International Journal of Advanced Natural Sciences and Engineering Researches 7, no. 4 (May 4, 2023): 125–35. http://dx.doi.org/10.59287/ijanser.577.

Full text
Abstract:
Teknolojik gelişmeler tüketicilerde yeni talepler oluşturmuş ve bu durum işletmeleri ve ülkeleri yoğun bir rekabet ortamı içerisine sürüklemiştir. Bu zor rekabet ortamında işletmelerin varlıklarını devam ettirmeleri teknolojik seviyelerini sürekli geliştirmeleri ile mümkün olabilmektedir. Teknolojik ilerleme kaydedebilmenin yolu teknolojik bilgi birikimi sahibi olmaktan geçmektedir. Bilgi birikimini gerçekleştirebilmek için ise ar-ge ve inovasyon konularında çalışmalar yapmak bir tercih olmaktan ziyade zorunluluk haline gelmiştir. Bu sebeple ülkeler de çeşitli kamu kuruluşları vasıtasıyla özel sektör işletmelerine ar-ge ve inovasyon çalışmalarında çeşitli destek fonları sağlamaktadır. Ülkemizde ise KOSGEB; ar-ge, inovasyon alanında işletmelerin teknolojik düzeylerinin geliştirilmesi için destekleme görevini üstlenmektedir. Verilen ar-ge inovasyon desteklerinin teknolojik ilerlemeye katkısının değerlendirilmesi etki analizleri ile mümkün olmaktadır. KOSGEB ve hedef kitlesi açısından da destek programlarının etki değerlendirmesi yapılarak gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Bu nedenle bu çalışmada imalat alanında faaliyet gösteren işletmelerin Ar-Ge İnovasyon Destek Programı kapsamında kullandıkları personel gideri desteği ile makine-teçhizat desteklerinin net satış, ihracat ve çalışan sayıları üzerindeki etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla araştırmanın örneklemini oluşturan Kayseri ilindeki 61 işletmeden toplanan verilerle etki değerlendirmesi yapılmıştır. Araştırma sonuçları makine-teçhizat desteğinin net satış, ihracat ve çalışan sayısı üzerinde anlamlı etkisinin olduğunu göstermiştir. Personel gideri desteğinin ise net satışlar, ihracat ve çalışan gün sayısı üzerinde anlamlı etkisi olmadığını ortaya çıkarmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
6

Çelik, Şenol. "Otomobil sahipliğini etkileyen faktörlerin farklı regresyon modelleri ile incelenmesi." Volume 2, Issue 2 2, no. 2 (August 26, 2021): 79–85. http://dx.doi.org/10.47243/jos.2.2.02.

Full text
Abstract:
Bu çalışma, nüfus, tüketici fiyat indeksi (TÜFE), karayolu uzunluğu, GSYİH ve dolar kuru değişkenleri kullanılarak kişi başına otomobil sahipliğini tahmin etmek amacıyla yapılmıştır. Bu amaçla, çalışmada kullanılan veri setine çoklu regresyon analizi uygulanmıştır. Yapılan analizde çoklu bağlantı sorunu olduğu görülmüştür. Bu sorunu gidermek için alternatif regresyon yöntemlerinden Ridge, Lasso ve Elastic-Net regresyon yöntemleri uygulanmıştır. Ridge, Lasso ve Elastic-Net regresyon yöntemleri için belirleme katsayıları sırasıyla 0.953, 0.976 ve 0.952; düzeltilmiş belirleme katsayıları sırasıyla 0.932, 0.972 ve 0.943 bulunmuştur. Aynı yöntemler için hata kareler ortalamaları sırasıyla 6.044, 4.461 ve 4.655 bulunmuştur. Elde edilen bu sonuçlara göre, alternatif modellerinden en küçük hata kareler ortalaması ve en büyük belirleme katsayısına sahip Lasso regresyon yönteminin en uygun yöntem olduğu görülmüştür.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
7

Özcan, İsmail Çağrı. "Sermaye Bütçelemesinde Monte Carlo Simülasyonu Kullanımı: Havalimanı Özelleştirmesi Üzerine Bir Uygulama." Maliye Finans Yazıları, no. 121 (April 15, 2024): 71–87. http://dx.doi.org/10.33203/mfy.1280296.

Full text
Abstract:
Gerek özel, gerekse de kamu teşebbüsleri tarafından kullanılagelen sermaye bütçelemesi yöntemlerinin başarısı, analizlerde kullanılan tahminlerin tutarlı olmasına bağlıdır. Bu çerçevede, son dönemde başta sermaye bütçelemesi olmak üzere finansın değişik alt alanlarında kullanılmaya başlanan Monte Carlo simülasyonu, finansal belirsizlik ortamında başarılı risk değerlendirmeleri yapmaya imkan tanıyan güçlü bir araç olarak öne çıkmaktadır. Bu çalışmada, bir havalimanı özelleştirmesi projesinin net bugünkü değeri, üç farklı senaryo için hesaplanmakta ve 10.000 deneme için beklenen net bugünkü değer dağılımları raporlanmaktadır. Analizlerin sonuçları Monte Carlo simülasyonunun sermaye bütçelemesinde, özellikle projelerin net bugünkü değerinde meydana gelebilecek değişimleri görebilmek açısından önemli bir araç olduğunu göstermektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
8

Oğuz, Özgür. "PLATFORM ÇALIŞANLARININ HAKLARININ KORUNMASI: TÜRK İŞ HUKUKU VE KARŞILAŞTIRMALI HUKUK BAĞLAMINDA BİR DEĞERLENDİRME." İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 16, no. 1 (March 11, 2025): 49–59. https://doi.org/10.21492/inuhfd.1593363.

Full text
Abstract:
Dijital dönüşüm, çalışma hayatını da dönüştürerek yeni çalışma türlerinin ortaya çıkmasına zemin hazırlamaktadır. Platform çalışması da bu yeni çalışma modellerinden biridir ve çalışma yaşamının geleceğinde önemli bir rol oynayacağı öngörülmektedir. Dijital ortamda iletişimin sağlandığı, esnek ve genellikle geçici olan platform çalışmaları, işgücü talebinin ve arzının dijital platformlar aracılığıyla eşleştirilmesi ile gerçekleşmektedir. Dijitalleşmenin etkisiyle turizm gibi sektörler de dijital dünyaya ayak uydurmakta ve istihdam çeşitleri çoğalmaktadır. Online platformlar aracılığıyla yapılan konaklama, ulaşım, yeme içme gibi hizmetler, platform çalışanlarının sayısında artışa neden olmaktadır. Platform çalışmasının yaygınlaşması, platform çalışanlarının iş ve sosyal güvenlik haklarının korunması açısından bazı zorluklara yol açmaktadır. Platform çalışanları bakımından geleneksel iş hukuku çerçevesinde bir sınıflandırılma yapılması güç olduğundan, platform çalışanlarının işçi haklarından yararlanmaları zorlaşmaktadır. Bu çalışmada, platform çalışanlarının iş hukukundaki statülerinin daha net bir şekilde belirlenmesi ve bu sayede haklarının korunması için gerekli çözümler ele alınacaktır. Farklı hukuk sistemlerinde platform çalışanlarının statüsüne ilişkin mevzuatlar ve yargı kararları karşılaştırılarak farklı hukuki yaklaşımlar belirlenecek ve bu sayede platform çalışanlarının haklarının korunması için uygun çözüm önerileri ileri sürülecektir. Bu çalışmanın sonucunda, platform çalışanlarının iş hukukundaki statülerinin daha net bir şekilde belirlenmesine ve bu sayede haklarının korunmasına katkı sağlanması amaçlanmaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
9

İlaslan, Merve Aycan. "Yakınsama Hipotezi: Asya Kaplanları Örneği." Journal of Economic Research Foundation 1, no. 2 (October 1, 2024): 102–15. http://dx.doi.org/10.62844/jerf.12.

Full text
Abstract:
Solow modelinin çıkarımlarından olan yakınsama hipotezi, gelişmişlik düzeyleri farklı olan ekonomilerin zamanla birbirine yaklaşacağını öngörmektedir. Literatürde yakınsama hipotezini test etmek üzere iki tür yakınsama kavramı kullanılmaktadır. Bunlar; sigma (σ) yakınsaması ve beta (β) yakınsamasıdır. Net kişi başına düşen GSYİH verilerinin kullanıldığı bu çalışmada ise sigma yakınsamasının olup olmadığı incelenmiştir. Asya Kaplanları (bir diğer adıyla Asya’nın Dört Küçük Ejderhası), Hong Kong, Güney Kore, Singapur ve Tayvan ekonomilerini ifade etmek için kullanılmaktadır. Yapılan bu çalışmada, 1960 yılından bu yana hızlı bir sanayileşme sürecine girerek [1]yüksek büyüme performansı sergileyen Asya Kaplanları’nın 1990-2020 dönemi net kişi başına düşen GSYİH verileriyle birbirlerine yakınsamaları birinci ve ikinci nesil panel birim kök testi ile incelenmiştir. Elde edilen bulgulara göre seçili dönemde Asya Kaplanları ülke grubu yakınsama süreci göstermemektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
10

KUŞ, Zeki, and Berna KİRAZ. "Retina Damar Segmentasyonunda Sinir Mimarisi Arama için Farklı Kodlama Yöntemlerinin Karşılaştırılması." International Journal of Advances in Engineering and Pure Sciences 35, no. 4 (November 10, 2023): 447–59. http://dx.doi.org/10.7240/jeps.1335157.

Full text
Abstract:
Retinal kan damar segmentasyonu diyabetik retinopati ve yaşa bağlı makula dejenerasyonu gibi göz hastalıklarının tespiti ve incelemesi açısından kritik bir görevdir. U-şekilli derin sinir ağlarının bu görev için başarılı sonuçlar verdiği bilinmektedir; fakat bu ağların optimize edilmesi gereken bir çok hiper-parametresi bulunmaktadır. Bu ağların otomatik bir şekilde optimizasyonu ve aranması için birçok sinir mimarisi arama (SMA) çalışması gerçekleştirilmiştir. SMA çalışmaları incelendiğinde seçilen kodlama şemalarının üretilen ağların karmaşıklığını ve performansını doğrudan etkilediği görülmüştür. Bu çalışmada, retinal kan damar segmentasyonu için sunduğumuz iki SMA çalışmasında (UNAS-Net ve MedUNAS) önerilen kodlama şemalarının performansları herkese açık olarak yayınlanan iki farklı retinal kan damar segmentasyonu veri kümesi üzerinde karşılaştırılmıştır. Elde edilen sonuçlara bakıldığında, önerilen her iki yöntemin temel alınan U-Net'ten 25 kata kadar daha az parametre ile tüm ölçütler açısından daha iyi performans gösterdiği görülmüştür. Ayrıca, UNAS-Net ve MedUNAS'ın SMA çalışmaları arasında en az parametre ile yüksek rekabetçi sonuçlar elde edebildiği gösterilmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
More sources

Dissertations / Theses on the topic "BU-Net"

1

Essamlali, Abdelhadi. "Reconstruction 3D des voies biliaires pour l’amélioration de la CholangioPancréatographie Rétrograde par voie Endoscopique (CPRE)." Electronic Thesis or Diss., Compiègne, 2024. http://www.theses.fr/2024COMP2841.

Full text
Abstract:
Cette thèse aborde la problématique de l'amélioration de la CholangioPancréatographie Rétrograde par voie Endoscopique (CPRE), en proposant une méthode avancée de segmentation et de reconstruction 3D des voies biliaires. Les techniques actuelles de la CPRE présentent des limites importantes, notamment en raison de la difficulté de la visualisation des voies biliaires à partir des images 2D, ce qui peut entraîner des erreurs de planification et des complications durant les interventions. La reconstruction 3D des voies biliaires, à partir des images de cholangio-IRM, apparaît comme une solution prometteuse pour surmonter ces difficultés. La thèse propose une nouvelle approche de segmentation automatique BDU-Net, à base du réseau U-Net, spécifiquement adaptée aux caractéristiques des images de cholangio-IRM. Les performances du BDU-Net ont été comparées avec celles de réseaux de segmentation de références, tels que V-Net et U-Net++, en utilisant des métriques quantitatives comme le score de Dice et la distance de Hausdorff, ainsi qu'une évaluation qualitative réalisée par des experts. Les résultats montrent une amélioration de la précision des reconstructions 3D grâce à BDU-Net. Cette thèse explore également l'impact des différentes méthodes de prétraitement des images de cholangio-IRM, incluant l'utilisation du recadrage dynamique, pour améliorer la qualité de segmentation. Ce prétraitement permet de mieux visualiser les structures biliaires, et d'améliorer la reconstruction 3D des voies biliaires, particulièrement dans les cas complexes. En plus des contributions en segmentation, cette thèse propose un plugin, nommé CPRE Pro, développé pour la plateforme 3DSlicer. Cet outil permet d'intégrer les reconstructions 3D dans le workflow clinique, facilitant la planification de la CPRE. Grâce à une interface intuitive, les cliniciens peuvent interagir avec les images de cholangio-IRM, effectuer des segmentations automatiques et visualiser l'anatomie biliaire en 3D
This thesis addresses the challenge of improving Endoscopic Retrograde Cholangiopancreatography (ERCP) by proposing an advanced method for 3D reconstruction of bile ducts. Current ERCP techniques face significant limitations, mainly due to the difficulty of visualizing bile ducts using 2D images, which can lead to planning errors and complications during interventions. The use of 3D reconstruction of bile ducts from MR cholangiography (MRCP) images presents a promising solution to overcome these challenges. The thesis introduces a novel approach for automatic segmentation called BDU-Net, based on the U-Net architecture and specifically tailored to MRCP images. The performance of BDU-Net was compared with other reference segmentation models, such as V-Net and U-Net++, using quantitative metrics like the Dice score and Hausdorff distance, as well as a qualitative assessment by experts. The results show a significant improvement in the accuracy of 3D reconstructions with BDU-Net. Additionally, the thesis explores the impact of various preprocessing methods for MRCP images, including dynamic cropping, to enhance the segmentation quality. This preprocessing step improves the visualization of bile duct structures and enhances 3D reconstruction, especially in complex cases. Beyond segmentation contributions, the thesis also presents a plugin called CPRE Pro, developed for the 3DSlicer platform. This tool integrates 3D reconstructions into the clinical workflow, facilitating ERCP planning. With an intuitive interface, clinicians can interact with MRCP images, perform automatic segmentations, and visualize bile duct anatomy in 3D, thus improving clinical decision-making and intervention planning
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles

Book chapters on the topic "BU-Net"

1

Ezin, Yasemin. "BIST Otomotiv İşletmelerinin Karlılığını Etkileyen Unsurların Du Pont Analizi ile Ölçümlenmesi." In Para ve Sermaye Piyasalarında Teorik ve Ampirik Çalışmalar. Özgür Yayınları, 2023. http://dx.doi.org/10.58830/ozgur.pub41.c56.

Full text
Abstract:
Otomotiv sektörü birçok sektör ile ilişkili olup, ülke ekonomisi ve istihdam yaratma açısından önemli bir sektördür. Bu nedenle sektörde faaliyet gösteren işletmelerin karlılıklarının analizi özellikle hem işletme sahip ve yöneticileri hem de yatırımcılar açısından dikkatle incelenmektedir. Karlılık analizlerinde literatürde tercih edilen yöntemlerinden biri Du Pont analizidir. Bu yöntemde işletmelerin aktif karlılık ve öz sermaye karlılık oranları hesaplanırken, net kâr marjı, aktif devir hızı ve öz sermaye çarpanlarının karlılık oranları üzerindeki etkisi de ortaya konmaktadır. Bu çalışmada BIST’ te işlem gören 8 otomotiv işletmesinin 2018-2020 yıllarını kapsayan döneme ait finansal veriler değerlendirmeye alınmıştır. Oran analizlerinden yararlanılarak ROA ve ROE hesaplamaları Du Pont analizi ile incelenmiştir. Bu doğrultuda net kâr marjı, aktif devir hızı, aktif karlılığı, öz sermaye çarpanı ve öz sermaye karlılık oranları değerlendirilmiştir. Çalışma sonucunda en düşük öz sermaye karlılık (ROE) oranına sahip işletmelerin net kar marjlarının düşük olduğu tespit edilmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
2

Gökoğlan, Kadir, Abdulkadir Bilen, and Serkan Güngör. "Bağımsız Denetimde Adli Muhasebenin Rolü." In Denetimde Yeni Trendler: Teori ve Uygulamalar 2. Özgür Yayınları, 2023. http://dx.doi.org/10.58830/ozgur.pub88.c344.

Full text
Abstract:
Günümüzün gelişmiş ticari ve ekonomik sahalarında işletmelerin finansal durumlarını güçlendirmek amacıyla çeşitli finansal hilelere ve gizli politikalara başvurdukları bilinen bir gerçektir. İşletmeler bu gizli politikalar ve finansal hilelerle sahip oldukları yükümlülükleri azaltmayı ya da onlardan tamamen kurtulmayı da amaçlamaktadır. Bu amaçlar gerçekleştiğinde işletmelerin finansal verilerinde ortaya çıkan yanlışlıklar ülke ekonomisi ile ilgili verileri de olumsuz etkileyerek gerek mikro gerekse makroekonomik anlamda kamuya sunulan bilgilerin hatalı çıkmasına neden olmaktadır. İşte bu sebeplerden dolayı bağımsız kuruluşlar tarafından işletmelerin mali denetimi yapılmakta, ilgili kanun, mevzuat, yönetmelik ve standartlara uygunluğu belirlenmekte ve işletmelerin finansal durumlarını doğru ve net bir şekilde kamuyla paylaşması sağlanmaya çalışılmaktadır. Denetim süreci sırasında ortaya hukuksal sonuç çıkarabilecek olumsuz durumların daha net anlaşılabilmesi için hem muhasebe hem de hukuk alanında özel ihtisas sahibi kişilere ihtiyaç duyulmaktadır. Adli muhasebe ve adli muhasebeci kavramları da bu aşamada devreye girmektedir. Bu çalışmada adli muhasebe, adli muhasebeci, bağımsız denetim ve bağımsız denetim gerçekleştirilirken adli muhasebe alanından ne şekilde yararlanıldığı gibi konular açıklanmaya çalışılacaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
3

Doğan, Muzaffer Berna. "Adli Hemşirelik." In Adli Bilimler. İstanbul Üniversitesi–Cerrahpaşa Üniversite Yayınevi, 2024. http://dx.doi.org/10.5152/0625.

Full text
Abstract:
Adli hemşirelik medikolegal içeriğe sahip sağlık bakım sorunlarının değerlendirilmesi ve hemşirelik mesleğinin bilgi ve deneyimlerinin adaletin hizmetine sunulmasını sağlamaktadır. Adli bilimler ve hemşirelik bilimindeki gelişmeler dünya çapında adli konular ile ilgili uygulamalarda adli hemşirenin rolüne dikkati çekmiştir. Ancak, Türkiye’de adli hemşirelik alanı resmi olarak tanınmamış ve bu alanda uzmanlaşmış hemşirelerin yetki ve sorumlulukları net olarak belirlenmemiştir. ABD, Kanada gibi ülkelerde adli hemşirelik resmî kurumlar tarafından kabul edilmiş ve adli bilimler alanında önemli bir yer edinmiştir. Ancak, Türkiye’de adli hemşirelik alanının meşru hale gelmesi için adli bilimler ve hemşirelik alanında gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Bu düzenlemeler, adli hemşireliğin temel eğitiminden, meslek içi eğitimine, yüksek lisans ve doktora programlarına kadar uzanan bir yelpazede olmalıdır. Türkiye’de adli hemşirelik alanının gelişimi için, hemşirelik temel eğitimi içinde adli hemşireliğin temel konularının yer alması ve bu alanda uzmanlaşmış hemşirelerin yetiştirilmesi önemlidir. Ayrıca, sağlık ve adalet sistemi içinde adli hemşirelerin görev, yetki ve sorumluluklarının net olarak tanımlanması ve aktif olarak uygulamalarda yer almaları gerekmektedir. Bu bakımdan bu kitap bölümü adli hemşireliğin bir uzmanlık alanı olarak kabul edildiği, ilk çıkış ve gelişim gösterdiği Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) adli hemşireliğin tarihsel süreçteki yapılanmasına, uygulamalara ve adli hemşireliği ilgilendiren diğer konulardan bahsetmeye odaklanmıştır. Bu sayede adli hemşireliğin temelde ne olduğu açık bir şekilde sunulmuştur.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
4

Birpınar, Mehmet Emin, and Tuğba Dinçbaş. "Net Sıfır Emisyon Hedefi Doğrultusunda Milli Teknoloji Hamlesi." In Millî Teknoloji Hamlesi: Toplumsal Yansımaları ve Türkiye’nin Geleceği, 451–68. Türkiye Bilimler Akademisi Yayınları, 2022. http://dx.doi.org/10.53478/tuba.978-625-8352-16-0.ch21.

Full text
Abstract:
İklim değişikliği krizini hem sera gazı emisyonlarının azaltımı hem de iklim değişikliğine uyum bağlamında yönetebilmek adına teknoloji temel araçların başında sıralanmaktadır. İklim değişikliği literatürü iklim değişikliğinin getirdiği ve gerektirdiği dönüşümde başta enerji sektörü dönüşümü olmak üzere teknolojik gelişmelerin önemini daha da belirginleştirmiştir. Diğer taraftan içinde ülkemizin de bulunduğu birçok ülke tarafından açıklanan net sıfır emisyon hedefleri doğrultusunda; gerekli emisyon azaltımına ulaşabilmek için mevcut temiz teknolojilerin yaygınlaşmasını sağlamak, yeni teknolojileri piyasaya sunmak ve gelişmekte olan ülkeleri bu konuda teknik ve finansal açıdan desteklemek gerekmektedir. Bu teknolojilerin yaygınlaşmasını geciktirmek, iklim krizine rağmen ekonomilerin karbon yoğun büyümeye devam etmesine ve küresel emisyon azaltım hedefine ulaşmanın zorlaşmasına neden olacaktır. Türkiye’nin Paris Anlaşmasına taraf olması ve net sıfır emisyon hedefini açıklamasını müteakip temiz teknoloji alanında Ar-Ge ve yatırım faaliyetlerine hız verilmesi hem ekonomik açıdan hem de çevresel öncelikler açısından elzem bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Kriz dönemleri aynı zamanda fırsat dönemleridir. Son zamanlarda kriz olarak tanımlanan iklim değişikliği sadece temiz teknolojilerin gelişmesi için değil üretim ve tüketim süreçlerinin radikal bir şekilde değişmesi için de kritiktir. Bu bağlamda iklim krizine ilişkin riskler ve fırsatlar bütünsel olarak ele alınmalı ve süreç etkin, kapsayıcı politikalarla kazan-kazan yaklaşımına dönüştürülmelidir. Ülkemizin yeşil dönüşümün getirdiği süreçten mümkün olduğunca az etkilenmesi ve süreci ekonomimiz adına fırsata çevirmesi adına düşük karbonlu teknolojilere yönelik mevcut politikaların çok ötesine geçilmesi gerekmektedir. Söz konusu teknolojiler tüm alt başlıklarda ve tüm teknoloji döngüsü boyunca desteklenmeli, bunun için finansı da kapsayan etkin mekanizmalar kurulmalı ve faaliyetler somut göstergelerle takip edilmelidir. Bu kapsamda ilk yapılması gereken 2053 net sıfır emisyon vizyonu çerçevesinde yaşanacak dönüşümü dikkate alan bir teknoloji yol haritası belirlemektedir. Diğer taraftan teknolojiye ilişkin ulusal ve uluslararası işbirliğini geliştirmek şarttır. Özel sektörün Ar-Ge çalışmalarına katılımını artırmak, bu alanlarda kamu-üniversite-özel sektör işbirliğini geliştirmek gereklidir. Son olarak gerekli teknoloji çalışmaları için uluslararası finansmanın daha güçlü bir şekilde harekete geçirilmesi büyük önem arz etmektedir. İklim değişikliği sorununa çözüm olarak beliren yeşil dönüşüm sürecinde Türkiye teknoloji kapsamında önemli gelişmeler kaydetmiş olup sürece daha etkili cevap verebilmesi adına tüm kurumlarıyla dönüşümün gerektirdiği stratejileri ve politikaları belirlemesi gerekmektedir. Söz konusu teknolojilerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması sadece iklim değişikliği ile mücadeleye değil ülkemizin teknoloji bağlamında üretim ve tüketim süreçlerinde ilerleme kaydetmesine de olanak sağlayacaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
5

Onan, Gaye. "Sahtekarlık Fenomeni." In Örgutsel Davranış Kavramlar ve Araştırmalar-I. Özgür Yayınları, 2023. http://dx.doi.org/10.58830/ozgur.pub79.c135.

Full text
Abstract:
Pozitif psikolojinin etkisi altında örgütsel psikoloji alanında gerçekleştirilen çalışmalar çoğunlukla çalışanların “iyi ve olumlu” tarafları üzerine odaklanmıştır. Bununla birlikte iş yerinde çalışan davranışlarının “karanlık” tarafına ve bunun sonuçlarına da artan bir ilgi söz konusudur (Vergauwe vd., 2015, s. 566). Bu karanlık taraflardan biri olan sahtekârlık sendromu ya da sahtekârlık fenomeni kavramı çalışma hayatında son yıllarda telaffuz edilmeye başlanan bir kavramdır. Çalışma hayatı ve iş ile ilgili olumsuz sonuçları nedeni ile giderek daha fazla üzerinde durulmaya başlanan bir olgu haline gelmektedir. Sahtekârlık olgusu başarılarından gurur duymak yerine yoğun entelektüel sahtekârlık duyguları yaşayan bireylerle ilgili olduğu için çalışma hayatında özellikle ilgi çekicidir. Olumsuz etkileri sebebi ile çalışanların yaşadığı sahtekârlık fenomeni kavramını, nedenlerini ve sonuçlarını net bir şekilde ortaya koymak örgütsel davranış yazını açısından önem arz etmektedir. Bütün bunlardan yola çıkarak bu bölüm sahtekârlık fenomeni olgusunu teorik açıdan ele alarak kavramın daha net anlaşılmasını hedeflemektedir. Buradan hareketle kitabın bu bölümünde öncelikle sahtekârlık fenomeni kavramının tanımı yapılarak sahtekârlık fenomeninin özelliklerinden bahsedilmiştir. Daha sonra bu fenomenin nedenleri açıklanmıştır. Bir sonraki kısımda sahtekârlık fenomeninin birey ile çalışan ve örgüt ile ilgili sonuçları ele alınmıştır. Son kısım ise sahtekârlık fenomeni ile başa çıkmak ve etkisini azaltmak için uygulanması gereken stratejileri açıklamaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
6

Aksu, Talat. "Eksternal Radyoterapideki Doz Hesaplama Algoritmaları." In Radyasyon Fiziği ve Sağlık Etkileri II. Özgür Yayınları, 2024. http://dx.doi.org/10.58830/ozgur.pub464.c1967.

Full text
Abstract:
Radyoterapi (RT), bilgisayar ve yapay zekadaki teknolojik gelişmelere bağlı olarak sürekli olarak gelişen bir tedavi tekniğidir. Bu teknolojik gelişmeler sayesinde RT tedavi planlamalarında metodolojik ve pratik açılardan sürekli iyileştirmeler yapılmaktadır. Son yıllardaki en büyük gelişmeler doz hesaplama algoritmalarında yapılmıştır. RT'deki algoritmaların gelişmesiyle beraber yapılan tedavi planları gerçek doza daha çok yaklaşarak klinik sonuçlar ile daha uyumlu hale gelmiştir. Bu çalışmanın amacı, RT kliniklerinde kullanılan başlıca doz hesaplama algoritmalarını incelemektir. Ayrıca, algoritmaların doz hesaplamalarında kullandıkları prensipleri özetleyip, güçlü ve zayıf yönlerini inceleyerek birbirleriyle karşılaştırmaktır. Bu konu hakkında net ve açık bir bakış sunulacaktır; bu da sağlık fizikçilerinin işlerini daha etkili ve verimli olarak yerine getirmelerine yardımcı olup, nihayetinde hasta sonuçlarını artıracak ve radyasyon tedavisi yönetiminin genel kalitesi iyileştirecektir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
7

ŞEN, Ozan. "Bariatrik Cerrahi Hastasının Endoskopik Değerlendirilmesi." In Bariatrik ve Metabolik Cerrahi Genel Prensipler ve Yenilikler II. İstanbul Üniversitesi–Cerrahpaşa Üniversite Yayınevi, 2024. http://dx.doi.org/10.5152/8508.

Full text
Abstract:
Bariatrik cerrahi planlanan hastalarda preoperatif değerlendirmede ve postoperatif takipte özofago-gastro-duodenoskopi (ÖGD)’nin rutin kullanımı, özellikle de asemptomatik hastalarda yakın zamana kadar tartışmalıydı. Uluslararası Obezite Cerrahisi Federasyonu (IFSO) bu konuda bir konsensüs raporu yayınladı. Bu rapor doğrultusunda IFSO, bariatrik cerrahi öncesinde semptomatik hastalar dışında asemptomatik hastalarda da %25 oranında anormal bulgu saptanabileceği ve bu bulgular tedavi planını değiştirebileceği için preoperatif ÖGD uygulanmasını tavsiye etti. Bazı bariatrik ameliyatlar ameliyat sonrası gastroözofageal reflü, Barrett özofagus ve safra reflüsü gelişimine yol açabilmektedir. Bazı kesimler bu durumun net bir kanıt olmasa da ileride gastrointestinal malignite gelişimi açısından bir risk artışı oluşturabileceği noktasında endişe duymaktadır. Bu doğrultuda IFSO yayınladığı raporda ‘’Omega ans gastrik bypass ve sleeve gastrektomi sonrasında asemptomatik hastalarda da ilk yıl ve sonrasında 2-3 yıl arayla ÖGD uygulanmalıdır’’ şeklinde görüş belirtti. Kısa bir süre sonra Amerikan Bariatrik ve Metabolik Cerrahi Derneği (ASMBS) de bu konuda benzer bir rapor yayınladı.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
8

Bayraktar, Alparslan. "Enerjide Milli Teknoloji Hamlesi." In Millî Teknoloji Hamlesi: Toplumsal Yansımaları ve Türkiye’nin Geleceği, 399–420. Türkiye Bilimler Akademisi Yayınları, 2022. http://dx.doi.org/10.53478/tuba.978-625-8352-16-0.ch19.

Full text
Abstract:
Türkiye’nin enerji politikaları en genel anlamda artan enerji ihtiyacının düşük maliyetle, kesintisiz bir şekilde karşılanabilmesini ve çevreye duyarlı enerji sistemlerinin geliştirilmesini temel almaktadır. Türkiye kalkınmakta olan bir ülke olarak artan enerji ihtiyacını karşılamak için enerji sektörünü tarihsel süreç içerisinde geliştirmiştir. Enerji sektörünün bu dönüşümünü farklı dönemlerde farklı kaygılar tetiklemiştir. 1980’li ve 1990’lı yıllarda doğal gazın kullanımının arttırılmasına, artan enerji talebini karşılayabilmek için özel sektörün yatırım yapabileceği yasal ve düzenleyici çerçevenin oluşturulmasına, devlet kuruluşlarının yapılandırılmasına ve altyapı yatırımlarının arttırılmasına yönelik çalışmalar yapılmıştır. 2000’li yıllarda ise enerji piyasalarının oluşturulması, enerji güvenliğinin artırılması ve ithalat bağımlılığının azaltılması için yenilenebilir kaynakların kullanımının arttırılması, enerji verimliliğinin sağlanması, nükleer enerjinin kullanımı temel politikalar olarak öne çıkmıştır. Türkiye artan enerji ihtiyacını kesintisiz ve güvenli bir şekilde karşılamayı amaçlarken, net enerji ithalatçısı olması nedeniyle enerji maliyetlerini de dikkate almakta ve temiz enerji dönüşümünü kendine özgü enerji dinamiklerini göz önünde bulundurarak yürütmektedir. Temiz ve yerli kaynakların kullanımının yaygınlaştırılması yoluyla maliyetlerin ve emisyonların düşürülmesi, nükleer enerjiden elektrik üretimine geçilmesi yoluyla karbon yoğunluğunu mümkün olan en düşük seviyeye indirilmesine katkı ve enerji verimliliği uygulamaları ile enerji tasarrufunun arttırılması hedeflenmektedir. Türkiye’nin enerji dönüşümü 2021 yılında Paris Anlaşması’nın onaylanması ve 2053 yılına kadar net sıfır emisyon hedefinin açıklanması ile yeni bir döneme girmiştir. Önümüzdeki dönemde Türkiye sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ve net sıfır emisyon hedefine ulaşmak için temiz kaynakların kullanımının arttırılmasına yönelik çalışmalarına devam edecek ve temiz teknolojilerin de sistemlere entegrasyonunu teşvik edecektir. Bu bağlamda Türkiye enerji sektöründe yeni bir kaynak olarak hidrojenin katılımını; sektörün dijitalizasyonunu ve karbon yoğunluğunu mümkün olan en düşük seviyeye indirmesini hedeflemektedir. Enerji sistemini keşif, üretim, iletim, dağıtım, piyasalaştırma ve tüketim olarak tanımladığımızda değer zincirinin tamamında gerekli olan teknolojilerin yerlileştirilmesi önem arz etmektedir. Net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda şekillenen yeni dönem, teknolojik gelişim odaklı ilerlemektedir. Bu doğrultuda sürecin sunduğu en büyük fırsat topyekûn gerçekleştirilecek teknoloji geliştirme hamlesi ile dekarbonizasyon teknolojileri ihraç eden bir ülke konumuna gelmektir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
9

Erarslan Turhan, Aydan. "Grafik Tasarımda İfade Biçimi Olarak Noktanın Evrimi." In Grafik Tasarım Üzerine Güncel Okumalar. Özgür Yayınları, 2023. http://dx.doi.org/10.58830/ozgur.pub345.c1505.

Full text
Abstract:
Grafik tasarım, temel elementlerin; noktaların, çizgilerin ve geometrik şekillerin kullanımı üzerine inşa edilmiştir. Bu çalışma, bu basit yapı taşlarının nasıl güçlü iletişim araçlarına dönüştüğünü ve tasarımın en karmaşık formlarının temelinde yatan evrensel dilin nasıl şekillendirildiğini ele almaktadır. Her bir element, mesajın sadeliği ve anlam derinliği arasında dengeler kurarak, tasarımcının vizyonunu somutlaştırmada kritik bir role sahiptir. Nokta, bir yaratımın başlangıç noktası olarak, potansiyelinin ötesinde bir anlam taşıyabilir; çizgi, farklı düşünce ve konseptleri birleştirirken; geometrik şekiller, formun ve işlevin evrenselliği içinde duyguları ve ideolojileri ifade eder. Çalışma, tasarımcıların yaratıcılık ve kültürel duyarlılık ile basit unsurları nasıl anlamlı ve etkileyici tasarımlara dönüştürebileceğini gösterirken, grafik tasarımın bu evrensel ve esnek dilinin farklı kültürler ve sosyal yapılar arasında iletişim köprüleri kurma potansiyelini de hatırlatmaktadır. Minimalizmin gücünün altı çizilirken, basitleştirilmiş tasarım elemanlarının, izleyici ile net ve duygusal bir bağ kurma yeteneği, örneklerle açıklanmıştır. Bu elemanlar, kültürel semboller olarak tarihi kayıtlar tutmak, duygusal deneyimler sağlamak ve toplumsal ideolojileri yansıtmak için kullanılmıştır. Günümüzde ise bu basit tasarım unsurları, marka kimliklerinden sosyal kampanyalara kadar geniş bir yelpazede kullanılmaktadır. Bu çalışma, Sister Circle gibi sosyal etkinliklerden Toblerone’un marka yeniden pozisyonlandırmasına kadar çeşitli vakalar üzerinden bu unsurların gücünü örneklerle sergilemektedir. Son olarak, tasarımcılara düşen sorumluluklar, bu unsurları kullanırken karşılaşılabilecek zorluklar ve eleştirilere de değinilmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
10

Güngör, Berkan. "Makyavelist Liderlik: Güç, Korku ve Manipülasyon." In Liderlik Dinamikleri Üzerine Araştırmalar II. Özgür Yayınları, 2024. https://doi.org/10.58830/ozgur.pub551.c2248.

Full text
Abstract:
Bu bölümde, liderlik literatüründe oldukça tartışmalı bir yer edinen Makyavelist liderlik yaklaşımı ele alınacaktır. Bu çalışmanın amacı, Makyavelist liderlik kavramını hem teorik hem de pratik bağlamda derinlemesine incelemek, bu liderlik yaklaşımının modern dönemde nasıl yer bulduğunu anlamak ve literatürdeki mevcut saha çalışmalarını değerlendirerek Makyavelist liderliğin etkilerini ortaya koymaktır. Temel olarak pragmatizm, güce dayalı kontrol ve manipülasyon içeren bir liderlik tarzı olan Makyavelizm kısaca “amaca giden yolda her şey mubahtır” sözü ile özetlenebilir. Bu bölümde, Makyavelist Liderlik anlayışının tarihsel kökenleri, Niccolò Machiavelli’nin “Prens” adlı eserine dayandırılarak açıklanacaktır. Akabinde Makyavelist Düşüncenin gelişim sürecinden bahsedilecektir. Daha sonra Makyavelizm’in daha iyi anlaşılabilmesi için bu yaklaşımın alt boyutları derinlemesine açıklanacaktır. Makyavelizm’in tarihsel süreci ve kavramsal anlamı açıklandıktan sonra ise bu kavramın Liderlik ile olan ilişkisi, Makyavelist kişilik özellikleri ve liderlik teorileri ile birlikte açıklanmaya çalışılacaktır. Tüm bunların ardından literatürde Makyavelist Liderlik olgusunun etkileri veya diğer olgular ile ilişkilerini inceleyen saha çalışmalarının bir taraması yapılacak ve bu çalışmaların bulguları analiz edilecektir. Sonuç kısmında ise Makyavelist Liderlik kavramı hakkında net bir açıklama yapılması ve gelecekteki liderlik teorileri ve uygulamaları üzerindeki potansiyel etkilerinin değerlendirilmesi hedeflenmektedir. Makyavelist liderliğin güçlü ve zayıf yönleri üzerinde durularak, liderlik dinamiklerine farklı bir perspektiften katkı sunmak amaçlanmaktadır. Bu çalışmanın, Makyavelist liderliğin giderek karmaşıklaşan modern dünyada nasıl bir rol oynadığını ve bu liderlik tarzının örgütsel yapılar, çalışan psikolojisi ve etik değerler üzerindeki etkilerini anlamak açısından büyük önem taşıyacağı düşünülmektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles

Conference papers on the topic "BU-Net"

1

AVCI, Orhan. "Atatürk’ün Perspektifinden İzmir İktisat Kongresi." In 10. Uluslararası Atatürk Kongresi, 1937–79. Ankara: Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, 2024. http://dx.doi.org/10.51824/978-975-17-6044-9.02.

Full text
Abstract:
20 Kasım 1922 ile 4 Şubat 1923 tarihleri arasında devam etmiş olan Lozan barış görüşmelerinin kesintiye uğradığı bir dönemde 17 Şubat-4 Mart 1923 tarihleri arasında İzmir'de gerçekleşmiş olan iktisat kongresi, Türkiye'nin ekonomi tarihinin kilometre taşlarından biri olarak kabul edilir. Türk iktisat tarihinde çok önemli ve belirleyici bir başlangıç olarak görülen İzmir İktisat Kongresinin bu tarihlerde toplanmasının da bir anlamı vardır. 15 Mayıs 1919 ile 9 Eylül 1922 arasında işgal altında kalmış İzmir'de, konusu iktisat olan bir kongrenin düzenlenmesi dikkat çekicidir. Askerî zaferle kurtarılmış bu şehirde iktisat kongresi düzenlemek, zaferi hatırlatmak noktasında da önemlidir. Aslında kongrenin adı "iktisat" başlığını içeriyorsa da yapısal olarak o günkü ülke şartlarında ekonomiye yönelik konuşmalar ve kararlar alınmış olsa da toplantının zaman ve mekân seçiminin, uluslararası siyaset açısından verdiği güçlü mesajları vardı. Lozan görüşmelerinin kesintiye uğramasına neden olan iktisadî konuların varlığı, İzmir İktisat Kongresi'nin Mustafa Kemal Atatürk açısından ne denli öneme sahip olduğunu gösteriyor. Barış görüşmelerinin kesilmesine neden olan, başta Osmanlı döneminde Avrupalılara verilmiş olan kapitülasyonların kabul edilmeyeceği mesajının net şekilde ortaya konulduğu kongre, aynı zamanda Anadolu insanının kendi ayakları üzerinde; ama çağdaş bir ekonomik yapının şartları ile gelişme azmini de dünyaya ilan ediyordu. Yabancı sermayeye karşı olunmayacağının belirtilmesi de Türkiye'nin Avrupa ile ekonomik münasebetlerinin kesilmeyeceğinin mesajı olarak değerlendirilebilir. Tabii burada dikkat çeken, Avrupalılarla bu ekonomik ilişkinin kapitülasyonlarla değil modern bir anlayışla yapılacağının hissettirilmesi idi. Yani kapitülasyonlar nedeniyle gümrüklerine hâkim olamayan bir ülke olarak yaşayamayacağını Türkiye baştan beri söylemekteydi. Ama yine de yabancı sermaye hususunun dile getirilmesi Türkiye'nin ilerleyen zamanlarda ekonomik gelişiminde Avrupa'yı göz ardı etmeceğinin de bir ifadesi idi. Bu noktalardan bakıldığında İzmir'de toplanan iktisat kongresinde Türkiye'nin ekonomik hürriyet elde edebilmek amacıyla Lozan görüşmelerinde nelerden vazgeçmeyeceği ortaya konulurken yine de Lozan Antlaşması'na imza koyacak devletlerin tamamen ekonomik hayatın dışında kalmayacakları da hatırlatılıyordu. Kapitülasyonların kaldırılması karşılığında 1929'a kadar mevcut gümrük uygulamalarının devamının kabul edilmesi bu uzlaşının bir örneği olarak görülebilir. Bu açıklamalar neticesinde 10. Uluslararası Atatürk Kongresi için hazırlanacak bu bildiride 1923 İzmir İktisat Kongresi'nin bu tarihte düzenlenmesinin yukarıda açıklanmaya çalışılan hususlar açısından ifade ettiği anlam üzerinde durulacaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
2

KESER, Mümtaz Ulvi. "Cumhuriyet Tarihinin Bilinmeyen Bir Organizasyonu; Kipig ve Kıbrıs." In 10. Uluslararası Atatürk Kongresi, 2577–618. Ankara: Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, 2024. http://dx.doi.org/10.51824/978-975-17-6044-9.33.

Full text
Abstract:
21 Aralık 1963 tarihinde başlayan ve Kıbrıs Türk tarihine Kanlı Noel olarak geçen sürecin hemen ardından Türkiye Cumhuriyeti devletinin Kıbrıs’ta yaşayan Kıbrıslı Türklere yönelik her türlü insani yardım faaliyetleri de derhal başlar. Bu süreçte bir yandan yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalmış insanlar için çadır kentler ve prefabrik evler yapılmaya çalışılırken bir yandan da her türlü gıda, giyim malzemesi ve sağlık malzemesi de adaya sevk edilmeye başlanır. Bu dönemde Türkiye Cumhuriyeti devleti dünya kamuoyuna da yaşananları net ve doğru anlatabilmek için arayışlar içindedir. Bir yandan Rumların ve Yunanistan’ın bilgi kirliliği ve kara propagandasına karşı mücadele edilirken öte yandan etkin, hızlı, sağlıklı ve yaraları saracak türden tedbirler alınmakta ve uygulamaya konulmaktadır. 1963-1974 döneminde yürütülen bu faaliyetlerin merkezinde ise Kıbrıs İşleri Planlama ve İcra Grubu (KİPİG) adı verilen ve devletin farklı kurum ve kuruluşlarının tek çatı altında toplanmasıyla oluşturulan bir organizasyon vardır. KİPİG 1963-1974 sürecinde Kıbrıs’ta sahra hastanelerinin devreye girmesi, kan bankası açılması, adaya dönemler halinde Türkiye’deki hastanelerden sağlık personeli nakledilmesi, yurt içinde Kıbrıs’a gönderilmesi planlanan her çeşit yardım malzemesinin temini, korunması, saklanması, nakledilmesi faaliyetleri, her türlü lojistik yardım faaliyetlerinin aksaksız adaya sevki, Kıbrıs’a gizli silah nakli için bir deniz motoru ve sonra da bir ikmal uçağı satın alınması, telsiz verici imalatı, Kıbrıslı Türklerin posta haberleşmesinin sağlanması, adada başta Bayrak Radyosu olmak üzere Gazi Baf, Larnaka Doğanın Sesi, Limasol’un Sesi, Lefke Sancak ve Mağusa Canbulat Sancak Radyosu yanında Anamur’da Kıbrıs’ın Sesi Radyosu’nun devreye girmesi, Rumların ve Yunanların kara propaganda ve bilgi kirliliğine yönelik girişimlerine set çekilmesi ve bunlara karşı çeşitli yollarla mücadele edilmesi gibi görevler üstlenir. Bu araştırma kapsamında KİPİG’in 1963-1974 dönemindeki faaliyetleri yurtiçi ve yurtdışı arşiv kaynakları yanında sözlü tarih çalışmaları vasıtasıyla mercek altına alınacaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
3

SAĞLAM TEKİR, Hürü. "Kadınlar Cumhuriyet’e Hazırlanıyor: II. Meşrutiyet Döneminde Çalışma Hayatında Kadınlar." In 10. Uluslararası Atatürk Kongresi, 1085–110. Ankara: Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, 2024. http://dx.doi.org/10.51824/978-975-17-6043-2.05.

Full text
Abstract:
II. Meşrutiyet döneminde modernleşmenin temel dayanakları arasında kadının mevcut durumunun geliştirilmesi gerektiğine inanan aydın kesim bunun için mücadele vermiştir. Kadınlar, ilk kez yükseköğretimde eğitim alabilme fırsatı yakalayarak kamuoyu oluşturmuş ve Cumhuriyet devrinde yapılacak inkılapların/kadın hareketlerinin çizgisini belirlemişlerdir. Yine bu dönemde yaşanan ekonomik gelişmeler beraberinde, kadınların çalışmasının gerekliliğini zorunlu kılmıştır. Bu durum kadının eğitim almasını ve hak arama haklarını ortaya çıkarmıştır. Meşrutiyet yıllarında kadınların çalışmasına yönelik hemen hemen her ortamda konuşulup, yazılıp çizildiği halde nasıl ve ne gibi işlerde çalışacağı konusunda net bir açıklama olmaması dönemin gazetelerinde haber konusu olmuştur. Öte yandan kadınların var olan tarzlarının çalışma hayatına uygun olmadığı iddia edilirken, kadınlar erkeklerle birlikte teşrik-i mesai yapmak istiyorlardı. Bunun için de öncelikle kıyafetlerinin düzenlenmesi değişmesi gerekiyordu, kadınlar iş hayatına atılabilmek için öncelikle elbiselerinin değişmesinin elzem olduğunu düşünmekteydiler. Kadınların çalışmasını vatanın geleceği için önemli bulanlar da vardı; çünkü bir memleketin kadınları ne kadar çalışırsa o memleketin o kadar ilerleyeceği düşünülüyordu. Kadınların ancak çalışarak kendi kendilerini yaşatacaklarına olan inançları II. Meşrutiyet döneminin en dikkat çeken yönü olmuştur. “Bizim de aklımız, fikrimiz var, biz de çalışmasını biliriz” diyerek yola çıkan kadınlar ekonomik faaliyetler bağlamında daha çok memur kadınlar, işçi kadınlar ve girişimci kadınlar olarak çalışma hayatına başlamışlardı. Böylece kadınlar erkeklerle birlikte çalışmaya başlamış ve ardından kadınlar için hukuktan söz edilebilir hale gelinmiştir. Nitekim kadınlar için hukuksal hakların gerçekleşmesi kadının görünür olması ile alakalı bir durumdu. Bütün bu gelişmelerin yanı sıra kadınların toplum içindeki yerinin ayrılmasını, erkeklerle birlikte bulunmamalarını savunan birçok aydın da vardı. Onlara göre, kadın evi ile ilgilenmeli, bunun yanında isterse hayır cemiyetlerinde faaliyetler göstermeliydi. Tarihsel süreçte yaşanan birtakım olumsuzluklar karşısında Türk kadını II. Meşrutiyet’ten itibaren adımlarını hızlandırmış ve kararlı duruşunu tüm insanlığa göstermiştir. Bu şekilde II. Meşrutiyet dönemi, Cumhuriyet’e giden sürecin hazırlayıcısı olmuştur. Bu çalışmada II. Meşrutiyet döneminde Türk kadınının çalışma hayatı, Cumhuriyet’e giden süreç bağlamında ele alınmaya çalışılacaktır. Dönemin basın yayın organları çalışmayı temellendirecektir. Türk kadınının Cumhuriyet’e giden süreçteki etkin rolü ortaya konularak kadın tarihini de ön plana çıkaran özgün bir çalışma ortaya çıkarma hedeflenmektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
4

ERYAMAN, Ayşe. "SOFYA ASKERİ ATAŞESİ MUSTAFA KEMAL’İN BULGARİSTAN HAKKINDAKİ ASKERİ VE STRATEJİK TESPİTLERİ (KASIM 1913-KASIM 1914)." In 9. Uluslararası Atatürk Kongresi. Ankara: Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, 2021. http://dx.doi.org/10.51824/978-975-17-4794-5.05.

Full text
Abstract:
Osmanlı Devleti’nin Balkanlar’daki varlığına büyük oranda son veren Balkan Savaşları’ndan sonra Sofya Askeri Ataşeliği’ne, 27 Ekim 1913 tarihinde Kurmay Binbaşı Mustafa Kemal atanmıştır. Mustafa Kemal, Sofya’daki yaklaşık olarak on beş aylık görevi esnasında Bulgaristan ve diğer Balkan devletlerinin askeri ve siyasi durumları hakkındaki tespitlerini raporlar halinde Osmanlı Devleti’ne bildirmiştir. Birinci Dünya Savaşı’nın yaklaştığı bu dönemde Osmanlı Devleti için, Bulgaristan’ın takip edeceği hareket tarzı çok önemlidir. Bu çalışmada dünyanın büyük bir harbe doğru sürüklendiği bir süreçte, Osmanlı Devleti’nin politikalarına yön verecek nitelikte son derece önem arz eden bilgileri içeren Sofya Ataşesi Mustafa Kemal’in Bulgaristan hakkındaki tespitlerinin ortaya konması amaçlanmaktadır. Osmanlı Devleti’nin takip edeceği dış politikada önemli yeri olan Sofya Ataşesi Mustafa Kemal’in Bulgaristan hakkındaki bu tespitleri, özellikle, Genelkurmay Başkanlığı ve Harbiye Nezareti’ne gönderdiği ve Genelkurmay Askeri Tarih Stratejik Etüt Başkanlığı Arşivi (ATASE)’nde yer alan raporlarına dayalı olarak incelenmeye ve değerlendirilmeye çalışılacaktır. Askeri Ataşe Kurmay Binbaşı Mustafa Kemal’in Sofya’dan gönderdiği raporlar, Bulgaristan’ın askeri ve stratejik durumunu ortaya koyacak tespitleri içermektedir. Bu noktada askeri konulardaki tespitler, Balkan Savaşları’ndan yenilerek çıkan Bulgaristan’ın ordusunda yeniden yapılanma çalışmalarına giriştiğini, askeri malzeme ve silah alımlarını artırdığını ve olası bir savaş durumunda dengeleri kendi lehine değiştirmek için askeri hazırlıklara hız verdiğini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Stratejik konulardaki tespitlerde ise, yaklaşan bir harpte Osmanlı Devleti için müttefikliği son derece önem arz eden Bulgaristan’ın takip edeceği politikalar değerlendirilmeye çalışılmıştır. Bu tespitler, İkinci Balkan Savaşı sonucundan son derece rahatsız olan Bulgaristan’ın, gerçekleşecek bir harpte bu kayıpları telafi edecek milli menfaatleri ekseninde hareket edeceğini ortaya koymaktadır. Özellikle daha sonraki aşamada savaş esnasındaki Bulgaristan’ın politikaları göz önünde tutulduğunda; Mustafa Kemal’in bu önemli görevi başarılı bir şekilde yerine getirdiği ve onun ne derece öngörü sahibi bir lider olduğu bir kez daha ortaya çıkmaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
5

Bulur, Neslihan. "COVID-19 SÜRECİNDE SOSYAL MEDYA UYGULAMALARI VE KARŞI GÖZETİM STRATEJİLERİ: NİTEL BİR ARAŞTIRMA." In COMMUNICATION AND TECHNOLOGY CONGRESS. ISTANBUL AYDIN UNIVERSITY, 2021. http://dx.doi.org/10.17932/ctc.2021/ctc21.014.

Full text
Abstract:
Dijital çağda gözetim olgusu, gündelik yaşama her zamankinden daha fazla dahil olmuştur. Gözetim olgusu, akıllı telefonlar ve sosyal medyanın varlığıyla birlikte sadece mekânsal bir olgu olmaktan çıkmış ve tüm insan ilişkilerine yayılmıştır. Gözetimin yeni formlarıyla birlikte de gözetim olgusu, kurumlar açısından hem ekonomik hem de uygulanması kolay bir teknik haline gelirken, insanlar için de ‘normal’, ‘kabul edilebilir’, ‘arzulanan’ bir konuma gelmiştir. Fakat, sosyal medya, gözetim olgusunu kurumlar açısından uygulanması kolay bir denetim aracı haline getirirken, aynı zamanda sağladığı yoğun etkileşim imkânı ve bilgi akışı sayesinde örgütlenme, bilinçlenme, farkındalık gibi bireysel ve toplumsal yönlerin gelişmesi için de bir potansiyel sağlamaktadır. Bu da insanlara karşı gözetim olanakları sağlamaktadır. Monahan, karşı gözetim terimini ‘kurumsal iktidar asimetrilerine meydan okumak için gözetim teknolojilerinin kasıtlı, taktiksel kullanımları veya kırılması’ olarak tanımlamıştır. Fakat bunun yanı sıra bu teknolojileri doğrudan reddetme, keşif, kaçınma, değiştirme, çarpıtma, karşı gözetleme, iş birliği, engelleme ve maskeleme nispeten daha basit stratejik hamleleri de içerebilmektedir. Özellikle Covid-19 pandemisiyle birlikte uzaktan eğitime geçilmesi, tüm gerekli veya keyfi işlerimizi internet üzerinden halletmeye mecbur kalmamız veya “Hayat Eve Sığar” uygulaması gibi işlevsel yönü olan fakat konum bilgisi gibi bilgileri zorunlu kılan uygulamaları indirme ihtiyacı hissetmemiz kolaylık/gözetim ikilemini daha net hissetmemize neden olmuştur. Bu araştırmanın amacı da covid-19 pandemisi sürecinde üniversite öğrencilerinin karşı gözetim stratejileri hakkında bilgi edinmektir. Araştırmanın amacı doğrultusunda 14 üniversite öğrencisi ile derinlemesine görüşme yapılacaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
6

Ahdyar, L. O. "Redefining Reservoir Architecture of Hydrocarbon-Bearing Ngrayong Formation in Banyu Urip Area:New Insights to Unravel Hidden Potential in East Java Basin." In Indonesian Petroleum Association 44th Annual Convention and Exhibition. Indonesian Petroleum Association, 2021. http://dx.doi.org/10.29118/ipa21-g-178.

Full text
Abstract:
Results of Banyu Urip (BU) carbonate exploration, appraisal and development drillings revealed the existence of hydrocarbon-contained in Serravallian deep-water clastic reservoir on top of the primary BU carbonate reservoir. This clastic reservoir is equivalent to the Ngrayong Formation in East Java Basin which is widely known as a mature exploration target and consists of a wide range of depositional environment from fluvio-deltaic (northern part of the Basin) to basin floor (southern part of the basin) with various reservoir quality. However, after a century of exploration activities in East Java Basin, commercial discoveries in the Ngrayong Formation are still considered insignificant (approximately 330 MMboe) (Mazied et al. 2016). This probably due to complex reservoir architecture posted high uncertainty of its reservoir presence, distribution, and quality as well challenging on their dynamic aspects such as un-known hydrocarbon connectivity, un-even contacts and low-deliverability. This paper will present new insights and the potential of Ngrayong clastic opportunity in BU area based on static and dynamic data including BU wells, newly reprocessed 3D seismic data, conventional core and thin sections, as well as integrated geologic and geophysical analyses. Integration of the available dataset suggest the presence of stacked deep water channels and deep water lobes systems. The distribution of stacked channels and lobes seem to be more predictive and widespread, hence providing a better understanding of its reservoir distribution. Furthermore, well data indicates approximately total of 100m net stacked clastic reservoirs consist of mixed carbonate-clastic materials, and have good reservoir pressure connectivity with the carbonate reservoir underneath. This mixed clastic-carbonate system in Ngrayong Formation is diagenetically-altered, and this diagenesis process plays as an important roles in modifying reservoir quality. Although carbonate cement and diagenetic overprint impose challenging reservoir quality prediction, a dissolution creates better reservoir quality, generates excess permeability and produces high flow reservoir. Detail study of reservoir architecture and diagenesis process are critical to better assess volumetric and development opportunity. These key components will open up new paradigm and essential for successful of Ngrayong Formation exploration in East Java Basin in order to contribute to the country’s energy demand.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
We offer discounts on all premium plans for authors whose works are included in thematic literature selections. Contact us to get a unique promo code!

To the bibliography