Academic literature on the topic '823/.709'

La Colección Zoológica Regional (Aves) del Instituto de Historia Natural de Chiapas, México, alberga 7,173 ejemplares que pertenecen a 17 órdenes, 68 familias, 339 géneros y 575 especies. La mayoría de los especimenes son de Chiapas (72.4%), Oaxaca (15.4%) y Veracruz (10.8%). Las familias con mayor número de ejemplares pertenecen a las familias Parulidae (1,432), Tyrannidae (823), Trochilidae (709), Thraupidae (371) y Emberizidae (343). El 90% de los ejemplares están preservados en piel de estudio, el 8% en anatómicos y el 2% en esqueletos. La colección resguarda ejemplares de 126 especies en alguna categoría de riesgo por la normativa ambiental mexicana (10 en peligro de extinción, 41 amenazadas y 75 sujetas a protección especial). Las regiones fisiográficas de Chiapas con mayor representatividad de ejemplares depositados corresponden a la Sierra Madre de Chiapas, la Planicie Costera del Pacífico, las Montañas del Oriente y la región Montañas del Norte. No obstante su importancia regional, la producción científica derivada de su análisis ha sido escasa, por lo que es necesario promover su consulta por parte de investigadores y estudiantes interesados en la distribución geográfica, historia natural y ecología de la avifauna de la región sur-sureste de México.

Amid the COVID-19 pandemic, a large number of patients with joint lesions resistant to nonsteroidal anti-inflammatory drugs (NSAIDs) was encountered in our clinical practice. The article summarizes the positive experience of outpatient therapy of 916 patients (mean age 47.1±11.3 years), including 774 women, with arthritis of various localization, which occurred on average 45.0±7.1 days after a previously transmitted infection caused by SARS-CoV-2. 709 (77.4%) patients used NSAIDs before going to the clinic, the effect of which was absent or insufficient. In this regard, intramuscular injections of betamethasone prescribed to 823 patients were used as the initial therapy (considering the comorbid background and allergy history). During the drug intake, most of the patients had relief of inflammation, pain reduction, improvement of the disease segment function already on the 7th day. In 69.3% of cases, a single-dose administration was sufficient. The obtained results allow drawing preliminary conclusions about the feasibility of using this technique in the complex treatment of reactive arthritis after the SARS-CoV-2 infection. KEYWORDS: coronavirus infection, COVID-19, glucocorticosteroids, nonsteroidal anti-inflammatory drugs, reactive arthritis. FOR CITATION: Yershov V.E., Krivova A.V., Zakharov V.P., Bystrov S.V. Experience of using a systemic glucocorticosteroid as an initial therapy for post-COVID-19 arthritis in outpatient practice. Russian Medical Inquiry. 2021;5(5):252–256 (in Russ.). DOI: 10.32364/2587- 6821-2021-5-5-252-256.

648/1250 - 923/1517 yılları arasında Mısır ve Suriye’de hüküm süren Memlükler köle olarak alınan Türk kölelerin, zamanla yönetimi ele geçirmesi ile kurulmuş bir Türk devletidir. Memlükler döneminde Hıristiyanlar ve Yahudiler hem devlet tarafından hem de toplum tarafından kabul görmüşlerdir. Bu azınlıklar, Memlük toplumunda, toplumun diğer bireyleri gibi sosyal, politik, ekonomik ve entelektüel hayatın ayrılmaz bir parçasıydılar. Kimi zaman bunlar devletin çeşitli kademelerinde görevlendirilmişler, kimi zaman da yaşanılan olaylar sebebiyle görevlerinden alınarak kendilerine istihdam yasağı getirilmiştir. Gayrimüslimlerin devlet idaresindeki tecrübeleri onların devletin değişik kademelerinde görevlendirmelerinde etkili olmuştur. Böylece Memlükler döneminde gayrimüslimler, devlet idaresindeki idarî ve malî kadrolarda devamlı istihdam edilmişlerdir. Gayrimüslim halkın devlet idaresinde gelebilecekleri en muteber makamın kâtiplik olduğu söylenmesine rağmen, gayrimüslimler Memlüklerin ilk döneminden itibaren devletin üst kademelerinde de görevlendirilmişlerdir. Bu dönemde gayrimüslimlerin vezirlik ve valilik başta olmak üzere kâtiplik, tercümanlık, danışmanlık, tabiplik, elçilik gibi vazifelerde istihdam edildikleri görülmektedir. Nitekim Sultan Aybek (648-784/1250-1257) döneminde görevde bulunan Vezir Şerefüddin Hıristiyan biri idi. Bu kişi vezirlik konumunu kullanarak devletin çok önemli malî kadrolarında Hıristiyanların görevlendirilmesine vesile olmuştur. Böylece bu dönemde Hristiyanlar Memlük toplumunda ayrıcalıklı hale gelmiştir. Ayrıca Vezir Şerefüddin entelektüel biri olması sebebiyle, devletin kanunlarını yazdığı da belirtilmektedir. Daha sonra Sultan en-Nâsır Muhammed b. Kalavun (709-741/1309-1341) döneminde Kıptî bir Hıristiyan olan Abdullah b. Tâcürriyâse hem Şam hem de Mısır’da vezirlik görevinde istihdam edilmiştir. Bununla beraber gayrimüslimler, farklı dilleri konuşabilmeleri sebebiyle Memlükler idaresinde uluslararası diplomasi ve ticarette tercümanlık yaptıkları gibi sefirlik/elçilik de yapmışlardır. Sultan el-Melikü’l-Eşref Barsbay’ın saltanatı sırasında Mısır’ı ziyaret eden seyyah Pero Tafur, sultanın tercümanının Haym isminde bir gayrimüslim olduğunu, daha sonra Müslüman olduğunda farklı bir isim aldığını belirtmiştir. Benzer şekilde 823/1420 yılında İspanya’dan Kudüs’e gelip burada mütercimlik yapan ve daha sonra Müslüman olan Nasreddin adındaki şahsın Yahudi kökenli biri olduğu bilinmektedir. Aynı şekilde Sultan el-Melikü’l-Eşref Kansu Gavrî döneminde ehl-i zimmeden bir öğretmen olan Yakup, darphanenin başına getirilmiştir. Bu anlamda Memlükler idaresinde Yahudilerin de malî ve ekonomik alanların yanı sıra mütercimlik, kâtiplik ve benzeri alanlarda istihdam edildikleri anlaşılmaktadır. Hekimlik ve sarraflık da o dönem Yahudi meslekleri arasında önemli bir yer işgal etmiştir. H. 7. yüzyıla ait kaynaklar, “Yahudi ve Hristiyanlar için en önemli gelir kaynağının vergi tahsilatı ve tababet/doktorluk” olduğunu belirtmektedirler. Bu dönemde doktorluk, genel anlamda Yahudilerle anılmaktaydı. Onlar bu meslek sayesinde saray ve saray otoritesi üzerinde söz sahibi olabiliyorlardı. Bu da Yahudi cemaatinin toplum nezdindeki itibarının yükselmesine neden oluyordu. Dolayısıyla Memlük Devleti’nin idaresi altında yaşayan genelde zimmî statüsünde olanlar özelde ise Yahudi ve Hıristiyanlar Memlük ahalisinin her zaman bir parçası durumunda olup devletin farklı kademelerinde görevlendirilmişlerdir. Devlet içinde görevlendirilen gayrimüslimler, kimi zaman görevlerinden azl edilmişlerse de bunlardan bazıları bir süre sonra tekrar itibarlı bir şekilde görevlerine iade edilmişlerdir.

Abstract Approximately 40% of elementary school girls have some type of arts experience, such as dancing and playing instruments, as out-of-school activities. However, its effect has not been clearly revealed. This is mainly because the effects of the arts were not a major topic of discussion in Japan so there has been little data about the arts. With the precise knowledge, we could start considering how to take the benefits of the arts. Thus, this paper empirically analyzed the effects of the arts on quality of life in the case of Japan. The aim was to reveal the impacts of arts experiences in order to consider how to support or make use of the arts. It utilized structural equation modeling to reveal the relationships between the number of the arts experience types in elementary school and life satisfaction. The nationwide data from the Preference Parameters Study in 2013 was primarily utilized. The sample size was 1532, including 823 females and 709 males. The results showed significant positive relationships between the number of the arts experience types and life satisfaction through attitudes, present behaviors related to the arts, and leisure satisfaction. The results suggested two issues; arts experience in elementary school years helped to cultivate the mind to enjoy the arts and also the arts played the role to increase one’s quality of life.