Um die anderen Arten von Veröffentlichungen zu diesem Thema anzuzeigen, folgen Sie diesem Link: Siyasət.

Zeitschriftenartikel zum Thema „Siyasət“

Geben Sie eine Quelle nach APA, MLA, Chicago, Harvard und anderen Zitierweisen an

Wählen Sie eine Art der Quelle aus:

Machen Sie sich mit Top-50 Zeitschriftenartikel für die Forschung zum Thema "Siyasət" bekannt.

Neben jedem Werk im Literaturverzeichnis ist die Option "Zur Bibliographie hinzufügen" verfügbar. Nutzen Sie sie, wird Ihre bibliographische Angabe des gewählten Werkes nach der nötigen Zitierweise (APA, MLA, Harvard, Chicago, Vancouver usw.) automatisch gestaltet.

Sie können auch den vollen Text der wissenschaftlichen Publikation im PDF-Format herunterladen und eine Online-Annotation der Arbeit lesen, wenn die relevanten Parameter in den Metadaten verfügbar sind.

Sehen Sie die Zeitschriftenartikel für verschiedene Spezialgebieten durch und erstellen Sie Ihre Bibliographie auf korrekte Weise.

1

Anarat, Cemal Cem. „Fransız Seçmenin Üç Eksenli Siyasete Yönelmesi“. Üsküdar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 2020, Nr. 11 (November 2020): 213–44. http://dx.doi.org/10.32739/uskudarsbd.6.11.75.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Fransız siyasal sisteminin sağ-sol eksenli tarihi, neoliberalizmin egemenliğinin güçlendiği 1990’lı yıllardan sonra üçüncü bir önemli siyaset anlayışının eklemlenmesiyle mahiyetini değiştirmiştir. Ulusal Cephe ya da yeni adıyla Ulusal Birlik isimli siyasi parti, Fransa’da aşırı sağ anlayışının tek hatırı sayılır siyasi temsilcisidir. Sosyoekonomik ve küresel etkiler son yirmi yılda Fransa’nın siyasi ağırlık merkezini gözle görülür biçimde sağa kaydırmıştır. Sağ-sol eksenli siyasetin yerini, Fransız seçmenin bu son dönemde iyice yükselen Ulusal Birlik çizgisinin etkisiyle aşırı sağ, sağ ve sol eksenli siyasete bıraktığı görülmektedir. Bu çalışmada, Ulusal Birlik Partisi’nin Fransız siyasal hayatında üçüncü ve neredeyse sağ ve sol ile eşit bir unsur olarak ortaya çıktığına dair veriler aşırı sağın temsilcisi olan Ulusal Birlik Partisi’nin Fransız siyasal sistemindeki yerini artık kalıcı olarak edindiğine dair veriler ışığında ele alınacaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
2

Ünlü, Seval. „Olumsallık, Feminizm ve Siyaset“. Kadın/Woman 2000, Journal for Women's Studies 21, Nr. 2 (11.12.2020): 43–57. http://dx.doi.org/10.33831/jws.v21i2.118.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Olumsallık, bir şeyin böyle olmak zorunda olmadığını ya da başka türlü olabileceğini ifade eder. Bir şeyin olumsal olması sadece zorunlu olmaması demek değil, aynı zamanda öngörülmüş amaçlarının gerçekleşmeme ya da öngörülmemiş sonuçlarının doğma olasılığı taşıdığı anlamına gelir. Bu özellikleriyle olumsallık, Hannah Arendt’in de vurguladığı, eylemin doğasına bağlı iki kısıtla maluldür: İlki eylemin geri döndürülemezliği, ikincisi ise belirsizlikler içinde meydana gelen eylemin öngörülemezliği. Feminizm, eylemin olumsallığını ehlileştirmeye yönelik erkek egemen siyaset biçimine karşı olumsallığa dayalı bir siyasal kuram ve pratik sunmaktadır. Öncelikle feminizm, temel savı itibariyle olumsaldır; kültürel olarak farklı biçimler alsa ve yüzyıllar içinde değişen farklı üretim ilişkileriyle eklemlense de ataerki, doğal ve zorunlu değildir. İkinci olarak feminizm, eylem biçimi açısından olumsaldır; gündelik hayatta ataerkiye karşı verilen her mücadele, büyük yapıların dönüştürülmesinde bir etki yaratır. Olumsallığa dayalı bir kuram ve hareket olarak feminizm, siyasete, feminist mücadelenin ötesinde daha doğrudan bir ilişkiyle bağlıdır. Feminist mücadele sadece ataerkiye karşı verilen bir mücadele değil, siyasal eylemin anlamına dair çağdaş bir deneyim kaynağıdır. Feminist kuram, sadece toplumlara kök salmış erkek egemenliğini değil, ortak yaşamın ortaklaşa düzenlenmesi anlamında genel olarak siyaseti de kuramlaştıracak araçlar sunar. Dolayısıyla feminizm bir yandan siyaset kuramından beslenirken, diğer yandan oluşturduğu deneyim mirasıyla siyaset kuramının ufkunun belirlenmesinde rol oynayan bir kaynaktır. Bu çalışmada, Arendt’in işaret ettiği tarzda olumsallığa dayalı bir siyasal eylemin pusulası olabilecek ilkeleri feminizmden doğru düşünmenin olanakları ve bunun geniş anlamda siyasal eyleme katkıları ele alınacaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
3

Özçelik, Şeyda. „Osmanlı Kadınının Apolitikleştirilme Gerekçeleri“. Kadın/Woman 2000, Journal for Womens Studies 20, Nr. 1 (29.05.2019): 123–47. http://dx.doi.org/10.33831/jws.v20i1.58.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Geleneksel ataerkil toplumlarda siyasetin rotası çoğunlukla erkekler tarafından çizilmiştir. Beylikten devlete geçiş süreciyle birlikte Osmanlı Devleti’nde de siyaset yapma görevi erkeğe ait olmuştur. Osmanlı tarihine yönelik çözümlemelerde ve görüş bildirilerinde kadın ve siyaset kavramları; harem, entrika, akıl ermeme, kötü gidişat gibi sözcüklerle özdeşleştirilerek, kadının apolitikleştirilmesi gerekçelendirilmiştir. Devletin klasik döneminde şer’î ve örfî kurallar ekseninde biçimlendirilmiş kadının siyasetle ilgilenme alanı siyasi evlilikler ve harem kanalıyla olmuştur. XIX. yüzyılda feminizm ile tanışan az sayıdaki Osmanlı kadını siyaseti zaman zaman toplumsal cinsiyet bağlamında sorgulayıp, katılımcı olmak istemiş zaman zaman da siyasetin kadına uygun olmayacağını belirterek arasına set çekmiştir. Bu noktada Osmanlı basınında dönem yazarları tarafından feminizm tartışmaları yaşanmış ve düşün dünyası tarafından ‘İslam (Müslüman) Feminizmi’ teorisi ortaya atılmıştır. Osmanlı kadını ve düşün dünyası dünyada ivme kazanan feminizmi bu pencereden tanımlamaya ve açıklamaya başlamıştır.Bu çalışmada feminist basamaklarla beraber dönem kadının siyasi dünyaya katılma/katılmama fikri değerlendirilmiş, biyolojik ya da fiziksel gerekçelerle yarımlaştırılan ve siyasi katılımdan yoksun bırakılan Osmanlı kadınının feminizme bakışı irdelenmiştir. Ayrıca Osmanlı kadınının siyasi sahasını belirleyen ve sınırlayan etmenler (aile, din, millet ve modernite vb.) çerçevesinde dönem kadınının siyasileşememesinin ayrıntıları incelenerek, kadının siyasal yaşam limitleri belirlenmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
4

Yıldırım, Senem. „Yerel Siyasette Kadının Politik Güçlenmesinin Karşılaştırmalı Bir Okuması: Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye“. Kadın/Woman 2000, Journal for Womens Studies 20, Nr. 1 (29.05.2019): 149–68. http://dx.doi.org/10.33831/jws.v20i1.50.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Güçlenme kavramı yaşamın farklı alanlarına kaynaklara ulaşma, bu kaynakları elde etme ve sağlamanın yanı sıra hak ve yetilere sahip olma gibi karmaşık süreçler bütünü olarak tanımlanmaktadır. Uluslararası toplum, demokratik ideallere ulaşılması açısından bahsedilen farklı alanlar arasında özellikle kadınların politik güçlenmesinin öneminin altını çizmektedir. Kadınların politik güçlenmesi üzerine yapılmış çalışmaların çoğu ulusal veya federal düzeylerdeki kadın temsiline odaklanırken yerel siyaseti bir kenara itmektedir. Bunun yanı sıra kadınların siyasete katılımları ve siyasi temsilleri üzerine yapılmış çalışmalara baktığımızda, literatürün genellikle Batılı/Batılı olmayan ikiliğinden beslenen kamusal alan/özel alan, siyasi olan/siyasi olmayan gibi ikilikler üzerine kurulduğu görülmektedir. Bu tartışmalar ışığında bu çalışmada öncelikle politik güçlenme, siyasi temsil ve yerel siyaset bağlantısı toplumsal cinsiyet bağlamında tartışıldıktan sonra, Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye’de yerel siyasette kadın temsili ile ilgili yapılmış çalışmaların karşılaştırmalı bir okuması gerçekleşecektir. Son bölümde ise bu okumanın, kamusal-özel ikiliğinin içine sıkıştırılan kadının siyasi temsilinin nasıl farklı bağlamlarda farklı stratejilerle aşılabildiğine işaret ettiği tartışılacaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
5

Balamir Coşkun, Bezen, und Selin Akyüz. „Dünya Siyasetinin Kadın Liderleri ve Siyasal Erkeklikler: Göstergebilimsel Bir Okuma“. Kadın/Woman 2000, Journal for Womens Studies 20, Nr. 2 (23.08.2019): 91–110. http://dx.doi.org/10.33831/jws.v20i2.85.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Bu makalede uluslararası siyasette kadın liderlerin imajlarının uluslararası medyada nasıl sunulduğu sorusuna cevap aranmaktadır. Forbes’un 2017’nin en güçlü kadın siyasi liderler listesinde ilk sıralarda yer alan üç Avrupalı kadın lider, Angela Merkel (Almanya), Theresa May (Büyük Britanya) ve Federica Mogherini (AB) örneklem alınarak, bu üç kadın liderin medyada yansıtılan imajları göstergebilimsel bir okuma ile analiz edilmektedir. Bu analiz sonucunda kadın liderler özelinde cinsiyetçi söylem ve imajları uluslararası siyasetteki siyasal erkeklik tezahürleri üzerinden tartışmaya açılarak uluslararası ilişkilerde toplumsal cinsiyet literatürüne katkıda bulunulması hedeflenmektedir. Ayrıca, bu çalışmada, ulusal ve uluslararası siyaset ve ilişkiler, farklı kadınların farklı siyasal erkeklik tezahürlerini deneyimlemesi ile yerleşik hale gelse de tektipleşmiş kurguların da çürütülebileceğinin ipuçları verilmektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
6

Arslan, Durmuş Ali, Ahmet Çağrıcı und Mustafa Albayrak. „From the sociological point of view, Democratic Party and Adnan Menderes in Turkish political lifeSosyolojik açıdan Türk siyasal hayatında Demokrat Parti ve Adnan Menderes“. Journal of Human Sciences 14, Nr. 1 (20.03.2017): 819. http://dx.doi.org/10.14687/jhs.v14i1.4473.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Political parties and political elites are the basic elements of the democratic system. These two political and social phenomena play a decisive role in shaping the political and social structure of the country as well as in the shaping of individual political attitudes and behaviour. The most common forms of social political organization in contemporary societies are political parties. In this respect, political parties can be shortly defined as political organizations organized around the ideal of playing a decisive role in political and social life and whose ultimate goals are to reach power. In democratic societies, political parties are the most important means of political socialization and participation in the political process.In the western societies, the elite word that has been used in daily life since the 17th century. Its sociological meaning is rather different than daily life meaning. In essence, the elite can be defined as individuals who have institutional power, are in a position to control social resources, have the ability to directly or indirectly influence the decision-making process, and can fulfill their wishes and objectives in spite of their opponents. There are many elite groups in society. Political elites also form one of the most active elite groups in the social structure. Deputies and political leaders are also the most basic components of this elite group.The Democratic Party is one of the most important political parties of Turkish political life. This party holds the privilege of being the most important representative of the right of center-right politics in Turkey; Adnan Menderes also has a privileged political identity in Turkey as being the most important leader of the center-right politics tradition. Even the Democratic Party is regarded as a representative of the transition to multi-party political life in Turkey. The Democratic Party, legendary leader Adnan Menderes and the Democratic Party MPs, identified with the name party, have not only remained the pioneers of multi-party democratic life in the country; With the transition to multi-party life, they have played a decisive role in Turkey's change process and in the social and political life of the country.The Democratic Party as a political institution and Adnan Menderes, a political elite-leader have to be well known in order to understand and explain the political-social change and transformation that Turkey has experienced since about three quarters of a century. It was aimed to sociologically examine Adnan Menderes as an important political leader and political elite, and the Democratic Party, one of the most important political institutions of Turkish political life, from a historical perspective. The research is mainly designed as a descriptive sociological study type. ÖzetSiyasi partiler ve siyasi elitler, demokratik sistemin en temel unsurlarındandır. Bu iki siyasal ve toplumsal olgu, bireylerin siyasi tutum ve davranışlarının şekillenmesinde de olduğu kadar ülkenin siyasi ve toplumsal yapısının şekillenmesinde de belirleyici rol oynar. Günümüz toplumlarında en yaygın toplumsal siyasal örgütlenme biçimi siyasi partilerdir. Bu yönüyle siyasi partiler kısaca, siyasal ve toplumsal hayatta belirleyici rol oynamak ideali etrafında örgütlenmiş ve nihai hedefleri iktidara ulaşmak olan siyasi örgütler olarak tanımlanabilir. Demokratik toplumlarda siyasi partiler, en önemli siyasi sosyalizasyon ve siyasal sürece katılım araçlarıdır.Batı toplumlarında, 17. yüzyıldan bu yana günlük dilde kullanılmaya başlanan elit sözcüğü ise sosyolojik olarak günlük dilde kullanıldığında daha farklı anlam ifade eder. Çok öz olarak elit, kurumsal iktidara sahip, toplumsal kaynakları kontrol edebilecek konumda bulunan, karar verme sürecini doğrudan veya dolayı olarak ciddi bir şekilde etkileme yeteneğine sahip, karşıtlarına rağmen istek ve amaçlarını gerçekleştirebilen birey(ler) olarak tanımlanabilir. Toplumda çok sayıda elit grubu vardır. Siyasi elitler de toplumsal yapı içindeki, en etkin elit gruplarından birini oluştururlar. Milletvekilleri ve siyasi liderler de bu elit grubunun en temel bileşenlerini oluştururlar.Demokrat Parti (DP), Türk siyasal hayatının en önemli siyasi partilerinden biri konumundadır. Bu parti Türkiye’de merkez sağ siyaset geleneğinin, Cumhuriyet döneminde ilk ve önemli temsilcisi olma ayrıcalığını elinden tutarken; lideri Türkiye’de merkez sağ siyaset geleneğini temsil eden önemli bir siyasal elittir. Dahası Demokrat Parti, Türkiye’de çok partili siyasi yaşama geçişin temsilcisi olarak da kabul edilir. Demokrat Parti, ismi partisi ile özdeşleşmiş efsanevi lideri Adnan Menderes ve Demokrat Parti milletvekilleri, yalnızca ülkede çok partili demokratik hayatın öncü isimleri olmakla kalmamışlar; çok partili yaşama geçişle birlikte Türkiye’nin değişim sürecine yön vermiş ve ülkenin toplumsal-siyasal hayatında belirleyici rol oynamışlardır.Bir siyasal kurum olarak Demokrat Parti’yi ve bir siyasi elit-lider olarak Adnan Menderes’i iyi anlamadan, Türkiye’nin yaklaşık üççeyrek asırdan beridir yaşadığı siyasal - toplumsal değişim ve dönüşümü anlamlandırmak ve açıklamak mümkün değildir. Bu realiteden yola çıkarak çalışmada, önemli bir siyasi lider ve bir siyasi elit olarak Adnan Menderes ile Türk siyasal yaşamının önemli siyasi kurumlarından biri olan Demokrat Parti’nin, tarihsel bir perspektiften, sosyolojik olarak incelenmesi hedeflenmiştir. Araştırma ağırlıklı olarak betimleyici - deskriptif bir sosyolojik çalışma türünde tasarlanmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
7

Akkin, Okan. „Bir Eksik Demokrasi“. Kilikya Felsefe Dergisi / Cilicia Journal of Philosophy 7, Nr. 1 (2020): 51–61. http://dx.doi.org/10.5840/kilikya2020714.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Bu metinde Deleuze ve Guattari (D+G)’nin demokrasi kavrayışı, algılamlar ve duygulamlar ile düşünen sanatın “demokratik-oluşa” ilişkin hayal gücüne dayanarak ele alınacaktır. Demokrasi, D+G için ulaşılması düşlenebilecek siyasi bir hedef ya da dünya için uygun bir yönetim biçiminin adı olmadığı gibi, bir temsil mekanizması olduğu kertede—çoğunluk tahakkümünü desteklediği için—negatif anlamlarla yüklü bir sistemdir. Demokrasiyi olumlamanın tek yolu onu bir toplumsal ölçüm aracı olarak sabitleyen yönetimsel boyutundan arındırıp eksilterek “çokluk” ve “oluş” ile yeniden ilişkilendirmektir. Bu bağlamda, demokrasi ancak demokratik-oluş, devrimci-oluş ve azınlık-oluş kavramlarıyla bir arada ele alındığında olumlanabilir. Öte yandan, demokrasi hakkında fikir yürütmenin yegâne yöntemi ana akım siyaset felsefesi yapmak ya da meslekten siyasetçilik değildir. “Sanatın kendiliğinden siyaseti” demokratik-oluşu düşünmek için yararlı olabilir; çünkü kendisi de bir düşünme biçimi olan sanat, siyaset üzerine düşünürken, gündelik hayatta gerçekleşmesi zor olan ya da üzerinde ancak kuramsal düzeyde konuşulabilecek çoğu meseleyi, yalnızca eserin kendi dünyasında olsa da, yaşayan bir düzleme yerleştirebilir. Kısacası, bir temsil aygıtına dönüşmediği takdirde, sanat ilgili olduğu tüm oluşların yanı sıra demokratik-oluşu düşünmenin de vasıtası olabilir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
8

İbrahimova, Sədaqət. „KIMYA SƏNAYESININ IDXAL-IXRAC MƏHSULLARININ TƏNZIMLƏNMƏSI PERSPEKTIVLƏRI“. Caucasus-Economic and Social Analysis Journal of Southern Caucasus 37, Nr. 03 (15.09.2020): 26–35. http://dx.doi.org/10.36962/cesajsc3703202026.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Kimya sənayesi dünya iqtisadiyyatına təsir edən bütün inkişaflara ən həssas olan sənaye sahəsidir. Qlobal böyümə dünyadakı dəyişikliklər xammal qiymətlərinin dəyişkənliyinə səbəb olsa da, tələbin dəyişməsi kimya sənayesindəki məhsul istehsalını artırmaqda davam edir. Bu dinamika ilə dünya kimya sənayesinin ortamüddətli perspektivdə qlobal iqtisadiyyatda sürətlə inkişafı gözlənilir. Sənayedə güclü rəqabət, ətraf mühitin tənzimlənməsi və qlobal ticarətdə qoruyucu meyllər sektorun əsas tərəfləridir. Uzunmüddətli perspektivdə Cənubi Qafqaz regionunda dəyər zəncirinin ən yüksək seqmentində fəaliyyət göstərən müəssisələr Azərbaycan Respublikasındadır. Bu məqsədlə xarici sərmayələrin dəstəklənməsi, bu sahədə fəaliyyət göstərən müəssisələrə maliyyə və texnoloji dəstək verilməsi kimi siyasət davam etməkdədir. Müəssisələrin müasir texnologiyalar əsasında yenidən qurulması, onların modernləşdirilməsi və avtomatlaşdırılması, yerli ehtiyat və xammal ilə yeni sənaye komplekslərinin yaradılması, ixrac yönümlü məhsulların istehsalı və genişləndirilməsi, rəqabətli sənaye istehsalının qurulmasıdır. İxracyönümlü istehsal sahələrinin yaradılması və yüksək ixtisaslı kadr potensialının hazırlanması ilə kimya sənaye məhsullarının idxaldan asılılığı əhəmiyyətli dərəcədə azaldılacaq və orta tələbat sahələri yerli məhsullarla qarşılanacaqdır. Açar sözlər: kimya sənayesi, qlobal iqtisadiyyat, qlobal ticarət, ixrac yönümlü məhsullar, sənaye aktivləri, regional bazarlar, beynəlxalq bazarlar, qiymətli məhsullar seqmenti, texnoloji məhsul.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
9

Bedi̇r, Ayşe. „GÜLTEKİN YILDIZ, Neferin Adı Yok: Zorunlu Askerliğe Geçiş Sürecinde Osmanlı Devleti’nde Siyaset, Ordu ve Toplum (1826-1839), Kitabevi, İstanbul 2009, XX+524 s. [Kitap Tanıtımı]“. Belleten 80, Nr. 287 (01.04.2016): 329–32. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.2016.329.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Neferin Adı Yok: Zorunlu Askerliğe Geçiş Sürecinde Osmanlı Devleti'nde Siyaset, Ordu ve Toplum (1826-1839) adlı çalışma, Yeniçeri ocağının kaldırılması ve yeni bir ordunun inşası gibi II. Mahmud dönemi kritik tercihlerinin Osmanlı askeri, siyasal ve toplumsal ilişkileri üzerindeki etkilerine eğilen bir doktora çalışmasının kitaplaştırılmış halidir. Bu kitap tanıtım yazısının amacı öncelikle şudur: eser, zikredilen dönemde orduya dair bazı politikaların ve uygulamaların etkilerinin sadece o dönemle sınırlı kalmayıp, Osmanlı son dönemi ve Cumhuriyet Türkiye'sinde de izlerinin görüldüğünü okuyucuya düşündürmesi yönüyle önem taşımaktadır. Diğer yandan Osmanlı ve Cumhuriyet tarihi literatüründe yeterince askeri tarih çalışmasının bulunmaması nedeniyle bu çalışma, alanındaki literatüre önemli bir katkı sağlamaktadır. Ayrıca eser okuyucuya askeri teşkilat yanında siyasi teşkilat yapısındaki değişimleri de izleme imkanı sunmaktadır. Son olarak yazarın eleştirel bakışı, yerli ve yabancı kaynaklar ışığında ve disiplinler arası okumalar ve yaklaşımların da etkisiyle, Osmanlı örneğinin değerlendirilmesi hem kendi içinde hem de dünyadaki gelişmeler ışığında hedef kitleye mukayese imkânı vermekte ve kitabın neden okunması gerektiğini ortaya koymaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
10

Tarlan Mammadova, Zemfira. „TERMİNOLOJİ SAHƏDƏ DİL SİYASƏTİ“. SCIENTIFIC WORK 59, Nr. 10 (06.11.2020): 26–33. http://dx.doi.org/10.36719/2663-4619/59/26-33.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Dil siyasəti anlayışı dilçilikdə hələ də tam mənası ilə müəyyənləşməmişdir. “Dil planlaşdırılması” və “dil quruculuğu” terminlərindən istifadə edən dilçilər, “dil siyasəti” termininin adətən, dilə məqsədli və düşünülmüş təsirini nəzərdə tutaraq daha uyğun olduğunu irəli sürürlər. Sosium dil sisteminə qeyri-iradi və məqsədli təsir edə bilər. Cəmiyyətin dilə məqsədli təsiri müxtəlif xarakterli ola bilər və bu dil siyasəti adlanır. Sosial amillərin öz növbəsində, hər hansı bir şəkildə təzahürü dilə qlobal və yerli təsir edə bilər. Bu barədə aparılan araşdırmalar sosial amillərin dilin daxili qanunları ilə sıx bağlı olduğunu müəyyən etmişdir. Cəmiyyətin və ya dövlətin dil sisteminə birbaşa təsirinə dair tarixdə çoxlu nümunələr vardır ki, onlardan biri də yeni dövlət yaradılarkən bu və ya digər dilin dövlət üçün rəsmi dövlət dili kimi qəbul edilməsidir. Bu fəaliyyətin dil siyasəti kimi adlandırılması irəli sürülmüşdür. Dil siyasəti tarixdən də qəbul olunduğu kimi, bir çox istiqamətlərdə aparıla bilər. “Dil siyasəti – əslində, kifayət qədər mürəkkəb struktura malik hadisədir; hər şeydən əvvəl ona görə ki, burada dilin təbii imkanları, tarixi situasiya və subyektiv maraqlar, yaxud iddialar qarşılaşır. Yəni bu və ya digər dil siyasəti konkret bir dilin mövqeyindən mövcud beynəlxalq, sosial-siyasi şərait nəzərə alınmaqla aparılır. Açar sözlər: dil siyasəti, sosium, dilin təbii imkanları, qlobal və yerli təsir
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
11

ACAR, Hasan, und Gökmen GÖK. „TÜRK SİYASAL HAYATINDA 31 MART OLAYI İLE İTTİHAT VE TERAKKİ CEMİYETİ’NİN ROLÜ“. Volume 5, Issue 3 5, Nr. 3 (31.07.2020): 361–74. http://dx.doi.org/10.26809/joa.5.027.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
31 Mart Olayı, Osmanlı-Türk siyasal hayatındaki önemli gelişmelerden biridir. II. Meşrutiyet’in ilanı ile İstanbul’da ortaya çıkan bu olay, ilk olarak askeri bir isyan olarak gelişmesine karşın zaman içerisinde dini bir hal almıştır. Birçok asker ve sivil can kaybının yaşanmasına sebep olan olaylar sonucunda II. Abdülhamit tahtan indirilmiş ve yerine V. Mehmed Reşad getirilmiştir. II. Meşrutiyet’in ilan edilmesi ile ortaya çıkan siyasi düşünceler, toplum içerisinde farklı kutuplaşmaların yaşanmasına neden olmuştur. Toplum içerisinde yaşanan bu gerilimin orduya da yansıması ile birlikte, ordu içerisinde mektepli-alaylı gerilimi ortaya çıkmıştır. Bu dönemde siyasi olarak etkinlik sağlamaya çalışan İttihat ve Terakki Cemiyeti, 31 Mart Olayı’nın ortaya çıkmasında önemli pay sahibi olmuştur. Meşrutiyet ilan edilmesine rağmen siyasi yönetime tam olarak hâkim olamayan İttihat ve Terakki Cemiyeti, siyasi istikrarsızlığın artmasına neden olmuştur. Bu makale, toplum ve ordu içerisinde yaşanan siyasi gerilimlerin sebep olduğu 31 Mart Olayı’nı inceleyerek, bu olayın Osmanlı-Türk siyasal hayatında yarattığı etkileri tartışmaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
12

DEMİRAĞ, Bülent, und Ahmet TAN. „SİYASİ PARTİLERİN MARKA KONUMLANDIRMA FAALİYETLERİ ÜZERİNE BİR UYGULAMA: GAZİANTEP ÖRNEĞİ“. Business & Management Studies: An International Journal 5, Nr. 4 (07.01.2018): 97–118. http://dx.doi.org/10.15295/bmij.v5i4.145.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Siyasal pazarlamada amaç, seçmen ihtiyaç ve isteklerinin doğru tespit edilebilmesi, seçmenlere yönelik politikalar oluşturulması, uygulanması ve en nihayetinde siyasal süreçte sürdürülebilir bir seçmen memnuniyeti ve buna bağlı olarak seçmen sadakati oluşturulabilmesidir. Özellikle, aldığı oy oranına bakılmaksızın seçimlerde ikinci olan partinin seçimi kaybetmiş sayıldığı ve bu nedenle rekabetin acımasız boyutlarda yaşandığı politize oranı yüksek toplumlarda, rakiplerden farklılaşarak ön plana çıkmak siyasetin uygulayıcı aktörlerinden olan siyasal partiler için son derece önemlidir. Bu farklılaşmanın yaratılabilmesi için rakiplerin, pazarın ve diğer değişkenlerin iyi analiz edilmesi, pazarın bölümlendirilmesi, konumlandırmaya bağlı politikaların ve rekabete bağlı stratejilerin oluşturulması ve uygulanması çok önemlidir.Çalışmanın amacı, seçmenlerin, siyasi parti tercihlerinde etkisi olduğu düşünülen özelliklere ilişkin algılarının ölçülmesidir. Bu kapsamda belirlenen 11 değişik özelliğin seçmenlerin demografik özellikleri ile anlamlı bir farklılık oluşturup oluşturmadığı incelenmiştir. Bu özelliklerin ve önem derecelerinin belirlenmesi, siyasi partilerin konumlandırma stratejileri oluşturmalarında önemli avantajlar sağlayacaktır. Bu kapsamda, Gaziantep ilinde oy kullanan seçmenlerden yüz yüze anket tekniği ile veriler toplanmıştır. Elde edilen veriler istatistiki analizlere tabi tutulmuştur. Bu kapsamda, siyasi parti seçimini etkileyen faktörlerin demografik kriterlerle anlamlı farklılık gösterdiği sonucuna varılmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
13

YILDIRIM, Tayfun. „SİYASET FELSEFESİ, SİYASAL KÖTÜLÜK VE KAMUSAL ALAN“. Social Sciences Studies Journal 7, Nr. 86 (01.01.2021): 3311–27. http://dx.doi.org/10.26449/sssj.3239.

Der volle Inhalt der Quelle
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
14

COŞKUNER, Murat. „Toplumsaldan Siyasala: Sosyo-Dinsel Bir İnşa Olarak Heterodoksi Kavramının Siyasallaşması“. ALEVİLİK–BEKTAŞİLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, Nr. 22 (27.12.2020): 199–218. http://dx.doi.org/10.24082/2020.abked.290.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Yeni bir toplum inşa etmek ya da mevcut toplumun varoluşuna istikrar kazandırmak gibi siyasal görevler üstlenmiş yönetici elitler özellikle toplumsal grupların birbirine bağımlılığını vurgulamak suretiyle toplum içerisinde ortaya çıkabilecek siyasal mücadeleleri engellemeye çalışmışlardır. Bu ideolojik hedef doğrultusunda üretilen literatür de ya siyasal nitelikleri geri plana itilmiş sosyolojik terimlerle oluşturulmuş ya da teolojik perspektiflerin ağırlığı altında kalmıştır. Türk ulus-devleti için modern ve milli bir toplum yaratmayı amaçlayan yönetici elitlerin kullandıkları heterodoksi kavramının da böyle bir bağlam içerisinde inşa edildiğini göstermeyi deneyecek olan çalışma bunun 1980’li yılların sonlarından itibaren dönüşmeye başladığını savunacaktır. Bu yıllarda ortaya çıkıp gelişmeye başlayan, din ve siyaset kategorileri arasında esaslı bir ayrım yapmayan ve Alevi kökenli yazarlar tarafından üretilen popüler nitelikli matbuatın mevcut dönüşümde önemli bir etkisinin olduğu gösterilecektir. Akademik bir niteliğe sahip olmayan söz konusu yazının, yine de heterodoksi ve ortodoksi kavramlarının akademik alandaki kullanımlarında dönüşüm yarattığı, onların direniş, tahakküm, iktidar ve yönetilen halk kesimleri gibi siyasal literatürün önemli terimleriyle bir arada düşünülmesini sağladığı ileri sürülecektir. Akademik alan içerisinde heterodoksi ve ortodoksi kavramlarının yeniden anlamlandırılmasında Alevi toplulukların 1980’li yılların sonlarından itibaren üretmeye başladıkları matbuatın rolünü odağına alan çalışma bu vesileyle Türkiye’de bilim sosyolojisi çalışmalarına bir katkı sunacağı gibi, bu toplulukların küçümsenen ve görmezden gelinen popüler nitelikli matbuatının siyaset bilimi çalışmaları için nasıl sonuçlar ortaya çıkardığını gösterecektir. Çalışmanın kapsamı içerisinde ilk bölümde, ilgili kavramların sosyo-dinsel inşasında etkili olan yazarlar incelenecektir. İzleyen bölümde Alevi matbuatının ortaya çıkışı tartışılarak bu matbuatın heterodoksi ve ortodoksi kavramlarının yeni bir içeriğe kavuşmasında ne tür bir temel oluşturduğu öne çıkartılacaktır. Son bölümde ise politik bir içeriğe kavuşturulmaya başlayan bu kavramların bilim alanındaki örneklerine değinilecektir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
15

Işıklı, Şevki, und Şirvan Önce. „Siyasal Zehirlenme, Semptomları ve Sosyal Medya“. AJIT-e: Online Academic Journal of Information Technology 11, Nr. 42 (17.10.2020): 143–69. http://dx.doi.org/10.5824/ajite.2020.03.006.x.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Bu metinde, John Naisbitt’in yüksek teknoloji toplumlarındaki teknolojik olarak zehirlenmiş bölgeleri tanımlamak için geliştirdiği teknolojik zehirlenme nosyonundan hareketle siyasal zehirlenme nosyonu geliştirilmiştir. Siyasal zehirlenme, tüm toplumsal süreçleri etkisi altına alan ve semptomları önceden tespit ve teşhis edilebilen bir toplumsal anomali durumudur; apolitik süreçleri bile aşırı, yoğun ve hızlı biçimde siyasallaştırır. Bu metinde tanımlanan siyasal zehirlenme ve semptomları, bürokrasi başta olmak üzere medya, iletişim ve dinde kolayca tespit edilebilir. Çünkü bu kurumlar tarihsel geçmişleri yüzünden aşırı siyasallaşmaya daha açıktır. Semptomların tümünü sergileyen bir toplum, virüsle enfekte olmuş, virüs bulaşmış ve enfekte olmuş bir bünye gibidir; paralize olmuş halde kendinden beklenen işlevlerini yerine getiremez. Tümüyle gözlenebilir olan bu altı semptom, kişisel ve apolitik olanın siyasallaşma seviyesini ve siyasal zehirlenme yoğunluğunu da tanımlarlar. Üstelik aşırı siyasallaşmanın sosyal medya ve toplumsal ilişkiler üzerindeki etkisini, teknolojik bağlamda görünür kılar. Yatay mimarisi ve etkileşimlilik karakterleriyle ana akım medyadan farklılaşmış olsa da sosyal medya, siyasal zehirlenmeye karşı bağışık değildir. Kullanıcılarını zehirleyen yüksek sanallık teknolojileri gibi güçlü, yaygın ve popüler siyasal etki de kitle iletişim kanalları ve sosyal medya aracılığıyla kişi ve kurumları zehirlemektedir. Siyasal zehirlenme, internet tabanlı iletişim teknolojileriyle yalnızca yayılmaz, aynı zamanda medyanın kendisini de zehirler. Teknoloji ile siyaset arasındaki ilişkiye odaklanan bu araştırmada elde edilen sonuçlar, siyasal zehirlenmenin yaygın internet ağları ve teknolojik zehirlenmeye paralel işleyen bir süreç olduğunu göstermektedir. Bu yüzden siyasal zehirlenme nosyonu, yeni türden sosyoteknik ve dijital olgular listesine dahil edilebilir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
16

ESGÜN, Toros Güneş. „Leviathan’ın Hayaletleri: Schmitt ve Neumann’da Hukuk ve Devlet“. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi 58, Nr. 1 (05.10.2018): 905. http://dx.doi.org/10.33171/dtcfjournal.2018.58.1.42.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
20. yüzyıl siyaset felsefesine damgasını vuran en önemli tartışmalardan ikisi, yeni bir siyasal biçim olarak totaliter devletin tanımlanma biçimi ve hukuk devleti idealinin eleştirisidir. Almanya’da Weimar Cumhuriyeti ve ardından gelen Üçüncü Reich’taki siyasal problemler üzerinden Alman devlet kuramı bu iki tartışmada merkezi konumda olmuştur. Nazi hukukçularının Üçüncü Reich’a hukuksal temellerini kazandırmak için verdiği uğraş, sosyal demokrat hukukçular tarafından savaş sonrası dönemde çokça eleştirilmiştir. Bu çalışmada Nazi hükümetinin başhukukçusu olarak bilinen Carl Schmitt ile Frankfurt Okulu düşünürlerinden Franz L. Neumann’ın hukuk devleti eleştirileri üzerinden hukuk ve devleti nasıl tanımladıkları ve bu iki kavramı birbiriyle nasıl ilişkilendirdikleri ele alınacaktır. Zira her iki düşünür de kendi devlet tanımlarında Hobbes’un Leviathan’ını temel aldıkları halde birbirlerine zıt sonuçlara ulaşmış ve Nazi Devleti’nin hukuksal yapısı üzerinden nasıl bir devlet olarak adlandırılacağı üzerine itilafa düşmüşlerdir. Neumann, Nazi devletinde Leviathan’ın ölümünü ve Behemoth’un doğuşunu görürken, Schmitt’e göre Leviathan’ın ölümüne sebep olan hukuk devleti idealidir ve ancak totaliter bir “Lider Devleti” [Führerstaat] onu diriltebilir. Her iki düşünür arasındaki hukuk ve devlet kavramları hakkındaki bu tartışma, siyaset felsefesi geleneğindeki “hukuk antinomisi” olarak adlandıracağımız problemi canlandırmıştır. Söz konusu tartışmayı ele alarak bu antinomiyi yorumlamak, günümüzde hukuk devletini yeniden düşünmek için elverişli bir başlangıç sunmaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
17

Ghobadi, Kaveh. „Kurdish fiction: From writing as resistance to aestheticised commitment“. Kurdish Studies 7, Nr. 1 (02.06.2019): 5–30. http://dx.doi.org/10.33182/ks.v7i1.508.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
The establishment of modern Iran in 1925 accelerated a centralisation policy, which resulted in the oppression of Iran’s national and cultural diversity. Under such unfavourable conditions, Kurdish fiction had a stuttering start with only three works since the publication of the first Kurdish novel in 1961 up until 1991, when the number of Kurdish fictional works produced in Iran began to increase steadily. This article addresses the question of commitment and aesthetics in Kurdish prose fiction by examining a short story collection and three novels published between 1961 and 2002. Whereas the earlier Kurdish writers primarily viewed fiction as a medium for cultural preservation and national liberation, around the turn of the 20th century a generation of Kurdish writers appeared who were as equally concerned with aesthetics as with politics.ABSTRACT IN KURMANJIÇîroka kurdî: Ji nivîsîna berxwedanê bo pabendiyeke estetîkAvakirina Îrana modern li sala 1925an lez da siyaseta navendîkirinê, ku bû sebebê fetisandina cihêrengiya neteweyî û çandî ya Îranê. Li jêr şertên wisa xerab, destpêka çîrok û romanên kurdî gelek giran bû û bi tenê sê berhem çap bûn di navbera 1961 û 1991ê, dema ku berhemên edebî yên kurdî li Îranê her ku çû zêdetir bûn. Ev gotar berê xwe dide pirsa pabendiya siyasî/îdeolojîk û estetîkê di edebiyata kurdî bi rêya tehlîla berhemeke kurteçîrokan û sê romanên di navbera 1961 û 2003 de çap bûyî. Di demekê de ku nivîskarên kurd yên pêşiyê edebiyat wek amrazeke parastina çandî û azadiya neteweyî didîtin, li werçerxa sedsala 20an nifşekî nivîskarên kurd derhatin ku bi qasî siyasetê xwedanê xem û endîşeyên estetîk jî bûn.ABSTRACT IN SORANIÇîrokî kurdî: Le nûsînî berengarîyewe bo pabendbûnî cuwanînasîDamezrandinî dewlletî modêrnî Êran le 1925da siyasetî nawedindêtî xêratir kird. Emeş serkutkirdinî freyîy keltûrî û neteweyîy Êranî lêkewtewe. Le sayey em barûdoxe nalebareda, çîrokî kurdî seretayekî piçirr piçirrî hebû, le billawkirdinewey yekem romanî kurdî le sallî 1961 ta sallî 1991 tenha sê berhem billaw kirawetewe û le 1991 berhemî çîrokî kurdî le Êran destî be ziyadbûnî berdewam kird. Em babete kar leser pirsî pabendbûn û cuwaninasî le çîrokî kurdîda dekat le rêgay hellsengandinî koberhemêkî kurteçîrok û sê roman ke le nêwan sallanî 1961 ta 2002da billaw kirawnetewe. Le katêkda cîlî pêşûy nûseranî Kurd be giştî çîrok nûsînyan wek amrazêk bo parastinî keltûr û rizgarîy nîştimanî debînî, le serûbendî hatinî sedey bîstemda neweyek le nûserî kurd peydabûn ke be heman radey siyaset bayexyan be cuwanînasîş deda.ABSTRACT IN ZAZAKIFîksîyonê kurdkî: Nuştişê xoverrodayoxkî ra ver bi wezîfeya estetîzekerdîyeAwankerdişê Îranê modernî yê serra 1925î bî sebebê sîyasetê merkezîkerdişî. Semedê nê sîyasetê merkezî ra zafrenginîya Îranî ya neteweyî û kulturî ameye bindestkerdene. Binê şertanê winasîyanê bêavantajan de, destpêkê fîksîyonê kurdkî giran bî: mabênê serra 1961î, wexto ke romanê kurdkî yo verên weşanîyabî, û serra 1991î, wexto ke Îran de weşanê eseranê fîksîyonî yê kurdkî hêdî-hêdî aver şîyêne, tena hîrê eserî weşanîyabîyî. Na meqale persê wezîfedarî û estetîkî yê fîksîyonê kurdkî ser o vindena. Seba naye koleksîyonêkê hîkayeyan û hîrê romanê ke mabênê 1961 û 2002î de weşanîyayî, analîz benê. Nuştoxanê kurdkî yê verênan fîksîyon heme çîyan ra ver sey wasîtaya muhafezekerdişê kulturî û xelasa neteweyîye dîyêne. Labelê serê seserra 20. de neslê nuştoxanê kurdkî yo newe vejîya meydan ke înan giranîya xo hem dayêne sîyasetî hem kî estetîkî ser.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
18

GÖKTAŞ, PINAR. „Y KUŞAĞININ BİR SİYASAL İLETİŞİM ARACI: POLITAINMENT ÖNERİSİ (EĞLENCELİ SİYASET/ SİYASAL EĞLENCE)“. Journal of International Social Research 9, Nr. 43 (20.04.2016): 1863. http://dx.doi.org/10.17719/jisr.20164317755.

Der volle Inhalt der Quelle
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
19

ÇİFTÇİ, Ali. „İbn Haldun'un Siyaset Teorisi Ve Siyasal Sistem Sınıflandırması“. Journal of Turkish Studies 8, Volume 8 Issue 7 (01.01.2013): 83. http://dx.doi.org/10.7827/turkishstudies.5458.

Der volle Inhalt der Quelle
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
20

Ruşen Y., KELEŞ. „SİYASET DIŞI PLANLAMADAN PLANLAMASIZ SİYASETE (Kentbilim Tartışmalarına Katkı)“. Ankara Üniversitesi SBF Dergisi 52, Nr. 1 (1997): 1. http://dx.doi.org/10.1501/sbfder_0000001993.

Der volle Inhalt der Quelle
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
21

ÇETİNKAYA, Şahin. „SİYASAL İSTİKRAR PERSPEKTİFİNDEN EKONOMİ VE SİYASET İLİŞKİSİ: TÜRKİYE ANALİZİ“. ATLAS JOURNAL 6, Nr. 30 (01.01.2020): 562–69. http://dx.doi.org/10.31568/atlas.474.

Der volle Inhalt der Quelle
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
22

DOĞAN, Adem. „CEMAAT VE SİYASET: SİYASAL DAVRANIŞTA CEMAAT ÜYELERİNİN SOSYAL İLİŞKİLERİ“. Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi 4, Nr. 17838 (01.12.2015): 325–51. http://dx.doi.org/10.21563/sutad.187031.

Der volle Inhalt der Quelle
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
23

DEMİRCİOĞLU, Zübeyde. „Türkiye'de Sosyolojik Düşüncenin Doğuşu: Düşünürler, Düşünce Çevreleri ve İlişkiler“. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi 60, Nr. 2 (15.12.2020): 653. http://dx.doi.org/10.33171/dtcfjournal.2020.60.2.8.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Bu çalışma, Darülfûnun Sosyoloji Kürsüsünün (1915) kurulmasıyla sosyolojinin bir disiplin olarak kurumsallaşmasından önce Türkiye'de sosyolojik bilgi üretimini tarihsel ve siyasal bağlamda analiz etmeyi amaçlamaktadır. Çalışmada dönemin siyasal ve toplumsal arka planı ile sosyolojik düşüncenin geliştiği düşünce çevreleri ve düşünürler arasındaki örgütlenme ve ilişki biçimleri birlikte ele alınacaktır. Türkiye'de sosyolojik düşüncenin doğduğu evrede hedefi “memleketi kurtarmak” olan farklı sosyolojik perspektiflere sahip düşünce çevreleri arasında yoğun bir siyasi mücadele yaşanmıştır. Mücadelenin tarafları çoğu kez siyasi gerekçelerle sosyolojiyi araçsallaştırırken, sosyolojinin gelişimine de zemin hazırlamış ve gelişim çizgisini belirlemiştir. Bu çerçevede çalışmada; öncelikle 19. yüzyılda sosyolojik düşünceye giden yolu açan gelişmeler ele alınmış ardından sosyolojik düşüncenin gelişim çizgisi 1908 öncesi dönem, 1908-1912 yılları arası ve 1912 sonrası olmak üzere üç dönemde değerlendirilmiştir. Sonuç olarak sosyolojik düşüncenin gelişiminde kişisel çabalardan ziyade kolektif çabaların ve güçlü örgütlenmelerin etkili olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca örgütlenme ve ilişki biçimlerinin izi sürüldüğünde merkezinde Ziya Gökalp'in bulunduğu bir ilişkiler ağının ortaya çıktığı görülmüştür.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
24

Gölbaşı, Haydar. „16 Nisan 2017 Referandum Sonuçlarına Göre Alevilerin Tercihi (Sivas İli Örneği)“. ALEVİLİK-BEKTAŞİLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, Nr. 17 (16.07.2018): 75–96. http://dx.doi.org/10.24082/2018.abked.72.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Seçmenler oy kullanırken çeşitli faktörlerden etkilenmekte ve buna bağlı olarak tercihlerini belirleyip, oy verme davranışında bulunmaktadırlar. 1980’li yıllardan itibaren siyaset tüm dünyada gittikçe artan bir oranda kültürel kimlikler üzerinden belirlenmektedir. Ülkemizde de parti aidiyetlerinin yaygın bir biçimde kültürel kimlikler üzerinden tanımlanmaya başlanması nedeniyle, etnik ve dini kökenler ile siyaset arasındaki ilişki seçmen davranışını belirleyen önemli faktörlerden biri haline gelmiştir. Benzer tercihler referandum süreçlerinde de gerçekleşmektedir. Seçmenler genellikle destekledikleri partinin referandumda savunduğu görüş doğrultusunda oy kullanmaktadırlar. Türk siyasi tarihi boyunca seçimlerde kritik rol oynayan Alevilerin tercihi genellikle Cumhuriyet Halk Partisi’nden (CHP) yana olmuştur. Bu durum Aleviler için öteden beri uzak durdukları milliyetçi ve mukaddesatçı sağ partileri bir alternatif olmaktan çıkartarak, onları bu partinin doğal tabanı durumuna getirmiştir. Bu çalışmada, 16 Nisan Referandum sürecinde ezici bir çoğunlukla “Hayır” yönünde oy veren Alevi seçmenlerin oy tercihlerinde ne tür etkenleri dikkate aldıklarının ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Bu çerçevede Sivas ili 16 Nisan 2017 referandum seçim sonuçları analiz edilmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
25

Eşitti, Şakir. „The relationship between media - politics and politainment in the experience society: The case of ‘The Daily Show’Yaşantı toplumunda politainment ve medya -siyaset ilişkisi: The Daily Show örneği“. International Journal of Human Sciences 12, Nr. 2 (18.11.2015): 1146. http://dx.doi.org/10.14687/ijhs.v12i2.3439.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
<p>Nowadays the relationship between media and politics has reached a new dimension especially with the developments in the dynamics of the societies. Usage of entertainment elements by politicians in order to take place in the media and usage of entertaining political contents in the media have increased the importance of the entertainment in political communication. This has led to the discussions on the concept of “<em>politainment</em>”, a portmanteau word composed of politics and entertainment which is seen a new form of political communication. The German political scientist Andreas Dörner coined this concept to the social sciences that can be translated in Turkish entertaining politics. The main aim and objectives of this study are examining the concept of <em>politainment</em>, addressing the change in the relationship between media and politics as well as in the understanding of news reporting in the case of United States’ (US) one of the most popular TV program “The Daily Show”. According to the findings of the study, usage of the elements of entertainment by politicians, make them more visible in the media, creates more awareness for the messages they want to convey, and make their messages more memorable and appealing. Also the media uses various political elements to differentiate its content and make it more appealing to their audience. This has led to a symbiotic relationship between media, politics and entertainment, which is based on a mutually beneficial understanding. The Daily Show is one of the most concrete and important examples of <em>politainment</em> concept. The program approaches to the national and international problems critically but in an entertaining way and makes these problems more popular and therefore more debatable. Besides this, politicians are aware of the effects and popularity of this program and therefore they often participate in the program and convey their ideas and political aims to the audiences, in this way they try to gain the sympathy and support.</p><p> </p><p><strong>Özet</strong></p><p>Günümüzde medya ve siyaset arasındaki ilişki toplum dinamiklerinde meydana gelen yeni gelişmelerle beraber farklı bir boyuta ulaşmıştır. Giderek artan bir şekilde politikacıların eğlence unsurlarını kullanarak medyada yer alması ve medyanın da izleyicisine politik içerikleri eğlenceli bir şekilde sunması, siyasal iletişimde eğlencenin önemini arttırmıştır. Bu durum siyasal iletişimde yeni bir unsur olarak görülen, politika (politics) ve eğlence (entertainment) kelimelerinin birleşmesiyle oluşturulmuş, <em>politainment</em> kavramının tartışılmasına neden olmuştur. Türkçe’ye eğlenceli siyaset olarak çevrilebilecek olan <em>politainment</em> kavramı, Alman siyaset bilimci Andreas Dörner tarafından sosyal bilimlere kazandırılmıştır. Bu çalışmanın temel amacı Dörner’ın ortaya attığı <em>politainment </em>kavramını irdelemek, medya - siyaset ilişkisindeki ve habercilik anlayışındaki bu değişimi Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) popüler TV programlarından biri olan ‘The Daily Show’ isimli program örneğinde ele almaktır. Çalışmada elde edilen verilere göre siyasetçiler tarafından eğlencenin bir araç olarak kullanılması, politikacıları medyada daha görünür hale getirmekte, iletmek istedikleri mesajlar hakkında farkındalık yaratmakta, bu mesajları daha akılda kalıcı ve çekici kılabilmektedir. Medya ise, izleyicisine sunduğu içeriklerin diğerlerinden farklılaşmasını ve daha cazip hale gelmesini sağlamak için politik içerikleri kullanmaktadır. Bu durum medya, siyaset ve eğlence arasında karşılıklı fayda anlayışına dayalı ‘simbiyotik’ bir ilişkiyi doğurmuştur. <em>Politainment</em>ın medyadaki en önemli örneklerinden birini The Daily Show programı oluşturmaktadır. Program, ulusal ve uluslararası sorunlara eleştirel ancak eğlenceli bir şekilde yaklaşmakta, bu sorunların popülerleşerek daha fazla tartışılabilmesine imkân vermektedir. Siyasetçiler de The Daily Show’un popülerliğinden haberdar bir şekilde bu programa sıklıkla katılmakta, düşüncelerini ve siyasal hedeflerini izler kitleye aktarmakta, bu yolla sempati ve destek kazanmaktadır.</p>
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
26

FERİDUNOĞLU, İSMAİL CEM. „ÇOK PARTİLİ SİYASİ HAYATIMIZDA MEDYA SİYASET İLİŞKİLERİ BAĞLAMINDA İKTİDAR OLGUSU“. Journal of International Social Research 9, Nr. 44 (30.06.2016): 1047–62. http://dx.doi.org/10.17719/jisr.20164420175.

Der volle Inhalt der Quelle
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
27

Küçükyılmaz, M. Mücahit. „Siyasal İletişim Bağlamında Asker-Siyaset İlişkileri: ‘Vesayet’ten ‘Kurumsal Çatışma’ya ‘Normalleşme’ Süreci“. Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 19, Nr. 5 (12.12.2019): 89–100. http://dx.doi.org/10.18037/ausbd.658902.

Der volle Inhalt der Quelle
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
28

Abdul Jafar, Wahyu. „IMPLEMENTASI NILAI NILAI FIQH SIYASAH DALAM PERATURAN DAERAH (PERDA) SYARI’AH“. AL IMARAH : JURNAL PEMERINTAHAN DAN POLITIK ISLAM 4, Nr. 1 (20.08.2019): 83. http://dx.doi.org/10.29300/imr.v4i1.2169.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Abstract: This scientific work was made to find out the implementation of siyasa law fiqh on shari'a regulations. This study is very important because the Syari'ah Regional Regulation which is made without regard to the values contained in fiqh of siyasah will dry up and lose its Islamic spirit. Even the law that is born can actually create injustice and prosperity if it is later applied in the community. After the researcher carried out the study in depth it was found a conclusion that the Sharia law that had implemented the value of the siyasah included Syari'ah Perda that was oriented and obedient to Islamic Shari'a, the Syari'ah Regional Regulation which was oriented to the benefit of the the value of justice and equality of rights, the Shari'a Regional Regulation that avoids elements of persecution and dignity, and the Shari'a Regional Regulation which is based on the principle of deliberation.Keywords: Fiqh Siyasah; Regional Regulation; Syari'ah
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
29

Faiz, Melike, und Cengiz Dönmez. „Examining the political literacy levels of pre-service teachers according to some variablesÖğretmen adaylarının siyaset okuryazarlık düzeylerinin bazı değişkinlere göre incelenmesi“. Journal of Human Sciences 13, Nr. 2 (30.08.2016): 3629. http://dx.doi.org/10.14687/jhs.v13i2.4025.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
The purpose of this study; is to determine the political literacy levels of pre-service teachers of social studies and to demonstrate the effects of the several variables over the components of political literacy (knowledge and understanding- dispositions and values-skills and aptitudes). Researchers use political literacy scale which have 3 components for gathering data. The sample is 1187 pre-service teachers from 7 geographical regions and this sample chosen wia maximum variation sampling. After collecting the data, researchers found that pre-service teacher’s knowledge, disposition and skills were at a medium level. When the averages of total scores that pre-service teachers obtained from three different components forming the political literacy were examined, it was seen that their political literacy levels were at a medium level. When the relationship among the components forming the political literacy, it was found that there was a positive, low level and significant relationship between knowledge and disposition; a positive high level and significant relationship between knowledge and skill; a positive, high level and significant relationship between disposition and skill. ÖzetAraştırmanın amacı, sosyal bilgiler eğitiminde öğrenim gören öğretmen adaylarının mevcut siyasi okuryazarlık düzeylerini belirlemek, siyaset okuryazarlığını oluşturan bileşenler (bilgi- duyuşsal eğilim- davranış/beceri) üzerinde çeşitli değişkenlerin etkisini ortaya koymaktır. Bu araştırmanın örneklemini, 2014-2015 eğitim öğretim yılında 13 farklı üniversitenin sosyal bilgiler eğitiminin 3. ve 4. sınıflarında öğrenim gören 1187 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Örneklem seçilirken maksimum örnekleme türü kullanılmıştır. Araştırmanın bulgularına göre sosyal bilgiler öğretmen adaylarının bilgileri, duyuşsal eğilimleri ve beceri/davranışları orta düzeyde bulunmuştur. Öğretmen adaylarının siyaset okuryazarlığını oluşturan bu üç ayrı bileşenden aldıkları toplam puanların ortalamasına bakıldığında ise siyaset okuryazarlık düzeylerinin orta seviyede olduğu görülmektedir. Siyaset okuryazarlığını oluşturan bileşenler arasındaki ilişkiye bakıldığında; bilgi ile duyuşsal eğilim arasında pozitif yönde, düşük düzeyde anlamlı; bilgi ile beceri/davranış arasında pozitif yönde, yüksek düzeyde; beceri/davranış ile duyuşsal eğilim arasında pozitif yönde, yüksek düzeyde ilişki bulunmuştur.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
30

Yazici, Çiğdem. „Aristoteles’te İyi Yaşam, Kendine Yeterlilik ve Kölelik“. Kilikya Felsefe Dergisi / Cilicia Journal of Philosophy 8, Nr. 1 (2021): 1–17. http://dx.doi.org/10.5840/kilikya2021811.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Aristoteles’in iyi yaşam felsefesi onun siyaset felsefesinde önemli bir yere sahipken, kölelik anlayışıyla çok ilişkili olarak incelenmez. Oysa kölelik anlayışının yakından incelenmesi, onun iyi yaşamı mümkün kılacak bir siyasi yapı olarak kent-devlet teorisinde kilit rol oynadığını gösterir. Politika’da en iyi yaşam olarak gördüğü teorik yaşamı mümkün kılabilmek için kurumsal olarak köleliği adil gösteren bir savunma geliştirir. Bu savunmada kullandığı gerekçelerin odak noktası “kendine yeterliliktir”. Buna göre hem muhakemede hem kendini yönetmede kendi kendisine yeten kişi özgür ve “tam insan” olmuştur, yetemeyen ise yönetilmeye ve köleliğe uygun dolayısıyla “tam olmamış veya tamamlanmamış insandır”. Bu sebeple, makale ilkin iyi yaşamın, ikinci olarak siyasi devlet yaşamının, üçüncü olarak da köleliğin ve özgürlüğün “kendine yeterlilik” ile ilişkisine odaklanarak eleştirel bir inceleme sunar. Bu sayede, Aristoteles’te önceden varsayılan bir doğal kölelik anlayışı olmadığını; mutluluk ve siyasi yaşam ilişkisi adına kurumsal olarak köleliğin gerekliliğini savunduktan sonra, köleliği adil gösterebilmek için zor kullanımı gerektirmeyen “doğal” kölelik anlayışını bilhassa geliştirdiğini görebiliriz. Dahası belli etnik halkların karakter özelliklerine göre köleliğe doğal olarak uygun oldukları fikrini de bu düşüncenin ardından geliştirir. Sonuçta, Aristoteles’in kölelik anlayışındaki etnik ayrımların biyolojik temelli özcü bir ırkçılık ile yapılmasa da insanlığının tam olması için kendi kendine yetmesi beklenen normatif bir insan anlayışıyla yapıldığını söyleyebiliriz.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
31

Leezenberg, Michiel. „Language, Kingship, and Nation: The Ambiguous Politics of Ehmedê Xanî's Mem û Zîn“. Kurdish Studies 7, Nr. 1 (02.06.2019): 31–50. http://dx.doi.org/10.33182/ks.v7i1.487.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
In this article, I argue that discussions of whether any Kurdish nationalism may be found in Xanî’s Mem û Zîn proceed from rather anachronistic assumptions. Through an exploration of the language ideology found in this work, I demonstrate that the work’s mystical meaning interacts in rather complex ways with its political views. In particular, the king or prince plays a crucial, if ambiguous, political, linguistic, and eschatological role in the poem. Thus, Mem û Zîn may be read as a specimen of vernacularisation rather than romantic nationalism.ABSTRACT IN KURMANJINetewe, Padişahî, û Ziman: Siyaseta xumam di Mem û Zîna Ehmedê Xanî deDi vê gotarê de, îddiaya min ew e ku nîqaşa li ser pirsa hebûna netewegeriya kurdî di Mem û Zîna Xanî de ji pêşferzên pir anakronîstîk têne pêş. Bi rêya veçirandina îdeolojiya zimanî ya di vê berhemê de, ez nîşan didim ku wateya sofîgerane ya berhemê bi çendîn awayan di bîr û boçûnên siyasî de rengê xwe vedibîne. Bi taybetî, padişah an jî mîr roleke -herçend xumam jî be- bingehîn a siyasî, zimanî, û axretî digêre di berhemê de. Wisa jî, Mem û Zîn dibe wek nimûneyeke edebî ya bikaranîn û berbelavkirina zimanê xwemalî (vernacularisation) bê dîtin, ne ya netewegeriyeke romantîk.ABSTRACT IN SORANINetewe, paşayetî û ziman: Siyasetî narrûnî Mem û Zînekey Eḧmedî XanîLem babeteda, min argumêntî ewe dekem ke giftugoy ewey ke aya hîç core nasyûnalîzmêkî kurdî lenaw Mem û Zînî Xanîda heye le grîmaney enekronîstî (mufareqey zemenîyewe) serçawe degrêt. Le miyaney kinekirdinî aydiyolojyay zimanî naw ew berhemey Xanî, min ewe pîşan dedem ke manay mîtolojyayî berhemeke be şêwazêkî alloz karlêk legell cîhanbînîye siyasîyekeyda deken. Betaybetî, padşa yan mîr, eger be narrûnîş bêt, rollêkî serekîy siyasî, zimanewanî we axîretî (îsketolojî) le şî'rekanî da debînêt. Bemcore, Mem û Zîn dekrêt wek nimûney 'ewamgerayîy zimanî (vernacularisation) nek wek nasyûnalîzmî romansî bibînrêt.ABSTRACT IN ZAZAKINetewe, Mîreyîye û Ziwan: Polîtîkayê zafmanîdarî yê Mem û Zîna Ehmedê XanîNa meqale de ez îdîa kena ke munaqeşeyê “Tirêm eserê Xanî Mem û Zîne de rêçê neteweperwerîye yenê dîyene yan ney?” hîna zaf hîpotezanê anakronîkan ra yenê pêra. Pê kefşkerdişê îdeolojîya ziwanî ya nê eserî, ez nîşan dana ke manaya eserî ya mîstîke hîna zaf bi hewayêko kompleks tesîr kena fikranê ey ê sîyasîyan ser o. Bitaybetî qiral yan kî mîre şîîre de rolêko sîyasîyo ziwannaskîyo eskatolojîko muhîm la nedîyar kay keno. Coka merdim şeno Mem û Zîne sey neteweperwerîya romantîke ney, la hîna zaf sey nimûneyê pêroyîkerdişê ziwanî biwano
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
32

TAN, Ahmet. „POLİTİK PAZARLAMA ARACI OLARAK SEÇMENLERİN POLİTİK GÜVEN ALGILARININ İNCELENMESİ ÜZERİNE BİR SAHA ARAŞTIRMASI“. Business & Management Studies: An International Journal 5, Nr. 1 (21.04.2017): 20–41. http://dx.doi.org/10.15295/bmij.v5i1.80.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Demokrasi kültürünün gelişmesiyle birlikte, politikanın ve doğal olarak siyasi parti faaliyetlerinin pazarlama bakış açısıyla şekillenmesine yol açmış, politik pazarlama kavramının hem akademisyenler hem de profesyoneller için yeni bir çalışma alanı haline gelmesini sağlamıştır. Bu çalışma, seçmenlerin demografik ve sosyo- kültürel özellikleri açısından politik güven algılarında farklılık olup olmadığını incelemek amacıyla yapılmıştır. Gaziantep’te 574 katılımcıyla yüz yüze anket yoluyla toplanan veriler SPSS paket programı aracılığıyla, istatistiksel olarak analiz edilmiştir. Analiz sonuçlarına göre; seçmenlerin güven algılarını oluşturan üç faktörden biri olan güven değişkeninin yaş gruplarına göre (H1), eğitim düzeylerine göre (H4), meslek gruplarına göre (H10) ve siyasi görüşlerine göre (H13) farklılık gösterdiğini savunan hipotezler; faktörlerden biri olan siyaset dışı iş yapma değişkeninin eğitim düzeylerine göre (H6), gelir düzeylerine göre (H9) ve meslek gruplarına göre (H12) farklılık gösterdiğini savunan hipotezler kabul edilmiş, diğer hipotezler ise reddedilmiştir. Elde edilen sonuçların hem kavramsal olarak hem de literatürde bulunan sonuçlara uygun olması, bu konuyla ilgili çalışmaların sınırlı olması da göz önüne alındığında, ilgili literatüre önemli katkılar sağlamıştır.Anahtar kelimeler: politik pazarlama, politik güven, seçmen davranışıJel kod: C12, D72, M31
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
33

EŞEL, Gökhan. „YUSUF AKÇURA'NIN "ÜÇ TARZ-I SİYASET" ADLI ESERİNİN TÜRK SİYASAL HAYATINA YANSIMA“. Journal of Academic Social Science Studies 5, Number: 58 (01.01.2017): 421–35. http://dx.doi.org/10.9761/jasss7194.

Der volle Inhalt der Quelle
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
34

YILMAZ, Nihat. „Antik Yunan Dönemi Karşılaştırmalı Siyaset Biliminde Siyasal Sistem Sınıflandırmalarına Genel bir Bakış“. Doğuş Üniversitesi Dergisi 1, Nr. 15 (27.01.2014): 123–38. http://dx.doi.org/10.31671/dogus.2018.81.

Der volle Inhalt der Quelle
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
35

GÜLLÜPUNAR, HASAN. „UZLAŞMACI VE ÇATIŞMACI SİYASAL SÖYLEMİN SİYASET HAKKINDAKİ ALGIYA ETKİLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA“. Journal of International Social Research 13, (13/73) Business (01.01.2020): 912–24. http://dx.doi.org/10.17719/jisr.11024.

Der volle Inhalt der Quelle
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
36

Arslan, Durmuş Ali, und Ahmet Çağrıcı. „Sociological analysis of Democratic Party MPs from the perspective of Elite theoryElit teorisi perspektifinden Demokrat Parti milletvekillerinin sosyolojik analizi“. Journal of Human Sciences 14, Nr. 1 (24.03.2017): 914. http://dx.doi.org/10.14687/jhs.v14i1.4472.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
In this study, sociological analysis of public profiles of Democrat Party deputies who served years between 1950 and 1960 as a ruling party deputy by using elite theory has been planned. Before sociological analysis of deputies clarifying the complex structure of first event is needed. To achieve this firstly some basic concepts explained by using general fictions. We will set our work foundation over basic ideas of political sociology on Politics, democracy, powers, the political elite and the intellectual foundation concepts. After creating the conceptual and fictional background of the subject the historical background of the period before Adnan Menderes and his Democrat Party's ruling time has been analyzed.As a sample Group Democratic Party Deputies have been selected who served years between 1950 and1960 under Grand National Assembly umbrella from research universe consist of Turkish political elite. A set of data has been created by using "Spatial Analysis Technique" on the basis of background of the political elite has been used. Parliament's institutional records, publications and websites, especially by examining the parliament albums, since 1950, the year he took over the ruling period have been evaluated and used. These data sets were analyzed by using SPSS. Analysis of 1323 deputies have been planned from the perspective of social indicators like education level, age, foreign language they know, gender and place of birth under the light of generated data in the period of three course term.When the political elite as a result of the study evaluated the required properties for the Democratic Party deputies to be born in Istanbul, he should be more educated university graduates. In other sociological characteristics, to be young and middle-aged, gender and family status in the context of male, married, with three children to outweigh. If the analyzed period, as Turkey that lack of a college education is considered the country's first university graduate of Istanbul University attorneys are frequent. Law graduate to be, people who manage to know at least one foreign language and civilian bureaucrats seem to be dominant in parliament as in the DP. ÖzetBu çalışmada, Demokrat Partinin iktidar yılları olan 1950-1960 yılları arasında görev yapmış Demokrat Parti milletvekillerinin, toplumsal profillerinin elit teorisi üzerinden sosyolojik analizinin yapılması hedeflenmiştir. Milletvekillerinin sosyolojik analizinden önce incelediğimiz olayın ilk başta karmaşık yapısını belirginleştirmek gerekmektedir. Bu doğrultuda ilk başta genel bir kurgulama yapılarak bazı temel kavramlar açıklanmıştır. Siyaset, demokrasi, erk, parti, elit, siyasi elit kavramları üzerinden siyaset sosyolojisinin fikri temelleri üzerine çalışma oturtulmuştur. Konunun kavramsal ve kurgusal alt yapısı oluşturulduktan sonra dönemin tarihsel arka planı da göz önüne alınarak Adnan Menderes ve Demokrat Parti iktidar yılları, öncesi ve dönemi ile birlikte ele alınmıştır.Türk siyasi elitlerinin oluşturduğu araştırma evreninden, örneklem kümesi olarak 1950–1960 yılları arasında, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında görev yapmış Demokrat Parti milletvekilleri seçilmiştir. “Konumsal Analiz Tekniği” kullanılarak, TBMM’nin kurumsal kayıtları, yayınları ve web sitesi özellikle de TBMM albümleri incelenerek, Demokrat Parti’nin iktidarı devraldığı yıl olan 1950’den itibaren Demokrat Parti milletvekilliği yapmış siyasi elitlerin toplumsal özgeçmişleri temelinde bir veri seti oluşturulmuştur. Bu veri setleri SPSS kullanılarak analiz edildi. Oluşturulan veri seti ışığında, üç dönemlik bir süreçte toplam 1323 Demokrat Partili milletvekilinin mesleki dağılımları, eğitim durumları, yaş, bildikleri yabancı dil, cinsiyet ve doğum yeri gibi sosyal indikatörler açısından incelemesi planlanmıştır.Yapılan çalışma neticesinde bir siyasal elit olarak Demokrat Parti milletvekilli için aranan özellikler değerlendirildiğinde İstanbul doğumlu olmak, eğitimli dahası üniversite mezunu olmak gerekmektedir. Aranan diğer nitelikler: genç-orta yaşlı, cinsiyet ve aile durumu bağlamında erkek, evli, üç çocuklu olmak ağır basmaktadır. İncelenen dönemler itibariyle Türkiye’de üniversite eğitimi veren kurumların azlığı göz önünde bulundurulursa ülkenin ilk üniversitesi olan İstanbul Üniversitesi mezunu vekiller yoğunluktadır. Hukuk bölümü mezunu olmak, en az bir yabancı dil bilmek ve sivil-bürokrat yönetici olan kişiler DP sıralarında parlamentoda baskın olarak gözükmektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
37

Mukhtori, Mukhtori, und Abdur Rahim. „Kualifikasi Calon Legislatif dalam Sistem Proporsional Terbuka Menurut Pandangan Fiqih Siyasah“. SALAM: Jurnal Sosial dan Budaya Syar-i 7, Nr. 9 (03.09.2020): 825–42. http://dx.doi.org/10.15408/sjsbs.v7i9.16594.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Abstract.Elections in Indonesia are considered the most democratic because they can elect legislative candidates directly. The candidate is clearly displayed in the photo. Because it can be seen directly by voters, legislative candidates need qualifications. These qualifications do not only rely on clever speech, handsome or beautiful, rich, popular, or have a large following. Qualifications of legislative candidates according to the view of fiqh siyasah include credibility and balance of the nature of shiddiq, amanah, tablig, fathonah, extensive knowledge which are knotted in basthothan fil ilmi wa al jismi, and have opinions the strong and wisdom wisdom. This open proportional system according to the view of fiqh siyasa was once carried out during the time of the Prophet Muhammad and al-Khulafaur Rasyidin in the election of ahlul halli wa al aqdi.Keywords: system, proportional, qualifications, siyasah Abstrak.Pemilihan Umum di Indonesia dinilai paling demokratis karena dapat memilih calon anggota legislatif secara langsung. Calon tersebut terpampang dalam foto secara jelas. Karena dapat dilihat langsung oleh pemilih, maka calon legislatif memerlukan kualifikasi. Kualifikasi tersebut jangan hanya mengandalkan pandai berpidato, tampan atau cantik, kaya, populer, maupun memiliki pengikut yang banyak. Kualifikasi calon legislatif menurut pandangan fiqih siyasah diantaranya mempunyai kredibilitas dan keseimbangan sifat shiddiq, amanah, tablig, fathonah, berpengetahuan yang luas yang tersimpul di dalam basthothan fil ilmi wa al jismi, serta mempunyai pendapat yang kuat dan hikmah kebijaksanaan. Sistem proporsional terbuka ini menurut pandangan fiqih siyasah pernah dijalankan pada masa Nabi Muhammad saw. dan al-Khulafaur Rasyidin dalam pemilihan ahlul halli wa al aqdi.Kata kunci: sistem, proporsional, kualifikasi, siyasah
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
38

BAK, Gökhan. „Siyasi İletişimde Siyasal Reklamların Önemine İlişkin Göstergebilimsel Bir Çözümleme“. SOCIAL MENTALITY AND RESEARCHER THINKERS JOURNAL 4, Nr. 14 (01.01.2018): 1161–69. http://dx.doi.org/10.31576/smryj.162.

Der volle Inhalt der Quelle
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
39

OĞUZ, Cihan. „TÜRKİYE’DE SİYASİ LİDERLERE TAKILAN LAKAPLARIN SİYASAL İLETİŞİM AÇISINDAN İNCELENMESİ“. R&S - Research Studies Anatolia Journal 1, Nr. 2 (30.07.2018): 84–94. http://dx.doi.org/10.33723/rs.421645.

Der volle Inhalt der Quelle
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
40

ÖZBEK, Volkan, und Umut MERGENER. „SEÇMEN SADAKATİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER: ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA“. Business & Management Studies: An International Journal 7, Nr. 5 (25.12.2019): 1967–88. http://dx.doi.org/10.15295/bmij.v7i5.1280.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Bu araştırmanın amacı, seçmenlerin bir siyasi partiye olan sadakatini etkileyen faktörleri incelemektir. Seçmen sadakatini etkileyebileceği düşünülen pek çok faktör bulunmaktadır. Araştırmada bu faktörlerden sübjektif bilgi, ilgilenim, memnuniyet, bilgi araştırma, risk ve güven değişkenleri irdelenmiştir. Araştırma modelinde yer alan değişkenler arasındaki ilişkilerin test edilmesi sonucunda, seçmen algılanan riskinin, seçmen ilgilenimi ve bilgi araştırma düzeyi üzerinde pozitif etkileri saptanmıştır. Bununla birlikte, seçmen ilgileniminin seçmen bilgi araştırma düzeyi üzerinde etkili olduğu da bulunmuştur. Araştırma bulguları seçmen bilgi araştırma düzeyinin, güven ve seçmen sübjektif bilgi düzeyi üzerindeki etkisini doğrulamaktadır. Seçmenin doğru tercih yapmada kendine olan güveni, tercih ettiği partiye yönelik memnuniyetini; memnuniyet ise sadakati oluşturan yeniden oy verme ve başkalarına tavsiye etme boyutlarını güçlü bir biçimde etkilemektedir. Araştırma bulguları yorumlanmış; akademisyenlere ve siyaset arenasında hizmet veren kuruluşlara önerilerde bulunularak çalışma tamamlanmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
41

Karataş, Eser. „Medyada Kanaatler Üzerine: Kanaat Üreticileri Doksozoflar“. Etkileşim 2, Nr. 4 (Oktober 2019): 254–75. http://dx.doi.org/10.32739/etkilesim.2019.4.73.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Toplumsal kanaatler, gündelik yaşamın şekillenmesi ve toplumun kontrol altında tutulabilmesi açısından egemen güç için hayati bir öneme sahiptir. Kendi egemenliğinin devamını sağlamak ve ideolojisini yeniden üretebilmesi için siyasi erk ile medya arasında sıkı bir ilişkinin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu bakımından egemen olanın çıkarı doğrultusunda kanaatler kontrol edilmekte ve kullanılmaktadır. Bu çalışmada, egemen gücün toplumu kontrol altında tutulabilmesi ve medya üzerindeki etkisini anlamak açısından Bourdieu’nün ortaya koymuş olduğu “doxa” ve “doksozoflar” kavramları ele alınacaktır. Bu kapsamda doksozof olarak tanımlanan kişilerin birçok konuda sığ bir bilgi birikimine sahip olmalarına rağmen kanaatleri yeniden üreterek ve bu üretilen kanaatlerin siyasal erkin isteği üzerine ana medya ve yeni medya kanalları aracılığıyla yeniden kurgulayarak nasıl yeni toplumsal pratikler oluşturdukları incelenecektir. Siyasi erkin söylemlerini doksozoflar sayesinde meşrulaştırıp, topluma ulaştırmayı hedefleyen medya, egemen güçle arasındaki ilişkisini kendi çıkarları doğrultusunda korumayı hedefler. Bu durumda medyanın doksozoflar aracılığıyla topluma taşıdığı kanaatlerin ne kadar toplum yararına olduğu sorgulanması gereken bir konudur.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
42

KÖK, Selcen. „ETİK-SİYASET-EYLEM İLİŞKİSİ: DÜNDEN BUGÜNE İNSANIN SİYASAL VAR OLUŞUNA İLİŞKİN BİR SORGULAMA“. International Journal of Disciplines In Economics and Administrative Sciences Studies (IDEAstudies) 5, Nr. 13 (01.01.2019): 243–52. http://dx.doi.org/10.26728/ideas.207.

Der volle Inhalt der Quelle
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
43

YILDIRIM, Umut Turgut. „Türk Siyasal Hayatında Anayasa Yargısı-Siyaset İlişkisi: Türk Anayasa Mahkemesi Üzerinden Bir Değerlendirme“. Turkish Studies-Economics,Finance,Politics Volume 16 Issue 1, Volume 16 Issue 1 (2021): 571–87. http://dx.doi.org/10.47644/turkishstudies.48110.

Der volle Inhalt der Quelle
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
44

KÜÇÜKER, Sultan Deniz. „Arkaik ve Klâsik Hellen Toplumlarının Mekâna Bağlı Köken ve Kuruluş Mitosları“. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi 59, Nr. 2 (24.12.2019): 1034. http://dx.doi.org/10.33171/dtcfjournal.2019.59.2.14.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Klâsik Dönem Hellen dünyasının ayırt edici nitelikleri Atina polis'i üzerinden tespit edilse de bu kültürün çerçevesi, Arkaik Dönem Hellen siyasi coğrafyasında bulunan tüm toplumların iletişim dünyası içinde belirlenmiştir. Erken Hellen toplumlarının iletişim dünyasının en önemli ortak birikimi olarak, Homeros'a atfedilen şiirler gösterilebilir ki Hellen siyasi, sosyolojik ve mitolojik hafızasına özgü birçok unsur, nitelikleriyle birlikte ilk defa bu dizelerde kendini gösterir. Konumuz bağlamında, özellikle dizelerde belirlenen mitolojik hafıza önem arz eder. Öyle ki, Hellen toplumları açısından mitolojinin yüklendiği tarihsel rol, burada ve diğer aktarımlarda konu edilen mitolojik kahramanların ya da olayların çoğunlukla siyasal nedenlerle Arkaik ve Klâsik Dönem ozanlarınca yeniden kullanılmasına, ekler görerek yeniden biçimlendirilmesine neden olmuştur. Bu çalışmada; Arkaik ve Klâsik Hellen toplumlarının kuruluş ve köken iddiaları aşamasında yoğunlukla kullanılarak öne çıkarılan mitoslar belirlenecek, toplumların mitoloji üzerinden izlediği diplomasinin iç ve dış politikalardaki etkileri ve sonuçlarına değinilecektir. Son olarak ise, Arkaik Hellen toplumlarının hafızasında olgunlaşmaya başlayan bu geleneğin, Hellenistik Dönem'le birlikte toplumlara kimlik oluşturma ve kültürel bütünlük kurma aşamasında üstlendiği işlevsel rol özetle konu edilecektir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
45

Azər oğlu Qazıyev, Kənan. „MÜSTƏQİL AZƏRBAYCANDA KORRUPSİYAYA QARŞI MÜBARİZƏ SAHƏSİNDƏ ATILAN ADDIMLAR“. SCIENTIFIC WORK 50, Nr. 01 (28.12.2019): 47–50. http://dx.doi.org/10.36719/aem/2007-2020/50/47-50.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Açar sözlər: Azərbaycan Respublikası, Korrupsiya, Şəffaflıq, İslahat, Dövlət idarəçiliyi, Asan Xidmət Keywords: Republic of Azerbaijan, Corruption, Transparency, Reform, Public Administration, Easy Service Ключевые слова: Азербайджанская Республика, коррупция, реформа, государственное управление, простое обслуживание Adı əsasən bürokratik aparat və siyasi elita ilə bağlı işlənən korrupsiya termininin mənasını qısa şəkildə demokratiyadakı bütün fərdlərin hüquq qarşısında bərabərliyi prinsipini ortadan qaldıran, imkanları bərabər şəkildə əldə etmək prinsipini zədələyən kimi izah etmək yerinə düşərdi [1]. Bunlarla yanaşı, korrupsiya qanunun aliliyinə qarşı duyulan hörmətə də böyük zərər verir, siyasi nüfuz xalqın dəstəyindən məhrum qalır, iqtidar ilə xalq arasında uçurum yaranır. Dövlət idarəetməsi sahəsində həyata keçirilən siyasətin əsas məqsədi səmərəli və demokratik idarəçiliyin, dövlət orqanlarının fəaliyyətində şəffaflığın, operativliyin, çevikliyin və nəticə etibarilə ölkə vətəndaşlarının rifah və məmnunluq səviyyəsinin təmin olunmasıdır. İslahatların gündəmində səmərəli, şəffaf idarəetmə mexanizmin yaradılması ilə yanaşı, dövlət qulluğuna ictimai etimadın artırılması, korrupsiyaya qarşı sə­mərəli mübarizə sisteminin, vətənpərvər, peşəkar və intellektual dövlət qulluqçuları korpusunun forma­laşdırılması kimi mühüm məsələlər də öz yerini tapır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
46

AYGEN, Murat. „TÜRKİYE SİYASAL HAYATINDA PARTİ KAPATMALARA KÜRT SİYASİ HAREKETİ ÜZERİNDEN ÇÖZÜMLEMELER“. International Journal of Social Humanities Sciences Research (JSHSR) 7, Nr. 63 (01.01.2020): 3688–703. http://dx.doi.org/10.26450/jshsr.2181.

Der volle Inhalt der Quelle
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
47

DUMAN, Levent. „NUSAYRİ KİMLİĞİNİN OLUŞUMUNDA SİYASAL KATILIMIN VE SİYASİ PARTİLERİN ROLÜ: HATAY“. Journal of Social Sciences 11, Nr. 11 (01.01.2017): 296–301. http://dx.doi.org/10.16990/sobider.3416.

Der volle Inhalt der Quelle
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
48

ERTEN, Murat. „Dede Cöngî Siyâsetnâme’sinde Kadının ve Valinin Siyasal Görevleri: Hukuk-Siyaset İlişkisi Üzerine Bir Karşılaştırma“. Mavi Atlas, Nr. 4 (20.04.2015): 165. http://dx.doi.org/10.18795/ma.49147.

Der volle Inhalt der Quelle
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
49

Haris, Didik M. Nur, und Rahimin Affandi Abd Rahim. „PEMIKIRAN KEAGAMAAN MUHAMMAD BASUNI IMRAN“. Al-Banjari : Jurnal Ilmiah Ilmu-Ilmu Keislaman 16, Nr. 2 (06.12.2017): 1. http://dx.doi.org/10.18592/al-banjari.v16i2.1464.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Basuni Muhammad Imran (1883-1976) was a Indonesian reformer who live in Sambas, West Kalimantan, it has brought this area to reach the peak of science and modernity. The main patterns of Muhammad Basuni Imran thought is traditionalism, inklusifism and flexible in medium but strong in thawabit. This study revealed substantial contributions of Muhammad Basuni Imran in Islamic legal thought especially in purposes in Islamic laws (maqasid shari’ah) and Islamic politic (siyasah shar’iyyah), through the implementation of the concept tadarruj, Maslahah mursalah, al-Tahaluf al-Siyasi, and local wisdom of jurisprudence in adopting the opinion of the validity prayers Friday at least 40 people.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
50

Korkmaz, Telli. „Türk-Sovyet İlişkilerinde G. V. Çiçerin ve Ermeni Meselesi“. Belleten 80, Nr. 288 (01.08.2016): 619–38. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.2016.619.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Sovyet devlet adamı Georgi Vasiliyeviç Çiçerin, Türk-Rus İlişkilerinde önemli rol oynamıştır. O, Çar Rusya'sı zamanında Dış İşleri Bakanlığı Arşivinde çalışmış, 1917 Ekim devriminden sonra ise Lenin ve Stalin dönemlerinde Dış İşleri Bakanlığı yapmıştır. Rusya diplomasisinde önemli rol oynayan bir aileden gelmesi, onun geleceğini belirlemiştir. Avrupa'da Georgi Çiçerin haklı olarak en eğitimli bakan olarak anılıyordu. O, Petersburg Üniversitesi Tarih-filoloji bölümünden mezun olmuştu. Çiçerin'in Dış İşlerindeki faaliyetleri ve siyasi taktikleri çoğu zaman Lenin tarafından desteklenmiş ve değerlendirilmiştir. Fakat Ermeni Sorunu konusunda yürüttüğü yanlı siyaset, Lenin'in Stalin ile yaşadığı fikir ayrılıklarından dolayı tam olarak gerçekleşmemiştir. Çiçerin ve Ermeni asıllı yardımcısı Karahan Sovyet Rusya'nın dış işlerinde ve özellikle Doğu siyasetinin belirlenmesinde ve gerçekleştirilmesinde önemli şahıslardı. Çiçerin'in Ermenileri savunma siyasetinde tabii ki, Karahan'ın büyük etkisi vardı. Ancak etken sadece Karahan değildi, şöyle ki, Çiçerin eski çar rejimidiplomatı idi ve o, Rusya Devleti'nin Doğu ve özellikle Kafkasya halklarına dönük yürüttüğü siyasetin içerisinde yetişmişti.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
Wir bieten Rabatte auf alle Premium-Pläne für Autoren, deren Werke in thematische Literatursammlungen aufgenommen wurden. Kontaktieren Sie uns, um einen einzigartigen Promo-Code zu erhalten!

Zur Bibliographie