Zeitschriftenartikel zum Thema „Hayatı“

Um die anderen Arten von Veröffentlichungen zu diesem Thema anzuzeigen, folgen Sie diesem Link: Hayatı.

Geben Sie eine Quelle nach APA, MLA, Chicago, Harvard und anderen Zitierweisen an

Wählen Sie eine Art der Quelle aus:

Machen Sie sich mit Top-50 Zeitschriftenartikel für die Forschung zum Thema "Hayatı" bekannt.

Neben jedem Werk im Literaturverzeichnis ist die Option "Zur Bibliographie hinzufügen" verfügbar. Nutzen Sie sie, wird Ihre bibliographische Angabe des gewählten Werkes nach der nötigen Zitierweise (APA, MLA, Harvard, Chicago, Vancouver usw.) automatisch gestaltet.

Sie können auch den vollen Text der wissenschaftlichen Publikation im PDF-Format herunterladen und eine Online-Annotation der Arbeit lesen, wenn die relevanten Parameter in den Metadaten verfügbar sind.

Sehen Sie die Zeitschriftenartikel für verschiedene Spezialgebieten durch und erstellen Sie Ihre Bibliographie auf korrekte Weise.

1

ALTUNCUOĞLU, Neslihan. „Sosyal Hayatın Önemli Unsurlarından: Kayseri Bağ Hayatı ve Hamam Kültürü“. Journal of Universal History Studies 1, Nr. 1 (23.12.2018): 88–95. http://dx.doi.org/10.38000/juhis.479587.

Der volle Inhalt der Quelle
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
2

Yağmur SARIÇİÇEK, Kutlay. „Kır Hayatı İle Kent Hayatı Arasındaki Göç İlişkisi“. International Journal of Academic Value Studies (Javstudies JAVS) 5, Nr. 1 (5th Year Special Issue) (01.01.2019): 175–85. http://dx.doi.org/10.23929/javs.844.

Der volle Inhalt der Quelle
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
3

Çalișkan, Sevda, und Adalet Ağaoğlu. „Hayatı Savunma Biçimleri“. World Literature Today 72, Nr. 2 (1998): 451. http://dx.doi.org/10.2307/40153970.

Der volle Inhalt der Quelle
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
4

Çopuroğlu, Merve. „Adalet Ağaoğlu’nun Üç Beş Kişi Romanına Feminist Bir Bakış“. Feminist Tahayyul Akademik Arastirmalar Dergisi 3, Nr. 2 (01.08.2022): 198–219. http://dx.doi.org/10.57193/feminta.2022.198.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Bu makale Adalet Ağaoğlu’nun Üç Beş Kişi isimli eserini feminist edebiyat eleştirisi ile incelemeye dayanmakta, kadınların ezilmişlik deneyimlerini kadınların bakış açısını önceleyerek anlamaya çalışmaktadır. Romanlar gerçeklik sınırlarını aşan sanatsal ifade etme biçimleri olmakla beraber, ana akım bilgi birikiminde kendisine yer edinememiş toplumsal grupların gündelik gerçekliklerini anlamak için bir kılavuz görevi de görürler. Bu anlamda kadınların toplumsal hayatı algılama ve deneyimleme biçimleri edebi eserler yoluyla açığa çıkabilir. Üç Beş Kişi Türkiye’nin modernleşme sürecinde geçirdiği dönüşümleri ve 1980’li yılların politik atmosferini kadınların gündelik gerçekliklerini ön plana çıkartarak anlatan bir eserdir. Romanda aynı toplumda yaşayan bireylerin hayatı anlama biçimlerinin ve karşılaştıkları zorlukların toplumsal cinsiyete ve yaşanılan mekâna bağlı değişimler gösterdiği görülür. Bu durum estetik bir ifade ediş aracı olan edebiyatın, toplumsal hayatın mekânlar arasında değişen ve toplumsal cinsiyet ilişkilerine göre şekillenen gerçekliklerinden kopuk olamayacağını gösterir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
5

YAZICI, Nevin. „Çanakkale Savaşı’nda Siper Hayatı ve Cephede Sosyal Faaliyetler“. Erdem, Nr. 59 (01.04.2011): 199–228. http://dx.doi.org/10.32704/erdem.2011.59.199.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Çanakkale savaşları olağanüstü şartların ve olağanüstü mücadelelerin savaşıdır. Türk askeri Çanakkale'de bir ölüm-kalım savaşı vermiş; gelecek nesillerin varlık ve bağımsızlık mücadelesi için hayatını vatanına feda etmiştir. Çanakkale Savaşı'nda siper hayatı ve cephede sosyal faaliyetler konulu bu çalışmada, Türk askerinin olağanüstü şartlarda oluşturulan cephedeki sosyal hayatı ele alınacaktır. Çalışma, siper hayatı ve askerlerin sosyal ihtiyaçlarının temini, cephede askerin psikolojik durumu ve propaganda faaliyetleri, esirlere yapılan muameleler ve cepheyi ziyaret eden heyetler çerçevesinde özellikle dönemin basınına yansıyan ve hatıratlarda yer alan veriler çerçevesinde incelenecektir. Anahtar Kelimeler: Çanakkale Savaşı, cephe hayatı, Türk askerinin siper hayatı, Çanakkale Savaşı'nda sosyal faaliyetler.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
6

ÖZEL, Harun. „Küşâcim’in Şiirlerinde Dönemin Sosyal Hayatına Dair İzler“. Mütefekkir 10, Nr. 19 (15.06.2023): 117–43. http://dx.doi.org/10.30523/mutefekkir.1312454.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Abbâsîler döneminde kentleşmeyle birlikte pek çok câhilî özelliklerini kaybeden bedevî Araplar içki ve eğlencelere dalmışlardır. Yabancı unsurların özellikle de Abbâsî devletinin kurulmasında emeği geçen İranlıların günlük yaşantıda büyük tesiri olmuş ve bu tesir yemekler, içecekler, ev eşyası gibi hususlarda kendini göstermiş, satranç, tavla ve polo gibi oyunlar yaygınlaşmıştır. Bazı şairler çevrelerinde meydana gelen bu olayları, farklı hayal unsurları ve imgelerle tasavvur etmişler, bu tasavvurları şiirlerinde başarılı bir biçimde kullanmışlardır. Bu şairlerin başında Abbâsîler döneminin en meşhur edebiyatçıları arasında gösterilen Küşâcim (ö. 358/969[?]) gelmektedir. Küşâcim, mediḥ, hiciv ve mers̠iye gibi klasik şiir temalarının yanı sıra tasvir şiirleriyle dikkat çekmektedir. Abbâsî toplumunun birçok âdetini, yaşayışını, oyunlarını usta bir şekilde şiirlerinde yansıtmıştır. Bu alanda söylediği şiirlerinin kalitesinden dolayı zamanının reyḥânetu’l-edeb’i diye isimlendirilmiştir. Bu çalışmada Küşâcim’in hayatı ve edebî kişiliği hakkında kısa bilgi verildikten sonra gündelik hayata dair pek çok görüntüleri barındırdığı düşünülen şiirlerinden örnekler sunulmaya çalışılmıştır. Şiir örnekleri; Yiyecekler, Meslekler, Eğlence Hayatı, İlim Meclisleri, Bayram Kutlamaları, Hediyeleşme ve Matem olmak üzere toplam yedi başlık altında incelenmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
7

Alptekin, Gökhan. „Koalisyon ve Tek Parti Hükümetlerinin Sürdürülebilir Siyaset Açısından Karşılaştırılması: 1950-2015 Arası Parti ve Seçim Sistemleri Etkileşimi“. Journal of Applied And Theoretical Social Sciences 3, Nr. 4 (29.12.2021): 410–39. http://dx.doi.org/10.37241/jatss.2021.44.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Türk siyasal hayatı her ne kadar sürekli istikrarsızlıklar ve ekonomik dalgalanmalar ile anılsa da kısa sayılabilecek bir süre içerisinde oldukça fazla tecrübe kazanmış olduğu değerlendirilmiştir. Birçok parti ve seçim sistemlerinin denendiği, tek parti hükümeti ve koalisyon hükümeti dönemlerinin birden fazla örneği ile zenginleşmiş bir siyasal hayata sahip olmak aslında ülke menfaatleri açısından oldukça değerlidir. Ancak baskı gruplarının çeşitli müdahalelerine şahit olunmasının ve neredeyse her on yılda bir askeri darbe veya müdahalelerin gerçekleşmesinin demokrasinin siyasal zeminde gelişmesini engellemesine ve yukarıda bahsedilen zenginliğin karşılığının tam olarak alınamamasına neden olduğu söylenebilir. Türkiye’de çok partili hayatın 1950’den itibaren başladığını ifade etmek yanlış olmaz. Bu kapsamda yaklaşık yetmiş yıllık bir tecrübenin gerek yazılan tezlerde gerekse bilimsel makalelerde hak ettiği kadar yer almadığı tespit edilmiştir. Bu maksatla kaleme alınan bu çalışmada 1950-2015 yılları arasındaki seçimler ele alınmış olup kurulan tek parti ve koalisyon hükümetlerinin siyasi ve ekonomik istikrarı incelenmiştir. Elde edilen sonuçlardan sürdürülebilir siyaset konusunda bir analiz yapılmaya çalışılmıştır. Bu anlamda çalışmada; büyüme, enflasyon, işsizlik gibi istikrar temelli ekonomi tanımlamalarının yanında demokrasi, katılım kültürü, çoğulculuk ve siyaset ahlâkı üzerinden sürdürülebilirliğin önemi ortaya koymaya çalışılmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
8

Dursun ERDEM, Mehmet. „Dr. Ergün Altunun Hayatı“. Journal of Turkish Studies 12, Volume 12 Issue 22 (01.01.2017): I—C. http://dx.doi.org/10.7827/turkishstudies.12447.

Der volle Inhalt der Quelle
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
9

Baysal, Tahir, Mehmet Sağlam, Mehmet Kıvrak, Mehmet Akif Kay und Emine Şentürk. „TÜRKİYE’DE GENÇLERİN ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN ALGILARININ İNCELENMESİ- TÜRKİYE GENÇLİK ARAŞTIRMASI 2022“. Dicle Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi 14, Nr. 27 (21.05.2024): 126–58. http://dx.doi.org/10.53092/duiibfd.1309871.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Yapısal olarak değişim ve dönüşümü en hızlı yaşayan, ortaya çıkan gelişmelere en hızlı uyum sağlayan ve bu yönü ile son derece dinamik bir yapıya sahip olan gençlik, bütün dünyada anlaşılmaya çalışılmaktadır. Çeşitli kuşak tanımları yapılarak toplumun farklılaştığı bu süreçte gençleri tanımak ve anlamak daha da önem kazanmaktadır. Gençlerin eğitimden siyasal hayata, sosyal yaşamdan evlilik ve aile ilişkilerine ilişkin bakış açılarının anlaşılması onları tanımayı ve ulaşmayı da kolaylaştıracaktır. Türkiye’nin nüfus yapısı ve gençlerin bu nüfus yapısı içerisindeki önemli oranı dikkate alınarak bu çalışmada; Türkiye’de 18-25 yaş aralığındaki gençlerin, eğitim, teknoloji, çalışma hayatı, aile hayatı gibi konulardaki görüşlerinin ve beklentilerinin belirlenmesi, bahsedilen konular çerçevesinde gençlerin mevcut sosyal ve ekonomik profilinin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Betimsel tarama modelinde gerçekleştirilen bu çalışma; Türkiye geneli Türkiye İstatistik Kurumu Adrese Dayalı Nüfus Kayıtları sonuçlarından 18-25 yaş aralığındaki gençlerden basit tesadüfi örneklem çekilerek elde edilen veriler kullanılmıştır. Bu kapsamda çalışma 2510 genç ile yüz yüze anketler uygulanarak gerçekleştirilmiştir. Elde edilen veriler Aile, kimlik ve değerler, Sivil toplum ve katılım, Teknoloji ve sosyal medya ve Eğitim ve istihdam alt başlıkları alanlarında analiz edilerek değerlendirilmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
10

Arıkan, Kadriye, Özgün Buyuk, Bilge Yeni und Esra Per. „Türk Medyasında Yaban Hayatı Kaçakçılığı“. Acta Infologica 5, Nr. 2 (30.12.2021): 299–317. http://dx.doi.org/10.26650/acin.978812.

Der volle Inhalt der Quelle
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
11

ESER, Mithat. „Sahâbî Vahşî b. Harb’in Hayatı“. Marife Dini Araştırmalar Dergisi 20, Nr. 1 (30.06.2020): 195–211. http://dx.doi.org/10.33420/marife.720591.

Der volle Inhalt der Quelle
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
12

PIRLANTA, İsmail. „Hz. Peygamber Döneminde Eğlence Hayatı“. Journal of Turkish Studies 10, Volume 10 Issue 1 (01.01.2015): 635. http://dx.doi.org/10.7827/turkishstudies.7919.

Der volle Inhalt der Quelle
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
13

Karataş, Hüsamettin. „Nichiren’in Hayatı Ve Temel Öğretileri“. Dini Araştırmalar 17, Nr. 44 (11.11.2015): 141–70. http://dx.doi.org/10.15745/da.99382.

Der volle Inhalt der Quelle
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
14

OĞRAŞ, Rıza. „Prof. Dr. Hüseyin Ayan'ın Hayatı“. Journal of Turkish Research Institute, Nr. 39 (01.01.2009): 1. http://dx.doi.org/10.14222/turkiyat849.

Der volle Inhalt der Quelle
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
15

KARABEY, Turgut. „Nesiminin Hayatı ve Farsça Divanı“. Journal of Turkish Research Institute, Nr. 7 (01.01.1997): 67. http://dx.doi.org/10.14222/turkiyat925.

Der volle Inhalt der Quelle
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
16

Bilgin, ÖNDER. „Royce'un Hayatı ve Felsefi Eserleri“. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 49, Nr. 2 (2008): 287–309. http://dx.doi.org/10.1501/ilhfak_0000000980.

Der volle Inhalt der Quelle
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
17

ARIKAN, Metin. „Mirjakıp Duvlatulı: Hayatı ve Eserleri“. Modern Türklük Araştırmaları Dergisi /Journal of Modern Turkish Studies 5, Nr. 4 (13.01.2009): 102–21. http://dx.doi.org/10.1501/mtad.5.2008.4.52.

Der volle Inhalt der Quelle
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
18

BARMANBAY, Afina. „Celil Memmedguluzâde'nin Hayatı ve Mücadelesi“. Journal of Turkish Research Institute, Nr. 68 (01.01.2020): 197–212. http://dx.doi.org/10.14222/turkiyat4236.

Der volle Inhalt der Quelle
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
19

Sümer, Faruk. „Abbasiler Tarihinde Orta Asyalı Bir Prens Afşin“. Belleten 51, Nr. 200 (01.08.1987): 651–66. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.1987.651.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Bu makalede Halîfe Me'mûn ve Mu'tasım devirlerinde mühim başarılar kazanarak Mu'tasım'ın en gözde kumandanı durumuna yükselen ve sonra yine kendi hataları yüzünden feci şekilde hayatı sona eren Afşin'in hayatı anlatılacaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
20

Aslaner, Serhat. „Mebusan-ı Kiramın Terceme-i Hal ve Sergüzeştleri: Meşrutiyet Devrinden Unutulmuş Bir Biyografi Risalesi“. Belleten 77, Nr. 280 (01.12.2013): 955–82. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.2013.955.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Bu çalışma; İbnü'r-Raci Nuri tarafından yayına hazırlanan ve ilgili literatürün ilgisine mazhar olmayan Mebusan-ı Kiramın Tercüme-i Hal ve Sergüzeştleri başlıklı eserin (1908) Latin harfleri ile neşri ve metne yazılmış bir giriş bölümünden oluşmaktadır. II. Meşrutiyet devrinin ilk mebuslarının hayat hikayelerini siyaset merkezli olarak vermeyi amaçlayan bu metnin eldeki nüshasında 8 mebusun hayatı yer almaktadır. Makalenin giriş bölümünde ise bu çalışma vesilesiyle biyografi çalışmalarının Os­manlı/Cumhuriyet siyaset geleneğini anlama ve anlamlandırmada önemli bir araç olduğu tezi bu ve diğer örnekler üzerinden savunulmuştur.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
21

ÖZKAYA, Yücel. „XIX. Yüzyıl Türk Yazarları ve Avrupalı Seyyahlara Göre Türk Kadını“. Erdem, Nr. 51 (01.08.2008): 179–94. http://dx.doi.org/10.32704/erdem.2008.51.179.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Osmanlı İmparatorluğu'nda Türk kadınları daha çok içine kapanık, ekonomik özgürlüğü olmayan, evine bağlı, genellikle eğitimden yoksun idiler. XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren açılan okullara az sayıda olsa da girmişlerdir. XIX. yüzyılda siyâsî derneklerde olmamalarına karşın, sosyal derneklerde görev almışlardır. Harem hayatı her zaman yabancıların ilgisini çekmiştir. Harem, ev reisinin kadınlarının, cariyelerinin ve çocuklarının yaşadığı yer olup, aynı zamanda evin kadını anlamına gelmekte idi. Padişahın kız kardeşleri ya da kızları serbest bir hayat sürerlerdi. XIX. yüzyılın ikinci yarısında kadınların dışarıda serbestçe dolaşması artmıştır. Müslümanların dışındaki kadınların serbestçe dolaşması ve giyinmesi hoş görüyle karşılanmaktaydı.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
22

ARSLAN, Lütfi. „ECONOMIC MEASURES AND APPLICATIONS TAKEN BY THE GOVERNMENT OF CUP AND PROGRESS ON THE WAY TO THE FIRST WORLD WAR: AN EVALUATION ON THE AXIS OF WAR ECONOMY“. Gaziantep University Journal of Social Sciences 21, Nr. 4 (19.10.2022): 2321–40. http://dx.doi.org/10.21547/jss.1086605.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Savaş kavramı, askeri ve siyasi yönü kadar toplumsal hayatı etkileyen ekonomik yönüyle de ön plana çıkmaktadır. Sanayi İnkılabının savaş sektörüne uygulanması ile şekillenen XIX ve XX yüzyıldaki değişim ve dönüşüm, dünyanın o güne kadar görmediği ilk büyük harbin 1914’te patlak vermesine yol açmıştır. Harpler, I. Dünya Harbi ile sosyal ve iktisadi hayatın baştan sona düzenlenmesini gerekli kılmıştır. Bu durum savaş ekonomisine yönelik yeni tedbirlere yol açmıştır. Osmanlı Devleti I. Dünya Harbi’nin getirdiği askeri tedbirler yanında, harbin sürekliliğini sağlamak, toplumsal ihtiyaçları karşılayabilmek ve en önemlisi ulusal çıkarları korumak adına bazı tedbir ve uygulamaları hayata geçirmiştir. Bu kapsamda savaş ekonomisine yönelik olarak olağanüstü harp masraflarını karşılamak için Balkan Harbi Döneminde çıkarılan “Harp Vergisi” alınmaya devam etmiştir. Ayrıca ordunun finansmanını sağlamak amacıyla İttihat ve Terakki Hükümeti tarafından “Tekalif-i Harbiye Kanunu” çıkarılmıştır. Bununla halkın ihtiyaç fazlası ürünlerine el konulması kararlaştırılmıştır. Bunun yanında memur maaşlarının yarısının ödenmesi, Almanya ve Avusturya-Macaristan’dan borç alınması, emisyon, devlet tahvili satma, kapitülasyonların kaldırılması diğer uygulamalar arasındadır. Ticaret odası ve bankaların isteği üzerine iç ve dış borç ödemeleri ertelenerek, yiyecek maddeleri ve hayvan ihracatı durdurulmuştur. Bu çalışmada İttihat ve Terakki Hükümeti’nin I. Dünya Harbi’nde savaş ekonomisine yönelik aldığı tedbir ve uygulamalar arşiv belgeleri ve araştırma eserler ekseninde ele alınmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
23

AKSAKAL, Zeynep Nermin. „Death and Life as a Divine Recompensement in the Holy Books of the Abrahamic Religions“. İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi 12, Nr. 5 (31.12.2023): 2992–3012. http://dx.doi.org/10.15869/itobiad.1347052.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Semavi dinlerin kutsal kitapları Tanah, Yeni Ahit ve Kur’ân’da ölüm ve yaşamın ilahi karşılıkla bir bağlantısı vardır. Yaratana isyanın karşılığı ölüm, sadakatin karşılığı ise yaşamdır. Ancak bu ölüm ve yaşamın hakiki anlam yanında mecazi anlamları da vardır. Bu anlamların oluşum sürecini anlamak için kutsal kitaplardaki yaratılış kıssasından başlamak gerekir. Çünkü insanın dünya hayatı ve akıbetiyle ilgili bazı dini öğretiler özünü bu kıssadaki ilk günah bahsinden alır. Bu çalışma, kutsal kitaplarda ilahi bir karşılık olarak ölüm ve yaşamın anlam alanını, ilk günah kıssası ve konuyla ilgili diğer kutsal metinler ve tefsirleri çerçevesinde tespit ve mukayese etmeyi amaçlamaktadır. Böylece bir karşılık olarak ölüm ve yaşam hakkındaki hangi öğretilerin hangi temeller üzerine kurulduğu anlaşılacaktır. Çalışma, kutsal kitaplarda ölüm konusunu yaşamla birlikte bir karşılık olarak ve ilk günah özelinde incelemesi yönüyle diğer çalışmalardan ayrı bir önemi haizdir. Çalışmada ulaşılan sonuçlara göre; Yahudi ve Hıristiyan tefsirlerinde ilk günah, insanın kötülük eğilimine sahip ölümlü tabiatının nedenidir. Bu yaklaşım günah ve kefaret, ilahi buyruklara bağlılık ve mükâfat üzerine kurulu tüm Yahudilik tarihinin temeli iken Hıristiyanlıkta asli günah, vaftiz, kurtarıcı Mesih’le özdeşleştirilmiş kefaret ve gelecek yaşam öğretilerinin temelidir. Kur’ân ve tefsirlerine göre ise insanın yaratılıştan iyilik ve kötülük potansiyeline sahip ölümlü tabiatı, ilk günahın nedenidir. Bu durum, ilk günahla bağlantısı kurulan kadim öğretileri bozan unsurlar içerir. Diğer taraftan kutsal kitaplarda ilahi bir karşılık olarak ölüm ve yaşamın mecazen ortak bir anlam alanı vardır. Buna göre ölüm, kötülüklerin karşılığı olarak dünya ve ahirette kötü bir hayat sürmek iken yaşam, iyiliklerin karşılığı olarak dünya ve ahirette iyi bir hayat sürmektir. Dünyevi kötü ve iyi yaşam Tanah’ta daha ziyade maddi hayat koşulları ve ömrün süresiyle ilgiliyken Yeni Ahit ve Kur’ân’da maneviyatla, kalbin diri ve huzurlu olup olmamasıyla ilgilidir. Uhrevi kötü ve iyi yaşam ise tüm kitaplarda cehennem ve cennet hayatı demektir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
24

ELCAN, Abdullah. „A Study on Chalchik Chunizhekov’s Work Named Munduzak“. Gaziantep University Journal of Social Sciences 22, Nr. 2 (28.04.2023): 447–64. http://dx.doi.org/10.21547/jss.1245308.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Köklü bir sözlü kültür geleneğine sahip olan Altay Türklerinin yazılı edebiyatları 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren oluşmaya başlamış, Sovyet Devrimi’yle birlikte gelişme göstermiştir. Çağdaş Altay edebiyatının kurucuları arasında kabul edilen yazarlardan biri Çalçık Çunijekov’dur. 1898 yılında Elikmanar bölgesindeki Kuyum’a bağlı Üstügi-Koroçı’da doğan yazar, 1973 yılında Gorno-Altaysk’ta ölmüştür. 1958 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği, Yazarlar Birliği üyeliğine seçilen Çunijekov ölümüne kadar bu görevi sürdürmüştür. Çunijekov; şiir, masal, hikâye gibi edebî eserler yanında makale, röportaj gibi bilimsel eserlerle de çağdaş Altay edebiyatına katkıda bulunmuştur. Çunijekov’un Munduzak adlı eseri, yazarın hayatından izler taşıyan otobiyografik tarzda bir uzun hikâyedir. Hikâyede Munduzak adında bir genç merkeze alınarak Altay Türklerinin Sovyet Devrimi’nden önceki hayatları, devrim sırasında devrim karşıtı Aklar ile devrim yanlısı Kızıllar arasındaki iç çatışmaları ve devrimden sonraki yeni hayatları anlatılmaktadır. Sovyet edebiyatı ilkelerine bağlı bir yazar olan Çunijekov, bu ilkeleri Munduzak adlı eserine de yansıtmıştır. Hikâyede Altay Türklerinin geleneksel yaşam biçimleri olumsuzlanmakta, Sovyet Devrimi ile birlikte oluşturulan yeni hayat biçimi öne çıkarılmaktadır. Yazar eski ile yeninin karşılaştırılmasını emek ve inanç sömürüsü, devrim ve iç savaş yılları, yeni hayatın önemli simgelerinden olan kolhozlar ve eğitim gibi temalar üzerinden yapar. Bu çalışmada, Çalçık Çunijekov’un hayatı ve eserleri üzerine kısaca bilgiler verildikten sonra yazarın Munduzak adlı eseri yapı ve tema bakımından incelenecektir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
25

Altın, Seval. „Mustafa Ulusoy’un romanlarında ontolojik açıdan aşk“. RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, Nr. 30 (21.10.2022): 540–53. http://dx.doi.org/10.29000/rumelide.1192635.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Bu çalışmada Mustafa Ulusoy’un aşk konusunu ele aldığı üç romanına yer verilmiştir. Romanlar, “Ontolojik bir sorgulama alanı olarak aşk konusu nasıl yer almıştır?” sorusu üzerine incelenmiştir. Aşk konusu yazarın mesleği olan psikiyatri ile ilişkili olarak okunmuştur. Yazar, aşk konusunu romanlardaki kişilerin karakterleriyle bağlantılı olarak işlemiştir. İnsanların hayata bakışı, kendilerine bakışı yaşadıkları aşkı etkilemiştir. Aşk daha çok varlık sorunuyla birlikte verilmiştir. Varlığının anlamını arayan kalpler aşkını nasıl yaşayacağını, neden mutsuz olduklarını sorgularlar. Çalışmanın girişinde aşk konusu ele alınmıştır. Çalışmanın birinci kısmında yazarın hayatı ve eserleri üzerine bilgi verilmiştir. Çalışmanın ikinci kısmında sırasıyla; Aynalar Koridorunda Aşk, Giderken Bana Bir Şeyler Söyle ve Hayat Apartmanı romanları incelenmiştir. Öncelikle romanların özetine yer verilmiştir. Daha sonra romanda geçen aşk ve ölüm konusu açılmıştır. Aşkın ve ölümün bireyin toplumla, çevresiyle ve kendisiyle olan iletişimine etkisi gözlenmiştir. Romanlarda bireyin karşılaştığı problemler, varlık sorununu anlamlandırmasına etkilemiştir. Bireyin yetiştiği çevre onun psikolojik gelişiminden bağımsız olmamıştır. Birey çevresinden gördüğü etkileşim sonucunda varlığını ve yaşadıklarını anlamlandırma yoluna gitmiştir. Mustafa Ulusoy aslında aşk teması üzerinden insanın varlığını sorgular. İnsan ruhunun fani olan ile tatmin olamayacağını anlatır. Varoluşumuzu anlamlandırabilmek için fani olanın dışında aşkın bir varlığa ihtiyaç duyarız. Bu romanda aşkların getirdiği hayal kırıklıkları ile görülür. Romanlarda aşkın dışında çapraşık insan ilişkileri, insanın tatminsizliği, kendisini öteki ile tanımlaması, varlık, yokluk sorgulamaları işlenmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
26

Yıldırım, Turan. „Kamu Görevlilerinin Özel Hayatı: Cinsel Tercih“. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi 24, Nr. 2 (27.12.2018): 453–81. http://dx.doi.org/10.33433/maruhad.502895.

Der volle Inhalt der Quelle
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
27

KÖYLÜ, Mustafa, und Ayşegül GÜN. „Atasözleri Işığında Aile Hayatı ve Eğitimi“. Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Nr. 38 (15.12.2015): 5. http://dx.doi.org/10.17120/omuifd.81916.

Der volle Inhalt der Quelle
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
28

BOLATLI, Bahattin DEMİRTAŞ Arzu. „Şefik Bakay’ın Hayatı ve TBMM Faaliyetleri“. Turkish Studies - Historical Analysis Volume 15 Issue 4, Volume 15 Issue 4 (2020): 1081–97. http://dx.doi.org/10.47846/turkishstudies.47288.

Der volle Inhalt der Quelle
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
29

Duran, Recep. „Mehmet Tâhir Münif Paşa, Hayatı, Felsefesi“. Erdem, Nr. 6 (01.09.1986): 801–50. http://dx.doi.org/10.32704/erdem.1986.6.801.

Der volle Inhalt der Quelle
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
30

GÜNER, Deniz. „Lütfi Kırdar'ın siyasi hayatı (1935-1960)“. Rumeli Tarih Arastirmalari Dergisi -, Nr. 1 (11.12.2020): 63–79. http://dx.doi.org/10.51297/rumelitarih.2020.5.

Der volle Inhalt der Quelle
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
31

TARI, Nihat. „İsâmuddîn el-İsferâyînî’nin Hayatı ve Eserleri“. Harran İlahiyat Dergisi, Nr. 45 (15.06.2021): 270–94. http://dx.doi.org/10.30623/hij.953009.

Der volle Inhalt der Quelle
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
32

MEMMEDOV, Rövşen. „MİKAYIL MÜŞFİK’İN ŞİİRLERİNDE HAYAT FELSEFESİ“. Düzce Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 21.07.2023. http://dx.doi.org/10.55179/dusbed.1247990.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Makale Azerbaycan romantik şairi Mikayıl Müşfik’in hayat konulu şiirlerine adanmıştır. Müşfik, Sovyetler Birliği tarafından Türk ajanı olarak itham edilmiş, kısa süren mahkeme ile ölüm cezasına çarptırılmıştır. Kısa ömrüne 11 kitap sığdırmayı başaran Müşfik, romantik şiirleriyle Azerbaycan edebiyatına damga vuran isimlerdendir. Hayatı romantik bakış açısından analiz eden şairin şiirlerinde sonsuz aşk, hayat sevgisi, milli değerlere, örf adetlere bağlılık, ana babaya saygı, geleceğe inanmak duygusu güçlüdür. Onun kişiliği, millî şuur ve vatanseverliğin sembolü olup, edebi kişiliği genç neslin milli benlik bilincinin gelişmesi ve genç nesilde vatanseverlik duygularının eğitimi için paha biçilmez bir hazinedir. Müşfik’in eserlerinin ana kahramanı hayatın kurucusu, aktif bir liderdir. Bu şiirlerin benzersiz özelliklerinden biri, şairin kendisinin tüm olayların merkezinde olması ve aktif bir katılımcı olarak ortaya çıkmasıdır. Şiirler hayatı ve hayat severleri mutlu bir geleceğe seslemektedir. Hayatı, yaşamayı seven Müşfik, tüm şiirlerinde bunu dile getirmiştir. Bu doğrultuda onun hayat konulu şiirleri günümüz edebi teknikleri açısından incelenerek tahlil edilecektir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
33

Duru, Tuğba. „Kadınların Özel Halleri ile İlgili Toplum Hayatına Yerleşen Bâtıl İnanç ve Uygulamalar“. Diyanet İlmi Dergi, 05.06.2024. http://dx.doi.org/10.61304/did.1394206.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Bâtıl inançlar ve bunlara bağlı uygulamalar sahih bilgiye dayalı samimi dinî hayatın en büyük düşmanıdırlar. Dinî hayatın hem dünya hem de âhiret hayatını ilgilendirdiğini düşündüğümüzde, sahih bilgiye dayalı dinî inanç, ibadet, ahlâk ve hukuk kurallarının batıl inançlardan korunması çok hayatî bir önem arz etmektedir. Aksi takdirde hiçbir aslı olmayan inançların insanların zihinlerini istila ettiğini ve olmayacak şeyleri din adına yaptırarak hem dinî hayata zarar verdiğini hem de insan hayatını gereksiz bir şekilde kısıtladığını görmekteyiz. Bu konunun çok geniş bir kapsamının olmasından dolayı, sınırlandırılarak çalışılmasına ihtiyaç duyulmuştur. Sahadaki din eğitimi hizmetlerinden anlaşılmıştır ki, hayatı zorlaştıran bâtıl inançların ve bunlara bağlı yanlış uygulamaların en yaygın örnekleri, kadınların özel dönemleri olan hayız ve nifasla ilgilidir. Biz de bu çalışmamızda bâtıl inançlardan kaynaklanan yanlış bilgilerin zihinleri işgal etmesini önlemek, dinî hayatın söz konusu kirli bilgilerle kuşatılıp ibâha alanının daraltılmasına ve haram sınırlarının ihlal edilmesine engel olmak için, kadınların özel dönemleriyle ilgili sahih dinî bilgilerin ışığında meseleyi değerlendirip zihinleri berraklaştırmayı amaçladık. Bunun için öncelikle İslâm fıkhında hayız, nifas ve istihaza hallerinin nasıl değerlendirildiğini irdeleyip, bu bilgiler ışığında halk inançlarına yerleşen bâtıl inanç ve uygulama örneklerini değerlendirdik.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
34

ÖZYURT, Cevat. „Soviet Work Life and Labor Relations in Aitmatov’s Works“. Bilig, 01.12.2022, 145–72. http://dx.doi.org/10.12995/bilig.10606.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Cengiz Aytmatov’un Sovyet çalışma hayatı ve emek ilişkilerine bakışındaki tarihsel kırılma ve değişimleri anlamak, bu makalenin ana amacını oluşturmaktadır. Onun çalışma hayatı ve emek ilişkilerine dair eserleri iki döneme ayrılarak incelenecektir. İlk eserler, Sosyalist Devrim’in yeni hayata ilişkin vaatlerinin gerçekleştiği varsayımıyla yazılmıştır. Emekçiler, sistemle ve çevreleriyle uyumlu, mutlu, müreffeh bir hayat yaşarlar. Sömürü, tabakalaşma ve toplumsal çatışma sorunları çözülmüş ve emekçilerin ontolojik güvenliği sağlanmıştır. Bu bakış, ikinci döneme ait Elveda Gülsarı romanında değişerek eleştirel bir nitelik kazanır. Eser, sosyalist emekçi ve sosyalist devlet arasındaki çelişkileri sorgular; resmî söylemleri demistifiye ederek, planlama ve merkezileştirme süreçlerinde kolhoz emekçilerinin ürün ve ilişkilerinin kendilerine nasıl yabancılaştığına açıklık getirir. Yazarın Sovyetler Birliği döneminde kaleme aldığı çalışma hayatı ve emek ilişkilerine eleştirel yaklaşımının kültürel, ahlaki ve ekolojik eleştirilerin arka planında kaldığı Beyaz Gemi, Gün Olur Asra Bedel ve Dişi Kurdun Rüyaları romanlarının detaylı analizi, makale formatını zorlamamak için bu çalışmanın kapsamı dışında bırakılmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
35

Ozturk, Ali. „Gündelik Hayat, Sinema, Gündelik Hayat ve Sinema, Neşeli Hayat, Sinema Sosyolojisi“. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 23.05.2024. http://dx.doi.org/10.17755/esosder.1394621.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Gündelik hayat ve sinema, birbirinden ayrı dünyalar gibi görünse de aslında derin bir etkileşim içerisindedir. Gündelik hayat, bireylerin günlük rutinlerini, alışkanlıklarını, sosyal etkileşimlerini ve olağan yaşantılarını içerir. Sinema ise görsel ve işitsel unsurları kullanarak hikayeler anlatan, duygu ve düşünce deneyimini sunan bir sanat formudur. Bu bağlamda, gündelik hayat ve sinema arasındaki ilişki, sıradan yaşantıların sanatsal bir ifade ve anlam bulma platformu olarak nasıl kullanılabileceğini ve bu etkileşimin izleyiciler üzerindeki etkilerini anlamak için önemlidir. Hem gündelik hayatın sinemada yansıtılması hem de sinemanın gündelik hayatı etkilemesi, kültürel anlamda zengin bir etkileşim ve paylaşım alanı yaratır. "Gündelik Hayat Sosyolojisi ve Sinema: 'Neşeli Hayat' Film Örneği" adlı makale, gündelik hayat sosyolojisi ile sinemanın nasıl bir ilişki içerisinde olduğunu incelemeyi amaçlamaktadır. Makalede, gündelik hayat sosyolojisinin, insanların günlük rutinlerini, alışkanlıklarını ve sosyal etkileşimlerini incelerken sinemanın nasıl bir kaynak olarak kullanılabileceği tartışılmaktadır. Bununla birlikte, sinemanın, toplumsal gerçekliği anlatma ve toplumun sosyal dinamiklerini yansıtma potansiyeli üzerinde de durulmaktadır. Makalede ayrıca, gündelik hayat sosyolojisi ve sinemanın ortak noktaları ve etkileşimi üzerinde durulmaktadır. İki disiplinin birbirini nasıl beslediği, sinemanın gündelik hayatı nasıl temsil ettiği ve sosyolojinin sinemayı nasıl bir kaynak olarak kullandığı tartışılmaktadır. Bu bağlamda, makalede gündelik hayat sosyolojisi ve sinema arasındaki ilişki "Neşeli Hayat" filmi üzerinden analiz edilmektedir. Film, ekonomik sorunların toplumsal hayatta ve bireylerin günlük yaşamlarındaki etkilerini gösterirken, gündelik hayat sosyolojisi ve sinemanın benzerlikleri ve birbirini nasıl tamamladığı vurgulanmaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
36

TURAN, Selami, und İsmail AK. „A Cretan Poet: Ramiz Celâl and His Diwan“. Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi, 07.04.2023. http://dx.doi.org/10.34083/akaded.1265951.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Girit, günümüzde Yunanistan’a bağlı olup, Doğu Akdeniz’in Kıbrıs’tan sonra ikinci büyük adasıdır. Tarih boyunca stratejik bir öneme sahip olan ada, Akdeniz’i Ege’den ayıran önemli bir mevkidedir. Girit, 1645’ten 1913’e kadar yaklaşık üç asra yakın Osmanlı himayesinde kalmıştır. Bu himaye neticesinde adada siyasi hayatın yanı sıra sosyal, beşerî, kültürel, tasavvufi ve edebî bir hayat oluşmuştur. Girit’te yetişmiş manzum ve mensur eser veren sanatçıların sayısı ellinin üzerindedir. Adanın yetiştirdiği şairlerden biri de Râmiz Celȃl’dir. Hayatı hakkında kaynaklarda bilgi olmayan şairin Divan’ında yer alan şiirlerden hareketle XIX. yüzyılda yaşadığı ve Mevlevi tarikatına müntesip olduğu anlaşılmaktadır. Şairin tespit edilebilen tek eseri Divan’ıdır. Divan’ında farklı nazım şekillerinde şiirleri yer almaktadır. Çalışmada öncelikle Girit’teki edebî faaliyetler ele alınmış, akabinde bu edebî muhitte yetişmiş olan Giritli Rȃmiz Celȃl’in hayatı, tasavvufi yönü, edebî şahsiyeti ve eserleri hakkında bilgi verilmiştir. Ayrıca Divan’da yer alan şiirler şekil özellikleri açısından incelenmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
37

ŞENYAYLA, Gencal. „Mescidi Hayat, Hayatı Mescit Kılanlar: Mescit Güvercinleri“. Universal Journal of Theology, 06.06.2023. http://dx.doi.org/10.56108/ujte.1293111.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
İslam medeniyeti mescit (cami) merkezlidir. Kurulduğu günden itibaren Müslümanları bir arada tutan, onları vahyin potasında eriten yerlen olan mescitler yüzyıllarca Müslümanlara hayat veren mezkezler olarak varlığını sürdürmüştür. Mescitler tarihi süreçte fonksiyonlarından önemli bir kısmını kaybetmiş ve 21. yüzyılın yaşam şartları ile insanlar mescitlerden uzaklaştırmıştır. İlk dönem İslam toplumu örnekliğinde mescitlerin fonksiyonelliğinin artırılması ve yeni bir ruh ve heyecanla tekrar hayatın merkezleri haline getirilmesi için çalışmalar yapılmalıdır. Bu bağlamda mescitleri cemaatle doldurmak, buraları ilmi faaliyetlere uygun hale getirmek, zikir, sohbet vb. faaliyetler düzenlemek bu mekanları fonksiyonel hale getirebilmek için yapılması gereken çalışmaların başında gelmektedir. Ayrıca geleneğimizde önemli yerleri olan İslam büyüklerinden bazılarının mescitlerle olan özel irtibat ve ilişkileri öne çıkarılarak bir farkındalık oluşturulması bu kapsamda önemli katkılar sağlayacaktır. Bu çalışmada kaynaklarda kendilerine “mescit güvercini” şeklinde lakap takılan sahâbe ve tâbiin neslinden 8 kişiden bahsedilecektir. Bahse konu bu kişilerin zamanlarının büyük bölümünü mescitlerde geçirdikleri, kalplerinin mescitlere bağlı olduğu, mescitlere olan bağlılıkları sebebiyle yaşadıkları dönemlerde bu şekilde künyelendirildikleri anlaşılmaktadır. Sahabe ve tâbiin neslinden bazı önemli kişilerin de içinde bulunduğu mescit güvercinlerinin hayat hikayeleri ve mescitlerle irtibatlarının öne çıkarılması, geleneği önemseyen günümüz Müslümanlarının mescitlerle irtibatını güçlendirme noktasında olumlu etkiler doğuracaktır. Genellikle bütün dinlerde pozitif bir hayvan olarak görülen güvercine İslam geleneği ve Türk kültüründe de kutsal gözle bakılmış, mescitlerde yuva yaptıkları gerekçesi ile güvercinlerin eti yenmediği gibi, dinen haram olmadığı halde bazı bölgelerde haram kabul edilmiştir. Dolayısıyla cami, mescit, güvercin ve mescit güvercinleri fenomenlerinin birlikte değerlendirilip mezcedilmesi, kalbi ve zihni bağlamda Anadolu insanında pozitif etkiler oluşturarak mescitlere ilgiyi artırabilecektir. Böylece mescit ve camilerin fonksiyonel hale getirilmesine önemli katkılar sağlanmış olacaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
38

AYDIN, Sami. „Social Life of Durri Ahmed Efendi's Diwan“. Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi 7, Nr. 2 (27.07.2023). http://dx.doi.org/10.34083/akaded.1323039.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
XVII. yüzyılın sonu ile XVIII. yüzyılın başlarında yaşayan Dürrî Ahmed Efendi’nin Divanı’nda yer alan sosyal hayata dair unsurların tespit edilip ilim camiasına sunulması bu çalışmanın temel hedeflerindendir. Çalışmanın ilk aşamasında Dürrî Ahmed Efendi’nin hayatı, iş deneyimleri, edebî kişiliği ve eserlerine yer verilmiştir. Çalışmanın ikinci ve asıl kısmı ise divanda geçen sosyal hayata dair unsurların tespitine ayrılmıştır. Bu bölüm, Ordu ve Sarayla İlgili Unsurlar, Eğlence Hayatı, Süs Eşyaları, Güzel Kokular, Günlük Hayatta Kullanılan Eşyalar, Giyim Eşyaları, Yapı Unsurları, Deniz ve Deniz Araçları, Tıbbî Unsurlar, Yazı ile İlgili Gereçler, Yiyecek ve İçecekler ve Silahla İlgili Unsurlar olmak üzere toplamda on iki ana başlık halinde incelenmiştir. Divanda geçen sosyal hayata dair unsurların öncelikle tanımları yapılmış, ardından bunların ne şekilde ele alındığıyla ilgili değerlendirmelerde bulunulmuştur. Bu değerlendirmelerden sonra divanda yer alan konuyla ilgili beyit veya bentler açıklanarak sunulmuştur. Tespit edilen unsurlar ve kaç adet oldukları çalışmanın sonuç kısmında tablolarla gösterilmiştir. Özellikle tarih düşürmedeki mahareti ve devlet adamı kişiliğiyle öne çıkan Dürrî Ahmed Efendi, bu yönleriyle XVIII. yüzyıl edebiyat sahasında itibar gören şairler arasına ismini yazdırmayı başaran şairlerden olmuştur. Şairin eseri incelendiğinde özellikle tarih manzumelerinin sosyal hayata dair unsurlar barındırdığı tespit edilmiştir. Dönemin tarihine ve kültürel değerlerine bu şiirleriyle ışık tutan şairin divanı o döneme ait sosyal yapılaşma hakkında bilgi vermesi açısından önem arz eden eserlerdendir. Bu çalışmada, eserde tespit edilen sosyal hayat unsurları örnekleriyle birlikte ortaya konmuş; sosyokültürel alandaki araştırmalara ve Türk kültürüne katkısı olacağı düşünülen bu veriler ilim camiasına sunulmuştur.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
39

ALBASAN, Işık. „İTALYAN YAZAR ITALO SVEVO’NUN “ZENO’NUN BİLİNCİ” ROMANINA PSİKANALİTİK ELEŞTİRİ“. Folklor Akademi Dergisi, 23.10.2023. http://dx.doi.org/10.55666/folklor.1312194.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Psikanaliz ve edebiyat kavramları arasında sıkı bir bağ vardır; çünkü her iki alan da kaynak olarak insanı ele almaktadır. Psikanaliz bilimsellik ışığında insanı çözümlemeye çalışırken; edebiyatta eserlerde yer alan kahramanlarla, insana yeni ufuklar açıp kendini tanıyıp çözümlemesinde rehberlik etmektedir. Böylece psikanaliz, edebi eserleri yorumlama yöntemlerinden biri olmuş ve bunun sayesinde edebi eserleri anlamadaki ve yorumlardaki derinlik artmıştır. Böylece sadece eserlerdeki karakterleri değil, aynı zamanda, onların yaratıcıları olan yazarları da daha yakından tanıma imkanı doğmuştur. 2013 yılındaki “Italo Svevo’nun Romanlarının Psikanalitik Açıdan Ele Alınması” başlıklı tezimden esinlenerek oluşturulan çalışmada İtalyan yazar Italo Svevo’nun “Zeno’nun Bilinci” romanındaki Zeno karakteri psikanalitik edebiyat eleştirisi bağlamında ele alınmıştır. Bu eleştiri ve inceleme sırasında psikanaliz yönteminin dört temel isimlerinden olan Sigmund Freud, Alfred Adler, Carl Gustav Jung, Jacques Lacan bizlere rehberlik etmiştir. Sigmund Freud’un Oidipus Kompleksi kavramından, Anksiyete Kuramı’ndan, Psikoseksüel Süreçler ve Güdülenim Kuramı’ndan; Alfred Adler’in Aşağılık-Üstünlük Kompleksi ve Telafisi Kuramı’ndan; Carl Gustav Jung’un dört ana arketipinden; Jacques Lacan’ın yapısalcı psikanaliz tekniğinden faydalanılmıştır. Çalışmadaki akış şu şekilde planlanmıştır: Öncelikle incelememize kaynaklık eden psikanaliz kavramından, eleştirimizde yararlandığımız dört temel isim olan Sigmund Freud’un, Carl Gustav Jung’un, Alfred Adler’in ve Jacques Lacan’ın yöntemlerinden ve olaylara bakış açısından bahsedilmiştir. Ardından romanımızın yazarının hayatı, bulunduğu sosyokültürel ortam, etkilendiği kişiler ve romanımızın özeti ele alınmıştır. Sonra sırasıyla daha önce adı geçen psikanalistlerin bakış açıları, kuramları doğrultusunda romanımızın başkarakterinin hayatı değerlendirilmeye alınmıştır. Aslında sonuç olarak gerek çocukluktan gerekse atalardan gelen tüm bu komplekslerin etkileri, bir insanın yaşamını nasıl şekillendirdiğine tanıklık edilmiştir. Bu tanıklık ise 20. yüzyılın günlük yaşamından çıkma, sıradan bir insanla sağlanmıştır. Romanın ana karakteri başkahramanı Zeno, günlük hayatta her an karşılaşabileceğimiz kendi sorunlarıyla boğuşan sıradan biridir. Bu sıradan hayatı içinde Zeno, aslında hayatını sorgulamaya başlar. Bu sorgulama öncelikle sorunlarıyla başlar, ardından evrilerek hayatı sorgulamaya döner. Bu hayat sorgulamasında karakterimiz aslında gerçek hastalığın ve sorunun hayatın kendisi olduğunu ifade eder. Sıradan modern bir insanın varoluşsal sıkıntıları ve sorunları edebiyat ve psikanaliz ile gözlerine serilmektedir. Kısacası hayatın her alanında özellikle edebiyatta psikanalizin izleri açıkça gözlenmektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
40

ARSLAN, Adnan. „Îliyyâ Ebû Mâdî’nin Kem Teştekî Şiirinde Kelime Seçimi“. Mevzu – Sosyal Bilimler Dergisi, 05.01.2023. http://dx.doi.org/10.56720/mevzu.1203230.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Varlığın en mükemmel sonucu olarak kabul edilmesi mümkün olan ha-yat, karamsarlık ve ümitsizlik içerisinde heba edilmeyecek kıymeti haiz bir değerdir. Mehcer şairi Ebû Mâdî (ö. 1957), hayata bu açıdan bakmış ve sıklıkla hayatın anlam ve değeri üzerine şiirler söylemiştir. Amerika’ya göç eden diğer mehcer şairlerinin aksine varlığa iyimser bakmaya çalışmış ve şiirlerinde hayatın yaşanmaya layık güzelliklerini terennüm etmiştir. Bunu yaparken sıklıkla bahar, çiçek, yağmur, güneş, nehir vb. olumlu çağrışımları olan öğeleri kullanmıştır. Hayata güzel bakabilmek için varlıktaki güzelliği dayanak noktası olarak göstermiş ve tabiatı ibretamiz bir vaiz olarak takdim etmiştir. Şiirlerinin çoğuna hâkim olan bu iyimserlik mesajına varlığı anlamsız, hayatı da beyhude görme eğiliminde olan modern insanın ihtiyacı olduğu düşüncesi bu çalışmanın hareket noktası olmuştur. Çalışmada şairin iyimserlik mesajı üzerine kurguladığı şiirlerinden olan Kem teştekî kasidesi kelime seçimi açısından incelenmiştir. Kasidenin omurgasını teşkil eden düşünce yapısının çözümlemesi yapılmış ve iyimserliğin nasıl temellendirildiği irdelenmiştir. Çalışma boyunca alımlama estetiği kuramı eleştiri yöntemi uygulanmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
41

YAVUZDOĞAN, Seçkin, und Uğur ELİBÜYÜK. „Kamu Görevlilerinin Özel Hayatına İlişkin Davranışlarını Sınırlayan Disiplin Suçları Üzerine Genel Bir Değerlendirme“. Kırklareli Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 22.12.2022. http://dx.doi.org/10.47140/kusbder.1216441.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Özel hayata ilişkin koruma Anayasa, uluslararası sözleşmeler, kanunlar ve yargı kararları ile geniş bir ölçekte sağlanmaya çalışılmaktadır. Ancak, söz konusu kamu görevlisinin özel hayatı olduğunda bakış açısı farklılaşmaktadır. Herhangi bir birey için özel hayata girdiğine şüphe bulunmayan bir olay, kamu görevlisi açısından bu bağlamda değerlendirilmemektedir. Hatta, bireyin mahrem alanına giren kimi eylemler dahi kamu görevlisi tarafından gerçekleştirildiğinde, tabi olduğu disiplin mevzuatına göre ağır disiplin cezaları ile muhatap olmasına ya da kamu görevinden ihraç edilmesine sebep olabilmektedir. Başka bir ifade ile bağlı oldukları mevzuatta belirtilen ödev, görev, yasak ve sorumluluklar kamu görevlilerinin özel hayatı açısından bir sınır oluşturmaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
42

MEMİÇ, Fatih. „DİNDAR BİR HAYATA DOĞRU: R. MENACHEM MENDEL SCHNEERSON’IN LİDERLİK ÖNCESİ HAYATI“. Kilis 7 December University Journal of Theology, 12.12.2022. http://dx.doi.org/10.46353/k7auifd.1173851.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Yerel bir hareket olarak ortaya çıkan Habad-Lubaviç, her bir liderin (rebbe-tsadik) katkılarıyla gelişimini sürdürerek günümüzdeki duruma gelmiştir. Kurucu lider R. Shneur Zalman’ın ezoterik öğretinin kitlelere yayılması gerektiği düşüncesi hareketin bağımsız bir gelenek olarak ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Öğretilerin daha geniş kitlelere yayılması gerektiği hususunda R. Zalman’ın talebesi R. Aaron ile mücadeleye girişen oğul R. Dov Baer’in liderliği ise hareketin hanedana dönüşmesinde atılan ilk adımdır. R. Menahem Mendel dönemi, liderlik mücadelesinde ikiye ayrılan hasidik kitlenin tekrardan birleşmesine ve kendisinden sonra birçok liderin aynı anda olabileceği fikrinin hareket içerisinde yer bulmasına imkân vermiş, oğul R. Samuel Schneersohn’ın liderliğiyle de harekette hanedan prensibi tamamen benimsenmiştir. R. Shalom Dov Baer’in dönemi ise hareketin ve dünya Yahudilerinin içeriden ve dışarıdan büyük tehditlerle karşı karşıya kaldığı bir zaman dilimidir. Haskala, Siyonizm vb. hareket ve ülküler dindar kesimleri rahatsız etmiş ve buna yönelik cevap arayışları ortaya çıkmıştır. Bu noktada R. Shalom Dov Baer, içinde bulunulan zamanı Mesihî sürecin parçası olarak görmüş ve Habad-Lubaviç’i buna yönelik olarak yeniden kurgulamıştır. Hareketin faaliyetleri Mesih’in gelişinin birer müjdecisi olarak görülmüş ve bu tavır R. Joseph Isaac Schneersohn döneminde de hız kesmeden sürdürülmüştür. Kurumsallaşmanın temelleri atılmış ve hareket, mensuplarıyla birlikte Amerika’ya göç etmiştir. Burada yapılacak faaliyetlerin ve her bir Yahudi’nin eyleminin, Mesih’in gelişinde önemli bir parametre olduğuna dikkat çekilerek büyük bir ivme yakalanmış ve hareket mensupları aktif hâle getirilmiştir. Göçe manevi misyon yükleyen bu tavır, dünya çapında örgütlenme ve kıtaları aşan organizasyona dönüşümle sonuçlanmıştır. Bunun gerçekleşmesindeki en büyük etken şüphesiz ki son lider R. Mendel Schneerson’dır. Öyle ki hareket neredeyse onunla özdeşleşmiştir. R. Mendel Schneerson, karizmatik kişiliği, vizyoner tavrı ve görüşleriyle hareket üzerinde ciddi etkiler bırakmıştır. Gündemi yakından takip etmesi ve bunu Yahudi bireyler için kullanmaya çalışmasıyla da Yahudi dünyasının neredeyse son yüzyılına damga vurmuştur. Ancak dindar bir imaj çizilen R. Mendel Schneerson’ın liderlik öncesi hayatı sanıldığı gibi değildir. Hasidik bir hayat yaşama niyetinde olmayan ama ömrünün sonuna doğru Mesih olduğuna inanılan R. Mendel Schneerson’ın önceki hayatının gün yüzüne çıkartılması bu açıdan önem arz etmekte ve çalışmanın temel amacını oluşturmaktadır. Hayat tarzı ve birikimi dindar bakış açısından problem teşkil etmiş ve aleyhine olan bir durumu ortaya çıkarmıştır. Ancak ilerleyen süreçte yine bu birikim, önündeki engellerin kalkmasında ve lider seçilmesinde önemli bir etken olmuştur. Almış olduğu eğitim ve yaşamış olduğu tecrübe dindar kitle için bilinmeyen bir dünyaya yönelik bilgi ve beceriyi getirmiş, devamında ise bu vukûfiyet ve müktesebat kitlelerin ona ilgi ve alaka göstermesine yol açmıştır. Hareketin geleceğini şekillendiren R. Mendel Schneerson’ın liderliği boyunca meselelere yaklaşımından, eylemlerinde seleflerinden ayrılmasına, hareketin mevcut karakteristiğinin oluşmasından dünya çapında organizasyon kabiliyeti kazanmasına kadar vermiş olduğu birçok kararda yine yaşamış olduğu bu hayatın izini sürmek mümkündür. Bundan dolayı hem kendisinin sanıldığı gibi biri olmadığının ortaya konulması hem de hareket liderliğinde almış olduğu kararlarda bu hayatın önemli bir vizyon değişikliği getirdiği düşüncesi konunun araştırılmasını önemli hâle getirmiştir. R. Mendel Schneerson’ın liderliği öncesi hayatı şu şekilde özetlenebilir: Onun çocukluğu hasidik hayat tarzının içerisinde ama nispeten bundan uzak olunan bir ortamda geçmiştir. Gençliğinde tamamen seküler hayatın peşinde koşmuş ve bu uğurda Almanya-Fransa’da eğitim görmüştür. Ancak yine aynı dönem içerisinde kayınpederi ve hareketin altıncı lideri R. Isaac’in yer yer müdahaleleriyle hasidik hayat tarzının içinde tutulmaya çalışılmıştır. Eğitim hayatında yaşamış olduğu sıkıntı ve R. Isaac’in yönlendirmeleri R. Mendel Schneerson’da çifte bir hayata kapı aralamıştır. Bu durum da yer yer içerisinden çıkamadığı problemleri ortaya çıkarmıştır. Liderliğine giden süreçte ise R. Mendel Schneerson’ın hareketle ilişkisi daha yakınlık arz etmiştir. Kabul etmesiyle de uzak durmaya çalıştığı hayata tamamen entegre olmuş hatta ilerleyen süreç kendisinin Mesih ile ilişkilendirilmesine bile yol açmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
43

ARI, Sinan, und Emine Huma KARADAYI. „Hayat Bilgisi Dersi Kapsamında Dersimiz Atatürk Filminin Analizi“. RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, 04.03.2024. http://dx.doi.org/10.29000/rumelide.1446945.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Bu çalışmada, hayat bilgisi dersi öğretim programında yer alan Atatürk ile ilgili kazanım ifadeleri ve açıklamalarından yola çıkarak Dersimiz Atatürk filminde; Atatürk’ün hayatı, çocukluğu ve kişilik özelliklerinin nasıl işlendiğini incelemek amaçlanmıştır. Çünkü günümüz eğitim öğretim ortamları artık ders kitaplarının yanı sıra diğer birçok çeşitli öğretim araç ve materyallerinin kullanılabileceği donanımdadır. Eğitim öğretim ortamlarında kullanılabilecek bu araçlardan birisi de izleyenlerin birden fazla duyu organına hitap eden eğitsel filmlerdir. Bu amaçla çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden doküman analizi kullanılmıştır. Verilerin toplanmasında filmle ilgili notlar alabilmek amacıyla Atatürk’ün hayatı, çocukluğu ve kişilik özellikleri temaları altında bir kontrol listesi oluşturulmuştur. Film her iki araştırmacı tarafından birbirinden bağımsız olarak titizlikle incelenmiş, notlar alınmıştır. Daha sonra bu notlar karşılaştırılarak uyuma bakılmıştır. Toplanan veriler betimsel analizle çözümlenmiştir. Bulgular sunulurken çalışmanın her aşaması içerikte açıklanmış, filmlerden sıklıkla alıntılar yapılmış ve görseller sunulmuştur. Çalışma sonunda filmin Atatürk’ün hayatı, çocukluğu ve kişilik özellikleri üzerine yeterince bilgi verdiği, temel eğitim düzeyindeki öğrenci seviyesine uygun olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu doğrultuda hayat bilgisi derslerinde Atatürk ile ilgili konularda “Dersimiz Atatürk” filminin öğrencilerle birlikte izlenilmesi, filmin öğrenciler üzerinde etkili olup olmayacağı üzerine farklı sınıf düzeylerinde uygulamalı araştırmalar yapılması, Atatürk konularının farklı yöntemlerle işlenmesi üzerinden karşılaştırmalı çalışmalar yapılması önerilebilir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
44

Akyol, Hasan. „Sykeonlu Theodoros’un Hayat Hikâyesine Göre Ankara ve Kırsalı (VI – VII. Yüzyıllar)“. Korkut Ata Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 08.06.2024. http://dx.doi.org/10.51531/korkutataturkiyat.1487366.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Galatia Prima eyaletinin metropolisi Ancyra (Ankara)’nın batısında, Anastasioupolis yerleşimine bağlı bir köy olan Sykeon’da doğan ve yaşayan Theodoros’un hayat hikâyesi, Sykeon merkezli olarak, öğrencisi Eleusios/Georgios tarafından Theodoros’un ölümünden (613) yaklaşık otuz yıl sonra tamamlanmıştır. Bir hagiografi niteliği taşıyan eser, tarihî ve coğrafi bakımdan önemli bilgiler içermektedir. Sykeon köyü ve civar köylerin adları, bu köylerde yaşayan köylülerin özellikle doğal felaketler karşısında Theodoros’u kurtarıcı olarak görmeleri mucizevi bir şekilde anlatılmaktadır. Theodoros’un kırsaldaki saygınlığı Azizi bölgenin yerel bir gücü haline getirmiş ve bu güç, yine Sykeon yerleşiminin Konstantinopolis’i doğuya bağlayan ana yol üzerinde bulunmasının da katkısıyla imparatorları, valileri, generalleri kendisine çekmiştir. Ancak istila dönemlerinde köy, bulunduğu konum itibariyle düşmanların gelişine sahne olmuştur. Hayat hikâyesi hem Ankara şehri hem de kırsalı hakkında önemli bilgiler içermektedir. Aziz Theodoros’un hayat hikâyesi Sasani istilasının hemen öncesinde Ankara ve kırsalındaki siyasi ve sosyal durum hakkında bilgiler sunmaktadır. Bu yönüyle hayat hikâyesi, incelediğimiz dönemler için bir kaynak eser niteliğindedir. Sykeon ve çevresindeki halkın yaşamı, ekonomik etkinlikleri ve bölgedeki yaban hayatı hakkında da veriler sunmaktadır. Çalışmamızda Sykeonlu Theodoros’un hayat hikâyesinde Ankara ve kırsalı ile ilgili siyasi, idari ve sosyal hayata dair veriler, diğer kaynaklar ışığında yorumlanmaya çalışılmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
45

KARAKÖSE, Saadet, und Metin AKDENİZ. „Klasik Türk Şiiri Metinlerinde Döngü“. Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi, 30.12.2022. http://dx.doi.org/10.15247/dev.2022.377.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Döngü, bir yörüngede yapılan seyirdir. Döngüde başlangıç ve bitiş naktası aynı olan bir daire çizilir. Kısır döngü, çözümü olmayan sorunları hep aynı noktadan alıp aynı sonuca ulaşma endişesidir. Mantıkta iki önermeyi birbiriyle ispatlamadır. İnsan çoğu zaman, çevresi, fikirleri, hayat şartları, sorunları, duyguları içinde dönüp dolaşıp aynı noktaya gelir. Kısır döngü, devr-i dâim veya fasit daire dediğimiz bu durum bütün hayatı etkiler. Bu olgu edebi eserlere de yansır. Yazar, şair, ressam vb. sanatçılar bilerek veya bilmeyerek kendi içindeki döngüleri eserlerine yansıtırlar. Döngü hayatın kendisidir. Güçsüz ve muhtaç olarak dünyaya gelir, sonunda aynı şartlarda gideriz. Dünyanın dönüşüyle oluşan günler, aylar, mevsimler, yıllar hep tabii döngü çizerler. Tabiatta kevn ü fesad dediğimiz olma ve bozulma da bir döngüden ibarettir. Çoğu zaman yaşantımız, düşüncelerimiz, sorunlarımız ve başarılarımız döngü biçiminde olabilir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
46

KAYA, Melike, Hilmi Ekin OKTAY und Reyhan ERDOĞAN. „İklim Değişikliği Karşısında Kentsel Dirençliliğin ve Toplumsal Katılımın Artırılması Açısından Gündelik Kentsel Çevrelerin Estetiğinin Önemi“. Peyzaj Araştırmaları ve Uygulamaları Dergisi, 30.06.2023. http://dx.doi.org/10.56629/paud.1223582.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Günümüzde artan çevresel sorunlar, hayatın her alanında hissedilir olmuş, gündelik hayatı etkiler hale gelmiştir. Bu çevresel sorunların önlenmesinde ve etkilerinin azaltılmasında gündelik hayatımızdaki pratikler de önem arz etmektedir. Sürdürülebilirliğin tabana yayılması, sera gazlarının salınımının azaltılması, geri dönüşüm faaliyetlerinin yaygınlaştırılması, katılımcı bir yaklaşımla değerlendirilmeli ve kitlelerin en yaygın şekilde katılımı öncelikli olmalıdır. Bu amaca ulaşmak içinde gündelik hayatın bileşenlerinin ve rutinlerinin ahengi ve doğal döngülerle uyumu önem arz etmektedir. Bu bakımdan 20 yy.’ın ikinci yarısında gelişen çevre estetiğinin bir alt dalı olan gündelik yaşamın estetiği önemli görünmektedir. Çevre estetiği Hegel sonrasında estetik alanda sanat ürünlerine yapılan aşırı vurguya tepki ve toplumda başlayan çevre duyarlılığı ve buna bağlı çevre hareketlerinin gelişmesine paralel olarak ortaya çıkmış ve son dönemde önemli kazanımlar sağlamıştır. İlk başta doğal çevreleri sorgulama konusu yapan çevre estetiği sonrasında insan yapımı mekanları da sorgular hale gelmiş ve Yuriko Saito önceliğinde gündelik hayat ve onun bileşenleri de sorgulama konusu yapılmaktadır. Bu bakımdan bu çalışma sürdürülebilirlik ve kentsel dirençlilik açısından gündelik yaşam pratiklerinin öneminin altını çizerek, gündelik hayatın estetiğinin kentsel dirençlilik çalışmalarına katkılarını sorgulamayı amaçlamaktadır. Çalışmada nitel yöntemin bir alt kolu olan fenomonolojik yöntem kullanılmıştır. Çalışmanın gündelik hayatın kalitesi yanında, kentsel çevrelerde niteliksel artışa katkı koyması beklenmektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
47

BALCI, Merve. „Siyerin Mekke Dönemi“. Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 01.06.2023. http://dx.doi.org/10.17120/omuifd.1265614.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Siyer kelimesi sözlükte “davranış, hal, yol, âdet, bir kimsenin ahlakı, seciyesi ve hayat hikayesi” gibi anlamlara gelen sîret kelimesinin çoğuludur. Terim olarak ise Hz. Peygamberin hayatı, onun hayatını konu edinen bilim dalı ve bu alanda yazılan eserler için kullanılır. Günümüze kadar siyer adı altında yazılan kitaplara bakıldığında önemli bir külliyat oluşturmaktadır. Bunun en önemli nedenlerinden bir tanesi İslam dünyasında Hz. Muhammed’in hayatı ve kişiliğine duyulan ilgi ve önemdir. Ele alacağımız eser, Hz. Muhammed’i ve siyer konularını vahyin belirlediği bakış açısıyla okurlarına sunmaktadır. Ayrıca yazar hikaye ve hurafelerden arındırılmış bir Peygamber portresi sunarak aslında insan Hz. Muhammed’i anlatmaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
48

TUTAR, Kürşat. „İş ve Aile Yaşamı Dengesinde İş Paylaşımının Önemi“. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 28.10.2023. http://dx.doi.org/10.26745/ahbvuibfd.1364128.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Son yıllarda artan teknolojik gelişmeler ve değişmeler gündelik hayatın bütün alanlarına sirayet eder nitelikte bir hıza erişmiştir. Özellikle çalışma hayatı ve iş piyasaları bu gelişmelerden doğrudan etkilenmektedir. İşgücünün yapısındaki değişimle birlikte esneklik kavramı artık çalışma hayatının gündelik pratiklerine uygulanmaktadır. Bu açıdan esnek çalışma biçimlerinin hemen hemen tamamının geçerli olduğu günümüzde iş ve aile yaşamı kavramı giderek önem kazanmaktadır. Üretkenlik ve verimlilik artışı hedefine paralel olarak aile ve sosyal hayatın düzenlenmesi ihtiyacına dayalı çalışma sürelerinde değişiklik, kısaltma ve dengelemelere gidilmektedir. Bu açıdan iş paylaşımı alternatif bir model olarak değerlendirilmektedir. Ev yaşamının getirmiş olduğu sorumlulukların yerine getirilmesine ilaveten olası bakım ve rutin gündelik işler, işgücünün çalışma süresi dışında boş zaman ve sosyal yaşam imkanını daraltmaktadır. Çalışmada iş paylaşımının bu ihtiyacı karşılama potansiyelleri ve gelecek çalışma hayatı için ne tür bir alternatif oluşturabileceği tartışılmaktadır. Çalışmada, işgücü piyasasındaki esnekliğin bir sonucu olarak yeni kısmi çalışma sürelerinden iş paylaşımının iş ve aile yaşam dengesi arasındaki ilişkisi üzerinde durulacaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
49

ŞEN, Abdussamet. „Kur’an Öncesi ve Kur’an Sonrası Dönemlerde Hayatın Yapısı“. Batman Akademi Dergisi, 12.06.2023. http://dx.doi.org/10.58657/batmanakademi.1296387.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Kur’an Öncesi ve Kur’an Sonrası Dönemlerde Hayatın Yapısı Öz: Kur’an kendisinden önceki dönemi câhiliye olarak adlandırmıştır. Görülen o ki, o döneme yüklenen pejoratif içerik zaman dilimiyle ilgili değil; o dönemin adaletten uzak, haksız, zalim, kişisel ve toplumsal olguların menfaat üzerine şekillendiği ahlâkî eksikliğinedir. Bununla birlikte Kur’an öncesi dönem kan akrabalığına dayalı, kabile hayatının hâkim olduğu bir dönemdir. İnsanların tevhid telakkisinden uzak olmaları, şirkin hüküm sürmesi, dünya hayatının tek gerçek olarak kabul edilmesi de yine bu dönemin özellikleri arasında sayılabilir. Kur’an, indirildiği ilk günden itibaren hayattaki yanlışlara müdahale etmiş ve indiği toplumda esaslı bir değişiklik meydana getirmiştir. Kur’an baştan beri insanların kendi onurlarına yakışan bir hayatı yaşamaları için ortam hazırlamıştır. Kabile, aşiret gibi yapıları aşan geniş tabanlı bir model oluşturmuştur. Bununla birlikte câhiliyedeki yanlış hayat anlayışını tevhid yörüngesi etrafında yeniden inşa etti. Kur’an her açıdan bölünmüş bir yapıda teolojik ve sosyolojik anlamda bir birliktelik kurdu. Hayatın tamamen dışına itilen ahiret inancını da merkezi bir yere konumlandırdı. Bu çalışmada Kur’an öncesi ve sonrası yapılar analiz edilmiş, temel farklılıklara çalışmanın sınırları da gözetilerek değinilmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
50

ŞEN SÖNMEZ, Ürün. „Chronology of the Pain in Nilgün Marmara's Poetry“. ViraVerita E-Dergi, 13.05.2023. http://dx.doi.org/10.47124/viraverita.1265686.

Der volle Inhalt der Quelle
Annotation:
Nilgün Marmara’nın hayatı ve şiirleri hakkında yapılan edebiyat çalışmalarında genellikle şair özneden çok gerçek öznenin üzerinde durulur ya da bu ikisi iç içe ele alınır. Nilgün Marmara’nın intiharı bir yandan trajik bir sonu imlerken diğer yandan şiirlerinin bu trajik sondan ayrılamazlığı sonucunu beraberinde getirmiştir. Şüphesiz, pek çok şairde olduğu gibi Nilgün Marmara’da da şairin hayatı şiire dâhildir ve estetik üretimle gerçek hayat pek çok noktada kesişir. Hatta acının, benlik arayışının ve sorgulanışının mahsulü olan bu şiirler, şairin gerçek öznesinin acısının, arayışının ve sorgulayışlarının izdüşümleri olarak da ele alınabilir. Bununla beraber, bu şiirlere şairin intiharının aydınlatıcı metinleri olarak bakmak, estetik üretimi göz ardı etmek anlamına gelir. Dolayısıyla bu şiirleri, onun ölümüne/intiharına gerekçe üreten metinler olarak edebi eleştirinin maksadını aşan yorumlarla değil, acının, arayışın, yalnızlığın ve ölüm tasarımının izdüşümleriyle kısıtlayıp tematik ve imgesel bir çözümlemenin malzemesi haline getirmek daha doğru olacaktır. Bu noktada, genellikle dağınık halde üzerinde durulmuş ya da sadece değinilmiş olan acının hem izlek/tema hem de imgelemin besleyici unsuru olarak çözümlenmesi, acı çeken özneye ve acının izlekleştiği metinlere dair farklı sözler söyleme ve sorgulamalar yapma olanağı barındırır. İntiharın çoğunlukla örtük de olsa başarısızlık ya da yazıklanma içeren bir tonla yorumlanması bu acıyı görünmez kılar ya da depresif bir ben ile kısıtlayarak önemsizleştirir bu durumda acı, başarısız bir hayatın öznesinin başarısızlığının nedenine dönüşür. Bu çalışmada hem öznede hem de onun estetik yaratımlarında içkin olan acı, şiirlerin inşa süreciyle koşutluk içinde ele alınarak kronolojik olarak incelenmiş, psikobiyografik ve yakın okuma tekniklerinin olanaklarından yararlanılmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO und andere Zitierweisen
Wir bieten Rabatte auf alle Premium-Pläne für Autoren, deren Werke in thematische Literatursammlungen aufgenommen wurden. Kontaktieren Sie uns, um einen einzigartigen Promo-Code zu erhalten!

Zur Bibliographie